Bu çalışmada, farklı dillere ve kültürlere ait iki edebi eser yabancılaşma izleği
çerçevesinde çözümlenmeye çalışılmıştır. Türk edebiyatının önde gelen yazarlarından
Adalet Ağaoğlu’nun Fikrimin İnce Gülü ile Fransız edebiyatının önemli ustalarından
Gustave Flaubert’in klasikler arasına giren eseri Madame Bovary, Türk ve Fransız
toplumlarında farklı dönemlerde yaşayan biri erkek diğeri kadın iki ana karakterin
topluma ve kendilerine yabancılaşma süreçleri benzerlik ve farklılıklar düzeyinde
analitik olarak incelenmiştir.
Yabancılaşma, insanın kendi öz benliğine ve içinde yaşadığı toplumunun kültürel
değerlerine aykırı davranışlar sergilemesi şeklinde açıklanabilir. Benzer şekilde düşük
sosyo-kültürel çevrelerde yetişen, zengin bir yaşam hayaliyle kendileri için varoluşsal
anlamı bulunan idealler edinen Fikrimin İnce Gülü eserindeki Bayram ile Madame
Bovary adlı eserdeki Emma karakterlerinin amaçlarını gerçekleştirmek uğruna
çevrelerini ve kendilerini bir yıkıma sürüklediklerini söylemek olasıdır. Bayram, bir
araba sahibi olmak adına kendine ve toplumsal değerlere yabancılaşırken, Emma’nın
gösterişli bir yaşam uğruna toplumsal-ahlaki değerleri çiğneyerek kendi öz benliğine
yabancılaştığı görülmüştür.
Bu çalışma sonunda, ana karakterlerin (Bayram ve Emma) amaçlarına
ulaşabilmek için kendilerine ve yaşadıkları toplumlara yabancılaştıkları tespit edilmiştir.
In this study, two literary work which belong to different languages and
cultures are tried to analyze in the frame of ‘alienation’ theme. Adalet Ağaoğlu’s work
Fikrimin İnce Gülü and Gustave Flaubert’s classical work Madame Bovary which have
two different figures, one is male and the other is female lived in Turkish and French
societies in different historical periods are analyzed with regard to some similarities and
differences included in their alienation process.
Alienation occurs when a person has a life style which is contradictory to his/her
own character. In the shade of this concept, we can say that Bayram in Fikrimin İnce
Gülü and Emma in Madame Bovary, because of their similarly poor socio-cultural
circumstances, have had some existantially important ideals to live a prosperous life.
It can be said that, these two figures for the sake of their ideals prepare a
disastrous corruption both for themselves and their friends and relatives. While Bayram
is alienated both for himself and for the social values, Emma in the search for a
prosperous life, broke the social and moral values that leads to the way to her self alienation.
In this study, it is argued that the main characters (Bayram and Emma) are
alienated to themselves and the society in which they live.