Yaşantımızın bir parçası olan ayna, insanlık tarihi kadar eski bir geçmişe sahiptir
ve tarihsel süreçte insanoğlunun hem somut anlamda hem de simgesel anlamda hep
dikkatini çekmiştir. Antik kalıntılarda yapılan arkeolojik kazılar, aynanın bazı
medeniyetlerde bir süs eşyası olarak bazılarında ise yeniden dünyaya gelebilmek için
kullanılacak bir nesne olarak mezarlarda ölünün yanına bırakıldığını göstermiştir.
Aynaya yüklenen bu simgesel anlam nedeniyle de ayna; tarih, kültür, mitler ve edebiyat
için zengin bir kaynak oluşturmaktadır.
“Mit, Tarih, Kültür ve Edebiyat Ekseninde Ayna” başlığını taşıyan bu çalışmada,
aynanın tarihsel süreci, kültür, mit ve edebiyattaki yeri ve önemi ele alınmaktadır. Bu
bağlamda çalışmanın konusunu, farklı kültür ve edebiyatlara ait olan seçilmiş
eserlerdeki aynanın arketipsel ve simgesel anlamda kullanımı oluşturmaktadır.
Çalışmada, Türk Edebiyatı’ndan Murathan Mungan’ın Aynalı Pastane ve Gece Elbisesi
anlatıları; İngiliz Edebiyatı’ndan Angela Carter’ın Flesh and Mirror (Ten ve Ayna) adlı
anlatısı ve Arap Edebiyatı’ndan Jabra Ibrahim Jabra’nın The Journals of Sarab Affan
(Sarab Affan’ın Günlükleri) adlı anlatısı aynanın arketip ve simge olarak kullanımları
açısından incelenerek, aynanın farklı edebiyatlardaki görünümlerini irdelemek
amaçlanmaktadır.
Çalışmanın sonucunda, üç farklı edebiyata ve kültüre ait olan Aynalı Pastane,
Gece Elbisesi, Flesh and Mirror ve The Journals of Sarab Affan kurgularında Jung’un
yapmış olduğu arketipsel ayrımlardan persona, self, gölge, anima – animus, anne ve
vi
yaşlı bilge arketipi hepsinde bütünüyle açığa çıkmasa da ayna, geçmişten gelen
arketipsel yapıların temsil edildiği nesne olmuştur. Ele alınan anlatılarda aynanın aynı
zamanda simgesel bağlamda da kullanıldığı görülmüştür. Murathan Mungan’ın
anlatılarında ayna; başka zamanlara ve başka mekânlara açılan bir geçiş kapısı ve
aynanın görüntüyü yansıttığı kadar görüntüyü sakladığı yönündeki inanış temelinde
aynalar aracılığıyla farklı yaşamlara sahip olunabileceği düşüncesinin simgesi olarak
kullanılmıştır. Carter, Flesh and Mirror adlı anlatısında insan bedenini, ayna gibi bir
yansıtıcı olarak simgeleştirmektedir. Jabra ise The Journals of Sarab Affan anlatısında
aynayı, yeni bir döneme geçiş, yeni başlangıçlar için eşik düşüncesi temelinde
simgeleştirmiştir. İncelenen eserler bağlamında aynanın Türk, İngiliz ve Arap edebiyatı
ve kültüründeki arketipsel ve simgesel görünümlerinin karşılaştırmalı olarak ele alındığı
bu çalışmanın, karşılaştırmalı edebiyat alanında yapılacak arketip ve simge
çalışmalarına yeni bir bakış açısı kazandırması ve karşılaştırmalı edebiyat bilimine katkı
sağlaması amaçlanmaktadır
Mirror, which is a part of our life, has a history as old as human history and has
always attracted the attention of humans both in concrete and symbolic terms in the
historical process. Archaeological excavations of ancient ruins have shown that the
mirror was left as an ornament in some civilizations, whereas in some others it was left
to the dead in the tombs as an object to be reborn. The mirror is a rich resource for
history, culture, myths and literature due to its symbolic meaning.
In this study titled “Mirror in Myth, History, Culture and Literature”, historical
process of mirror, its place and importance in culture, myth and literature are discussed.
In this context, the subject of the study is the archetypal and symbolic use of mirror in
selected works belonging to different cultures and literatures. In the study; Murathan
Mungan's narrative of Aynalı Pastane ve Gece Elbisesi from Turkish Literature, Angela
Carter’s narrative of Flesh and Mirror from English Literature, and Jabra Ibrahim
Jabra's narrative of The Journals of Sarab Affan from Arabic Literature have been
examined for the aspects of mirror in different literatures by examining its use as an
archetype and symbol.
As a result of the study; even though “persona, self, shadow, anima - animus,
mother and old wise archetypes” of Jung's archetypal distinctions have not completely
been revealed in Aynalı Pastane, Gece Elbisesi, Flesh and Mirror, and The Journals of
Sarab Affan which are of three different literature and culture, the mirror has been the
object to which archetypal structures from the past have been represented. In the
viii
narratives discussed, it is seen that the mirror is also used in symbolic context. In
Murathan Mungan's narratives, the mirror is used as a gateway to other times and other
places, as well as a symbol of the idea that different lives can be obtained through
mirrors on the basis of the belief that it conceals the image as much as it reflects. In
Flesh and Mirror, Carter symbolizes the human body as a mirror-like reflector. In The
Journals of Sarab Affan, Jabra symbolizes the mirror as a threshold for transition to a
new era and new beginnings. The aim of this study, in which archetypal and symbolic
views in Turkish, English and Arabic literature and culture have been comparatively
examined, is to provide a new perspective on the archetypal and symbol studies in the
field of comparative literature and to contribute to the comparative literature science