Köktürk, Uygur ve Karahanlı Türkçesinin ilk metinlerinin oluşturduğu Eski Türkçenin
sınırlarını belirlediği bu çalışmada bu döneme ait yön bildiren ifadeler sözcüksel,
biçimbirimsel ve biçim-sözdizimsel olarak incelenmiştir. Buradaki sözcüksel ifadeler
bünyesinde sadece zarfları ve sontakıları barındırmaktadır. Zarflar incelenirken
coğrafi ve coğrafi olmayan yönler olarak iki farklı başlık altında, sontakılar ise durum
ekleriyle birlikte kullanımları ele alınmıştır. Eski Türkçe döneminde dört farklı lokal
durum eki tespit edilmiş olup bu eklerin metinlerdeki kullanımları yeniden
değerlendirilmiş ve ayrı ayrı örneklendirilerek gösterilmeye çalışılmıştır.
Bu çalışmada, yön bildiren sözcüklerin farklı dönemlerde aynı şekilde yazılmalarına
rağmen farklı anlamlar taşıyabileceği ve Eski Türkçede lokal durum eklerinin
kullanımı için kesinlikle bir senkretizmden bahsedilmesi gerektiği ortaya çıkmıştır.
Ayrıca belirtilen işlevler göz önünde bulundurulduğunda yeni durum eklerinin
kullanılması varılan sonuçlar arasındadır
In this study, which determined the boundaries of Old Turkic by the first texts of
Köktürk, Uighur and Qarakhanid; directional expressions of this period were analyzed
as lexically, morphologically and morpho-syntactic. The lexical expressions here
contain within itself adverbs and postpositions. While examining the adverbs, the
geographical and non-geographical directions are handled under two different titles,
while postpositions together with the use of the case suffixes. During the old Turkic,
four different local case suffixes were identified and their use in the texts was re evaluated and tried to be shown by sampling separately.
In this study, it has been revealed, directional words may have different meanings
although they spelling the same way in different periods and a syncretism must be
mentioned for the use of local case suffixes in Old Turkic. Additionally, considering
the functions mentioned, the use of new case suffixes is among the conclusions