Bu çalışmanın amacı tıp eğiticilerinin ve tıp fakültesinde okuyan öğrencilerin
teknolojik pedagojik alan bilgilerinin düzeylerini belirlemektir.
Yöntem: Bu araştırma tarama modelinde dizayn edilmiştir. Araştırmada örneklem
seçimi yapılmayacak olup, bir Tıp Fakültesinde görev yapan öğretim üyelerinin ve
okuyan öğrencilerin tamamına ulaşılması hedeflenmiştir. Çalışma için literatüre dayalı
olarak 42 maddelik 5’ li likert tipinde soru formu oluşturuldu. Veriler, veri toplama
aracının katılımcılara online (çevrimiçi) olarak google form aracılığıyla ulaştırılması yoluyla
elde edildi. Veri toplama aracının cevaplandırma süresi yaklaşık 10-15 dakikasürmektedir.
Demografik değişkenler gruplandırıldı, Veri toplama aracındaki maddeler
5’li Likert sistemiyle puanlandırıldı. Katılımcıların demografik özelliklerini belirleyici
frekans (n) ve yüzde (%) değerleri çıkarılarak veritoplama aracının tüm boyut puanları
için ortalama (X) ve standart sapma (SS) puanları hesaplandı. Katılımcıların
teknolojik pedagojik alan bilgisi puanlarının; cinsiyet değişkenine gore farklılaşıp
farklılaşmadığını belirlemek için bağımsız grup t-testi; Bölüm ve Yaş grupları değişkenlerine
göre farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek için ANOVA kullanıldı. İstatistiki anlamlılık
düzeyi p≤0.05 kabul edildi.
Bulgular: Teknolojik pedagojik alan bilgileri 6 alt alandan oluşmaktaydı bunlar
teknoloji, içerik, pedagojik bilgi, pedagojik içerik, teknolojik pedagojik ve teknolojik içerikti.
Erkek öğretim üyelerinin teknolojik bilgilerinin kadın öğretim üyelerinden daha
fazla olduğu bulundu (p<0.05). Diğer alt alan puanları açısından ise kadın ve erkek öğretim
üyeleri arasında bir fark bulunamadı. Teknolojik, teknolojik pedagojik ve toplam
puan ortalamaları açısından temel, dahili ve cerrahi tıp bilimleri bölümü arasında fark
bulundu. Öğretim üyelerinin teknolojik pedagojik alan bilgileri ile akademik ünvanları
2
arasında içerik alt alanı hariç fark bulunamadı. Öğretim üyelerinin teknolojik pedagojik
alan bilgileri ile akademik çalışma süreleri arasında içerik ve pedagojik içerik alt alanları
hariç bir ilişki bulunamadı. Kadın ve erkek öğrenciler arasında teknolojik pedagojik alan
bilgisi açısından fark bulunamadı. Temel ve klinik tıp bilimleri arasında teknolojik pedagojik
alan bilgisi açısından fark bulunamadı (p>0.05).
Sonuç ve Öneriler: Tıp fakültesi öğretim üyelerinin teknolojik pedagojik alan
bilgilerinin değerlendirildiği bu çalışma birçok değişkenin teknolojik pedagojik alan bilgisi
ile ilişkili olduğu ortaya koymuştur. Mesleki kıdem içerik ve pedagojik içerik bilgisi
ile ilişkilidir. Öğrenciler açısından yapılan literatür taramasında böyle bir çalışmaya rastlanılmamış
olması çalışmanın önemini arttırmaktadır. Öğrencilerin teknolojik pedagojik
alan bilgileri temel ve klinik bilimlerde farklı değildir. .Bu öğretim üyelerinin hem temel
hem de klinik branşlarda teknolojik pedagojik alan bilgisi açısından benzer olduğu sonucunu
doğurmaktadır. Kıdemli olan öğretim üyelerinin tecrübelerinden yararlanmak için
genç öğretim üyeleri ile bir araya getirmek ve hizmet içi eğitim şeklinde tecrübeye yönelik
seminerler düzenlemek yararlı olur
The aim of this study is to determine the medical trainers’ and medical students’
technological pedagogical field knowledge levels.
Method: This study is designed in screening model. A sample will not be selected
in the study, it is aimed to reach all faculty members and students in a medical school. A
42 item and 5 point Likert type questionnaire based on literature was created. The data
were obtained by delivering the data collection tool online by google form. Answering
the data collection tool takes approximately 10 to 15 minutes. Demographical variables
were categorized, the items of the data collection tool were scored with 5 point Likert
system. The mean (X) and standard deviation (SD) for all dimension scores of data collection
tool were calculated using the decisive frequency (n) and percentile (%) values of
demographic features of the participants. To determine whether the technological pedagogical
field knowledge scores changes according to gender variable, independent samples
t test; according to department and age groups variables ANOVA were used. The
statistical significance was accepted as p≤0.05.
Results: Technological pedagogical field knowledge was made out of 6 subfield,
which were technology, content, pedagogical knowledge, pedagogical content, technological
pedagogical and technological content. It was found that male faculty members’
technological knowledge was more than female faculty members(p<0.05). Interms of other
subfield scores, no difference was found between female and male faculty members.
A difference was found between basic, internal and surgical medical sciences departments
regarding to Technological, technological pedagogical and total mean scores. No difference
was found between technological and pedagogical field knowledges and academic
titles of the faculty members except for the content subfield. A difference was not found
4
between technological and pedagogical field knowledges and academical working time
of the faculty members excluding the content and pedagogical content subfields. The difference
was not found between the female and male students in terms of technological
and pedagogical field knowledge. Between basic and clinical medical sciences, no difference
was found regarding technological and pedagogical field knowledge(p>0.05). Pedagogical
knowledge score differed between 17-19 age group and the others while for the
other subfields there wasn’t a difference according to age groups (p>0.05).
Conclusion: This study evaluating the technological pedagogical field knowledges
of faculty members of medical school revealed that many variables are related to
technological and pedagogical field knowledge. Professional seniority is associated with
content and pedagogical content knowledge. The fact that there wasn’t any similar studies
for the students in the literature screening increases the importance of this study. The
technological and pedagogical field knowledges of the students was not different in basic
and clinical sciences. This leads to conclusion that the technological and pedagogical field
knowledges of the faculty members were similar in both basic and clinical branches. In
order for the young faculty members to benefit from the senior faculty members’ experience,
it would be beneficial to bring them together and organize seminars for experience
in the form of in-service training