Metinsel-aşkınlık, belirli bir ana-metinde “başka” “öteki” metinlerin ya da
estetik biçimlerin tezahürüyle teşekkül eden, doğrudan veya dolaylı gönderimler
yoluyla açık ve kapalı biçimlerde, büyük ölçüde okurun okuma edimi sırasında
ortaya çıkan bir edebî etkinlik; kurgusal ve poetik bir görüngü düzlemidir.
Bilhassa modernist ve postmodern nitelikli edebiyat ürünlerinin taşıdığı
nitelikler arasında bulunan “metinlerarası” olma, orta çağda Avrupa’da mevcut
bulunan karnaval kültürünün bir tezahürü olarak edebiyatta ortaya çıkmaktadır.
Mihail Bahtin’in “çokseslilik” ve “söyleşim” kavramlarıyla izahına başlanan söz
konusu özellik, ansiklopedik, melezleşmiş ve karnavallaşmış türlerarası anlatılarla
beraber karakteristik bir çerçeve kazanmaya başlamıştır.
Modern edebiyatın temel eğilimleri arasında bulunan ve çeşitli türev ve anlam
ilişkileri içerisinde tasnifi mümkün kılınan metinsel-aşkınlık ve estetiksel-aşkınlık,
bu türden dayanaklara yönelmiş sanatkârların üsluplarının önemli bir unsuru hâlini
almaktadır.
Orhan Pamuk’un romanları, metinsel-aşkınlık ve estetiksel-aşkınlık
görünümleriyle estetik ve kuramsal birer çerçeve oluşturmakta; bu nitelik,
romancının roman kuramının temel dayanakları arasında yer almaktadır. Bu çalışma
ile tespit edilen metinsel-aşkınlık biçimleriyle, Orhan Pamuk’un başta roman olmak
üzere sanat estetiğinin tezahürleri ve çerçevesi bir ölçüde ortaya konmaya
çalışılmaktadır.
iii
Çalışma içerisindeki tasnif, tür, kronoloji ve edebî-kültürel saha çerçevesinde
gerçekleştirilmiş; ana-metinler içerisinde gönderge, palimpsest gibi biçimlerde yer
alan “başka” metinler, izleksel bir bütünlük içerisinde ele alınmıştır. Tespit edilen
metinsel-aşkınlık ve estetiksel-aşkınlık çerçevelerinin Orhan Pamuk’un romanlarının
temel izleklerini meydana getiren kavram ve anlam daireleri etrafında teşekkül
ettiğinin ortaya konması hedeflenmiştir.
Doğu-Batı, baba-oğul, özne-öteki izlekleri bağlamında ortaya çıkan metinsel aşkınlık biçimleri, Orhan Pamuk romanlarında temel konulardan biri olan kimlik/
kendilik mevzusu etrafında şekillenmekte, “metinsel-aşkın olma” durumu, estetik ve
kuramsal çerçevenin ötesinde söz konusu izleklerden mürekkep müstakil bir izleğe
dönüşmektedir.
İnceleme süresince tespit edilen “öz-alıntı” ve “iç-alıntı” teknikleriyle
gerçekleştirilen “öz-göndergeleştirim” edimiyle bu eksende ortaya çıkan
“özgönderge-metin” olgusu, Orhan Pamuk romanlarında temellendirilerek
kavramlaştırılmaya çalışılmakta, bu çalışma vesilesiyle metinsel-aşkınlık eksenindeki
çalışmalara yönelik terminoloji içerisinde başvurulmak üzere değerlendirilmeleri
önerilmektedir
Transtextuality is a literary activity that occurs mainly in the reader's reading
activity, in clear or unclear forms, through direct or indirect references, manifested
by “different” and “other” texts or aesthetic forms in a given main text; is a fictional
and poetic plane of phenomena.
Especially, being “intertextual” among modernist and postmodern literary
products emerges in literature as a manifestation of carnival culture in Europe in the
Middle Ages. This feature which was explained by Mikhail Bakhtin's notions of
“polyphony” and “dialogy”, started to gain a characteristic frame with encyclopedic,
miscegenated and carnivalized inter-species narratives.
Transtextuality and transaesthetics, which are among the basic tendencies of
modern literature and are made possible to be classified in various derivative and
meaning relations, become an important element of the styles of artists oriented to
such bases.
Orhan Pamuk's novels form an aesthetic and theoretical extent with their
transtextual and transaesthetics views, these characteristics are among the main bases
of the novelist’s novel theory. In this study, the manifestations and the extent of
Orhan Pamuk's art aesthetics, especially novels, are tried to be put forward to some
extent with the transtextual forms determined.
The classification within the study was carried out within the framework of the
genre, chronology and literary-cultural field, and “other” texts in the main texts such
as reference and palimpsest were handled in a visual integrity. It is aimed to reveal
that the transtextual and transaesthetics frames formed around the circles of concepts
and semantics constituting the fundamental themes of Orhan Pamuk's novels.
v
The forms of transtextuality that emerge in the context of East-West, father son, subject-other themes are shaped around the issue of identity/self, which is one of
the fundamental issues in Orhan Pamuk novels, and the status of “being transtextual”
is beyond the aesthetic and theoretical framework, it is consisting of these subjects
into an independent piece of compound and transformed into an independent track.
The “selfreferent-text” phenomenon that emerged on this axis with the act of
“self-referentialization” realized with the techniques of “self-citation”and “internal citation” en determined during the study is tried to be conceptualized based on Orhan
Pamuk's novels, and with the purpose of this study, it is aimed to conceptualize and
recommended to be evaluated for reference within the terminology