2024-03-28T16:53:12Z
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/oai/request
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/300
2016-02-22T10:18:47Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
İslam hukuk usulünde mefhumu’l-muhalefenin mahiyeti ve delil oluşu
Hazar, Fatma
Acar, Abdullah
TR102188
İslam Hukuku
İslam Hukuku
Mefhum'ul-Muhalefe
İslam Hukuk Metodolojisi’nin önemli konularından olan lafızların taksîminde Mütekellimîn usûlcülerin bazı hususlarda görüş ayrılıkları bulunmaktadır. Bu fikir ayrılıklarının arka planını anlama isteği, tezimizin konusu olan mefhûmu’l-muhâlefeyi inceleme konusu yapmamızın başlıca sebebidir. Bu bağlamda tezimizin amacı, özellikle ilk dönem İslam hukuk usûlcülerinin konuya dair görüşlerini incelemek suretiyle söz konusu kavramın fakihler tarafından nasıl anlaşıldığını ortaya koymaktır.
Tezimizde öncelikle usûlcüler tarafından mefhûmu’l-muhâlefenin hangi sınıflandırma içerisinde yer aldığında değindik. Daha sonra mefhûmu'l-muhâlefenin nasıl anlaşılıp tanımlandığı, onu kabul edenlerin delillerine ve onu reddedenlerin gerekçelerine yer verdik. Sonrasında mefhûmu’l-muhâlefenin delil olarak kabul edilmesi için gerekli şartlar ile onun bazı çeşitlerine, tercih sıralamasına ve âmmı tahsîs edip edemeyeceğine yer verdik. Bu şekilde mefhûmu’l-muhâlefe konusunu ilk dönem usûle dair yazılan eserleri temel alarak, bu konuda farklı mezheplerin görüşlerini gün yüzüne çıkarmakta ve konuya dair genel bir porte çizmiş olmaktayız.
Among Mutakallimun scholars, there are divergences in some matters of the classification of words (taqsîm al-alfâz) which is one of the most crucial issues of Islamic legal theory (Usûl al-Fiqh). The main reason why I decided on mafhum al-mukhalafah (contrary understandings) as a thesis subject is my desire of understanding the background of these controversies. In this context, the purpose of my thesis is to expose -especially by examining the views of Muslim legal theoreticians- how the concept in question was understood by fuqaha.
At first, in my thesis, I mentioned in which classification mafhum al-mukhalafah is placed by Muslim legal theoreticians. Then, I included how mafhum al-mukhalafah was understood and defined by scholars and I also presented the evidences of its supporters and its decliners’ justifications. After, I discussed essential conditions for it being considered as evidence, also different types of mafhum al-mukhalafah and order of preference of it with the argument of whether it can specify the general words (takhsis al-âmm). Thus, I presented the opinions of several schools of law on the issue of mafhum al-mukhalafah based on early classical books of Islamic legal theory and thereby, I drew a general framework for the issue.
2014-12-01T09:04:57Z
2014-12-01T09:04:57Z
2014-12-01T09:04:57Z
2014
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/300
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/334
2016-03-09T01:00:13Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
İslam hukukunda kadın haklarının korunmasına yönelik tedbirler
Arıkfidan, Meryem
Acar, Abdullah
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri
İslâm
Kadın
Tedbir
Hak
Bu araştırmada İslâm’da kadının korunmasına yönelik tedbirler incelenmiştir. Çünkü geçmişten günümüze kadar var olan her medeniyette kadın, hayatı boyunca birçok olumsuz durumla karşı karşıya kalmış hattı bazı dönemlerde bilindiği üzere yaşam hakkı dahi elinden alınmıştır. İslâm’ın gelmesiyle beraber İslâm’ın insana verdiği değer bağlamında kadının değeri ortaya çıkmıştır. Kadının değerinin korunmasına yönelik bir çok tedbir dini gereklilik olarak karşımıza çıkmıştır. Bu araştırmada sadece kadının evlilik kurumunda değil, çocukluğundan başlayarak evlilik öncesinde, evliliği esnasında, boşanma aşamasında, boşandıktan sonra, sosyal, ekonomik, siyasal ve aile hayatında ve fizyolojik olarak korunmasına yönelik tedbirler sırası ile incelenmiştir. Bu tedbirlerin arasında mehir, nafaka, evlilikte kızın rızasının alınması, iddet, mesken, eğitim, miras; boşanma çeşitlerinden tefviz, muhalea, fesih gibi unsurlar sayılabilir.
In this research, we have taken measures for the protection of women in Islam. Because there is so much from the pastto the present in all cultures. Women throughout his life a very negative situation. İn fact even the right to life, as it is known in some periods has been taken away. With the arrival of İslâm in the context of the volue that women in İslâm with the value of the emerged. A lot of measures for the protection of the value of her religion requirements. This research not only in the institution of marriage is not starting from childhood, before marriage, during marriage and at divorce stage, after the divorce, social, economic, political, family life, and measures for the protection of the sequence were examined with physiologically. There measures includ mahr, alimony, marriage the consent of the girlduring the ‘iddah, housing, education, heritage; in a tradition that is kind of divarce, muhalea an termination in the event of such elements.
2016-03-08T09:38:39Z
2016-03-08T09:38:39Z
2016-03-08T09:38:39Z
2015
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/334
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/355
2016-03-25T01:00:23Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih tercüme ve şerhi üzerine inceleme
Çinar, Hüseyin
Çelik, Ali
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri
Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih
Tercüme
Şerh
Bu çalışmada, Cumhuriyet Türkiye’sinde Hadis alanında önemli bir çalışma olan Türkçe olarak kaleme alınan hadis şerhi örneği üzerinde duracağız. Osmanlı Devleti’nin sonunda kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nde hadîs çalışmalarının yeniden başlaması açısından önemli olan, Zebidî’nin et-Tecrîdü’s-Sarîh adını verdiği bu eser Sahih-i Buhârî’nin muhtasarıdır. Tez dört bölümden oluşmaktadır.
Birinci bölümde, Buhârî (ö. 256/870)’nin, Yemenli Muhaddis Zebidî (ö. 893/1488)’nin, Tecrid’in ilk üç cildini Türkçeye çeviren ve şerheden Bâbanzâde Ahmed Nâim (1872-1934)’in ve Tecrid’in geriye kalan kısmını Türkçe’ye çevirip 12 cilt halinde şerheden Kâmil Miras (1875-1957)’ın hayatı ve eserleri incelendi.
İkinci bölümde, hadis ıstılahları arasında yer alan kavramlar üzerinde durul-du. Üzerinde inceleme yapmış olduğumuz eserde özellikle değinilen, “İhtisar”, “Câmi”, “Tecrîd” kavramlarının tanımı yapıldı. Sahîh-i Buhârî’ye yapılan Tecrîd’ler, Tecrîd-i Sarîh üzerine yapılan şerhler araştırıldı. Zebidî’nin yapmış olduğu Tecrîd’in özellikleri belirtildi.Üçüncü bölümde ise eserde izlenilen şerh yöntemi ve Türkçe’ye yapılan ter-cümenin özelliklerine değinildi. Müelliflerin, hadis’i hadis’le açıklaması, hadis’in vürûd sebebini belirtmeleri, hadis’te geçen ğarib kelime izâhları yapmaları, gramer tahlillerine yer vermeleri, fıkhî ve kelâmî konulara değinmeleri hususları ortaya ko-nuldu. Eseri Türkçe’ye tercüme tekniklerine yer verildi.
Dördüncü bölümde, Ahmed Nâim ve Kâmil Miras’ın Tecrid-i Sarîh’i şerhe-derken kullandıkları Tefsir, Kelâm, Fıkıh, İslâm Tarihi, Hadîs Usülü ve Tarihi, Ricâl İlmi ve diğer alanlardaki eserlerin adlarını ve müelliflerinin isimlerini tesbit ettik. Eserleri mümkün olduğunca kısaca tanıtmaya çalıştık
In this study, we will focus on an example of hadith commentary which was written in Turkish. This work, important in terms of resumption of Hadith studies in Republic of Turkey which was founded at the end of the Ottoman State, is brief of Sahîh-i Buhârî that was named by Zebidî as et-Tecrîdü’s-Sarîh. This thesis is consis-ting of four chapter.
In the first chapter, Buhârî (ö. 256/870)'s, Yemenite traditionist Zebidî (ö. 893/1488)’s, Bâbanzâde Ahmed Nâim (1872-1934)’s (who translated and explained Tecrid’s first three volumes) and Kâmil Miras (1875-1957)’s (who translated the rest of Tecrid into Turkish and explained them in 12 volumes), lives and works were put forward.
In the second chapter, concepts that are among hadith technical terms were focused on. Concepts that were specifially adressed in the work we examine which are “İhtisar”, “Câmi”, “Tecrîd” were defined. Tecrid’s that were made on Sahîh-i Buhârî and commentaries that were made on Tecrîd-i Sarîh were researched. Featu-res of Tecrid which was made by Zebidî were specified.In the third chapter, the features of translation into Turkish and the com-mentation method that was followed were also mentioned. Author's explanations of Hadith by another Hadith; specifiying the causes of Hadith; making explanations of odd words; including grammatical analyses; mentioning Islamic Law, and Kalam related issues were put forward. Techniques used for translating the work into Tur-kish were included.
In the fourth chapter, we determined Tafsir, Kalam, Islamic Law, the His-tory of Islam, the method and history of Hadith, biographies books and the names of other diciplines their authors that were used by Ahmed Nâim and Kâmil Miras when commenting Tecrîd-i Sarîh. I tried to introduce these sources as briefly as possible.
2016-03-24T09:09:17Z
2016-03-24T09:09:17Z
2016-03-24T09:09:17Z
2015
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/355
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/352
2016-03-25T01:00:17Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_137
Arapça ve İngilizce bağlaçların karşıtsal çözümleme yöntemiyle incelenmesi
Kervankaya, Figen
Hazer, Dursun
TR60114
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri
Bağlaçlar
Arapça
İngilizce
Karşıtsal Çözümleme Yöntemi
Çalışmamızda dilbilimin bir dalı olan karşıtsal çözümleme yönteminden hareketle Arapça ve İngilizcedeki bağlaçları inceledik. Karşıtsal çözümlemenin tanımıyla giriş yaptığımız çalışmamızın birinci bölümünde Arapçadaki bağlaçları, ikinci bölümünde ise İngilizcedeki bağlaçları ele aldık. Üçüncü bölümde iki dilin bağlaçları arasındaki benzerlik ve farklılıkları tespit ettik; bu farklılıklardan hareketle yabancı dil olarak İngilizce öğrenmek isteyen Arap öğrencilerin öğrenim sürecinde karşılaşması muhtemel güçlükleri öngördük. Bu güçlüklerin üstesinden gelmek için birtakım çözüm önerileri sunmak suretiyle eğitim sürecinin öğrenci ve öğretici açısından daha verimli işleyeceği sonucuna vardık.
Arapça bağlaçların anlatımında Ahmed Tahir Hasaneyn ve Neriman Naili El Varraki’nin kaleme aldığı Edevâtu’r-Rabt fi’l-Arabiyyeti’l-Muâsira; İngilizce bağlaçların anlatımında Randolph Quirk, Sidney Greenbaum, Geoffrey Leech ve Jan Svartvik’in kaleme aldığı A Comprehensive Grammar of the English Language adlı kitaplardan temel başvuru kaynağı olarak faydalandık. Arapça bağlaç örneklerini mümkün olduğu ölçüde Kur’an-ı Kerim’den vermeye gayret ettik. Aynı şekilde İngilizcedeki bağlaç örneklerini dil sınavlarındaki önemine binaen çıkmış sorulardan seçmeye özen gösterdik.
Çalışmanın, yabancı dil eğitimine olumlu bir katkıda bulunması ve bu alana ilgi duyan herkese faydalı olmasını temenni ederiz.
In our study, conjunctions in Arabic and English were analyzed basing on the contrastive analysis method which is a branch of linguistics. In the first chapter which we preface with the definition of contrastive analysis Arabic conjunctions, and in the second chapter English conjunctions were examined. In the third chapter similarities and differences between conjunctions of two languages are presented. Moving by these differences, possible difficulties in learning process were estimated for Arab students who want to learn English as a foreign language. By means of offering solutions to overcome these difficulties, it was concluded that educational process will work more efficiently in terms of students and teachers.
In expression of Arabic conjunctions, we benefited from the book The Connectors in Modern Standard Arabic by Ahmed Taher Hassanein and Nariman Naili Al-Warraki; and also in expression of English conjunctions benefited from the book A Comprehensive Grammar of the English Language by Randolph Quirk, Sidney Greenbaum, Geoffrey Leech and Jan Svartvik as basic reference materials. We tried to exemplify Arabic conjunctions from the Holy Quran as possible. Similarly, we tried to give examples of English conjunctions from the retired questions considering their importance in language tests.
We expect that this study will have a positive contribution in foreign language education and be useful to anyone interested in this field.
2016-03-24T09:08:17Z
2016-03-24T09:08:17Z
2016-03-24T09:08:17Z
2015
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/352
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/454
2016-06-28T00:00:18Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_137
Emeviler Döneminde hitabet
Başçı, Abdurrahman
Hazer, Dursun
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri
Emeviler Dönemi
Hitabet
Etkili ve güzel konuşma sanatı olarak ifade edilen hitabetin, muhatabı olan insan kitlelerini etkilemesi ve onları istenilen amaca sevk etmesi, onun insan haya-tında oynadığı role ve büyük bir değere sahip olduğunu göstermektedir.
İnsanlık tarihi incelendiğinde eski Yunan ve Roma döneminde hitabetin ileri seviyede geliştiği gözlenmektedir. Yazılı bir edebiyatı bulunmayan Câhiliye Arapları sözlü edebiyata değer vermişler, hemen hemen bütün eserlerini hitabetle kalıcı hale getirmişlerdir. İslâmiyet sayesinde bir kat daha güçlenen hitabetin Emevi devrinde doruk noktasına ulaştığı müşahede edilmiştir. Bundan dolayı İslâm edebiyat tarihinde Emeviler dönemi hitabetine dair örnekler, Emevi döneminin zengin edebî arşiv hazi-nesini ortaya çıkartmıştır.
Emeviler, hitabeti devletin siyasetini planlama ve resmi görüşlerini halka ka-bul ettirmek için kullanmıştır. Emevi döneminde hitabetin kat ettiği mesafe Abbasiler döneminde bile göze çarpmamaktadır. Çünkü Abbasiler ilmî faaliyetleri araştırma gayesiyle diğer dillerden Arapçaya tercümeye daha fazla önem vermişlerdir. Emevi devri hitabetini yansıtan bu çalışmamızın bundan sonra yapılacak Emeviler dönemi-ne ait araştırma ve incelemelere ışık tutacağını ümit ediyoruz.
Oration, which is generally defined as the art of speaking in public eloquently and effectively, has been a means of affecting a mass of people by encouraging them to act towards a desired goal ever since human history began. This feature of oration has more to do with the huge role it has played in the history of mankind.
The human history shows that oration was developed by Ancient Greece and Rome. The Arabic Literature developed in the form of an oral tradition prior to the birth of Islam since they lacked a written literature. It was mostly through this oral tradition that they kept their arts and gave permanence to them with the help of ora-tion. With the birth of Islam, oration gained a more safe ground is said to have reached its climax during the Umayyad Caliphate. Therefore, the oratory samples of the Umayyad literature show how rich an archive they had as far as the history of Islamic literature is concerned.
The Umayyad used oration in planning administrative politics as well as a means of getting the public to agree with their political opinions. The extent to which it had progressed during the Umayyad Caliphate could also be witnessed during the Abbasid Caliphate, who attached considerably more importance to translating books and other stuff from different languages to the Arabic language for scientific purpos-es. The present study aims to contribute to and shed light upon the future studies into the rich oratory literature of The Umayyad Caliphate.
2016-06-27T08:38:22Z
2016-06-27T08:38:22Z
2016-06-27T08:38:22Z
2015
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/454
tur
info:eu-repo/semantics/embargoedAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/503
2016-07-13T00:00:13Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
Kitab-ı Mukaddes ve Kur’an’da Yusuf kıssası
Ünlü, Kerim Şükrü
Acar, Abdullah
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri
Kitab-ı Mukaddes
Yusuf kıssası
Kur'an-ı Kerim
Muhafaza edilebilen ilahi kitaplar öz itibariyle aynıdır. Bütün kutsal kitaplar Allah tarafından insanlara doğru yolu göstermek ve onların dünya ve ahirette huzur ve mutluluklarını sağlamak için gönderilmiştir. Kutsal kitapların bir parçası olan kıssalarda da amaç aynıdır.
Yusuf kıssası, Kitab-ı Mukaddes ve Kur’an-ı Kerim’ de ortak yer alan kıssalardandır. Kitab-ı Mukaddes ve Kur’an-ı Kerim’de müşterek olarak geçen Yusuf kıssasının birbirlerine benzerliklerinin olmasının yanında farklılıklarının da olması kaçınılmazdır.
Kıssa, ana hatlarıyla değerlendirdiğinde küçük ayrıntıların dışında Tevrat’ta ki anlatımlarda da verilmek istenen mesajların benzer olduğu ve Yusuf’un büyük bir imtihana tabi tutulduğu görülmektedir.
Hz. Yusuf’un imtihanı küçük yaştayken kardeşlerinin kıskançlığı sonucu kuyuya atılmasıyla başlamıştı. Bu imtihan kuyudan çıkartılarak köle olarak satılmasıyla devam etti. Yusuf’u satın alan kişiler ‘’Belki ileride işimize yarar.’’ diye ona iyi davrandılar. Yusuf, ergenlik çağına ulaşınca efendisinin hanımının onun nefsinden murad almak istemesi, onun için başka bir imtihanın başlangıcı oldu. Yusuf, efendisinin hanımının isteğine cevap vermemesinden dolayı zindana atıldı. Hapis esnasında zindan arkadaşları bir rüya görmüşlerdi. Gördükleri rüyayı ‘Seni muhsinlerden görüyoruz.’ diyerek Yusuf’tan bunu tevil etmesini istediler. Yusuf bu fırsatı değerlendirerek hapishane arkadaşlarına Tevhid akidesini anlatmaya başladı. Allah’ın kendisine öğretmiş olduğu bir ilimle arkadaşlarının rüyalarına yapmış olduğu tevile uygun olarak arkadaşlarından birinin hapisten kurtulacağını söyledi. Hapisten kurtulan arkadaşına, özellikle efendisinin yanında kendisini anmasını istedi. Fakat şeytanın ona, Yusuf’u unutturması neticesinde uzun zaman hapiste kalmak zorunda kaldı. Bir müddet hapiste kalan Yusuf, Kral’ın gördüğü rüyaya tevil istemesiyle arkadaşı tarafından hatırlandı. Yusuf, Kral’ın rüyasına yapmış olduğu tevil sayesinde hapisten kurtularak saraya yerleştirildi.
Hz. Yusuf, bu süreç içerisinde başına gelen musibetlere isyan etmeyerek sabretmiş, kendisinin bu duruma düşmesine vesile olan kişileri affetmek suretiyle peygamberi bir davranış göstermiştir.
Protected divine books have the same essences. All divine books are sent to mankind by the Allah to show them to virtuous way so as to ensure their peace and tranquility in both worlds. Tales, which are parts of divine books, have the same target.
Joseph Tale is one of the tales that are being mentioned both in Quran and Holy Books. It is inevitable that Joseph Tale mentioned both in Quran and Holy Books has similarities as well as differences. When we evaluate the outlines of the Joseph Tale, it is seen that both have the same message and Joseph has a big exam except for small details. The challenge of Joseph started at the end of his being thrown to a well because of the Jealousy of his siblings, being sold as a slave, the master of him treated him weal because they could benefit him in the future, the sexual desire of the master’s wife caused him being put in prison as he didn’t respond to the sexual desire of the lady, the demand of his friends in prison to interpret their dreams gave Joseph the opportunity to tell the Thausend religious faith, taught to him by body, to his prison friends.
His friend who escaped from prison, although he wants to mention about himself especially with his master, as a result devil made Joseph forget him, because of it Joseph stayed in the prison for a long time. Joseph was remembered again when the king demanded interpretation for his dream, thanks to the interpretation he made, he was escaped from the prison, after that he was settled info the palace. This occasion is mentioned in both Quran and the Holy Book with some differences.
2016-07-12T14:16:19Z
2016-07-12T14:16:19Z
2016-07-12T14:16:19Z
2015
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/503
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/648
2016-10-06T00:00:56Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
Maturidi Eş’ari ihtilafı: Razi-Nefesi tefsirleri eksenli bir tedkik
Durmuş, Hünkar
Aydın, Hüseyin
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri
Maturidi Eş’ari
Razi-Nefesi
Tefsir
Tedkik
Bu tezde Maturidî Eş’arî ihtilafı Razî-Nesefî tefsirleri merkezli ele alınmıştır. Çalışma girişi takip eden üç bölümden oluşmaktadır. Giriş’te iki ekolün kısaca tarihi süreci ve yöntemleri hakkında genel bilgi verilerek Razî-Nesefî ve tefsirleri hakkında bilgi verilmiştir.
Birinci bölüm çalışmamızın ‘İlahiyat’ kısmını oluşturmaktadır. Bilgi Problemi, Subuti Sıfatlar ve Allah’ın rüyada görülmesi ana başlıkları altında konular ele alınmıştır.
İkinci kısımda ise ‘İnsan ve Fiileri’ meseleleri incelenmiştir. İman ile ilgili birkaç tartışma konusu ve insanın meydana getirdiği fiilleri ve Allah’ın insan üzerindeki etkisi gibi mevzular üzerinde durulmuştur.
Üçüncü bölümde ‘Nübüvvet-Ahiret’ ana başlığı altında ilgili problemler incelenmiştir. Bu plan üzerinden ihtilaf konuları değerlendirilmiştir ve iki âlim üzerinden konular mukayese edilmiştir.
In this thesis we have dealt with the differences between Maturidi and Ashari which is centered on Razi and Nasafi interpretations. This essay consists of three section followed by introduction section. In the introduction sections we have mentioned historical process of two schools and their methods shortly by giving knowledge about Razi and Nasafi interpretations.
The first section of our thesis consists of chapter ‘teology’. We have dealt with the subjects under the main topics of information problem, the attributes of Allah and seeing Allah in a dream.
In the second section, we have discussed the problem of ‘Human and Human Actions’. We have mentioned the matters such as some discussions about belief and human actions and effects of Allah on human.
In the third section, we have analyzed some related problems under the main topic of ‘Prophethood-Afterdeath. According to this plan, the differences have been discussed and they have been compared with the perspectives of two scholars.
2016-10-05T07:52:29Z
2016-10-05T07:52:29Z
2016-10-05T07:52:29Z
2014
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/648
tur
info:eu-repo/semantics/embargoedAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/723
2016-12-03T01:00:22Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
Ömer Nasuhi Bilmen’e göre itikadi İslam mezhepleri ve dini akımlar
Özdemir, Cengiz
Aydınlı, Osman
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri
Ömer Nasuhi Bilmen
İtikadi İslam Mezhepleri
Dini Mezhepler
Islamıc Faith Sects
Religious Movements
Bu çalışma; Osmanlıdan Cumhuriyet’e geçiş döneminde önemli hizmetlere imza atmış, İslami alanda halkın dini hayatını kolaylaştıracak birçok eser yazmış olan, son dönem İslâm âlimlerinden Ömer Nasuhi Bilmen’in İtikadi İslam Mezhepleri ve Dini Akımlar ile ilgili görüşlerini tespit edebilmek amacıyla yapılmıştır. Farklılıklarımızı zenginlik olarak görmek, hazmetmek, ortak paydada buluşmak Müslüman topluluklar için kolay olmamıştır. İç ve dış etkenler ayrışmayı körüklemiş İslam Mezheplerinin doğuşuna neden olmuştur. İnsan unsuru, siyaset, kültür, sosyal yapı, dini metinleri anlama ve anlamlandırma bu nedenlerden bazılarıdır. Geçmişten günümüze köprü görevi yapmış olan Ömer Nasuhi Bilmen’in konumuzla ilgili düşünceleri tespit edilmeye çalışılmış, bu bağlamda yaşadığı dönemin sosyal, siyasi ve ekonomik tüm etkileri göz önüne alınarak inceleme yapılmıştır..
Giriş bölümü tezin konusu, amacı, yöntemi, kaynakları ile Ömer Nasuhi Bilmen’in yaşadığı sosyo-politik ortam hakkında kısa açıklamalardan oluşmaktadır. Birinci bölümde; Ömer Nasuhi Bilmen’in hayatı, yaşadığı ortam, Osmanlının son dönemi ve Cumhuriyetin kuruluş yıllarında ortaya çıkan farklı düşünceler ile Ömer Nasuhi Bilmen’in fikri yapısı, mesleki hayatı, Diyanet İşleri Başkanlığında geçirdiği otuz yılı aşkın hizmeti süresince yaşamış olduğu olaylar üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde; İtikadi İslam Mezhepleri ve Dini Akımlar hakkında çeşitli kaynaklar taranarak elde edilen bilgiler paylaşılmıştır. Bu Mezhepler ve Dini Akımlar ile ilgili Ömer Nasuhi Bilmen’in görüşleri incelemeye çalışılmıştır.
This study was made in order to determine the Islamic Faith Sects and Religious Movements views of Omar Nasuhi Bilmen who is one of last period Islamic Scholar, wrote many works to make life easier for people in the Islamic religion, has achieved significant services during the transition period from Ottomans to Republic. It has not been easy to see our differences as wealth, absorption and meet in a common denominator for Muslim communities. Internal and external factors incited the divergence and led to the birth of the Islamic sects. The human element, politics, culture, social structure, understanding and interpreting religious texts are some of these reasons. The thoughts of Omer Nasuhi Bilmen related to our topic which used as a bridge from the past to recent times, have been tried to identify, in this context, it has been examined by taking into consideration of the social, political and economic implications of that term.
Prologue occurs subject of the thesis, purpose, method, sources and about brief explanations of socio – political environment inhabited by Omer Nasuhi Bilmen. In the first chapter, Omer Nasuhi Bilmen’s life and environment, with the different ideas which emerged in the last period of the Ottoman Empire and the establishment of the Republic and Omer Nasuhi Bilmen’s intellectual structure, proffesional life, focused on events which he lived during his over thirty years of service to the Presidency of Religious Affairs. In the second chapter, the informations acquired by scanning a variety of sources about the Islamıc Faith Sects and Religious Movements were shared. The opinions of Omer Nasuhi Bilmen about these Sects and Religious Movements have been tried to examine.
2016-12-02T07:24:51Z
2016-12-02T07:24:51Z
2016-12-02T07:24:51Z
2013
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/723
tur
info:eu-repo/semantics/embargoedAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/731
2016-12-03T01:00:34Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
Söz sanatları açısından meal problemleri
Çıbıklı, Süleyman Recep
Karataş, Yusuf
TR16523
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri
Allah Kelâmı Kur’ân-ı Kerîm, Hz. Peygamber’e (s.a.s) Arapça olarak indirilmiş, belagatin ve fesahatin zirvesi olan ilk muhataplarından onun Allahın kelamı olduğuna inanmayanlara "Arapça olarak bir benzerini getirme" hususunda meydan okumuştur. Müşrikler ise, belagat, fesahat ve nazmı ile bir mucize olan Kur’ân-ı Kerim'in bu meydan okuması karşısında aciz kalmışlardır. Günümüze kadar da buna teşebbüs eden herkes bu konuda başarısız olmuştur.
Kur'ân'ı anlamanın yolu temelde Arapça'yı bilmekten geçmektedir. Günümüzde herkesin Arapçayı öğrenme fırsatı olmadığı için pek mümkün olmamaktadır. Kur’ân-ı Kerim’i Arapça bilmeyen Türk halkının da anlayabilmesi için Türkçemizde iki yüz civarında meâl hazırlanmıştır. Arapça olarak bir benzeri getirilmesi imkânsız mucize bir kitap olan Allah Kelamı Kurân'ın tercümesi konusunda birçok problem bulunduğu görülmektedir. Biz de bu çalışmamızda, Kur’ân’ın mucizeliğinin göstergesi olan belagat sanatlarının nasıl tercüme edildiğini, bu sanatların âyetlere nasıl anlamlar kattığını; mütercimlerin bu sanatların âyete kattıkları anlamları yansıtıp yansıtamadıklarını tesbit etmeye çalıştık. Tefsîrî veya mânevî tercüme yönteminin söz sanatlarının tercümesinde daha başarılı olduğu ve harfî – literal tercüme metoduna göre daha az anlamsal kayıplara yol açtığı sonucuna ulaştık. Bu çalışmanın, yeni yazılacak meâllere söz sanatlarının yansıtılmasında katkı sağlamasını temenni etmekteyiz.
The Holy Quran is revelated in Arabic to Mohammad (peace be upon him) and have challenged, in several time, some of the first collocutors whose did not believe in it is words of Allah and peaks of the balagha and rhetoric, in making (saying) similar of the Quran. The Idolatrous’ (unbelievings), have been incapable because of this challenging of The Holy Quran that is the miracle from the point of view of Balagha, Eloquence and Syntax. Everybody, who set about to making (saying) similar of the Quran, are unsuccessful up to today.
It is required the learning Arabic for understanding of The Holy Quran. It does not become a reality because of absence of chance of learning Arabic. The Holy Quran is translated in Turkish approximately 200 times, for understanding of non-speaking Arabic Turkish people. It have been seen that can be many problems in translations of The Holy Quran that the miracle book and being impossible making (saying) similar of it. In this study, we have tried to establish how to translated arts of Balagha that prove The Holy Quran is a miracle book; this arts contribute to verses what kind of meaning and translators how translated these meanings. We have arrived at conclusion that the method of “explanatory translation” or “translation of the meanings” succeed in translation of arts of Balagha and causes to problems less than literal translation. We hope to this study helps to preparing of the new translations of The Holy Quran.
2016-12-02T07:25:22Z
2016-12-02T07:25:22Z
2016-12-02T07:25:22Z
2014
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/731
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/834
2016-12-31T01:00:20Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
Muhammed Abid el-Cabiri’nin yeni kelam epistemolojisi
Kardaş, Meryem
Aydın, Hüseyin
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri
Epistemoloji
Muhammed Abid el-Cabiri
Muhâmmed Âbid el-Câbirî 20.yy sonu-21.yy. başlarında yaşamış ve İslam düşünce tarihi hakkında önemli eserler ortaya koymuş bir kaç isimden biridir. Bu çalışma, onun İslam dünyasında hâkim olduğunu iddia ettiği bilgi sistemlerini ve bu bilgi sistemlerinin Kelâm ilmi ile ilgisini ele almaktadır. Çalışma, temel olarak üç bölümden oluşmaktadır.
Tezin ilk bölümü, kelâm ilminin konumlandırıldığı beyâni bilgi sisteminin analizini yapmaktadır. Beyâni bilgi sistemini meydana getiren yapılar ve bu yapıların Kelâm ilmi üzerindeki etkisi ortaya konmaktadır.
İkinci bölüm, Câbirî’nin savunduğu bir diğer bilgi sistemi olan “burhâni bilgi sisteminin” yapısını; İslam düşünce tarihine girişi ve yarattığı etkileri incelemeye yöneliktir.
Son bölümde ise burhâni bilgi sisteminin, Kelâm ilminin yeniden yapılandırılmasında nasıl bir işlev göreceğini ele almaktadır. Kelâm ilminin dayandığı epistemolojiyi ne yönde değiştirmek istediği incelenmektedir.
MuhâmmedÂbid el-Câbirî is one of the few names who have written major books on the history of Islamic thought in the last century. This thesis examines the knowledge systems which el-Câbirî claims to have been dominant in the Islamic world and how they relate to the science of Kelâm. The thesis is composed of three parts.
The first part analyzes the beyâni knowledge system on which the science of Kelâm is positioned. In this part, the structures that form the beyâni knowledge system and their influence on the science of Kelâm are elaborated.
The second part aims to study the structure of the burhâni knowledge system; how it came into the history of Islamic thought and what impacts it had.
The last part discusses the function of knowledge system in reforming the science of Kelâm. It examines in what ways it wants to change the epistemology on which the science of Kelâm is based.
2016-12-30T10:31:28Z
2016-12-30T10:31:28Z
2016-12-30T10:31:28Z
2013
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/834
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/944
2017-01-25T01:00:37Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
Elmalılı ile Süleyman Ateş’in tefsirlerinin işari yöntem açısından mukayesesi
Arslan, Mehmet
Gül, Ali Rıza
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri
Zâhir
Bâtın
İşârî Tefsir
Apparent Meaning
Esoteric Meaning
Ishari Commentary
Kur’an’ı anlama konusundaki yöntem arayışları neticesinde önce rivayet tefsiri akabinde de dirayet tefsiri doğmuştur. Bunlarla birlikte metodolojik açıdan dirayet tefsiri içerisinde görülen; fakat bazı müelliflerin ayrı bir kategoride değerlendirdiği kalbi ve sübjektif bakış açılarını yansıtan işârî tefsir yöntemi de teşekkül etmiştir. İşârî tefsir yönteminin hareket noktası Kur’an’ın bir zâhiri bir de bâtini yönü olduğudur. Ayetlerin zâhir anlamı denildiği zaman Arapça lafızları itibariyle anlaşılan mefhumat, bâtın manası denildiği zaman ise lafız ve terkiplerin arka planında bulunan derin manalar kastedilmektedir. Ayetlerin, görünen anlamları ötesinde derin ve çok boyutlu manalar taşıdığına bizzat Kur’an’ın ayetleri işaret etmektedir. Hz. Peygamber’in hadisleri ve sahabe sözlerinde de ilgili deliller bulmak mümkündür.
Çalışmamızda, Hak Dini Kur’an Dili ve Yüce Kur’an’ın Çağdaş Tefsiri adlı eserlerde yer bulan işârî yorumlar tespit edilip, mukayesesi yapılacaktır. Söz konusu yorumların bir kısmı işârî tefsirin tasavvufî olanına tekabül etmekte; bir kısmı da tasavvufî değil ama işârî yorum sınırları içerisinde kalmaktadır. Bunların analiz edilerek karşılaştırılması, bu yöntemin sınırlarını ve Kur’an ayetlerini yorumlamadaki potansiyelini gözler önüne serecektir.
As a result of efforts to find methods to understand Quran, firstly report commentary, consuquently ability commentary has emerged. İn addition to these, ishari commentary, which metodologically seen in abitity commentary, has formed. However, it reftlects heartfelt and subjective perspectives considering in a separate category by some authors. The starting point of ishari commentary is that Qur’an has both apparent and esoteric sides. When it cames to apparent meaning it’s directly about Arabic wordings conception, but when it comes to esoteric meaning, it implies the depht meaning beyond the wordings and phrases. Qur’an, by its own verses, shows that it has a depht meaning beyond apparent meaning. İt’s also passible to find proves about this in our prophet Hz. Muhammed’s and his companions sayings.
İn our study, The ishari commentory, which is seen in The Righ Religion Qur’an Language and Holy Qur’an’s Contemporary Commentary, will be determined and comparisaned. One part of commentaries in question is equal to ishari commentary’s sufistic one, the other part of it is neot equal to sufistic one but sets within the boundaries of ishari commentary. The comparison of these by analyizing, whill display the boundaries of this method and its potential in commenting the Qur’an’s verses.
2017-01-24T06:48:15Z
2017-01-24T06:48:15Z
2017-01-24T06:48:15Z
2013
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/944
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/908
2017-01-17T01:00:23Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
Muaz B. Cebel’in hayatı ve hadis rivayetindeki yeri
Özcan, Ahmet
Çelik, Ali
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri
Muaz B. Cebel
Biyogrofi
Genç yaşta Müslüman olup II. Akabe biatine katılan Muâz b. Cebel’in hayatı
ve hadis rivâyetindeki yeri bu tezde işlenmiştir. Çalışma, girişi takip eden iki
bölümden oluşmaktadır. Giriş’te çalışmanın konusu, amacı, önemi, metodu ve
kaynakları ele alınmaktadır.
Tezin birinci bölümünde Muâz b. Cebel’in hayatı incelendi. Onun Allah
Rasûlü ile olan münâsebeti, Yemen’e gönderilmesi, Hz. Peygamber (s.a.s), Hz.
Ebubekir (r.a), Hz. Ömer (r.a) zamanında hangi görevler de bulunduğu ve neler
yaptığı ele alındı. Muâz b. Cebel’in ilmi yönü, kişiliği, eğitimci yönü üzerinde
duruldu.
İkinci bölümde ise, Muâz b. Cebel’in Hz. Peygamberden naklettiği hadisler
konu ve içerik itibariyle tasnife tabi tutulmuş, özellikle “Muâz hadisi” diye meşhur
olan Hz. Peygamber (s.a.s)’in Muâz (r.a)’ı Yemen’e gönderirken kendisine, hüküm
verme konusunda tavsiyelerde bulunduğu konuşmayı nakleden hadisin İslam hukuku
açısından değerlendirmesi yapılarak mezheplerin görüşlerine yer verildi.
We have dealt in this these with the life of Mu'âz b. Cebel and his place in the
narration of the Prophetic Hadiths, who had been converted to Islam in a young age
before the second Akaba bi'at and took place in this Akaba bi'at. In the first chapter
of introduction section of the study, we have spoke about the subject matter of this
study, its goal and its importance and in the second chapter we have mentioned the
method of the study and its sources.
In the first section of our thesis, the life of Mu'âz b. Cebel and his figure from
the point of religion. His relations with the Prophet, his being sent to Yemen by the
Prophet, the duties undertaken by him at the times of the Prophet, Khalifah Abu bakr
and Omar and what he has done in this period of time was dealt with in this section.
And his life was analysed in the chapter named "the figure of Mu'âz b. Cebel".
As to the second section, the Prophetic traditions Mu'âz b. Cebel narrated,
were classified in point of their subject matters and contents. After that we have
focused on the famous hadith which narrates the conversation taken place between
the Prophet and Mu'âz while sending him to Yemen, in which the Prophet gave him
advices about handing down a decision, and we have given opinions of various
Islamic Schools upon this hadith.
2017-01-16T08:15:12Z
2017-01-16T08:15:12Z
2017-01-16T08:15:12Z
2013
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/908
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1040
2017-06-06T00:00:40Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
Kuduri şerhi el-lübab fi şerhi’l-kitab’ın kaynakları ve metodu
Kaplan, İlyas
Acar, Abdullah
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri
XIX. Yüzyıl‟da İslam hukuku alanında önemli isimlerden olan Abdülğani el-Ğuneymî el-Meydânî, kaleme aldığı birçok eserin yanında Hanefi mezhebinin temel eserlerinden olan Muhtasaru‟l-Kudûrî üzerine yazdığı el-Lübâb fî İerhi‟l-Kitâb isimli şerhiyle bu alanda isim yapmış önemli bir âlimdir.
Yazıldığı günden bu yana Hanefi mezhebi özelinde İslam hukuku eğitiminin gözde eserlerinden olan el-Lübâb, klasik fıkıh döneminin tüm özelliklerini taşıyan muteber bir şerhtir.
Bu eser hakkında hazırlamaya çalıştığımız tez, dört bölümden oluşmaktadır. İlk bölümünde Hanefi mezhebindeki muhtasarlar ve değerlendirilmesi, ikinci bölümde dönemi konu alan biyografik eserlerden hareketle Ebü‟l-Hüseyn Kudûrî ve Abdülğani el-Ğuneymi el-Meydânî‟nin hayatı, üçüncü bölümde El-Lübâb‟ın kaynakları ve dördüncü bölümde ise Kuduri ve Meydani‟nin Eserlerinde Takip Ettiği Metodları incelenmeye çalışılmıştır.
Abdulghani al-Ghunaimi al-Maydani, one the most prominent figures in the field of Islamic law in the 19th Century, is a scholar who has made a name in this field by writing his commentary “al-Lubab fi sharh al-Kitab” on al-Quduri‟s al-Mukhtasar.
al-Lubab is a commentary which is has all the features of commentaries of the classical fiqh period and has been a major textbook since the day it was written.
Our research consists of four chapters. In the first chapter we did an evaluation of the Hanafi short textbooks (mukhtasar‟s). In the second chapter we gave a synopsis of Quduri‟s and Maydani‟s lives. In the third chapter, the sources of al-Lubab has been listed in detail and in the fourth section we examined the method Quduri and Maydani followed in their works.
2017-06-05T06:37:55Z
2017-06-05T06:37:55Z
2017-06-05T06:37:55Z
2015
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/1040
tur
info:eu-repo/semantics/embargoedAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1069
2017-07-13T00:00:44Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
İslam hukukuna göre süt bankacılığı
Öztürk, Kıymet
Acar, Abdullah
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri
İnsanın, yaratıcısıyla ve diğer insanlarla ilişkilerini düzene koyan ilahi ilkelerin son halkası Hz. Muhammed ile tamamlanmıştır. İnsanın varoluş sebebi olan aile ve bu ailenin işleyişi de İslam’da önemli bir yere sahiptir. Birçok ayet ve hadis, aileyi oluşturan ana baba hakkına, onlara ihsan etmeye ve neslin devamını sağlayacak olan çocukların terbiyesine dikkat çekmektedir. Çocukların manevi yönden davranışlarına etki eden maddi/biyolojik gelişimleri için onların beslenmelerine de dikkat edilmesine dair tavsiyeler bulunmaktadır. Toplumun sağlığı aileye, ailenin sağlığı da anne-bebek irtibatına bağlıdır. Bu sebeple bebeklerin ilk iki yıldaki beslenmeleri İslam dini açısından oldukça önemlidir. Bu dönemde, bebeklerin öncelikle kendi annesinin sütü ile bulunamıyorsa başka annelerden temin edilen süt ile beslenmesi tavsiye edilmiştir.
Kur’an ve hadislerde “ r-d-a = rada’ ” kavramıyla ifade edilen “süt emzirme” bebeğin hem öz annesinden hem de diğer kadınlardan emmesinin özel adı olmuştur. Kadınların kendi bebeklerinin dışındaki bebekleri emzirmeleri eski toplumlarda da var olan bir gelenekti. Fıtratta bulunan bu süt emzirme âdeti, Kur’an ve Sünnet ile bazı ilkelere bağlanmış, süt emzirme âdeti korunmuş ve bu tür emzirmelerin “süt akrabalığı” oluşturacağı da belirtilmiştir. Öte yandan süt akrabalığı, kan akrabalığı gibi“sürekli evlenme engelleri” içerisinde zikredilmiştir.
Bebeğin besin ihtiyaçlarını gideren ve onu çeşitli hastalıklardan koruyan anne sütü, Allah’ın insanoğlu için yaratmış olduğu mucizevi bir gıdadır. Anne sütünün prematüre/erken doğan ve normal doğan için hayati öneme sahip olmasından hareket ederek, çeşitli sebeplerle anne sütünü alamayan bebeklerin bu ihtiyacını gidermek için süt bankaları kurulmaya başlanmıştır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından da desteklenen süt bankalarının ülkemizde de kurulması planlanmış fakat bu girişim, İslam’da evlenmeleri haram olan süt akrabalığı evliliklerinin yaygınlaşacağı, kontrolünün de mümkün olamayacağı gibi endişeleri gündeme getirmiştir.
Bu çalışma, süt bankaları konusundaki dünyada yaygın olan tespitleri, işleyişleri ve bunun İslam’a göre hükmünü incelemek için yapılmıştır. Günümüz fıkıh problemleri çerçevesinde ele alınabilecek olan süt bankacılığının, helal olma şartları ve zaruri durumlarda neler yapılması konusundaki ilkeler belirlenmeye çalışılmıştır.
The last stage of the divine laws that regularize people behaviours’ with another people and God completed with Hz. Muhammed. Family that main reason of existence of human being and mechanism of the family has an important place in İslam. Many verses in Quran and hadiths call attention to right of mother and father who constitute family, obedience to them, and education of children that they will provide the continuity of generations. There are advices about paying attention to their nutrition, and their biological evolution that affects their moral behaviours. The health of society is connected to health of family and the health of family is connected to health of mother-baby health. For this reason, nutrition of babies throughout the first two years after being born, has a great importance in İslam religion. At that age, there are some advices about feeding them with his/her mother’s breast milk, if it doesn’t exist with another woman’s milk.
In Quran and hadiths, the concept of “r-d-a=reda’a” that means breast-feeding used for sucking milk of a baby from his/her mother or from another woman. It is understood that breast-feeding of woman to another people’s babies is a tradition that was taken places in old societies. This breast-feeding tradition in the fitra is protected by regulated by the Quran and it is stated that this tradition creates a milk kinship. On the other hand, this milk kinship exists between continuous marriage barriers.
Breast milk that provides babies nutrient they need, and protect them to various disease is a miraculous food that created by Allah for human. Because breast milk has a vital importance for premature and new-born babies, it is started to found breast milk banks for babies who are lack of this nutrition for some reasons. It was planned to found these breast milk bank supported by World Health Organization (WHO), but this attempt brought some concerns like that milk kinship marriage can be widespread and it cannot be under control.
This research was made to understand the mechanism of breast milk bank and what İslam says about it. Beside, in this research the principles of being helal for breast milk bank with in the frame work of recent canon law were defined; what have to be done in indispensable cases were determined.
2017-07-12T05:26:37Z
2017-07-12T05:26:37Z
2017-07-12T05:26:37Z
2016
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/1069
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1125
2017-11-17T01:01:43Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
Kur’an’da sevme-sevmeme üslubu
Küçük, Merve
Müftüoğlu, Ömer
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri
Üslup
Sevgi
Hitap
Hub
Sevmeme
Wording
Like
Addressing
Dislike
Allah’ın insanlık tarihine müdahalesi, vahiy yoluyladır. Vahyin, Kur’an’dan önceki örnekleri, insan kaynaklıdır. Onları nüzullerinden yüzyıllar sonra insanlar akıllarında kaldığı kadarıyla yazıya aktarmışlardır. Kur’an’ın ise diğer kutsal sayılan kitaplardan farklı bir yapısı vardır. O bütünüyle ilahi kaynaklıdır. Bu ilahi kaynak insanlara yol gösterir ve bu dünya hayatında onlara klavuzluk yapar. Allah Teâla, Kur’an-ı Kerim’de farklı üslup şekilleri kullanarak insanlara seslenir. Muhataptan yapılması istenen ya da istenmeyen şeyler emir-nehiy; helal-haram üslubu yanında sevme-sevmeme üslubu ile de dile getirilmektedir.
Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın sevdiği-sevmediği kullar, çeşitli sıfatlarla anlatılırken “HBB/ ح بّ ” köklü türevler kullanılmaktadır. Çalışmamızda “HBB/ ح بّ ” köklü türevler üzerinden Allah’ın sevdiğini ve sevmediğini söylediği kullar incelenmiştir. İnsan ile Allah arasında sevgi temelli ilişkiler kurmanın önemine değinilmiştir.
Allah’ın sevdiği yahut sevmediği kulların özellikleri üzerinden Allah’ın istediği veya istemediği hususları da ortaya çıkartmak mümkündür. Sevme-sevmeme üslubu, aynı zamanda istenenler-istenmeyenler listelerini de oluşturmamıza imkân verir. Bu çalışmada bir üslup çeşitliliği üzerinden Müslümanlardan istenen-istenmeyen davranışların ortaya konmasına katkı sunabilme denemesi yapılmıştır.
Allah intervenes to history of hümanity via revelation. The samples before Kur’an ar eman-made. People transformed the verses into writing centuries after they were revealede as far as they remembered. Neverheless, Kur’an holds a different structure than the other holy-considered boks. It is completely godly-originated. This heavenly source hows path to people and guides them in this terene life. Allah Tealâ addresses people using various language tones. Besides “order-prohibition” and “halal-haram” style, “like-dislike” style is also made use of when the adresse is required to enact or not to enact certain behaviors.
When people whom Allah Tealâ likes and dislikes are being mentione in Kur’an with different adjectives, HBB-rooted words are used. In this work, over those HBB-rooted words, people whom Allah states He likes and dislikes are being examined. The importance of building love-oriented relationship between Allah and people is emphasized.
It is also possible to infer the characteristics that Allah desires from the qualities of people whom He likes and dislikes. The like-dislike tone allows us to make the list of favoured and unfavoured behaviors. This study is conducted in an attempt to contribute to uncover behavior patterns that Muslims are supposed to conduct and avoid.
2017-11-16T11:59:51Z
2017-11-16T11:59:51Z
2017-11-16T11:59:51Z
2016
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/1125
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1137
2017-11-17T01:01:57Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
Seyyid Kutub’un “Fi zilali’l-Kur’an” isimli tefsirinde temel bazı tasavvufi kavramlar
İnce, Eyüp
Arslan, Sevim
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri
Seyyid Kutub
Fi Zilâli’l-Kur’ân
Tasavvuf
Tasavvufî Kavramlar
Şükür
Takva
Dua
Zikir
Tevbe
Sabır
Tevhid
Muhabbet
Sufism
Sufism Conceptions
Gratitude
Dhikr
Pray
Pledge
Piousness
Seyyid Kutub’un Fi Zilâli’l-Kur’ân adlı tefsirindeki temel tasavvufî kavramları ele alan bu çalışma “Giriş” bölümü ile birlikte üç bölümden oluşmaktadır. “Giriş” bölümünde araştırmanın konusu, amacı, kapsamı, kaynakları, yöntemi ve Seyyid Kutub’un yaşadığı döneme genel bir bakış, Mısır’ın durumu, Fi Zilâli’l-Kur’ân hakkında bilgiler verilmektedir.
Birinci bölümde Seyyid Kutub’un hayatı, ilmî, fikrî, edebî şahsiyeti ve eserleri hakkında detaylı bir şekilde bilgiler verildi. İkinci bölümde ise Seyyid Kutub’un Fi Zilâli’l-Kur’ân adlı tefsirinde seçtiğimiz şükür, takvâ, dua, zikir, tevbe, sabır, tevhid, muhabbet kavramları ele alındı. Bu kavramları ele alırken öncelikle lügatlere bakarak sözcük anlamlarını bulmaya çalıştık ve ardından terim manalarını vererek kavramı tanımaya çalıştık. Daha sonra kavramların Tasavvuf literatüründeki manalarına ve Mutasavvıfların açıklamalarına yer verdik. Ayrıca kavramların Kur’an’da hangi manalarda ve kaç yerde kullanıldığı tespit etmeye çalıştık. Son olarak ise Fi Zilâli’l- Kur’ân adlı tefsirde Seyyid Kutub, Kur’an’da geçen bu kavramlara hangi manalar vermiş ve hangi yönden ele alıp değerlendirmiş bunları tespit etmeye çalıştık. Seyyid Kutub’un bu açıklamalarını ise Kur’ân ile Mutasavvıflarla, Tasavvuf kaynaklarıyla ve Lügatlerle mukayeseli olarak işledik. Özellikle Mutasavvıflarla örtüşen ve ayrışan noktalarını vurgulayıp Kur’ân’ın, Mutasavvıfların ve Lügatlerin dışında farklı olarak Seyyid Kutub bu kavramlara hangi manalar yüklemiş bunları tespit etmeye çalıştık. Bunların yanında İsmail Hakkı Bursevî’nin İşarî tefsiri olan Ruhu’l Beyan adlı tefsirinden seçmiş olduğumuz kavramların açıklamalarına bakarak Seyyid Kutub ile örtüşen noktaları mukayeseli olarak ele aldık.
Tezimizde Tasavvuf’un temel kavramlarından olan sekiz kavramı, kendini, insanlara Kur’an’nın nurunu, aydınlığını anlatmaya adayan, aynı zamanda bu yolda şehit olan Seyyid Kutub’un ufkuyla tanımayı amaç edindik. Aynı zamanda biraz olsun Seyyid Kutub’un Tasavvuf hakkındaki düşüncesini öğrenmeye çalıştık. Çalışmamız neticesinde ise Seyyid Kutub’un seçmiş olduğumuz şükür, takvâ, dua, zikir, tevbe, sabır, tevhid, muhabbet kavramlarının her birinde Mutasavvıf İsmail Hakkı Bursevî, Kuşeyrî, Gazâlî, Cüneydî Bağdadî, Serraç, Kelabâzî, Râbiâtül Âdeviyye, Ebu Talib el Mekkî, Sehl b. Abdullah Tüsterî, Feridüttin Attar, Kelebâzî gibi Sûfîlerle ortak noktaları olduğunu ve onların düşüncesi doğrultusunda ifadeler beyan etttğini gördük. Ayrıca Seyyid Kutub’un bu kavramlara farklı manalar yükleyerek konuya zenginlik katttığını ve farklı ufuklardan yaklaşarak kavramların daha iyi anlaşılıp, değerlendirilmesine katkı sağladığını müşahede ettik.
Bunların yanında çalışmamızda Seyyid Kutub’un bilhassa Fi Zilâli’l-Kur’an tefsirinde Tasavvuf kisvesi altında Tasavvufculuk yapan kimselere ve Allah’ın rızasını tağutların rızasına önceleyen Müteşeyyihlere karşı olmasıyla birlikte Râbiâtü’l Âdeviyye gibi gerçek Mutasavvıfları övdüğü, onlara hayran kaldığı tespitinde bulunduk.
Our study which discuss the basic Sufism conceptions in Qur’an interpretation of Seyyid Kutub named as Fi Zilâl Kur’an composes of three parts with “introduction” chapter. There are informations given in the “introduction” chapter about the subject, Fi Zilâl Kur’an and purpose, content, sources, method of the study and a general view to the time period that Seyyid Kutub lived in, circumstance of Egypt.
Informations were given detaily in first chapter about the life; scientific, intellectual, literal character of Seyyid Kutub. In chapter two, conceptions were discussed such as gratitude, dhikr, pray, pledge, piousness from which we chose the interpretation of Seyyid Kutub named Fi Zilâl Kur’an. To discuss those conceptions firstly we tried to find word meanings by looking up wordbooks, then we tried to identify conception by giving term meanings. Afterwards we featured meanings of the conceptions in Sufism literature and explanations of Sufis. Besides, we tried to determine how and how many times those conceptions were used in Qur’an. Finally tried to establish how Seyyid Kutub construed to those conceptions in which took place Qur’an and how he discussed them in interpretation named Fi Zilâl Kur’an. And compared Seyyid Kutub’s explanations to Qur’an, Sufis, Sufism sources and dictionaries. We emphasized especially overlapped and separated sides with Sufis and determined in which meaning Seyyid Kutub used those conceptions different from Qur’an, Sufis and wordbooks. In our thesis we took ourself presenting the five basic conception of Sufism as a goal by the viewpoint of Seyyid Kutub who submit himself into express people about the light and the enlightenment of Qur’an also died a martyr fort hat way. At the same time we tried to learn Seyyid Kutub’s opinion about Sufism in the least. We observed as a result of our study that Seyyid Kutub enriched the subject by giving different meanings to conceptions that we chose gratitude, dhikr, pray, pledge, piousness, and conttributed for better undertanding of the conceptions and determination by approaching it from a different viewpoint. Besides, we made an observation in our study that Seyyid Kutub “actually was not against Sufism but sanctimonious asceticists”.
2017-11-16T12:00:23Z
2017-11-16T12:00:23Z
2017-11-16T12:00:23Z
2017
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/1137
tur
info:eu-repo/semantics/embargoedAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1339
2018-02-28T01:00:25Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
Fahreddin er-Razi’de akıl-vahiy münasebeti
Bağcı, Sabri
Aydın, Hüseyin
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri
Bu tezde; Fahreddin er-Râzî’de Akıl-vahiy münasebeti ele alınmıştır. Çalışmanın giriş kısmını takiben, tez üç bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde kelâm ilminin ortaya çıkış sürecini değerlendirdik.
Birinci bölümde: Kelâm ekollerinden; Selefîyye, Mu’tezîle, Mâturîdîyye ve Eş’arîyye ile ilgili bilgi verilmekle beraber, Eş’arîyye Mezhebi’nin tarihi sürecine etki eden; Bâkıllânî, Cüveynî, Gazzâlî ve Fahreddin er-Râzî gibi âlimler hakkında, özel başlık altında bilgi verdik.
İkinci kısımda ise; akıl ve vahiy ele alınarak sırasıyla; aklın mahiyeti, imkânı, alanı ve değeri, akıl ve insan doğası, vahyin mahiyeti, vahyin imkânı, nübüvvetin aklî ve naklî ispatı, vahyin alanı ve değeri ile ilgili konuları üzerinde durduk. Üçüncü bölüm de akıl ve vahiy arasındaki münasebeti ikâdî açıdan ele alarak, akıl ve İmân, aklın önceliği ve vahyin gerekliliği, nübüvvet ve vahiy, ahlâkî açıdan akıl-vahiy münasebeti, hüsun ve kubhun ne olduğu, iyi ve kötünün objektifliği meselesi, âmelî açıdan hüsun-kubuh, sosyolojik açıdan hüsun ve kubuh başlıkları altında değerlendirmelerde bulunduk.
In this Thesis, Fakhr al-Din ar-Razi’s view regarding relationship of human reasoning and Divine revelation has been investigated. The research, following the introduction, comprises of three parts. In the Introduction is provided general knowledge concerning the emergence of Kalam (Islamic Theology).
In the first part, along with identification of some Kalam Schools such as Salafiyyah, Mu’tazilah, Maturidiyyah and Ash’ariyyah, the scholars who influenced Ash’ariyyah School of Kalam have been introduced under specific headings of the paper.
In the second part, after discussing reason and revelation, topics like essence of intellect, its possibility, area and value; intellect and human nature, essence of revelation and its likelihood; justification of prophet hood both rationally and evidentially (naqli); domain and value of revelation have discussed in detail.
In the third part, in addition to the relationship between reason and revelation the following domains; reason and faith, priority of reason and necessity of revelation, prophet hood and revelation, relationship of reason and revelation from ethical perspective, what good and evil are, the objectivity of good and evil, good and evil from practical and sociological sides of belief are explained from theological aspect.
2018-02-27T05:24:26Z
2018-02-27T05:24:26Z
2018-02-27T05:24:26Z
2016
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/1339
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1341
2018-02-28T01:00:26Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
İslam ceza hukukunda bilişim suçları
Akkuş, Dinçer
Acar, Abdullah
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri
Bilişim Suçu
İslam Ceza Hukuku
Teknoloji çağının vazgeçilmez öğesi durumundaki bilişim sistem ve ürünlerinin, suç alanında kullanımıyla ortaya çıkan bilişim suçları, birey ve topluma birçok yönden verdiği zararla, İslam hukukunun temel değerlerinin ihlal edilmesi anlamını taşımaktadır. İnsan hak ve hürriyetleri koruma ve toplum maslahatını sağlama gayesiyle suç ve cezalarla ilgili hükümler ortaya koyan İslam ceza hukukunun tabii niteliği ve dinamik yapısıyla, bilişim suçlarıyla oluşan mağduriyetleri gidererek sosyal asayişi temin etmesi gerekmektedir.
Bu çalışmada, İslam ceza hukuku açısından bilişim suçlarının mahiyeti ele alınmıştır. Çalışmanın ilk kısmında İslam ceza hukukunun nitelikleri, gayeleri, prensipleri ve suç-ceza kavramları hakkında bilgi verilmiştir. İkinci bölümde bilişim suçları; kavram, kapsam ve tabi oldukları cezalar yönüyle modern hukuk açısından tanıtılmıştır. Son bölümde ise bu suçlar İslam ceza hukukuna göre değerlendirmeye tabi tutulmuştur.
Çalışma, İslam hukukunun, klasik metodolojisi ve modern kanunlar çerçevesinde, ortaya çıkan bu yeni probleme yaklaşımını içermektedir. Bu yönüyle zaman zaman karşılaştırmalar ve kavram geçişlerine yer verilmiştir. Günümüz ceza kanunlarının temel kurallarla yapısal çerçevesini çizdiği bilişim suçları, İslam hukukunun temel kaynakları doğrultusunda incelenmiştir.
Cyber crimes that are created through the utilization of informatics systems and products - the essential elements of the technological age- in crime areas, leads to the violation of Islamic Law’s basic values because of the damages they do to individuals and the society in many aspects. Owing to its characteristics and dynamic structure, the Islamic crime law, which produces provisions on crimes and punishments in order to protect human rights and freedoms and manage society’s affairs, has to compensate wrongdoings that arise from cyber crimes and has to provide public order.
In this study, the characteristics of cyber crimes with respect to Islamic crime law were discussed. In the first part of the study, information was given on the characteristics, objectives, principles, and crime-punishment concepts of Islamic crime law. In the second part; the concepts and scope of cyber crimes and the punishments that they are subject to were introduced with respect to the modern law. In the last part, these crimes were evaluated with respect to Islamic crime law.
The study contains the approach of Islamic law to this new problem, within the frame of Islamic law’s classical methodology and modern laws. As a result, comparisons and conceptual transitions were often used. Cyber crimes, the scope of which is defined with the basic rules of modern-day crime laws, were analyzed according to basic Islamic law literature.
2018-02-27T05:24:31Z
2018-02-27T05:24:31Z
2018-02-27T05:24:31Z
2016
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/1341
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1307
2018-02-09T01:00:20Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
Haberi sıfatların Türkçe tercümeleri meselesi -ayet ve hadislerde-
Dikici, Hasan
Aydın, Hüseyin
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri
Bu çalışmamızda öncelikle Allah’ın sıfatları başlıklar halinde ele alınıp açıklandı. Kur’an tercümeleri ile ilgili bilgiler verildi. Ayet ve hadislerde geçen haberi sıfatların mütercimler tarafından nasıl tercüme edildiği ve bunun sonucunda ortaya çıkan meseleler ele alındı. Özellikle ayetlerde geçen haberi sıfatlar üzerinde daha çok durulmakla birlikte hadislerden de örnekler verilerek konu işlenmeye çalışıldı.
Haberi sıfatlar, beşerî alanda kullanıldıkları anlamlarıyla Allah’a izâfe edildiklerinde, teşbihi (antropomorfizm) gerektirmektedirler. Çünkü bu halde; eli, yüzü, gözü, ayağı olan, oturan, yürüyen ve hareket eden, kısaca maddi vasıflara sahip bir zât, ortaya çıkmaktadır. Hâlbuki Allah cevher, cisim ve araz olmaktan münezzehtir. Bu bağlamda haberi sıfatların nasıl anlaşılması gerektiği ve ispât-tenzih dengesinin sağlanamaması bir problem olarak ortaya konulmaya çalışıldı.
Çalışmamızın amacı mütercimlerin haberi sıfatları nasıl bir kelami görüşle tercüme ettiklerini ortaya çıkarmaktır. Ayrıca çalışmamızda bu ilâhi sıfatların Kur’ân ve Hadisin çizdiği sınırlar çerçevesinde teşbihe, tecsime kaçmadan ve zihinlerin anlayabileceği ifadeler ile anlamlandırılması gerektiği ifade edildi.
In this study, first heading in the title of God's attributes taken up into. Translations were given interpretation of the Koran. How it was translated by interpreters of the verses and hadiths attributes of news and discussed the issues that arise as a result. In particular, but more focused on attributes of news in ayat tried to processing issues with examples given in the hadith.
Attributes of news, they are relative to their God that they used in human space, metaphor of ( anthropomorphism ) are required. Because in this case; hands, face, eyes, with the feet, sitting, walking and moving, with a brief financial qualifications essence, is emerging. Whereas God ore bodies it is far and symptoms. How it should be understood in this context the title of the habari and tried to put forward as a problem of failure to establish proof - beyond equilibrium.
The aim of our study reports the capacity of interpreters reveal how they translate into a theological view. In addition, our study comparisons within the limits drawn by the Qur'an and the Hadith of these divine attributes, the object of the need to escape and mind can understand the meaning expressed by the statements.
2018-02-08T11:55:52Z
2018-02-08T11:55:52Z
2018-02-08T11:55:52Z
2015
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/1307
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1379
2018-03-03T01:00:22Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_137
Yabancı dil öğretiminde drama ve Arapça konuşma becerisine etkisi
Karaca, Selman
Karataş, Yusuf
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Arap Dili ve Belagatı
Arapça Öğretimi
Drama
Yabancı Dil Öğretimi
Konuşma Becerisi
Arabic Teaching
Foreign Language Teaching
Speaking Skills
Bu araştırmada İmam Hatip Ortaokullarında okutulan Arapça derslerinde konuşma becerisini geliştirmede drama yöntem ve tekniklerinin kullanılmasının etkisi ölçülmeye çalışılmıştır. Ayrıca bu çalışma dünya üzerinde İngilizce öğretiminde başarılı şekilde kullanılan ve etkisi yabancı dil öğretiminde ispatlanmış olan drama yöntem ve tekniklerinin özelliklerini inceleyip gerekli görüldüğü yerlerde önerilerde bulunmaktadır. Bu çalışma giriş, 4 bölüm ve sonuç olmak üzere altı kısımdan oluşmaktadır.
Giriş bölümünde, çalışmanın önemi, amacı ve alanı üzerinde durulmuştur.
Birinci bölümde, Türkiye’de yabancı dil öğretimi ve gelişme süreci, Türkiye’de Arapça öğretimi, Türkiye’de Arapça öğretiminin tarihsel gelişimi ve günümüzdeki durumu açıklanmıştır.
İkinci bölümde, dramanın tanımı, konu alanı temel kavramları, eğitimde drama, eğitimde dramanın tanımı ve eğitimde dramanın önemi başlıkları ayrı ayrı ele alınmış ve değerlendirilmesi yapılarak incelenmiştir.
Üçüncü bölümde, genel olarak yabancı dil öğretiminde dramanın kullanımından bahsedilmiş, yabancı dil öğretiminde temel beceriler, yabancı dil eğitiminde dramanın kullanımı, dramanın Arapça konuşma becerisine olan etkisi ve Arapça konuşma becerisinde uygulanabilecek teknikler ayrıntılı şekilde ele alınmıştır.
Dördüncü bölümde, öğrenci anketlerinden edinilen veriler ışığında her maddenin sonuçları ayrı ayrı değerlendirilmiş ve önerilerde bulunulmuştur. Ayrıca yine bu bölümde anket değerlendirmesinin sonunda verilerin istatiksel dökümleri tablo halinde verilmiştir.
Sonuç bölümünde ise çalışmanın bilimsel probleminin tanımlanmış olduğu kuramsal çerçeveye ve kullanılan yöntem ve tekniklere bağlı olarak elde edilmiş olan bilgi ve bulgular, çalışmanın çeşitli bölümlerinde elde edilen sonuçlardan da yararlanılarak açıklanmıştır.
In this study, the way to develop and use the speaking skills in Arabic courses that is taught in Imam Hatip Secondary Schools through drama methods and techniques are explained. Moreover, this research aims to examine the drama methods and techniques which are used all over the world as a beneficial language teaching technique and some suggestions will be made when required.
In the introduction part of the research the significance of the study, its aim and its main themes are mentioned.
In Chapter One the following headings are mentioned: foreign language teaching and its development process in Turkey, the basic skills in foreign language teaching, , “Arabic Teaching in Turkey”, “It’s historical development” and “Current status of Arabic teaching and after the Republic in Turkey”.
In Chapter Two the following headings are investigated and mentioned in detailed: “The basic concepts of the subject”, “The definition of drama”, “Drama in education”, “The definition of drama in education” and “The importance of drama in education”, “The methods of the foreign language education”.
Chapter Three includes the following headings: The use of drama in general in foreign language teaching, the use of drama in foreign language education, and then the impact of the speaking skills of drama and techniques that can be applied to the speaking skills in Arabic teaching.
Chapter Four examines and investigates the questionaire which was prepared for students is laid under consideration and after this some suggestions are made.Moreover after the evaluations are made, the data as statistical are reflected in the table.
Conclusion provides a general survey of the study and gives the conclusions that the study reached.
2018-03-02T07:10:56Z
2018-03-02T07:10:56Z
2018-03-02T07:10:56Z
2016
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/1379
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1495
2018-04-18T00:00:53Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
İbn Teymiyye’nin Şia’ya yönelttiği eleştirilerin değerlendirilmesi
Yavuz, Sercan
Aydın, Hüseyin
TR216098
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri
İbn Teymiyye
Şia
İmamiyye
Râfizîler
Ibn Taymıyyah
Shi’a
Imamiyya
Rafidities
İbn Teymiyye 13. yüzyılın sonları 14. yüzyılın başlarında yaşamış bir İslam âlimidir. Çalışmamızda onun Şia’ya yönelttiği eleştiriler ele alınmıştır. Bu eleştiriler tespit edilmiş ve İbn Teymiyye’nin değerlendirmelerine yer verilmiştir. Araştırmamız bir giriş ve iki bölümden oluşmaktadır. Girişte araştırmanın konusu, amacı ve önemine değinilmiştir. Ardından araştırmada izlenilen yöntem hakkında bilgi verilmiş ve muhteva olarak kapsam ve sınırları belirlenmiştir.
Tarihteki bir insanı anlamaya çalışmanın yolu onun yaşadığı dönemi incelemekten geçer sözünden hareketle oluşturulan birinci bölümde İbn Teymiyye’nin yaşadığı dönem siyasî, içtimaî, ilmî, dinî ve fikrî açıdan ortaya konulmuştur. İbn Teymiyye’nin hayatı, ilmi kişiliği, bilgi kaynakları, öğrencileri, eserleri ve hitap çevresi bu bölümde incelenen diğer başlıklardır.
Araştırmamızın ana konusunu ele aldığımız ikinci bölümde öncelikle İbn Teymiyye’nin Şia’dan ne kastettiği tespit edilmiştir. İbn Teymiyye’nin Şia’nın klasik kaynaklarda Râfizîler ismiyle anılan İmamiyye’yi kastettiği ortaya konulduktan sonra İbn Teymiyye’ye göre Râfizîlerin belli başlı özelliklerine yer verilmiştir. Bu başlığı onun Râfizîlerin izledikleri yönteme dair eleştirileri izlemiştir. Daha sonrasında Râfizîlerin marifetullah, nübüvvet, hilafet, imamet, efdaliyet, sahabe anlayışı, takiyye, istiğâse ve tevessül, insan fiilleri ve Ehl-i Kitap sevgisi konusundaki İbn Teymiyye’nin eleştirileri üzerinde durulmuştur. İman ve küfür açısından incelenen Râfizîlerle bölüm sonlandırılmıştır.
Ibn Taymiyyah was an Islamic scholar who lived in the end of 13th and at beginning of 14th centuries. In this study, we determined Ibn Taymiyyah’s criticisms and assessments about the Shi’a. Our research is generally constituted an introduction and two parts. In the introduction part, we gave insight into the issue, purpose, importance and method about the thesis. Then, we limited contents and lines about our study.
Considering the fact that getting somebody’s drift is connected with understanding the lay of that century, in the first part we revealed political, social, scientific, religious mentality of the term Ibn Taymiyyah lived. In addition to that, we studied his life, scholarly personality, knowledge sources, students, Works and adress environment.
In the last part we ascertained references of Ibn Taymiyyah about the Shi’a. In his Works, he meant that the Shi’a was Imamiyyah which the other name of Rafidities in the classic sources. We explained his thoughts and criticisms of Rafidities’s majör features and methods. Then we dwelled on the criticisms of Ibn Taymiyyah about Rafidities’s views on ingeniousness of Allah, prophecy, khilafat, imamate, supremacy, companion’s mind, hypocrisy, ‘istygasa and tawassul’, human actions and the love of People of the Book. This part ends with the considerations of Rafidities from the point of faith and blashphemy.
2018-04-17T05:21:52Z
2018-04-17T05:21:52Z
2018-04-17T05:21:52Z
2017
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/1495
tur
info:eu-repo/semantics/embargoedAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1615
2019-01-31T01:07:03Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
Gazzali’nin batınilere yönelttiği eleştiriler
Tırpan, Bedriye
Aydın, Hüseyin
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri
Gazzâli
Bâtıniler
İsmaililer
Selçuklular
Hasan Sabbah
Gazzâli, Miladi olarak 11. yüzyılın sonu ile 12. yüzyılın başında (1058-1111) yaşamış fıkıh, kelam, tasavvuf ve felsefe gibi düşünce alanlarındaki fikirleriyle otorite olmuş çok değerli bir âlimdir. Çalışmamızda onun döneminde siyasi ve itikâdi bir sorun haline gelen Bâtınileri ve onlara yönelttiği eleştirileri ele aldık. İlk bölümde Gazzâli’nin yaşadığı dönem siyasi ve kültürel açıdan ele alınmış, ayrıca hayatı ayrıntılı bir şekilde kronolojik olarak incelenmiştir. Eğitim dünyasını şekillendiren hocalarına, öğrencilerine ve eserlerine de yer verilmiştir.
İkinci bölümde Bâtınilik hareketinin nasıl ortaya çıktığı, temel görüşleri ve hareketin davet süreci hakkında bilgi verilmiş. Böylece Gazzâli’nin eleştiride bulunduğu kesimin kimler olduğu daha iyi tetkik edilmek istenilmiştir. Döneme yön vermesi açısından etkilerinin olduğu düşünülen Selçuklular, Melihşah, Nizamülmülk, Fatımiler, Hasan Sabbah, Abbasiler ve Halife Müstazhir’in Gazzâli ile olan ilişkilerine de yer verilmiştir.
Son bölümde Gazzâli’nin Bâtınilere yönelttiği eleştirilerin kapsamı ve içeriği incelenmiş ve eleştirilere karşı Gazzâli’nin yaptığı değerlendirmelere yer verilmiştir. Eleştirilerin merkezini oluşturan masum imam anlayışı üzerinde detaylı bir şekilde durulmuştur. İman ve küfür açısından Gazzâli’nin Bâtınilere yönelttiği açıklamalar ile Gazzâli’nin kendisine yapılan eleştiriler de konu edinilmiştir. Gazzâli’nin tasavvuf ile olan ilişkisi değerlendirilerek çalışmamız sonlandırılmıştır.
Gazzali is a very valuable scholar who has been authorized by his ideas in fields such as fiqh, kelam, sufism and philosophy which lived in the second half of the fifth century (450-505), the end of the 11th century and the beginning of the 12th century (1058-1111). In our work, we discussed the Bâtines, which became a political and anarchic problem in the period, and the criticism they directed towards them. The criticism was based on Gazzali's book written about the Bâtînîne and later on his evaluations. Our research consists of three parts. In the first part, the period in which Gazzali lived was considered from a political and cultural viewpoint, and life was examined in detail chronologically. Horses, students, and works that shaped the world of education were also included.
In the second part, it was given information about how the movement of the Bâtînism came out, the basic views and the invitation process. Thus, it is desired to investigate who is the part of Gazzali who is criticized better. Relations with Seljuks, Melihşah, Nizamülmülk, Fatimiler, Hasan Sabbah, Abbasids and Caliph Müstazhir, which are thought to be influential in the direction of turning direction, are also mentioned.
In the last part, the content and content of the criticisms directed by the Gazan party to the Bâtîniler were examined and the evaluations made by the Gazzali against the criticisms were given. The focus of the innocent imam, which forms the center of the critiques, is detailed. The statements made by Gazzali towards the Bâtînîs in terms of faith and blasphemy and the criticisms made against him by the Gazzali were also discussed. The relationship between Gazzali and Sufism has been evaluated and terminated.
2019-01-30T08:15:57Z
2019-01-30T08:15:57Z
2019-01-30T08:15:57Z
2017
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/1615
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1751
2020-03-05T01:00:52Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
Zemahşeri’nin Keşşaf tefsirindeki Ahkam ayetlerini yorumlama metodu
Solaker, Fatma
Acar, Abdullah
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri
Zemahşerî
Keşşâf
İslam Hukuku
Ahkâm Ayetleri
Dirayet Tefsiri
Mutezile Tefsir Ekolü
Zamakhshari
Kafshaf
Islamic Law
Ahkam Verses
Wisdom Tafsir
Mutazili Tafsir School
Dirayet tefsirinin en önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilen, aynı zamanda Mu’tezilî tefsir ekolüne mensup olan Zemahşerî’nin (ö.538/1143) “elKeşşâf an Hakâiki’t-Tenzîl ve Uyûni’l-Akâvil fî vücûhi’t-Te’vîl” adlı tefsir kitabı hakkında çoğunluk tefsir ilim dalı olmak üzere, kelam, Arap dili ve belâgatı, hadis ve tasavvuf alanlarında hem Türkiye’de hem Batı’da gerek kitap olarak gerek tez, gerekse de makale olarak birçok çalışma mevcuttur. Dolayısıyla birçok araştırmacının inceleme alanına giren Keşşaf tefsiri, İslam Hukuku alanında özellikle de ahkâm ayetleri bağlamında hak ettiği ilgiyi görmemiş olmasından hareketle bu alandaki eksikliğini kapatmak adına böyle bir çalışma yapılması düşünülmüştür. İslam Hukuku’nun birincil kaynağı olan Kur’an’ın amelî hükümlerini içeren ayetlerin ihtiva ettiği ahkâmın doğru bir şekilde anlaşılma çabasının bir ürünü olarak ahkâm tefsir faaliyetleri doğmuştur. Böylece Kur’an’daki ahkâm ayetlerinin yeterli derecede anlaşılması hususu, Hz. Peygamber’den bu yana her dönem güncelliğini koruyan en önemli bir mesele olmuştur. Çünkü problemler sınırsız ancak ahkâm içeren ayetler sınırlıdır. Kur’an ise Arapça olarak indirilmiştir. Bundan dolayıdır ki ahkâmın anlaşılmasında birinci planda yer alan en önemli husus Arapçaya olan vukufiyettir. Nitekim dirayet yönü ağır basan yani naklin yanında akılcılığı ile ön plana çıkan Zemahşerî’nin Arap Dili ve Belâgatinde zirve isim olması bu konuda araştırma yapmaya sevk eden en önemli gerekçe olmuştur. Ameli bakımdan Hanefî mezhebine mensup olan Zemahşerî, Keşşaf tefsirinde, ahkâm ayetlerini tefsir ederken mezhep taassubiyeti göstermeyerek farklı mezheplerin görüşlerine de yer vermiş ve böylece eserinde fakihlik yönünü de ortaya koymuştur. Ahkâm ayetleri hakkında birçok tefsir mevcut olmakla birlikte Meâni ve Beyân
ilimlerinde şöhret olan Zemahşerî’nin Keşşaf tefsiri, ahkâm ayetlerinin anlaşılması ve belirlenmesi hususunda önemli bir katkı yapacağı bir gerçektir.
There are many studies ranging from mostly tafsir and kalam, to Arabic language and scripture, hadith and sufism both in Turkey and in the West ın form of books, dissertations and articles on the book of tafsir titled “el-Keşşâf an Hakâiki’t-Tenzîl ve Uyûni’l-Akâvil fî vücûhi’t-Te’vîl” of Zamakhshari (ö.538/1143) who is one of the most important representatives of the Wisdom teaser and of the school of Mutazili tafsir. Thus, it is considered that such a study should be performed in order to make a closure about the work in the field of Islamic Law, especially in the context of the ahkam verses since they don’t attract adequate interest even though tafsir of Kafshaf is on many researcher’s radars. Ahkam tafsir activities have emerged as a product of the efforts to correctly understand Qur’an’s practical judgments containing the primary source of Islamic law. Thus, since the time of the prophet, to understand the verses of the ahkam in the Qur’an at the proper level has always been the most important issue that keeps its importance in every period of the Muslims. Because the problems are countless, but verse containing ahkam is limited. The Qur’an is revealed in Arabic, therefore; the most important issue in the understanding of ahkam is the reversion to the language of Arabic. The fact that Zamakhshari who is predominant and comes to the forefront with rationality along with recounting was the culmination of the Arabic Language and Writing was the most important reason to pursue this research. Undoubtedly, Zamakhshari, a member of the Hanafi sect in canonic law did not reveal sectarian intentions and included the opinions of the vaious sects while commenting on the ahkam verses in Kafshaf’s tafsir and hence also revealed his knowledge for the canonic law in his work. Although there are many tafsirs on ahkam verses, it is a fact that the Kafshaf’s tafsir of Zamakhshari who is famous with the Meani and Beyan teachings will make an important contribution to the understanding and determination of the ahkam verses.
2020-03-04T12:38:25Z
2020-03-04T12:38:25Z
2020-03-04T12:38:25Z
2019
doctoralThesis
http://hdl.handle.net/11684/1751
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1856
2021-03-10T01:00:35Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
İbn Melek’in “Şerhu mecmai’l-bahreyn” adlı eserinin tahkiki ve değerlendirilmesi
Kaplan, İlyas
Acar, Abdullah
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri
Hanefi
Fıkıh
Metin
Şerh
İbnü’s-Sââtî
İbn Melek
Hanafi
Fiqh
Text
Commentary
Ibn al-Sââtî
Ibn Malak
Hanefi mezhebi’nde Ebu Cafer et-Tahâvî’nin (ö. 321/933) Muhtasar’ı ile muhtasarlar silsilesi ortaya çıkmıştır. Bunlardan birisi de Mecmau’l-bahreyn ve mülteka’n-neyyireyn’dir. Zamanla bu eserler üzerine şerhler yazılmıştır. Bu şerhlerden en önemlilerinden birisi de İbn Melek’in Mecmau’l-bahreyn ve mülteka’n-neyyireyn üzerine yaptığı şerhtir. Bu çalışmada, İbn Melek tarafından yazılan Şerhu Mecmai’l-bahreyn’in edisyon kritik/tahkik ve değerlendirmesi yapılmıştır. Eserin Türkiye’deki yazma nüshalarının sayısına bakıldığında, bu şerhe yazıldığı dönemden itibaren büyük önem verildiği ve rağbet edildiği anlaşılmaktadır. İbn Melek’in fıkıh ve fıkıh usulü alanındaki yetkinliği ve şerhin de müdellel olması açısından son derece kıymetli bir eserdir. Çalışmamız, dirâse ve tahkik kısımlarından oluşmaktadır. Daha çok fıkıh tarihi niteliğinde olan dirâse kısmı bir giriş ve üç bölümden oluşmaktadır. Dirâse kısmından sonra tahkik kısmını oluşturan metin izlemektedir.
A long chain of concise works in the field of Islamic law emerged in the Hanafi school of law beginning with al-Mukhtasar of Abu Jafar et-Tahâvî (d. 321/933). One of these works is Majma al-Bahrain wa Multaqa al-Nayyirayn. By time, commentaries were written on these works. One of the most important of these commentaries is Ibn Malak’s commentary on Majma al-Bahrain. In this study, the critical edition and evaluation of Sharh Majma al-Bahrain of Ibn Melek was done. When we take the number of manuscripts in Turkey into consideration, the demand for this work and its importance from the period in which this commentary was written is understood. This work is very valuable due to two reasons: Ibn Melek's competence in the fields of fiqh and usul al-fiqh and its value as a work that gives detailed analysis for reasons of the rulings mentioned in the work. Our study consists of two main parts, namely evaluation and critical edition. The evaluation part, mainly related to law history, is composed of an entrance and three sections. The full Arabic text of Sharh Majma al-Bahrain based on critical edition follows the evaluation part.
2021-03-09T10:48:48Z
2021-03-09T10:48:48Z
2021-03-09T10:48:48Z
2019
doctoralThesis
http://hdl.handle.net/11684/1856
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1887
2021-03-10T01:05:37Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_137
Anlam alanı kuramı açısından Nehcu’l-Belağa’daki temel kavramların analizi
Aydın, Zeynep
Karataş, Yusuf
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri
Nehcu‟l-Belâğa
Anlambilim
Anlam Alanı Kuramı
Semantic
Semantic Field
İlmu‟d Delâle
Bu çalıĢmada Hz. Ali‟ye atfedilen Nehcu‟l-Belâğa adlı eserin anlam alanı kuramı açısından temel kavramları üzerinde luğavi bir çalıĢma yapılmaktadır. ÇalıĢma giriĢ, iki bölüm ve sonuçtan oluĢmaktadır. GiriĢ bölümünde konunun önemi amacı, Hz. Ali‟nin hayatı ve ilmi kiĢiliği, Nehcu‟l-Belâğa‟nın baĢlıkları çerçevesi içerisinde ele alınmaktadır. Birinci bölümde ise Anlambilim, Arap dilbilimcilerin ilmu‟d-delâle/anlambilim konusundaki çalıĢmaları, Batılı dilbilimcilerin anlambilim konusundaki çalıĢmaları ve özellikle anlam alanı kuramı ele alınmıĢtır. Ġkinci bölümde ise anlam alanı kuramı açısından Nehcu‟l-Belâğa‟daki temel kavramlar on altı baĢlık altında iĢlenmektedir. Sonuç bölümünde ise bu çalıĢmada varılan sonuçlara yer verilmiĢtir.
In this study a linguistic study is carried out on the basic concepts of Nehcu‟l- Belâğa wich is attributed to Hz. Ali in term of semantic field theory. Study consists of introduction, two parts and conclusion. In the introduction part, the importance and purpose of topic, Hz. Ali‟s life and scientific identity are handled according to Nehcu‟l-Belâğa‟s headings. Semantics, Arabian linguistics studies on ilmu‟d delale/ semantic, western linguistics studies on semantics and especially semantic field theory are handled in the first part. Also in the second part, the main conceptions in Nehcu‟l- Belâğa are treated under sixteen titles in terms of the semantic field theory. In the conclusion part, the results of this study are included.
2021-03-09T12:23:56Z
2021-03-09T12:23:56Z
2021-03-09T12:23:56Z
2019
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/1887
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/2251
2022-01-13T01:00:16Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
Eskicizade’nin tecvit ilmine ilişkin görüşleri ve Terceme-i Dürr-i Yetim adlı eseri
Çaylar, Ercan
Gül, Ali Rıza
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
Birgivî
Kıraat
Eskicizâde
Terceme-i dürr-i Yetim
Kur’ân’ın nazil oluşundan günümüze değin Kur’ân-ı Kerîm’in düzgün,
hatasız ve güzel okunması Müslümanların sürekli gündeminde olmuş bir konudur.
Buna binâen İslâm dünyasında farklı coğrafya ve dillerde pek çok eser vücuda
getirilmiştir. Bunlardan biri de Birgivî’nin (ö. 981/1573) Dürrü’l-yetîm adlı eseridir.
Veciz bir üslupla kaleme alınan bu eseri Osmanlı devri ulemasından Eskicizâde
Seyyit Ali Mehdî bin Hüseyin el-Edirnevî (ö.1827), Terceme-i dürr-i yetîm adıyla
tercüme ve şerh ederek geliştirmiştir. Osmanlı medreselerinde meşhur olan da bu
eserdir. Tezimizde bu eser üzerinden Eskicizâde’nin Tecvit ilmine dair görüşleri izah
edilmeye çalışılmıştır. Çalışmamızın Birinci Bölümünde Birgivî’nin kısaca hayatına
değinerek Dürrü’l-yetîm adlı eserini Arapça’dan Türkçe’ye çevirdik; İkinci Bölümde
bu eserin şârihi olan Eskicizâde’nin Tecvit ilmine dair görüşlerini aktardık ve
Terceme-i dürr-i yetîm adlı eserin transkripsiyonunu gerçekleştirdik
Recitation of the Quran correctly, error-free and beautifully has always been
on the agenda of Muslims until today since the Quran was revealed. Owing to this,
there are many works in different geographies and languages in the Islamic world.
One of these is Dürrü’l-Yetîm of Birgivî (d. 981/1573) This work which was written
in a concise style Ottoman clerics Eskicizâde Seyyit Ali Mehdî bin Hüseyin el Edirnevî (ö.1827) of Ottoman clerics cultivated this work with a concise style via
translation and annotation with the name Terceme-i dürr-i yetîm This work is the one
which is famous in the Ottoman madrasas. In this study, the views of Eskicizâde on
the lore of Tecvit will be attempted to be explained through this piece In the first
part of our study, we translated Birgivî's work from Arabic to Turkish. In the second
part, we presented the views of Eskicizâde, the poem of the piece, on the lore of
Tecvit. In the third chapter, we transcribed the work
2022-01-12T07:32:12Z
2022-01-12T07:32:12Z
2022-01-12T07:32:12Z
2019
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/2251
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/2252
2022-01-13T01:00:13Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
Cahiliye ve asr-ı saadetteki evliliklerin İslam hukukuna yansımaları
Türkmen, Elif Kübra
Acar, Abdullah
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
Cahiliye
İslam Hukuku
Aile
Boşanma
Jahiliya
Islamic Law
Family
Marriage
Divorce
Toplumun temeli olan aile, önemini asırlar boyu korumuş, hiçbir sosyal sis tem ya da yaşam tarzı bu kurumu ortadan kaldırmamıştır. Aile, toplumla fert arasın da bir aracı rolü görmüştür. Ailenin varlığı insanlığın tarihi kadar eski olmakla bera ber onun yapısı, görev ve sorumlulukları itibariyle toplumdan topluma farklılık gös termiştir.
Tezimizde Cahiliye dönemi aile yapısıyla ilgili hadiseleri ve hükümleri İslam
hukukuyla bağlantılı olarak kronolojik bir şekilde incelemeye çalıştık. Yapılan araş tırmalar, Cahiliye döneminde Hicaz topraklarında ataerkil ve kadının ikinci planda
olduğu bir aile yapısı olduğunu göstermektedir. İslam’ın ortaya koyduğu aile yapısı
ise, kendine özgü birtakım ilkelere sahip olan ve belki de Kur’an’ın hakkında en çok
ayrıntı verdiği kurumdur. Bu da, aileye verilen önemin bir göstergesidir. Cahiliyede ki aile yapısından farklı olarak, İslam’da kurulan aile yuvası çok ciddi hukukî çerçe veye sahiptir. Evlilik (zevac) ve boşanma (talâk) konuları İslam hukukunda ayrıntılı
bir şekilde ele alınmıştır. Yapılan bu çalışmada ise, özellikle Cahiliye dönemindeki
evlilik ve boşanmaların İslamla beraber nasıl bir değişime uğradığı, ilga edilen, ibkâ
edilen ve ıslah edilen yönleri incelenip bunların İslam hukukundaki hükümlere nasıl
yansıdığının tespiti hedeflenmiştir
The family, which is the foundation of society, has maintained its importance
for centuries and no social system or lifestyle has abolished this institution. The fam ily saw an intermediary role between the community and the individual. Although
the existence of the family is as old as the history of mankind, its structure, duties
and responsibilities differed from society to society.
In our thesis, we tried to examine the events and provisions related to family
structure of Jahiliya period in chronological way in connection with Islamic law.
Researches show that in the period of Jahiliya, the patriarchal in the Hejaz lands and
the family structure of the woman in the second plan. The family structure revealed
by Islam is the institution that has its own principles and perhaps it which Qur'an
gives the most details about. This is an indication of the importance given to the fam ily.
Unlike the family structure in Jahiliya, the family in Islam has a very serious
legal framework. The subjects of marriage (zavac) and divorce (talâk) issues are dis cussed in detail in Islamic law. In this study especially, it has been aimed to deter mine how the marriage and divorce in the Jahiliyya period has changed with Islam,
and the removed (ilqa), released (İbqa) and corrected (islah) aspects of the provisions
are examined and how they are reflected in the provisions of Islamic law
2022-01-12T07:33:32Z
2022-01-12T07:33:32Z
2022-01-12T07:33:32Z
2019
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/2252
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/2366
2022-01-20T01:00:37Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
Oğul, eş, baba rolleriyle Kur’an kıssalarında peygamberler
Gül, Merve
Şenat, Fatma Asiye
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
Parable
Prophet
Father
Husband
Son
Kıssa
Peygamber
Baba
Eş
Oğul
Changes and transformations in social life in the last few centuries have deeply
affected the family structure. With the participation of women in working life, a
structuring that has mostly been observed over women has been formed. The male
profile, which has difficulty in adapting to this change, has developed a structure that
protects the tradition in some respects and gives priority to the present in some
respects. But the points of change and transformation in men have not been adequately
addressed. Accordingly, this study focuses on how the prophets carry different roles
of male identity. The aim of the study is to provide a new perspective with the guidance
of the Qur'an by determining the basic principles there.
The prophets appointed as bannerbearer of the belief in Allah on earth arranged
the religious lives of people through revelation and additionally they also provided
people with recipes of life on Earth. Their religious identity and leadership, as well as
their presence in society, their attitudes and attitudes towards examinations are also
important. In addition to bringing people together with revelation, the prophets' family
responsibilities that they took as a husband, a father and a son were among the areas
where they were role models.
One of the most important characteristics of the prophets, whose roles are
stated in the family in the Qur'an, is that they are compassionate. It is seen that the
prophets approached the community to which they were sent with the compassion of
a father and treated their families, spouses and children with similar compassion and
showed their leadership qualities with compassion. At this point, they are extremely
gentle and gentle when educating their own children to have their own values
Son birkaç yüzyılda sosyal hayatta yaşanan değişim ve dönüşüm, aile yapısını
derinden etkilemiştir. Kadının çalışma hayatına katılmasıyla daha çok kadın üzerinden
seyreden bir toplumsal yapılanma ve hassasiyet ortaya çıkmıştır. Bu değişime ayak
uydurmakta zorlanan erkek profili ise bazı açılardan geleneği koruyan, bazı açılardan
bugünü önceleyen bir seyir izlemektedir. Eril kimliğin bu dönüşüm karşısındaki
durumu yeterince ele alınmamıştır. Bu çalışma erkek kimliğinin farklı rollerini
peygamberlerin nasıl taşıdıklarına odaklanmıştır. Böylece Kur’an rehberliğinde bu
konunun ele alınması hedeflenmiştir.
Tevhid akidesinin yeryüzündeki bayraktarı olmakla görevlendirilen
peygamberler, vahiy ile insanların dini hayatlarını düzenlerken aynı zamanda,
insanlara dünyaya dair yaşam reçeteleri de sunmuşlardır. Onların dini kimlik ve
önderlikleri kadar toplum içerisindeki varlıkları, duruşları, imtihanlar karşısındaki
tavırları da önem arz etmektedir. Peygamberlerin vahiy ile insanları buluşturmanın
yanında bir eş, bir baba ve bir evlat olarak üstlendikleri ailevi sorumlulukları da onların
rol model oldukları alanlardandır.
Kur’an’da ailevi rollerine atıfta bulunulan peygamberlerin en önemli
vasıflarından biri, şefkatli oluşlarıdır. Gönderildikleri topluma bir baba şefkatiyle
yaklaştıkları gibi kendi ailelerine, eş ve çocuklarına da benzer bir merhametle
davrandıkları, liderlik vasıflarını şefkatle ortaya koydukları görülmektedir. Bu noktada
kendi değerlerini evlatlarına da kazandırmak için onları eğitmede son derece yumuşak
ve nazik bir tutum içindedirler. Kendi babasından görmediği desteği ilgiyi evladına
veren, eşleri tarafından davalarına ihanet edilmesinin acısını da, zorluğunu da yaşayan,
fakat yine de diktatör bir aile reisi gibi davranmayan örneklikler, peygamber hikmeti
ile ailevi rollerin kesişim noktasında bulunmaktadır
2022-01-19T13:28:31Z
2022-01-19T13:28:31Z
2022-01-19T13:28:31Z
2019
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/2366
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/2389
2022-01-21T01:00:23Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
Kur’an-ı Kerim’de libas kavramı
Koç, Zeynep
Müftüoğlu, Ömer
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
Libâs
Elbise
Giysi
Örtü
Şüphe
Dress
Clothes
Cover
Doubt
Kur’an-ı Kerim, Allah’ın biz kullarına ilahi bir hitabıdır. Tefsir ilmi, ilahî
hitabın bütününü anlama çabası olduğu kadar, hitabın aktarılmasında seçilen
kelimeleri de anlama çabasıdır. Sonuçta hitabın bütünü, onu oluşturan kelimelerin
bileşkesidir.
Ku’ran-ı Kerim’in bu ilahi mesajını anlamak ayetlerin indiği dönemlerin
bilinmesi, Mekkî veya Medenî olması, kaçıncı yılda ve hangi olay üzerine indirildiği
gibi bilgileri araştırmanın sonunda ortaya çıkabilecek bir durumdur.
“LeBiSe/ لبس “kökü Kur’an’da 19 ayette ve beş farklı formda geçmektedir.
İlk manası “örtü” demek olan “LiBâS/ لباس “kavramı, Kur’an’da çoğunlukla bu ilk
anlamında değil, mecazî anlamda kullanılmıştır. Kavramın mecaz yoluyla elde ettiği
ve Kur’an’da kullanıldığı anlamlar şunlardır: Gecenin gündüzü örtmesi, eşlerin
birbirlerine örtü olmaları, zırh, şüphe, karıştırmak, açlık ve korkunun insanları sarıp
bürümesi. Görüldüğü üzere kavram, kök anlamı olan “örtme”yi, mecaz yoluyla
kullanıldığında da korumaktadır.
“LiBâS/ لباس “kavramının yukarıda sayılan anlamlarına, kavramın geçtiği
ayetlerdeki kullanımlar incelenerek ulaşılmıştır. Birbirinden farklı gibi görünen bu
anlamların, kavramın geçtiği ayetlerdeki bağlam dikkate alındığında aslında
birbiriyle ilintili ve biri diğerini tamamlayan nitelikte olduğu görülmüştür.
Bu çalışmayla “LiBâS/ لباس “kavramının “örtme” temel anlamına ek olarak
bazı yan anlamlar kazandığı ortaya konmuştur. Bu yan anlamlar; örtme ile
vi
gerçekleşen koruma, koruyuculuk yapma, insanların menfaatlerini dikkate alma ve
onları koruma, bir şeyin aslını bozmamaya özen gösterme ve bir şeye, onun aslını
bozmadan etki etme şeklinde sıralanabilir. Çalışmada, Kur’an ayetleri tek tek
incelenerek ele alınan kavramın anlam yelpazesine ulaşılmaya çalışılmıştır
The Quran is a divine revelation of Allah to us, his servants. The science of
tafseer is an effort to understand the whole of the divine script, as well as to try to
understand the words chosen in the translation of the book. In the end, the whole
book is a combination of the words that make it up.
Understanding the divine message of the Holy Quran is a situation that can be
revealed at the end of the researches such as knowing the periods of the ayats
(verses), being Mecci or Medeni, the year in which they were came down, and on
which event.
The term “LeBiSe / لبس “has 19 ayats (verses) and five different forms in the
Quran. The first meaning of the term “LiBâS / لباس “is cover, which was mostly used
metaphorically in the Quran, not in its first meaning. Meanings that the concept
acquired through the metaphor and used in the Quran are: like the night covers the
day, the husband and wife covers each other, the armor, the doubt, the confusion, the
hunger and the fear cover the people. As it seen the concept, maintains its meaning
even when we use the root meaning of the "cover" in metaphorical way.
Meanings of the term “LiBâS/ لباس “that mentioned above were found after
examinations of the uses in the ayats(verses). Even though they look like different,
viii
actually they are linked to each other and they complete each other when we look in
context.
With this study, it is found that the term “LiBâS/ لباس “gains some
connotations addition to its basic meaning, "cover". These connotations of cover can
be sorted like this; protection, guarding, taking care of people and their needs, taking
care not to disrupt the original of something and acting on something, without
disrupting its originality. In this study, it is tried to reach the meaning range of the
concept which is examined by examining the Quran ayats (verses) one by one
2022-01-20T12:58:19Z
2022-01-20T12:58:19Z
2022-01-20T12:58:19Z
2019
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/2389
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/2390
2022-01-21T01:00:24Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
İslam hukuku’nda göç ve iltica
Almomani, Ahmad
Araz, Yunus
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
İslam Hukuku
Göç
İltica
In this thesis, I investigated an aspect regarding the provisions of immigration
and refugee in the Islamic law, aiming to clarify some fallacies such as equating the
rewards of immigrants in prophet Mohammed Peace Be Upon Him (PBUH) era with
the rewards of current immigrants. Moreover, I clarified the meaning of migration and
it was not legalized for Muslims whenever they have a tough life only. Immigration is
more comprehensive, where ALLAH combined migration with faith, and this is an
evidence for their co-existence. The asylum terminology is emerging where it has the
meaning of seeking for protection of refugees regardless of the main reason.
In the thesis, we investigated the jurisprudence of Islam which is related to
immigration and seeking for asylum of Muslims only, where we defined the concept
of immigration, its conditions and the working of Muslim immigrants. We explained
the views of the major Islamic jurisprudence schools who investigated this emerging
topic.
Among the issues in which the views of jurists differed were the issue of
converting to Islam for the people who were originally living in non-Muslim countries
and never migrate to these countries. The consequences of this issue are critical, for
example, scientific Muslims will contribute for the development of the communities.
However, jurists have different views where Islam restrict immigration to non Muslim countries as a final solution to save life and escape from persecution and life
threating conditions, where the holy Quran, Sunnah and consensus of scholars
approve the human right of having a secure life in himself, family and freedom of
worship.
vii
The thesis is organized into three chapters. Chapter one defines immigration and
asylum and their related terminologies, where these emerging expressions are joined
with their equivalent in the Islamic Law. Furthermore, we explained few debates
related to the definition of immigration and asylum, e.g., the rewards of current
immigrants compared with the ones at prophet era, the departing of the occupied
Islam state since it became a war land, and there is no generalization for a preferred
place for immigration.
Chapter two explained evidence for the legitimacy of immigration and seeking
asylum based on the Holly Quran, Sunnah and consensus of scholars with explain its
reasons and motivations. I categorized these reasons into seven different categories,
i.e., general reasons and specific reasons, where specific reasons include economic
motivation, discrimination and looking to pursuing study.
The third chapter is dedicated to rules governing Muslim immigrants and refugees
which are classified into two categories; immigration from Muslim to non-Muslim
countries or from non-Muslim to Muslim countries. We discussed the judgment of
immigration to non-Muslim countries including temporary living, working, and
immigrationpermanently
2022-01-20T12:59:58Z
2022-01-20T12:59:58Z
2022-01-20T12:59:58Z
2019
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/2390
other
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/2400
2022-01-21T01:00:27Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
İbn Ebü’l-İsba’ın Arap dili ve edebiyatındaki yeri ve önemi
Bolu, Niyazi
Gül, Ali Rıza
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
İbn Ebü’l-İsba
Terms of Belagha
Tebdic
Teslimi
İnfisal
Belagat Terimleri
Teslim
2022-01-20T13:36:09Z
2022-01-20T13:36:09Z
2022-01-20T13:36:09Z
2019
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/2400
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/2440
2022-01-26T01:00:15Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
Amaç-araç dengesi açısından hafız adayları, velileri ve öğreticilerin hafızlık algıları
Şahin, Fatma
Fatma Asiye, Şenat
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
Kur’an
Okuma
Anlama
Hafızlık
Qur’an
Reciting
Comprehension
İnsan anlam arayışı içinde duygu, düşünce ve davranışlarını anlamlandırmanın
peşindedir. Vahiy zincirinin son halkası Kur’ân-ı Kerîm de bu arayış esnasında insanın
yolunu aydınlatan cevaplar içerir. Kur’an’ın insana sunduğu bu cevapları
bulmak/kavramak için onunla yakın bir ilişki kurmak, okumak, anlama gayreti içinde
olmak, anlaşılanlar üzerinde ince ince düşünceler geliştirmek gerekir. Bu iletişimin
yollarından biri olan hafızlık da Kur’an öğretiminin önemli basamaklarından birini teşkil
eder. Ayetlerin ezberlenerek zihinde her an hazır bulunması anlamına gelen hafızlık, aynı
zamanda içerdiği değerlerin hayata ışık tutması anlamında bir araç değer olarak
nitelendirilebilir. Kur’an’ın engin dünyasına dalarak onunla hemhal olmayı sağlaması
gereken hafızlığı, sadece ezberden ibaret bir faaliyet haline getirmek, ilk düğmenin yanlış
iliklenmesine benzetilebilir. Bu durumda başlangıçta hata yapıldıktan sonra buna bağlı
olarak atılacak adımların doğru sonuca götürmesi mümkün değildir. Bu anlamda sorunun
ne olduğunu tespit etmekle birlikte, nereden kaynaklandığını da bilmek çözüme daha
kolay ulaşmak açısından önem arz etmektedir. Bu çalışmada, hafızlığa çalışan
öğrencilerin ezberledikleri Kur’an’ın anlamını da okumak/öğrenmek için ne kadar
çalıştıklarına ve hafızlık eğitiminin üçlü sacayağını oluşturan bireylerin (hafız adayı öğretici-veli) hafızlık algılarının ne yönde olduğuna dair mevcut durumun bir fotoğrafını
çekmek amaçlanmıştır. Bu amaçla Eskişehir’de hafızlık eğitimi veren Kur’an
kurslarındaki öğrenci, öğretici ve velilere yönelik uygulanan anket verilerinin analiz ve
değerlendirmeleri gerçekleştirilmiştir
In the pursuit of meaning, man seeks to make sense of emotions, thoughts and
behaviors. al-Qur’an al-Karim, which is in the last ring of the revelation chain, contains
answers that provide support to the person who questions during the search. It is necessary
to establish a close relationship with the activities such as reading and understanding to
find/comprehend these answers provided by the Qur’an. al-Hıfth, which is one of the
ways of communication, is one of the important steps of Qur’an teaching. al-Hıfth, which
means that the verses are memorized and present in the mind at any time, can also be
considered as a tool in the sense that the values contained in it shed light on life. Making
al-Hıfth that needs to be absorbed into the vast world of the Qur’an and providing it to be
associated with it can only be compared to the wrong button of the first button. In this
case, it is not possible to take the correct result after the initial error. In this sense, while
determining what the problem is, knowing where it originates is important for reaching
the solution more easily. In this study, it is aimed to draw a picture of the current situation
in which al-Hıfth perception of the students who read the meaning of the Qur’an is studied
and how much they work in al-Hıfth and al-Hıfth perception of the individuals who make
up the triple sheet of al-Hıfth education (students, instructors and parents). For this
purpose, analyzes and evaluations of questionnaires applied to students, instructors and
parents in Qur’an courses giving al-Hıfth education in Eskişehir are included
2022-01-25T08:19:46Z
2022-01-25T08:19:46Z
2022-01-25T08:19:46Z
2019
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/2440
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/2441
2022-01-26T01:00:17Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
Kur’an-ı Kerim’in peygamber aileleri üzerinden verdiği mesajlar
Boz, Şükran
Fatih, Tok
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
Kur’an
Peygamber
Aile
Sevgi
Saygı
Qur'an
Prophet
Family
Love
Respect
Aile, tarihin her döneminde olduğu gibi günümüzde de değerini
korumaktadır. Ancak ailenin insanlığın her çağında sahip olduğu öneme
paralel olarak birtakım meseleleri de olmuştur. Özellikle de günümüz
dünyasında ailenin karşı karşıya kaldığı kriz ve kargaşalar, aile bağlarının
kaybolmaya yüz tutması ve aile içi çatışmalar konuyu bir kez daha
düşünmeyi gerekli kılmaktadır. Peygamber ailelerine yer veren Kur’an,
onları aile bireyleri eşliğinde evrensel semboller olarak tanıtmaktadır.
Onların ailelerinde yaşadıkları problemler, her çağda ailelerin karşı karşıya
kalabileceği hususlardan oluşmaktadır. Kur’an-ı Kerim’e göre insanlar
tarafından kurulan ilk sosyal gruplaşma aile şeklinde olmuştur. İslam dini,
aileyi Kur’an ve sünnetin telkinleriyle bireyler arasında dini bir bağ kurmuş
ve yüksek bir temele oturtmuştur. Kur’an çeşitli bölümlerinde aileyi
oluşturan eş, anne-baba ve çocuk gibi temel unsurları anlattığı gibi bazı
bölümlerde de aile bireyleri arasındaki ilişkilere vurgu yapmaktadır. Eşlerin
anne-baba merkezli olarak iskeletini oluşturduğu bu kurum Kur’an
nazarında sevgi, saygı, şefkat ve merhametten örülen bir kimliğe
kavuşmaktadır. Kur’an’a göre aile, asıl itibariyle bu kimlik ekseninde
ifadesini bulmaktadır
Family, as in every period of history, still maintains its value. However, in parallel with the importance that the family has in every age of humanity, there have been some issues. Especially in today's world, the crisis and chaos that the family faces, the disappearance of the family ties and the domestic conflicts make it necessary to think again. Qur'an, which includes the families of the Prophet, introduces them as universal symbols in the company of their family members. The problems they experience in their families consist of issues that families can face in every age. According to the Qur'an, the first social grouping established by people was family. The religion of Islam established a religious connection between the individuals and the people with the suggestions of the Qur'an and Sunnah. The Qur'an emphasizes the basic elements of the family such as the spouses, parents and children in various parts of the family and in some sections the relationships between the family members. This institution, in which the spouses form the skeleton centered on a parent, has an identity built on love, respect, compassion and mercy in the Qur'an. According to the Qur'an, the family finds its expression on the basis of this identity
2022-01-25T08:21:23Z
2022-01-25T08:21:23Z
2022-01-25T08:21:23Z
2019
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/2441
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/2444
2022-01-26T01:00:21Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
Hak dini Kur’an dili tefsirinin münasebetü’l-Kur’an ilmi çerçevesinde incelenmesi : (Bakara suresi örneği)
Azimi, Enayatullah
Fatih, Tok
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
Elmalılı
Kur’an İlimleri
Ayet
Münasebetü’l Kur’an
Hak Dini Kur’an Dili
İnceleme
Theology Of The Qur'an
Verse
Sure
Relative Qur'an
Right Religious Quran Language
Kur’an-ı Kerim muhkem bir nazma sahiptir. Bu mukaddes kitabın nazım ve
manasındaki incelikler, münasebetü’l-Kur’an vasıtasıyla ortaya konulmuştur.
Münasebetü’l-Kur’an ayetler ve sureler arası benzersiz uyumu ve Kur’an’ı Kerim’in
mucizeliğini açıklamaya çalışan ilim dallarının en önemlilerinden birisidir.
Münasebetü’l-Kur’an ilmi, hicri 4. asırda başlayan ve dirayet yoluyla
günümüze kadar sistematik bir şekilde devamını sürdüren bir ilimdir. Bu ilim,
Kur’an’ın bütünlüğünü sağlama amacını güden bir Kur’an ilmidir.
Biz de bu çalışmamızda münasebet ilminin tarif ve çeşitlerini ele aldık. Elmalılı
Muhammed Hamdi Yazır’a ait Hak Dini Kur’an Dili isimli tefsiri inceleyerek bu
tefsirde yer alan ayetler ve sureler arasındaki münasebeti ortaya koymaya çalıştık.
Elmalılı’nın bu sahaya sunduğu katkıları farklı başlıklar altında izah etmeye çalıştık.
Elmalılı’nın bu konuyla alakalı görüşlerini serdederken öte yandan diğer bazı
müfessirlerin bu konuyla ilişkili fikir ve görüşlerine yer verdik.
Kur’an’ı Kerim’in tertip açısından muciz bir kitap olduğunu ortaya çıkarmak
amacıyla kaleme aldığımız bu çalışma, aynı zamanda Kur’an’ın anlaşılmasına
mütevazı bir katkı sağlamaya yöneliktir
The Holy Quran has a great niche. The verses and the meaning of this sacred
book have been revealed through the relevant Qur'an. One of the most important
branches of knowledge that tries to explain the unique harmony between the verses
and chapters and the miracle of the Qur'an is undoubtedly the Qur'an.
Relevant Qur'anic knowledge is the knowledge that began in hijri 4th century
and continues its systematic continuity until today. This science has an important place
among the Qur'anic sciences because of its aim to ensure the integrity of the Qur'an.
In this study, we tried to explain the relationship between verses and suras in
this tafsir by examining the interpretation of the Right of Religious Qur'an Language
by Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır. We tried to explain the innovations that Elmalılı
brought to this field under different titles. When we talk about the relationship between
verses and suras, we tried to explain the connection and harmony of some words in the
verses. While Elmalılı's relevant views on this issue, on the other hand, we have
included opinions and opinions of some other commentators related to this subject.
This study, which we suggest in order to show that the Quran is a miraculous
book in terms of order, is also intended to contribute to the understanding of that book
2022-01-25T08:32:43Z
2022-01-25T08:32:43Z
2022-01-25T08:32:43Z
2019
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/2444
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/2460
2022-01-28T01:00:25Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
La’lizade Abdülbaki Efendi’nin hayatı, eserleri ve tasavvufi görüşleri
Enönlü, Haluk
Arslan, Sevim
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
Laʽlîzâde Abdülbâkî
Tasavvuf
Bayramî Melâmîleri
İbnü’l-Arabi
İnsan-ı Kâmil
Aşk-ı İlâhi
Mysticim
İdeal-Perfect Man
Divine Love
Laʽlîzâde Abdülbâkî XVII. ve XVIII. yüzyıllarda Osmanlı’da yaşamış bir
Türk mutasavvıftır. Bayramî-Melâmî bir çevrede yetişen ve Nakşiliğin
Müceddidiye koluna mensup olan bir sûfidir.
Laʽlîzâde Abdülbâkî’nin yaşadığı dönem, ekonomik, siyasi, askeri ve
toplumsal açıdan birçok problemin yaşandığı buhranlı bir dönemdir. Bu
dönemde Laʽlîzâde Abdülbâkî, Osmanlı toplum hayatında derin izleri bulunan
Bayrami-Melâmiler ve Nakşilerin tasavvufi düşüncelerini ve prensiplerini
ortaya koyarak etrafını aydınlatmış ve tasavvufi hayata katkıda bulunmuştur.
Laʽlîzâde Abdülbâkî’nin tasavvufi görüşleri ele alındığında, onun
görüşlerinin büyük ölçüde İbnü’l Arabi’nin görüşlerinden etkilendiği ve
Bayramî-Melâmîleri’nin görüşleri ile de uyuştuğu görülmektedir. Hatta onun
tasavvufî görüşlerinin temelinde mürşid-i kâmil, velâyet, ilâhi aşk ve vahdet-i
vücud anlayışının olduğunu da söylemek mümkündür. O kuru bir zühd
anlayışından ziyade aşk ve cezbeye dayalı bir eğitim sistemi benimsemiştir.
Ona göre, ilâhi aşk insanı Allah’a ve hakikate ulaştıran en kısa yoldur.
Bu çalışmada, hem Melâmi hem de Nakşi olan Laʽlîzâde Abdülbâki’nin
Hayatı, Eserleri ve Tasavvufi görüşleri ele alınarak izâh edilmeye çalışılmıştır
Laʽlîzâde Abdülbâkî is a Turkish mystic who lived in the Ottoman Empire
in the 17th and 18th centuries. He is a sufi who grew up in a Bayramî-Melâmî
environment and belonged to the Müceddidiyye branch of the Naqshbandi.
The period in which Laʽlîzâde Abdülbâkî lived was a period of economic,
political, military and social problems. In this period, Laʽlîzâde Abdülbâkî
revealed the mystical ideas and principles of Bayramî-Melâmîs and the
Naqshis, which had deep traces in the Ottoman society, and enlightened his
environment and contributed to the mystical life.
When the mystical views of Laʽlîzâde Abdülbâkî are taken into
consideration, it is seen that his views are largely influenced by the views of
Ibn al-Arabi and he also agrees with the views of the Bayramî-Melâmî. In fact,
it is possible to say that the basis of his mystical views is the perfect murshid,
santhood, divine love and wahdat-i wujud. He adopted a system of education
based on love and a mystical contemplation rather than a simple zuhd.
According to him, divine love is the shortest way to God and the truth.
In this study, the life, works and Sufistic views of Laʽlîzâde Abdülbâkî,
who is both Melâmi and Nakşi, were tried to be explained
2022-01-27T07:44:35Z
2022-01-27T07:44:35Z
2022-01-27T07:44:35Z
2019
doctoralThesis
http://hdl.handle.net/11684/2460
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/2479
2022-02-03T01:00:39Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_137
Zeydi Muhaddis Ahmed B. İsa’nın Emali adlı eserinin kaynakları ve tasnif metodu
Tanrıverdi, Mustafa
Demirci, Kadir
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
Hadis
Zeydiyye
Ehl-i Beyt
Emâlî
Muhaddis
Zaydiyya
Ahl al-Bayt
Amālī
Muhaddith
Bu tez, III/IX. asrın Zeydî muhaddislerinden Ahmed b. İsâ b. Zeyd (ö.
247/861) ve onun Emâlî adlı eserinin kaynakları ve tasnîf metodu hakkındadır.
Çalışma, giriş ve üç bölümden oluşmaktadır.
Giriş kısmında tezin konusu, amacı ve önemi ile çalışmada takip edilen
metodoloji ve kaynaklar hakkında bilgi verilmiştir.
Birinci bölümde siyasî, ictimaî, ilmî ve kültürel yönlerden Ahmed b. İsâ’nın
(ö. 247/861) yaşadığı dönem incelenmiştir. Ayrıca onun hayatı, ilmî ve politik yönü
ile Abbasî yönetimiyle olan ilişkisi ve eserleri ele alınmıştır.
İkinci bölümde eserin mahiyeti, kaynakları ve nüshaları gibi teknik özellikler
incelenmiştir. Bununla birlikte Zeydî hadis literatüründe seçkin bir konuma sahip
olan Emâlî’de yer alan önemli şahsiyetler tanıtılmıştır.
Üçüncü bölümde Emâlî’nin tasnîf metodu, iç tutarlılığı, tertip ve düzeni ele
alınmıştır. Ayrıca eser, rivâyet metinleri ve sahabî râvîleri yönünden tahâret bölümü
özelinde Sünnî hadis literatürünün önde gelen örnekleri ile mukayese edilmiştir
This thesis is about Ahmad b. ʿIsā b. Zayd (d. 247/861) who is one of the
Zaydī muhaddiths in the III/IX. century and his Amālī resources and method of
classification of his work. This work consists introduction and three parts.
In the introduction part, the subject, purpose and the significance of the thesis
is studied, moreover, the information is given about the methodology and followed
resources .
In the first chapter, the political, religious, scientific and cultural aspects of
Ahmad b. ʿIsā’s (d. 247/861) period was examined. Moreover, his life, his scientific
and political viewpoint, his relationship with the Abbasid administration and his
works was studied.
In the second part, technical features such as quality, resources and copies of
the work are examined. In addition, important persons in the Amālī, which has an
outstanding position in the Zaydi hadith literature, are introduced.
In the third chapter, the classification method, internal consistency,
arrangement and organization of Amālī are examined. Moreover, the book was
compared with the prominent examples of Sunnī Hadith literature in terms of
narrative texts and companions’ narrators specific to Tahāra section
2022-02-02T07:17:12Z
2022-02-02T07:17:12Z
2022-02-02T07:17:12Z
2019
doctoralThesis
http://hdl.handle.net/11684/2479
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/2480
2022-02-03T01:00:32Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
İslam hukuku bağlamında yönetim ve toplumsal sözleşme teorisi
Güngör, Nurullah
Acar, Abdullah
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
Toplumsal Sözleşme Teorisi
İslâm Toplumsal Sözleşmesi
Devlet Yönetimi
Mülkiyet
Adâlet
Social Contract Theory
Islamic Social Contract
State Government
Property
Justice
İslâm hukuku vahiy kaynaklı bir hukuk sistemi olmasının yanı sıra günümüz
modern hukuk sistemlerinin barındırdığı birçok kavramın da temelini teşkil
etmektedir. Modern kavramlardan olan “Toplumsal sözleşme teorisi” de bireylerden
oluşan halk kitlelerinin etrafında kümelendikleri muhteviyatı incelerken, aynı
zamanda bir arada yaşama kültürünün temellerini de ele alan bir ıstılahtır. Aslında
İslâm hukuku, toplumsal sözleşme teorisi ile benzer bir anlayış içerisinde insana dair
hal ve davranışların sosyolojik anlamda bütünlüğünü irdelemekte ve gerektiğinde
yönlendirici unsur olarak karşımıza çıkmaktadır.
İslâm’ın onurlu/mükerrem insan odaklı yaklaşımı, İslâm hukukunun toplumsal
sözleşme teorisine olan bakış açısı, bu teori ile olan uzlaşısı ve sonucunda ortaya çıkan
yönetim anlayışı, nevi şahsına münhasır bir niteliktir. Öte yandan, İslâm’da bir devlet
yönetim modeli olup olmadığı tartışmalarına rağmen süreç içerisinde çeşitli şekillerde
ve farklı zamanlarda İslâm perspektifli yönetim anlayışını benimseyen devletler de
kurulmuştur.
Buna mukabil “Toplumsal Sözleşme Teorisi” İslâm Devlet Yönetimi içerisinde
adlandırılmamıştır. Bu teori 17 ve 18. yüzyıllarda, ünlü filozoflar Thomas Hobbes,
Jean-Jacques Rousseau ve John Lock tarafından anayasal monarşi, liberal demokrasi
ve cumhuriyetçiliğin temeli esas alınarak geliştirilmiştir. Nitekim, İslâm Hukuk
literatürü içerisinde yer almayan Toplumsal Sözleşme Teorisi İslâm Devlet
Yönetimi’nin küresel konjonktürünü olumsuz yönde etkilemiştir.
vi
İslâm hukukunun kendine özgü epistemolojisi ve çok boyutlu bakış açısı,
hukuk felsefesinin özünde yer alan adâlet ve eşitlik ilkesinin temel dayanağıdır.
Dolayısıyla, İslam ancak kendine özgü çağdaş bir modern anlayış ile kendini ifade
edebilecektir.
Çalışmamızın mihenk noktası, İslâm hukukunun kamu hukuku alt başlığı
altında incelenebilecek olan “insan-insan” ve “insan-otorite ilişkisi” bağlamındaki
İslâm’ın temel insan hak ve özgürlüklerine uygun olarak günümüze kadar taşıdığı
kavramları evrensel kabul edilen değerler ile buluşturarak, İslâm toplumsal
sözleşmesini temellendirmek üzerine kurulu olacaktır. Böylece, İslâm’ın toplumsal
sözleşme üzerindeki etkisi, İslâm hukukunun yönetim anlayışını çerçevelendirmesi ve
batı medeniyetinin, İslâm medeniyeti ile kucaklaşmasının aslında hiç de zor olmadığı
hususu ifadelendirilebilecektir
Islamic Law is a legal system based on revelation as well as it has a lot in
common with the modern legal system. On the other hand, social contract theory
examines both individuals and the public. He is also the founder of the culture of
coexistence. Both Islamic law and social contract theory have developed a common
understanding. It examines and directs the integrity of human beings.
Islam's dignified people-oriented approach, Islamic law's view of social
contract theory, its relevance with this theory and perception of governance are of a
unique character. On the other hand, the existence of a state administration model in
Islam is discussed. However, at different times, states that accepted the Islamic
perspective have been established.
On the other hand, “Social Contract Theory” is not included in the Islamic state
administration. The social contract theory was developed by Thomas Hobbes, Jean Jacques Rousseau and John Lock (in the 17th and 18th centuries) based on
constitutional monarchy, liberal democracy and republicanism. Therefore, the Social
Contract Theory, which is not included in the Islamic Law literature adversely has
been affecting the global conjuncture of Islamic State Administration.
In addition, Islamic law has its own epistemology. Islam is based on justice and
equality with a multi-dimensional perspective. Islam will be able to express itself with
a modern and contemporary management approach.
viii
The basis of our study is the relationship between human-human and human authority which can be examined under the sub-title Islamic public law. This is related
to Islam's approach to basic human rights and freedoms. Thus, we will be able to define
the effect of Islam on the social contract. We will evaluate the management approach
of Islamic law. On the other hand, we will bring together western civilization and
Islam
2022-02-02T07:18:56Z
2022-02-02T07:18:56Z
2022-02-02T07:18:56Z
2019
doctoralThesis
http://hdl.handle.net/11684/2480
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/2497
2022-02-04T01:00:44Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
Mustafa ismet yanyevi’nin risale-i kudsiyye adlı eserindeki tasavvufi kavramların değerlendirilmesi
Güzel, Atilla
Arslan, Sevim
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
Tasavvuf
Yanyalı Mustafa İsmet Garîbullah
Risâle-i Kudsiyye
Tasavvuf-i Kavramlar
Seyr-ü Sülûk
Râbıta
Mürşid
Sufism
Risalah al-Qudsiyye
Sufism Conceptions
Sayr al-Suluk
Nexus
Mursids
Bugün Yunanistan sınırları içerisinde bulunan Yanya vilayetinde doğmuş ve
ömrünün ilk yıllarını burada geçirmiş olan Yanyalı Mustafa İsmet Garîbullah Efendi
19. yüzyılın başlarında doğup Osmanlının son dönemlerine tanıklık etmiş Nakşî Hâlidî koluna mensup önemli mutasavvıflardan biridir. Gençliğinde bir dönem
memurluk yapan Mustafa İsmet Garîbullah daha sonra görevinden ayrılarak
Mekke‟de bulunan Halide Bağdâdî‟nin mürîdlerinden Abdullah Mekkî‟ye intisap
etmiş ve seyr-ü sülûkünü tamamlayarak irşad için Edirne‟ye gönderilmiştir. İlerleyen
zamanlarda İstanbul‟daki sevenlerinin davetiyle İstanbul‟a yerleşmiş Fatih
Çarşamba‟daki kurmuş olduğu tekkesinde ölene kadar irşad faaliyetlerine devam
etmiştir.
Elimize ulaşan tek eseri olan Risale-i Kudisyye isimli şiir vezninde seyr-ü sülûke ait
makamlardan, mürîd ve mürşidin uymsı gereken edeplerden ve özellikle râbıta
hakkında olmak üzere birtakım tasavvufi kavramlardan bahseden bir eser yazmıştır.
Bir giriş ve üç bölümden oluşan tezimizin ilk bölümünde tasavvufun doğuşu gelişim
süreci incelenmiş Nakşîbendîlik ve Hâlidilik hakkında bilgiler verilmiş, yaşadığı
zamandaki kültürel tasavvufî, siyasi ve sosyo-ekonomik durum incelenmiştir.
İkinci bölümde sınırlı sayıdaki kaynaklardan müellifin hayatı ve yetiştirdiği talebeler
hakkında bilgi verilmiş kendisiyle devam eden silsilenin bugüne etkisine ışık
tutulmaya çalışılmıştır.
Son bölümde ise müellifin eserinde önemle üzerinde durduğu yedi kavram tespit
edilerek incelenmeye çalışılmıştır.
viii
Buüne kadar hakkında bir çalışma yapılmamış olan ve ayrıca Mustafa İsmet
Garîbullah‟ın silsilesinin bugünkü temsilcisi konumunda bulunan Mahmud
Ustaosmanoğlu Hocaefendi‟nin başucu kitabı olarak değerlendirdiği bu eserin
tanıtımına katkıda bulunmak bize mutlu edecektirBugün Yunanistan sınırları içerisinde bulunan Yanya vilayetinde doğmuş ve
ömrünün ilk yıllarını burada geçirmiş olan Yanyalı Mustafa İsmet Garîbullah Efendi
19. yüzyılın başlarında doğup Osmanlının son dönemlerine tanıklık etmiş Nakşî Hâlidî koluna mensup önemli mutasavvıflardan biridir. Gençliğinde bir dönem
memurluk yapan Mustafa İsmet Garîbullah daha sonra görevinden ayrılarak
Mekke‟de bulunan Halide Bağdâdî‟nin mürîdlerinden Abdullah Mekkî‟ye intisap
etmiş ve seyr-ü sülûkünü tamamlayarak irşad için Edirne‟ye gönderilmiştir. İlerleyen
zamanlarda İstanbul‟daki sevenlerinin davetiyle İstanbul‟a yerleşmiş Fatih
Çarşamba‟daki kurmuş olduğu tekkesinde ölene kadar irşad faaliyetlerine devam
etmiştir.
Elimize ulaşan tek eseri olan Risale-i Kudisyye isimli şiir vezninde seyr-ü sülûke ait
makamlardan, mürîd ve mürşidin uymsı gereken edeplerden ve özellikle râbıta
hakkında olmak üzere birtakım tasavvufi kavramlardan bahseden bir eser yazmıştır.
Bir giriş ve üç bölümden oluşan tezimizin ilk bölümünde tasavvufun doğuşu gelişim
süreci incelenmiş Nakşîbendîlik ve Hâlidilik hakkında bilgiler verilmiş, yaşadığı
zamandaki kültürel tasavvufî, siyasi ve sosyo-ekonomik durum incelenmiştir.
İkinci bölümde sınırlı sayıdaki kaynaklardan müellifin hayatı ve yetiştirdiği talebeler
hakkında bilgi verilmiş kendisiyle devam eden silsilenin bugüne etkisine ışık
tutulmaya çalışılmıştır.
Son bölümde ise müellifin eserinde önemle üzerinde durduğu yedi kavram tespit
edilerek incelenmeye çalışılmıştır.
viii
Buüne kadar hakkında bir çalışma yapılmamış olan ve ayrıca Mustafa İsmet
Garîbullah‟ın silsilesinin bugünkü temsilcisi konumunda bulunan Mahmud
Ustaosmanoğlu Hocaefendi‟nin başucu kitabı olarak değerlendirdiği bu eserin
tanıtımına katkıda bulunmak bize mutlu edecektir
Shayk Yanyali Moustapha İsmet Garibullah is a significant Sufi who belongs to the
Khalidi branch of the Naqshbandi sufism. He was known to be born and raised in the
“Yanya” village which is currently within tje Greek territory. He was born at the
begginning of the 19 th and died somewhere near its end.
Having worked as a government servant during his youth, İsmet Garibullah then
moved to Mecca to initiate his “Sayr al-Suluk” (The journey to truth) and become a
“Salik” through committing himself to Abdullah al-Makki who was one of the
“Murids” (Followers) of Khalid al-Shahraruzi. After becoming a Salik he was sent to
Edirne to perform “Irshad” (Act of showing the true path) there, and with the
insistence of his enthusiasts from İstanbul, the finally settled into Çarşamba/Fatih
and established a dervish lodge where he continued his Irshad activities for the rest
of his life.
His only existing work is Risalah Qudsiyya wich consists of rhythmic poetry
coupletsthat describe “maqaams”(Levels) of sayr al-suluk, manners of both “murid”
(Follower)and “murshid”(Master Sufi), and many sufistic notions.
This paper consists of 1 introduction and 3 body paragraphs. The first chapter
revolvesaround the emergence of Sufism and how it developed over time, as well as
information about Naqshbandi-Khalidi. We investigate the cultural, sufistic, political
and socioeconomic circumstances during Ismet Garibullah‟s era.
In conclusion, we have aimed to contribute to the publicty of Risalah al-Qudsiyya
which was considered a key book by Mahmud Ustaosmanoglu who was trained by
Shaky Ali Haydar Ahiskhavi to become the Shaykh of Ismailaga Triqa, thus the
current representative of I smet Garıbullah‟s range
2022-02-03T07:52:00Z
2022-02-03T07:52:00Z
2022-02-03T07:52:00Z
2020
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/2497
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/2505
2022-02-04T01:00:43Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_137
Kıraat ilmi bağlamında hemze ve hükümleri
Ömeroğlu, Elif Nur
Fatma Asiye, Şenat
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
Hemze
Arap Dili
Kıraat
Arabic Language
Qira’at
Kıraat ilmi ve Arap dili literatürü içerisinde genişçe bir yere sahip olan
hemze üzerinde, kıraat âlimleri ve dilbilimciler birçok açıdan ihtilaf etmişlerdir.
Bu bağlamda hemzenin harf olup olmayışı, yazımı ve okuma biçimleri gibi
konular üzerinde farklı görüşler ortaya atılmıştır.
Araştırmada hemze Arap Dili ve Belagatı açısından her yönüyle
incelenmiş, hemzenin Arap alfabesinin ilk harfi olduğu ve kendine ait özelllikler
taşıdığı sonucuna varılmıştır. Bu özellikler göz önüne alındığında hemze
harfinin telaffuzundaki zorluklar ve yerel lehçelerin etkisiyle farklı okuyuş
biçimlerinin ortaya çıktığı görülmektedir. Vahyin inzâli ile bu okuyuş
biçimlerinden bazıları, hemzenin telaffuzunu kolaylaştırmak maksadı ile Kurân ı Kerim’e dâhil olmuştur. Bugüne kadar mütevâtiren bize ulaşan bu okuyuşlar,
Hz. Peygamber’den (s.a.v.) sahih bir sened ile nakleden imam ve râvilerin adıyla
sistematikleşmiş, dünyanın farklı bölgelerinde okunarak benimsenmiştir. Bazı
okuyuş biçimleri ise birtakım kusurları sebebiyle reddedilmiştir.
Araştırma, hemzenin telaffuz biçimlerine, nakleden imam ve râvîlerin
rivayet ettiği şekliyle yer vermektedir. Çalışmada öncelikle mütevâtir ve sahih
kabul edilen on kıraat ile dört şâz kıraatin hemzeyi okuma biçimleri ele
alınmıştır. Her bir okuma biçimi açıklayıcı olması bakımından gerekli örnekler
ve tablolarla birlikte verilmiştir. Bu esnada okuyuşların teorik yönünün yanı sıra
pratik tarafı da açıklanmaya çalışılmıştır. Dolayısıyla ortaya çıkan bu çalışma ile
kıraat ilmi öğretiminde teorik ve pratik açıdan kolaylık sağlayacak bir kaynak
oluşturulması hedeflenmiştir
Scholars of Qira’at and linguists have disagreed on hamza in many aspects,
which has a wide place in the literature of Qira’at and Arabic language. Different
opinions have been put forward on topics such as whether hamza is a letter or not,
its writing and reading styles.
In the study, hamza is thoroughly examined in terms of Arabic language and
eloquence. As a result of the examination, it is concluded that hamza is the first
letter of the Arabic alphabet and has its own characteristics. Considering these
features, it is seen that different reading styles had emerged due to the difficulties
in the pronunciation of the letter of hamza and the effect of local dialects. Together
with the descent of the revelation, some of these reading styles are included in the
Quran with the aim of facilitating the pronunciation of the hamza. These reading
styles, which have reached us as mutawatir until today, are systematized with the
name of imams and narrators who transmitted them from the Prophet through a
sahih (authentic) sanad (narrator chain). Although these reading styles are adopted
to be read in different parts of the world, some forms of them are rejected due to a
number of flaws.
The research includes the pronunciation forms of the hamza, as narrated by
imams and narrators. Firstly, ten mutawatir qira’at, which are accepted as authentic,
are discussed in terms of the pronounciation ways of the hamza and then four
shadhdh qira’at, which are not accepted as authentic, are examined. Each reading
style is provided with the necessary examples and tables for clarity. Besides the
ix
theoretical aspect of the readings, the practical aspect is also tried to be explained.
Therefore, this study will be a resource that will provide convenience in theoretical
and practical terms while teaching and learning the science of qira’at
2022-02-03T08:05:47Z
2022-02-03T08:05:47Z
2022-02-03T08:05:47Z
2020
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/2505
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/2523
2022-02-09T01:00:33Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
Tahavi’nin usul anlayışı
Hazar, Fatma
Yıldırım, Mustafa
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
Tahâvî
Usûl-i Fıkıh
Hanefî Usûlü
Nazar
Hadis
Ṭaḥāwī
Islamic Legal Theory
Ḥanafī’s Legal Theory
Bu çalışma, Tahâvî’nin usûl anlayışını konu edinmektedir. Teşekkül devrindeki
usûl-i fıkıh hakkında yeterli bilgiye sahip değiliz. Hicrî üçüncü asrın sonu ile dördüncü
asrın başında yaşamış olan Tahâvî’nin usûl-i fıkıh görüşleri, bu dönemi aydınlatmak
açısından, İslam hukuk tarihi bağlamında da önemlidir.
Birinci bölümde Tahâvî’nin lafızlara ilişkin görüşlerine yer verilmiştir. Âmm-hâs,
zâhir-bâtın, emir-nehiy, muhkem-müteşâbih, nâsih-mensûh gibi temel lafız çeşitlerini ele
alan Tahâvî’nin kendi yaşadığı dönemdeki tartışma ve konularla yetindiği
görülmektedir. İkinci bölümde Tahâvî’nin değindiği şer’î deliller sırasıyla ele alınmıştır.
Kur’an, Sünnet, sahabe kavli, icmâ, kıyas, nazar, istihsân, istishâb, örf delilleri
incelenmiştir. Tahâvî’de lafızlar konusunda olduğu gibi, şer’î delillerde de kavramlaşma
öncesinin özellikleri görülmektedir. Usûl-i fıkhın teşekkül dönemi olması, tüm kavram
ve terimlerin bulunmamasının ya da bu kavramların bildiğimiz anlamda
kullanılmamasının sebebidir. Bu dönemde yer verilen kavramlarda tam bir terimleşme
söz konusu değildir. Kavramlar yarı teknik anlamda kullanılmış, bugün bildiğimiz
şekliyle ıstılâhî anlamlarına henüz ulaşmamıştır.
Tezin sonuç bölümünde Tahâvî’nin Hanefî usûlündeki yeri ortaya konulmaya
çalışılmıştır. Yaşadığı dönemde usûl-i fıkıh ile füru-i fıkıh içiçe olan Tahâvî’nin usûl-i
fıkha dair müstakil bir eseri bulunmamaktadır. Ancak onun, Hanefî fıkıh usûlü
birikiminin sonraki döneme taşınmasında ve kavram ve konuların sistematize
edilmesinde önemli bir rol oynadığı görülmektedir
This study focuses on Ṭaḥāwī’s legal theory. We do not have enough information
about the uṣūl al-fiqh in the formative period. Ṭaḥāwī, who lived at the end of the third
century and the beginning of the fourth century, is also important in the context of
Islamic legal history in terms of illuminating this period.
In the first part, Ṭaḥāwī 's views on ālfāz are discussed. Referring to the basic
types of ālfāz such as ʿāmm- khāṣṣ, ẓāhir:bāṭin, amr-nahy, muḥkam-mutashābih, nāsikh mensūkh, it is seen that Ṭaḥāwī was satisfied with the discussions and issues in his own
time. In the second part, the legal sources mentioned by Tahâwī are discussed
respectively. The evidences of the Qurʾān, Sunnah, companions, ijma (consensus),
qiyās, naẓar, istiḥsān, istisḥāb and customs were examined. In Ṭaḥāwī, the features of
preconceptualism can be seen in sharia evidence as well as in ālfāz. The fact that the
uṣūl al-fiqh is a period of formation is the reason why all concepts and terms do not exist
or these concepts are not used in the sense we know. There is no exact terminology in
the concepts included in this period. The concepts are used in a semi-technical sense,
and have not reached their terminological meanings as we know them today.
In the conclusion part of the thesis, the place of Ṭaḥāwī in Ḥanafī methodology
has been tried to be revealed. Ṭaḥāwī, who was intertwined with uṣūl al-fiqh and furū al fiqh during his lifetime, does not have an independent work on uṣūl al-fiqh. However, it
is seen that he played an important role in transferring the Ḥanafī fiqh methodology to
the next period and in systematizing the concepts and issues
2022-02-08T07:57:43Z
2022-02-08T07:57:43Z
2022-02-08T07:57:43Z
2020
doctoralThesis
http://hdl.handle.net/11684/2523
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/2562
2022-02-09T01:01:08Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_137
Ebu Ali el- Farisi’nin et-Tekmile adlı eserindeki metodolojisi ve sarf ilmine dair görüşleri
Kırcı, Recep
Hazer, Dursun
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
Arap Dili
Sarf
et-Tekmile
Metot
Arabic Language
2022-02-08T12:54:25Z
2022-02-08T12:54:25Z
2022-02-08T12:54:25Z
2021
doctoralThesis
http://hdl.handle.net/11684/2562
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/2716
2022-02-19T01:00:23Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_137
İnşikak suresinin tarihsel ve metinsel analizi
Mert, Celalettin
Gül, Ali Rıza
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
İnşikâk
Kıyamet
Ahiret
Hesap
Tefsir
Inshiqāq
Apocalypse
Hereafter
Account
Tafsir
Kur’ân’ın kendi ifadesiyle bütünüyle müteşabih olması, ayetlerin birbirine
uygunluk arzetmesi ve bir ayetin başka bir ayetle desteklenmesi gibi manaları ifade
etmektedir. Bu olgu Kur’ân’da geçen herhangi bir konunun, çelişkiden arınmış bir
şekilde sağlam temellere oturtulması neticesine götürmektedir. Bu itibarla bir surenin
içerdiği konulara bütün cihetleriyle vakıf olabilmek için o surenin müstakil olarak
ele alınması bazen yeterli olmayabilir.
İnşikâk suresi de içerdiği kıyamet ve ahiret gibi konular sebebiyle, insanların
İslam’a tebliğ etme hususunda, Kur’an’ın kullandığı üslubu ve indiği dönemdeki
muhataba bıraktığı etkiyi görmeleri açısından önem arzetmektedir. Bu noktada
surenin içerdiği konuların diğer sure ve ayetlerle birlikte değerlendirilmesi ve bu
doğrultuda tarihsel ve metinsel analizinin yapılması gerekmektedir.
Bu düşünceyi esas alarak başlanılan çalışmanın birinci bölümünde İnşikâk
suresi, genel özellikleri itibariyle tanımlanmıştır. Surenin adı ve Mushaftaki yeri
belirtildikten sonra tarihi arka planı analiz edilip nüzul sebebi araştırılmıştır. Bu
bağlamda surenin hedefi ve mesajları tespit edilmiştir. Yine bu bölümde sure dil ve
dilin zenginlikleri olan tenasüb, insicam, belagat ve kıraat yönleriyle incelenmiş,
üslubu hakkında bilgiler verilmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünde ise surenin
içerdiği konular tespit edilip başlıklar halinde sınıflandırılmıştır. Bu konular klasik ve
modern dönem müfessirlerinin yorumları doğrultusunda bütünlük oluşturacak şekilde
işlenmeye çalışılmıştır.
Araştırmamızın sonunda müşriklerin hal ve hareketlerinin surenin inmesine
doğrudan etki ettiği anlaşılmıştır. Surenin anlatım tarzının Kur’ân’ın kendine has
olan üslubunu yansıttığı görülmüştür. Surenin ana gövdesini oluşturan kıyamet ve
ahiret gibi konuların, Kur’ân’ın geneline uygunluk arzettiği tespit edilmiştir
The Qur’an is entirely in its own words, it means the verses that are
compatible with each other, supporting one verse with another verse. This statement
leads to the conclusion that any subject mentioned in the Qur’an is placed on solid
foundations, free from contradiction. In this respect, it may not be sufficient to treat
that sura individually in order to become familiar with the issues that a sura contains.
Due to the issues such as doomsday and the hereafter, the time of
construction also has importance in terms of communicating people to Islam in terms
of seeing the style used by the Qur’an and its influence on the addressee. At this
point, the surah should be evaluated together with other suras and verses in terms of
the topics it contains and historical and textual analysis should be done accordingly.
In the first part of the study, which was started based on this idea, the
duration of the construction was tried to be introduced in terms of its general
characteristics. After specifying the name of sura and its place in Mushaf, its
historical background was analyzed and the reason for the nuzus was investigated. In
this context, the target and messages of the sura were determined. Again in this
section, the language and the richness of language are examined in terms of tenasub,
insijam, rhetoric and recitation, and information about its style is given. In the second
part of the study, the topics included in the sura are determined and divided into
titles. These issues have been tried to be processed in a way that will create integrity
in line with the comments of the classical and modern period scholars. It is seen that
the main body of the surah consists of apocalyptic, hereafter and calculus.
At the end of our research, it has been understood that the behavior and
actions of the polytheists directly affected the coming of the surah. It has been
observed that the narration style of the Surah reflects the unique style of the Qur’an.
It has been determined that the issues such as the doomsday and the hereafter that
make up the main body of the Surah are compatible with the general Qur’an
2022-02-18T13:40:35Z
2022-02-18T13:40:35Z
2022-02-18T13:40:35Z
2020
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/2716
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/2739
2022-02-23T01:00:23Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
Hz. Yakub örnekliğinde sabır ve tevekkül
Şen, Ömer Faruk
Şenat, Fatma Asiye
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
Yusuf Suresi
Hz. Yakub
Sabır
Tevekkül
Günümüz İnsanı
Surah Joseph
Prophet Jacob
Patience
Trust
Today’s Human Being
Sabır ve tevekkül iki önemli Kur’ ani kavramdır. Kur’an’da pek çok ayette
çeşitli kişi ve olaylar bağlamında zikredilen sabır ve tevekkül kavramları, Hz. Yakub
örneğiyle önemli bir noktaya taşınmıştır. Hz. Yakub örnekliğinde sabır ve tevekkül
tezimizin ana konusudur.
Çalışmamızın temel amacı, Hz. Yakub’un hayatından detaylar içeren Yusuf
suresi özelinde, onun sabır ve tevekkül anlayışının incelenmesidir. Ayrıca konuyu
sadece kendi kuramsal boyutunda bırakmayıp sabır ve tevekkül konusunda bir türlü
dengeyi tutturamayan ve ifrat-tefrit noktalarında gidip gelen günümüz insanına Hz.
Yakub ’un hayat tecrübesinin ne tür bir katkıda bulunabileceğinin araştırılmasıdır.
Araştırmada yöntem olarak Kur’an verileri ele alınıp değerlendirmeye tabi
tutulmuştur. Bu konuda klasik tefsir metinlerinden yararlanılmıştır. Hz. Yakub’un
sabır ve tevekkül anlayışının günümüz insanıyla ilişkili olabilecek yönleri
araştırılırken psikoloji biliminin verilerinden de faydalanılmıştır.
Araştırmanın sonucunda, Hz. Yakub’un sabır ve tevekkülünün Kur’an’ın diğer
ayetlerinde anlatılan sabır ve tevekkül örnekleriyle asla çelişmediği aksine onları
destekleyen ve güncel yaşam içerisinde örneklendiren bir nitelikte olduğu
anlaşılmıştır. Hz. Yakub’un sabrının sonuç odaklı aktif bir sabır olduğu tespit
edilmiştir. Hz. Yakub’un sabır ve tevekkül anlayışının peygamber olmayan insanların
da hayatlarına tatbik edebileceği mükemmel bir örnek olduğu sonucuna ulaşılmıştır
Patience and trust are two significant Qur’anic concepts. The concepts of
patience and trust, mentioned in Qur’an in the context of various person and events,
are moved an important point with the example of Prophet Jacob. Patience and trust in
the example of Prophet Jacob is the main subject of our thesis.
The main purpose of our study is to examine the understanding of patience and
trust of Prophet Jacob specific to Surah Joseph containing details from Jacob’s life. In
addition, it is not only left in its theoretical dimension but searched what Jacob’s life
experience contributes to today’s human being who is not able to maintain good
balance in overdoing and understatement in no way and swings between them as well.
In the research, the Qur'an data were considered and evaluated as a method.
Classical Qur’an exegesis texts were used in this regard. While researching the aspects
of Jacob's understanding of patience and trust, which are related to today's people, the
data of the science of psychology were also utilized.
As a result of the research, it was understood that patience and trust of Jacob
never contradicted the examples of patience and trust in the other verses of the Qur'an.
On the contrary, it was found to support and exemplify them in current life. Jacob's
patience was ascertained to be an active patience with result-oriented. It was concluded
that Jacob's understanding of patience and trust was an excellent example that non prophets could apply to their lives
2022-02-22T06:22:29Z
2022-02-22T06:22:29Z
2022-02-22T06:22:29Z
2019
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/2739
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/2753
2022-02-23T01:00:34Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_2741
İbn Kudame’nin fıkıh ilmindeki yeri ve el-muğni eseri
Kılıç, Recep
Çetinkaya, Ahmet
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
Fıkıh
İbn Kudâme
el-Muğnî
Nikâh
Tercih
İslamic Law
Ibn Kudâme
al-Muqnî
Wedding
Preference
Hanbelî mezhebine katkıları olan alimlerden birisi İbn Kudâme’dir. Onun el Muğnî adlı eseri geniş muhtevası, delillere yer vermesi ve değerlendirmeleriyle ön
plana çıkmaktadır. Bu eserden yola çıkarak İbn Kudâme’nin mezhepteki yerini ve
katkılarını tespit etmeye çalıştık. Birinci bölümde önce İbn Kudâme’nin hayatına,
eserlerine ve kendisi üzerine yapılmış değerlendirmelere yer verdik. Yine bu bölümde
el-Muğnî’nin Kitabu’n-nikâh bahsindeki tespitlerimizden yola çıkarak eser hakkında
yöntemsel bilgileri örnekleriyle sunmaya çalıştık.
İkinci bölümde ise Kitabu’n-nikâh bölümünü Hanbelî fıkıh eserleri ile
mukayese ettik. el-Muğnî’den önce telif edilen muhtasar ve şerh türü eserleri; el Muğnî’den sonra yalnızca şerh türü eserleri inceledik. Nikâh bölümü çerçevesinde,
Hanbelî mezhebi ulemasının mezhep içi fıkhî mesaisi üzerinde durduk. İbn
Kudâme’nin kendisinden önceki fakihlerden farklı tercihlerini, değerlendirmelerini,
benzerlik ve farklılıklarını tespit etmeye çalıştık. Ardından İbn Kudâme’nin
kendisinden sonraki Hanbelî fakihleri üzerinde ibare, tercih, tahlil veya kaynaklık
etmesi bakımından bir etkisinin/katkısının olup oHanbelî mezhebine katkıları olan alimlerden birisi İbn Kudâme’dir. Onun el Muğnî adlı eseri geniş muhtevası, delillere yer vermesi ve değerlendirmeleriyle ön
plana çıkmaktadır. Bu eserden yola çıkarak İbn Kudâme’nin mezhepteki yerini ve
katkılarını tespit etmeye çalıştık. Birinci bölümde önce İbn Kudâme’nin hayatına,
eserlerine ve kendisi üzerine yapılmış değerlendirmelere yer verdik. Yine bu bölümde
el-Muğnî’nin Kitabu’n-nikâh bahsindeki tespitlerimizden yola çıkarak eser hakkında
yöntemsel bilgileri örnekleriyle sunmaya çalıştık.
İkinci bölümde ise Kitabu’n-nikâh bölümünü Hanbelî fıkıh eserleri ile
mukayese ettik. el-Muğnî’den önce telif edilen muhtasar ve şerh türü eserleri; el Muğnî’den sonra yalnızca şerh türü eserleri inceledik. Nikâh bölümü çerçevesinde,
Hanbelî mezhebi ulemasının mezhep içi fıkhî mesaisi üzerinde durduk. İbn
Kudâme’nin kendisinden önceki fakihlerden farklı tercihlerini, değerlendirmelerini,
benzerlik ve farklılıklarını tespit etmeye çalıştık. Ardından İbn Kudâme’nin
kendisinden sonraki Hanbelî fakihleri üzerinde ibare, tercih, tahlil veya kaynaklık
etmesi bakımından bir etkisinin/katkısının olup olmadığı, olduysa nasıl olduğu
üzerinde durduklmadığı, olduysa nasıl olduğu
üzerinde durduk
One of the scholars who contributed to the Hanbali sect is İbn Kudâme. His
work named al-Muğni comes to the fore with his extensive content, place of evidences
and evaluations. Based on this work, we tried to determine the place and importance
of Ibn Kudâme in sect. In the first part, we first included the life and works of Ibn
Kudâme and the evaluations made on himself. Again in this section, we tried to present
the methodological information about the work with examples, based on our
determinations in the book of al-Muğni's Kitabu’s wedding.
In the second part, we compared the section of Kitabu’s wedding with Hanbalî's works.
Concise and annotated literary works that were copyrighted before al-Muğni; After al Muğni, we have examined only literary works of annotation. Within the context of the
wedding division, we focused on the intra-sectarian fiqh shift of the Hanbali sect. We
tried to identify Ibn Kudâme's different preferences, evaluations, similarities and
differences from the previous scholars. Then, we focused on whether Ibn Kudâme had
an effect / contribution on the Hanbali faculties after him, in terms of expression,
preference, analysis or source, and if so, how
2022-02-22T11:21:24Z
2022-02-22T11:21:24Z
2022-02-22T11:21:24Z
2021
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/2753
tur
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/2752
2022-02-23T01:00:33Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_2741
İslam hukuku ve modern hukukta kürtaj
Diarrassouba, Salahou Dine
Araz, Yunus
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
İslam Hukuku
Modern Hukuku
Cenin
Ceza
Kürtaj
Islamic Law
Law
Fetus
Punishment
Abortion
İslam hukuku ve içtihatında kürtaj suçu ile ilgili hükümler, hukukçuların görüşleri
ve muhakeme ve değerlendirmedeki davranışları ve aşağıdaki karşılaştırmaları incelemek
bu araştırma ile ortaya çıkmıştır: Bunu şu şekilde özetleyebiliriz:
Birinci bölümde, modern hukukta ve İslam hukukunda suç tanımıyla ilgili konuşmayı ele
aldık ve kürtaj suçundan kastedilenin hamileliğin sona ermesi veya kadının karnında ne
olduğunu, hamileliği tamamlanmadan önce kendisinin veya başkalarının bir eylemi ile
bitirmesi olduğu açıklanmaktadır.
bahsettiğimiz tüm tanımlar fetüsün rahimden ayrılmasını ve ondan çıkmasını
zorunlu kılmaktadır. Bu çalışmada, tıpta ve hukukta kürtaj suçunun tanımı
açıklanmaktadır.
Kürtaj ve kontrasepsiyon arasındaki ayrımdan bahsederken şöyle ifade edildi:
Hamileliğin engellenmesi kürtaj değildir. Çünkü kürtajda gebeliğin var olduğu varsayılır
ve sonra büyüme ve gelişmesi sona erer.
Kürtaj ile cinayet arasındaki ayrımdan da söz ederken şöyle ifade edilmiştir:
Kürtajın kurbanı cenin. İkinci suçta ise mağdur yaşayan bir kişidir. Bizim için düşük
olgusunun bazı nedenleri açıklığa kavuşmuştur.
Bu çalışmada, Yahudi, Hıristiyan ve İslam hukukunda kürtajla ilgili hüküm
açıklanmaktadır. Bu yasaların her birinin kürtaja karşı olup cezalandırdığını görüyoruz.
İslam hukukunda, hukukçuların ruh üflenmesinin öncesi ve sonrası aşamada gerçekleşen
kürtajı birbirinden ayırdıkları için, hukukçuların konuyla ilgili görüşleri tartışıldı.
Alimlerin çoğu, ruh üflenmesinden sonraki aşamada yasak olduğu görüşündedir. Ruh
üflenmesinden önceki aşamada farklılaştılar ve farklılıkları ele alınmıştır.
İslam hukukunda kürtaj cezasından da bahsedilmiş ve İslam'ın bu suçun unsurları
ve şartları yerine getirilmesi halinde işlenmesi gerektiğine karar verdiğini anlıyoruz.
Alimler gurre miktarı konusunda farklıydılar ve aynı zamanda kefaret yükümlülüğü
konusunda da ayrıldılar ve onların farklılıkları ele alınmıştır.
insan yapımı yasaların konumunu tartışıp filozofların ve hukukçuların kürtaj
hakkındaki farklı görüşlerinden bahsedilmiştir. Bazıları hamile kadının rızası ile yapıldıysa
destekledi, bazıları Fildişi yasasında olduğu gibi zorunluluk halleri dışında hamile kadının
rızasıyla olsa bile engellemektedir.
Kürtaj suçunda şeriat ile hukuku iki açıdan karşılaştırılmıştır:
Birincisi: Terapötik açıdan: Bu açıdan, karşılaştırmayı üç noktada ele alınmıştır:
a) Tıbbi nedenlerle kürtaj
b) Fetal nedenlerden dolayı kürtaj
c) Ekonomik ve sosyal nedenlerle kürtaj
vi
İkincisi: Ceza açısından: Bu açıdan şeriat ve ceza açısından hukuk arasındaki fark
görünmüştür.
Bu araştırma, İslam hukukunun aksine, Fildişi kanununun ruh meselesini
tartışmadığını, bunun yerine fetüsten sperm olsa bile çekingen herkesi cezalandırdığını ve
kanunun İslam hukukunda olduğu gibi kürtajın doğru bir tanımını vermediğini
göstermektedir
The provisions on abortion crime in Islamic law and jurisprudence, the views of
jurists and their behavior in judgment and evaluation, and the following comparisons have
emerged with this study: We can summarize this as follows:
In the first part, we discussed the conversation about the definition of crime in modern
law and Islamic law. It is explained that what is meant by abortion crime is the termination
of pregnancy or what happens in the woman's womb, ending with an act of herself or others
before completing the pregnancy.
All the definitions we have mentioned require the fetus to leave the uterus and exit from
it. We discussed the definition of abortion in both medical science and law terms.
Talking about the distinction between abortion and contraception, we expressed it
as follows: Preventing pregnancy before it takes place is not abortion. Because abortion is
supposed to follow pregnancy whose growth and development ceases.
While talking about the distinction between abortion and murder, we said: The
victim of abortion is the fetus. In the second crime, the victim is a living person. Also,
some of the reasons that lead to abortion have been explained.
The provisions regarding abortion in Judaism, Christianity and Islam were
discussed. It was clear that, all these religions abhor and punish the act of abortion. In
Islamic law, the views of the jurists are discussed on the subject, as they differentiate
between abortion before and after the soul is breathed into the fetus. Most scholars are of
the opinion that it is forbidden in the stage after the soul is breathed into the fetus.
The punishment for abortion within the framework of the Islamic law are
elaborated and here, it is established that in certain situations Islam does permits abortion
while discretionary abortion is outrightly prohibited. Regarding punishment for abortion,
viii
it is shown that the scholars differed in the amount of gurra and differed on the obligation
of penance, and the differences between these are discussed.
The position of man-made laws and the different views of philosophers and lawyers
about abortion are also evaluated. It is discovered that while some supported it if it is done
with the consent of the pregnant woman, some discouraged it even if it was with the
consent of the pregnant woman, except in cases of necessity, as in Ivorian law.
We tried to compare Sharia and law in two aspects in abortion crime:
First: From the therapeutic point of view: In this respect, we have considered the
comparison in three ways:
a) Medical abortion
b) Abortion for fetal reasons
c) C abortion for economic and social reasons
Second: In terms of penalty: In this respect, we saw the difference between sharia
and law in terms of punishment.
In this research, it is noted that the Ivorian law, unlike Islamic law, did not discuss
the spiritual aspect of abortion, but rather punishes everyone who aborts a fetus. However,
the Ivorian law does not provide a precise definition for abortion like that in the Islamic
law
2022-02-22T11:19:35Z
2022-02-22T11:19:35Z
2022-02-22T11:19:35Z
2020
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/2752
tur
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/2761
2022-02-24T01:00:42Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_2741
İslam ceza hukuku açısından çocukların suçta kullanılması
Elashry, Adam Tagelnasr Sheta
Araz, Yunus
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
Kullanmak
Çocuk
Suç
Ceza
Using
Crime
Punishment
Child
Çocukların suçta kullanılmasını inceleyen ve “İslam Ceza Hukuku Açısından
Çocukların Suçta Kullanılması” adıyla kitaplaşan bu çalışmada öncelikle konuyla
bağlantılı terimler ele alınmakta, İslam ceza hukukunun mahiyeti, ceza hukuku
kavramı, güncel hukuk ve İslam hukuku açısından suç ve ceza kavramları
tartışılmaktadır. Bu kavramsal girişin akabinde uluslararası çocuk antlaşmaları ve
çocuk hakları değerlendirilmektedir. Çocukların suçta kullanılmaları ile buna yol açan
sebepler tartışılmakta, bunun toplumda meydana getirdiği olumsuzluklar ve ceza
hukuku bakımından hükümleri ortaya konulmaktadır. Suçlar karşısında hem
çocukların hem de zorlama, emretme, suça iştirak veya teşvik gibi yollarla çocukları
suça iten kişilerin durumları, cezalandırılmalarındaki caydırıcılık ve çocukların bu tür
kişilerden ve sebep oldukları suçlardan korunma yolları ele alınmaktadır. Bunun
yanında çocukluktan çıkarak cezai ehliyeti kazandığı sorumluluk yaşının nerede
başlaması gerektiğine dair hususlar gündeme getirilmekte ayrıca genel anlamda
çocukların çalışma ortamlarında yaşadıkları sorunlar çerçevesinde çalışan çocuk
meselesi ele alındığı gibi İslam fıkhıyla günümüz modern hukuk anlayışlarındaki
aynılık ve farklılıkların değerlendirilmesi yapılarak çocuklar için en doğru ve iyisinin
ortaya çıkartılacağı hükümler tespit edilmeye çalışılmaktadır
In this study titled "The Use of Children in Crime in View of The Islamic
Criminal Law", which examines the use of children by adults for commit crime,
firstly the related concepts of criminal law, Islamic criminal law, current law, crime
and punishment in terms of Islamic law are discussed. Following the conceptual
framework, international child treaties and international children's rights were
evaluated. In the study, the reasons for the use of children for commit crime, their
social consequences and their provisions in terms of criminal law are included.
Information was given about the situation of children and the persons who pushed
them to crime by means of coercion, ordering, participation or encouragement in
crime, deterrence in punishment and ways of protecting children from such persons
and the crimes caused by them. Besides, arguments about the age of criminal
responsibility were discussed. In addition, the issue of children working within the
framework of the problems experienced by children in working environments was
discussed in general. Finally, by examining the similarities and differences between
Islamic law and modern law, the most accurate and best provisions for children were
tried to be determined
2022-02-23T11:11:40Z
2022-02-23T11:11:40Z
2022-02-23T11:11:40Z
2020
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/2761
tur
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/2762
2022-02-24T01:00:41Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_137
Bağlam açısından Kur’an kıssalarındaki tekrar olgusu
İnan, Zeynep
Karataş, Yusuf
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
Bağlam
Üslûp
Tekrar
Kıssa
Context
Story
Style
Repetition
Yazılan bir metni ya da söylenen bir sözü doğru anlayabilmek için o metnin
veya sözün kelime anlamını bilmenin yanında hedeflenen anlama ulaşmada bağlamın
önemli bir yeri vardır. Kuşkusuz her metnin bir bağlamı vardır. Dolayısıyla metin ile
bağlam arasındaki ilişkinin bilinmesi sayesinde metnin ya da sözün doğru
anlaşılması mümkün olur. Doğru anlamanın gerçekleşmesi için kelimelerin ve
cümlelerin gramatiksel analizi ile birlikte metni oluşturan kelimelerin birbirleri ile ve
bu kelimelerin de cümlelerle, cümlelerin ise metnin tamamı ile olan ilişkisinin
bilinmesi gerekir. Metni oluşturan bağlam aynı zamanda o konudaki üslubu da
belirler. Bu çalışmada Kur'ân kıssalarında bir üslup çeşidi olan tekrar olgusunun salt
bir tekrar olmadığı vurgulanmış ve kıssalar arasındaki anlam değişiklikleri
değerlendirilmiştir. Bu doğrultuda Kur’ân’da tekrar eden kıssalar lugavî ve belâgî
açıdan karşılaştırılarak aralarındaki nüanslar ortaya konulmaya çalışılmıştır
In order to understand a written text or a spoken word correctly, besides
knowing the word meaning of that text or word, context has an important place in
reaching the targeted meaning. Of course, every text has a context. Therefore, it is
possible to understand the text or the word correctly by knowing the relationship
between the text and the context. In order to realize the correct understanding, the
grammatical analysis of the words and sentences together with the words that make
up the text with each other and these words with the sentences, the relationship
between the sentences and the entire text should be known. The context that
constitutes the text also determines the style on that subject. In this study, it is
emphasized that the phenomenon of repetition, which is a kind of style in the stories
of the Qur'an is not a mere repetition and the changes in meaning between the stories
are evaluated. In this direction, the repetitive narratives in the Qur'an are compared in
terms of linguistic and rhetoric and the nuances between them are tried to be
revealed
2022-02-23T11:12:15Z
2022-02-23T11:12:15Z
2022-02-23T11:12:15Z
2019
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/2762
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/2763
2022-02-24T01:00:43Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_137
Kumeyt el-esedi’nin şiirinin şekil ve tema açısından incelenmesi
Badın, Enver Burak
Hazer, Dursun
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
Kumeyt b. Zeyd
Şiir
İhticâc
Hâşimoğulları
Medih
Kumayt al-Asadî
Poetry
İhticâc (Evidence)
Hashemites
Praise
Bu çalışma Kumeyt b. Zeyd’in şiirini şekil ve tema açısından incelemeyi
amaçlamaktadır. Çalışma giriş, iki ana bölüm ve sonuçtan oluşmaktadır.
Giriş bölümünde araştırmanın amacı, önemi, yöntemi ve konuyla ilgili
literatür değerlendirilmesi yapılmıştır. Birinci bölümde öncelikle Kumeyt b. Zeyd’in
hayatı, kişiliği, siyasî ve itikadî duruşu, Emevîler ve Hâşimoğulları ile ilişkileri
üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde ise, Kumeyt’in şiirinin edebî çevrelerce
değerlendirilmesi ele alınmış, farklı görüşler analiz edilmiştir. Hakkında lehde ve
aleyde yapılan eleştiriler ele alınarak objektif bir değerlendirilme yapılmıştır.
Şiirinin şekil ve tema açısından incelemesi yapılmış, medih, hiciv, resâ, doğa
betimlemeleri gibi şiir yazdığı temaları ele alış biçimi incelenmiştir. Arap
edebiyatında ihticâcî (delil getirme) şiir tarzını çıkaran kişi Kumeyt b. Zeyd’in
olduğu söylenmektedir. Bu üslubunu siyasi alandaki görüşlerini dile getirirken
kullanış biçimi ele alınmıştır. Tarihsel süreç içerisinde şiirinin günümüze
ulaşmasında geçirdiği evreler ele alınarak aktarılmıştır. Sonuç bölümünde yapılan
inceleme ve değerlendirmelerden elde edilen sonuçlara yer verilmiştir
This study aims to examine Kumeyt's poetry in terms of form and theme. The
thesis consists of an introduction, two main chapters and a conclusion.
In the introductory part, the aim, importance, method and literature of the
research have been evaluated. In the first chapter, firstly, Kumeyt b. Zayd's life,
personality, political and religious position, relations with the Umayyad and
Hashemites were discussed. In the second part, the evaluation of Kumeyt's poetry is
discussed by literary circles and different opinions are analyzed. An objective
evaluation was made by considering the criticisms made in favor and against him.
In the second part, the evaluation of Kumeyt's poetry by literary circles is
discussed and different opinions are analyzed. An objective evaluation was made by
considering the criticisms made in favor and against him.
His poetry is examined in terms of form and theme, and the way he treats the
themes he writes poems such as medh, satire, resa, and nature descriptions are
examined. It is said that Kumeyt b. Zayd who created the poetic style of bringing
evidence (ihticâcî) in Arabic literature. The manner in which this style is used to
express their views in the political field is discussed. The stages of poetry in the
historical process to the present are discussed. In the conclusion section, the results
obtained from the examinations and evaluations are given
2022-02-23T11:50:36Z
2022-02-23T11:50:36Z
2022-02-23T11:50:36Z
2019
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/2763
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/2785
2022-02-25T01:00:46Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_2741
İslam hukuku ve modern hukukta hakkında nas bulunmayan konularda hakimin rolü
Alim Dourma, Mahamat
Araz, Yunus
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
İslam
Hukuk
İslam Hukuku
Hakim Rolü
İslam
Law
İslamic Law
Role of Judge
Şeriat hukuku, hakimlerin her türlü dürüstlük, bütünlük ve tarafsızlık içinde
kendilerine sunulan ihtilaflar üzerine Yüce Allah'ın hükümlerini yerine getirme
görevlerini yerine getirmelerini sağlamak için kurallar koymuştur, bu kuralların Aynısı
pozitif yasalarda da geçerlidir. Yargının tarafsız, ve adil bir şekilde işlemesi için sayısız
hüküm geliştirmiştir. Yargılama usülü ve belirsiz veya hakkında nas bulunmayan
konularda yargıcın rolü ile yine hükümler geliştirmiştir.
Yargıcın rolü pozitif hukuk ve şeriat hukuku karşılaştırması kapsamında ele
alacağım önemli kounulardan bir tanesidir. Çünkü hakimin tarafsızlık ve tarafsızlık
ilkesinin eylemlerini temsil eder ve aynı zamanda hakimin bağımsızlığına müdahale
etmemesini ve hakimi zayıflatan ve görevlerini yerine getirmedeki rolünü etkileyen
kötü niyetli iddialardan korunmasını sağlar.
Bu çalışma, pozitif hukuk ve şeriat hukuku karşılaştırması kapsamında hakkında
nas bulunmayan konularda yargıcın rolü, Yargı kararlarında sebep ve etkileri
incelenecek. Hakkında nas bulunmayan konularda yargıcın rolü, Adaletin tecellesi ve
yasalarının korunması için elzemdir.
Bu çalışma sayesinde hakimlerin rolünün, hakimlerin usullerindeki kusur, Nas
eksikliği veya belirsizlik nedeniyle hakimlerin oynadığı rolün bir tanımı olduğu
anlaşılmaktadır. Bu, yargıcın kendi yargı alanı için içtihat yapmasının önemini
göstermektedir.
Bu çalışmada Yargıcın rolü pozitif hukuk ve şeriat hukuku karşılaştırması
kapsamında Hakimin içtihattaki rolü ve tüm bireylere adalet sağlama rolü ve kendisine
sunulan davalarda tarafsızlığının kapsamı incelenmiş ve hakkında nas bulunmayan ve
belirisz konularda hakimin rolü ve diğer organlardan bağımsızlığının uygun tanımı
yapılmaya gayret edilmiştir.
İlk bölümde şeriat hukuku ve pozitif hukukta yargı ve yargıyla ilgili kavramlar
karşılaştırması yapılmıştır. Ve Yargının, adaleti sağlamadaki rolü ve haklarının
gerçekleştirilmesi, hakimlerin görevlerini yerine getirme görev ve yeterlilikleri ile
yargının yargı işlerine yönelik görev ve sorumluluklarının sona ermesi ele alınmıştır.
vi
İkinci bölümde Davaların İslam hukuku ve adli hukukta, mahkemelerden önce
hakların kurulması, adli işlemlerin özü, unsurları, nedenleri, türleri incelenmiştir.
Bunların yanı sıra İslam hukuku ve pozitif hukuk mahkemeleri incelenmiş ve dava
kavramı davanın mahiyeti, davanın kalkma üsulu, ve mahkeme önünde ispat yolları,
avukatlar ve mahkeme görevlileri gibi hakimin yardımcıları ele alınmıştır
Üçüncü bölümde hakkında nas bulunmayan konularda hakimin rolü, belirsiz
veya hakkında hüküm bulunmayan hakimin yargı içtihadı ve şeriat hukuku ve pozitif
hukukta hakimin rolüyle ilgili konular ele alınmıştır
Islamic law has been keen to establish rules to ensure that judges perform their
duties to bring down the judgment of Allaah on the disputes that are presented to them
with all honesty and neutrality, which is the same for the legislator in positivist laws,
and it has developed many legal texts that ensure the neutrality and integrity and justice
of judges, and issues of concern to the Islamic laws, and As well as the positivist laws
on commercial and civil proceedings, and the organization of the role of the judge in
the absence of text or ambiguity.
The role of the judge is one of the most important topics that I deal with in
comparison between Islamic laws and positivist laws, because it represents the
implementation of the principle of neutrality and impartiality of the judge, while at the
same time ensuring the protection of the judge from interfering in his independence,
and Malicious lawsuit Which weaken the judge. And affected him in the performance
of his duties.
This study deals with the role of the judge in cases where the text is not
mentioned a comparative study between Islamic laws and positivist laws to identify the
real role of the judge in cases where the text is not mentioned, the judicial decisions, its
causes and consequences. The role of the judge is considered in cases where the text
does not mentioned (in which it is necessary) the requirements of justice and the
preservation of rights.
This study shows that the role of the judge is a description of the role played by
the judge when there is a defect or lack of text or ambiguity in the assets and procedures
of the litigation, which leads to the non-consideration of the legislator, or to change the
judgment ,and the consequences of the intended and required To veto.
In this thesis I have study the aspect of the role of the judge in cases where the
the text is not mentioned a comparative study between Islamic laws and positivist laws.
The role of the judge in the jurisprudence, his role in achieving justice and the
realization of the right with all individuals, as well as his fairness in the cases presented
to him, and also to clarify the correct concept of the role of the judge in the absence of
text or ambiguity and independence From other authorities.
The topic of the study is divided into three chapters. The first chapter is devoted
to the concept of jurisprudence in Islamic laws and positivist laws. And related terms.
Through comparing and addressing differences and agreement between them, and then
viii
showed the importance of the judiciary, which reflects that role in the pursuit of justice
and the realization of the right. The duties and competences of the judges in the
performance of their job, and the end of the jurisdiction of the judges and their
responsibility for their judicial work.
Chapter two studied the origins of the case in Islamic laws and in the judicial
laws. Based on the methods of proving the right before the courts, the substance of the
lawsuit, its nature, legality, elements, causes, types and characteristics. With an
indication of the motives and reasons related thereto. And dealt with the courts in the
Islamic laws and the judicial courts, and then dealt with the concept of the lawsuit and
what it is and the procedures of prosecution and methods of evidence before the courts.
In addition to the judges' assistants in the courts, such as lawyers and workers in the
courts.
In the third chapter, it dealt with the role of the judge in cases where the text
was not mentioned, and his role in changing the jurisprudence in the absence of text or
ambiguity. I also dealt with the things related to the role of the judge in the systems of
positivist laws and in Islamic laws
2022-02-24T07:11:17Z
2022-02-24T07:11:17Z
2022-02-24T07:11:17Z
2019
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/2785
tur
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/2770
2022-02-25T01:00:52Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
Diyanet işleri başkanlığının 2017 yılında yayımladığı cuma hutbelerinin tefsir ilmi açısından tahlili
Ahmet, Ercan
Gül, Ali Rıza
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
Tefsir
Cuma Namazı
Hutbe
İrşad
Diyanet
Tafsir
Friday Prayer
Sermon
Cuma hutbeleri Türkiye’de yaklaşık yirmi iki milyon Müslümana hitap etme
fırsatı sunmaktadır. Hutbelerde İslam’ın iman, ibadet ve ahlakla ilgili ilkelerinden,
ülke gündemini meşgul eden toplumsal problemlere kadar milli ve manevi pek çok
konu işlenmektedir. Hutbeler içerisinde önemli miktarda ayet kullanıldığı da
bilinmektedir. Hutbede verilen mesajın doğru anlaşılabilmesi için konuya uygun olan
ayetlerin seçilmesi ve bu ayetlerin sahih bir yöntemle tefsir edilmesi gerekmektedir.
Bu düşünceden hareketle başlanılan çalışmanın birinci bölümünde hutbenin
tanımı, hükmü ve önemi hakkında genel bilgiler verildikten sonra hutbenin Hz.
Peygamber’den (SAV) günümüze kadar olan tarihi seyrine değinilmiştir. Geçen bu
süreç içerisinde hutbelerin irşad fonksiyonunu yavaş yavaş kaybettiği görülmüştür.
Yalnızca siyasi yönüne verilen önem neticesinde hutbelerin artık halkın
anlayamayacağı şekilde tekrar edilen Arapça metinler haline dönüştüğü tespit
edilmiştir. Osmanlı’nın son dönemlerinde başlayıp Cumhuriyet sonrasında da devam
eden bazı ıslah girişimleriyle birlikte hutbeler önemli ölçüde aslına döndürülmüştür.
Artık günümüzde hutbelerin hazırlanması ve okutulması konusunda yetkili olan
kurum Diyanet İşleri Başkanlığıdır.
Çalışmanın ikinci bölümünde ise 2017 yılında yayımlanan cuma hutbeleri
konularına göre tasnif edilerek tefsir ilmi açısından tahlile tabi tutulmuştur. Ayetlere
verilen meallerin ve yapılan yorumların tefsir kaynaklarında geçen bilgilerle
karşılaştırılması suretiyle hutbelerin tefsir ilmi içerisindeki yeri tespit edilmeye
çalışılmıştır.
Sonuç olarak hutbelerde iman, ibadet ve ahlaki erdemlerin yanında eğitim,
aile, ticaret ve sosyal hayat gibi konulara da yer verildiği görülmüştür. Konuyla ilgili
ayetlerin kullanılmasının yanında hutbelerin gündemi yakalama konusunda gayet
başarılı olduğu anlaşılmıştır. Ancak bazı hutbelerde yetersiz sayıda veya bağlamının
dışında ayetlerin kullanıldığı da tespit edilmiştir
Friday sermons offer the opportunity to address about twenty million
Muslims in Turkey. In the sermon, many national and spiritual issues are covered,
ranging from the principles of faith, worship and morality of Islam to the social
problems that occupy the country's agenda. It is known that a significant number of
verses are used in the sermon scriptures. In order to understand correclty the message
given in the sermon, the appropriate verses should be selected and these verses
should be interpreted in a genuine way.
With this idea, In the first part of the study, after giving general information
about definition, provision and importance of sermon, It is mentioned that it is in the
course of sermons history which is from the Prophet Muhammed until today. During
this period, it has been observed that sermons gradually lost their true path function.
As a result of the importance given only to the political aspect, it has been
determined that sermons have been transformed into Arabic texts that cannot be
understood by the public anymore. The sermons have been reverted to a great extent
with some refit attempts that started in the late Ottoman period and continued after
the Republic. Nowadays, the authority responsible for preparing and teaching
sermons is the Presidency of Religious Affairs.
In the second part of this study, Friday sermons published in 2017 have been
classified according to their subjects and analyzed in terms of exegesis. It has been
tried to determine the place of sermons in the science of tafsir by comparing the
interpretations given to the verses and the interpretations with the information in the
commentary sources.
As a result, it was observed that the sermons include issues such as education,
family, commerce and social life as well as faith, worship and moral virtues. In
addition to the use of verses on the subject, sermons were found to be very successful
in capturing the agenda. However, in some sermons, it was also detected that verses
were used inadequate or out of context
2022-02-24T06:48:14Z
2022-02-24T06:48:14Z
2022-02-24T06:48:14Z
2019
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/2770
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/2778
2022-02-25T01:00:58Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
Zemahşeri divanı (inceleme-tercüme-dizin)
Avcı, Hüseyin
Hazer, Dursun
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
Zemahşerî
Edebiyat
Belagat
Divan
Şiir
Kaside
Zemahşerî (al-Zamakhsharî)
Divan
Literature
Rhetoric
Poetry
Qasida
Türkler, gerek İslam’dan önce gerekse İslam’dan sonra, var oldukları tüm
coğrafyalarda kendi kültürleri ve dilleriyle medeniyet oluşturmayı başarmış ender
milletlerdendir. Tarih sahnesinde oldukları her dönemde, ilim, irfan ve ahlak timsali
fıtratlarıyla ön plana çıkan Türkler, vahyin ve Kur’ân-ı Kerîm’in dili olan Arapçaya büyük bir
değer vermiş, hatta bu dile büyük hizmetlerde bulunmuşlardır. Özellikle İslamî ilimler başta
olmak üzere, belagat ve edebiyat disiplinlerinde de üstün muvaffakiyetler elde eden bu
isimlerden birisi de Cârullah ez-Zemahşerî’dir.
Zemahşerî’nin özellikle Arap dil ve edebiyatına olan vukufiyeti ve hâkimiyeti, onun
edebiyat, belagat ve nahiv alanlarında kaleme aldığı eserlerinden hareketle her kesimden
otorite tarafından teslim edilmiş bir hakikattir. Tefsir alanında yazdığı Keşşâf adlı eseri başta
olmak üzere, nahve dair kaleme aldığı el-Mufassal adlı çalışması günümüzde dahi aşılabilmiş
değildir. Özellikle şiirlerini cem ettiği divanı, onun belagat alanında zirve yaptığının en büyük
nişanesidir.
Bu çalışmada; onun Arapça Divanı’nda bulunan kasidelerinin bazıları Türkçeye
tercüme edilmiştir. Ayrıca Divanda yer alan şiirler konularına göre tasnif edilmiş, dil ve üslup
özellikleri değerlendirilmeye tabi tutulmuş, kullanılan edebî sanatlar ve çeşitli ifade özellikleri
ortaya konulmaya çalışılmıştır. Diğer taraftan Zemahşerî’nin hayatı üzerinde durulmuş ve
yeni bilgiler tespit edilmiştir
The Turks, who are one of the oldest nations in human history, are among the rare
nations that have managed to develop civilizations based on their culture and language, both
before and after Islam. The Turks, who are famous for their good personality, have always
dignified the Arabic language –the language of the Koran– without any negative feelings, and
they have even made important contributions to this language. Cârullah ez-Zemahşerî was
among those people who were highly successful in rhetoric and literature, and especially in
Islamic sciences.
Zemahşerî was highly successful especially in Arabic language and literature, and his
achievements were approved by all the knowledgeable men who admired his works on
rhetoric and syntax. Both his most famous work el-Keşşâf in the field of comentary on the
Koran and el-Mufassal in the field of syntax are still the best ones among others. Also, his
Divan (collected poems) is the most important proof for his achievements in the field of
rhetoric.
This thesis includes the Turkish translations of some of the qasidas in his Divan,
which was composed in Arabic. Also, this thesis includes the classificiation of the poems in
his Divan according to their topics, and an analysis of the poems in terms of their language
and style, and rhetoric. Lastly, this thesis includes a biography of Zemahşerî, with some new
information about his life
2022-02-24T07:05:03Z
2022-02-24T07:05:03Z
2022-02-24T07:05:03Z
2020
doctoralThesis
http://hdl.handle.net/11684/2778
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3803
2022-07-23T00:00:38Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
Keşşaf tefsiri’nin tarihsel bağlamı: hermenötik bir analiz
Altay, Şeyma
Şenat, Fatma Asiye
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
Zemahşerî
Keşşâf
Hermenötik
Tefsir
Te’vil
Mu‘tezile
Zamakhsherî
Kashshâf
Hermeneutic
Mu‘tazila
Keşşâf Tefsiri’nin tarihsel bağlamı üzerine yapılan bu çalışma, bir giriş ve üç
bölümden oluşmaktadır. Giriş kısmında çalışmanın problemi, yöntemi, amacı, önemi
ve kaynakları hakkında bilgiler verilmiştir.
Teorik zeminin inşa edildiği ilk bölümde, Kur’ân tefsiri ve hermenötik konusu
işlenmiştir. Bu bağlamda tefsir faaliyetinin yapısını ortaya koyabilmek için,
yorumların kaynağı olan bilginin yapısına ve oluşum sürecine yer verilmiştir. Tefsir
ile hermenötik arasındaki bağlantı, İslamî gelenekte açıklama ve yorumlamanın
karşılığı tefsir ve te’vil kavramlarına dayanılarak izah edilmiştir
İkinci bölümde Keşşâf’ın bireysel ve sosyokültürel bağlamı incelenmiştir.
Bireysel yönden Zemahşerî’nin kişisel özellikleri, hayatı ve tecrübelerinin tefsirindeki
izleri, sosyokültürel yönden ise dönemindeki mezhebî ortam, kültür, sanat, hukuk,
ahlak gibi unsurların Keşşâf’a yansımaları incelenmiştir.
Çalışmanın üçüncü bölümünde Keşşâf tefsirinin ilmî bağlamı ortaya
konmuştur. Öncelikle tefsirinden hareketle Zemahşerî’nin ilme yaklaşımı tespit
edilmiştir. Daha sonra müfessirin dinî ilimler, beşerî ilimler ve tabiî ilimler hakkındaki
bilgi birikiminin ve dönemindeki ilim anlayışının Keşşâf’taki izdüşümleri
araştırılmıştır
This study on historical context of Kashshâf Tafsir consists of an introduction
and three chapters. In the introduction part, information is given about the problem,
method, purpose, importance and resources of the study.
In the first part that was created the theoretical ground, the tafsir of the Qur’an
and hermeneutic subject were covered. In this context, in order to reveal the structure
of the tafsir activity, the structure of the information and the process of its formation
are included. The connection between tafsir and hermeneutic is explained by the
concepts of tafsir and ta'vil in the Islamic tradition.
The second part is about the individual and sociocultural hermeneutics of
Kashshâf. In individual hermeneutics; Zamakhsherî's personal characteristics, lives
and experiences traces in his tafsir, in sociocultural hermeneutics; the reflections of
the sectarian environment, culture, art, law, morality of his period to the Kashshâf
tafsir were examined.
In the third part of the study, scientific hermeneutics of Kashshâf tafsir has been
revealed. First of all, Zamakhsherî's approach to knowledge was determined based on
his tafsir. Afterwards, the knowledge of the mufassir about religious sciences,
humanities and natural sciences and the understanding of science in his period's
projections in Kashshâf were investigated
2022-07-22T13:38:08Z
2022-07-22T13:38:08Z
2022-07-22T13:38:08Z
2020
doctoralThesis
http://hdl.handle.net/11684/3803
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/4287
2022-08-09T00:00:58Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_137
Cahiliye şairi Antera B. Şeddad el-Absi ve divanının edebi tahlili
Ertaş, Muharrem
Hazer, Dursun
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
Antere
Kahraman
Platonik Aşk
Azim
Câhiliye Şiiri
Hero
Platonic Love
Perseverance
Jahiliyya Poetry
Bu çalışma Câhiliye döneminin önemli kahraman şairlerinden olan Antere b.
Şeddâd’a ait şiirlerin incelenmesini ele almaktadır. Tez giriş, iki bölüm ve sonuçtan
oluşmaktadır. Giriş bölümünde konu amaç ve yöntem açıklamalarından sonra
Arabistan Yarımadası hakkında fiziki coğrafya, kuzey Arabistan, güney Arabistan ve
Hicâz bölgesi târihi, bu bölgelerdeki siyasî oluşumlar, Câhiliye dönemi Araplarında
sosyal, dînî Hayat, kültür ve medeniyet gibi genel bilgilere yer verilerek Antere’nin
yetiştiği ortama ve şiirlerinin temel saiklerine değinilmiştir. Daha sonra Antere’nin
doğumu, adı, nesebi, anne-baba adı ve soyağacı, yetişmesi, özgürlüğüne kavuşması,
inancı, evliliği ve vefatı konuları işlenerek giriş bölümü tamamlanmıştır.
Birinci bölümde Antere’nin edebî kişiliği ele alınmış, daha sonra Antere
şiirlerinin yer aldığı eserler; divan metinleri ve şerhleri, muallakalar, ve şerhleri,
edebiyat kitapları, çeşitli konularda ve alanlarda telif edilmiş sözlükler ve dilbilgisi
kitapları şeklinde sıralanarak şiirlerin geçtiği cilt sayfa, madde ve/veya bölümler tespit
edilmiştir. Bu bölümde ayrıca Antere şiirindeki saikler ve temalara ayrıntılı bir şekilde
yer verilmiştir.
İkinci bölümde Antere şiirlerindeki uzunluk ve kaside yapısına değinilmiş,
akabinde vezin, üslub özellikleri ve şiirlerinde yer verdiği Belaġat sanatları meâni,
beyân ve bedi‘ ana başlıkları altında incelenmiş ve ilgili beyitler örnek olarak
verilmiştir. Ulaşılan neticeler sonuç kısmında zikredilerek tez çalışması
tamamlanmıştır.
Antere kahramanlık ve nezih aşk şiirleriyle meşhur, Câhiliye döneminde
yaşamakla birlikte günümüze kadar gönüllerde yaşamış bir halk kahramanı, zengin
kelime dağarcığına sahip özgün bir şair ve platonik bir aşıktır
This study deals with the analysing of poems belonging to Antere b. Shaddâd
who was one of the prominent hero poems of the Jahiliyah Period.
The thesis consists of introduction, two chapters and conclusion. In the introduction
part, after explanation of the subject purpose and method, physical geography about
the Arabian Peninsula, the history of northern Arabia, southern Arabia and the history
of Hijaz region, political formations in these regions, the general information such as
social, religious life, culture and civilization in the Arabs of the Age of
Jahiliyah/Ignorance, Antere's growing environment and the basic motives of his poems
are mentioned. Then the introduction section was completed after studying the birth of
Antere, his name, parents’ name and family tree, upbringing, freedom, belief,
marriage and death. In the first chapter, the literary personality of Antere is discussed
then books containing Antere's poems are listed as texts of Diwans and their
annotations, Muallaqat and their annotations, literature books, dictionaries and
grammar books written on various topics and fields and volume pages, items and
chapters containing poems have been identified. In this section, also the motives and
themes in Antere poetry are given in detail.
In the second part, the length and size of the Antere poetry are mentioned then
Belaġat arts which includes the meter, style features in his poems were examined under
the main headings of Meanî, Beyan and Bedi‘ and the relevant couplets are given as
examples. The results obtained were mentioned in the conclusion section and the thesis
was completed.
Antere was a popular hero and decent love poet who lived in Jahiliyah and has
been lived until today in hearts of Arabs and is still a living folk hero who had rich
vocabulary, who was an original poet and a platonic lover
2022-08-08T13:37:23Z
2022-08-08T13:37:23Z
2022-08-08T13:37:23Z
2020
doctoralThesis
http://hdl.handle.net/11684/4287
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/4289
2022-08-09T00:01:03Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_137
Temmam Hassan’da Arap dili düşüncesi (klasik Arap dilbilimi birikimi ve modern dil verileri ışığında arayışlar)
Araz, Hüseyin
Hazer, Dursun
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
Temmâm Hassân
Nahiv
Fıkhü’l-luga
Âmil Kuramı
Karîne, Semâ’
Kıyas
Mi’yârî
Vasfî
Kelimenin Taksimi
Grammar
Philology
Semâ’
Normative
Bu çalışmada, 20. yüzyıl Arap dilinin büyük simalarından dilbilimci,
münekkit, muhakkik ve mütercim olan Temmâm Hassân’ın ilmî ve edebî kişiliği,
modern Arap dilindeki yeri ve önemi, eserleri ve çevirileri incelenmiştir. Yaklaşık
bir asırlık ömründe modern Arap diline yeni bir çehre kazandırmış velûd bir ilim
adamı olan Temmâm Hassân’ın klasik Arap diline yönelttiği eleştiriler ve klasik
Arap dili ile modern Arap dili arasında oluşturduğu güçlü bağ, çalışmamızın önemli
konuları arasında yer almaktadır. Klasik Arap dilinde en başından itibaren, dil
düşüncesinin nasıl oluştuğu, hangi dinamiklerin nahivcileri dil maddesini derlemeye
sevk ettiği ve bu maddelerin nasıl elde edildiği kritik edilmiş ve tartışılmıştır. Hicrî
2. asırdan itibaren Arap dilini arındırma çalışmaları bağlamında, belli bazı
kabilelerin dilleri fasîh sayılırken diğerlerinin ikinci hatta üçüncü derecede dil
maddesi sayılması eleştirilmiş, bütün kabile dillerinin fasîh sayılması gerektiği ifade
edilmiştir.
Araştırmamızın birinci bölümünde Arap dilinin kaynakları arasında yer alan
Kur’ân-ı Kerîm, Hadisler, Arapların kelâmı ve sınırlı sayıdaki lehçelerin, hangi
düzeyde ve ne ölçüde kaynak olarak kullanılacağı tartışılmıştır. Klasik Arap dilinin
vasfî yöntemden mi’yârî yönteme dönüşmesinin, dilin gramere intikalinin
doğurduğu sorunlara ve bu durumun dilin anlaşılmasını ne oranda zorlaştırdığına
değinilmiştir.
Temmâm Hassân’ın klasik Arap dilinde kelime taksimi, fiillerde zaman
konusu, karîne, âmil kuramı gibi nahvin temel konularına yönelik değerlendirmeleri,
v
ona yöneltilen eleştiriler, nahvin İslâmî ilimleri etkilemesi ve usûl ilimlerinden
etkilenmesi, Antik Yunan kültürünün Arap dilinin gramerine etkisi bağlamında
yapılan tartışmalar, Arap dilinin yapısal özellikleri gibi konular incelenmış ve
tartışılmıştır.
İkinci bölümde dilbilimin konusu, amacı, klasik nahivle ilişkisi, nahiv dilbilim tartışmaları yapılmış, nahvin bugünkü sorunları, yenileme çağrıları ve bu
çağrıda bulunanların eserleri ve önerilerine de değinilmiştir.
Çalışmamızın son bölümünde ise Temmâm Hassân’ın âmil kuramına
getirdiği eleştiriler ve onun yerine ikâme ettiği karîne teorisi, Temmâm Hassân’ın
Arap dilinin ihyâsı bağlamında getirdiği öneriler ve Arap dilbilimcilerin buna
yönelik tepkileri ele alınmıştır. İncelediğimiz bu konu Arap dilbilimcilerince de
tartışılan konuların başında yer almaktadır. Bu bağlamda Temmâm Hassân’ın
önerileri, eleştirileri ve bugünkü Arap dilinin yapısal sorunları çalışmamızın önemli
konuları arasında yer almaktadır
In this study, we try to introduce the intellectual and literary personality of
Temmâm Hassân who was among the eminent personages of XX. century and an
investigator, critic, translator and linguist and his place and importance in the modern
Arabic literature, his works and translations. He was a prolific scholar, supplying a
new countenance to the modern Arabic language in his nearly centennial life period.
The criticisms that Temmâm Hassân made for the classical Arabic literature
and the strong relationship which he established between classical Arabic literature
and modern Arabic literature are among the important subjects of our study. We
discuss how the thought of language was developed in classical Arabic literature
from the very early beginnings and which drivings urged grammarians to compile
language materials and how the criticisms of these material were made, in which
respect it was obtained. In the context of the purification of language, that the
language of some tribes was regarded as fluent and the others were accepted as
secondary or even worse was criticised and it was expressed that all tribes’ language
needed to be regarded as fluent.
The success of Temmâm Hassân in linguistics is the strong relationship
which he makes between past and present. He transfered the classical Arabic
language thought to present by interpretating it. We also discuss how and to what
extent Quran, hadiths, the sayings of Araps, and the few dialects should be regarded
as a source. We mention that the transformation of classical Arabic literature from
Vasfîye to mi’yârî made it difficult to understand the language.
vii
We deal with these subjects; the word partition of classical Arabic language,
the theory of âmil, grammatical assessment and the criticisms towards it, the effect
and response of grammar to the other Islamic sciences, and the effect of ancient
Greek culture to the grammar of Arabic language, the structural characteristics of
Arabic language.
In addition all these, we study the subject and the target of linguistics and
its relationship with nahv, the modern problems of nahv, renewal calls, and those
works and recommendations made by the owner of these calls.
In conclusion, we study the criticisms of Temmâm Hassân and the criticisms
made towards him, his recommendations and the structurality of the Arabic
language
2022-08-08T13:38:23Z
2022-08-08T13:38:23Z
2022-08-08T13:38:23Z
2020
doctoralThesis
http://hdl.handle.net/11684/4289
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/4322
2022-08-11T00:01:02Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
Hadisler bağlamında kadınların camide cemaatle namaza katılımı meselesi
Sütcü, Kübra
Demirci, Kadir
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
Kadın
Cami
Cemaat
Fitne
Namaz
Women
Mosque
Congregation
Unrest
Prayer
Bu tezde Müslüman kadınların sosyal hayatlarındaki önemli mevzulardan bir
tanesi olan camiye gitmeleri meselesi hadisler bağlamında incelenmiş ve ulemanın
bu konuyla ilgili günümüze kadar dile getirdiği görüşlere temas edilip, bu görüşler
değerlendirilmiştir. Zira tarihsel bağlamda bakıldığında kadınların camiye devam
etmesiyle ilgili farklı uygulamalar görmekteyiz. Çalışma, girişi takip eden dört
bölümden oluşmaktadır. Girişte çalışmanın konusu, amacı, önemi ve metodu ele
alınmaktadır. İlk bölümde, çalışmanın kavramsal çerçevesine ve araştırma için
gerekli olan ön bilgilere yer verilmiştir. İkinci bölümde, Hz. Peygamber (s.a.v.)
döneminde kadının mescitlerdeki durumu ve bununla alakalı olarak Hz. Peygamber
(s.a.v.)’in tavrı ve tavsiyeleri ele alınmıştır. Bunlara ek olarak da kadının cemaatle
kılınan namazlara katılımı meselesi değerlendirilmiştir. Tarihsel olarak, bu bölümün
devamı niteliğinde olan üçüncü kısımda, Hz. Peygamber (s.a.v.)’den sonraki
süreçlerde, özellikle Hulefa-i Râşidîn döneminde, kadının cemaatten nasıl
uzaklaşmaya başladığına ve ilgili tartışmaların ortaya çıkışına sebep olan etkenlere
ana hatlarıyla temas edilmiştir. Son bölüm olan dördüncü bölümde ise kadının tekrar
camiye dönüşüne ve camide bulunuşuna dair meselelere değinilmiştir
In this thesis, the issue of Muslim women going to the mosque, which is one
of the important issues in their social life is examined in the context of hadiths and
pointed out the views expressed by the scholars with this subject until today, these
wievs have been evaluated. Likewise when we look at the historical context, we see
different practices regarding women's attendance to mosques. The study consists of
four chapters following the introduction. In the introduction are discussed the
subject, purpose, importance and method of the study. In the first part are given.the
conceptual framework of the study and the preliminary information required for the
research. In the second part, the situation of women in mosques in the time of the
Prophet and the attitude and advice of the Prophet are discussed. In addition to these,
the issue of women's participation in prayers performed with congregation was
evaluated. Historically, in the third part, which is a continuation of this chapter. In
the processes after the Prophet, especially in the period of Hulefa-i Râşidîn, how
women started to move away from the congregation and the factors that led to the
emergence of related discussions were outlined. İn the fourth part, which is the last
part, the issues regarding the return of women to the mosque and their presence in
the mosque are mentioned
2022-08-10T05:39:06Z
2022-08-10T05:39:06Z
2022-08-10T05:39:06Z
2021
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/4322
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/4328
2022-08-11T00:01:13Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
İbn Hibban’ın Sahih’i bağlamında fiili sünnet
Bağcı, Selami
Çelik, Ali
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
Fiil
Hüküm
Delil
Hadis
Sünnet
Sunnah
Hadith
Verb
Evidence
Judgment
Bu çalışmada, hadis kitapları arasında önemli bir yeri olan İbn Hibbân’ın “Sahîh”
isimli eserinin bir bölümünü teşkil eden “Ef‘âlü’n-Nebî” kısmını inceleyerek müellifin, bu
bölümde naklettiği hadislere yönelik yaptığı değerlendirmelerini tespit edeceğiz. İslâmî
hükümlerin anlaşılmasında önemli bir role sahip olan fiilî sünnet’in tespit ve
değerlendirilmesinde, bu çalışmanın büyük katkısı olacağını düşünüyoruz. Tez dört bölümden
oluşmaktadır.
Birinci bölümde, İbn Hibbân’ın hayatı, ilmî kişiliği, yaşadığı çevre, ilmî ziyâretleri
dönemin önde gelen âlimlerinden aldığı dersler, yetiştirdiği öğrenciler, yazdığı eserler,
kendisine isnat edilen suçlamalar, hakkında verilen sürgün ve ölüm kararı ile müellifin
günümüze ulaşan eserleri ele alınmıştır.
İkinci bölümde, fiilî sünnet kavramı, mâhiyeti ve çeşitleri incelenerek fiilî sünnet
alanında yapılan çalışmalar hakkında kapsamlı bilgiler verilmiştir. Sünnetin tanımlanması
konusunda çeşitli ilim disiplinlerinin yaptığı tarifler, Hz. Peygamber’in fiillerinin çeşitleri,
fiillerin hüküm ifâde etmesi ve bağlayıcılık yönleri konusunda bu bölümde geniş bilgi
verilerek konunun analaşılmasına katkı sağlanmıştır.
iv
Üçüncü bölümde, İbn Hibbân’ın,“Sahîh” isimli eserinde, Ef‘âlü’n-Nebî kısmına
aldığı hadisler, muhtevâ yönüyle incelenerek rivâyetlerin hangi fiil çeşidinin kapsamına dâhil
olduğu tespit edilmiştir. İçeriğinde birden fazla fiil çeşidi bulunan rivâyetler ise, hadis
başlığından ve hadisin içeriğinden yola çıkarak ağırlıklı olarak ele alınan konuya göre
belirlenmiştir. Hadislerde ifâde edilen Hz. Peygamber’in fillerinin çeşitleri belirlenerek bazı
sonuçlara ulaşılmıştır.
Dördüncü bölümde, fiilî sünnete işâret eden hadislerin tasnifi, tasnifte takip edilen
metotlar üzerinde durulmuştur. Nevi’ başlıkları ve hadis başlıklarına yapılan isimlendirmeler
incelenerek müellifin, Ef‘âlü’n-Nebî konusundaki görüş ve düşünceleri belirlenmeye
çalışılmıştır. Hz. Peygamber’in fillerinin toplumun yaşayışına etkisini tespit amacıyla,
rivâyetedilen hadislerin muhtevâsından yola çıkarak Medine döneminin sosyo kültürel
yapısına dâir örnekler verilmiştir. Bölümün sonunda tezin genel bir değerlendirilmesi
yapılarak fiili sünnetle ilgili birtakım sonuçlara ulaşılmıştır
In this study we will analyze a part of “es- Sahih” book called “Ef‘âlu’n-Nebi” and
author’s evaluations on actual circumcision. We think this book have an important role in
understanding Islamic provisions. This thesis consists of three chapters.
In first chapter, extensive information is given about the author Ibn Hibbân’s life,
education, living environment, scientific visits, lessons learned from leading scholars of the
period, his works, crimes attributed to him, exile and death sentence.
In second chapter, the concept of actual circumcision is analyzed. Comprehensive
information are given about studies of actual circumcisions. Hadiths of “Ef‘âlu’n-Nebi” is
analyzed and ordered as its concept. If there are more than one act types in hadiths, we
ordered them as its title or topics.
In third chapter, classifications of actual circumcision and methods of classifications
are analyzed. Part titles and hadiths titles are analyzed to understand views and opinions of
the author about “Ef‘âlu’n-Nebi”. Based on the content of hadiths some examples are given
about socio-cultural structure in medina period. With evaluation at the end of this chapter,
general evaluation of this thesis is mentioned and some determinations were made
2022-08-10T05:48:39Z
2022-08-10T05:48:39Z
2022-08-10T05:48:39Z
2020
doctoralThesis
http://hdl.handle.net/11684/4328
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3049
2022-06-09T00:00:32Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
Tabakatü Ulemai’l-Hadis isimli eseri çerçevesinde İbn Abdülhadi’nin rical tenkidi ve litaratüründeki yeri
Akbulut, Zehra
Engin, Sezai
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
İbn Abdülhâdî
Tabakât
Ricâl İlmi
İsnâd
Cerh ve Ta’dîl
Ibn Abdülhâdî
Layers
Science of Dignitary
Attributing (İsnad)
Disaffirmation and Modification
Hz. Peygamber’den sâdır olan sahih hadisleri koruma düşüncesi, Müslüman
alimleri isnâd sistemine önem vermeye ve bu alanda hadis râvîlerinin biyografik
bilgilerinin yanı sıra cerh ve tadîl durumlarına dair tespitlerin bulunduğu eserleri
yazmaya itmiştir. Hicrî ilk asırlarda bu alanda başlayan telif geleneği, ilerleyen
dönemlerde daha spesifik eserlerin kaleme alınmasıyla devam etmiştir. Şöyle ki,
genel nitelikli biyografik eserlerin yanı sıra râvîlerin niteliklerine göre muhtevası
şekillenen Kitâbu’s-sikât, Kitâbu’d-duafâ, Kitâbu’l-metrûkîn ve Kitâbu’l-mecrûhîn
ismiyle çalışmalar ortaya konulmuştur. Ayrıca belli şehirlerin ve kitapların ricâlinin
incelendiği eserler olduğu gibi sadece hadisçilerin tanıtıldığı telifler bulunmaktadır.
Diğer taraftan bu tür çalışmaların bazıları tabaka (nesil/jenerasyon) esaslı kaleme
alınmış, böylece okuyucuya kronolojik bilgi verilmesi amaçlanmıştır.
Ricâl ilmi bünyesinde yazılmış tabaka temelli eserlerden biri Hanbelî
ulemadan İbn Abdülhâdî’nin Tabakâtü ulemâi’l-hadis adlı eseridir. Bu çalışmada İbn
Abdülhâdi’nin hayatı, Tabakâtü ulemâi’l-hadis isimli eserinin ricâl ilmi ve cerh-tadîl
alanındaki yeri, çalışmanın içeriği ve metodu ele alınmıştır.
Çalışmanın amacı, İbn Abdülhâdi’nin Tabakâtü ulemâi’l-hadis’i telif ve
tasnifinde hangi metodu benimsediğinin, çalışmanın kaynaklarının ve râvî
tanıtımında benimsediği ilkelerin tespit edilmesidir.
viii
Çalışma giriş, iki bölüm ve sonuçtan oluşmaktadır. Girişte isnâdın ortaya
çıkışı, isnâd uygulamasının önemi, ricâl literatürünün teşekkülü ve gelişimi üzerinde
durulmuştur. Birinci bölümde İbn Abdülhâdî’nin hayatı ve eserleri, ikinci bölümde
ise Tabakâtü ulemâi’l-hadis isimli eserin içeriği hakkında bilgiler verilmiştir
The idea of preserving authentic hadiths, which is issued by the Prophet, has
prompted Muslim scholars to give importance to the attributing (isnâd) system and to
write works in which there are findings on the status of disaffirmation (cerh) and
modification (tadil) of hadith narrators as well as biographical information in this
area. The tradition of complation, which started in the first centuries of Hijri,
continued with the writing of more specific works in the following periods. Namely,
in addition to the general biographical works, studies with the names of Kitâbu's sikât, Kitâbu'd-duafâ, Kitâbu'l-metrûkîn and Kitâbu'l-mecrûhîn, which are shaped
according to the characteristics of the narrators, have been put forward. In addition,
there are some works whose dignitaries of certain cities and books were examined, as
well as complations in which only hadith scholars were introduced. On the other
hand, some of these studies are written on a layer (generation) basis, so it is aimed to
give readers chronological information.
One of the layer-based works written within the science of dignitaries (Ricâl)
is the work named Tabakâtü ulemâi'l-hadis by Ibn Abdülhâdî from Hanbali ulama. In
this study, the life of Ibn Abdülhâdi and the place of his work named Tabakâtü
ulemâi'l-hadis in the field of dignitaries (Ricâl) science and disaffirmation modification, the content and method of the work are discussed.
The aim of the study is to determine which method Ibn Abdülhâdi adopted in
the compilation and classification of Tabakâtü ulemâi'l-hadith, the sources of the
study and the principles he adopted in the introduction of the narrator.
x
The study consists of introduction, two parts and conclusion. In the
introduction, information is given about the occurance of attributing (isnâd), the
importance of attributing (isnâd) practice, the formation and development of the
dignitaries (Ricâl) literature. In the first chapter, information about the life and works
of Ibn Abdülhâdî and in the second chapter, information about the content of the
work named Tabakâtü ulemâi'l-hadis is given
2022-06-08T12:37:58Z
2022-06-08T12:37:58Z
2022-06-08T12:37:58Z
2021
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/3049
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3598
2022-07-02T00:00:52Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
Tayyip Salih'in hikayeciliği ve Dümetu Ved Hamid adlı eserinin incelenmesi
Özalp, Yusra
Göktaş, Vahit
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Tasavvuf Ana Bilim Dalı
Tayyîb Sâlih
Arap Edebiyatı
Sudan Edebiyatı
Kısa Hikâye
Tayeb Salih
Arabic Literature
Sudanese Literature
Short Story
Tayyîb Sâlih Dûmetu Ved Ḥâmid adlı eseriyle modern Arap edebiyatında dikkat çekmiştir ve Arap hikâyeciliğinin gelişiminde pay sahibi olmuştur. Tez çalışmasında incelediğimiz Dûmetu Ved Ḥâmid eserinde yazarımız hikâyelerindeki zengin üslubu ve dikkat çeken tasvirleriyle kısa hikâyede gerçekçi akımının önemli temsilcilerinden kabul edilmiştir. Sudan hikâyeciliğine toplumsal gerçekçilik bakımından modern hikâyeler ekleyerek özelde Arap ülkelerinde genelde ise dünya ülkelerinde ün kazanmıştır.
Bu tez çalışmasında Tayyîb Sâlih’in hayatı, eğitimi, başarıları ve edebî yönü ele alınmıştır. Yazarın Dûmetu Ved Ḥâmid adlı eseri tanıtılarak eserin içinde bulunan hikâyeler olay örgüsü, şahıs kadrosu, zaman ve mekân, anlatım teknikleri, dil ve üslup, tema bakımından incelenmiştir
Tayeb Salih was famous in Arabic literature for his book called Dûmetu Ved Ḥâmid. He had a prominent role in the development of the Arab story. In this research that we presented on the book Dûmetu Ved Ḥâmid, we noted the style of the artistic writer in his short stories from the strong, who is considered the realistic representative of the Arab story. The writer added the stories of the real society issue in Sudan to modern Arab stories and gained fame on the international level in general and in Sudan in particular.
In this research, he focused on the birth, life, education and awards of Tayeb Salih. I was also interested in this research by presenting Dûmetu Ved Ḥâmid’s book and checking the content inside it in terms of event, hero, time, place and linguistic style
2022-07-01T05:50:37Z
2022-07-01T05:50:37Z
2022-07-01T05:50:37Z
2021
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/3598
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/4202
2022-08-06T00:01:08Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
Buhturi'ye göre tabiat vasfı örnek olarak baharın vasfı
Abdullah, Muhammed Enes
Hazer, Dursun
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
Şiir
Vasf
Buhturi
Tabiat
İlk bahar
الوصف
البحتريّ
الطبيعة
ال ر بيع
الشعر
Bu çalışmada yazar el-Buhturi’nin şiirindeki tabiat tasvirini -Bahar tasviri kasidesi örneği- ele almış, çalışmasını, tasvir, medih, hiciv vb. şiirin temel konularını ele aldığı bir giriş ve iki bölüme ayırmıştır. Yazar girişte şair el-Buhturi’nin hayatının değişik yönlerini, ailesini, kültürünü, yolculuklarını, şairliğini, çağdaşları arasındaki yerini, şiirle ilgili eserlerini ve yetiştiği çevreyi ele almıştır. Tasvir konusunu -özellikle tabiat tasvirini- ayrıntılı olarak ele almış, müstakil bir şiir konusu olarak tasvirden, ortaya çıkışından, tarihinden ve bu konu hakkında Araplarda şiirin ortaya çıkma sürecinin başlangıcından itibaren, Cahiliye dönemi, İlk İslami dönem ve Emeviler döneminde Arap şairlerin yazımlarından ve katkılarından bahsetmiş, daha sonra, el-Buhturi’nin en güzide şahsiyetlerden biri olduğu, Abbasiler dönemini ayrıntılı bir şekilde incelemiştir.
İlk bölümde yazar el-Buhturi’nin şiirini incelemeye, kaside yapısına, şiirinin karakteristik özelliklerine ve genel anlamda şiirinde bahsettiği ana konulara odaklanmıştır. Sonra Arap şiirinde, Cahiliye şiirinde, ilk İslami dönemde, Emevi ve Abbasi dönemlerinde tasvirden ve özellikle tabiat tasvirinden bahsetmiştir.
İkinci bölümde yazar el-Buhturi’nin şiirinde tasvirden ve tasvir hakkında konuştuğu konulardan özellikle canlı-cansız kısımlarıyla tabiat tasvirinden, tabiat tasvirindeki şiirsel özelliklerden bahsetmiştir. Yazar daha sonra çalışmasını, el-
II
Buhturi’de tasvir türü şiirin, özellikle inceleme ve araştırmanın konusu olan Bahar tasviri kasidesindeki, belağat ve dilsel cihetlerine yöneltmiştir. Yazar çalışmasını tavsiyelerin de yer aldığı sonuç bölümüyle bitirmiştir
تناولنا في هذه الدّراسة وصف الطبيع ة في شعر البحتريّ قصيدة وصف ال ر بيع نموذجًا، وقمنا بتقسيم
دراستنا إلى مدخل، وقسمين رئيسي ين. حيث تناولنا في المدخل الأغراض الشعري ة الرئيسي ة؛ من وص ف ومدح
وهجا ء وغير ذلك..، وف صلنا الحدي ث في غر ض الوصف، وعن وصف الطبيعة من ه على وجه الخصوص،
كغر ض شعريّ مستقل، تحد ثنا عنه وعن تاريخ ونشأة هذا الغرض، وعن مساهمة وكتابة الشعرا ء العرب في هذا
الغرض ومنذ بداية تاريخ نشأة الشعر عندهم، في العصر الجاهليّ، وصدر الإسلام، والأمويّ، ثم توق فنا بالتفصيل
عند العصر العباسيّ؛ كو ن ال ب حتريّ كان واحدًا من أه مّ أعلام ذلك العصر. كما تناولنا في المدخل جوانب من حياة
الشاعر البحتريّ، وعائلته، وثقافته، وأسفاره، وشاعريّته، ومكانته عند معاصريه، وآثاره الشعري ة، وعن البيئة
التي نشأ وترعرع فيها.
أما في القسم الأول: فقد ر كزنا في هذا القسم على دراسة شعر البحتريّ، وهيكلي ة قصيدته، وسمات
شعره، وعن الموضوعات الرئيسي ة التي تكلم فيها في شعره بشك ل عام. ث م أفردنا الحديث عن الوصف في الشعر
العربيّ ، والوصف في الشعر الجاهليّ، وصدر الإسلام، والأمويّ، والعباسيّ ، وعن وصف الطبيعة بشك ل خاصّ.
وفي القسم الثاني: أفردنا الحديث عن الوصف في شعر البحتريّ، وعن الموضوعات التي تك ل م فيها في
الوصف، وعلى وجه الخصوص: عن وصفه للطبيعة بقسميها الحيّ والصامت، وخصائص شعره في وصف
الطبيعة، ث م ع رجنا على الجوانب البلاغي ة واللغوي ة لشعر الوصف عند البحتريّ، وخاصة في قصيدته وصف
الربيع، مح لّ ال دّراسة والبحث ث م ختمنا الدراسة بالنتائج والتوصيات
2022-08-05T12:55:59Z
2022-08-05T12:55:59Z
2022-08-05T12:55:59Z
2021
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/4202
other
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/4203
2022-08-06T00:01:22Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
İbnü's-Serrac'ın el-Usul fi'n-nahv adlı eserinde metot, tasnif ve terimleşme
Çalık, Malik
Hazer, Dursun
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
İbnü’s-Serrâc
Arap Dili
Nahiv
Metot
Tasnif
Ibnu’s-Serrâc
Arabic Language
Syntax
Classification
Arap dili nahiv çalışmalarında konuların kapsamlı bir şekilde yer aldığı ilk telif
Sîbeveyhi’nin el-Kitâb adlı eseri olmuştur. Bu eser uzun zaman boyunca Arap dili
eğitiminde en önemli ders aracı ve kaynak olarak kullanılmıştır. Ancak eserdeki
konuların anlaşılması güç ve girift durumda olması, konuların sistemli bir şekilde ele
alınma ihtiyacını ortaya koymuştur. Müberred’in, el-Muktedab adlı eserini yazarak bu
ihtiyaca cevap verme teşebbüsü olsa da konuların tasnifindeki problemi ortadan
kaldırmak için yeterli olamamıştır. İbnü’s-Serrâc, el-Usûl fî’n-nahv adlı eserini
yazarak konuların tasnifinde yeni bir metot ortaya koymuştur. Eserinde temel nahiv
konularına yer vererek, fazlalık ve fürûât olan konuları zikretmemeye özen
göstermiştir. Bu itibarla kitabına el-Usûl fî’n-nahv adını vermiştir. Sîbeveyhi’nin
kitabında dağınık olan konuları merfûât, mansûbât ve mecrûrât gibi başlıklar altında
benzer konuları bir araya getirerek bâbları düzenli hale getirmiştir. Zikretmiş olduğu
her bir konunun öncesi ve sonrası arasındaki bağlantıları kurarak, konular arsındaki
kopukluğun önüne geçmiştir. Sîbeveyhi’nin kitabında kapalı ve uzun olan başlıkları,
anlaşılır bir biçimde sade ve belli terimler ile Sîbeveyhi’den farklı bir şekilde daha çok
istilâhî bir yol izlemiştir. Bu itibarla İbnü’s-Serrâc, konuların tasnifinde ortaya koymuş
olduğu yeni metot ile daha sonraki dönemlerde nahiv çalışmalarına ışık tutmuştur
Sîbeveyhi's al-Kitâb was the first manuscript in which the subjects were
comprehensively included in the Arabic language syntax studies. This work has been
used as the most important lesson tool and resources in Arabic language education for
a long time. However, the fact that the subjects in the work are difficult to understand
and intricate has revealed the need to deal with the subjects in a systematic way.
Although Müberred attempt to respond to this need by writing his work al-Muqtadab,
it was not enough to eliminate the problem in the classification of the subjects. İbnü's-
Serrâc wrote his work el-Usûl fî'n-nahv and revealed a new method in the classification
of subjects. By giving place to the basic syntax issues in his work, he took care not to
mention the redundant and furûat issues. In this respect, he named his book al-Usûl
fî'n-nahv. He organized the chapters by bringing together similar subjects under the
headings of merfûat, mansûbat, and mecrûrat, which were scattered in Sîbeveyhi's
book. By establishing the connections between the before and after of each subject he
mentioned, he prevented the disconnection between the subjects. In Sîbeveyhi's book,
the obscure and long titles, clearly and in clear terms, followed a more ideological
path, different from Sîbeveyhi's. In this respect, İbnü's-Serrâc shed light on the syntax
studies in the later periods with the new method he put forward in the classification of
the subjects
2022-08-05T13:00:50Z
2022-08-05T13:00:50Z
2022-08-05T13:00:50Z
2021
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/4203
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/4180
2022-08-06T00:01:20Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
İbn Malik'in Elfiyesinde Arap dili sözdiziminde anlama katkı sağlayan edatlar (Hurufu'l-meani)
Alali, Turkiy
Hazer, Dursun
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
Arap Dili
Nahiv
Hurûfu’l-Meânî
İbn Mâlik
El-Elfiyye
Language
Arabic Grammar
Letters Of Meanings
Ibn Malik
Al-Alfiya
Bu çalışmada, İbn Mâlik’in el-Elfiyye adlı kitabında İbn Malik'e göre huruf-u’l-meânî konusunu ele alınmıştır. Çalışma bir giriş ve iki ana bölüme ayırılmıştır. Giriş; nahiv ilminin doğuşu ve tedvin edilişi, diğer ilimlerin nahiv ilmi üzerindeki etkisi ve hicri yedinci yüzyıla kadar olan süreçte, bu dönemlere damgasını vurmuş en belirgin nahiv alimleri gibi nahiv ilminin gelişim aşamaları olarak ele alınmıştır. Aynı zamanda nahiv alimlerinin hurûf-u’l-meânî konusuna bakış açıları ve çalışmalarında yöntemleri, bu harfler ile ilgili telif aşamaları, bu konuya ilgi gösteren en tanınmış nahiv alimleri ve bu alanda yazılmış en meşhur eserleri kapsamaktadır.
Çalışmanın birinci bölümünde: İbn Mâlik’in hayatı, ilmî yolculuğu, hocaları, öğrencileri, eserleri, İbn Mâlik’in metodu ve bu ekolü inşa ettiği temeller, Elfiyye’si ve konuları sınıflandırmadaki yöntemi ve seleflerine karşı tutumunu ele alınmaktadır.
İkinci bölümde: İbn Mâlik’in Elfiyye’sinde hurûf-u’l-meânî’nin miktarı ve anlamları, Araplara göre lügat ve lehçeleri ele alınmıştır. Böylece, en tanınmış nahiv alimlerinin bu konudaki görüşleri ve bu konuda aralarında oluşmuş ihtilaflar zikredilmiş, daha sonra İbn Mâlik’in her bir harfteki görüşü zikredilmiştir. Çalışma ayrıca, İbn Mâlik’in Elfiyye’sinde, edatları sunuş metodu ve diğer kitaplarında zikretmiş olduğu edat grubunu ve anlamlarını, önceki nahiv alimlerinin bu edatlara karşı tutumunu, hurûfu’l-meâni konusunda getirmiş olduğu yenilik ve bu edatlar konusunda kendisine ait görüşlerini ele almıştır
In this study, I dealt with the letters of meanings according to Ibn Malik in his book Al-Alfiya, and the study was divided into an introduction and two main parts. The introduction dealt with the stages of grammatical development such as its emergence, codification, and the impact of other sciences on it, and the most prominent grammarians who had clear imprints in its phases until the seventh century AH. The introduction also included talk about the grammatical thought in the seventh century Hijri, the factors that affected grammar, the way of thinking grammarians in this century, and the most prominent features of renewal they have with mentioning the most famous sculptors of the seventh century and their works.
The first section of the study dealt with the life of Ibn Malik, his scientific journey, his elders, his students, his works, his grammatical school, the fundamentals on which he built this school, and his speech on his alphabet and his method of classifying grammar, and his position on his predecessors.
the second section included the letters of meanings in the Millennium Ibn Malik in terms of their number, their meanings, and the languages and dialects therein among the Arabs. So that he mentions the sayings of the most famous grammarians in it and the disagreement between them, and then he mentioned Ibn Malik’s words in each letter of it. The study also examined the way Ibn Malik presented the letters in his millennium and what he replaced of these letters and their meanings in his other books, and his position on the grammarians before him in them
2022-08-05T05:23:19Z
2022-08-05T05:23:19Z
2022-08-05T05:23:19Z
2021
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/4180
other
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/4206
2022-08-06T00:01:24Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
Ebu Talib ve Hasan b. Sabit'in Divanlarrında Hz. Peygamber'in methi
Mohammed, Ali Qasim Mohammed
Hazer, Dursun
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
Arap Dili ve Edebiyatı
Şiir
Ebû Talip
Hassân b. Sâbit
Hz. Muhammed
النبي محمد
،حسان بن ثابت
أبو طالب
الشعر
اللغة العربية وآدابها
Bu çalışmada Ebû Talib ve Hassan b. Sâbit’in divanlarında Hz. Muhammed'i konu edinen şiirlerin tahlil ve mukayesesi yapılmıştır. Söz konusu çalışma Ebu Talip ve Hassân B. Sâbit’in aynı konuda serdettikleri şiirleri toplamasıyla başlık, içerik ve üslup bakımından yeni bir çalışma hüviyetindedir. Çalışmamız iki kısımdan oluşmaktadır. Kısımlara geçmeden önce bir önsöz ve giriş sunulmuştur, bölümlerden sonra ise bir sonuç kısmıyla çalışma son bulmuştur. Mukaddime kısmında çalışmanın bir genel tanıtımı yapılmıştır. Giriş bölümünde ise methiye kavramının sözlük ve ıstılah anlamları verilmiştir, ardından da şiirde methiye türünün Cahiliye dönemi ve son olarak da İslami Dönemde Hz. Peygamber için yazılan methiyeler değerlendirilmiştir. Çalışmanın birinci kısmı iki ana başlık altında verilmiştir. Birinci başlıkta Ebû Talib’in soyluluğu, ailesi, hayatı, divanı ve şiirinin güvenilirliği hakkında bilgiler verilmiştir, ikinci başlık altında ise Hassân b. Sâbit’in soyluluğu, hayatı, divanı, şairliği işlenmiştir. Çalışmanın ikinci kısmında ise bu iki şairin Hz. Peygamber’i methetmek için serdettikleri şiirler ortaya konulmuştur. Yine bu bölümde bu şiirlerin üslubu, vezin ve kafiye özellikleri ile anlamları verilmiştir, yanı sıra iki şairin şiirleri mukayese edilmiştir. Çalışma sonuç kısmı ile son bulmuştur
تهدف هذه الدراسة إلى بحث موضوع )مدح النبي صلى الله عليه وسلم في ديواني أبي طالب وحسان بن ثابت( تحليل ا
ومقارنة ا، وتعتبر هذه الدراسة جديدة في عنوانها ومضمونها وأسلوبها حيث جمعت بين شاعرين في مسألة واحدة .
وق س م ت الدراسة إلى قسمين يسبقهما مدخل ومقدمة وتليهما خاتمة.
جاءت المقدمة معرفة بالبحث ككل، ونظراا لطبيعة البحث جاء المدخل معرفاا بالمدح لغة واصطلحاا
وماهيته في العصر الجاهلي ومدح النب ي صلى الله عليه وسلم في صدر الإسلم. وأما الفصل الأول فجاء مقسماا إلى مبحثين الأول
جاء معرفاا بالشاعر أبي طالب كنسبه، عائلته، حياته، ديوانه، مع دراسة مسألة توثيق شعره. والثاني فجاء معرفاا
بالشاعر حسان كنسبه، عائلته، حياته، ديوانه، شاعريته. وأما القسم الثاني فشمل جمع الأبيات التي قالها الشاعران
في مدح النبي صلى الله عليه وسلم، مع دراستها من ناحية الأسلوب والوزن والقافية والمعاني ثم المقارنة بينها. ثم الخاتمة.
2022-08-05T13:02:24Z
2022-08-05T13:02:24Z
2022-08-05T13:02:24Z
2021
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/4206
other
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3051
2022-06-09T00:00:57Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
Modern Mısır'da nübüvvet tartışmaları -Şeyhulislam Mustafa Sabri Efendi ve Muhammed Ferid Vecdi örneği-
Tanrıkulu, Sadık
Aydın, Hüseyin
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
Şeyhulislam Mustafa Sabri
Muhammed Ferid Vecdi
Nübüvvet, Vahiy
Mucize
Deha
Shaykh Al-Islam Mustafa Sabri
Muhammed Ferid Vecdi
Revelation
Miracle
On dokuzuncu ve yirminci yüz yıllar özellikle Batı düşüncesinin meydan okumaları karşısında yeni ilmi kelam arayışlarının yoğun bir şekilde icra edildiği zaman dilimidir. Mısır, bölge olarak tarih boyunca İslami ilimlerde üretken yazarlara ev sahipli yapmış önemli bir ilim havzasıdır. Modern Mısır’da Nübüvvet Tartışmaları -Şeyhulislam Mustafa Sabri Efendi ve Muhammed Ferid Vecdi Örneği- isimli bu çalışma Mısır merkezli bir araştırmadır. Araştırma konusu yazarlardan Muhammed Ferdi vecdi yeni ilmi kelam alanında açılım yapma amacı taşıyan bir yazar iken Şeyhulislam Mustafa Sabri Efendi ise klasik Ehli Sünnet düşüncesini savunma amacı taşıyan muhafazakar bir âlim olarak gözükmektedir. Çalışma giriş, üç bölüm ve sonuç halinde yapılmıştır. Birinci bölümde Nübüvvet, ikinci bölümde Vahiy, üçüncü bölümde ise Mucize meseleleri incelenmiştir. Mustafa Sabri Efendi ile Muhammed Ferdi Vecdi’nin Nübüvvet meselesi etrafında ileri sürdükleri görüşler önce tanımlayıcı (descriptive) bir yöntemle ele alınmıştır. Her bölümün sonunda iki müellifin görüşleri özetlenmiş, gereken yerlerde karşılaştırma yapılmış, gereken yerlerde de fikirler yorumlanmıştır. Sonuç kısmında da çalışmanın genel bir değerlendirmesi yapılmıştır. Çalışma, müelliflerin Nübüvvet meseleleri etrafında serdettikleri görüşlerin günümüz kelam araştırmaları açısından önemli veriler içerdiği sonucunu da ortaya çıkarmıştır
Especially in the face of the challenges of Western thought, 19th and 20th centuries were the timeframe in which searches for knowledge of Kalam were conducted densely. Throughout the history, Egypt has been a home for productive authors as a knowledge catchment basin. This study called Discussions on Prophethood (Nubuwwah) in Modern Egypt –The Cases of Shaykh Al-Islam Mustafa Sabri Efendi and Muhammed Ferid Vecdi-, is Egypt based one. While one of the research cases Muhammed Ferid Vecdi was an author who had the aim of making expansion in knowledge of Kalam, the other one Mustafa Sabri Efendi was a conservative scholar who had the aim of defending classical thought of the followers of Sunnah. This work consists of introduction, three chapters and conclusion. In the first chapter, Prophethood, in the second chapter Revelation, and in the third chapter Miracle issues are studied. Firstly, views of Mustafa Sabri Efendi and Muhammed Ferid Vecdi on Prophethood are discussed in a descriptive way. In the end of each chapter, views of the both authors are summed, compared and interpreted in necessary parts. In conclusion section, an overall evaluation of the study was made. This thesis reveals that the propounded views of the authors about Prophethood issues implicates important information in terms of current Kalam studies
2022-06-08T13:24:19Z
2022-06-08T13:24:19Z
2022-06-08T13:24:19Z
2021
doctoralThesis
http://hdl.handle.net/11684/3051
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3058
2022-06-09T00:00:53Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
Şerhu'r-radi 'ale'l-kafiye ve şerhu işam 'ale'l-kafiye adlı nahiv eserlerinin metodolojik açıdan mukayesesi
Başcı, Abdurrahman
Karataş, Yusuf
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
İbnu’l-Ḥācib
el-Kāfiye
Raḍī
İṣām
Şerḥu’r-Raḍī
Şerḥu İṣām
Naḥiv Metodolojisi
Ibn All-Ḥācib
Al-Kāfiyat
Nahiw Methodology
Bu tez çalışması, İbnu’l-Ḥācib’in (ö. 646/1249) el-Kāfiye isimli eseri üzerine şerḥ çalışması yapan Raḍī Esterābādī (ö. 686/1287) ve İṣāmuddin İsferāyīnī’nin (ö. 945/1538) şerḥlerinin, naḥiv metodolojisi yönünden mukayesesini amaçlamaktadır. Naḥiv kaynaklarıyla ilgili literatür taraması yapılarak hazırlanan bu çalışma; giriş, üç ana bölüm ve sonuçtan oluşmaktadır.
Giriş bölümünde, araştırmanın kapsamıyla ilgili bilgiler, naḥiv usulü ve naḥiv ilmi tarihinin gelişimi hakkında bilgi verilmektedir.
Birinci bölüm; İbnu’l-Ḥācib, Raḍī ve İṣām’ın hayatı, ilmî yönleri, eserlerinin ele alındığı kısımdır.
İkinci bölümde, el-Kāfiye’nin şarihlerinden Raḍī ve İṣām’ın naḥiv ilmindeki yerine, yaşadığı dönemlerdeki sosyopolitik ve kültürel durumlara, naḥiv ekollerine, naḥiv istişhâdına yaklaşımlarına, naḥiv metotlarına ve naḥiv metodolojilerini etkileyen konulara yer verilmiştir.
Üçüncü bölümde ise, Raḍī Esterābādī’nin Şerḥu’r-Raḍī ‘ale’l-Kāfiye ile İṣāmuddin İsferāyīnī’nin Şerḥu İṣām ‘ale’l-Kāfiye isimli eserleri, konularına göre tasnif edilerek her iki şerḥ arasında naḥiv metodolojisi açısından kıyaslama yapılmıştır.
v
Sonuç bölümünde; iki şarih arasındaki mukayese ve değerlendirmeler ışığında bu çalışmada ulaşılan bulgulara yer verilmiştir. Her iki ierḥteki ‘kelime, merfûlar, mansûblar, mecrûrlar ve tevâbiden oluşan temel naḥiv konuları mukayese edilmiştir. Şarihler, temel konularda genellikle hemfikir olmakla birlikte İṣām, ayrıntılarda Raḍī’ye karşı çıkmıştır. Raḍī, Şiî ve Mu‘tezile mezhebine, İṣām’ın da Hanefî ve Eş‘arî mezhebine mensubiyeti açısından ikisinin de beslendiği ve dayandığı kaynaklar, naḥiv kurallarına ve şevâhidine bakış açısı, yorum farklılıkları, aralarındaki ihtilâfın temel sebepleri arasındadır.
Her iki eser, yazıldığı dönemden günümüze kadar, yüzyıllardır Arap dili ve öğretimi alanında ders kitabı olarak okutulmuş, dilciler tarafından müracaat edilen kaynaklar arasında yer almıştır
This dissertation aims to compare the annotation works of Raḍī Astrābādhī (Died 686/1287) and Isāmuddin Isferāyīnī (Died 945/1538) on Al-Kāfiyat, written by Ibn al-Hājib (Died 646/1249) in terms of methodologies of nahiw (syntax). The present study was conducted by doing a literature review on the nahiw of Arabic and it consists of an introduction, three main sections, and a conclusion. The Introduction section provides information about the scope of the study as well as the methodology and history of nahiw. The first section deals with life stories, scientific contributions and works of Ibn All-Ḥācib, Raḍī and İṣām. The second section is concerned with the positions of Raḍī and İṣām who annotated Al-Kāfiyat in the field of nahiw, sociopolitical and cultural situations of their times, nahiw schools, approaches to testimonials provided for nahiw, as well as the issues affecting nahiw methods and methodologies. As for the third section, it categorizes Sharh Al-Raḍī Li-Kafiyat and Sharh Al-Isam Li-Kafiyat in terms of the units covered in these works and then makes a comparison between them considering nahiw methodology. The data obtained from the comparison and evaluation of the two annotators in question are presented in the conclusion part. In particular, the words used in their annotations are compared considering the basic nahiw issues of marfu’, mansûb and majrur, and tawabi. While they mostly agree on the basic issues, Isām raises objections to Raḍī as
vii
far as the details are concerned. What accounts for this disagreement appears to be the fact that Raḍī was Shiite and Mu’tazila while Isām was Hanafi and Ash’ari, and that they had differing viewpoints and divergent comments on nahiw rules and testimonials. Both of these works have been used as coursebooks ever since they were written and have gained favor with linguists interested in nahiw
2022-06-08T13:33:14Z
2022-06-08T13:33:14Z
2022-06-08T13:33:14Z
2021
doctoralThesis
http://hdl.handle.net/11684/3058
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/4318
2022-08-10T00:05:01Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
Emin el- Hüli örneğinde edebi tefsir ve sorunları
Türker, Murat
Gül, Ali Rıza
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
Edebî Tefsir
Emîn el-Hulî
İlk Anlam
Belâgat
Kıssalar
Literary Commentary
Emin al-Hulî
First Meaning
Rhetoric
Stories
Edebî tefsir, kökleri Kur’ân-ı Kerîm’in nüzul dönemine kadar uzanan bir anlama yöntemidir. Kendisiyle aynı çerçevede ele alınan diğer tefsir yönelimlerinden farklı, özgün yanlar içermekte ve modern dilsel yaklaşımlara alan açması itibariyle de tefsir çalışmalarına açılım kazandırabilecek boyutlar taşımaktadır. Emîn el-Hûlî örneği merkeze alınarak, diğer temsilcilerin de katkıları çerçevesinde edebî tefsir, tanınması, tefsir geleneğindeki konumu ve işlevi açığa çıkarılması gereken bir anlama ekolüdür. Bu yaklaşım, tefsir faaliyetine birçok katkı sunabileceği gibi, tenkide açık yönler de barındırmaktadır.
Çalışmamızın birinci bölümünde edebî tefsirin tarihî köken ve referanslarını ele aldık ve i‘câz, belâgat sahasındaki çalışmalarla bağını ele aldık. Edebî yaklaşımın bu müktesebatı aşan boyutları olduğunu müşahede ettik. İkinci bölümde Emîn el-Hûlî merkezinde edebî tefsirin temel kabullerini zikrederek, Hûlî’nin bu yöntemi nasıl temellendirdiğini ortaya koyduk. Yine bu bölümde edebî tefsirin Hûlî dışındaki önemli temsilcilerinin çalışma ve görüşlerine yer verdik. Tefsirde edebî yöntemin yeni anlama usulleri ve dil çalışmaları bağlamında yerine işaret ettik. Edebî tefsirin oldukça kapsamlı bir anlama usulü ortaya koyduğunu, bununla birlikte bu usulün pratiğe aktarımı hususunda önemli zorluklar olduğunu tespit ettik. Üçüncü bölümde ise, edebî tefsir merkezli tartışma alanlarına temas ederek, bu yönde ortaya konan görüşleri etraflı bir şekilde müzakere ettik. Sonuç olarak, edebî yöntemin istifadeye açık birçok usûlî ilke barındırdığını ancak çok güçlü bir idealizasyona dayanması nedeniyle pratiğe aktarımının önünde birçok engel bulunduğunu gördük. Bunun yanında metodik çerçevenin çok geniş tutulması nedeniyle teorinin birtakım iç çelişkileri bünyesinde barındırdığını belirledik
Literary commentary is a method of understanding, whose roots go back to the era of the Quran. It contains unique aspects that are different from other tafsir orientations that are handled within the same frame, and it has dimensions that can open up to commentary studies as it opens space for modern linguistic approaches. By placing the example of Emîn al-Hûlî at the center, literary commentary is a school of meaning whose recognition, position and function in the tafsir tradition should be revealed within the framework of the contributions of other representatives. While this approach can contribute many to the tafsir activity, it also has clear aspects in criticism.
In the first part of our study, we dealt with the historical origins and references of literary commentary and discussed its connection with studies in the field of rhetoric. We have observed that the literary approach has dimensions that go beyond this acquis. In the second part, by mentioning the basic assumptions of literary commentary in the center of Emîn al-Hûlî, we revealed how Hûlî bases this method. Again in this section, we have included the works and views of the important representatives of literary tafsir except Hûlî. In the tafsir, we pointed out the place of the literary method in the context of new understanding methods and language studies. We have determined that literary interpretation presents a very comprehensive understanding method, however there are significant difficulties in the application of this method to practice. In the third part, we discussed in detail the views put forward in this direction by touching the discussion areas centered on literary commentary. As a result, we have seen that the literary method contains many procedural principles that are open to use, but that there are many obstacles to its application to practice, as it is based on a very strong idealization. In addition, we determined that the theory contains some internal contradictions due to the wide scope of the methodical framework
2022-08-09T11:07:48Z
2022-08-09T11:07:48Z
2022-08-09T11:07:48Z
2021
doctoralThesis
http://hdl.handle.net/11684/4318
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3631
2022-07-05T00:01:00Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_2741
İstanbul sözleşmesi maddelerinin islam hukuku açısından değerlendirilmesi
Acar, Esma Merve
Araz, Yunus
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
Hak
Kadın
İstanbul Sözleşmesi
Rigth
Women
Istanbul Agreement
Tam adı ‘Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi’ olan İstanbul
Sözleşmesi, İstanbul’da Avrupa Konseyi üyelerinin imzasına açılmıştır. İstanbul’da
imzalandığı için de bu şekilde isimlendirilmiştir. Türkiye, sözleşmeye imza atan ilk
devletlerden biri olmuştur. Sözleşmenin etkisiyle ülkemizde birçok düzenleme yapılmış ve
“6284 Sayılı Kanun” çıkarılmıştır.
Sözleşme, imzalandığı günden beri büyük tartışma konusu haline gelmiştir. Tartışmalar
genelde; eşcinsel birliktelikleri onaylamak, nikah akdi dışındaki birliktelikleri saymak, aile
kurumunun kutsallığının tehdidi, örf-adet ve dini uygulamalara karşı tutum gibi konular
üzerinden gerçekleşmiştir. Çalışmamızda, tartışmaya konu olan bu konuları İslam Hukuku
çerçevesinde değerlendirdik. Sözleşme maddelerinin müspet yönleri bulunmakla birlikte
bütüncül olarak değerlendirecek olursak; aile ve ahlak açısından sebep olacağı zararlar daha
fazla olabilir.
Sözleşme şiddeti, sadece kadına şiddet boyutuyla ele almaktadır. Şiddetin sorumlusunu
da toplumsal cinsiyet kalıplarına bağlanmaktadır. Kadın-erkek eşitliğinin sağlanmasından öte;
kadınlara ayrıcalıklı haklar verilmesini öngörmektedir. İslam dininde ise insana, insan olduğu
için bir takım haklar vermektedir. Bu bağlamda kişinin mensup olduğu din bile önem arz
etmemektedir.
XI
Kadın ve erkeğin mutlak eşitliği öngörülürken, cinsiyetler arası farklar göz ardı
edilmektedir. İslam ise kadın erkek ilişkisini eşitlik üzerine değil; adalet ve hak -sorumluluk
dengesi üzerine kurgular. İslam’da kutsal bir emanet olarak görülen kadın, nikah akdi ile
güvence altına alınmakta ve mehir gibi bir takım özel haklar verilmektedir
The Istanbul Convention, whose full name is "The Prevention of Violence Against
Women and Domestic Violence", was opened for signature by the members of the Council of
Europe in Istanbul. It was named that way because it was signed in Istanbul. Turkey was one
of the first states to sign the convention. With the effect of the contract, many regulations were
made in our country and the “Law No. 6284” was enacted.
The contract has been the subject of great debate since the day it was signed. Discussions
are generally; Approving same-sex partnerships, counting non-marriage marriages, the threat
of the sanctity of the family institution, and attitudes towards customs and religious practices.
In our study, we evaluated these controversial issues within the framework of Islamic Law.
Although the articles of the contract have positive aspects, if we evaluate them holistically; The
damage to the family and morality may be greater.
The Convention deals with violence only in terms of violence against women. The
responsible of violence is also attributed to gender stereotypes. Beyond ensuring gender
equality; envisages giving privileged rights to women. In Islam, on the other hand, man gives
certain rights because he is a human being. In this context, even the religion of the person does
not matter.
While the absolute equality of men and women is envisaged, the differences between
the sexes are ignored. On the other hand, Islam is not about equality between men and women;
XIII
constructs on justice and right-responsibility balance. The woman, who is seen as a sacred trust
in Islam, is guaranteed by the marriage contract and some special rights such as mahr are given
2022-07-04T12:25:23Z
2022-07-04T12:25:23Z
2022-07-04T12:25:23Z
2021
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/3631
tur
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3634
2022-07-05T00:01:20Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
Halil B. Ahmed'in Kitabü'l-Ayn'da hadisle istişhadı
Yılgıner, İbrahim
Öztoprak, Mustafa
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
İstişhad
Halil b.Ahmed
Kitabü’l-ayn
Basra
Istishhad
el-Basrah
Halil b. Ahmed, Arap dili alanında çığır açan bir kişidir. Zor şartlarda çölde fasih Arapça konuşanları dinlemiş ve eserlerini oluşturmuştur. Çalışmalarını yaparken, diğer ilimlerden istifade ettiği gibi Hadis ilminden de faydalanmıştır. Ancak alanı dil olan bir âlimin hadislerden nasıl faydalandığını ortaya koymak önemlidir. Çünkü onun yaşadığı dönem ve hadislerle iştigali mühimdir. Bu hem yaşadığı dönemi ve yeri hem de hadise yaklaşımı göstermesi bakımından önemlidir. Ayrıca yaşadığı yerden çok fazla çıkmayan birinin hadis kaynakları nelerdir, kendinden sonrakilere nasıl etki etmiştir. Tezde, öncelikle Kitâbü’l-ayn’da tarama yaparak hadislerle istişhad noktasında deliller toplanmıştır. Halil b. Ahmed’in hadislerle iştigalinin nasıl olduğu etraflıca tespit edilmiştir. Örneklerin fazlaca olmasından dolayı örneklem metodu uygulanmıştır. Çünkü bütün rivayetleri ayrı ayrı ele almak ve değerlendirmek mümkün değildir. Anacak biz örneklem yöntemiyle incelediğimiz rivayetlerin haricindekilerin tahriçlerini dipnotlarda yaptık. Buradaki amaç hem tahrici yapmak hem de incelenen rivayetleri ve onların daha sonraki dönemde geçtiği kaynakları tespit etmektir. Halil b. Ahmed’in yaşadığı dönemde hadis kitabı bazında bir tespit yapabilmek temel kitapların henüz yazılmamasından hareketle mümkün değildir. Halil b. Ahmed’den hemen sonra yaşayan muteber hadis kitabı yazarları ve yazdıkları eserler bazında rivayetlerin sıhhat tespiti yapılmıştır. Halil b. Ahmed’in kendinden sonrakilere etkisi üzerinde de durulmuş, hadisleri aldığı
vi
ravilerin büyük oranda yaşadığı bölgeden, etki ettikleri ise daha çok sözlük sahibi ve garibü’l-hadis âlimleri olduğu görülmüştür
Halil b. Ahmed is a groundbreaking person in Arabic language area. In difficult conditions he listened to fasih Arabic speakers and created his works. While doing his works, he benefited both from other sciences and hadith science. But it is important to present how a scholar in linguistic area benefited from hadith. Because the time he lived and his dealing with hadith are important. This is important for both the time and place he lived and shows his approach to hadith. Also what are the hadith resources of a person who didn’t go out much from where he had lived, how he affected others after himself. In thesis, first of all evidences have been collected in ıstishhad with hadith point by scanning Kitabü’l-ayn. It has been thoroughly identified how Halil b. Ahmed engaged in hadiths. Sampling method has been applied due to the large number of samples. Because it is not possible to deal and evaluate all the rumors separately. But we have done the expulsion except the rumors that we analyzed by sampling method with footnotes. The aim here is both to do the expulsion and to determine the analyzed rumors and the sources they mentioned in the next period. In the time of Halil b. Ahmed, making a determination on the basis of hadith book was not possible as the basic books hadn’t been written. Accuracy detection of credible hadith book writers living just after Halil b. Ahmed and rumors on the basis of their writings are detected. It is focused on the effect of Halil b. Ahmed to the others after him and it is seen that the transmitters from whom he took hadith were mostly from his living area but those he affected were mostly dictionary owners and Gharib al-hadith scholars.
2022-07-04T13:24:17Z
2022-07-04T13:24:17Z
2022-07-04T13:24:17Z
2021
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/3634
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/4350
2022-08-11T00:02:08Z
com_11684_122
com_11684_16
com_11684_2
col_11684_138
El-Hermi'nin nahivciliği ve el-Muharrar adlı eserindeki istişhad metodu
Kılıç, Abdullah
Hazer, Dursun
ESOGÜ, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
İstişhâd
Şiir
Nahiv Usulü
al-Hermî
Poetry
Nahw Method
İslamiyet’in yayılması, Arap olmayanların İslam’a dâhil olması, fethedilen bölgelerde Arap dilinin yaygın olarak kullanılması gibi nedenlerden dolayı, dil hataları meydana gelmiştir. Bu nedenler Arap dilinin bozulma endişesini beraberinde getirmiş ve istişhâd ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Müellifler, Dini ilimler ve dil ile ilgili bilim dallarında, kelimelerin anlam ve kullanım doğruluğunu kanıtlamak maksadıyla, sıhhati kesin olan nesir ve nazımlardan olan kaynaklara başvurarak çalışmalar yapmışlardır. Yapılan bu çalışmaların neticesinde birçok eser telif edilerek Arap dilinin fasîh yapısının korunması hedeflenmiştir.
Bu çalışmamızda da hicri yedinci asırda Yemen’de yaşamış olup Arap dili gramer ilminde yaptığı çalışmalar ile tanınan Ömer b. İsa b. İsmail el-Hermî’nin hayatı, ilmî kişiliği, el-Muharrar fî’n-nahv adlı eserinde kullandığı istişhâd metodu ve el-Hermî’nin nahvî görüşleri ele alınacaktır
Language mistakes have occurred with the spread of Islam, the inclusion of non-Arabs in Islam, and the widespread use of the Arabic language in the conquered regions. For these reasons, the need for Istishad has emerged with the concern of the deterioration in the Arabic language. The authors made studies in religious sciences and language related disciplines in order to prove the correctness of the meaning and usage of the words by using examples from prose and verses whose soundness is certain. These texts shown as witnesses are taken from the Qur’an, poetry, prose or Hadith. As a result of these studies, it was aimed to protect the fasîh structure of the Arabic language by copying many works
2022-08-10T10:42:09Z
2022-08-10T10:42:09Z
2022-08-10T10:42:09Z
2022
masterThesis
http://hdl.handle.net/11684/4350
info:eu-repo/semantics/openAccess
ESOGÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü