Aktif fayların birçoğu kilitlidir ve üzerlerindeki gerilme birikimi büyük depremler ile açığa çıkmaktadır. Ancak bazı fayların üzerinde deprem olmaksızın deformasyon meydana gelmektedir. Asismik yüzey kripi ismi verilen bu tektonik hareketin hızının uzun dönem plaka hızından daha düşük olması durumunda faylar üzerinde deprem olma tehlikesi halen devam etmektedir. Kuzey Anadolu Fay Zonu‘nun Gerede-Bayramören arasında kalan kesimi bu tür faylara verilebilecek örneklerden biridir.
Gerede-Bayramören arasında; İsmetpaşa‘da var olan krip 1969 yılında fark edilmiş ve izlenmeye başlanmıştır. Günümüze kadar yapılan çalışmalarda farklı krip izleme teknikleri kullanılmıştır. Yapılan çalışmalar, İsmetpaşa çevresi ile sınırlı kalmış, modelleme çalışmaları dışında fay boyunca kripe ait yüzey verileri ortaya konmamıştır.
Bu tez çalışması kapsamında Kuzey Anadolu Fay Zonu‘nun Gerede-Bayramören arasında kalan kesiminde kripe ait yüzey verisi olup olmadığı, kripin uzun dönem plaka hareketinin ne kadarını karşıladığı ve zaman içindeki davranışı araştırılmıştır. Bu amaçla çalışma alanı boyunca krip izleme istasyonları oluşturularak periyodik ölçümler yapılmıştır. Çalışmada yüksek hassasiyette 3 boyutlu koordinatlı ölçüm alabilme kapasitesine sahip yersel LIDAR kullanılmıştır. Mayıs 2013-Eylül 2015 tarihleri arasında 3‘er aylık periyotlar ile yapılan ölçümlerde fay üzerindeki kaymanın sürekli olmadığı, dönem dönem gerçekleştiği görülmektedir. Kripin İsmetpaşa ile sınırlı olmadığı, fay boyunca Gerede ile Bayramören arasında yaklaşık 80 km‘lik kısımda etkili olduğu arazi verileri ile ortaya konmuştur. Çalışma alanında tespit edilen krip hızı 2-6±1 mm/yıl arasında değişmekte ve en yüksek krip değeri İsmetpaşa civarında görülmektedir. Krip hareketi ile Gerede Bayramören arasında, yıllık kaymanın yaklaşık % 30‘u açığa çıkmakta, kayma hızının % 70‘lik kısmı ise fay zonu üzerinde birikmeye devam etmektedir. Dolayısıyla fayın Gerede-Bayramören arasında deprem üretme potansiyeli bulunmaktadır. Tez çalışması kapsamında krip hareketi ile jeoloji ve tez çalışmalarının yürütüldüğü zaman diliminde meydana gelen depremler arasındaki ilişki de anlaşılmaya çalışılmıştır.
Most active faults are locked and accumulated strain on them releases with large earthquakes. However, on some fault segments, slip can be realized without an earthquake. This tectonic movement named as aseismic surface creep. If this aseismic creep movement is much lower than the long-term slip rate along a fault, then the fault is still capable of produce earthquakes. The area between Gerede and Bayramören of the North Anatolian Fault Zone is a suitable example of this fault types.
The existence of creep movement at İsmetpaşa between Gerede-Bayramören villages is detected at 1969 and also started to monitore in this year. At previous studies, creep monitored by using different techniques. These studies has been limited around İsmetpaşa and there wasn‘t produced any field data related to creep movement except some modelling studies.
In frame of this thesis, it is researched that the existence of surface geological creep data, the effect of creep percentage considering to the long term slip rate all along the fault and the creep behavior in time between Gerede and Bayramören at North Anatolian Fault Zone. For this aim, the creep monitoring stations are constructed and monitored periodically. At this study, it is used a terrestrial LIDAR which has a capacity to provide high resolution and accurate 3D data was used. According to 3 month periods measurements realized between 2013 May and 2015 September, the creep on the fault is not constant, it is episodic. Moreover, it is put forth that the creep movement is not limited just around İsmetpaşa, it has some field data all along the 80 km long between Gerede aand Bayramören. The creep rate detected between Gerede and Bayramören is differing from 2-6±1mm/year and the maximum creep measured at around İsmetpaşa. Creep can compensate approximately 30% of the long term slip rate and at least 70% of the yearly slip still accumulates on the fault. As a result between Gerede and Bayramören villages is still capable of generating earthquakes. At the same time, it is tried to be understood the relationship between creep, geology and earthquakes occurred during the creep monitoring period for this thesis.