Özet:
Uyum bozukluğunun tanımı çok net değildir. Uyum bozukluğunun
çeşitli stres olaylarına yanıt olarak geliştiği düşünülür, belirtiler stres etkenleri ve
onların devam eden etkilerine uyum çabasıdır. Strese geçici maladaptif yanıtın
oluşturduğu eşik altı bir durum olduğu yaygın bir klinik fikirdir. Uyum bozukluğu
tanısında stres anahtar bir faktör olarak sayılmaktadır. Ancak, bu konudaki sistematik
araştırmalar yetersizdir. Uyum bozuklukları göreli olarak yaygındır. Birinci
basamakta yapılan bir çalışmada tüm eksen 1 tanılarının %17.9’u uyum bozukluğu
olarak bulunmuştur. Uyum Bozukluğu tanısı konulan bireylere uygulanacak en
uygun tedavi yöntemlerinin ne olduğuna dair çok az sistematik araştırma vardır. Bu
çalışmaya, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi psikiyatri polikliniğine
başvuran ve şikayetleri bir yaşam olayını takiben gelişen depresif duygu durum ile
giden uyum bozukluğu olan 32 kişi, ilk atak majör depresyon tanısı konulan 22 kişi
ve genel popülasyondan herhangi bir ruhsal ya da fiziksel hastalığı bulunmayan 30
kişilik kontrol grubu alınmıştır. Hastalar 6 ay süreyle takip edilmiştir. Hastalara
SCID I uygulanarak yarı yapılandırılmış görüşmelerle tanı konulmuştur.
Çalışmamızın sonucunda, DDUB hastalarının semptom profilinin majör depresyon
hastalarının semptom profiline benzediğini, ancak DDUB hastalarında
psikopatolojinin derecesinin ve işlevselliğin bozulmasının MD hastalarına göre daha
az olduğunu, fakat normal kontrollere göre anlamlı şekilde daha fazla olduğunu
saptadık. Ayrıca, stres etkeninin şiddeti, DDUB grubunda sonlanımı ve
psikopatolojinin derecesini etkilerken, MD grubunda aynı durumun söz konusu
olmadığı saptanmıştır.