Bu çalışmanın amacı İki Uçlu Duygudurum Bozukluğu (İUDB) tanısı ile takip edilen ve baskın polarite özelliği gösteren ve göstermeyen hastaların sosyodemografik ve klinik verileri, işlevsellikleri ve ilaç uyumları yönünden karşılaştırılması ve bu hastaların sürdürüm tedavileri açısından değerlendirilmesidir. 01.10.2020 tarihi ile 28.02.2021 tarihleri arasındaki 5 aylık sürede Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi (ESOGÜ) Psikiyatri Bölümü İUDB takip polikliniğine başvuran ve ESOGÜ İstatistik Anabilim Dalı tarafından yapılan güç analizi sonuçlarına göre ardışık olarak her 3 grup için 63 hasta olacak şekilde, çalışmaya dahil edilme kriterlerini karşılayan, çalışmaya katılmayı kabul ettiğine dair yazılı onam veren, ötimik dönemde olan İUDB tanılı toplam 189 hasta çalışmaya alınmıştır. Baskın polarite tanımına göre bunların 63’ü manik baskın polarite (MBP) grubuna, 63’ü depresif baskın polarite (DBP) grubuna ve 63’ü ise belirsiz polarite (BP) grubuna dahil edilmiştir. Çalışmamızda MBP, DBP ve BP grupları arasında sosyodemografik verilerden cinsiyet, çalışma durumu, eğitim düzeyi, ailede hastalık öyküsü açısından; klinik verilerden ilk hastalık yaşı, yatış sayısı, sigara ve madde kullanımı, ilk atak tipi, toplam atak sayısı, atak frekansı açısından; ilaç uyumu, işlevsellik ve sürdürüm tedavileri açılarından istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar saptanmıştır. Sosyodemografik ve klinik veriler ile ilaç uyumu, işlevsellik ve sürdürüm tedavilerinin ilişkisi her grup için ayrı olarak incelendiğinde istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar saptanmıştır. Çalışmamızda baskın polaritenin bir klinik gidiş belirleyici olabileceği ve sürdürüm tedavisi belirlenirken dikkate alınması gereken bir parametre olduğu önerileri desteklenmiştir
The aim of this study is to compare sociodemographic and clinical data, functionality and drug compliance of patients with predominant polarity and unclear polarity, followed up with the diagnosis of Bipolar Disorder(BD), and to evaluate these patients in terms of their maintenance therapy. During the 5-month period between 01.10.2020 and 28.02.2021, according to the results of the power analysis performed by the ESOGU Statistics Department, a total number of 189 patients in the euthymic stage with a diagnosis of BD, who applied to the Eskişehir Osmangazi University Faculty of Medicine (ESOGU) Psychiatry Department IUDB follow-up polyclinic and met the inclusion criteria and gave written consent to participate in the study, 63 patients for each 3 groups were included in the study consecutively. According to the predominant polarity definition, 63 of them were included in the manic predominant polarity (MBP) group, 63 in the depressive predominant polarity (DBP) group, and 63 in the uncertain polarity (BP) group. In our study, among the MBP, DBP and BP groups statistically significant differences were found in terms of sociodemographic data, gender, employment status, education level, and family history of disease; in terms of clinical data age at first disease, number of hospitalizations, smoking and substance use, first episode type, total number of episode, frequency of episodes; drug compliance, functionality and maintenance treatments. When the relationship between sociodemographic and clinical data and drug compliance, functionality and maintenance treatments were examined separately for each group, statistically significant differences were found. In our study, the suggestions that the predominant polarity may be a determinant of the clinical course and a parameter that should be taken into consideration when determining the maintenance treatment were supported