Pankreatikobilier sistem adenokarsinomları agresif histolojik özelliklere sahip olup
lokal, bölgesel ve sistemik metastaz yapmaya eğilimli tümörlerdir. Bizler
çalışmamızda metastatik/ inoperabl pankreas ve bilier sistem adenokarsinom tanılı
hastalarda 2. basamakta uygulanan kemoterapötik ilaçların sağkalım üzerine etkileri
ve yan etki profilleri ile birlikte klinik, patolojik parametreler arasındaki ilişkileri
ortaya koymayı amaçladık. Çalışmamızda Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp
Fakültesi Hastanesi Medikal Onkoloji polikliniğine 2010 ve 2019 yılları arasında
başvuran pankreatikobilier sistem kanseri tanılı en az 2 basamak kemoterapi alan ve
dosyasına ulaşılabilen 74 hastanın verileri retrospektif olarak incelenmiştir. Hastaların
cinsiyet dağılımı, ECOG (Eastern Cooperative Oncolgy Group) performans değeri
(PD), operabilite durumu, metastaz bölgesi, serumdaki CA 19.9 seviyesi ile birinci ve
ikinci basamakta uygulanan tedaviler belirlenerek bunların genel sağkalım (GS) ve
Progresyonsuz sağkalım (PS) üzerine etkileri araştırılmıştır. GS ve PS analizinin yanı
sıra ikinci basamak tedavilere yanıt oranları ve gelişen yan etki profilleri incelenmiştir.
Tanındaki ECOG PD’u 0 ve operabl olanların GS’ı istatistiksel anlamlı daha uzun
tespit edilmiştir. Tanı anında CA 19.9 seviyesi ile GS süreleri arasında istatistiksel
anlamlı bir fark görülmemiştir. İkinci basamakta XELOX kolunda GS’ın,
FOLFİRİNOX ve gemsitabin kombinasyon koluna kıyasla daha kısa olduğu tespit
edilmiştir. İkinci basamakta uygulanan her üç kol arasında gerek yanıt oranları gerekse
de PS açısından herhangi bir fark tespit edilmemiştir. İkinci basamak tedavilerin yan
etkilerine bakıldığında grade 2 lökopeni ve grade 3 nötropeni görülme oranı
FOLFİRİNOX ve gemsitabin kombinasyonları kollarında istatistiksel anlamlı olarak
XELOX koluna göre daha yüksek bulunmuştur. Ancak konunun açıklığa
kavuşabilmesi için daha fazla hastanın dahil edildiği çok merkezli çalışmalara ihtiyaç
vardır
Pancreaticobilary system adenocarcinomas have agressive histological features and
are prone to develop local, regional and systemic metastases. In our study, we aimed
to assess the efficacy and safety of the chemotherapeutic drugs in second line therapy
and clincal, pathological parameters of patients with advanced pancreaticobiliary
cancers. Our study was conducted in Eskisehir Osmangazi University Hospital
department of medical oncology, recruitment ran from January 2010 and the last
follow-up concluded in December 2019. 74 patient whose file informations were
available and recieved second line chemotherapy were analyzed retrospectively. The
charactheristics of patients were identfied such as, gender distribution, ECOG PS
(Eastern Cooperative Oncolgy Group) Performance Status (PS), operability status,
region if there is metastasis and serum level of CA 19.9 at the time of diagnosis. In
additon we also identified the first line and second line chemotherapies which patients
did recieve and evaluated the relation between these parameters and overall survival
(OS) as well as progression free survival (PFS). We also evaluated response rates and
the advers effect profiles of chemotherapeutic agents after the second line treatment.
Patients with ECOG PS 0 and patients with an operable state at the time of diagnosis
was assoicated with a significantly improved OS. No difference was observed in OS
according to the serum CA 19. 9 level. OS outcomes of XELOX, FOLFİRİNOX and
gemsitabine combination arms as second line therapies were evaluated and XELOX
arm was associated with a poorer OS and the difference was statistically significant.
No statistically difference was seen in PFS analyze comparing three arms as second
line therapy, similarly no difference was found in response rate. In second line setting
our study demonstrated that the rate of grade 2 leucopenia and grade 3 neutropenia
was higher in FOLFİRİNOX arm and gemsitabin combinations arm comparing to the
XELOX arm and the difference was statistically significant. In summary to clarify the
issue more large-scale and multi center studies and longer follow-up is needed