Algler ekosistem bütünlüğünün korunmasında çok önemli canlı gruplarıdır.
Yapılarında çeşitli minerallerin yanı sıra vitaminler, antioksidanlar, terpenler ya da
flavonoidler gibi çeşitli bileşikler bulundururlar. Bu bileşikler nanobiyoteknolojide biyolojik
indirgeyici ajan olarak sıkça kullanılmaya başlanmıştır. Nanoteknolojik çalışmalar endüstri,
teknoloji ve tıp alanlarındaki yaygın uygulamaları nedeniyle, çeşitli nanomalzemelerin
üretimi için yoğun talep görmektedir. Nanopartiküllerin sentezlenme aşaması genel olarak
kimyasal yollarla gerçekleşir ancak bu olay oldukça yüksek maliyetler gerektirir. Son
yıllarda daha ekonomik ve daha az kimyasal gerektiren çevre dostu üretim teknikleri üzerine
yoğunlaşılmaktadır ve bu üretim tekniği ‘Yeşil Sentez’ olarak adlandırılmaktadır.
Çalışmamızda, Eskişehir il sınırlarında yer alan Musaözü göletinden izole ve
identifiye edilen yeşil mikroalgler kullanılmış ve yeşil sentez yoluyla altın nanopartikül
eldesi için pH, metal tuzu konsantrasyonu ve zaman parametreleri kullanılarak optimizasyon
çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Sentezlenen nanopartiküller UV-Vis spektrofotometre,
dinamik ışık saçılımı (DLS), Zeta-sizer, X-ışını kırınımı (XRD), Fourier dönüşümlü
kızılötesi spektroskopisi (FTIR), alan emisyonlu taramalı elektron mikroskobu (FE-SEM)
ve geçirimli elektron mikroskobu (TEM) ile karakterize edilmiştir. Chlorella özütünden elde
edilen nanopartiküller ortama 5-15 nm, Scenedesmus özütünden elde edilen nanopartiküller
ise ortama 3-15 nm boyutunda ve küresel yapıdadır. Broth mikrodilüsyon ve agar disk
difüzyon testleri kullanılarak altın nanopartiküllerin standart ve klinik Candida izolatları
üzerine güçlü antifungal etkileri tespit edilmiştir. Altın nanopartiküller ile Candida hücreleri
arasındaki morfolojik ve hücresel etkileşimler TEM ile değerlendirilmiştir. Nanopartiküller
genel olarak hücre üzerinde duvar ve membran yapılarını hasarlandırmış, sonrasında da
stoplazma erimeleri ve düzensizlikleriyle etkisini göstermiştir. Sonuç olarak yeşil sentez ile
elde edilen altın nanopartiküller medikal ve endüstriyel kullanım için güçlü bir potansiyele
sahiptirler
Algae are one of the important living group in maintaining the integrity of the
ecosystem and they provide nutrient and protection for aquatic organisms. They have various
minerals as well as vitamins, antioxidants, terpenes or flavonoids in their structural
compounds. Nanotechnological studies due to widespread applications in the fields of
industry, technology and medicine see high demand for the production of various
nanomaterials. The synthesis process of nanoparticles usually takes place chemically,
however, requires very high costs. In recent years, it is focused on more economical and
requires less chemical environmentally friendly production techniques and these production
technique is called ‘Green Synthesis’.
In our study, green microalgae isolated and identified from Musaözü pond located in
the provincial borders of Eskişehir were used and optimization was performed using the pH,
metal salt concentration, and time parameters to obtain gold nanoparticle by green synthesis.
Synthesized nanoparticles will be characterized by UV-Vis spectrophotometer, dynamic
light scattering (DLS), Zeta-sizer, X-ray diffraction pattern (XRD), alternately Fourier
transform infrared spectroscopy (FTIR), field emission scanning electron microscopy (FE SEM) and transmission electron micro (TEM). Nanoparticles obtained from Chlorella
extract are 5-15 nm, and nanoparticles obtained from Scenedesmus extract are 3-15 nm in
size and spherical. Strong antifungal effects of gold nanoparticles were determined on
standard and clinical Candida isolates of gold nanoparticles using broth microdilution and
agar disc diffusion tests. Morphological and cellular interactions between gold nanoparticles
and Candida cells were evaluated by TEM. Nanoparticles generally damaged the wall and
membrane structures on the cell and then showed an effect with cytoplasm melting and
irregularities. As a result, gold nanoparticles obtained by green synthesis have a strong
potential for medical and industrial use