Amaç: Bu araştırma, Türkiye’de yükseköğretim kurumlarında görev yapan öğretim elemanlarının güç bağlamında akademik dışlanmışlık algılarının incelenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Bu doğrultuda katılımcıların algılarına göre dışlanmışlık düzeyleri ve bölüm başkanları ya da idarecilerin kullandıkları güç türleri belirlenmeye çalışılarak örgütsel güç faktörleri ile dışlanma arasında bulunan ilişki ve yordama düzeyleri belirlenmeye çalışılmıştır. Yöntem: Araştırmada güç bağlamında akademik dışlanmışlık kavramının incelenmesi amacıyla korelasyonel desen kullanılmıştır. 2016-2017 yılları içerisinde Türkiye'de yükseköğretim kurumlarında profesör, doçent, doktor öğretim üyesi, araştırma görevlisi ve öğretim görevlisi olarak çalışan öğretim elemanları evren olarak belirlenmiştir. Bu nedenle 2017 yılının Nisan ayında farklı üniversitelerde ve belirtilen kadrolarda görev yapan yaklaşık 25.000 öğretim elemanına elektronik posta yoluyla ulaşılmak istenmiş olup çalışma grubu olarak geri dönüt alınabilen 725 öğretim elemanı belirlenmiştir. Çalışmada veri toplamak için Ferris, Brown, Berry ve Lian (2008) tarafından geliştirilen ve 13 maddeden oluşan 5'li Likert tipinde uygulanan ‘İşyerinde Dışlanma Ölçeği’ ve Altınkurt ve Yılmaz (2013) tarafından geliştirilen ve 40 maddeden oluşan 5'li Likert tipinde uygulanan ‘Okullarda Örgütsel Güç Ölçeği’ kullanılmıştır. Çalışma soruları kapsamında dışlanmışlık ve güç kavramları arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla t-testi, ANOVA, korelasyon analizi ve çoklu regresyon analizi kullanılmıştır. Bulgular: Araştırmada katılımcıların örgütsel güç türleri algılarına göre çalıştıkları kurumlardaki bölüm başkanı ya da idarecilerin en çok yasal gücü kullandıkları görülmüştür. İş yerinde dışlanma algıları güç bağlamında düşük düzeyde görülmektedir. Katılımcıların örgütsel güç türleri algılarının iş yerinde dışlanma algılarını yordama düzeyini saptamak amacıyla gerçekleştirilen çoklu regresyon analizi sonuçları incelendiğinde örgütsel güç faktörlerinin katılımcıların iş yerinde dışlanma algılarının ortalamasını yordama gücü istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Örgütsel güç faktör puanlarının katılımcıların iş yerinde dışlanma algılarının ortalamasının %2’sini açıklayabildiğini, %98’lik kısmının ise diğer değişkenlerle açıklanabileceği saptanmıştır. Regresyon katsayılarının anlamlılığına ilişkin t-testi sonuçları incelendiğinde ‘Zorlayıcı Güç’ faktörünün ‘Dışlanma’ üzerinde anlamlı bir yordayıcı olduğu görülmekte olup dışlanma varsayısının %14’ünü açıklamaktadır. Sonuç ve Öneriler: Katılımcıların algılarına göre görev yaptıkları birimlerde en çok karşılaştıkları güç türünün ‘Yasal Güç‘ olarak görülmektedir. Bunun nedeni olarak yükseköğretim kanununun yöneticilere verdiği geniş yetkiler olduğu sanılmaktadır. Kurum türü değişkenine göre bakıldığında katılımcıların algıladıkları güç türlerinden ‘Ödül Gücü’ değişkeninin enstitülerde çalışan katılımcılarla yüksekokullarda çalışan katılımcılar arasında anlamlı bir farklılık olduğu görülmektedir. Bunun da nedeni; enstitülerde görev yapan öğretim elemanlarının çoğunlukla araştırma görevlisi olması olarak düşünülmektedir. ‘Yasal Güç’ ve ‘Dışlanma’ algısının yüksekokullarda çalışan katılımcılarda; ‘Ödül gücü’ ile beraber ‘Karizma Gücü’ ve ‘Uzmanlık Gücü’ değişkenlerinin de enstitülerde çalışan katılımcılarda daha fazla algılandığı görülmektedir. Fakültelerde görev yapan katılımcıların algılarına göre ‘Zorlayıcı Güç’ diğer güç türlerine göre daha yüksek düzeyde algılanmaktadır.
Purpose: The study aims to examine the perceptions of the predictive power of academic ostracism levels of higher education instructors with respect to their perceptions about the organisational power types in higher education institutions. Thus, the perceptions of the power bases and ostracism levels of academicians working in higher education institutions in Turkey have been tried to be defined and the correlation and predictive power of these variables have been tried to be explained. Method: In relation with the aim of the study correlative pattern is used in order to define the levels of academicians’ academic ostracism and organisational power perceptions. The population of the study is the higher education instructors in Turkey who work as professors, associate professors, assistant professors, research assistants, lecturers and instructors in the academic year of 2016-2017. The study group comprises of 725 academicians who responded to the questionnaires among approximately 25.000 academicians working in different higher education institutions and in the abovementioned positions that the researcher wanted to contact via e-mail in the context of the study. To collect the data, the ‘Workplace Ostracism Scale’ including 13 items in the form of a 5 point Likert type scale which was developed by Ferris vd. (2008) and the ‘Organisational Power Scale’ including 40 items in the form of a 5 point Likert type scale which was developed by Altınkurt and Yılmaz (2013) have been utilized. In order to analyse the data, difference tests, correlation analysis and linear regression analysis have been employed. Results: According to the data analysed about the perceptions of academicians on the power bases, legitimate power has been found to be the most common power type that they encounter. The ostracism perceptions of the academicians, on the other hand, are rather low. When the results of multiple regression analysis are examined
which was conducted in order to identify the predictive power levels of workplace ostracism perceptions of the academicians working in higher education institutions with the organisational power types, the predictive power of the workplace ostracism perception levels of academicians working in higher education institutions with respect to the organisational power factors is statistically meaningful. The organisational power factor scores are found to explain the 2% of the workplace ostracism perception means of the academicians working in higher education institutions, whereas the 98% of them can be explained by other factors. When the t-test results are examined which has been conducted with respect to the significance of regression coefficient, the coercive power factor is a meaningful predictive over ostracism and it predicts the 14% of the ostracism hypothesis. Conclusion and Suggestions: In relation with the participants’ perceptions of organizational power bases, the reason for the fact that the ‘Legitimate Power’ factor is high is supposed so because of the vast authority the higher education law has given to the administrators in higher education institutions. According to the institution type, the ‘Reward Power’ is high in the institutes because it is assumed that a great majority of the staff are composed of research assistants. ‘Legitimate Power’ and ’Ostracism’ are perceived mostly in pre-undergraduate schools whereas ’Reward Power’ and ’Referent Power’ are perceived mostly in graduate schools. In undergraduate schools, ‘Coercive Power’ is perceived mostly.