Tüm kanserlerin yaklaşık %2’sini oluşturan malign
renal tümörlerin %5’ini kromofob renal hücreli karsinomlar meydana getirir. Renal
onkositom ise kromofob renal hücreli karsinomlar gibi toplayıcı duktusların
intercalated hücrelerinden kaynaklanan benign böbrek tümörüdür. Histolojik ve
sitolojik benzerliklerinin aksine klinik ve biyolojik davranışlarındaki farklılık
nedeniyle, bu iki tümörün ayırıcı tanısı oldukça önemli ve patolojinin zor
konularından birisidir. Ayırıcı tanı için çeşitli immünohistokimyasal belirteçler
araştırılmıştır. Ancak, ayırıcı tanıdaki zorluklar devam etmektedir ve ilave
belirteçlere gereksinim duyulmaktadır. Duktal tipte keratinlerden biri olan CK7
meme, pankreas, akciğer, tiroid, over, endometrium, mesane ve bazı böbrek
tümörlerinde eksprese edilmektedir. Kalsiyum bağlayıcı S100 protein ailesinin ilk
tanımlanan üyesi olan S100A1, hücre siklus ve diferansiyasyonu dahil birçok
hücresel fonksiyonu düzenlemektedir. KAI1 (CD82) metastaz baskılayıcı fonksiyon
yapan bir tetraspanin membran proteinidir. Bu çalışmada, 29 kromofob renal hücreli
karsinom (23 klasik ve 6 eozinofilik varyant) ve 17 onkositom olgusunda
immünohistokimyasal olarak CK7, S100A1 ve KAI1 (CD82) ekspresyonlarını
araştırdık. Bu belirteçler tek tek ve birlikte değerlendirildiğinde, ekspresyonları
açısından kromofob renal hücreli karsinom ve onkositomlarda anlamlı düzeyde
farklılık saptandı (p<0.000). Benzer anlamlı sonuç eozinofilik kromofob renal
hücreli karsinom ve onkositom arasında da belirlendi (p<0.000). Bulgularımız,
kromofob renal hücreli karsinom ve onkositom ayırıcı tanısında CK7, S100A1 ve
KAI1 (CD82) kullanımının faydalı olabileceğini ortaya koymaktadır.
Malignant
renal tumors make the %2 of all cancers and chromophobe renal cell carcinomas
make the %5 of malignant renal tumors. Renal oncocytoma is a benign renal tumor
originated from intercalated cells of collecting ducts like chromophobe renal cell
carcinoma. The differential diagnosis of these two tumors is important and difficult
subject of pathology field because while they are histologically and cytologically
similar, they show different clinical and biologic behavior. For the differential
diagnosis, several immunohistochemical markers have been investigated. But,
differential diagnostic challenges remain and the identification of additional markers
is needed. CK7 is one of ductal type keratin which is expressed in tumors of breast,
pancreas, lung, thyroid, ovary, endometrium, urinary bladder and kidney. S100A1 is
first defined member of calcium binding S100 protein family and it organizes several
cellular functions including cell cycle progression and cell differentiation. KAI1
(CD82) is a tetraspanin membran protein which functions as metastasis supressor. In
this study, we immunohistochemically investigated the expressions of CK7, S100A1
ve KAI1 (CD82) in 29 chromophobe renal cell carcinoma (23 classic and 6
eosinophilic variant) and 17 oncocytomas. When these markers were evaluated
separetely and together, their expressions in chromophobe renal cell carcinoma and
renal oncocytoma show statistically significant difference (p<0.000). Similar
statistically significant results were also seen between eosinophilic chromophobe
renal cell carcinoma and oncocytoma (p<0.000). Our results show that in the
differential diagnosis of chromophobe renal cell carcinoma and renal oncocytoma,
the use of CK7, S100A1 ve KAI1 (CD82) can be useful.