Özet:
Sudan çıkarılmış cesetlerin hepsi suda boğulmuş anlamına gelmemektedir. Sudan çıkarılmış bir cesedin suda boğulma nedeniyle ölüp ölmediğinin ayrımını yapmak adli bilimciler için oldukça önemlidir.
Diatomlar, su içinde bulunan, hücre zarlarındaki silisyum nedeniyle, ısıya, aside, çürüme vb. çevresel koşullara dayanıklı bitkisel kaynaklı tek hücreli mikroorganizmalardır. Akciğerlere aspire edilen suyla birlikte alveolo-kapiller bariyeri geçerek kan dolaşımı ile uzak organlara kadar gidebilirler. Uygun yöntemlerle tespit edilmeleri halinde kişinin su içerisinde nefes aldığını (suda boğulma) göstermesi açısından değerli mikroorganizmalardır.
Bu çalışmada Eskişehir Porsuk Çayı suyu kullanılarak deneysel sıçan suda boğulma modelinde gerek akciğerler gerekse diğer uzak organlarda niceliksel olarak diatomların tespit edilebilirliğini araştırmak amacıyla, 10’u kontrol , 10’u PM 24 saat, 10’u PM 72 saat suda bekletilen, 10’uda tatlı suda boğulan olmak üzere 40 adet wistar albino cinsi yetişkin ratlar kullanıldı. Alınan su örneklerinin diatom floraları önceden niceliksel olarak belirlendikten sonra sıçanların dokularında (beyin, akciğer, böbrek ve kemik iliğinde) saptanan diatomlarla karşılaştırıldı. Diatom incelemeleri için doku örnekleri nitrik asitle eritilip benmaride ısıtıldıktan sonra santrifüj edilerek, oluşan agregat diatom varlığı açısından ışık mikroskobu ile incelendi. Tespit edilen diatomlar digital görüntüleme sistemi ile kaydedildi. Böylece Sudan Çıkarılmış Cesetlerdeki, gerçek suda boğulma olgularında Diatomların tanı açısından tespit edilebilirliği ve önemi değerlendirildi.
Sudan çıkarılmış cesetlerde; organ ağırlıklarına göre ayrım yapmanın sakıncalı olduğu, akciğerdeki diatom sayılarının, cinsiyet ile ilişkili olmadığı, suda boğulan grupta rat ağırlığı, boğulma esnasındaki derin inspiryum süresi ve kalbin durduğu süre ile ilişkisiz olduğu görüldü. Aspire edilen su miktarı arttıkça akciğerde görülen diatom sayısının arttığı ve akciğerdeki diatom sayıları ile uzak organların herhangi birinde diatom görülmesi arasında önemli derecede korelasyon saptanmış olup genel olarak diatom incelemelerinin suda boğulma tanısında kullanılabilecek, oldukça faydalı bir yöntem olduğu düşünüldü.