Temelleri on sekizinci yüzyılda atılan ve oluşumu yaklaşık iki yüzyıllık bir
süreci kapsayan modernizm, yirminci yüzyılın en büyük kültür devrimi olarak
nitelendirilebilir. Tüm dünyada siyasi, ekonomik ve toplumsal alanlarda meydana
gelen köklü değişimlerin kültür hayatına etkisi kaçınılmaz olmuştur. Yüzyıllardır
süregelen geleneksel kültürden tamamen farklı özellikler gösteren modern kültüre
geçiş süreci, modernleşme yolundaki bireylerde kültürel yabancılaşmaya yol
açmıştır. Deneyimlediği kültürel yabancılaşma neticesinde iletişimsizleşerek
yalnızlaşan yirminci yüzyıl insanı, psikolojik anlamda bir çöküş sürecine girerek
sınır durumuna taşınmıştır.
İçinde bulunulan dönem özelliklerini aynaladığından, toplumların kültürel
hafızasının belgesi niteliğindeki sanat ve edebiyat eserleri, söz konusu kültür
devrimini ve bunun neticesinde meydana gelen ruhsal çöküntü kaynaklı sınır
durumları sıklıkla konu edinmişlerdir. Türk edebiyatının üretken yazarlarından bizzat
yirminci yüzyılda yaşamış olan Ayfer Tunç ve Alman edebiyatının Nobel ödüllü
yazarı Herta Müller de eserlerinde kültürel yabancılaşma sonucunda sınır duruma
gelen yirminci yüzyıl insanını konu edinen modern edebiyat yazarları arasındadır.
Çalışmada, geleneksel kültürden modernizme geçiş sürecinin Türk ve Alman
kültürlerindeki siyasal, ekonomik, toplumsal ve psikolojik yansımaları araştırılmış;
söz konusu yazarların seçili üçer eserinde kültürel yabancılaşmanın yol açtığı sınır
durumu psikolojisi imgesel, sembolik, alegorik yansımalar ile abgehackte dialektik
üslup özelliği bağlamında çoğulcu yöntem dâhilinde karşılaştırmalı olarak
incelenmiş; benzer ve farklı yönleri tespit edilerek neden ve sonuçları tartışılmıştır
Modernism, whose basis were laid in the eighteenth century and constitution
spanned nearly two hunderd years, can be described as the greatest cultural
revolution in the twentieth century. The effects of radical changes in political,
economic and social areas, all over the world, into the cultural life have been
inevitable. The process of transition from the traditional culture that has been going
on for centuries to the modern culture, which has completely different characteristics,
has led the individuals on the way of modernization to the cultural allience. As a
result of cultural allienation, uncommunicative twentieth century people became
alone and get into a psyhological collapse process and moved to the borderline.
Since they mirror the characterictics of the current period, works of art and
literature, which are the decuments of cultural memory of the societies, frequently
issued the cultural revolution in question and the borderline as a result of the
psychological breakdown. Among the prolific writers of Turkish literature, Ayfer
Tunç and Herta Müller, the Nobel Prize-winning author of German literature, who
lived in the twentieth century, are also among the modern literary writers who take
notice of the twentieth century people who have become borderline as a result of
cultural allienation.
In this study, the political, economic, social and psycihological reflections of
the transition from traditional culture to modernism in Turkish and German
literatures are investigated. Besides, in three selected works of these authors,
boderline caused by the cultural allienation were examined comparatively within the
context of the imaginary, symbolic, alegorical reflections and the abgehackte
dialektik style within the puliralist method. In addition, similar and different aspects
were determined and causes and results were discussed