Bu çalışma Kasım 2008- Eylül 2009
tarihleri arasında, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve
Damar Cerrahisi Anabilim Dalında prospektif olarak gerçekleştirildi.
Çalışmaya yaşları 48-78 arasında değişen, kronik iskemik koroner arter
hastalığı olan, EF,si %40’ın altında 20 hasta (1 kadın, 19 erkek) dahil edildi.
Hastalar iki gruba ayrıldı. Gruplardan birindeki hastalara preoperatif
Levosimendan infüzyonu verildi. Hastaların hepsine koroner arter bypass
cerrahisi uygulandı. Tüm hastaların preoperatif, postoperatif 1.gün ve
postoperatif 7. gün nt proBNP değerleri ile preoperatif ve postoperatif 15. gün
transtorasik ekokardiyografi yardımıyla ejeksiyon fraksiyon değerleri ölçüldü.
Kontrol grubu ve Levosimendan verilen grubun verileri karşılaştırılarak ilacın
kardiyoprotektif etkinliği değerlendirildi. Bu karşılaştırma sonucunda
Levosimendanın cerrahi ile beraber kombine uygulandığında, yüksek riskli
olarak kabul ettiğimiz düşük EF’li koroner arter hastalığı bulunan hasta
grubunda myokardiyal koruma ve kontraktilite üzerine olumlu etkinliği olduğu
saptandı.
This study was performed prospectively
between November 2008 and September 2009 in Eskişehir Osmangazi
Univercity Department of Cardiovascular Surgery. Twenty patients (1 woman
and 19 men) aged from 48 to 78 years old were included the study. Eligible
patients were with chronic ischemic coronary artery diseases and below %40
of election fraction. Patients were divided in two groups. One group received
additional Levosimendan infusion, preoperatively. The coronary artery
bypass surgery was performed on all patients. The nt proBNP values were
measured preoperatively and on the first and seventh day after surgery, also
ejection fraction values were measured preoperatively and fifteenth day after
surgery by transthoracic echocardiography. The cardioprotective
effectiveness of drug was assessed comparing control group and
Levosimendan group. As a result of this comparison, we found that combined
Levosimendan and surgery have positive effect on myocardial protection and
contractility in the group of patients with low ejection fraction that assumed
high risk group.