Bu araştırmanın amacı ana dilleri İngilizce olmadığı halde çocuklarına ana
dili edinimi döneminde İngilizce öğretmek ve onları iki dilli bireyler olarak yetiştirmek
isteyen, bu doğrultuda çeşitli uygulamalar yapan ebeveynlerin deneyimlerini, görüşlerini
ve algılarını ortaya çıkarmaktır. Bu sayede sıklıkla doğal olarak gerçekleşen iki dillilik
olgusunun, yapay yoldan gerçekleştirildiğinde iki dilli yetişen bireyler ve aileleri üzerinde
nasıl etkileri olduğunun daha iyi anlaşılması amaçlanmaktadır.
Yöntem: Bu araştırma, güçlü bir nitel araştırma deseni olan fenomenoloji dese ninde gerçekleştirilmiştir. Fenomenoloji deseni belirli bir olguya yönelik deneyimlerin,
görüşlerin ve algıların incelenmesine ve derinlemesine bilgi sahibi olunmasına imkân
sağlamaktadır. Araştırmaya katılan 8 ebeveynle yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçek leştirilmiştir. Bu kapsamda elde edilen veriler içerik analizine uygun olarak çözümlenmiş
ve bulgulara ulaşılmıştır.
Bulgular: Araştırmanın odak noktalarından birisi olarak ebeveynlerin deneyim leri incelendiğinde yalnızca olumlu deneyimlerden değil, olumuz birtakım yaşantılardan
söz ettikleri görülmüştür. Olumsuz deneyimlerde genel olarak ebeveynler yaşadıkları
çevrede çocuklarıyla iletişim kurma şekillerinin sorgulandığını, kendilerine yaptıkları uy gulama ile ilgili olumsuz görüşler iletildiğini ifade etmişlerdir. Ayrıca çocuklarıyla İngi lizce iletişim kurma sürecinde bu dilin kendileri için yabancı dil olması sebebiyle yaşa dıkları güçlüklerden söz etmişlerdir.
Katılımcı ebeveynlerin tamamı iki dilliliği olumlu olarak algılamaktadırlar ve ço cuklarının iki dilli bireyler olarak yetişmelerinin onların hayatında olumlu etkileri olaca ğını düşünmektedirler. Diğer taraftan ebeveynlerin çocuklarını iki dilli olarak yetiştirme
sürecinde çeşitli kaygılar yaşadıkları anlaşılmaktadır. Bu kaygılara çoğunlukla çocukla rının dil becerileriyle ilgili birtakım olumsuzluklar gözlemlemeleri, yaşadıkları çevredeki
2
insanların tepkileri, çocuklarının akranlarıyla iletişimde yaşadıkları aksaklıklar sebep ol maktadır.
Araştırmaya katılan ebeveynlerin hemen hepsi kendi dil öğrenme deneyimleriyle
ilgili olumsuzluklar hatırlamaktadırlar. Bu sürecin zor ve sancılı olduğunu ifade etmişler dir. Benzer şekilde meslekleri gereği okullardaki yabancı dil eğitimini gözlemleyebilen
katılımcı ebeveynler genel olarak okuldaki eğitimi yeterli bulmamaktadırlar.
Ebeveynlerin çocuklarına iki dili eş zamanlı olarak edindirmek için uyguladıkları
dil kullanma kalıpları bakımından bir tanesi hariç tamamının benzer bir yöntem izlediği
anlaşılmaktadır. Diğerlerinden farklı olarak ailelerden bir tanesinde ebeveynlerin her bi rinin bir dili konuştuğu “bir ebeveyn, bir dil” yöntemi uygulandığı anlaşılmıştır. Diğer
ebeveynlerin uyguladıkları yöntem ebeveynlerden bir tanesinin tek bir dilde çocukla ile tişim kurması, diğerinin ise her iki dilde de iletişim kurması olarak açıklanabilir. Ebe veynlerin çoğu çocuklarını iki dilli olarak yetiştirme sürecinde planlamalar yapıp etkin likler hazırladıklarını belirtmişlerdir. Bu bakımdan gerçekleştirdikleri uygulamanın kişi sel gelişimlerine katkı sağladığı söylenebilir.
Sonuç ve Öneriler: Araştırmanın sonucunda ebeveynlerin iki dilliliğe yönelik
genel olarak olumlu görüşlerinin olduğu görülmüştür. Buna karşın ebeveynlerin iki dilli lik konusu ile ilgili detaylı bilgiye sahip olmadığı ve çocuklarını iki dilli yetiştirmeye
başlamadan önce çok derin bir araştırmaya gerek duymadıkları anlaşılmıştır. Süreçte
olumlu deneyimlerin yanı sıra bazı konularda olumsuz deneyimler yaşadıkları da görül müştür. Ebeveynlerin gerçekleştirdikleri uygulama ve bu süreçte yaşadıkları deneyimler den kaynaklı endişeler ve olumsuz duygular yaşadıkları ortaya konmuştur.
Ulaşılan sonuçlardan hareketle İngilizce eğitiminin daha küçük yaşta başlatılabi leceği, seçmeli ders olarak küçük yaşlardan itibaren sunulabileceği, ebeveynlere çocuk larının dil gelişimi ve iki dillilik konularında rehberlik edilebileceği ve çocuklarıyla bir likte kullanabilecekleri eğitim materyallerinin sağlanabileceği önerilerinde bulunulmuş tur. Ayrıca yabancı dil derslerinin kalitesinin artırılabilmesi için İngilizce öğretmenlerine
yönelik eğitimler sağlanabileceği ve yeni ebeveynler için iki dillilikle ilgili bilgiler de
içeren dil edinimi ile ilgili bir rehber hazırlanabileceği önerileri getirilmiştir
The purpose of this research is to reveal the experiences, views and
perceptions of parents who teach their children English during the mother tongue acqui sition period and raise them as bilingual individuals, although their mother tongue is not
English. In this way, it is aimed to better understand how the phenomenon of artificial
bilingualism, has effects on kids and their families.
Method: This research was carried out in phenomenology design, which is a
strong qualitative research design. Phenomenology research design makes it possible to
deeply understand and analyse experiences, opinions and perceptions of people about a
certain phenomenon. Semi-structured eight interviews were done with 8 parents who par ticipated in the research. The collected data were analyzed by content analysis and find ings obtained.
Results: When the experiences of parents were examined it was seen that during
the interviews, they mentioned not only positive experiences but also negative experi ences. Parents stated some setbacks and downsides in the process of raising bilingual kids.
Some parents stated that people around them reacted negatively about their practices on
raising their kids as bilinguals. Also they mentioned the troubles they experienced beca use of talking to their kids in English which is not their mother tongue.
All of the participants perceive bilingualism as a positive phenomenon and they
think raising their kids as bilinguals will have positive effects on their lives. On the other
hand it is understood that parents experience various concerns during the process. These
concerns are mostly caused by the observation of some deficiencies in their children's
language skills, the reactions of the people around them and the problems their children
experience while communicating with their peers.
4
Almost all of the participant parents in the study have unpleasent memories on
foreign language learning. They stated that learning English was difficult and painful.
Similarly, participant parents, who can observe foreign language education in schools due
to their profession, generally do not find the education at school sufficient.
All but one of the families follow a similar method to acquire two languages to
their children simultaneously. One family applies “one parent, one language” method and
the other families follow a method in which one parent speaks one language and the other
parent speaks both languages. Most of the parents stated that during the process of raising
their children as bilingual kids, they also carry out intensive work about it, make plans,
prepare activities, and do research. In this respect, it can be said that the practice they
perform contributes to their personal development.
Conclusion and Suggestions: As a conclusion, parents generally have a positive
perception of bilingualis. On the other hand, parents do not have enough information
about bilingualism and they did not need a detailed research before they start to raise their
children bilingual. In addition to positive experiences in the process, they also had nega tive experiences on some issues. It has been revealed that the parents experienced anxiety
and negative emotions due to the practice they carried out and their experiences in this
process.
Based on the results, it has been suggested that English education can be started
at a younger age, English can be offered as an elective course from an early age, parents
can be guided on their children's language development and bilingualism, and educational
materials in English teaching can be provided for parents to use with their children. In
addition, it has been suggested that trainings for English teachers can be provided to in crease the quality of language teaching. It has been suggested that a guide on language
acquisition which contains information about bilingualism could be prepared for new par ents.