Işıkcı,T. Can We Predict IVF Success In The Cases Of Unexplained Infertility? Eskişehir Osmangazi University Faculty of Medicine, Department of Obstetrics and Gynecology, Thesis on Speciality, Eskişehir, 2012. We aim to investigate the benefit of some important markers in predicting pregnancy of unexplained infertility cases. These markers are important in implantation, oocyte quality, embriyonic development of IVF-ET ( In vitro fertilization-embriyo transfer) cycles. This is a prospective cohort study. We studied glycodelin, an unique marker of implantation with VEGF and IL- 1β that have an important role in oocyte quality and embriyonic development, in serum and follicular fluids. Because of the estrogen receptor genes with the DNA sequence variances, increase the risk of infertility and some gynecological diseases, estrogen receptor gene polimorphism studied too. Eighty women who admitted for IVF therapy between June 2011 and May 2012 in Eskişehir Osmangazi University Faculty of Medicine, Department of Obstetrics and Gynecology, Infertility Center, were included to the study. Forty of them have unexplained infertility and the second group have other factors of infertility. Blood samples were obtained between second and fifth day of menses. Follicular fluids were collected on OPU (Oocyte Pick Up) days. VEGF, IL-β and Glycodelin levels were measured in serum and follicular fluids. Estrogen receptor gene polimorphism was studied in serum samples which were obtained between second and fifth day of the menses. According to the results, pregnancy rates were compared in the groups. There is no statistically significant association in unexplained infertility group according to pregnancy results between marker levels and estrogen receptor polimorphism results. We concluded that further studies with large series are needed to reveal the parameters that we studied could be used in evaluation of patients with unexplained infertility.
Işıkcı T. Açıklanamayan İnfertilite Olgularında IVF Başarısı Önceden Edilebilir Mi? Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları Ve Doğum Anabilim Dalı Tıpta Uzmanlık Tezi, Eskişehir, 2012. Açıklanamayan infertilite olgularında IVF-ET (İnvitro Fertilizasyon-Embriyo Transferi) sikluslarında serum ve follikül sıvısında oosit kalitesi, embriyo gelişimi ve implantasyonunda önemli bazı belirteçlerin düzeylerinin gebeliği öngörmedeki faydasını araştırmayı amaçladık. Yaptığımız prospektif kohort çalışmada, implantasyon penceresi döneminin belirteçlerinden olan glycodelin ile birlikte oosit kalitesi ve embriyo gelişiminde önemli rolü olduğu bilinen sitokinlerin (VEGF ve IL- 1β) düzeylerini serum ve follikül sıvılarında araştırdık. Ayrıca östrojen reseptör genleri IVF sonucunu etkileyebilecek ve belli infertilite ile ilgili jinekolojik bozukluklar için risk oluşturabilecek çeşitli DNA dizi varyasyonlarını barındırdığı için buna bağlı olarak tüm olgularda östrojen reseptör polimorfizmini araştırdık. Çalışmaya Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Tüp Bebek Merkezine Haziran 2011 ile Mayıs 2012 tarihleri arasında IVF tedavisi için başvuran 40 kişi açıklanamayan infertilite, 40 kişi de diğer nedenli infertilite olgu grubu olmak üzere toplam 80 kişilik infertil olgular katıldı. Bulduğumuz sonuçlarla da gebelik oranlarını karşılaştırdık. Adetin ikinci ve beşinci günleri arası ve yumurta toplama (Oocyte Pick Up=OPU) günü alınan serumlardan ve OPU günü toplanan follikül sıvılarından VEGF, IL-β ve Glycodelin düzeyleri çalışıldı. Ayrıca adetin ikinci ile beşinci günü arasında alınan serumda östrojen reseptör polimorfizmini araştırdık. Çalışılan belirteçlerin düzeyleri ve östrojen reseptör polimorfizmi sonuçları ile açıklanamayan infertil grupta gebelik sonuçları arasında anlamlı ilişki saptanmadı. Sonuç olarak IVF sikluslarında başarıyı arttırabilecek belirteçleri değerlendirdik. Bu belirteçlerin infertil hastaların değerlendirilmesinde yerini alıp alamayacağının ortaya koyulabilmesi için daha fazla sayıda açıklanamayan infertilite olguları üzerinde çalışmalara ihtiyaç olduğu düşünülmüştür.