ESOGÜ Akademik Açık Erişim Sistemi

Operatif histeroskopi sonrası intrauterin adezyonların değerlendirmesi

Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.author Arslan, Samet
dc.date.accessioned 2018-06-08T05:29:45Z
dc.date.available 2018-06-08T05:29:45Z
dc.date.issued 2017
dc.identifier.citation Arslan, S. Operatif histeroskopi sonrası intrauterin adezyonların değerlendirilmesi. ESOGÜ Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Tıpta Uzmanlık Tezi, Eskişehir, 2017. tr_TR
dc.identifier.uri http://hdl.handle.net/11684/1565
dc.description.abstract İntrauterin adezyonlar ilk kez 1894 yılında Fritsch’in bildirdiği postpartum küretaj sonrası amenore izlenen yirmi beş yaşındaki bir olgunun sunulmasıyla literatüre girmiştir. İntrauterin adezyon insidansında günümüzde artış görülmektedir. Bunun iki nedeni; adezyon tanısının kolaylaşması ve adezyon oluşmasına neden olabilen intrakaviter uterin cerrahi uygulamalarının artmış olmasıdır. Prognozun adezyonların ciddiyeti ile olan yakın ilişkisi ve adezyonların yüksek derecelere varan nüks oranları sebebiyle erken tanı ve adezyon önleyici stratejiler önem arzetmektedir. Yine operasyon sonrası tekrar adezyon formasyonun önlenmesine yönelik tedbirlerin etkinlikleri de tartışmalıdır. Bu koşullar altında intrauterin adezyonların önlenebilmesine yönelik tedbirler büyük önem arzetmektedir. Bu çalışma operatif histeroskopi sonrası yapılan ofis histeroskopinin hem erken tanı hem de tedavide etkinliğini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Retrospektif yöntemle planladığımız ve kontrollerin bir kısmı prospektif olarak gerçekleştirdiğimiz bu analitik çalışmamızda, Ocak 2014-Mayıs 2017 tarihleri arasında bilgisayar ortamındaki operasyon kayıtları esas alınarak Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği’nde operatif histeroskopi uyguladığımız reprodüktif, perimenopozal ve postmenopozal dönemde olan ve farklı jinekolojik şikayetlerle polikliniğimize başvurmuş 78 hasta değerlendirmeye alınmıştır. Hastalardan postoperatif 1.hafta ve 1.ayda ofis histeroskopi yapılan hastalar grup 1; postoperatif 1.ayda ofis histeroskopi yapılan hastalar grup 2 olarak gruplandırıldı. Operasyon sonrası görüntüler değerlendirildiğinde her iki grup arasında adezyon görülme sıklığında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunamamıştır. Ancak postoperatif dönemde ofis histeroskopi yapılması planlanıyor ise bu işlemin erken dönemde yapılması hem erken tanı hemde tedavi şansı yaratabilmektedir. Bu düşüncenin desteklenmesi için daha çok sayıda hastayı kapsayan çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. tr_TR
dc.description.abstract Intrauterine adhesions were first mentioned in case report of a case of twenty five years old patient with amenore following postpartum curetage published by Fritsch in year of 1894. Nowadays, there is an increasing trend in incidence of intrauterin adhesions. Main two reasons for that are; it is easier to diagnose adhesion now and there is an increase in number of surgeries that may cause intracavitery adhesions. Because of the relationship between the prognosis and extent of the adhesion and high recurrence of adhesions, early diagnosis and adhesion preventing measures are important. Also effectiveness of measures for preventing adhesion formation are controversial. In these circumstances, measures for preventing reformation of adhesions following operation are vital. This study was designed for determine effectiveness of office hysteroscopy in both early diagnosis and treatment following operative hysteroscopy. In this analytic study designed retrospectively and includes some prospective control cases, 78 patients who applied to our facility with various gynecologic complaints and were in reproductive, perimenoposal, and postmenoposal periods whom we applied operative hysteroscopy between January 2014 to May 2017 in our Gynecology and Obstetrics Clinic of ESOGU School of Medicine were evaluated based on operation records collected from computerized systems. The patient were grouped into two main groups; group 1 as who had office hysteroscopy at 1st week and 1st month and group 2 as who had office hysteroscopy at 1stmonth. When post-operative imagininigs were compared, no statistically significant differnce in adhesion frequency was detected between groups. However, if office hysteroscopy was planned for post-operative period, performing this procedure earlier creates opportunity for early diagnosis and treatment. To support this opinion, more studies including larger number of patients are needed. tr_TR
dc.language.iso tur tr_TR
dc.publisher ESOGÜ, Sağlık Bilimleri Enstitüsü tr_TR
dc.subject İntrauterin Adezyon tr_TR
dc.subject Histeroskopi tr_TR
dc.subject Ofis Histeroskopi tr_TR
dc.subject Intrauterine Adhesions tr_TR
dc.subject Hysteroscopy tr_TR
dc.subject Office Hysteroscopy tr_TR
dc.title Operatif histeroskopi sonrası intrauterin adezyonların değerlendirmesi tr_TR
dc.type physicsThesis tr_TR
dc.contributor.authorID TR195073 tr_TR
dc.contributor.department ESOGÜ, Tıp Fakültesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum tr_TR


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster