Dspace@ESOGUESOGÜ Akademik Açık Erişim Sistemi dijital arşiv sistemi toplar, depolar, dizinler, korur ve dijital araştırma materyallerini dağıtmaya aracılık eder.http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui2024-03-29T13:10:02Z2024-03-29T13:10:02ZTuz stresi koşullarında oğul otu (melissa officinalis l.) bitkisinde askorbik asit uygulamaları ile antioksidan metabolizmasında meydana gelen değişimlerin moleküler düzeyde incelenmesi = investigation of changes in antioxidant metabolism of lemon balm (melissa officinalis l.) plant with ascorbic acid treatment at molecular level under salt stresAlboraey, Ahmed R. I.http://hdl.handle.net/11684/44462022-08-12T00:02:50Z2021-01-01T00:00:00ZTuz stresi koşullarında oğul otu (melissa officinalis l.) bitkisinde askorbik asit uygulamaları ile antioksidan metabolizmasında meydana gelen değişimlerin moleküler düzeyde incelenmesi = investigation of changes in antioxidant metabolism of lemon balm (melissa officinalis l.) plant with ascorbic acid treatment at molecular level under salt stres
Alboraey, Ahmed R. I.
Bu çalışmada, tuz stresine maruz bırakılan oğul otu (Melissa officinalis L.) bitkisinde yaprak dokularında meydana gelen zararlanma ve tuz stresi koşullarında dışsal askorbik asit (AsA) uygulamalarının antioksidan metabolizmasına etkileri incelenmiştir. Bu amaçla 42 günlük Melissa officinalis bitkileri kontrollü sera koşullarında iki hafta boyunca farklı sodyum klorür (NaCl) ve AsA konsantrasyonlarına tabi tutulmuştur. Sonuçlar, NaCl uygulamalarının, bitkilerin yaprak oransal su kapsamını (RWC) azalttığını ve turgor kaybını (LT) artırdığını göstermiştir. Tuz uygulamalarına bağlı olarak klorofil içeriği de önemli ölçüde azalmıştır, ancak AsA uygulaması bu etkiyi hafifletmiştir. Bu etkinin baskılanmasında en etkili uygulamanın150 mM NaCl + 1 mM ASA olduğu belirlenmiştir. Ayrıca, yüksek tuz konsantrasyonlarının, oğul otu bitkisinde hücre zarı hasarını tetiklediği tespit edilmiştir, ancak AsA, 100 mM NaCl + 0.5 mM AsA ve 150 mM NaCl + 1 mM AsA uygulamalarında bu etkilerin hafifletilmesine yardımcı olmuştur. Enzim aktiviteleri ile ilgili olarak askorbat peroksidaz (APX) ve askorbat oksidaz (AO) aktivitesi katalaz (CAT) aktivitesinden daha yüksek bulunmuştur. Sonuçlar oğul otu bitkilerinin, farklı metabolik tepkileri ile kanıtlandığı üzere düşük tuz konsantrasyonlarına (50 mM'ye kadar) toleranslı olduğunu ve hem APX hem de AO artışının dışsal AsA uygulamasından kaynaklanabileceğini göstermiştir. Sonuç olarak, AsA'nın sulama yolu ile dışsal uygulamasının tuzluluğun olumsuz etkilerini azaltmada iyi bir seçenek olduğu kanıtlanmıştır; In this study, the effects of external ascorbic acid (AsA) treatments on damage to leaf tissues and antioxidant metabolism in lemon balm (Melissa officinalis L.) plants exposed to salt stress conditions were examined. For this reason, under controlled greenhouse conditions, 6-weeks-old lemon balm plants were addressed with different sodium chloride (NaCl) concentrations (0, 50, 100 and150 mM) and AsA (0, 0.5, and 1 mM) for two weeks. The results showed that NaCl treatments reduced leaf relative water content (RWC) of plants and increased turgor loss (LT). The chlorophyll content was also significantly reduced due to salt treatments, but AsA mitigated this effect. It was determined that the most effective treatment in the suppression of this effect was 150 mM NaCl + 1 mM AsA. In addition, it was identified that salt stress triggers cell membrane damage in lemon balm, but the AsA assisted in mitigating these effects, as this was observed in the 100 mM NaCl + 0.5 mM AsA and 150 mM NaCl + 1 mM AsA treatments. Regarding the enzyme activities, both ascorbic peroxidase (APX) and ascorbate oxidase (AO) were higher than catalase (CAT). It was known that lemon balm plants are permissive to low concentrations of salinity (up to 50mM) as proved by their featured metabolic responses. Besides, the increase of both APX and AO could be due to the external AsA. As a result, it was proved that the external application of AsA by irrigation is a good choice in reliving the reverse effects of salinity
2021-01-01T00:00:00ZAtmosferik basınç plazma jet ile bazı formazan moleküllerinin yapısının belirlenmesiWinter, Robert Bülenthttp://hdl.handle.net/11684/44452022-08-12T00:01:40Z2021-01-01T00:00:00ZAtmosferik basınç plazma jet ile bazı formazan moleküllerinin yapısının belirlenmesi
Winter, Robert Bülent
İlk aromatik formazan örnekleri 1892 yılında sentezlenmiş ve “formazan bileşikleri” olarak adlandırılmıştır (Nineham, 1955; Gökçe, 2004) ve Von Pechmann ve Bamberger tarafından incelenmiştir (Pechmann, 1892; Bamberger, 1894).
Yapılarında bulunan konjuge pi (π) bağlarından dolayı renkli bileşiklerdir. Bu da formazanların en önemli özelliklerinden biridir. Kırmızıdan mora kadar değişen yapıları boyarmadde olarak kullanılmalarını sağlamıştır. 1946’da ilk olarak Ciba firmasınca boyarmadde olarak patente bağlamıştır (Ciba, 1949). Bu tarihten sonra tekstil elyaf boyamacılığında boyarmadde olarak kullanılmalarının yanı sıra indikatör ve analitik reaktif, redox işlemlerinde biyokimyasal işaretleyici, fotokromik ve termokromik madde olarak kullanılmaktadır.
Formazanlar yükseltgendiğinde renksiz tetrazolyum tuzları oluşturur. Tetrazolyum tuzları da indirgenerek formazanlara dönüşürler. Tetrazolyum tuzları hücrede bulunan enzimler tarafından formazanlara indirgenerek renk değişimlerine neden olurlar. Bu da formazan/tetrazolyum sistemlerinin canlılığın test ayıracı olarak bilinmesini sağlamıştır (Tezcan, vd., 2002).
Canlılığın test ayıracı olarak bilinmesiyle tıpta birçok alanda kullanılmaya başlanmıştır. Canlılığın testinde renk değişimine neden olduklarından dolayı dokulardaki tümörlerin saptanmasında ve böylece kanser tedavisinde aynı zaman da kanser ilaçlarının seçilmesinde kullanılmıştır.
Formazanlar aynı zamanda antiviral, anti-fertile, anti-enflamatuar, analjezik, anti-tüberküler, anti-mikrobiyel aktivitelerine de sahip olduğu ispatlanmıştır (Mariappan vd., 2010). Bu nedenle formazanlar önemli bir araştırma konusu olmuştur
2021-01-01T00:00:00ZÇeşitli elektrikli araç şarj stratejilerinin uygulandığı hibrit bir mikroşebekenin tasarımı ve optimizasyonuMohamud, Farhia Abdullahihttp://hdl.handle.net/11684/44442022-08-12T00:02:41Z2021-01-01T00:00:00ZÇeşitli elektrikli araç şarj stratejilerinin uygulandığı hibrit bir mikroşebekenin tasarımı ve optimizasyonu
Mohamud, Farhia Abdullahi
Bu çalışmada, çeşitli elektrikli araç şarj stratejilerine hizmet eden bir hibrit mikro şebekenin tasarımı ve optimizasyonu sunulmuştur. Bu çalışmada kullanılan hibrit kombinasyon, şebekeye bağlı güneş ve rüzgar üretimidir. Bu optimizasyonun amacı, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi kampüsünün elektrik ihtiyacını karşılamak ve çeşitli elektrikli araç şarj modlarına izin veren şarj istasyonları kurmaktır. Elektrikli araçları şarj etmek için hibrit mikro şebekenin seçilmesinin nedeni, yenilenebilir kaynaklardan yararlanmak ve elektriğin en düşük maliyetli olduğu zamanlarda şarj etmektir. Önerilen sistemin modellenmesi ve optimizasyonu, HOMER Grid optimizasyon yazılımı ile gerçekleştirilmiştir. Bu sistemlerin ekonomik, çevresel etkileri ve güvenilirliğine dayalı olarak birkaç sistemin karşılaştırması yapılmıştır. Seçilen optimum hibrit mikro şebeke tasarımı, bir PV sistemi, batarya enerji depolama, rüzgar sistemi, şebeke ve elektrikli araçlardan oluşur. Bu çalışmada, yönetilebilir ve isteğe bağlı elektrikli araç şarjı olmak üzere iki farklı elektrikli araç şarj modu sunulmuştur. Tasarlanan mikro şebekenin çok yıllık olarak teknik ve ekonomik analizi yapılmış ve proje ömrü boyunca performansı değerlendirilmiştir. Ayrıca farklı elektrikli araç şarj istasyonlarının karşılaştırması yapılmıştır. Hem kullanıcılar hem de şebeke için en etkili şarj moduna karar verilmiş olup şarj verimlilikleri de analiz edilmiştir. Sonuç olarak değerlendirildiğinde; isteğe bağlı şarj yerine yönetilebilir şarj istasyonu tercih edilmesiyle birlikte elektrikli araçların talepleri %3,5’ten %1,5’e düşürülmüştür. Çalışmada sunulan mikro şebeke sistemi kullanılarak elektrik faturası %36 oranında azaltılmıştır; In this study, the design and optimization of a hybrid microgrid serving various electric vehicle charging strategies are presented. The hybrid combination used in this study is grid-connected solar and wind generation. The purpose of this optimization is to meet the electricity needs of the Eskişehir Osmangazi University campus and to establish charging stations that allow various electric vehicle charging modes. The reason for choosing the hybrid microgrid to charge electric vehicles is to utilize renewable resources and to charge when electricity is at the lowest cost. Modeling and optimization of the proposed system were carried out with the HOMER Grid optimization software. Several systems have been compared based on the economic, environmental impact, and reliability of these systems. The optimum hybrid micro-grid design chosen consists of a PV system, battery energy storage, wind system, grid, and electric vehicles. In this study, two different electric vehicle charging modes namely deferrable and on-demand electric vehicle charging are presented. A multi-year technical and economic analysis of the designed microgrid has been made and its performance has been evaluated throughout the life of the project. In addition, different electric vehicle charging stations were compared. The most efficient charging mode has been decided for both users and the grid, and charging efficiencies have also been analyzed. When evaluated as a result; with the preference of deferrable charging station instead of on-demand charging, the demands of electric vehicles were reduced from 3.5% to 1.5%. Using the microgrid system presented in the study, the electricity bill is reduced by 36%.
2021-01-01T00:00:00ZSosyal medyanın davranışsal niyet üzerindeki etkisinde destinasyon imajının aracılık rolüOlgaç, Serkanhttp://hdl.handle.net/11684/44432022-08-12T00:02:44Z2021-01-01T00:00:00ZSosyal medyanın davranışsal niyet üzerindeki etkisinde destinasyon imajının aracılık rolü
Olgaç, Serkan
Günümüzde, sosyal medya insanların iletişim kurmasında, gündemi takip etmesi ve bilgi alış-verişinde bulunmasında etkili olmaktadır. Sosyal medya bir destinasyonun olumlu imajını oluşturmada, imajını iyileştirmede ve turistlerin memnuniyetini ve destinasyonu tekrar ziyaret etme gibi davranışsal niyetlerini etkileyebilir. Çalışmada sosyal medya kullanımının davranışsal niyetlere olan etkisi bir model yardımıyla incelenmiştir. Türkiye kapsamında katılımcıların yer aldığı araştırmada destinasyon imajının aracılık etkisi ve cinsiyet, medeni durum, eğitim, yaş, gelir ve meslek kategorik değişkenlerinin düzenleyicilik etkileri araştırılmıştır.
Bu tez çalışmasında gizil değişkenli modellerin uyumunun test edilmesinde ve gizil değişkenler arasındaki ilişkilerin tahmin edilmesinde regresyona dayalı kısmi en küçük kareler yapısal eşitlik modellemesi kullanılmıştır. Sonuçlarına göre sosyal medya ile destinasyon imajı ve davranışsal niyet arasında ve destinasyon imajı ile davranışsal niyet arasında pozitif ve anlamlı bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Bununla birlikte destinasyon imajının sosyal medya ile davranışsal niyet arasında kısmi aracılık etkisi olduğu ve eğitim, gelir ve yaş değişkenlerinin düzenleyicilik rolü olduğu belirlenmiştir.
Literatürde benzer konularda çok sayıda çalışma bulunmaktadır. Ancak sosyal medya ile davranışsal niyet değişkenleri arasında destinasyon imajının aracılık etkisi ve kategorik değişkenlerin düzenleyicilik etkileri üzerine elde edilen yeni tespitlerin literatüre ve gelecekte yapılacak çalışmalara katkı sağlayacağı düşünülmektedir; Today, social media is an effective medium for communicating, following current affairs, and exchanging information. Social media can contribute to the improvement or creation of a positive image for a destination, while also affecting tourists' satisfaction and intent to revisit the destination. In the present study, the effect of social media use on behavioral intentions is examined through a structural model. The mediation effect of the destination image and the moderating effects of the categorical variables of gender, marital status, education, age, income, and occupation are investigated in the study, performed on participants from Turkey.
In this thesis, regression based partial least squares structural equation modeling was used to test the fit of models with latent variables and to estimate the relationships between the latent variables. According to the results, it was determined that there is a positive and significant relationship between social media and destination image and behavioral intention, and between destination image and behavioral intention. Additionally, the destination image was determined to have a partial mediation effect between social media and behavioral intention, and that the variables of education, income, and age were found to have a moderating role.
There are many studies on similar subjects in the literature. However, it is thought that the new findings on the mediating effect of destination image between social media and behavioral intention variables and the moderating effects of categorical variables will contribute to the literature and future studies
2021-01-01T00:00:00Z