Tam adı ‘Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi’ olan İstanbul
Sözleşmesi, İstanbul’da Avrupa Konseyi üyelerinin imzasına açılmıştır. İstanbul’da
imzalandığı için de bu şekilde isimlendirilmiştir. Türkiye, sözleşmeye imza atan ilk
devletlerden biri olmuştur. Sözleşmenin etkisiyle ülkemizde birçok düzenleme yapılmış ve
“6284 Sayılı Kanun” çıkarılmıştır.
Sözleşme, imzalandığı günden beri büyük tartışma konusu haline gelmiştir. Tartışmalar
genelde; eşcinsel birliktelikleri onaylamak, nikah akdi dışındaki birliktelikleri saymak, aile
kurumunun kutsallığının tehdidi, örf-adet ve dini uygulamalara karşı tutum gibi konular
üzerinden gerçekleşmiştir. Çalışmamızda, tartışmaya konu olan bu konuları İslam Hukuku
çerçevesinde değerlendirdik. Sözleşme maddelerinin müspet yönleri bulunmakla birlikte
bütüncül olarak değerlendirecek olursak; aile ve ahlak açısından sebep olacağı zararlar daha
fazla olabilir.
Sözleşme şiddeti, sadece kadına şiddet boyutuyla ele almaktadır. Şiddetin sorumlusunu
da toplumsal cinsiyet kalıplarına bağlanmaktadır. Kadın-erkek eşitliğinin sağlanmasından öte;
kadınlara ayrıcalıklı haklar verilmesini öngörmektedir. İslam dininde ise insana, insan olduğu
için bir takım haklar vermektedir. Bu bağlamda kişinin mensup olduğu din bile önem arz
etmemektedir.
XI
Kadın ve erkeğin mutlak eşitliği öngörülürken, cinsiyetler arası farklar göz ardı
edilmektedir. İslam ise kadın erkek ilişkisini eşitlik üzerine değil; adalet ve hak -sorumluluk
dengesi üzerine kurgular. İslam’da kutsal bir emanet olarak görülen kadın, nikah akdi ile
güvence altına alınmakta ve mehir gibi bir takım özel haklar verilmektedir
The Istanbul Convention, whose full name is "The Prevention of Violence Against
Women and Domestic Violence", was opened for signature by the members of the Council of
Europe in Istanbul. It was named that way because it was signed in Istanbul. Turkey was one
of the first states to sign the convention. With the effect of the contract, many regulations were
made in our country and the “Law No. 6284” was enacted.
The contract has been the subject of great debate since the day it was signed. Discussions
are generally; Approving same-sex partnerships, counting non-marriage marriages, the threat
of the sanctity of the family institution, and attitudes towards customs and religious practices.
In our study, we evaluated these controversial issues within the framework of Islamic Law.
Although the articles of the contract have positive aspects, if we evaluate them holistically; The
damage to the family and morality may be greater.
The Convention deals with violence only in terms of violence against women. The
responsible of violence is also attributed to gender stereotypes. Beyond ensuring gender
equality; envisages giving privileged rights to women. In Islam, on the other hand, man gives
certain rights because he is a human being. In this context, even the religion of the person does
not matter.
While the absolute equality of men and women is envisaged, the differences between
the sexes are ignored. On the other hand, Islam is not about equality between men and women;
XIII
constructs on justice and right-responsibility balance. The woman, who is seen as a sacred trust
in Islam, is guaranteed by the marriage contract and some special rights such as mahr are given