Keskin A. Ratlarda alt extremite iskemi – reperfüzyon hasarında
karnozinin miyokard üzerine etkisinin araştırılması. Eskişehir
Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp Damar ve Cerrahisi Anabilim Dalı
Tıpta Uzmanlık Tezi, Eskişehir, 2013. Bu çalışmanın amacı, sıçan infrarenal
abdominal aortasında (İAA) oklüzyon - reperfüzyon sonrası miyokardial
iskemi - reperfüzyon (İ-R) hasarına karnozinin etkisini araştırmaktır. Çalışmada
30 adet Sprague - Dawley cinsi sıçan randomize olarak, eşit sayıda (n=10) üç
gruba ayrıldı. Kontrol grubuna laparatomi ve İAA diseksiyonu yapıldı ancak
oklüzyon uygulanmadı. Bu grupta diğer gruplardaki işlem süresine uygun süre
beklendi. İ-R ve İ-R+Karnozin (KAR) gruplarına laparatomi ve İAA diseksiyonu
yapıldı. İAA’ya mikrovasküler klemp konularak önce 30 dakika iskemi, ardından
klemp kaldırılarak 60 dakika reperfüzyon sağlandı. 30 dakikalık iskemi süresinin
bitmesine 10 dakika kala İ-R grubuna (İ-R + KAR grubunda verilen ilacın hacmi
kadar) intraperitoneal (ip.) serum fizyolojik, İ-R + KAR grubuna 250 mg/kg ip.
KAR verildi. İ-R sürelerinin sonunda sıçanlar sakrifiye edilerek kalp dokusu ve
kan örnekleri alındı. Histopatolojik ve biyokimyasal değerlendirme yapıldı.
Histopatolojik incelemede kontrol grubu ile İ-R ve İ-R+KAR grupları arasında
anlamlı patolojik değişiklikler olduğu tesbit edildi. Biyokimyasal incelemede
aspartat aminotransferaz (AST), kreatin kinaz (CK) ve laktat dehidrogenaz (LDH)
enzim düzeyleri karşılaştırıldığında İ-R ve İ-R+KAR grupları arasında anlamlı
derecede değişiklik olduğu ve enzim düzeylerinin İ-R+KAR grubunda İ-R grubuna
kıyasla anlamlı derecede düşük olduğu tespit edildi. Sonuç olarak bizim
çalışmamıza göre; karnozinin biyokimyasal ölçümler göz önüne alınarak
sıçanlarda miyokardial İ-R hasarını engellemede etkili olduğu saptanmıştır. İstatiksel
olarak anlamlı fark olmasa bile İ-R+KAR grubunda İ-R grubuna kıyasla olumlu
histopatolojik bulgular saptanmıştır. Bu nedenle çalışmamızın bundan sonraki
daha geniş kapsamlı araştırmalara yol gösterebileceğini düşünmekteyiz.
Keskin A. Investigation of the effect of carnosine on myocardial injury after
ischemia-reperfusion in the lower extremity. Eskisehir Osmangazi University
Faculty of Medicine Cardiovascular Surgery Department. Expertise Thesis.
Eskisehir, 2013. The purpose of this study is ; to investigate the effect of
carnosine (KAR) on ischemia-reperfusion (I-R) injury on myocardium occuring
after occlusion-reperfusion of infrarenal abdominal aorta (IAA) in rats. In this
study; 30 Sprague-Dawleys rats were randomly divided into three equal groups
(n=10). Laparotomy and IAA dissection were performed like the other groups
in control group except occlusion. In control group process was completed 90
minutes. In I-R and I-R+KAR groups; IAA was occluded by microvascular clamps;
first 30 minutes of ischemia period, than after declamping, 60 minutes of reperfusion
period was supplied. 10 minutes before declamping; saline (in equal volume of drug
applied in I-R+KAR group) was given intraperitoneally (ip.) in I-R group and 250
mg/kg ip. KAR was given in I-R + KAR group. After I-R period rats were
sacrified. Heart specimens and blood samples were taken for
histopathological and biochemical evaluation. Statistically significant alterations
were observed in control group against other groups in histopathological
analyses. It was determined; there are statistically significant alterations between
groups I-R and I-R+KAR at comparison of aspartate aminotransferase (AST),
creatine kinase (CK), lactate dehydrogenase (LDH) enzyme levels in biochemical
analyses and in group I-R+KAR enzyme levels were significantly lower than levels
in group I-R. As a result, according to our study; it was seen that, carnosine is
effective to prevent myocardial I-R injury in rats regarding to biochemical
analyses. Although there is no significantly difference between groups I-R and I R+KAR in histopathological analyses ; it was determined that there are some
favorable histopathological findings in group I-R+KAR in comparison with group
I-R. For this reason, we are thinking that our study can guide comprehensive
studies in future.