Akut lenfoblastik lösemi (ALL), çocukluk çağı kanserleri arasında en yaygın görülen kanserdir. ALL tedavisi uzun, karmaşık ve oldukça yoğundur. Hayatta kalanlarda organ disfonksiyonu, nörobilişsel bozukluk, duygusal sıkıntı ve düşük yaşam kalitesi dahil olmak üzere tedaviyle ilişkili geç etkiler görülebilir. Çocuklar ayrıca ağrılı işlemler ve günlük aktivitelerini engelleyen sık hastane ziyaretleri nedeniyle duygusal davranış işlevlerinde değişiklikler yaşayabilirler. Çalışmamızda ALL tedavisi almış çocukların ve kardeşlerinin tedavi sonrası dönemde depresyon-anksiyete ve yaşam kalitesinin değerlendirilmesi, sağlıklı benzer yaştaki çocuklarla karşılaştırılması planlandı. ALL tedavisini tamamlamış 50 çocuk hasta grubunu (28 kız, 22 erkek, ortalama yaş 11,8±2,9 yıl), hasta grubunun kardeşleri olan 50 çocuk kardeş grubunu (30 kız, 20 erkek, ortalama yaş 12,3±2,9 yıl), herhangi aktif veya kronik hastalığı olmayan 50 çocuk ise kontrol grubunu (28 kız, 22 erkek ortalama yaş 12,8±2,9 yıl) oluşturdu. Cinsiyet ve yaş açısından her 3 grup arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık görülmedi (p>0.05). Yaşam kalitesi araştırılırken hastaların fiziksel sağlığı (FSTP) kardeş ve kontrol grubuna göre farklılık göstermezken, psikososyal sağlık toplam puanı (PSTP) ve ölçek toplam puanı (ÖTP) kardeş ve kontrol grubuna göre anlamlı düşük saptandı (p<0.05). Depresyon ve anksiyete düzeyleri araştırılırken total anksiyete ve total anksiyete depresyon puanlarında her üç grup arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık görülmedi(p>0.05). Yaşam kalitesi ve anksiyete-depresyon ölçekleri birlikte değerlendirildiğinde ise her üç gruptaki çocukların yaşam kaliteleri arttıkça anksiyete ve depresyon düzeylerinin azaldığı görüldü. Sonuç olarak; bu çocukların ve ailelerinin hem tedavi sırasında hem de tedavi bitiminden sonra psikiyatrik açıdan değerlendirilmeleri, zamanında yapılan yönlendirmeler ile sosyal hayata uyumlarının ve yaşam kalitelerinin artacağı düşünülmektedir
Acute lymphoblastic leukemia (ALL) is the most common cancer among childhood cancers. The treatment of ALL is long, complex and highly intensive. Survivors may experience treatment-related late effects, including organ dysfunction, neurocognitive impairment, emotional distress, and poor quality of life. Children may also experience changes in their emotional behavior function due to painful procedures and frequent hospital visits that interfere with their daily activities. In our study, it was planned to evaluate the depression-anxiety and quality of life of children who received ALL treatment and their siblings in the post-treatment period and to compare them with healthy children of similar ages. Fifty children who completed ALL treatment constituted the patient group (28 girls, 22 boys, mean age 11.8±2.9 years), 50 children who were siblings of the patient group constituted the sibling group (30 girls, 20 boys, mean age 12.3±2.9 years), and 50 children without any active or chronic disease constituted the control group (28 girls, 22 boys, mean age 12.8±2.9 years). There was no statistically significant difference between the three groups in terms of gender and age (p>0.05). While examining quality of life, physical health of the patients did not differ compared to the siblings and control groups, while the psychosocial health total score and scale total score were found to be significantly lower than the sibling and control groups (p<0.05). While investigating depression and anxiety levels, no statistically significant difference was found between the three groups in total anxiety and total anxiety-depression scores (p>0.05). When the quality of life and anxiety-depression scales were evaluated together, it was observed that as the quality of life the children in all three groups increased, the levels of anxiety and depression decreased. As a result; psychiatric evaluation of these children and their families both during and after the treatment and with timely referrals are thought to increase their social life and quality of life