Teknolojik ve ekonomik yönden hızla değişen, dinamik bir çevre içerisinde faaliyet gösteren işletmelerin varlıklarını sürdürebilmeleri için devamlı bir değişim içinde bulunmaları gerekir. Bu nedenle işletmeler, yenilik kaynağı haline gelmiş, planlı ve sistematik Araştırma-Geliştirme (Ar-Ge) faaliyetlerinde bulunarak değişime uyum sağlamaya çalışırlar. Ekonomik büyümenin büyük ölçüde teknolojik ilerleme ve yenilikler tarafından yönlendirildiği, yeniliğin ise en önemli tetikleyicilerinden birinin Ar-Ge'ye yapılan yatırımlar olduğu dikkate alındığında, Ar-Ge faaliyetlerine yatırım oranını etkileyen faktörlerin belirlenmesi farkındalık düzeyini artıracağından büyük önem taşımaktadır. Araştırmada; yenilikçiliğin girdisi olarak Ar-Ge yoğunluğunun belirleyicileri uyum yaklaşımlarından Koşul Bağımlılık Kaynak Bağımlılığı ve Kurumsalcılık kuramları çerçevesinde belirlenen bağımsız değişkenler kullanılarak tespit edilmiştir. Araştırma evreni Türkiye'nin 2018 yılındaki en büyük 500 sanayi kuruluşu (İSO 500) olup, çalışma 136 işletmenin verisiyle gerçekleştirilmiştir.
Araştırma sonucunda işlemelerin çalışan sayılarının, sektör teknolojik düzeylerinin, rekabet yoğunluğunun, yönetim kurulu profesyonelleşme derecesinin, yönetim kurulu üyelerinin devlet ile bağlantılı olma durumlarının Ar-Ge yoğunluğunu pozitif yönde etkilediği bulgusuna ulaşılmıştır.
Ar-Ge’yi bir kaldıraç olarak kullanabilen işletmeler teknolojik seviyelerini, üretimlerini ve beraberinde gelirlerini artırabilir. Rekabetçi güç elde etmek isteyen işletmeler hem yenilikçi hem de verimli olmak durumundadır. Bu nedenlerle, Ar-Ge faaliyetleri işletme yöneticileri tarafından daha çok sahiplenilmeli ve devlet tarafından da teşviklerle desteklenmelidir
Firms operating in a dynamic environment that is rapidly changing technologically and economically must be align with this change to survive. For this reason, businesses try cary out planned and systematic R&D activities that have become a source of innovation.
Considering that economic growth is largely driven by technological progress and innovations and taking into account that one of the most important drivers of innovation is R&D investments, determining the factors affecting the investment rate in R&D activities is of great importance as it will increase the level of awareness
In this research, the determinants of R&D intensity as input to innovation were formed by using independent variables identified within the framework of the adaptation approaches: Condition Dependency, Resource Dependence, and Institutionalism. The universe of the study is the 500 largest industrial enterprises (ICOC 500) of Turkey in 2018, and the research was carried out with the data of 136 bussinesses.
The results of the research revealed that the number of employees of the enterprises, the technological level of the sector, the intensity of competition, the degree of professionalization of the board of directors, and the affiliation of the board members with the state positively affect the R&D intensity.
Firms using R&D as leverage can increase their technological level, their production, and accordingly their incomes. Firms that want to gain (obtain) competitive power must be both innovative and efficient. For these reasons, R&D activities should be highly adopted by managers of the firms and supported by governments providing incentives