Doğa ve kültür, arkaik zamanlardan beri edebiyata konu olmuş kavramlardır.
Aralarındaki dikotomik ilişki, felsefenin de ilgisini çekmiş, dönemin önde gelen
filozofları tarafından çalışmalarda yer verilmiştir. Çalışmanın kuramsal çerçevesini
oluşturan Kültürel Ekoloji Olarak Edebiyat, sistemin hegemonik güçleri ile toplumun
marjinalize edilmiş konuları arasında dengeyi sağlayan bir mekanizma gibi
çalışmaktadır. Hayatın ikilemlerden ibaret olduğunu söylemek ya da bu durumu
kabullenmek yeterli değildir. Önemli olan dikotomik ilişkiler içerisindeki sistematik
olgular ile bastırılanlar arasında bir ilişki oluşturmak, homojen bir birliktelikten ziyade
bir arada olmalarını sağlamaktır. Bu kuram, içinde barındırdığı alt metinlerle felsefi,
sosyolojik ve antropolojik bir edebiyat sentezi ortaya çıkarmaktadır.
Çalışmanın amacı, toplumda var olan baskın güçlerin çıkmazlarının ve tek
yanlılıklarının ortaya çıkarılmasını, kültürel olarak bastırılanın dil aracılığıyla
etkinleştirilmesini ve bu iki kutbun entegrasyonunu gözler önüne sererek edebiyatın
kurmaca düzlemde sürdürdüğü kültürel yaratıcılığın okur tarafından nasıl yapılandırıcı
bir deneyime dönüştürüldüğünü göstermektir. Bu bağlamda Thomas Mann’ın
Venedik’te Ölüm, Ian McEwan’nın Yabancı Kucak ve Nedim Gürsel’in Resimli Dünya
isimli eserleri, Hubert Zapf’ın Kültürel Ekoloji Olarak Edebiyat kuramı kapsamında
geliştirdiği ‘Üçlü İşlev Modeli’ aracılığıyla karşılaştırmalı bir şekilde incelenecektir.
Kültür Eleştirel Üstsöylem, Kurmaca Karşıt Söylem ve Uzlaştırıcı Söylemlerarasılık
vi
basamaklarından oluşan bu model, Nietzsche’nin Tragedya’nın Doğuşu, Adorno ve
Horkheimer’ın Aydınlanmanın Diyalektiği ve Bahtin’in Rabelais ve Dünyası isimli
eserlerinin alt metin olarak ele alınmasıyla daha da anlamlanacaktır.
Kültürel-ekolojik bir yaklaşımla ele alınan Venedik, birincil kaynakça olarak
incelenen eserlerde ortak uzam olarak yer almakta ve ‘Kurmaca Karşıt Söylem’ olarak
ortaya çıkmaktadır. Venedik’in katastrofik ve liminal gücü sayesinde aydınlanmacı
toplumlarda bireyleri ve olayları Diyonizyaklaştırdığı ve resmi söylemlerin çözüldüğü
görülmüştür. Eserlerinde sonunda görülen sembolik ölümler, doğa ile kültürün karşı
karşıya gelmesinden kaynaklanmaktadır. Bu çalışma, Karşılaştırmalı Edebiyat Bilimi
alanında yapılmış çalışmaları destekler niteliktedir, özellikle Türk ve İngiliz edebiyatı
bağlamında alanyazına yeni bir soluk getireceği düşünülmektedir
Nature and Culture are the terms discussed in literature since archaic periods.
The dichotomic relation between them has drawn attention of philosophy, and it has
been used by the prominent philosophers in the related studies. Literature as Cultural
Ecology, which is the theoretical framework of the study, works as a mechanism
balancing between hegemonic powers of the system and the marginalized matters of the
society. That is not decent to say that life is made up of those dilemmas or to accept it.
What is the significant one is to interrelate between systematical phenomenons within
the dichotomical relations and restrained ones, and to provide them to coexist even they
are not homogenous. This theory brings out a philosophical, sociological and
anthropological literature synthesis containing subtexts within itself.
The aim of the study is to provide the dilemmas and unilateralism of the
dominant powers in the society, to activate the culturally repressed one via language and
to display the integration of those two opposite sides, so literature will enable the
cultural creativity to be converted by the reader into a constructing and transforming
experience in the fictional atmosphere. The works named as Death in Venice by Thomas
Mann, Comfort of Strangers by Ian McEwan and The Turbans of Venice by Nedim
Gürsel is examined comparatively through Triadic Function Model developed within
the scope of Hubert Zapf’s Theory Literature as Cultural Ecology. This model including
viii
the stages named as “Culture-Critical Metadiscourse”, “Imaginative Counter Discourse” and “Reintegrative Interdiscourse” will be much more meaningful through
analyzing subtexts like The Birth of Tragedy by Nietzsche, Dialectic of Enlightment by
Adorno and Horkheimer and Rabelais and His World by Bahtin.
Venice, within the Cultural-Ecological Approach, is the common setting in three
novels to be used in the study as a first reference, and it is evaluated as ‘Imaginative
Counter Discourse’. It is observed that Venice make the individuals and events
Dionysiac in the enlightened societies via its catastrophic and liminal power, and official
discourses are dissolved in Venice. Symbolic deaths observed at the end of the novels
are based on the confrontation of nature and culture. This study supports the other
studies in the field of Comparative Literature and it is considered as a new lease in both
English and Turkish Language and Literature