Alkol metabolizmasının %90'ının karaciğerde olmasından dolayı uzun süre alkol kullanımının
karaciğer hasarına yol açtığı bilinmektedir. Etanol karaciğerde lipid sentezini ve serbest radikalleri
arttırarak yağlı dejenerasyona, fibrozise ve siroza neden olmaktadır. Alkolün karaciğerdeki doğal
antioksidanları azaltması nedeniyle hepatosellüler hasar meydana gelir ve bu hasar antioksidanların
kullanımı ile kısmen önlenebilir.
Birçok araştırmada Origanum'dan elde edilen karvakrolün antioksidan özellikleri gösterilmiş
olmasına karşın alkolik karaciğer hasarına etkisi incelenmemiştir. Bu nedenle araştırmamızda sıçanlarda
oluşturulan alkolik karaciğer hasarı üzerine karvakrolün olası etkilerini araştırdık.
Araştırmamızda yaklaşık 230±30 gr ağırlığında Sprague-Dawley cinsi dişi sıçanlar kullanıldı.
Sıçanlar her grupta 5 hayvan olacak şekilde, kontrol grubu, etanol grubu, sham grubu, ve 3 adet karvakrol
grubu olmak üzere 6 gruba ayrıldı. %56 lık etanolün intragastrik gavaj yoluyla, ilk dozu 6gr/kg olarak
verildi ve her gün arttırılarak 1.haftanın sonunda 8 gr/kg' e çıkarıldı. Diğer haftalarda sabit olarak 8 gr/kg
verildi. Bu uygulama 6 hafta boyunca devam etti. Karvakrol gruplarına ise 50, 100, 200 mg/kg karvakrol,
alkol grubuyla aynı dozda etil alkolde çözülerek her gün intragastrik gavaj yoluyla 6 hafta süresince
verildi.
Deney süresi sona erdiğinde intrakardiyak kan örnekleri ve karaciğerleri hızlı bir şekilde alındı.
Rutin histolojik takibin ardından 5 ìm kalınlığındaki kesitlere hematoksilin-eozin, Masson'un trikrom
boyası ve toluidin mavisi uygulanıp histolojik olarak incelendi. Kan örneklerinde AST ve ALT tayini
yapıldı.
Alkol grubu kontrol grubuyla karşılaştırıldığında karaciğer kesitlerinde, özellikle periportal
alanlarda hepatositlerde yağlı dejenerasyon, inflamasyon, sinüzoidal dilatasyon ve konjesyon ile hipoksiden
kaynaklandığını düşündüğümüz senrolobüler hücre hasarı gözlendi. Ayrıca alkol grubuna portal alanlardaki
mast hücre sayısında ve degranülasyonunda, AST ve ALT enzim değerlerinde artış tespit edildi. Karvakrol
grupları alkol grubuyla karşılaştırıldığında hepatositlerde yağlı dejenerasyonda azalma olmasına karşın
inflamasyon, sinüzoidal konjesyon ve sentrolobüler hipoksik hücre hasarı ile mast hücre sayısında ve
degranülasyonunda karvakrol dozuna bağlı artış gözlendi. Serum AST ve ALT değerleri alkol grubuna göre
yüksek bulundu.
Araştırmamız sonuçlarına göre 50, 100, 200 mg/kg olarak saptadığımız ve 6 hafta süre ile
uyguladığımız karvakrol oranlarının hepatositlerdeki yağlı değişikliği önlemesine karşın, yüksek doza bağlı
olarak hasarı tamamen ortadan kaldırmadığı gözlenmiştir. Bu nedenle antioksidanların yüksek dozlarda
kullanımından kaçınılması gerektiği düşüncesindeyiz.
It is well known that excessive intake of alcohol over a long period leads to liver injury because the
liver accounts for 90% of alcohol metabolism and is the organ that is most adversely affected. Ethanol
causes profound increase in hepatic lipid synthesis and free radicals leading to accumulation of lipids. As a
consequence of lipid accumulation, histological changes such as fatty liver, fatty change, fibrosis, and
cirrhosis ensue. Alcohol administration depletes hepatic antioxidants. Therefore, a compound with
antioxidant properties can therapeutically ameliorate hepatocellular injury induced by alcohol.
There are several studies reporting effects of volatile oils upon human health extracted from
Origanum. Carvacrol obtained from Origanum have antioxidant properties that demonstrated by numerous
studies. However there is no study that investigates the effect of carvacrol in alcoholic liver damage. So
that in our study we investigate the possible effects of carvakrol on alcohol induced hepatic damage in rats.
Sprague-Dawley female rats weighting about 230±30 gr. The rats were divided into six groups each
including 5 rats: one is control group, the other fed intragastricaly with ethanol, another fed with water ,
and the last three were fed an ethanol-containing carvacrol daily. The initial dose of %56 persent ethanol
was 6 gr/kg/body weight per day and the dose was progressively increased during wk 1 to a maintenance
dose of 8 g/kg per day that was continued for 6 weeks. Carvakrol grups fed intragastrically with ethanol
containing carvacrol for 6 weeks and doses are 50, 100, 200 mg/kg/body weight. Each group included 5 rats.
At the end of the study liver and intracardiac blood specimens was taken. Livers prepared with
routine prosedures and paraphine blocks dyed with hematoxylin-eosine, Masson's tricrome, toluidin blue to
examined histologically. In blood specimens, AST and ALT were measured. As expected, compared with
the control group, alcohol group showed fatty chance, inflamation, sinusoidal congestion and because of the
hypoxia centrolobular hepatocytes were damaged. In addition the number of mast cells in portal areas
increased compared with control group and serum AST and ALT levels were elevated. Compared with the
alcohol group, in carvacrol groups there was significantly reduction on the fatty change. On the other hand
there were no difference on inflamation, sinusoidal congestion, centrolobular hypoxia but number of mast
cells increased compered with alcohol group. Serum AST and ALT levels are increased in all carvacrol
groups. When carvacrol groups compared with each other the number of mast cells increase according to
carvacrol doses.
Our results showed that 50, 100, 200 mg/kgv carvacrol treatment for 6 weeks prevented the fatty
change, but according to the high carvacrol doses we observed that damage did not completely removed.
Therefore, we think that using high doses of antioxidants have to be avoided.