Diyabetik nefropati (DN), persistan albüminüri, artmış arteryel kan basıncı,
glomerüler filtrasyon hızında (GFR) progresif bir düşüş ve kardiyovasküler morbidite
ve mortalite riskinde artış ile karakterize klinik bir sendromdur. Proteinürinin eşlik
etmediği renal fonksiyon kaybıyla giden bir fenotip olan non-albuminürik diyabetik
renal hastalığı ele aldığımız çalışmamızda; bu fenotipin oluşmasında etkisi olan
komorbiditeleri ve epidemiyolojik özellikleri araştırmayı hedefledik; bu amaçla
diyabetik böbrek hastalığı görülen 40 yaş üstü T2DM’li , eGFR<60 ml/dk/1.73 m2
olan 193 normoalbuminürik, 76 mikroalbuminürik ve 64 makroalbümünirik hastanın
yaş, cinsiyet, diyabet süresi, kliniğimizdeki takip süresi, ilk ve son ölçülen vücut kitle
indeksleri, albuminüri düzeyleri, retinopati varlığı ve derecesi, makrovasküler hastalık
varlığı ,HbA1c genel ve son takip yılındaki ortalaması, verilen tedavinin tipi (insülin
ve oral antidiyabetik, sadece insülin ya da sadece oral antidiyabetik),serum yüksek
yoğunluklu lipoprotein (HDL) , düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL) ve trigliserid
düzeyleri, antihiperlipidemik kullanımı, sistolik kan basıncı (SKB) ve diyastolik kan
basıncı (DKB) ortalamaları, diyabetik ayak sorunu varlığı veya yokluğuna ilişkin bilgi
sigara kullanımı, antihipertansif tedavi yokluğu veya varlığı ve sayısı, ACEİ
(anjiotensin dönüştürücü enzim inhibitörü) ve ARB (anjiotensin II reseptör blokeri)
kullanımı, takip süresince ölçülen ilk kreatinin ve son kreatinin düzeylerini retrospektif
olarak karşılaştırdık. Çalışma sonucunda diyabetik renal hastalığa sahip
normoalbuminürik olgularımızın, mikro ve makroalbuminüri ile seyredenlere göre
daha yaşlı,vücut ağırlığı ve vücut kitle indeksi obezite sınırları içinde ve daha
fazla,daha iyi glisemik kontrolü olan, sigara kullanımının, retinopati sıklığı ve
ciddiyetinin, makrovasküler hastalık sıklığının ve diyabetik ayak sorununun daha az
olduğu ve serum kreatinin düzeylerinin takipte (başlangıçta ve son kontrolde) en düşük
hastalar olduğu belirlenmiştir
Diabetic
nephropathy (DN) is a clinical syndrome characterized by persistent albuminuria,
increased arterial blood pressure, a progressive decrease in glomerular filtration rate
(GFR), and an increased risk of cardiovascular morbidity and mortality. In our study
in which we discussed non-albuminuric diabetic renal disease, which is a phenotype
with renal function loss not accompanied by proteinuria; we aimed to investigate the
comorbidities and epidemiological features that affect the formation of this phenotype;
for this purpose, we retrospectively compared 193 normoalbuminuric, 76
microalbuminuric and 64 macroalbuminuric patients with T2DM over 40 years of age
with diabetic kidney disease, eGFR <60 ml / min / 1.73 m², age, gender, diabetes
duration, follow-up period in our clinic, first and last measured body mass indexes ,
albuminuria levels, presence and degree of retinopathy, presence of macrovascular
disease, HbA1c overall and average in the last follow-up year, type of treatment given
(insulin and oral antidiabetic, insulin only or oral antidiabetic only), serum high density
lipoprotein (HDL), low density lipoprotein (LDL) and triglyceride levels,
antihyperlipidemic use, mean systolic blood pressure (SBP) and diastolic blood
pressure (DBP), presence or absence of diabetic foot problems, smoking, presence or
absence of antihypertensive therapy, ACEI (angiotensin converting enzyme inhibitors)
and ARB (angiotensin receptor blokers) use, follow-up the initial and final creatinine
levels measured during the period. As a result of the study, our patients with
normoalbuminuric diabetic renal disease are older than macroalbuminuric patients,
body weight and body mass index are within the limits of obesity and had better
glycemic control, smoking, retinopathy frequency and severity, macrovascular disease
frequency and diabetic foot problem was found to be less and the serum creatinine
levels were the lowest in the follow-up period (baseline and final control) among study
patients