Amaç: Myoma uteri nedenli opere edilen olgulara uygulanan operasyon
tiplerinin karşılaştırılması Materyal Metod: Çalışmada Ocak 2007 ve Aralık 2012
tarihleri arasında Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları
ve Doğum Anabilim Dalında leiomyom tanısı alan ve ameliyat yapılmış 266 olgunun
retrospektif olarak dosya bilgileri ve ameliyat notları incelendi, istatistiksel
karşılaştırmaları yapıldı. Sonuçlar: Olgularımızın 154 (% 57.9)’sine total abdominal
histerektomi,72(%27) sine laparatomi ile myomektomi, 21(%7.9)’ine operatif
histeroskopi ile myomektomi, 6(%2.3)’sına laparaskopik histerektomi, 3 (%1.1)’üne
subtotal abdominal histerektomi, 3 (%1.1)’üne vajinal histerektomi 3 (%1.1)’üne
vajinal myomektomi yapıldığı saptandı. Yaş ortalaması histerektomide 46.20,
myomektomide 35.55, operatif histeroskopi ile myomektomide 37.85 idi. Olguların
başvuru şikayetleri değerlendirildiğinde; en sık kanama düzensizliği(%44), ikinci
sıklıkta ise ağrı şikayeti(%26) ile başvurdukları saptandı. Olguların postoperatif
patolojileri incelendiğinde sadece leiomyom uteri tanısı %91.7‘sinde saptanmışken;
eşlik eden diğer patolojilerle birlikte değerlendirildiğinde toplamda %97.6’sında
leiomyom uteri saptanmıştı. Postoperatif dönemde komplikasyonlar yok denecek
kadar azdır. Operasyon tipine göre komplikasyonlarda opH/S yapılan 2 hastada
komplikasyon geliştiği görüldü. Postoperatif kanama histerektomi sonrası 2 olguda
ve myomektomi sonrası 1 olguda görüldü. Histerektomi sonrası 1 olguda barsak
seroza laserasyonu ve 1 hastada mesane yaralanması görüldü. Sonuç: Genç
hastalarda daha çok uterus koruyucu cerrahinin tercih edildiği gözlenmiştir.
Abdominal cerrahide komplikasyonların daha fazla olabilmektedir. Laparaskopik ve
robotik cerrahinin gelişmesi ile daha minimal invaziv cerrahinin önemi giderek
artmaktadır. Bunu karşılaştırmak için ileri prospektif çalışmalara ihtiyaç olduğunu
düşünmekteyiz.
Objective:
To compare type of operations among patients who underwent surgery for myoma
uteri Materials and Methods: Two hundred and sixty-six patients who applied
Eskisehir Osmangazi University School of Medicine Departement of Obstetrics and
Gynecology for surgery with diagnosis of leiomyoma uteri evaluated retrospectively
in terms of patients’ characteristics and information about operation types; and then
statistical comparison was made between operation types. Results: When we looked
operation types; total abdominal hysterectomy(n:154,57.9%),
myomectomy(n:72,27%), hystereoscopic myomectomy(n:21,7.9%), laparoscopic
hysterectomy(n:6,2.3%), subtotal abdominal hysterectomy(n:3,1.1%), vaginal
hysterectomy(n:3,1.1%), vaginal myomectomy(3,1.1%) were performed. Mean of
age for operations were 46.2, 35.55 and 37.85 for hysterectomy, myomectomy and
hysteroscopy respectively. We assessed primary complaint of patients, the most
frequent complaint was abnormal uterine bleeding(44%), the second frequent syptom
was pelvic pain(26%). When we analyse the pathologic diagnosis of postoperative
specimens, 91.7% of patients had only leiomyoma uteri, 97.6% of patients had
leiomyoma uteri with concomitant pathologies. Postoperative complications were
very rare. Two patients who underwent operative hysteroscopy had complications.
Postoperative bleeding were seen in 2 patients of hysterectomy group and 1 patient
of myomectomy group. After hysterctomy bowel serosal laceration occurred in one
case and bladder injury occurred in another case. Conclusion: In our study we
determined that uterus sparing surgery was performed especially in young patients
who desire child bearing. Complications may be happened more in patients who
underwent an abdominal operation. The importance of minimally invasive surgery
was increasing gradually with the development of laparoscopic and robotic surgery.
Further prospective studies were required to compare these operations.