Halk Sağlığı Dergisi
http://hdl.handle.net/11684/1368
Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi Halk Sağlığı Dergisi2024-03-29T14:37:22ZFoodborne Outbreak Associated with Staphylococcus Aureus Enterotoxin and Bacillus Cereus in Three Student Dormitories, Kayseri Province, Turkey, November 2014
http://hdl.handle.net/11684/1757
Foodborne Outbreak Associated with Staphylococcus Aureus Enterotoxin and Bacillus Cereus in Three Student Dormitories, Kayseri Province, Turkey, November 2014
Börekçi, Demet; Paracıklı, Gürcan; Çetin Çoban, Serap; Temel, Fehminaz
On 13–14 November 2014 an outbreak associated with consumption of dinner prepared
in the same kitchen resulted in intoxication of 121 persons out of 310 in three student
dormitories in Kayseri Province, Turkey. We conducted a retrospective cohort
investigation to identify the cause and to implement the control measures. Probable case
was defined as “Onset on 13 November 2014 of at least one of the symptoms of nausea,
vomiting, abdominal pain, and diarrhoea among persons who ate dinner in three
dormitories”. We conducted face-to-face interviews with 285 persons. Nasal swabs from
food handlers, drinking water samples and food samples were tested for pathogens.
Males were affected two times more than females (RR=1.6, 95%CI:1.3–2.1). We analyzed
data by logistic regression in a model controlling chicken drumstick consumption and
sex. People who ate full serve of mashed potatoes developed illness four times more
(ORadj=3.6; 95% CI:1.6–7.8); and who ate half serve of mashed potatoes developed
illness three times more than non-exposed (ORadj=3.4; 95% CI:1.3–8.7). Staphylococcus
aureus enterotoxin and Bacillus cereus was identified from the leftover mashed potatoes.
In conclusion this outbreak was likely due to contaminated mashed potatoes. This
outbreak is likely to be caused by mashed potatoes contaminated with Staphylococcal
enterotoxin and Bacillus cereus. As public health actions arrangements in kitchen were
done according to the regulations. Money penalty was given to dormitory. Food handlers
were trained on certificate of hygiene.; 13-14 Kasım 2014 tarihinde Kayseri ilinde üç ayrı öğrenci yurdunda bulunan 310 kişi
arasında 121 kişinin zehirlenmesi ile sonuçlanan ve aynı mutfakta hazırlanan akşam
yemeğinin tüketimi ile ilişkili bir salgın yaşanmıştır. Bu retrospektif kohort çalışmasını,
olası nedenlerin ortaya konulması ve koruma, kontrol önlemlerinin alınması için yürüttük.
Olası vaka tanımını, “13 Kasım 2014 tarihinde, üç yurtta akşam yemeği yiyen ve aynı
tarihlerde bulantı, kusma, karın ağrısı ve ishal şikayetlerinden bir ya da daha fazlasını
yaşayan kişiler” olarak belirledik. 285 kişi ile yüzyüze görüşme sağladık. Gıda
elleyicilerinden burun sürüntüsü, içme sularından örnekler ve gıdalardan numuneler
alınarak patojenler açısından test edildi. Erkekler kadınlardan iki kat daha fazla
etkilenmişti (RR=1.6, 95%CI:1.3–2.1). Tavuk yemeyi ve cinsiyeti kontrol ederek bir lojistik
regresyon modeli oluşturduk. Buna göre tam porsiyon patates püresi yiyenler hiç
yemeyenlere göre dört kat daha fazla (ORadj3.6; 95% CI:1.6–7.8), yarım porsiyon yiyenler
ise yemeyenlere göre üç kat daha fazla (ORadj=3.4; 95% CI:1.3–8.7) hastalık geliştirmişti.
Kalan patates püresinde Staphylococcus aureus enterotoksini ve Bacillus cereus üredi.
Dolayısı ile bu salgın, kontamine patates püresinin tüketimi ile ilişkili görünmektedir. Bu
salgının Stafilokok enterotoksini ve Bacillus cereus ile kontamine patates püresinden
kaynaklanmış olduğu düşünülmektedir. Halk Sağlığı eylemi olarak mutfakta
yönetmeliklere göre düzenlemeler yapıldı. Yurt yönetimine idari para cezası verildi. Gıda
elleyicilerinin hijyen sertifikası eğitimi almaları sağlandı
2018-12-24T00:00:00ZSağlık turizmi çerçevesinde Türkiye’de termal turizm; bir SWOT analizi çalışması
http://hdl.handle.net/11684/1754
Sağlık turizmi çerçevesinde Türkiye’de termal turizm; bir SWOT analizi çalışması
Şengül, Halil; Bulut, Arzu
Tedavi ve tatil amaçlı ülkelerarası ya da şehirlerarası yapılan seyahatler “Sağlık Turizmi”
olarak tarif edilmektedir. Küreselleşmenin beraberinde getirdiği teknolojik gelişmeler,
bilgiye ulaşmanın kolaylaşması ve seyahat imkanlarının artması gibi kolaylaştırıcı faktörler
sağlık turizminin yaygın olarak kullanılmasını sağlamıştır. Son on yılda sağlık amaçlı turizm
seyahatleri, hastane yataklı tedavi hizmetleri, rehabilitasyon hizmetleri ve yaşlı-engelli
bakımını kapsar hale gelmiştir. Sağlık turizmindeki bu değişim sağlık turizminin de hizmet
alanlarının değişmesine neden olmuştur. 2017 yılı itibariyle dünya çapında yaklaşık 100
milyar dolarlık bir hacme ulaşmış olan sağlık turizminden aldığı payı arttırmak isteyen pek
çok ülke yasal çerçeveler oluşturmakta ve ulusal sağlık sektörü rekabet gücünü
arttırabilmek için destek ve teşvikler vermektedir. Türkiye Sağlıkta dönüşüm programı ile
sağlık altyapısını büyük ölçüde tamamlamıştır. Aynı zamanda turizm potansiyeli yüksek
bir ülke olarak sağlık turizmini alternatif bir turizm kaynağı olarak görmekte ve bu yeni
pazardan aldığı payı arttırmak için gerekli düzenlemeleri yapmaktadır. Sağlık turizminin
rehabilitasyon hizmetleri, yaşlı-engelli bakımı gibi alanlara kayması termal turizmin
önemini de arttırmaktadır. Türkiye termal kaynaklar açısından zengin bir ülkedir ve bu
durum termal turizme ayrı bir önem katmaktadır.
Bu çalışmada temel amaç; Türkiye’nin “Termal Sağlık Turizmi” yönünden SWOT Analizi
ile incelenerek güçlü (Strengths) ve zayıf (Weaknesses) yönlerini belirlemek, iç ve dış
çevreden kaynaklanan fırsat (Opportunities) ve tehditleri (Threats) tespit etmektir.; International or intercity treatment and leisure travels are described as "health tourism".
Technological developments brought about by globalization and facilitating factors such
as the increase in travel opportunities and easier access to information has led to the
widespread use of health tourism. In the last decade, health tourism has included
hospital-based treatment services, rehabilitation services and geriatric care. This change
in health tourism has caused changes in the service areas of health tourism. Many
countries seeking to increase their share of health tourism, which has reached a volume
of around $ 100 billion worldwide by 2017, are creating legal frameworks and the national
health sector provides support and incentives to increase competitive power. Turkey
nearly completed their health infrastructure with the transformation in healthcare
program. It also is a country with an already high tourism potential and sees health
tourism as an alternative tourism source and makes arrangements to increase its share
in this new market. The rehabilitation services of health tourism also increase the
importance of thermal tourism, which is shifting to areas such as aged-handicapped
care. Turkey is a country rich in thermal springs, and this adds additional importance to
thermal tourism.The main goal of this research is to determine the strengths and
weaknesses and to identify the opportunities and threats, caused by internal and external
conditions, of Turkeys “Thermal Health Tourism” through a SWOT analysis.
Keywords: Health tourism, thermal tourism, SWOT analysis.
2019-01-12T00:00:00ZGenetiği değiştirilmiş organizmalar yararlı mı, zararlı mı?
http://hdl.handle.net/11684/1740
Genetiği değiştirilmiş organizmalar yararlı mı, zararlı mı?
Öcal, Ece Elif; Işıklı, Burhanettin
Son tahminler, 2030 yılına kadar açlık ve malnutrisyonun olmadığı bir dünya hedefine
ulaşmanın zor olacağını göstermekte ve 2030’da dünya nüfusunun yaklaşık 8.5 milyara
çıkacağı öngörülmektedir. Günümüzde ulaşılan teknolojik imkânlar; bitkiler, hayvanlar,
bakteri ve mantarlarda yeni özelliklerin oluşturulması için genetik materyali değiştirmeyi
mümkün hale getirmiştir. Genetik materyali doğal olmayan yollarla değiştirilmiş
organizmalar, genetiği değiştirilmiş organizma olarak tanımlanmaktadır. Üretici ve tüketici
için bazı avantajlar sağladığından genetiği değiştirilmiş organizmalı gıdalar, genetiği
değiştirilmiş tarımsal gıda ürünleri, yüksek verimliliklerinden dolayı dünya çapında
geliştirilmektedir. Mevcut durumda piyasada bulunan genetiği değiştirilmiş mahsullerinin
temel amacı, böcekler ya da virüslerin neden olduğu hastalıklara direnç sağlanması veya
herbisitlere toleransın artırılmasıyla verimliliğin artırılmasıdır. Uluslararası Tarımsal
Biyoteknoloji Uygulamaların Edinme Servisi’nin 2017 raporu, biyoteknolojik ürünlerin
ticarileşmesinin ilk 21 yılında (1996-2016), çiftçilere tarımsal, çevresel, ekonomik, sağlık
ve sosyal olarak önemli faydalar sağladığını ve tüketici sayısının giderek arttığını
doğrulamıştır. Gelecekte genetik modifikasyon ile gıdaların besin içeriğini değiştirmek,
alerjik potansiyeli azaltmak ve üretim sistemlerinde verimliliği artırmak hedeflenmektedir.
Modern biyoteknoloji yöntemleri, konvansiyonel tekniklerle karşılaştırıldığında, artmış bir
spesifite ile rekombinant veya iyileşmiş özelliklere sahip gıda ürünlerinin gelişimini sağlar.
Bununla birlikte, genetiği değiştirilmiş gıdaların toplum tarafından kabul edilmesi ya da
reddedilmesi için risk değerlendirmesi ve prosedürleri, daima yenilikçi metodolojik
imkanlar kullanılarak ele alınmalıdır.; According to the latest estimates, it is shown that it will be difficult to achieve a world
without hunger and malnutrition by 2030, and it is predicted that the world population
will increase to 8.5 billion by 2030. Today, technological possibilities have made it
possible to change the genetic material to create new features for plants, animals,
bacteria and fungi. Organisms whose genetic material had been modified via unnatural
ways are called as genetically modified organisms. Genetically modified organisms have
been developed and marketed due to their high efficiency for producers and consumers.
Currently, the main target of commercially available genetically modified crops is to
protect crops by providing resistance to diseases caused by insects or viruses, or by
increasing tolerance to herbicides. According to the 2017 report of the International
Service for the Acquisition of Agri-biotech Applications, in the first 21 years of
commercialization of biotechnological products(1996-2016), are providing significant
agricultural, environmental, economic, health and social benefits for farmers and caused
increasing number of consumers. Oncoming future, it is aimed to change the nutrient
content of foods, reduce the allergic potential and increase the efficiency of the
production systems by genetic modification. Modern biotechnology methods provide an
accelerated development of food products by recombinant or improved features of
increased specificity compared to conventional techniques. However, risk assessment
and procedures for the adoption or rejection of genetically modified foods by the public
should always be addressed through innovative methodological facilities.
2019-01-09T00:00:00ZDevelopment of a Satisfaction Questionnaire for Cancer Patients in Turkey
http://hdl.handle.net/11684/1736
Development of a Satisfaction Questionnaire for Cancer Patients in Turkey
Akyüz, Salih
Purpose is to develop and validate a novel patient satisfaction questionnaire for Turkish
cancer patients. A questionnaire has been constructed. The survey questions relate to
patient satisfaction with healthcare providers, medical care received and hospitals, in
addition to questions exploring the expectations of the patients about advanced care.
710 cancer patients participated in the survey from eight public hospitals in Ankara. Both
exploratory and confirmatory factor analysis have been employed to verify the scale
dimensions. A hypothetical model was evaluated by structural equation modelling to
determine the adequacy of goodness-of-fit to sample data. The exploratory factor
analysis identified three interpretable dimensions which explained 92 per cent of the
variance for the patient satisfaction. The subscales derived from these factors were
satisfaction from healthcare providers; satisfaction from hospital and satisfaction from
health service. Each subscale had acceptable to excellent internal consistency
(Cronbach’s alpha ranged from 0.70–0.95). Structural equation modelling resulted in a
sufficient model fit of 19 items within three domains. This study developed and validated
a reliable patient satisfaction instrument for cancer patients in Turkey. The instrument
showed excellent psychometric properties, thus it can be incorporated into an existing
hospital quality monitoring system to monitor patient satisfaction.; Çalışmanın amacı, Türk kanser hastaları için yeni bir memnuniyet anketi geliştirmektir.
Anket soruları, hastaların ileri düzey bakım konusundaki beklentilerini araştıran soruların
yanı sıra sağlık hizmeti sağlayıcıları, tıbbi bakım ve hastanelerdeki hasta memnuniyeti ile
ilgilidir. Ankara'daki sekiz devlet hastanesinden 710 kanser hastası araştırmaya katıldı.
Ölçek boyutlarını doğrulamak için açımlayıcı ve de doğrulayıcı faktör analizi kullanılmıştır.
Bir hipotetik model, örnek verilere uygunluğun yeterliliğini belirlemek için yapısal eşitlik
modellemesi ile değerlendirilmiştir. Açımlayıcı faktör analizi, hasta memnuniyeti için
varyansın yüzde 92'sini açıklayan üç yorumlanabilir boyut belirlemiştir. Bu faktörlerden
elde edilen alt ölçekler; sağlık hizmeti sağlayıcılarından memnuniyet, hastane
memnuniyeti ve sağlık hizmetlerinden memnuniyet. Her bir alt ölçek mükemmel iç
tutarlılık nedeniyle kabul edilebilirdi (Cronbach alfa değeri 0.70-0.95 arasındaydı). Yapısal
eşitlik modellemesi, üç alan dahilinde 19 maddeden oluşan uygun bir model
oluşturmuştur. Bu çalışma, Türkiye'de kanser hastaları için güvenilir bir hasta
memnuniyeti aracını geliştirdi ve onayladı. Ölçme aracı mükemmel psikometrik özellikler
gösterdi, böylece hasta memnuniyetini izlemek için mevcut bir hastane kalite izleme
sistemine dahil edilebilir.
2019-01-03T00:00:00Z