İntrauterin büyüme kısıtlılığı (İUBK) olan olgularda metabolik asidozu öngörmede non-stres test (NST) ve doppler ultrasonografinin(USG) kullanımı ve bu yöntemlerin öngördüğü perinatal sonuçlarının araştırılması. Gereç ve Yöntem: Bu prospektif çalışma Ocak 2019 ile Nisan 2020 tarihleri arasında Eskişehir Osmangzi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı’na başvuran ve İUBK tanısı alan ve takibi hastanemizde yapılan 106 hastanın gözlemi ile gerçekleştirildi. Hastalar, anne karnında büyüme kısıtlılığı olan olguların doğum zamanına kadar; doppler USG, NST sonuçları, doğum sonrasında kord kanından alınan kan gazı parametreleri, yenidoğan yoğun bakımda kalış takip ve nedenleri ile değerlendirildi. Bulgular: İntrauterin büyüme kısıtlılığı; erken başlangıçlı intrauterin büyüme kısıtlılığı (EB-İUBK) ve geç başlangıçlı intrauterin büyüme kısıtlılığı (GB-İUBK) olarak ayrılmıştır. Doppler ve NST sonuçlarına göre incelenmiştir. İUBK ile takip edilen olgularda NST/Doppler USG sonuçlarına göre, preeklampsi etyolojisi, metabolik asidoz, RDS, oligohidroamnios açısından anlamlı farklılık bulunamamıştır. EB-İUBK ile GB-İUBK arasında da NST, yoğun bakımda kalış süresi ve oligohidroamnios açısından anlamlı farklılık bulunmamıştır. NST/Doppler USG sonuçlarına göre, yenidoğan yoğun bakımda kalış süreleri metabolik asidoz gelişimi, erken gestasyonel haftada doğum olması ve tahmini fetal doğum ağırlığı (EFBW) <3. persentilin altında olması ile ilişkisi anlamlı bulunmuştur. NST ile doppler sonuçları arasında anlamlı ilişki görülmüştür. Doppler anormal olmasıyla düşük Apgar skoru arasındaki ilişki istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. NST/Doppler gruplarının anormal sonuçları ile yenidoğanların entübasyon ihtiyacı ve erken sepsis gelişmesi arasıda anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Sonuç: İUBK, EB ve GB olarak iki ayrı grupta değerlendirilmesi, arteriyal ve venöz doppler ultrason ve NST ile izlenmesi, hasta yönetimi, doğum zamanlaması ve perinatal morbidite-mortalite öngörülmesi açısından faydalı olacaktır
To predict metabolic acidosis using non-stress test (NST) and Doppler ultrasound in intrauterine growth restriction (IUGR) cases and to examine the perinatal results based on these methods. Material and Method: This prospective study was carried out between January 2019 and April 2020 in 106 IUGR cases admitted to the Department of Gynecology and Obstetrics, Medical Faculty of Eskişehir Osmangazi University. IUGR cases were analyzed using Doppler ultrasound and NST results and cord blood parameters. Results: IUGR was classified as early-onset (EO) and late-onset (LO) cases. Analyses were performed using Doppler and NST results. Based on NST and Doppler ultrasound results, no statistically significant difference was found between IUGR cases in terms of preeclampsia etiology, fetal metabolic acidosis, respiratory distress syndrome and oligohydramnios. Moreover, there were no statistically significant differences observed between EO-IUGR and LO-IUGR in terms of NST, hospitalization time in neonatal intensive care unit (NICU), and presence of oligohydramnios. With regard to time of hospital stay in NICU, a statistically significant relationship was relevant between NST/Doppler results, development of fetal metabolic acidosis, birth in early gestational week, and estimated fetal birth weight (EFBW) <3%. A statistically significant relationship was found between NST and Doppler ultrasound results. The association between abnormal doppler results and the presence of low Apgar scores was statistically significant. Moreover, abnormal results of NST/Doppler groups were correlated with adverse perinatal outcomes defined as early sepsis development and need for neonatal intubation. Conclusion: Evaluation of IUGR in two groups as EO and LO using arterial/venous ultrasound and NST would be useful in patient management, delivery planning, and predicting the perinatal morbidity and mortality