2024-03-28T21:15:19Z
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/oai/request
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/346
2016-05-11T08:36:46Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Taner, Kemal
Aras, Haydar
TR17864
ESOGÜ, Mühendislik Fakültesi, Makina Mühendisliği
2016-03-22T09:55:30Z
2016-03-22T09:55:30Z
1996
http://hdl.handle.net/11684/346
Bu çalışma, Türkiye'de yaygın olarak kullanılan, termosifon akışlı, kapalı devre bakır borulu güneş toplacı üzerinde yapılmış teorik ve deneysel araştırmaları içermektedir. Deneysel çalışmanın yapıldığı tarihlerdeki saatlik ışınım değerleri beş ayrı model ile hesaplanmış ve Meteoroloji rasatları ile MAPE (Ortalama Mutlak Yüzde Hata) istatistikî test yöntemine göre karşılaştırma yapılmıştır. Deneysel çalışmada direnç termometreleri vasıtası ile iç depo, dış depo, yutucu levha ve toplaç giriş ve çıkış sıcaklıkları ölçülmüştür. Termosifon akışlı toplaçın teorik analizinde akışın laminer olduğu varsayılarak, termosifon sistem su debisinin, toplaç su giriş ve çıkış sıcaklık farkının ve sistemdeki basınç kaybının hesaplanmasını sağlayan bir model geliştirilmiştir. Teorik analiz sonuçlarından yararlanarak etkileşimli bir bilgisayar programı hazırlanmıştır. Bilgisayar programı kullanılarak değişik parametrelerin sistem performansına etkileri hesaplanmış ve grafikler halinde gösterilmiştir.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2016-03-22T09:22:17Z
No. of bitstreams: 1
DR.HAYDAR ARAS.pdf: 4387190 bytes, checksum: 5c955cf094a1bfaa807e6537cecaf2e8 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Direkt Işınım
Kapalı devre bakır boru ve levhalı termosifon akışlı güneş toplacının ışınım ve ısıl analizinin deneysel ve analitik araştırılması
doctoralThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/386
2016-05-11T08:35:27Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Zafer, Naci
Kökdemir, Gökberk
ESOGÜ, Fen Edebiyat Fakültesi, Makine Mühendisliği
2016-05-10T09:02:37Z
2016-05-10T09:02:37Z
2015
http://hdl.handle.net/11684/386
Başarılı bilim insanlarının ve yetenekli mühendislerin havacılık alanında yaptıkları önemli çalışmalar bu sektörün her zaman modern teknolojinin ana temsilcisi olmasını sağlamıştır. Her geçen gün hava araçları hayatımıza daha fazla girmekte, kullanım alanları askeri alanlardan sivil uygulamalara kadar geniş bir alana yayılmaktadır. Amatör araştırmacıların sağladıkları başarılarda kaydedilen artış, hava araçları geliştirme kabiliyetinin belli ülkelerin elinden zamanla çıkıyor olacağına işaret etmektedir. Birçok havacılık uzmanı 5.nesil hava araçları son insanlı araçlar olacağını ve gelecekteki hava platformlarının insansız otonom sistemlere dönüşeceğini iddia etmektedir.
Bu çalışmada, geçmiş birkaç on yıla ait otonom hava araçları detaylı olarak incelenmiş, ortaya çıkan çerçevede, açık kaynak kodlu özgün bir insansız hava aracı tasarımı geliştirilmiş ve düşük bütçeli bir prototipi inşa edilmiştir.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2016-04-26T08:58:56Z
No. of bitstreams: 1
10087209.pdf: 3623776 bytes, checksum: 9bccf52270f573f53ad40c3cc3d79d48 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Otonom Sistemler
Açık kaynaklı otonom insansız bir hava aracının geliştirilmesi
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/398
2016-05-11T08:34:01Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Altaç, Zekeriya
Timuralp, Çisil
TR171351
ESOGÜ, Mühendislik Fakültesi, Makina Mühendisliği
2016-05-10T09:05:15Z
2016-05-10T09:05:15Z
2015
http://hdl.handle.net/11684/398
Bu çalışmada, içerisinde oyuk bulunan bir kanalda ısı geçişi ve akış iki ve üç
boyutlu olarak çeşitli oyuk ebatları ve akış parametreleri cinsinden sayısal olarak
incelenmiştir. Oyuğun ön (veya sol) cidarı sabit sıcaklıkta tutulmaktadır; oyuğun
ısıtılmayan diğer cidarları ile kanalın üst ve alt cidarlarında adyabatik sınır şartı
uygulanmıştır. Kanaldan geçen akışkan olarak hava seçilmiş ve Prandtl sayısı (Pr)
olarak 0,71 alınmıştır. Çözümlemelerin FLUENT® programıyla yapıldığı bu sayısal
çalışmada çözüm algoritması olarak SIMPLE algoritması, momentum ve enerji
denklemlerinde ikinci mertebeden ayrıklaştırma şeması kullanılmıştır. Süreklilik, hızlar
ve enerji denklemleri için ise 10-6 yakınsama kriteri seçilmiştir. İncelenen geometriler
oyuk genişliğinin oyuk yüksekliğine oranı (W/D) 0,5; 1 ve 2; kanal yüksekliğinin oyuk
yüksekliğine oranı (H/D) ise 0,25; 0,5; 1 ve 2 alınarak oluşturulmuştur. Reynolds sayısı
(Re) 10,100, 200; Richardson sayısı (Ri) ise 0,01; 0,1; 1 ve 10 olarak değiştirilmiştir. Bu
oyuk ve akış parametrelerinin akışkan akışı (akım fonksiyonu) ve ısı geçişi (izotermler)
üzerine etkisi de incelenmiştir. Nusselt sayısının ısıtılan oyuk (yüzeyi) cidarı boyunca
ortalama değeri hesaplanarak Richardson sayısı, Reynolds sayısı, incelik oranı ve kanal
boyutları değişiminin kanaldaki ısı geçişine etkisi incelenmiştir. İki ve üç boyutlu
çalışmalar sonucu elde edilen Nusselt sayıları için W/D, H/D, Re, Ri parametreleri
cinsinden ayrı ayrı regresyon yapılmış ve korrelasyonlar türetilmiştir.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2016-05-02T08:46:23Z
No. of bitstreams: 1
10072848.pdf: 12658179 bytes, checksum: 97559928702328775f82d425ac61a09a (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Açık Oyuk
Açık oyun içeren kanallarda iki ve üç boyutlu ısı geçişi ve akışın incelenmesi
doctoralThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/400
2016-05-12T00:00:07Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Orak, Sezan
Sofuoğlu, Mehmet Alper
ESOGÜ, Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliğ
2016-05-11T08:30:05Z
2016-05-11T08:30:05Z
2015
http://hdl.handle.net/11684/400
Bu çalışmada farklı mil hızlarında meydana gelen tırlama titreşimleri ve kararlı kesme derinlikleri araştırılmıştır. Tırlama titreşimlerini ve kararlı kesme derinliklerini kesme parametreleri, iş parçası ve kesici uç malzemesi, yapısal modal parametreler, kesici takımın ve iş parçasının geometrisi etkilemektedir. Bu durumu araştırmak için öncelikle tornalama işleminde farklı malzemeler, kater sarkma uzunlukları, kesici uç ve iş parçası geometrileri, mil hızları için modal analiz ve kesme testleri yapılarak sistem için doğal frekanslar, tırlama frekansları, kararlı kesme derinlikleri ve diğer modal parametreler elde edilmiştir. İkinci aşamada bu konuda daha önce yapılan deneyler ve birinci aşamada yapılan deneyler kullanılarak kararlı kesme derinliklerini tahmin etmek için yapay sinir ağları (YSA) modeli oluşturulmuş ve farklı koşullarda yapılan deneyler ile oluşturulan modellerin sonuçları kıyaslanmıştır. Test aşamasında, kararlı kesme derinlikleri %89 belirlilik katsayısıyla tahmin edilmiştir. Oluşturulan modeller kararlı kesme derinliklerini tahmin etmede başarılı olmuştur.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2016-05-11T08:29:37Z
No. of bitstreams: 1
10084574.pdf: 3345112 bytes, checksum: f87fc88c1dff3b62a30d918697db0078 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Tırlama Titreşimi
Tornalama işleminde kararlı kesme derinliklerinin ve tırlama titreşimlerinin yapay sinir ağları kullanılarak araştırılması
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/401
2016-05-12T00:00:12Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Ulutan, Mustafa
Uzungörür, Murat
ESOGÜ, Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği
2016-05-11T09:03:03Z
2016-05-11T09:03:03Z
2015
http://hdl.handle.net/11684/401
Bu çalışmada, Inconel 718 havacılık malzemesinin farklı parametrelerde CO2 lazer
ile kesilmesi sonrasında ortaya çıkan kerf genişliği, yüzey pürüzlülüğü ve kesme
bölgesinin mikroyapısı incelenmiştir. Kesme sırasında lazer gaz basıncının ve lazer kesme
gücünün sabit olduğu, kesme gazı basıncının ve ilerleme hızının değiştiği parametreler
kullanılmıştır. Kesme işlemi sonrasında numunelerin incelenmesinde kerf genişliği ölçüm
projektörü, yüzey profilometre, SEM ve EDS analizleri kullanılmıştır. Çalışmanın sonunda,
bu malzeme için en uygun kesme parametrelerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. En düşük
basınç değeri olan 0,8 bar kesme gazı basıncında yapılan kesme işleminde ortalama kerf
genişliği değerlerinin 1,2 bar ve 1,6 bar kesme gazı basıncında yapılan kesme işlemlerine
göre düşük olduğu belirlenmiştir. 1,6 bar kesme gazı basıncı ve 6 m/dak 'lık kesme hızında
en düşük yüzey pürüzlülüğü (Ra=2,8 μm) değerleri elde edilmiştir.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2016-05-11T08:45:08Z
No. of bitstreams: 1
10075155.pdf.pdf: 14269155 bytes, checksum: e0c0189ac84390ccecdcbde50b670077 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Inconel 718
Inconel 718 sac malzemelerin lazer ile kesilmesinde işlem parametrelerinin etkilerinin araştırılması
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/402
2016-05-12T00:00:11Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Çelik, Osman Nuri
Çakır, Fatih Hayati
TR187813
ESOGÜ, Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği
2016-05-11T09:03:14Z
2016-05-11T09:03:14Z
2015
http://hdl.handle.net/11684/402
Yazar Anadolu Üniversitesi'nde görev yapmaktadır.
Raylarda meydana gelen aşınma kayıpları, demir yolu ulaşım güvenliği ve işletme giderleri bakımından önemli yer tutmaktadır. Raylarda meydana gelen aşınma sorununun giderilmesi için önerilen temel çözümler: Periyodik ray aşınması kontrolü, uygun bölümlerde rayların yağlanması, ray yüzeyine aşınma dayanımını artırıcı işlemler uygulanması, ray yapısı ve metalurjisinin geliştirilmesidir. Bu tez kapsamında Türkiye'de hızlı tren altyapısında kullanılan ray malzemesi incelenmiştir. Ray malzemesine farklı ısıl işlemlerin tokluk, sertlik ve aşınma davranışlarına etkisi araştırılmıştır. Yapılan çalışmada altı farklı yapı elde edilmiştir (Perlitik, alt beynit, üst beynit, temperlenmiş martenzit, 12 ve 36 saat kriyojenik işlem uygulanmış). Yapılan deneyler sonucunda üretilen tüm mikroyapılarda aşınma direncinde işlem görmemiş numuneye göre artış elde edilmiştir. Özellikle kriyojenik işlem uygulanan numunelerin aşınma direnci önemli ölçüde artmıştır. Dinamik tokluk testleri sonucuna göre beynitik yapıdaki numunelerde referans numunelere göre tokluk artışı görülmüştür. Su verme ve kriyojenik işleme tabii tutulan numunelerin tokluk değerleri referans numuneye göre bir miktar azalmıştır.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2016-05-11T09:01:29Z
No. of bitstreams: 1
10060340.pdf: 5321494 bytes, checksum: 2d46fd9fab6f2786ba7892788bb7927d (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Aşınma
Hızlı tren ray malzemelerinde farklı ısıl işlemlerin mikroyapı ve aşınma özelliklerine etkilerinin araştırılması
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/403
2016-05-12T00:00:10Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Pancar, Yaşar
Deviren, Özlem
ESOGÜ, Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği
2016-05-11T09:19:04Z
2016-05-11T09:19:04Z
2015
http://hdl.handle.net/11684/403
Gürültü, günümüzün en önemli çevre kirliliği unsurlarından biridir. Gürültüyü,
hoşa gitmeyen, istenmeyen, rahatsız edici ses olarak tanımlayabiliriz.
Santrifüj pompalar da çok uzun yıllardır kullanımda olan makineler olup
performanslarına bağlı olarak gürültüye neden olabilecek gruptandır. Günümüze kadar
üzerlerinde birçok çalışma ve araştırma yapılmıştır. Bu çalışmada, santrifüj pompalar
üzerine yapılmış olan çalışmalara bir yenisini daha ekleyerek, pompa çark kanatlarına
açılacak deliklerin ses ve titreşim şiddetinin azaltılması üzerine etkisi deneysel olarak
araştırılmıştır.
Pompalarda gürültü bir akış problemi olduğu durumda, genellikle akışkan çark
boşluğunda ötelenirken oluşan hidrodinamik kuvvetlerin dengesizliğinden kaynaklandığı
görülür. Bu nedenle, pompa milinin her turunda kanat sayısı kadar vuruntu olur. Bu
vuruntu titreşime, titreşim de sese sebep olur. Sesin azaltılması kanatın üzerine açılacak
delikler yardımıyla mümkündür.
Bu çalışmada kanat sayısı z = 3, z = 5, z = 7, z = 9 ve z = 11 olan santrifuj pompa
çarklarına tecrübelere dayanılarak belirlenmiş kanat uçlarına belirli çapta (6 mm),
konumda ve farklı sayılarda (Delik yok, 1 delik, 2 delik, 3 delik, 4 delik) delikler açılarak
pompa performansı ve ses ve titreşim hızı üzerine etkileri incelenmiştir. Deneyler
sonucunda Vana konumu yarım açık iken z = 3 kanat sayılı çarkın en düşük titreşim hızına
sahip olmasına ardından sırasıyla z = 7, z = 5, z = 11 ve z = 9 nolu çarkların gelmesine,
Vana konumu dörtte bir açık iken z=3 kanat sayılı çarkın en düşük titreşim hızına sahip
olmasına ardından sırasıyla z = 5, z = 7, z = 9 ve z = 11 nolu çarkların gelmesine, sistemin
genel verimi de dikkate alındığında, hem genel verim en yüksek olup hem de titreşim hızı
en düşük olan kanat sayısı 5 olarak tespit edilmiştir.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2016-05-11T09:15:49Z
No. of bitstreams: 1
10078451.pdf: 6279983 bytes, checksum: 807cd451c53fcc7bf12ac8222bf2ecd0 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Santrifüj Pompa
Santrifüj pompalarda çark kanatlarındaki delikler ile ses ve titreşim şiddetinin azaltılması
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/405
2016-05-13T00:00:09Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Erbay, L. Berrin
Yalınayak, Oğuzhan
ESOGÜ, Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği
2016-05-12T08:20:57Z
2016-05-12T08:20:57Z
2015
http://hdl.handle.net/11684/405
Mühendislik uygulamalarının en çok karşılaşılan işlemlerinden birisi, farklı sıcaklıklardaki iki veya daha fazla akışkan arasındaki ısı değişimidir. Bu değişimin yapıldığı cihazlara ısı değiştiricisi denilmekte olup uygulamada termik santraller, kimya endüstrileri, ısıtma, iklimlendirme, soğutma sistemleri gibi birçok yerde kullanılabilmektedir. En yaygın olarak kullanılan ısı değiştiricileri tiplerinden birisi de gövde borulu ısı değiştiricileridir. Bu tip ısı değiştiricilerinde gövde tarafından bir akışkan ile borulardan diğer bir akışkan geçerek ısı değişimi işlemi sağlanır. Bu çalışmanın amacı güç santralleri için dördüncü nesil olarak adlandırılan MSR-Th tipi güç sanrtallarında kullanılmak üzere bir gövde-boru tipi ısı değiştirici tasarımı yapılması ve önermesidir. Söz konusu ısı değiştiricisinde bulunan şaşırtma levhası kesmesi, şaşırtma levhası aralığı, boru dizilişi, boru içi hız gibi parametrelerin ısı taşınım katsayısına ve basınç düşümüne etkisinin araştırılması ve böylelikle en uygun ısı değiştirici optimizasyonunun yapılmasıdır. Bu amaçla ısı değiştiricisini enerji ve ekserji analizleri yapılacaktır. Bunun için öncelikle gövde boru tipi ısı değiştiricisinin tanımı, kısımları, tasarım parametreleri ve tasarımının nasıl yapıldığı açıklanmıştır. Tasarımda kullanılan tüm bağıntılar, ilgili literatürlerde verilen amprik ifadelerdir.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2016-05-12T08:20:03Z
No. of bitstreams: 1
10085835.pdf.pdf: 4047088 bytes, checksum: 033f8f55d3ec8dd63a77b565797e2fc0 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Gövde Boru Tipi Isı Değiştirici
Bir ergimiş tuz reaktör-toryum tipi güç santralında kullanılacak gövde borulu ısı değiştirici tasarımı
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/480
2016-06-29T00:00:25Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Çatalorman, Yusuf
ESOGÜ, Mühendislik Fakültesi, Makina Mühendisliği
2016-06-28T08:25:02Z
2016-06-28T08:25:02Z
2015
http://hdl.handle.net/11684/480
Fosil yakıtların çevreye olumsuz etkileri ve maliyetlerinin artması buna paralel
olarak elektrik kullanım bedelinin yüksek olması, göz önüne alındığında; yenilenebilir
enerji kaynakları yönünden son derece elverişli olan ülkemizde bu kaynakları kullanarak
enerji üretimine yöneltecek bir ekipmanın tasarımının ve bunun verimliliğinin araştırılması
amacı gibi gerekçeler projenin çıkış amacıdır.
Tasarımı yapılan hibrit sistemin piyasadaki benzerleri, rüzgar ve güneşten aynı
ünite üzerinde farklı bölümlerde enerji üretirken, tez konusu olan alternatif sistem ile güneş
panelinin aynı zamanda rüzgar türbini olarak kullanılması öngörülmektedir. Bu çalışma
dönen bir cihazdan elektrik üretme amacı ile gerçekleştirilmiştir. Literatür araştırmalarında
bu yapıdaki bir hibrit sisteme ait herhangi bir çalışmaya rastlanmamıştır.
Projede tasarımı ve imalatı yapılan olan sistem dikey olarak konumlandırılmıştır.
Bu tasarımda en önemli konulardan biri ise dikey bir rüzgar türbininin üzerine yerleştirilen
PV ler ile dönebilen bir güneş kolektöründen elektrik üretimi konusunun araştırılmasıdır.
Bu yapı helis şeklindeki Savonius türbinini kademeli parçalara ayrılan kanatlara güneş
hücrelerinin yerleştirilmesi ile oluşturulmuştur.
Henüz literatür araştırılmalarında üzerinde bilimsel çalışma yapılmamış bu fikrin
rüzgâr enerjisiyle birleştirilmesi çalışması projenin yenilikçi içeriğini oluşturmaktadır. Bu
şekilde çalışabilen hibrit sistem kurulumu ve kullanımı kolay ve özellikle dar alanlarda
diğer sistemlere göre büyük üstünlük sağlamaktadır. Bunun yanında mevcut hibrit
sistemler stabil olmasına karşın, bu sistemin taşınabilir olması ve estetik yapının da etkisi
ile yerel kullanım için cazip olması diğer avantajları arasındadır.
Bu amaç ile farklı yapılardaki rüzgar türbinleri tasarımları incelenmiş, Unigraphics
programında alternatif tasarımla değerlendirilmiştir. Yapılan tasarımlar Ansys Fluent-CFX
programları ile analiz edilmiş gerekli değişiklikler tasarıma yansıtılmıştır. Bu şekilde
imalatı yapılacak türbinin en uygun fiziki yapısı belirlenmiştir. Aynı zamanda küçük boyutlarda prototip denemeleri yapılarak gerçek durumda karşılaşılabilinecek sıkıntılar ön
görülmüştür. Son olarak bu yapı prototipe dönüştürülmüştür. Bu aşamadan sonra testler
yapılmış ve gerek tasarım gerekse imalat aşamasındaki aksaklıklar düzeltilmiştir. En
iyileştirilen prototip gerçek saha testlerine tabi tutulmuştur. Saha testlerinden elde edilen
veriler, analiz programlarından elde edilen veriler ile eşleştirilmiş, MiniTab 16 programı
ile formüle edilmiştir.
Yapılan testler sonucunda dönen bir rüzgar türbininden, güneş ve rüzgar kaynaklı
olmak üzere elektrik üretimi gerçekleştirilmiştir. Bu elde edilen sonuç kendi alanında şu
ana kadar yapılmış çalışmalar içinde özgün fikri ile yer almaktadır.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2016-06-09T12:19:45Z
No. of bitstreams: 1
10085089.pdf: 6126780 bytes, checksum: e92092d185150e3771fc56299b75fe54 (MD5)
tur
Dikey Rüzgar Türbinleri
Helisel güneş ve rüzgar türbini tasarımı
doctoralThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/468
2016-06-29T00:00:12Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Tatar, Volkan
TR19154
ESOGÜ, Mühendislik Fakültesi, Makina Mühendisliği
2016-06-28T08:15:12Z
2016-06-28T08:15:12Z
2015
http://hdl.handle.net/11684/468
Uçak motorunda buzlanma oluşumu, uçuş güvenliğini tehdit eden en ciddi
meteorolojik tehlikelerden biridir. Motor üreticileri sertifikasyon sürecinde motorun
buzlanmaya karşı korumalı olduğunu ispat etmekle yükümlüdürler. Bu çalışmada
buzlanma tehlikesi ile karşı karşıya olan ön yatak taşıyıcı parça ele alınacaktır.
Çalışmanın amacı, ön yatak taşıyıcı parçada buzlanma riskini arttıran köşe yuvarlatma
işleminin etkisinin araştırılmasıdır. Buzlanma, parça üzerinde bulunan kanatçıklarda
meydana gelmektedir. Buzlanma sisteminde bulunan deliklerin çevresinde meydana
gelen yüksek sıcaklık farkları ve deliklerin işlenmesi sonucunda oluşan keskin köşeler
yüksek stres yoğunluğuna neden olur. Olası çatlak başlangıcını engellemek için
deliklere köşe yuvarlatma işlemi uygulanması kaçınılmazdır. Fakat bu işlem buzlanma
önleyici sistemin etkinliğini azaltmaktadır. Deliklere uygulanan köşe yuvarlatma
değerinin üst limitinin belirlenmesi, bu araştırmanın temel amacını oluşturmaktadır.
Çalışmada 4 farklı köşe yuvarlatma değeri için sayısal ve deneysel çalışmalar
gerçekleştirilmiştir. Kanatçık üzerinde bulunan 15 delik 3 gruba ayrılarak incelemeler
gerçekleştirilmiştir. Sayısal çalışmadan elde edilen veriler deneysel verilerle
ilişkilendirilmiştir. Hız vektörleri, kayma gerilmeleri, yüzey üzerindeki jet akış izleri
incelenmiş ve belirlenen kriterlere göre delik grupları için köşe yuvarlatma değerlerinin
üst limitleri bulunmuştur. Literatürde yer alan akış görüntüleme yöntemlerinden farklı
bir yöntem kullanılarak belirli aero profile sahip kanatçık firar kenarındaki hava jet
etkinliği araştırılmıştır. Belirlenen aralıkta köşe yuvarlatma değeri ve bunun fonksiyonu
olan jet akış etki alanı arasındaki eşitlikler herbir delik için hesaplanmıştır. Çalışma
sonucunda elde edilen bilgiler uçak motor parça tasarım ve imalat faaliyetlerinde önemli
bir girdi olarak kullanılması beklenmektedir. Ayrıca çalışma kapsamında uygulanan
akış görselleştirme yöntemi geliştirilerek benzer çalışmalarda kullanılabilir.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2016-06-09T12:31:29Z
No. of bitstreams: 1
10074163.pdf: 5808028 bytes, checksum: c9cb63373863f9225565299315501907 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Uçak Motorunda Buzlanma
Hava yönlendirici kanat üzerinde bulunan deliklere uygulanan köşe yuvarlatma işleminin akışa etkisinin araştırılması
doctoralThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/469
2016-06-29T00:00:34Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Yıldızay, Hasan Donat
TR130430
ESOGÜ, Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği
2016-06-28T08:16:09Z
2016-06-28T08:16:09Z
2015
http://hdl.handle.net/11684/469
Yapılan doktora tezinde; Eskişehir’de enerji üretimi amaçlı rüzgar hızı ve güneş
ışınım potansiyelinin tespiti ve analizi yapılmıştır. Analiz ve değerlendirme amacıyla
kullanılan veriler, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi BAP Komisyonu tarafından
desteklenen 201015023 numaralı proje ile kurulan ölçüm istasyonundan alınmıştır. Veri
ölçüm istasyonunun da; 10.m de 1 adet ve 30.m de 2 adet rüzgar hızı ölçüm sensörü,
27.m de 1 adet rüzgar yönü ölçüm sensörü bulunmaktadır. Bu sensörlere ek olarak 3.m
ye sıcaklık ölçüm cihazı, basınç ölçüm cihazı, bağıl nem ölçüm cihazı ve 5.m ye toplam
ışınım şiddeti ölçüm cihazı (piranometre) yerleştirilmiştir.
Alınan veriler ile öncelikle potansiyel belirleme çalışması yapılmış ve aylara
göre sonuçlar analiz edilmiştir. Analiz sonuçlarına göre; rüzgar hızları ortalaması 30m
için 4,1 m/s ve 10m için 3,2 m/s ölçülmüştür. 30m yükseklikteki rüzgar hızlarının hafif
sınıfa dahil edilebilir durumda olduğu görülmüştür. 10m deki rüzgar hızlarının da çok
hafif sınıf sınırına girmekte olup bu hızlarla enerji üretiminin ekonomik olamayacağı
anlaşılmıştır. İstatistiki olarak Minitab ve Easyfit programları kullanılmıştır.
Dağılımlara uygunluk testleri için 8 adet dağılım test edilmiştir. Yapılan uygunluk testi
sonuçlarına göre Weibull dağılımı en iyi dağılım olarak bulunmuş ve şekil-ölçek
parametreleri hesaplanmıştır. Ayrıca elde edilen sonuçlar Eskişehir bölgesinde enerji
üretimi durumu için ticari türbinlere uygulanmıştır. Ülkemizde en çok kullanılan
markalara ait türbinlerin performans analizleri 30-50-70 ve 90m yükseklikler için
hesaplanmıştır. Eskişehir bölgesinde küçük ölçekli türbinler kullanılması durumunda
hub yüksekliği arttıkça üretilen güç ve kullanılabilirlik azalmakta ancak kapasite faktörü
artmaktadır. Büyük ölçekli türbinlerin kullanımı durumda kapasite faktörlerinin düşük
olduğu bu nedenle küçük ölçekli türbinler ile enerji üretimi yapılması gerektiği tespit
edilmiştir. Dağılım sonuçlarının ve farklı ticari türbinlerin karşılaştırmaları literatüre
kazandırılmıştır.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2016-06-09T12:38:14Z
No. of bitstreams: 1
10069619.pdf: 12336924 bytes, checksum: 5001bd373846547003a9a441ebff18d9 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Güneş Enerjisi
Eskişehir ve yöresinde enerji üretimi amaçlı güneş ışınımı ve rüzgar hızı değerlerinin tespiti ve kullanılabilirliğinin analizi
doctoralThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/470
2016-06-29T00:00:35Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Manav, Sefa
ESOGÜ, Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliğ
2016-06-28T08:16:59Z
2016-06-28T08:16:59Z
2015
http://hdl.handle.net/11684/470
Su kanalsız klozetler, tasarımsal ve hijyenik açıdan kanalsız yapıları sebebiyle Dünyada seramik sağlık gereçleri alanında önemli bir yeresahiptir. Bu çalışmada, kanalsız klozetlere farklı bir bakış açısından bakılarak hem en iyi fonksiyon yapan hem de estetik bir teknolojik ürün tasarımı üzerinde durulmuştur. Bu tasarımı oluştururken, amaç suyun klozet içindeki hareketi ile klozet haznesini temizleyecek bir etkiye sahip olması hem de piyasadaki kanalsız klozetlere karşı fark yaratması amaçlanmıştır. Bu çalışmada, ANSYS CFX ticari yazılım kullanılmıştır. Yazılım ile suyun hazne içinde izlediği yolu önemli ölçüde etkileyen geometrik hazne yapısı, suyun hazneye önden veya arkadan girişine olanak sağlayan çeşitli tasarımların simülasyonu yapılmıştır. Sayısal simülasyonlar sonucunda temiz suyun hazneye önden verilmesine olanak sağlayan tasarımın geliştirilmesine karar verilmiştir. Bu bağlamda, önden-temizlemeli kanalsız klozetlerin prototip imalatları yapılarak deneysel performans testlerine tabi tutulmuştur. Analizler sonunda geliştirilen klozet hazne yapısı ile üretilen prototip ürünün fonksiyon test verileri kıyaslanmıştır. Standard fonksiyon testlerinde yıkama alanı olarak üstten 85 mm’nin aşağısında kalan yüzeyi yıkamak zorunludur. Yanlardan gelen suyun etki alanı genişletilerek, suyun hazne içerisindeki dağılımı artırılmıştır. Piyasada mevcut klozetler 6 L ile yıkama yapmaktadır; ancak bu çalışmada tasarlanan prototipler 4 L ile fonksiyon testlerinde başarılı olmuştur. Bu şekilde su kullanımında % 35 tasarruf sağlanmaktadır. Gerek analizlerde ve gerekse fonksiyon testlerde hazne içerisindeki temizliğin standartların oldukça üstünde olduğu gözlemlenmiştir. Yapılan test ve analizlerde prototip tasarımın % 95 daha hijyen olduğu bağımsız kurumlardan alınan rapor ile teşhis ve tespit edilmiştir. İlk prototiplerden elde edinilen tecrübeler doğrultusunda son prototip ürün tasarlanmış ve imal edilmiştir.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2016-06-09T12:46:05Z
No. of bitstreams: 1
10065554.pdf: 4442874 bytes, checksum: 8e509cb41ce751826a143d1939bc29e0 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Kanalsız Klozet
Yüksek fonksiyonel verim için sifon-hazne tasarımlarının hesaplamalı akışkanlar dinamiği ile çözümlenmesi
doctoralThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/540
2016-07-26T00:00:31Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Kaçar, Emin Nadir
ESOGÜ, Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği
2016-07-25T13:03:21Z
2016-07-25T13:03:21Z
2015
http://hdl.handle.net/11684/540
Bu çalışmada gaz türbin motorunda kullanılan ileri soğutma yöntemlerinden biri
olan jet çarpma ile soğutma yöntemi incelenmiştir. Jet çarpma ile soğutma sisteminin
parametreleri belirlenmiş ve bu parametrelerin toplam soğutma oranı üzerindeki etkisi
gözlemlenmiştir. Bu gözlem için Ansys Fluent kullanılmıştır. Daha önce test edilmiş,
literatürde detayları bulunan modeller hazırlanmış ve programın ne oranda doğru
hesaplama yaptığı görülmüştür. Doğrulama çalışmasının ardından programda kullanılan
eleman dağılımının (mesh) çözüme etkisini belirlemek amacıyla aynı geometride sırasıyla
sınır tabaka ağı ve kesme tabakası ağı yoğunlaştılmış bunlara ek olarak genel eleman
boyutları küçültülerek çözümler yapılmıştır. Bu çözümlerde eleman dağılımının “y+”
değerine etkisi, “y+” değerinin de sonuçlara etkisi incelenmiştir. Daha sonra gaz türbin
motorların çalışma şartlarına uygun olacak şekilde seçilen jet çarpma probleminde bir sabit
kanatçığın dört sıra jetinin düz hedef yüzeye çarpan bir sırası çalışılmıştır. Konu
geometride 1500 K sıcaklığına, 800 kPa basınca sahip sıcak hava ile temas eden metal; 500
K sıcaklığına ve 400 kPa basınca sahip hava ile soğutulmuştur. Belirlenen problem için
soğutma performansının belirleyicileri olarak kanal yüksekliği, jetler arasındaki mesafe ve
Reynolds sayısı parametreleri seçilmiştir. 2D, 3D ve 4D olmak üzere üç farklı kanal
yüksekliği; 4D, 5D ve 6D olmak üzere üç farklı jetler arası mesafe ve 4000, 5000 ve 10000
olmak üzere üç farklı Re sayısı kullanılarak çözümler alınmıştır. Bunlara ek olarak, aynı
çözümler SC03’te gaz türbin uygulamaları için tanımlanmış korelasyonları kullanarak
gerçekleştirilmiştir. Sonuç olarak iki farklı programdan elde edilen çözümlerle jet çarpma
sisteminin ısıl performansı farklı parametrelerle karşılaştırılmış, en iyi sonuç veren
parametreler belirlenmiştir. Buna göre sonlu hacimler programında kanal yüksekliği 4D,
jetler arası mesafe 6D ve Re sayısı 10000 için; sonlu elemanlar programında ise kanal
yüksekliği 2D, jetler arası mesafe 4D ve Re sayısı 10000 için en yüksek ısı transfer
katsayısı değerleri elde edilmiştir.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2016-07-15T09:02:38Z
No. of bitstreams: 1
10028506.pdf: 2825337 bytes, checksum: c6326895248be57acbdf324823d128cf (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Gaz Türbin Motoru
Jet çarpma ile soğutma sistemi özelliklerinin sayısal araştırılması
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/541
2016-07-26T00:00:57Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Öçal, Figen
ESOGÜ, Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği
2016-07-25T13:03:28Z
2016-07-25T13:03:28Z
2015
http://hdl.handle.net/11684/541
Gelişen teknoloji ile birlikte artan enerji gereksinimi, tüm dünyada enerji
politikalarını yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yöneltmiştir. Bu enerji
kaynakları, güneş, jeotermal, rüzgar ve biyogaz gibi enerji kaynaklarıdır. Ülkemiz,
alternatif enerji kaynakları bakımından zengin bir potansiyele sahiptir.
Bu çalışmada, biyogaz enerjisi üretimi ve Eskişehir ilindeki biyogaz enerjisinin
potansiyeli ile Eskişehir ilindeki bu potansiyelin uygulaması üzerinde durulmuştur.
Eskişehir ilindeki büyükbaş hayvan sayısı belirlenerek değerlendirilebilecek biyogaz
potansiyeli ortaya konmuştur. Eskişehir ilçelerinde büyükbaş hayvan sayıları toplamı
118937’dir. Eskişehir ilçelerindeki büyükbaş hayvan barınaklarında oluşan atıklar
toplanarak biyogaz tesislerine taşınmış ve hammadde olarak değerlendirilmiştir.
Eskişehir ili büyükbaş hayvan atığından üretilen biyogaz, enerji üretiminde
kullanıldığında, Eskişehir ilinde günde elde edilebilecek elektrik enerjisi 276454,23
kWh olduğu bulunmuştur. Yine üretilen biyogaz enerjisinin tamamını tüp gaz olarak
değerlendirmek istediğimizde, yılda yaklaşık 715643 adet büyük tüp gaz (12
kilogramlık) ihtiyacının karşılanabileceği görülmüştür.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2016-07-18T06:16:03Z
No. of bitstreams: 1
10022145.pdf: 5143762 bytes, checksum: a1554da393de0d367ee947d9d0b36da7 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Biyogaz
Biyogaz enerjisi üretimi ve Eskişehir ili için uygulama
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/511
2016-07-26T00:00:20Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Ardıç, Sinan
ESOGÜ, Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği
2016-07-25T12:50:50Z
2016-07-25T12:50:50Z
2015
http://hdl.handle.net/11684/511
Bu çalışmada ilk olarak yapay sinir ağları ve santrifüj pompalarla ilgili temel kavramlar ele alınarak, uygulama için hangi yapay sinir ağının uygun olacağı belirlenmiştir. Daha sonra T.Ş.F.A.Ş Eskişehir Şeker Makine Fabrikası‟nda imal edilen pompaların karakteristik eğrilerinden alınan değerler ile yapay sinir ağı MATLAB aracılığı ile oluşturulmuş ve eğitilmiştir. Bu aşamadan sonra da ağ hiç görmediği örneklerle test edilmiştir. Bu test sonucu oluşan hatalar minimize edilerek bu işlemler sonucunda minimum hata %1,3 olup B 50-200 tip santrifüj pompaya ait olduğu bulunmuştur. Diğer pompalar için de bulunan hatalar çalışma içinde verilmiştir. Daha sonra yapay sinir ağı verileri ile verim eğrileri oluşturularak ara değerler için performans tayininin mümkün olduğu gösterilmiştir.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2016-07-19T07:25:22Z
No. of bitstreams: 1
10025860.pdf: 2283637 bytes, checksum: 9a0dc4ad0d4653ac677f0e3f7ba13f93 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
MATLAB
Yapay sinir ağları kullanılarak santrifüj pompalarda performans tayini
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/518
2016-07-26T00:00:55Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Hassan, Abada usuman
ESOGÜ, Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği
2016-07-25T12:52:32Z
2016-07-25T12:52:32Z
2014
http://hdl.handle.net/11684/518
Bu çalışmada laminar akış şartlarında bir dikdörtgensel kapalı kutu içerisindeki nano akışkanın sabit duvar sıcaklığında doğal taşınımla ısı transferi incelenmiştir. Nano parçacıkların bir sıvı içerisindeki süspansiyonları nano akışkan olarak adlandırılır. Nano akışkanlar yüksek ısıl iletim katsayıları sebebiyle ısı transferi artırımı için gelecek vaat etmektedirler. An itibariyle, literatürde nano akışkanların ısıl iletim katsayıları ile ilgili çelişkili sonuçlar mevcuttur. Öte yandan söz konusu ısıl iletim katsayısı artışına sebep olan mekanizmalar henüz tam olarak anlaşılamamıştır. Bu çalışmada, %1 ile %9 arasında değişen hacimsel oranlarda suya katılan Al2O3, TiO2 ve CuO nanopartiküllerden oluşan nanosıvıların doğal taşınım ısı geçişine etkisi FLUENT yazılımı kullanılarak sayısal olarak araştırılmıştır. Son dönemde yapılan deneysel çalışmalar, nano akışkanlarla elde edilen ısı transferi artırımının, ilgili ısıl iletim katsayısı artırımından yüksek olduğunu göstermiştir. Bu ilave artışın, nano parçacıkların akış içerisindeki rastlantısal hareketleri sonucu oluşan ısıl dağılışım olayı ile açıklanabileceği düşünülmektedir.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2016-07-19T09:25:56Z
No. of bitstreams: 1
10041239.pdf: 2409516 bytes, checksum: 1476c17747cf1c8b3ed0f27185ce4288 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Nanosıvılar
Nanosıvılar dolu dikdörtgensel kapalı kutularda doğal konveksiyon
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/559
2016-07-26T00:00:09Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Yıldırım, Elif
ESOGÜ, Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği
2016-07-25T13:05:54Z
2016-07-25T13:05:54Z
2014
http://hdl.handle.net/11684/559
Mevcut enerji kaynaklarının giderek azalması ve fosil yakıtların kullanımıyla meydana gelen olumsuz çevresel etkilerden dolayı performansı ve verimi yüksek motorların geliştirilmesi ile birlikte, geliştirilen bu motorların ekserji analizi yapılarak karşılaştırılması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Yakıtın daha etkin kullanılması ile işletme maliyetlerinin yanında, çevresel kirlilik ve sürdürülebilirlik açısından da olumlu sonuçlar elde edilecektir. Bu bağlamda diğer sektörlerde olduğu gibi havacılık alanında da artan talep ile birlikte helikopter motorlarının da etkin kullanımı gündeme gelmiştir. Enerji analizi ve ekserji analizinin yapılması motor performanslarının belirlenmesinde kullanılabilir enerji miktarının gösterilmesi açısından önemlidir. Son zamanlarda, ekserji analizleri; analiz, tasarım ve performans iyileştirme alanlarında kullanıldığı gibi sistemlerin sürdürülebilirlik düzeylerini değerlendirmek için de kullanılmaktadır. Bu çalışmada, enerji analizi, ekserji analizi ve sürdürülebilirlik değerlendirmesi buji ateşlemeli, doğal emişli ve hava soğutmalı piston-prop helikopter motoruna farklı motor güç değerleri (150-600 SHP (Şaft Beygir Gücü)) için uygulanmıştır. Yapılan hesaplamalar sonucunda en yüksek enerji ve ekserji verimleri 250 SHP için sırasıyla %12.72 ve %17.62 olarak bulunmuştur. En düşük enerji ve ekserji verimleri 600 SHP değerinde elde edilmiştir. Ayrıca aynı güçte en yüksek ekserji yıkım ve kayıp ekserji değeri sırasıyla 6.9 MW ve 0.39 MW olarak hesaplanmıştır. 250 SHP güçte, en yüksek ekserjetik sürdürülebilirlik indeksi 0.15 olarak, en düşük çevresel etki faktörü değeri 6.86 olarak hesaplanmıştır. En düşük atık ekserji oranı ve en düşük ekserji yıkım faktörü sırasıyla %87.28 ve %66.77 olarak aynı güçte hesaplanmıştır.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2016-07-21T13:08:33Z
No. of bitstreams: 1
10059160.pdf: 978283 bytes, checksum: 78e4597816130586ab3a160519982135 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Ekserji Analizi
Helikopter motorunun ekserjetik analizi ve sürdürülebilirlik değerlendirmesi
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/678
2016-11-10T01:00:08Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Üzgür, Sinem
ESOGÜ, Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği
2016-11-09T13:38:38Z
2016-11-09T13:38:38Z
2013-12
http://hdl.handle.net/11684/678
Havacılık sektörü bazında, uçak gaz türbin motorlarının güvenilirlik, mukavemet/ ağırlık oranı, performans ve servis ömrü gibi en yüksek standartları karşılaması beklenmektedir. Dolayısıyla; gemi, lokomotif, petro-kimya ve nükleer reaktör sanayileri gibi, hizmet ettiği sadece uzay ve havacılık sektörü olmayan ekonomik maliyetli, sağlam, yüksek sıcaklıklara, korozyon ve oksitlenmeye dayanıklı malzemelere olan ihtiyaç güncelliğini sürekli korumaktadır. Fakat bu malzemeler üstün özelliklerine rağmen, servis sırasında çok yüksek çalışma sıcaklıklarına ve şiddetli işletim ortamlarına maruz kaldıkları için, aşınma, yırtılma ve çatlamalardan sıkıntı çekmektedirler. Ayrıca, bu yüksek sıcaklık parçalarının ITAB ve birleşme bölgelerinde oluşabilen mikro çatlaklar yüzünden kaynaklama sırasında uygun kaynak parametrelerinin kullanılması gerekmektedir.
Bu doktora tezi kapsamında; uçakların gaz türbin motorlarında yaygın olarak kullanılan ve çok özel özelliklere sahip INCONEL 718 süperalaşımının, son teknoloji kaynak yöntemlerinden lazer ışın kaynağı ve geleneksel TIG ile kaynaklanması üzerine çalışmalar yapılmıştır.
Birleştirilen malzemenin ITAB’ ın da oluşan mikro çatlakların miktarsal olarak incelenebilmesi için de, sadece TIG kaynak yöntemi için kullanılabilen Varestraint test düzeneğinin Lazer kaynak yöntemine uygunluğu araştırılmıştır. Son derece gelişmiş malzeme karakterizasyon tekniklerinden SEM kullanılarak, tahribatsız muayene ile tayin edilemeyen mikron boyutunda ki çatlakların ve bunların nedenlerinin analiz edilmesi sağlanmıştır.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2016-11-02T09:18:28Z
No. of bitstreams: 1
10027879.pdf: 7269543 bytes, checksum: 9eb502bc294937ab15e80a4988989f83 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Lazer Kaynak
Lazer kaynaklı inconel 718 süperalaşımının kaynak hassasiyeti için varestraint test düzeneğinin geliştirilmesi
doctoralThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/681
2016-11-10T01:00:17Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Yılmaz, Sezcan
TR55110
ESOGÜ, Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği
2016-11-09T13:38:45Z
2016-11-09T13:38:45Z
2014-10
http://hdl.handle.net/11684/681
Bu tezde, viskoelastik yüzeylerin haptik olarak algılanması ve deformasyonu ele
alınmıştır. Haptik temas parmak ile sanal bir yüzey arasında tanımlanmış ve lineer
olmayan gerçekçi (deneysel olarak doğrulanmış) bir model geliştirilerek formüle
edilmiştir. Çalışmanın ilk bölümünde ilgili literatür ve teknoloji ortaya konulmuş olup
tez çalışmasında kullanılacak olan haptik cihaz ve test ortamı tanıtılmıştır. Özgün
geliştirme çalışmalarından ilki, parametrik yüzeylerin haptik uygulamalara yönelik
diferansiyel kinematiğinin ortaya konmasını ve gerçekçi bir temas ve deformasyon
modelinin tasarımını içermektedir. Bu kapsamda, kısıt tabanlı empedans tipi bir
kontrolör vasıtası ile yüksek eğrilik yarıçaplı içbükey ve dışbükey bölgelere sahip bir
yüzey üzerinde gerçekleştirilen test çalışmaları sunulmuştur. Bu testler, parmak ve
viskoelastik yüzey arasındaki etkileşim için önerilen lineer olmayan (gerçekçi)
algoritmanın oldukça başarılı bir şekilde çalıştığını göstermiştir. Takiben gerçeklik algısı
kalitesinin arttırılması amacıyla yüzey üzerindeki harekete sürtünme etkisi ilave edilmesi
konusuna girilmiştir. Mevcut literatürde var olan sürtünme modelleri arasından haptik
etkileşime uygun olan LuGre formülasyonu çalışmaya adapte edilerek, daha gerçekçi
haptik etkileşim ve algıya ulaşılmıştır. Ardından önerilen algoritmanın ve kontrolörün
daha genel bir karakteristik kazanabilmesi ve her türlü yüzeyle birlikte kullanılabilmesini
sağlamak amacıyla noktalar setinden oluşturulabilen yüzeyler ele alınmıştır. Bu genel
durumda, öncelikle sürtünme dikkate alınmadan meshli bir yüzey ile parmak arasında
tanımlanan lineer olmayan karakterdeki etkileşim için lokal temas ve deformasyon ele
alınmıştır. Son olarak en genel durumun incelenebilmesi için, viskoelastik nesnelerin bir
parmakla etkileşiminden haptik geribildirim oluşturulmasına, sürtünme etkileri de dahil
edilerek özgün bir karaktere sahip olan algoritmanın geniş bir potansiyele ve kapsamlı
uygulama alanlarına sahip olduğu gösterilmiştir.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2016-11-02T09:55:25Z
No. of bitstreams: 1
10056664.pdf: 4031833 bytes, checksum: 82bcbb01ed07ea237bb7f9471dd71541 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Haptik
Deforme olabilen yüzeylerle gerçekçi haptik etkileşim
doctoralThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/804
2016-12-15T01:00:24Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Güleşen, Mustafa
TR46017
ESOGÜ, Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği
2016-12-14T06:57:06Z
2016-12-14T06:57:06Z
2013-06
http://hdl.handle.net/11684/804
Gaz atomizasyon yöntemi metal tozu üretiminde yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir. Günümüzde bu yöntem ile metal tozu üretim veriminin arttırılması amacıyla araştırmalar devam etmektedir. Atomizasyon yönteminin başarısını etkileyen en önemli değişken nozul geometrisidir. Nozul geometrisi; boğaz açıklığı, boğaz alanı, çıkıntı mesafesi ve nozul açısı gibi değişkenlere sahiptir. Bu çalışmada nozulun gaz akış davranışı Hesaplamalı Akışkanlar Dinamiği (HAD) analizi kullanılarak modellenmiştir. Modellemede metal akış borusu ucunda meydana gelen basınç, gaz debisi, gaz hızı verileri irdelenerek en verimli nozul tasarımı tespit edilmeye çalışılmıştır. Tespit edilen en iyi tasarıma göre nozul imal edildikten sonra nozul metal akış borusu uç basınç değerleri deneysel olarak ölçülmüştür. Tez çalışmasında çok sayıda tasarım için deneysel metal akış borusu uç basınç değerleri ile Reynolds Stres Modeli analizi sonuçları karşılaştırıldığında aralarında genellikle % 1 – 6 fark olduğu tespit edilmiştir. Gaz atomizasyon yöntemi ile üretilen saf kalay, gümüş amalgam, etial 141, AA 2014 ve AA7075 alüminyum alaşım tozlarının özellikleri incelenmiş ve nozul verimi açısından sonuçlar değerlendirilmiştir. Kalay ile yapılan deneylerde, aynı şartlarda metal akış borusu taban dış çapı 14 mm, 10 mm ve 8 mm nozullardaki deneyler sonucunda 10 mm çapa sahip nozul verimi diğerlerine göre daha yüksek bulunmuştur. Üretilen tozların küresel şekilli ve log normal dağılım gösterdiği tespit edilmiştir.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2016-12-13T06:59:56Z
No. of bitstreams: 1
10011490.pdf: 13114815 bytes, checksum: f6865b02e7d1e56358c5f053998e8e9d (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Toz Metalurjisi
Hesaplamalı akışkanlar dinamiği ile gaz atomizasyonu nozolunun modellenmesi ve toz üretiminin deneysel araştırılması
doctoralThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/784
2016-12-15T01:00:14Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Uzunonat, Yağız
TR59173
ESOGÜ, Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği
2016-12-14T06:55:38Z
2016-12-14T06:55:38Z
2012-10
http://hdl.handle.net/11684/784
Havacılık teknolojisindeki en önemli gelişmelerden biri olarak kabul edilen nikel esaslı süperalaşımlar, yüksek sıcaklık dayanımı, korozif ortamlardaki yorulma direncinin yüksekliği, imal edilebilirliği ve fiyat performans ilişkisi gibi pek çok temel özellikleri nedeniyle konvansiyonel uçak motorlarında en çok tercih edilen yapısal eleman olmuşlardır.
Inconel 718 süperalaşımı, muadili olan diğer nikel esaslı alaşımlardan ayrı biçimde yapısındaki γ′′-Ni3Nb fazının varlığıyla öne çıkmaktadır ve bu γ′′ parçacıkları yapıya asıl dayanımı kazandıran mekanizmayı oluşturmaktadır. Bu çalışmada, TIG kaynağı uygulanmış ve uygulanmamış Inconel 718 cıvatalar oda sıcaklığı, 500 oC ve 700oC’lik sıcaklıklara ısıtılmış ve ardından numuneler bu sıcaklıklar için çentik-darbe testine tabi tutulmuşlardır. Test sonuçların incelenmesinde parçaların darbe dayanım değerlerinin yanı sıra mikroyapının incelenmesi için optik mikroskop, taramalı elektron mikroskobu ve birlikte kullanılan EDX ünitesinden yararlanılmıştır. Bulunan sonuçlar son olarak gerçekleştirilen mikro sertlik analizleri ile beraber yorumlanmıştır.
Tez çalışmasının sonucunda; kaynaklı numunelerin özellikle kaynak bölgesi sertliğinin bariz oranda düştüğü ve kaynaksızlardan daha sünek bir şekilde kırıldığı görülmüştür. Kaynak işlemi sebebiyle dendrit sınırlarında biriken γ′′-Ni3Nb fazı taneler arası kırılmayı hızlandırmıştır. Kaynaksız numunelerin darbe dayanımlarının düşük çıkmasının sebebi ise, kaynaklı parçalarda mikroyapıda meydana gelen kısmi yumuşamanın sünekliği arttırarak darbeli yükler altındaki dayanımlarını yükseltmesi olarak belirlenmiştir.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2016-12-14T06:02:46Z
No. of bitstreams: 1
450698.pdf.pdf: 2421063 bytes, checksum: 593bd748eba4f68b6dd956ea10eec69d (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Nikel Esaslı Süperalaşım
TIG kaynağı uygulanmış Inconel 718 malzemenin darbe dayanımının incelenmesi
doctoralThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/799
2016-12-15T01:00:47Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Saraçyakupoğlu, Tamer
ESOGÜ, Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği
2016-12-14T06:56:54Z
2016-12-14T06:56:54Z
2012-12
http://hdl.handle.net/11684/799
Teknolojide imalat yöntemleri alışılmış ve alışılmış olmayan olmak üzere ikiye
ayrılmaktadır. Alışılmış imalat yöntemlerinde kesici takımlar kullanılmakta olup söz
konusu takımlar ve işlenecek malzeme arasındaki izafi hareket ya düzlemsel ya da
dairesel olduğundan, elde edilen parçaların yüzeyleri de genellikle düzlemsel ya da
daireseldir. Ayrıca, çok küçük veya çok büyük parçaların imalatında geleneksel talaşlı
imalat yöntemleri sınırlı kaldığından geleneksel olmayan imalat yöntemlerine ihtiyaç
duyulmuştur. Geleneksel olmayan yani diğer bir anlamda modern imalat
teknolojilerinden kabul edilen su jetiyle kesme işlemi 1970’li yıllarda kullanılmaya
başlanmıştır. 1980’li yıllarda ise su jetine aşındırıcı tanecik katılması suretiyle
aşındırıcılı su jeti imalat yöntemi uygulamaya geçmiştir. Teknolojide oldukça geniş bir
kullanım alanı olan aşındırıcılı su jeti ile yapılan kesme işlemi sonrasında yüzey
kalitesinin istenilen seviyede olması malzeme türü, basınç, ilerleme hızı ve su jeti
çapına bağlı olduğu değerlendirilmektedir. Bu çalışmada iki farklı malzeme türü
üzerinde basınç, ilerleme hızı ve su jeti çapının değiştirildiği deneyler icra edilmiş ve
yüzey kalitesi incelenerek bir analiz yapılmıştır.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2016-12-14T06:47:46Z
No. of bitstreams: 1
453984.pdf: 6796992 bytes, checksum: 80fada39a8a413ff635aad937a521fd4 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
İmalat Yöntemleri
Aşındırıcı su jeti ile kesmede malzeme, basınç, ilerleme hızı ve su jeti çapının yüzey kalitesine etkisinin analizi
doctoralThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/818
2016-12-31T01:00:29Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Aktaş, Mehmet
ESOGÜ, Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği
2016-12-30T07:02:36Z
2016-12-30T07:02:36Z
2013-06
http://hdl.handle.net/11684/818
Taşınım, bir yüzeyle üzerindeki akışkan arasındaki enerji aktarımıdır. Doğal
taşınımın etkin olduğu bir çok uygulama alanı vardır ayrıca doğadaki bütün maddeler
ışınım yayar. Işınım endüstride birçok ısıtma, soğutma ve kurutuma işlemlerinde
kullanılır. Bu çalışmada iki boyutlu kapalı dikdörtgensel bir şekilde doğal taşınım ve
ışınımla ısı geçişi sayısal olarak incelenmiştir. Dikdörtgensel şeklin alt kısmı sinüzoidal
olarak bir, iki ve üç undolinden oluşmaktadır. Oluşturulan sistemde alt ve üst duvarlar
sıcak, sağ ve sol duvarlar tamamen yalıtılmış kabul edilmiştir. Alt ve üst duvar arasında
20K sıcaklık farkı bulunup alt duvar üst duvardan sıcaktır. Problem çözümü 104-106
Rayleigh sayılarında yapılmıştır. Işınım ile ısı geçişi incelenirken ışınım yayma oranları
0,1-1 arasında 0.1 adım arttırılarak on farklı değer seçilmiştir. İki boyutlu sürekli
rejimde, süreklilik, Navier-Stoke ve Boussinesq yaklaşımlarıyla, ayrıklaştırma yöntemi
olarak FVM (Finite Volume Method) ile taşınım terimlerinde ikinci dereceden (Second
Order Upwind) ayıklaştırma şeması, çözüm algoritması olarak da SIMPLE algoritması
kullanılarak, yüzey ışınım hesabında S2S (Surface to Surface) ışınım ısı modeli ile
FLUENT® yazılımında çözülmüştür. Doğal taşınım taşımda soğuk duvar üzerinde
ortalama Nusselt sayıları ve ışınımda Nur, Nuc, Nut sayıları hesap edilmiştir.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2016-12-15T06:04:47Z
No. of bitstreams: 1
10006790.pdf: 21230119 bytes, checksum: 0585f8a60e65fec1a23444769e492a08 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Doğal Taşınım
Sinüzoidal duvarlı kapalı dikdörtgen geometride yüzey ışınımı ile doğal taşınımın sayısal incelenmesi
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/805
2016-12-16T01:00:10Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Çöl, Mehmet Niyazi
ESOGÜ, Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği
2016-12-15T07:00:12Z
2016-12-15T07:00:12Z
2013-03
http://hdl.handle.net/11684/805
Bu çalışmada, makine parçalarının dizayn, imal ve kullanımında, temel mühendislik sorunlarından birini teşkil eden sürtünme – yağlama alanında, kullanılacak yağlayıcı maddelerin etkinliğini artırma yönünde, olası katkı maddelerinden ikisi üzerine (Si3N4 ve CNT) teorik ve deneysel araştırma ile bu araştırmanın sonuçları ele alınmıştır.
Çalışma kapsamında, önce katkısız baz yağ ile deneyler tamamlanarak sonuçlar elde edilmiş ve ardından değişik oranlarda Si3N4 ve CNT nano partiküllerinin baz yağa katılması ile elde edilen süspansiyonların aynı deneylerde ortaya koyduğu sonuçlar gözlenmiştir.
Tüm deneylerde kullanılan test parçaları üzerinde meydana gelen aşınmalar taramalı elektron mikroskobu (SEM) yöntemi ile incelenmiştir.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2016-12-15T06:54:45Z
No. of bitstreams: 1
465257.pdf: 4127624 bytes, checksum: f6dcc640b01fa68eadf54c4270b632e4 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Nano Yağ Katıkları
Si3N4 ve CNT nano partiküllerin yağ katkısı olarak AISI 4140 çeliğinin aşınma özelliklerine etkisinin incelenmesi
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/840
2016-12-31T01:01:05Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Yetik, Özge
TR130434
ESOGÜ, Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği
2016-12-30T10:31:42Z
2016-12-30T10:31:42Z
2013-06
http://hdl.handle.net/11684/840
Bu tezde hesaplama alanı içerisinde yüksekliği ve genişliği D olan kare kesitli tek ve art arda yerleştirilmiş iki silindirin arasındaki ve iz bölgesindeki akış ve ısı geçişi incelenmiştir. Çift silindir için alt tarafta duvar olması ve olmaması durumları incelenmiştir. x ve y eksenleri yönünde uniform olmayan ağ yapısı oluşturulmuş, silindir ve duvarın yakınında daha sık ağ yapısı kullanılmıştır. Tek silindirden elde edilen sonuçlar kullandığımız program sonuçlarının doğruluğunu tespit etmek için literatürdeki diğer çalışmalarla karşılaştırılmıştır. Art arda yerleştirilmiş iki silindir arasındaki akış alt tarafta plaka olması ve olmaması durumları için ayrı ayrı incelenmiştir. Altta plaka olduğu zaman, akış simetrik olmadığından sonuçlar birbiriyle çok farklı çıkmıştır. Altta plaka yokken silindirler arası mesafe 2 D olana kadar silindirler arasında vorteks oluşmazken, silindirler arası mesafe 2.5 D olduğunda vorteks oluşmaya başlamış fakat 3.5 D olduğunda ön silindirden ayrılan sınır tabaka tamamen silindirler arasında vorteks oluşturduğu için ön ve arka silindirlerin direnç kuvveti, kaldırma kuvveti ve Nusselt sayıları en yüksek değerlerini 3.5 D de almışlardır. Altta plaka varken silindirler arası mesafe 1.5 D ve duvara olan uzaklık 1.5 D olduğunda ön silindirden ayrılan sınır tabaka silindirler arasında kıvrılmaya başlamıştır ancak 2 D olduğunda plakadan ayrılan sınır tabaka ön silindire ve arka silindire değmeden yoluna devam etmiştir. Bu nedenle direnç kuvveti ve Nusselt sayısı en yüksek değerlerini ön ve arka silindirde 1.5 D olduğunda almışlardır. Silindirler arası mesafe 2.5 D ve 4 D olması durumunda plakadan ayrılan sınır tabaka duvara olan uzaklık 2 D olduğunda ön silindire, duvara olan uzaklık 3.5 D olduğunda da arka silindire değmeden yoluna devam etmiştir. Direnç kuvveti ve Nusselt sayısı en yüksek değerlerini ön silindirde 1.5 D arka silindirde 3 D' de almıştır.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2016-12-16T06:54:41Z
No. of bitstreams: 1
10004230.pdf: 4994794 bytes, checksum: 98995e8bef14c0e32dfcbebc3d9d9804 (MD5)
tur
Kare Kesitli Silindir
Kare kesitli iki silindir etrafında akış ve ısı geçişi
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/937
2017-01-25T01:00:14Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Akyüz, Serhan
ESOGÜ, Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği
2017-01-24T06:47:59Z
2017-01-24T06:47:59Z
2013-03
http://hdl.handle.net/11684/937
Teknolojinin ilerlemesi ve dünya nüfusunun artışıyla birlikte, enerji ihtiyacı da artmaktadır. Var olan enerji kaynakları ise bilinçsizce kullanılmaktadır. Bu nedenle firmalar, en küçük parçadan en büyüğüne kadar, enerjiyi minimum düzeyde tüketen ürün geliştirmeye ağırlık vermeye başlamıştır.
İki veya daha fazla akışkan arasındaki ısı transferi, ısı değiştiricilerle sağlanmaktadır. Kondenserler de içinde yoğuşma olan ısı değiştiricilerdendir. Bu çalışmada, panjurlu kanatlı düz tüplü mini mikro kanallı kondenserin kanat adımı ve yükseklik parametrelerinin ısıl performansa etkisi sayısal olarak incelenmiştir. Çalışmalar ticari bir hesaplamalı akışkanlar dinamiği (HAD) yazılımı olan Ansys Fluent 14.0 programı kullanılarak gerçekleştirilmiştir.
Sayısal modelleme buzdolabı kondenseri referans alınarak belirlenmiştir. Literatürde benzer çalışmalar olmasına rağmen, bu çalışmadaki değerler bir buzdolabından örnek alınarak yapılmıştır. Ayrıca literatürdeki çalışmaların çoğuna ek olarak, üç boyutlu çalışmalarda tüp bölümü de hesaplamalara dahil edilmiştir. Üç farklı kanat adımı ve beş farklı kanat yüksekliği seçilmiştir. Kanat adımı çözümlemeleri iki; kanat yüksekliği ise üç boyutlu gerçekleştirilmiştir. İki boyutlu çözümler sonucunda kanat adımı 1,5 mm olan geometri en iyi ısıl performansı vermiştir. Havanın çıkış sıcaklığı kesit alanı daraldıkça artmıştır. Bu nedenle üç boyutlu çözümlemelerde kanat adımı 1,5 mm olacak şekilde sabit tutulmuştur. Çözümlerdeki en yüksek Reynolds sayısı 429'dur ve bütün hesaplamalar laminer modelde yapılmıştır. Hava giriş hızı 3,75 m/s, hava giriş sıcaklığı 298 K ve duvar sıcaklığı 314 K olarak çözümler yapılmıştır. Malzemeler ise 300 K'deki özellikler baz alınarak tanımlanmıştır. Geometrilerde, alüminyum yüzeyler hariç duvar sınır koşulu verilmemiş; gerçek çalışma sistemi referans alındığı için simetri ve periyodik sınır koşulları kullanılmıştır.
Isıl performans ortalama logaritmik sıcaklık farkının (LMTD) da kullanılmasıyla bulunan Colburn j faktörü ve sürtünme faktörü f hesaplanarak bulunmuştur. Bu sonuçların ardından performans değeri j/f1/3 bulunarak en iyi sonucu veren model seçilmiştir. İki boyutlu çözümlerde kanat adımının Fp 1,5 mm olarak seçilip, bu sonucun üç boyutlu çözümlere uygulanmasından sonra, kanat yüksekliğinin Fh 8 mm olduğu modelin en iyi sonucu verdiği bulunmuştur. Üç boyutlu modellerde en yüksek hava çıkış sıcaklığı 308,41 K olmuştur. Burada da, iki boyutlu modellerde olduğu gibi sıcaklık artarken ısı geçişi azalmıştır. Çünkü hem iki hem de üç boyutlu modelde kesit artışı ve sabit hava hızı nedeniyle debi artmıştır. Bulunan Colburn j faktörü ve sürtünme faktörü f değerleri, literatürdeki deneysel ve sayısal sonuçlarla kıyaslanmış, yakın değerler elde edildiği görülmüştür.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2017-01-04T06:33:52Z
No. of bitstreams: 1
463915.pdf: 5941611 bytes, checksum: afb040ad35375de3be9cae218cc7ab16 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Panjurlu Kanat
Hava soğutmalı mini-mikro kanallı kondenserlerde kanat yüksekliği ve adımının performansa etkisinin araştırılması
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1016
2017-05-24T00:00:21Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Sert, Zerrin
TR14033
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği
2017-05-23T06:28:57Z
2017-05-23T06:28:57Z
2016
http://hdl.handle.net/11684/1016
Alternatif Sentetik Kernel yaklaşımı (ASKN), standart SKN yaklaşımda olduğu gibi, üç
boyutlu ışınım integral transfer denkleminden türetilir. Işınım integral transfer
denklemlerinde termal ışınımın doğrudan ve diffüz bileşenleri sırasıyla, yüzey ve hacim
integralleri olarak görülmektedir. Standart SKN metodunda, doğrudan bileşenleri analitik
olarak hesaplanırken, diffüz bileşenlere yaklaşım uygulanır. Alternatif SKN’nin, standart
SKN’den farklı olarak, duvarlardan (doğrudan) ışınım katkısını içeren terimlere de sentetik
kernel yaklaşımı uygulanır. Bu durumda, ASKN metodu birbirine bağlı ikinci dereceden
kısmi diferansiyel denklem seti haline indirgenir. Böylelikle ASKN denklemleri sonlu
hacimler metodu kullanılarak çözülebilir. Bu çalışmada ASKN metodu soğuran, yayan ve
izotropik olarak saçan dikdörtgen ve dikdörtgen olmayan iki boyutlu ortamlarda ışınım
transferine uygulanmıştır. Elde edilen sonuçlar, Crosbie ve Schrenker’in doğrudan
çözümünün nümerik sonuçları, kesikli ordinatlar (S4 ve S12), düzeltilmiş kesikli ordinatlar
(S4), Monte Carlo ve sıralı spektral metot çözümleri ile karşılaştırılmıştır. ASKN
yaklaşımının, ışınım transfer problemlerini çözme kabiliyeti, genellikle kesikli ordinatlar
metodundan daha iyi sonuçlar verdiğini ve ışın etkilerinin gözlenmediğini göstermektedir.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2017-05-11T08:12:41Z
No. of bitstreams: 1
10123792.pdf: 4693930 bytes, checksum: d2041ff76bc5c9bf7f467b9301eadac2 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Katılımcı Ortam
İki boyutlu geometrilerde ışınım ısı transferi hesabı için alternatif SKn metodu
doctoralThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1042
2017-06-06T00:00:45Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Orak, Alper
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği
2017-06-05T06:38:00Z
2017-06-05T06:38:00Z
2015-12
http://hdl.handle.net/11684/1042
Günümüzde iklimlendirme amaçlı kullanılmakta olan cihazlar genel olarak buhar
sıkıştırmalı cihazlar olup bu sistemleri çalıştırmak için gerekli enerji kaynaklarının basında
elektrik enerjisi gelmektedir. Küçük hacimli ortamlar için soğutma sistemlerinde ise
alternatifi olmayan klima sistemleri kullanılmaktadır. Jeotermal, güneş enerjisi veya
toprak/su kaynaklı ısı pompaları gibi diğer soğutucu sistemler ise ilk yatırım maliyeti
yüksekliğinden yada istenilen iklimlendirme şartlarını tek başlarına sağlayamamasından
dolayı yaygın olarak tercih edilmemektedir. Alternatif olarak değerlendirilebilecek
absorbsiyon yöntemi ile çalışan soğutma çevrimlerinde elektrik enerjisi yerine ısı enerjisi
kullanılması nedeniyle bu çevrimler buhar sıkıştırmalı soğutma çevrimlerinden daha
ekonomik olmaktadır .
Bu çalışmada yaygın olarak kullanılan soğutma sistemleri ve absorbsiyonlu
soğutma sistemleri ve bu sistemlerde kullanılan elemanlar hakkına bilgi verilerek tek etkili
amonyak / su akışkanlı absorbsiyonlu bir soğutma sistemi için termodinamik ve exergetik
modeller geliştirilerek bir proje ile geliştirilen modelin örnek çözümü yapılmıştır. Sistem
elemanlarının tasarımı için gerekli parametreler oluşturularak bu sistemde yaygın olarak
kullanılan helisel sarmal ısı değiştiricisi için termodinamik model oluşturulup örnek proje
için çözümleme yapılmıştır. Bu çalışma ile absorbsiyonlu soğutma sisteminin tüm
bileşenleri için örnek model oluşturularak sistem kapasitelerinin ve elemanlarının
belirlenmesi yapılmış, model doğrulaması yapılarak sistem uygunluğu değerlendirilmiştir.
Bu sayede çalışma, ülkemizde şu anda yaygın olmayan fakat ileride bu sektörde
faaliyet gösterecek mühendisler için sistem elemanları seçimi ve kapasite hesaplamaları
hakkında referans olarak kullanılabilir. Aynı zamanda hesaplama yöntemi referans alınarak
çalışmakta olan bir soğutma sisteminin denetim aracı olarak kullanılabilir. Hesap yöntemi
izlenerek çalışmakta olan sistemin gerçek ortam şartları ile benzetim yapılıp sonuçlar
karşılaştırılırsa çalışmakta olan sisteminin sağlıklı çalışıp çalışmadığı anlaşılabilir, bakım
periyodu belirlenebilir veya arıza tespiti sağlanabilir.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2017-05-26T06:52:51Z
No. of bitstreams: 1
10100281.pdf: 2952219 bytes, checksum: fe25b76753fa059c8c56f7b5b8e66f89 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Absorbsiyonlu Soğutucular
Absorbsiyonlu soğutma sistemleri
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1089
2017-08-22T00:00:37Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Tali, Dinçer
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği
2017-08-21T12:18:19Z
2017-08-21T12:18:19Z
2016-04
http://hdl.handle.net/11684/1089
Bu çalısmada, Rene 41 süperalasımının farklı torna parametreleriyle islenebilirligi
incelenmistir. Deneylerde talas derinligi (2,00 mm), kesici takım ve geometrisi (RPGN-
4V), kesici takım radyüsü (6,35 mm), kesme sıvısı (Mevag Sentra 300 H) ve Rene 41
malzeme sabit olarak kabul edilmistir. Degisken olarak üç farklı ilerleme (0,15 - 0,20 -
0,25 mm/dev), iki farklı kesme hızı (180 - 240 m/dak) ve iki farklı kesici takım markası (A
- B) kullanılmıstır. sleme prosesinin çıktılarından takım asınması ve yüzey pürüzlülügü
incelenmistir. Takım asınmasına etken olarak ilerleme ve kesme hızı bulunmustur,
ilerlemenin etkisi daha fazladır. ncelenen kesici takım markalarının takım asınmasına
etkisi yoktur. Yüzey pürüzlülügü incelendiginde ise ilerlemenin etkisi görülmüstür. Kesme
hızı ve incelenen kesici takım markalarının yüzey pürüzlülügüne etkileri görülmemistir.
Rene 41 ve Inconel 718 malzemeleri birbirleri ile kıyaslanmıstır ve Rene 41 malzemesinin
islenebilirliginin daha zor oldugu görülmüstür. Kesici takımlarda en az asınma degerleri
0,15 mm/dev ilerleme ve 180 m/dak kesme hızı ile çalısıldıgında görülmüstür. Bu
çalısmada, Rene 41 malzeme için bu kesme parametreleri, kullanılan takım ve takım
geometrisi için optimum olarak kabul edilebilir.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2017-08-03T05:22:18Z
No. of bitstreams: 1
10111480.pdf: 6643858 bytes, checksum: 1520efe1b078b9c9d03093be88aacc7d (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Takım Aşınması
Rene 41 süperalaşımının işlenebilirliğinin farklı torna parametrelerinde incelenmesi
doctoralThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1116
2017-11-17T01:01:35Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Çelik, Hamdi Selçuk
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği
2017-11-16T11:59:29Z
2017-11-16T11:59:29Z
2016
http://hdl.handle.net/11684/1116
Bu çalışmada bir hermetik kombide baca gazıyla atmosfere atılan ısı enerjisinin sisteme daha geri kazandırılması amacıyla kullanılan reküperatif dairesel borulu alüminyum bir eşanjörde boru geometrisi üzerinde değişiklikler yapılmıştır. Bu değişikliklerin ısı transfer performansı ve eşanjörün kullanıldığı kombiye olan etkileri yorumlanmıştır. Mevcut reküperatörün 4 adet kanatlı dairesel boruları vardır. Boru geometrisi elips yapılarak boru sayısı 6’ya yükseltilmiştir. Tasarlanmış olan elips boru ile dairesel boru iç ve dış akışı üzerine analitik analiz yapılmıştır. Dizayn parametreleri belirlendikten sonra sayısal analizler yapılmıştır. Sayısal analizlerde, yoğuşma olayı ihmal edilmiştir. Reküperatörün kombi üzerinde çalışma sınır şartları tanımlanarak kanatlı ve kanatsız olmak üzere, sayısal analizler iki senaryoda tamamlanmıştır. Kanatların dış yüzey alanları aynı olacak şekilde tasarım parametreleri belirlenmiştir. Kanatsız elips borulara ordinat düzleminde 0°, 35°, 40°, 45° eğim verilerek baca gazı hız bileşke vektörleri, basınç ve sıcaklık dağılımı üzerindeki değişiklikler yorumlanmıştır. Bu senaryolar içinden kombi kullanım şartlarında basınç kaybının en az olduğu tespit edilen, düz, 0° eğimli elips borulu reküperatör seçilmiştir. Kanatlı olarak mevcut dairesel borulu reküperatör ve seçilen düz elips borulu reküperatör sayısal analizleri yapılmıştır. Sayısal analiz sonuçlarında ısı transfer performansında yaklaşık %10 artış olacağı ve baca gazı direnç kaybında dairesel borulu reküperatöre göre yaklaşık %8 azalma olacağı tespit edilmiştir.
Değişikliğin yoğuşma performansına olan etkilerinin de incelenmesi amacıyla geliştirilmiş elips borulu reküperatöre aynı malzemeden olacak şekilde prototip yaptırılmış ve deneysel analiz yapılmıştır. Boru konstrüksiyonunun elips yapılarak adetinin arttırılması sonucunda mevcut duruma göre tüm reküperatörde ısı transfer yüzey alanı %3,5 arttırılırken, ısı transfer performansında dairesel borulu reküperatöre göre %18 artış olduğu tespit edilmiştir. Yoğuşan su debisinde %42’lik bir artış ölçülmüş reküperatör verimi ise mevcuta göre %12 arttırılarak CO emisyonlarının %43 oranda azaldığı ölçülmüştür.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2017-11-09T06:22:56Z
No. of bitstreams: 1
10133232.pdf: 6099551 bytes, checksum: 2bdca0bce604f3622158c384f91acf0d (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Isı Transferi
Reküperatör boru kanstrüksiyonunun verime olan etkisinin deneysel ve sayısal yöntemlerle araştırılması
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1129
2017-11-17T01:01:47Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Doğan, Bahadır
TR13541
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği
2017-11-16T12:00:02Z
2017-11-16T12:00:02Z
2016-12
http://hdl.handle.net/11684/1129
Bu çalışmada, panjurlu kanatlara sahip mini kanallı alüminyum çekme borulu
kompakt ısı değiştiricilerin farklı nem koşullarındaki performansı deneysel olarak
araştırılmıştır. Farklı dış ortam koşullarında deneyleri yapılan ısı değiştirici modellerine bir
dizi sayısal çalışma ve ön deneyler sonucunda karar verilmiştir. Proje ortağı firma tarafından
evsel buzdolaplarında kondenser olarak kullanılması amaçlanan kompakt ısı değiştiricilerin
farklı nem koşullarındaki performansı için gerçekleştirilen bu çalışma aşağıda özetlenen
kısımlardan oluşmaktadır.
Bu çalışmanın 1. Bölümünde ısıtma, soğutma ve iklimlendirme sektöründe enerji
verimliliği ve ısı değiştiricilerin bu sektördeki payı kısaca anlatılmıştır. Bölüm 2’de evsel
buzdolabı üreten proje ortağı firmanın kullanacağı ısı değiştiricilerin daha performanslı,
daha küçük dolayısı ile daha az soğutucu akışkan kullanımı ile kendi pazarındaki yaratacağı
fark vurgulanmıştır. Bölüm 3’te bu çalışma kapsamında araştırması yapılacak olan panjurlu
kanatlı mini kanallı yassı borulu ısı değiştiricilerle ilgili yapılan çalışmalara yer verilmiştir.
Çalışmanın 4. Bölümünde kompakt ısı değiştiriciler kapsamında kendisine özel bir yer
edinen panjurlu kanatlı geometrilerin performans hesaplamalarının hangi kriterler ile
yapılacağı anlatılmıştır. Bu çalışmanın 5., 6. ve 7. Bölümlerinde ise özgün tez konusuna
temel oluşturan çalışmalara yer verilmiştir. Bölüm 5’te panjurlu kanatlı geometri 2D olarak
ele alınıp ticari bir yazılım olan ANSYS programı ile ısıl ve hidrolik performansı
araştırılmıştır. Bölüm 6’da, 5. Bölümde tespit edilen en yüksek performansa sahip geometrik
parametreler kullanılarak üretimi yaptırılan iki adet panjurlu kanatlı mini kanallı kompakt
ısı değiştiricinin performansı hava tüneli setinde deneysel olarak incelenmiştir. Bölüm 7’de,
bir önceki bölümde deneyleri yapılan ısı değiştiricilerin ısıl performansları farklı soğuk
akışkan sıcaklığında incelenmiştir. Normalize edilen sonuçlar toplam ısıl iletkenlik, ısı
transfer sayısı ve etkenlik cinsinden ifade edilmiştir. Özgün tez konusuna esas teşkil eden 8.
Bölümde, tek ara levhalı ve çift ara levhalı olarak belirlenmiş olan panjurlu kanatlı kompakt
ısı değiştiricilerin termo-hidrolik performansı kuru yüzey kabulü altında iki farklı dış ortam
neminde (%30-%90) 0,8-5,6 m/s aralığındaki hava hızlarında deneysel olarak incelenmiştir.
Sonuçlar Colburn j–faktörü ve sürtünme faktörü olarak sunulmuştur.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2017-11-13T07:23:08Z
No. of bitstreams: 1
10134122.pdf: 3785808 bytes, checksum: 43410da7f03ad8e0fcf3f569b2a626c9 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Kompakt Isı Değiştirici
Hava soğutmalı mini kanallı panjurlu kanatlı bir evsel buzdolabı kondenserinin farklı nem ve sabit soğutma yükü koşullarında sayısal ve deneysel analizi
doctoralThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1141
2017-11-18T01:00:32Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Kılıçay, Koray
TR171181
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği
2017-11-17T05:30:21Z
2017-11-17T05:30:21Z
2017-01
http://hdl.handle.net/11684/1141
Bu çalışmada, plazma transferli ark (PTA) ve derin kriyojenik işlem (DCT)
yöntemleri kullanılarak 38MnVS6 mikroalaşımlı çelik malzemenin yüzey özellikleri
geliştirilmiştir. PTA yönteminde kaplama tozu olarak krom karbür, titanyum karbür,
silisyum karbür ve ferrokrom karbür kullanılmıştır. Kaplanmış numunelere kriyojenik
işlem uygulanarak mekanik özelliklerde oluşan değişimler incelenmiştir. Numunelerin
mikroyapıları optik mikroskop, Taramalı Elektron Mikroskobu (SEM), Enerji Dağılımlı XIşını
Spektroskopisi (EDS) ve X-Işını Kırınımı (XRD) analizleri ile karakterize edilmiştir.
Numunelerin mikrosertlik değerleri üst yüzeyden altlık malzemeye doğru ölçülmüş ve
sertlik dağılımı elde edilmiştir. Yüzey özellikleri değiştirilen numunelere aşınma testleri
uygulanarak sürtünme katsayısı değerleri ve spesifik aşınma miktarları belirlenmiştir.
Farklı yüzey ve ısıl işlemler sonucunda elde edilen sert karbürler sayesinde
mikroalaşımlı çeliğin yüzey özellikleri geliştirilmiştir. Numunelere uygulanan DCT
işlemiyle oluşan ikincil ince karbürler, karbür miktarını arttırarak ve/veya daha homojen
karbür dağılımı sağlayarak tribolojik özellikleri geliştirmiştir. Yüzey özellikleri
geliştirilmiş numunelerde, altlık malzemeye göre daha yüksek sertlik değerleri ve daha iyi
aşınma davranışları elde edilmiştir. Kompozit kaplamalar ile malzemelerin mikrosertlik
değerlerinde yaklaşık 3 kata kadar artışlar meydana gelmiştir. En düşük sürtünme katsayısı
değerleri ve en yüksek aşınma direnci titanyum karbür kompozit kaplamalarda elde
edilmiştir. Bu numunelerin aşınma direncinde, altlık malzemeye göre yaklaşık 4.5 kat artış
elde edilmiştir.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2017-11-14T06:53:49Z
No. of bitstreams: 1
10139547.PDF.pdf: 24501804 bytes, checksum: 5677ba13b746a61027c706ca77324379 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Mikroalaşımlı Çelikler
Mikroalaşımlı 38MnVS6 çeliğine uygulanan farklı yüzey ve ısıl işlemlerin mekanik özelliklere etkilerinin araştırılması
doctoralThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1171
2017-12-12T01:00:25Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Gök, Fatih
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği
2017-12-11T07:04:19Z
2017-12-11T07:04:19Z
2015-12
http://hdl.handle.net/11684/1171
Bu çalışmada, torna tezgâhında farklı çalışma şartları ve malzemeler kullanılarak
tırlamasız kararlı kesme derinlikleri araştırılmıştır. Deneylerde farklı devir sayıları, iş
parçaları (Ç-1010, Ç-1050, Al-7075) ve takım sarkma boyları kullanılmıştır. Çalışma
sonucunda elde edilen kararlı kesme derinlikleri daha önce TiC kesici uçlarla elde edilen
kararlı kesme derinlikleriyle karşılaştırılmıştır. Ayrıca seramik kesici uç ile yapılan
deneysel çalışma şartları için istatistiksel optimizasyon çalışması yapılmıştır. Devir
sayısının, iş parçasının akma mukavemetinin ve takım sarkma boyunun düşmesiyle kararlı
kesme derinliklerinin arttığı görülmüştür. Seramik kesici uçlarda kararlı kesme derinlikleri
TiC kesici uçlara göre daha yüksek olmuş ve tırlama titreşimleri önlenmiştir.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2017-11-24T07:42:57Z
No. of bitstreams: 1
10094889.pdf: 2486856 bytes, checksum: f6f3bb42ec9f04dc1414068497b83e57 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Tırlama Titreşimi
Tornalama işleminde kesici uç malzemesinin tırlama titreşimlerine etkisinin analizi
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1179
2017-12-12T01:01:02Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Tosun, Mert
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği
2017-12-11T07:04:39Z
2017-12-11T07:04:39Z
2015-12
http://hdl.handle.net/11684/1179
Isı değiştiricileri, kullanım amaçlarına göre, değişik yapılarda, kapasitelerde, boyutlarda ve tiplerde olabilmektedir. Kompaktlıkları ve mükemmel ısı geçisi performansları nedeniyle, mikrokanal ve minikanal ısı değistiricilerinin kullanımı, ticari ve bilimsel uygulamalarda giderek artmaktadır.
Bu çalışma, evlerde kullanılan buzdolaplarındaki soğutma sistemi elemanlarından olan yoğuşturucunun, mini-mikro kanal teknolojisi kullanarak, hem boyutlarının küçültülmesini ve gaz şarjının azaltılmasını hem de enerji verimliliğinin yükseltilmesiyle performansının iyileştirilmesini sağlamak için, deneysel olarak geliştirilmesi amacıyla hazırlanmıştır. Bu deneysel yoğuşturucu geliştirme çalışmasında, dünyada yoğun olarak kullanılmakta olan soğutucuların performanslarını yükseltilmesiyle iklim değişikliği problemin çözümüne önemli bir katkı sağlanması fikrinden yola çıkarak, mini-mikro kanallı yoğuşturucuya temel teşkil edecek bilgiler araştırılmıştır ve buzdolabı üretiminde kullanılarak uluslararası pazarı etkileyecek bir ürün ortaya konulmuştur. Çalışma bir model üzerinde yapılmış olmakla beraber aynı zamanda bütün ürünlere yaygınlaştırılarak kullanılacaktır. Mini kanal uygulaması ile enerji tüketiminde meydana gelecek iyileştirme, ürün gamının enerji tüketimi düşük ürünlerle genişletilmesi açısından önem taşımaktadır.
Sonuç olarak, soğutma sisteminde karşılaştırılan parametreler arasında en etkin parametrenin kapileri boru boyu olduğu görülmüştür. En düşük enerji tüketimi veren parametrelerin 1 numaralı yoğuşturucu tipi, 3250 mm kapileri boru boyu ve 55 g soğutkan miktarı olduğu tespit edilmiştir. Sargı yoğuşturucudan minikanal yoğuşturucuya geçildiğinde buzdolabının enerji tüketiminde %12 iyileşme sağlandığı görülmüştür. Çalışmada elde edilen yoğuşturucu, bir ürüne uygulanarak seri üretime geçirilmiş ve pazarda ilk mini kanallı yoğuşturucuya sahip ilk ev tipi buzdolabı olarak literatürdeki yerini almıştır.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2017-11-24T11:07:03Z
No. of bitstreams: 1
10100985.pdf: 2098649 bytes, checksum: 39d41d0ddb1f8e8f7095d64552d4112e (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Yoğuşturucu
Mini-mikro kanallı bir buzdolabı kondenserinin minimum gaz şarjı sağlayacak tasarımlarının belirlenmesi
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1206
2017-12-12T01:00:31Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Bayar, İsmail
TR24287
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği
2017-12-11T07:09:55Z
2017-12-11T07:09:55Z
2016-05
http://hdl.handle.net/11684/1206
Bu çalışmada, WC-Co, Cr3C2-NiCr ve Mo tozları AISI 8620 sementasyon çeliğinin yüzeyine atmosferik plazma püskürtme (APS) yöntemi ile kaplanmıştır. APS ile kaplanan numuneler daha sonra plazma transferli ark (PTA) kaynak yöntemi ile farklı akımlarda ergitilerek yüzey özellikleri geliştirilmiştir. APS yöntemi ve PTA ile üretilen numunelerin mikroyapı, aşınma ve sertlik değişimleri incelenmiştir. Deneysel çalışmalarda optik mikroskop (OM), taramalı elektron mikroskobu (SEM), enerji dağılım x-ışını spektrometresi (EDS), X ışını kırınım analizi (XRD) ve mikrosertlik testi kullanılmıştır.
Deneysel çalışmalar sonunda APS ile birlikte PTA uygulanan numunelerin alt malzeme ile iyi bir metalürjik bağ oluşturduğu ve mikroyapının değiştiği belirlenmiştir. APS yöntemi ile oluşan boşluk ve gözenek hataları PTA ile giderilmiştir. En yüksek aşınma direnci ve sertlik PTA 80 A akım değerinde yüzey özellikleri geliştirilen WC-Co kaplamada elde edilmiştir. Bu numunede sertlik değeri 980 HV0,1’e ulaşmıştır.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2017-11-30T08:32:05Z
No. of bitstreams: 1
10112691.pdf: 7347524 bytes, checksum: cbad6b5dca8ff3b3628e4d4b3758894d (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Atmosferik Plazma Püskürtme
Plazma kaynak metodu ile özellikleri geliştirilmiş plazma püskürtme kaplamaların tribolojik davranışların araştırılması
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1235
2017-12-12T01:01:00Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Seçer, Ragıp Orkun
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği
2017-12-11T07:11:33Z
2017-12-11T07:11:33Z
2016-05
http://hdl.handle.net/11684/1235
Bu çalışmada, talaşlı imalat yöntemlerinden tornalama ile üretilen parçalarda oluşan artık gerilmenin kolaylık hesaplanabilmesi için bir analitik model geliştirilmeye çalışılmıştır. Oluşturulan model kesme parametrelerine, malzeme özelliklerine ve kesici takımın özelliklerine bağlı olarak artık gerilmeyi tahmini olarak hesaplamaktadır. Bu çalışmada malzeme elastik-plastik davranışa sahip olduğu varsayılarak ve kesme kuvvetleri mekanik olarak modellenerek artık gerilme modelini oluşturmuştur. Model, kaynaklarda daha önce denenen ve oluşturulan modellerden elde edilen sonuçlar ile karşılaştırılarak farklılıklar belirlenmiştir.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2017-12-04T12:05:29Z
No. of bitstreams: 1
10111612.pdf: 2722350 bytes, checksum: b8422ed75542440f7612118b7fd685ae (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Kesme Parametreleri
Tornalamada artık gerilmenin modellenmesi
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1239
2017-12-12T01:00:41Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Polat, Cihan
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği
2017-12-11T07:11:44Z
2017-12-11T07:11:44Z
2015-11
http://hdl.handle.net/11684/1239
Bilindiği üzere insanlar ihtiyaçlarını daha kolay karşılamak amacıyla sürekli yeni teknolojiler geliştirmekte ve böylelikle soğutma ve iklimlendirme alanında başta gıdaların korunup, raf ömürlerinin uzatılması, yaşam konforunun arttırılması ve ürünlerin daha sağlıklı şartlarda korunması amaçlanmaktadır. Bu ihtiyaçların tetiklediği teknolojik gelişmelerin sonucunda soğutma ve iklimlendirme sistemlerinde kullanılan soğutucu akışkanların atmosferin üst stratosfer katmanında oluşan ozon tabakasını deldiği ve küresel ısınmaya sebep olduğu belirlenmiştir. İnsanlar ve çevre için oldukça önemli olan bu konularda yapılan araştırmalara katkıda bulunmak amacıyla günümüzde soğutucu akışkanlar üzerine oldukça yoğun araştırmalar yapılmakta ve mevcutta kullanılan ve ozon tahrip etme potansiyelleri oldukça fazla olan CFC (kloroflorokarbon) grubu soğutucu akışkanlara alternatif soğutucu akışkanlar geliştirilmektedir. Bu çalışmanın amacı soğutucu akışkan olarak karbondioksitin kullanıldığı, ağırlıklı olarak transkritik çevrim olmak üzere farklı çevrim tiplerine hitap edebilecek, farklı çevrim ekipmanları için uygun tipte bir deney seti tasarımının ihtiva etmesi gereken özelliklerin belirtilmesi, oluşturulan bu deney seti için ölçüm ekipmanları, sınırlamalar ve geliştirmelerin sunulması ve farklı çevrim tipleri, çalışma koşuları için seçilebilecek ekipmanların belirlenmesi ve bu ekipmanların incelenmesidir. Çalışmada literatürde sunulan bir makaleden yola çıkılarak hareket edilmiş, bu deney seti üzerinden hareketle ekipmanlar ve özellikleri hakkında bilgi verilmiş ve ticari olarak ulaşılabilir ürünler hakkında araştırmalar yapılmıştır. Çalışmada, ilgili sahada çalışan ve çalışmaya başlayacak olan araştırmacıların yararlanabileceği bir kaynak hazırlanılması amaçlanmıştır.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2017-12-06T06:46:54Z
No. of bitstreams: 1
10099694.pdf: 4266244 bytes, checksum: 259522e061e71b28c55e85385e9342ab (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Karbondioksit
Karbondioksit soğutkanlı buhar sıkıştırmalı soğutma çevrimi deney seti tasarımı
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1240
2017-12-12T01:01:16Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Temel, Özlem
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği
2017-12-11T07:11:47Z
2017-12-11T07:11:47Z
2016-01
http://hdl.handle.net/11684/1240
Dünya nüfusu ile paralel artış gösteren enerji tüketimi, insanları enerji kaynaklarını
verimli kullanmaya zorlamaktadır. Enerji sarfiyatının büyük bir kısmı ısıtma sistemlerinde
kullanılmaktadır. Fosil yakıtları, çevre kirliliğine neden olması, rezervlerinin azalması ve
ekonomik boyutları nedeniyle yenilenebilir enerji kaynağı kullanan, çevreci, düşük enerji
tüketimine ve yüksek performans katsayısına sahip olan ısı pompası sistemleri daha cazip
hale gelmeye başlamıştır. Isı pompaları; hava, su, toprak gibi doğal kaynaklardan
yararlanarak, ısıyı düşük sıcaklıktaki ısı kaynağından yüksek sıcaklıktaki ısı kaynağına
aktarırlar.
Bu çalışma hava, su ve toprak kaynaklı ısı pompalarının Türkiye'deki bölgelere ve
bölgelerde baz alınan illere göre (Ankara, İstanbul, İzmir, Erzincan, Antalya, Trabzon,
Adıyaman) uygulanabilirliğine, ısı pompası çeşidi (hava, su, toprak) seçimine ve ilk
yatırım maliyetleri üzerinedir. Örnek uygulama olarak villa projesinde hava, su ve toprak
kaynaklı ısı pompası tasarımı ve ilk yatırım maliyet hesapları her bir il için ayrı ayrı
yapılmış ve uygun olan ısı pompası çeşidi ilk yatırım maliyeti, avantaj ve dezavantajları
göz önünde bulundurularak belirlenmiştir. Her iklim şartına uygun ısı pompasının varlığı,
sadece doğru seçimin yapılması gerektiği ve uygulanabilirliği görülmüştür.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2017-12-06T07:00:34Z
No. of bitstreams: 1
10106024.pdf: 10847236 bytes, checksum: a508bb8798ab935ccd54eda7c2fefbda (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Isı Pompası
Türkiye’de bölgelere göre ısı pompası seçim kriterleri
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1241
2017-12-12T01:00:42Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Kaya, Esad
TR204691
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği
2017-12-11T07:11:50Z
2017-12-11T07:11:50Z
2016-05
http://hdl.handle.net/11684/1241
Bu çalışmada, ticari tip iki mikro alaşımlı çelik olan 38MnVS6 ve 38MnVS6+Ti malzemelerine geleneksel ısıl işlem süreçlerine ek olarak kriyojenik işlem uygulanmıştır. Kriyojenik işlemler sığ (−160ºC) ve derin (−196ºC) tipte olmak üzere 8, 12 ve 24 saat bekletme sürelerinde gerçekleştirilmiştir. Her iki malzeme için de oluşturulan yedi farklı ısıl işlem grubu numunelerine çentik darbe testi yapılmıştır. Numunelerin içyapıları Optik mikroskop (OM), taramalı elektron mikroskobu (SEM), enerji dağılımlı X-ray spektroskopisi (EDS) yöntemleri ile incelenmiştir. Ayrıca kriyojenik işlem ve geleneksel ısıl işlem sonrası yapı X ışını kırınımı (XRD) yöntemleri ile belirlenmiştir. Isıl işlemler sonucu mikro yapı özellikleri değişen numunelerin sertlikleri Rockwell-C skalasında ölçülmüştür. Uygulanan ısıl işlemlerin tribolojik özelliklere olan etkisi küre-disk yöntemi kullanılarak sürtünme katsayıları ve özgül aşınma oranları ile belirlenmiştir. Aşınma testleri WC küreye karşı 100 metre mesafede gerçekleştirilmiştir. Aşınma davranışı SEM ve EDS teknikleri kullanılarak incelenmiştir.
Deneysel sonuçlar incelendiğinde, kriyojenik işlem uygulanan numunelerde darbe direnci düşerken, sertlik kısmen artmıştır. Kriyojenik işlem sonrası mikro alaşımlı çeliklerin mikroyapısında martenzit, beynit ve farklı bileşimlerde demir karbürler belirlenmiştir. Derin kriyojenik işlem uygulanan numuneler geleneksel yönteme göre daha yüksek aşınma direnci gösterirken sığ kriyojenik işlem uygulanmış numunelerde önemli bir fark elde edilmemiştir.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2017-12-06T07:06:27Z
No. of bitstreams: 1
10112347.pdf: 7785114 bytes, checksum: 56b5829380c10e29e33cc95d9c5e1418 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Kriyojenik İşlem
Kriyojenik (buzul) işlem uygulanmış mikro alaşımlı çeliklerin tribolojik ve mekanik özelliklerinin incelenmesi
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1259
2022-01-11T12:33:45Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Er; Ümit
Şahin, Faruk
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği
2018-01-09T07:46:00Z
2018-01-09T07:46:00Z
2016-11
http://hdl.handle.net/11684/1259
Titanyum alaşımları özellikle havacılık endüstrisinin gözde malzemelerindendir. Bu
malzemelerin zayıf aşınma özellikleri nedeniyle kullanımları kısıtlanmaktadır. Ti
alaşımlarının aşınma özelliklerini iyileştirmek amacıyla çeşitli çalışmalar yapılmaktadır.
Bu tez çalışmasında Ti-6Al-4V alaşımına orta düzeyde akımsız Nikel-Fosfor
kaplama uygulanmış ve akımsız nikel kaplamanın Ti-6Al-4V alaşımının aşınma davranışına
etkisi incelenmiştir. Kaplanmış ve kaplanmamış numuneler aynı koşullarda levha üzerine
bilye (ball on disk) yöntemi ile aşınma deneyleri gerçekleştirilmiş ve aşınma davranışları
incelenmiştir.
Bu çalışma sonucunda Ni-P kaplanan numunelerin sürtünme katsayısı değerlerinde
%45 -50 ve aşınma miktarlarında % 20-50 oranında azalma meydana gelmiştir. Akımsız Ni-
P kaplama Ti-6Al-4V alaşımının aşınma direncine pozitif yönde etkisi olmuştur. En yüksek
aşınma miktarları kaplanmamış malzemede, en düşük aşınma miktarları akımsız nikel
kaplamada meydana gelmiştir.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2017-12-21T08:04:43Z
No. of bitstreams: 1
10130701.pdf: 16343533 bytes, checksum: cfc9f22f899683c07e18da1f7157287c (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Ti-6Al-4V Alaşımı
Akımsız nikel-fosfor kaplanan Ti-6A1-4V alaşımının aşınma davranışının incelenmesi
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1370
2018-03-03T01:00:17Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Kemal Tufan, Ülbegi
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği
2018-03-02T07:10:26Z
2018-03-02T07:10:26Z
2012-03
http://hdl.handle.net/11684/1370
Ekserji analizi, verimsizlikleri azaltarak daha verimli enerji sistemlerinin
tasarlanmasında en fazla işin sınırlarının belirlenmesini sağlayan bir yöntem olup,
sistemde meydana gelen tersinmezliklerin yeri ve şiddeti konusunda bilgiler vererek
sistemin termodinamik açıdan değerlendirilmesini sağlar. Uçak motorlarıyla ilgili
yapılan ekserji çalışmaları literatürde mevcut olup turboprop motorlar hakkında ise çok
fazla analize rastlanmamakta olup bu çalışmada turboprop motor için enerji ve ekserji
analizi yapılmıştır.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2018-02-28T05:52:00Z
No. of bitstreams: 1
427506.pdf: 550042 bytes, checksum: 1fb17274e2d209dd574dd998a9ba00f8 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Turboprop Motor
Turboprop motorlarda enerji verimliliği ve ekserji analizi
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1418
2018-04-04T00:00:32Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Yılmaz, Haluk
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği
2018-04-03T06:45:38Z
2018-04-03T06:45:38Z
2012
http://hdl.handle.net/11684/1418
Bu tez çalışmasında, ticari bir ev tipi buzdolabı kondenserinin, ısıl performansı incelenmiştir.
Çalışmanın temel amacı, buzdolabı kondenserinin, kullanıcı şartlarındaki performansının,
sayısal modelleme ile gerçeklenmesidir. Sayısal çalışmada, hesaplamalı akışkanlar dinamiği
(HAD) bilgisayar programı olan ANSYS 14 kullanılmıştır. Paket program yardımıyla, temel
akış ve enerji denklemleri sürekli rejimde, 3 boyutlu ve türbülanslı olarak çözülmüştür.
Modelde dış akış incelenmiş ve türbülans modeli olarak k seçilmiştir.
HAD modellemesi iki kademede çalışılmıştır. Öncelikli olarak fan hareketi ile kondenser
üzerine gönderilecek döner akış profili bulunmuştur. Bu bulgu, gerçekleme için kritik bir
değer taşımaktadır. Her iki kademede de akışkan olarak hava kullanılırken, modellemede
kullanılan sınır koşulu değerleri, üretici firmada yapılan deneysel veriler ile elde edilmiştir.
Modellemenin her iki kademesinde de, fan koruması olarak görev yapan ve kondenser
bölgesini kapatan, koruma kapağı hesaba katılmıştır. HAD modellemesinin ikinci
kademesinde, kondenserden havaya olan ısı transferi üzerinde durulmuştur. Bu kademede,
yine kompresör de modele dahil edilip, kullanıcı şartlarının simüle edilmesine çalışılmıştır.
Sayısal modelleme çalışmasında, toplam ısı transferi, sıcaklık dağılımları, hız ve basınç
dağılımları ve akım çizgileri detaylı olarak incelenmiştir. İlave olarak kondenserdeki ısı
transferi için teorik hesaplama yapılmış ve sayısal model sonuçları ile karşılaştırılmıştır.
Sonuç olarak, HAD çalışmasının, gerçek kullanıcı şartlarındaki kondenser performansını
simüle etmesi sağlanabilmiştir. Gerçekleştirilen sayısal modelleme ile tropikal iklim şartları
için kondenser alanında, kondenser üzerinden 190,9388 (W) ısının havaya transfer edildiği
görülmüştür. Teorik hesaplama sonucu olarak da soğutma çevriminin toplam ısı kazancı
198,318 (W) olarak hesaplanmıştır.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2018-03-30T06:18:28Z
No. of bitstreams: 1
448323.pdf: 4970766 bytes, checksum: f6b5a5594bd5d2cba68f2a34b913f6c6 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Ev Tipi Buzdolabı
Ev tipi buzdolabı kondenserinin kabindibi performansının sayısal araştırılması
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1481
2018-04-18T00:00:27Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Ay, Gökçe Mehmet
TR161870
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği
2018-04-17T05:20:56Z
2018-04-17T05:20:56Z
2017
http://hdl.handle.net/11684/1481
Sürtünme ve aşınma birbiri üzerinde hareket eden tüm parçalarda değişen oranlarda
görülen iki olgudur. Sürtünme ve aşınmanın etkilerini azaltmak için çeşitli yağlama ve
yüzey özellikleri geliştirme yöntemleri uygulanmaktadır. Bu çalışmada Plazma Transfer
Ark ile yüzey kaplama yöntemi kullanılarak Nikel bazlı Borlu bir kaplama geliştirilmiştir.
Nikel bazlı kaplamalar lazer kaplamada ve PTA’da kullanılıyor olsa da Nikel’in sadece
Bor’la beraber uygulandığı kaplama mevcut değildir.
Bor kaynağı olarak Ekabor II ve saf B4C kullanılmıştır. Bu iki malzemenin ayrı ayrı
farklı oranlarda Nikel ile karıştırılması sonucunda elde edilen kaplama malzemesi AISI
4140 yüzeyine kaplanmıştır. Kaplanmış parçalardan alınan numuneler mikroyapı analizine
ve aşınma testine tabi tutulmuştur.
Hazırlanan numunelerin mikroyapısı optik mikroskop ve taramalı elektron
mikroskobu ile incelenmiştir. Yapıdaki fazların netleştirilmesi için X ışını Kırınım (XRD)
Analizi uygulanmıştır. Bu incelemelerin sonucunda kaplamada Fe-Ni, Fe-Ni-B, Ni-B ve
Fe-B fazlarının oluştuğu tespit edilmiştir. Bu fazların oluşumunun sistemdeki Bor oranına
ve soğuma hızına bağlı olduğu tespit edilmiştir.
Kaplanmış parçanın olası çalışma şartlarına benzer bir aşınma testi Ball-on-disk testi
ile uygulanmış ve kaplamanın aşınma karakteristiği elde edilmiştir. Aşınma incelemesinde
yüzeyde sürtünmeyi düşürücü etki yapan oksitlerin oluştuğu, Nikel alaşımlarının aşınma
testinde karşı kütle olan WC bilyada aşınmaya sebep olup malzeme transfer olduğu
gözlenmiştir. Deney sonuçlarının istatistiki incelemesi sonucunda kaplamaya katılan Bor
Karbür oranı ile elde edilen sürtünme katsayısı arasında doğrusal bir ilişki olduğu tespit
edilmiştir. Deneylerin ışığında Bor kaynağı olarak borlamada kullanılan Ekabor II’nin Bor
Karbür kadar iyi bir Bor kaynağı olduğu tespit edilmiştir.
Bu çalışmada geliştirilen kaplamanın özellikle yüksek sıcaklık ve korozif ortamlarda
çeliklerin yüzey özelliklerini geliştirmek için uygun bir yöntem olduğu anlaşılmıştır.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2018-04-11T08:00:57Z
No. of bitstreams: 1
10155507.pdf: 57958924 bytes, checksum: 44a85c697718c339e58d8008bc92daeb (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Plazma Transfer Ark
AISI 4140 çelik malzemenin yüzey özelliklerini geliştirmek için yenilikçi bir PTA yöntemi
doctoralThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1448
2018-04-13T00:00:21Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Bozkurt, Fatih
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği
2018-04-12T13:40:44Z
2018-04-12T13:40:44Z
2017-08
http://hdl.handle.net/11684/1448
Ray aşınmasının azaltılması ve teker – ray temasında sürtünme davranışının tahmin edilmesi günümüz raylı sistemler teknolojisinin en önemli konu başlıklarındandır. Ray aşınmasının temel çözümlerinden biri de, ray malzemesinin yapısını geliştirmektir. Bu çalışma kapsamında, ülkemizde hızlı tren üstyapısında kullanılan ray malzemesine (R260), farklı karbon ve bor elementlerine sahip AISI 51B60H ve 30MnB5 kalitesindeki borlu çeliklerin alternatif olup olamayacağı sürtünme ve aşınma yönünden deneysel olarak incelenmiştir. Bir lokomotif tekerinden (ER9 sınıfı) elde edilen disk şeklindeki numuneler ile borlu çeliklerden ve rayın mantar kısmından çıkarılmış disk şeklindeki numuneler, aşındırma çifti oluşturacak şekilde test edilmiştir. Plint TE53 test cihazı kullanılarak, disk üzerinde disk kayma ve yuvarlanma hareketi simüle edilmiştir. Ray numunesi ve iki farklı kalitedeki borlu çeliklere ait numuneler için mikro yapı incelemeleri yapılmış, sertlik ölçümleri alınmış, kuru ve ıslak koşullar altında spesifik aşınma oranları hesaplanmış, sürtünme katsayıları belirlenmiş ve aşınmış yüzeyler taramalı elektron mikroskobu (SEM) ile incelenmiştir. Sertlik ölçümleri sonucunda ray, 51B60H borlu çelik, 30MnB5 borlu çelik ve ER9 sınıfı teker numunelerinin sertlik değerleri sırası ile 35 HRC, 61 HRC, 55 HRC ve 31,5 HRC olarak ölçülmüşlerdir. Aşınma testleri 1,5 GPa Hertzian temas basıncı altında, 200 dev/dak hızda ve %5,18 kayma oranında gerçekleştirilmiştir. Kuru şartlar altında hesaplanan spesifik aşınma oranlarına göre ray numunesi 51B60H borlu çelik numunesine göre 3,86 kat, 30MnB5 borlu çelik numunesine göre ise 3,67 kat daha fazla aşınmıştır. Islak şartlar altında ise borlu çelikler için kayda değer bir aşınma tespit edilememiştir. Genel olarak demiryolu hatlarındaki sürtünme katsayısı, kuru şartlar için 0,5 – 0,7 aralığında, ıslak şartlar için ise 0,2 – 0,3 aralığında değişmektedir. Teker numunesi karşısında test edilen tüm numunelerde, bu aralık değerleri hem kuru hem de ıslak şartlar altında elde edilmiştir.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2018-04-12T07:00:51Z
No. of bitstreams: 1
10161594.pdf: 4549801 bytes, checksum: be0742ffce4cf74ec418a538daef9afe (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Aşınma
Borlu çeliklerin ray malzemesi olarak kullanım olanaklarının sürtünme ve aşınma özellikleri açısından araştırılması
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1633
2019-01-31T01:06:52Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Madenoğlu, Görkem
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği
2019-01-30T08:18:58Z
2019-01-30T08:18:58Z
2017-04
http://hdl.handle.net/11684/1633
Bu çalışmada, günümüz gaz türbinli motorlarında çalışabilecek özelliklerde bir güç türbini kanatçığı tasarlanmıştır. Tasarlanan kanatçık geometrisi üzerinde AYE analizleri gerçekleştirilmiştir. Farklı yaklaşımlar ile gerçekleştirilen AYE analizleri sonucunda elde edilen sonuçlar karşılaştırılmıştır. Döner kanatçık üzerinde oluşan sıcaklık değerleri, tek yönlü AYE analizi kullanılarak hesaplanmıştır. Ardından döner kanatçık ve sabit kanatçıklar için zamandan bağımsız tek yönlü ve çift yönlü AYE analizleri gerçekleştirilmiştir. Tek ve çift yönlü AYE analizleri sonucunda döner kanatçık üzerinde meydana gelen şekil değişimi değerleri karşılaştırılmış ve değerler arasında sadece % 0.7 fark olduğu görülmüştür. Ardından döner kanatçığın sabit kanatçığa göre farklı açısal konumlarda olduğu 9 durum için tek yönlü AYE analizleri gerçekleştirilmiştir. Döner kanatçıkta meydana gelen sıcaklık dağılımları ve şekil değişim değerleri belirlenmiştir.
Tasarlanan kanatçıkta sıcaklık değerlerini düşürebilmek için, kanatçıklar üzerinde soğutma kanalı tasarımı çalışmaları yapılmıştır. Konjuge ısı transferi metodu ile soğutma kanalı olmayan kanatçıkta oluşan sıcaklık değerleri belirlenmiştir. Ardından tasarlanan 2 farklı soğutma kanalı tasarımı için analizler tekrarlanmıştır. Ayrıca kanatçık malzemesinin, kanatçıkta oluşan sıcaklığa etkisini incelemek adına 3 farklı malzeme ile kanatçıklar modellenmiştir. Yapılan analizler sonucunda soğutma kanalı tasarımı ile birlikte yaklaşık 30°C sıcaklık düşüşü gözlemlenmiştir.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2018-06-11T11:21:30Z
No. of bitstreams: 1
10149323.pdf: 4954449 bytes, checksum: 31bfd454af58652efb014e4375562100 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Akışkan Yapı Etkileşimi
Jet motoru güç türbini kanatçıklarının akışkan yapı etkileşimi analizleri ile incelenmesi
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1651
2019-01-31T01:07:33Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Çelik, Zeynep
TR102691
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği
2019-01-30T08:19:48Z
2019-01-30T08:19:48Z
2017-05
http://hdl.handle.net/11684/1651
Bu çalışmada şofben ısı değiştiricisi üzerinde ısıl verimi artırmak için yapılan değişikliklerin etkisi incelenmiştir. Bu tasarım değişikliklerinin, ele alınan mevcut ısı değiştiricisindeki kanat sayısını, boru profilini, kanat dış boyutlarını, boru geçiş sayısı gibi parametreleri değiştirmeden, sadece kanat üzerinde yer alan yanma gazlarının akışını düzenleyen yönlendiriciler üzerinde değişiklik yapılarak verim üzerindeki etkisi incelenmiştir. FLUENT ticari yazılımı kullanılarak bu tasarım değişikliklerinin akış ve ısıl performansını belirlemek için sayısal analizler yapılmıştır. Sayısal modelleme için gerekli sınır koşullarını belirlemek için deneysel olarak ölçülen değerler kullanılarak mevcut durum öncelikle analiz edilmiştir. Toplamda altı adet yeni kanat tipi önerilmiş ve bu önerilen kanat tipine göre oluşturulan Deneme-1, -2, -3, -4, -5 ve Deneme-6 olarak adlandırılan modellerin sayısal analizi yapılmıştır. Bu modellerden ilk dört kanat tipinde, boruların arasında ikişer adet L bükümlü yönlendirici kullanılmıştır. Bu yönlendiricilerin konumları yukarı ve aşağı olarak değiştirilerek dört farklı model (Deneme-1, -2, -3 ve -4) oluşturulmuştur. Deneme-5 ve Deneme-6 olarak adlandırılan modellerde ise iki borunun tam arasına farklı genişliklerde hava kanalı eklenmiştir. Deneme-4, mevcut durumdan daha kötü sonuç vermiştir. Diğer modellerin ısıl verimi mevcut duruma göre sayısal analizde % 3-6 arasında artarken, Deneme-2 modelinde %10,5 artış ile en iyi sonuç elde edilmiştir. Şofben baca çıkışında emisyon değerinin artmaması performans açısından bir diğer önemli kriterdir. Ortalama çıkış hızının azalması, emisyon değerini artırabilmektedir. Mevcut durumda ortalama çıkış hızı 0.48 m/s iken en iyi sonuç veren Deneme-2’de 0.4 m/s’ e düşmüştür. İlk dört denemede çıkış hızı azalmaktadır. Hava kanallı Deneme-5 ve Deneme-6 kanat tipi modellerinde, mevcut tasarıma oranla sırasıyla %5 ve %6 daha iyi sonuç vermiştir. 0.478 m/s olan Deneme-5’in çıkış hızı, mevcut durumdaki çıkış hızına çok yakın olduğundan emisyonu artırmayacağı düşünülmektedir. Deneme-2 ve Deneme-5’in deneysel olarak analizlerinin de yapılarak performansının deneysel olarak teyid edilmesi gerektiği önerilmektedir.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2018-07-19T10:52:57Z
No. of bitstreams: 1
10148993.pdf: 5636512 bytes, checksum: 63a26ba9e1a8f0737ed4c2704bc29814 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Isı Değiştirici
Kompakt ısı değiştiricilerde kanat tasarım parametrelerin ısı değiştirici verimine etkisi
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1617
2019-01-31T01:00:18Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Aybar, Ufuk
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği
2019-01-30T08:16:03Z
2019-01-30T08:16:03Z
2017
http://hdl.handle.net/11684/1617
Zırhlı Paletli Araç (ZPA)’larda karşılaşılan zemin kaynaklı titreşimler tekerlekli araçlara kıyasla daha yüksek seviyededir. ZPA’da oluşan titreşim kuvvetleri temel olarak güç grubu ve palet askı sistemi (hareketli paletler, cer dişlileri, taşıyıcı tekerleri ve istikamet makarasını içeren) tarafından üretilir. Paletli aracın gövde yapısı bu titreşim kuvvetlerini, gövde yapısına mekanik olarak bağlanan diğer alt sistemlere iletir. Bu kuvvetler nedeni ile oluşan titreşimlerin gövde ve mekanik bileşenler üzerinden silah sistemlerine belli bir oranda aktarılması, silah sistemlerinin kontrolünü zorlaştırmakta ve hareket halinde İlk Atışta Vuruş İhtimalini (İAVİ) düşürmektedir. Ayrıca bu titreşimler mürettebat sağlığını olumsuz yönde etkiler ve alt sitemlerde oluşan hata/arıza sayısının artışına yol açar.
Bu çalışmada, deneysel ve nümerik (Sonlu Elemanlar Metodu: FEM) titreşim analizlerine dayalı olarak bir ZPA gövde yapısının iyileştirilmesi ele alınmıştır. Araç titreşim karakteristiğinin belirlenmesi için, prototip araç gövde yapısı üzerinde belirlenen çeşitli konumlardan üç asal eksende ivme verileri toplanmıştır. Takiben, aracın FEM ile modeli oluşturulmuş ve Frekans Cevabı Fonksiyonu hesaplanmıştır. Daha sonra, ivme değerleri ve araca ait (sonlu elemanlar modeli kullanılarak elde edilen) frekans cevabı fonksiyonu kullanılarak, cer dişlisinden gövde yapısına etki eden kuvvetler belirlenmiştir. Hesaplanan bu kuvvetlerin sonlu elemanlar modeline uygulanmasıyla da (modal analizle) elde edilen nümerik ivme değerleri ile gerçek test ivme verileri kıyaslanarak aralarında korelasyon sağlandığı gösterilmiştir. Böylece, sonlu elemanlar modelinin gerçek ZPA prototipine ait davranışı makul doğrulukta öngörebilir olduğu saptanmıştır. Çalışmanın son aşamasında, iyileştirilmiş (optimize edilmiş) gövde yapısı modeli geliştirilmesi üzerinde durulmuştur. Bunun için, gerçek prototip üzerine etki eden ve daha önce nümerik yolla hesaplanmış olan kuvvetler iyileştirilmiş ZPA gövde yapısına uygulanmış, böylece araç titreşim karakteristiğinde iyileştirilme sağlandığı gösterilmiştir.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2018-07-19T11:16:49Z
No. of bitstreams: 1
10150347.pdf: 4301559 bytes, checksum: 667ed44e0ffd9f7cdb06961ffe8f741a (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Zırhlı Paletli Araç (ZPA)
Paletli zırhlı araçlarda titreşimin sistem mühendisliği yaklaşımı ile rafine edilmesi
doctoralThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1618
2019-03-27T08:26:37Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Çelik, Osman Nuri
Sert, Abdullah
TR171108
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği
2019-01-30T08:16:06Z
2019-01-30T08:16:06Z
2017-05
http://hdl.handle.net/11684/1618
Titanyum alaşımları sahip oldukları yüksek dayanım/ağırlık oranını yüksek
sıcaklıklarda koruyabilen ve yüksek korozyon direnci yönleriyle havacılık ve medikal
sektörlerinde geniş kullanım alanına sahip malzemelerdir. Titanyum alaşımlarının düşük
elastisite modülü ve kimyasal yatkınlık özelliklerinden dolayı talaşlı imalatı oldukça
zorlaşmaktadır. Ayrıca düşük ısıl iletkenlik özelliği ile talaşlı imalatları esnasında kesme
bölgesinde oluşan yüksek ısı, kesici takımların kesme ömrünün hızlı şekilde azalmasına
neden olmaktadır. Kesici takım ömrünün azalmasına bağlı takım sarfiyatı ve üretim maliyeti
artmaktadır. Bu nedenlerden dolayı titanyum esaslı alaşımların işlenmesinde kesici
takımların performanslarının iyileştirilmesi; üretim maliyetlerinin ve zamanının azaltılması
gibi önemli konularda etkili bir faktördür.
Bu doktora tezi çalışmasında birçok aşınma uygulamasında kullanılan WC-Co esaslı
kesici takımlara buzul ısıl işlemi uygulanarak Ti6Al4V titanyum alaşımının frezeleme
sürecindeki performanslarının iyileştirilmesi amaçlanmıştır. Kesici takım olarak ağırlıkça
%6, %10 ve %12 Co içerikli kaplamasız, AlCrN ve AlTiN kaplamalı tungsten karbür
takımlar kullanılmıştır. Kesici takımlara 12, 24 ve 36 saat olmak üzere üç farklı sürede -196
ºC sıcaklıkta buzul işlem uygulanmış ve en uygun ısıl işlem süresinin 36 saat olduğu tayin
edilmiştir. İşlenebilirlik deneyleri için belirlenen 36 saatlik sürede -110 ºC ve -196 ºC
sıcaklıklarda kesici takımlara buzul ısıl işlem uygulanmıştır. Performans testleri kuru işleme
şartlarında gerçekleştirilmiş ve işlenebilirlik parametrelerinden kesme kuvvetleri, takım
aşınması, kesme sıcaklığı, talaş morfolojisi ve yüzey pürüzlülüğü değerleri incelenmiştir. Bu
kapsamda kesici takımların Co oranı, kaplama türü ve uygulanan ısıl işlemlerin performans
üzerindeki ilişkisi incelenmiştir. Yapılan analizler sonucunda buzul ısıl işlem uygulanmış
malzemelerde martenzitik dönüşümün gerçekleştiği belirlenmiştir. Sonuç olarak,
performans testleri sonrasında buzul işlemin kesici takımlar üzerinde genel bir iyileşme
sağladığı görülmüştür.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2018-07-19T11:21:15Z
No. of bitstreams: 1
10151531.pdf: 22117306 bytes, checksum: 366809e4e39440f43590c00e7fbcccf0 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Ti6Al4V
Ti6AI4V alaşımının buzul işlem uygulanmış WC-Co karbür takımlar ile talaşlı imalatının iyileştirilmesi
doctoralThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1703
2019-06-22T00:01:15Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Doğan, Bahadır
TR13541
ESOGÜ, Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği
2019-06-21T05:49:48Z
2019-06-21T05:49:48Z
2011-01
http://hdl.handle.net/11684/1703
Türkiye’de ve dünyada hızla artan enerji ihtiyacı mevcut kullanılan enerji girdisini en faydalı şekilde kullanmayı amaçlamaktadır. Pompa, türbin, ısı değiştirici gibi makinelerde akışkan akışı sırasında enerjinin faydalı şekilde kullanıldığının göstergesi; bu süreç sırasında meydana gelen ısı transferi ve tersinmezlikler ile tanımlanır. Isı transferi; ısı transferi katsayısının büyüklüğü ile ifade edilir ve Termodinamiğin I. Yasası ile hesaplanır. Tersinmezlik ise entropi üretimi ile doğru orantılıdır ve Termodinamiğin II. Yasası ile hesaplanır. Bir sistemde entropi üretiminin varlığı enerjinin faydalı bir şekilde kullanılıp kullanılmadığının da bir göstergesidir. Entropi üretiminin artışı pompalama gücünü dolayısı ile maliyeti yükseltir.
Bu çalışmada; tamamen gelişmiş laminer akışta kanal giriş bölgesindeki entropi üretimi incelenmiştir. Çalışmanın birinci bölümünde iç akış sırasında entropi üretimi ile ilgili daha önce yapılmış çalışmalardan özet bilgiler ve boru içinden akışı etkileyen faktörler yer almaktadır. İkinci bölümde ise kartezyen koordinatlarda seçilmiş bir kontrol hacim için kütle korunumu, momentum korunumu ve enerji korunumu denklemleri türetilerek vizkos disipasyon teriminin önemi vurgulanmıştır. Üçüncü bölümde akışkan akışı ve ısı transferi sırasında entropi üretimi farklı sınır şartlarında incelenmiştir. Dördüncü bölümde iki tip kanal geometrisi için farklı giriş hızlarında ve farklı kanal genişliklerinde gerçekleşen akışın analizi sayısal olarak incelenerek entropi üretimi, hız ve sıcaklık dağılımları elde edilmiştir. Beşinci bölümde ise çalışmanın sonuçları yer almaktadır.
Submitted by Meral Cem (mcem@ogu.edu.tr) on 2019-03-27T06:58:08Z
No. of bitstreams: 1
395147.pdf: 3210654 bytes, checksum: 4a7df8ac1b926466f08b85b534d88f07 (MD5)
tur
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü
Entropi üretimi
Gelişmekte olan laminer akışta farklı kanal kesitlerinde entropi üretimi üzerine bir çalışma
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1704
2019-06-22T00:01:17Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Özkal, Bilge
ESOGÜ, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Anabilim Dalı
2019-06-21T05:49:59Z
2019-06-21T05:49:59Z
2011-01
Özkal, B. (2011). Likopen’ in Sitoprotektif Etkileri. (Yüksek lisans tezi). Eskişehir Osmangazi Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü, Eskişehir.
http://hdl.handle.net/11684/1704
İltihabi barsak hastalığı (IBD) ile karaciğer hastalıkları arasındaki ilişki uzun zamandan beri bilinmesine rağmen ülseratif kolitte karaciğer hasarının nasıl oluştuğu halen tam olarak bilinmemektedir. Ancak ülseratif kolitte barsak epitelinin geçirgenliğinin arttığı ve bu durumda endotoksin gibi bakteriyel antijenlerin lamina propriaya geçerek portal ven yoluyla karaciğere ulaştığı ve karaciğerde iltihabi bir reaksiyon ile sonuçlandığı düşünülmektedir. Bu çalışmada sıçanlara deneysel olarak 120 mg/kg trinitro benzosülfonik asit (TNBS) verilerek oluşturulan kolitte gelişen oksidatif stres ve olası karaciğer hasarına karşı sentetik bir nitrik oksit sentetaz enzimi (iNOS) inhibitörü olan N-nitro L-arjinin metil ester (L-NAME) ve antioksidan (AO) özellikleri bilinen Likopen’ in ne derece koruyucu etkileri olduğu araştırıldı.
Çalışmada 91 adet 220-250 gr ağırlığında Sprague Dawley ırkı erkek sıçanlar kullanıldı. Sıçanlar her grupta 7 hayvan olacak şekilde kontrol grubu hariç 12 gruba ayrıldı. Kontrol grubuna 1 ml serum fizyolojik intraperitonal (i.p) verildi. Diğer tüm gruplara sıfırıncı günde %50 etenolde çözülerek hazırlanmış 120 mg/kg TNBS intrarektal olarak verilip kolit oluşturuldu. 1. 2. ve 3. gruplar TNBS grupları olarak belirlendi. TNBS uygulamasından 1 gün sonra 4. 5. ve 6. gruptaki hayvanlara LNAME, 7. 8. ve 9. gruptaki hayvanlara 1 mg/kg zeytinyağı, 10. 11 ve 12. gruptaki hayvanlara ise 10 mg/kg Likopen, i.p olarak verildi. Sadece TNBS verilen hayvanlar 1. 2. ve 3. günlerde diğer gruplardaki hayvanlar ise 2. 3. ve 4. günlerde eter ile anestezi edilerek kan ve karaciğer doku örnekleri alındı.
Deneysel sonuçlarımız hem serum AST, ALT ve LDH düzeyleri göz önüne alındığında hem de karaciğer doku örneklerindeki histopatoloji bulguları değerlendirildiğinde Likopen’ in, kolit nedenli karaciğer hasarını önlemede zeytinyağından ve sentetik bir AO olan L-NAME’ den daha yararlı olduğunu ortaya koymuştur. Ayrıca kolitte karaciğer hasarını gidermede Likopen kullanıldığına dair bir litaretüre rastlanılmadı. Bu nedenle çalışmamız, kolit nedenli karaciğer hasarında Likopen’ in koruyucu etkisini araştıran özgün bir çalışmadır.
Submitted by Meral Cem (mcem@ogu.edu.tr) on 2019-03-27T08:11:37Z
No. of bitstreams: 1
393849.pdf: 3635302 bytes, checksum: 860f51c81a9906b624096ddfe9edda66 (MD5)
tur
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü
TNBS
Likopen’ in sitoprotektif etkileri
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1705
2019-06-22T00:01:18Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Çetik, Songül
TR59869
ESOGÜ, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Anabilim Dalı
2019-06-21T05:50:10Z
2019-06-21T05:50:10Z
2011-01
Çetik, S. (2011). İltihabi Barsak Hastalığında Likopenin Hematoprotektif Etkileri. (Yüksek lisans tezi). Eskişehir Osmangazi Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü, Eskişehir.
http://hdl.handle.net/11684/1705
İltihabi barsak hastalığında (İBH) anemi sık rastlanan bir problemdir. İBH’ de anemi patogenezinde en sık demir eksikliği ve kronik hastalık anemisi görülmektedir. Bu nedenle İBH’ li hastalara antiinflamatuar ilaçların verilmesi ya da antioksidan maddeler kullanılarak hastalığın giderilmesi, demir ve vitamin replasmanı kadar önemlidir. Bu deneysel çalışmada antioksidan ve hücre koruyucu etkileri olduğu bilinen likopenin kolitte gelişen anemiyi önlemede muhtemel koruyucu etkisi test edildi. Çalışmada 112 adet Sprauge dawley ırkı erkek sıçanlar her grupta 7 hayvan olacak şekilde kontrol grubu hariç 15 gruba ayrıldı. Tüm deney gruplarına 0. günde 120 mg/kg TNBS intrarektal olarak verildi ve sıçanlarda akut kolit oluşturuldu. TNBS uygulamasından bir gün sonra i.p. olarak, 40 mg/kg L-NAME, 1 mg/kg zeytinyağı, 5 ve 10 mg/kg likopen dozları zeytinyağında (1:1) hazırlanarak, üç gün süre ile (her gün) verildi. Tüm sıçanlardan eter anestezisi altında intrakardiyak kan örnekleri alınarak eritrosit, lökosit ve trombositler sayıldı ve SPSS 9.0 paket programı ile verilerin istatistiksel analizleri yapıldı. 1. günde eritrosit sayısı TNBS grubu hariç diğer gruplarda düşerken lökosit sayısı inflamasyonu işaret edecek şekilde arttı. Trombosit sayısı ise TNBS grubu hariç diğer tüm gruplarda düştü. 2. günde eritrosit ve trombosit sayıları TNBS grubu hariç diğer tüm gruplarda artarken lökosit sayısı tüm gruplarda düştü. 3. günde günde eritrosit ve trombosit sayıları 10 mg/kg likopen grubu hariç diğer tüm gruplarda arttı. Lökosit sayısı ise 10 mg/kg likopen grubunda artış gösterirken diğer gruplarda 2. gün değerleri ile aynı kaldı. Deneysel akut kolit modelimizde likopenin, hemopoezde ve aneminin önlenmesinde etkili olduğunu söyleyebiliriz ancak ne ölçüde etkili olduğunu söyleyebilmek için kronik kolit modellerinin oluşturulması gerekir.
Submitted by Meral Cem (mcem@ogu.edu.tr) on 2019-03-27T08:26:58Z
No. of bitstreams: 1
394589.pdf: 773623 bytes, checksum: c3d8ad4e4530be15d58790e85389649f (MD5)
tur
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü
TNBS
İltihabi barsak hastalığında likopenin hematoprotektif etkileri
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1739
2020-03-05T01:00:33Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Emiralioğlu, Hakan
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi Makine Mühendisliği
2020-03-04T09:05:26Z
2020-03-04T09:05:26Z
2019
http://hdl.handle.net/11684/1739
Bu çalışmanın amacı farklı şekil ve dizilimlere sahip iğne-kanat yapılarının ısı transferi ve basınç kaybı üzerindeki etkisini tespit etmektir. Bu çalışma kapsamında; gaz türbinli motorlar için kritik konulardan biri olan türbin soğutma teknolojileri incelenmiştir. Dış ve iç soğutma teknolojileri hakkında genel hatları ile bilgiler verildikten sonra iğne-kanat soğutma konusu üzerinde durulmuştur. Daha sonra konu ile ilgili teorik bilgiler paylaşılmış olup, literatürdeki mevcut çalışmalar özetlenmiş ve literatür taraması sonucunda tespit edilen bir deneysel çalışma; analiz modelini doğrulama çalışması olarak kullanılmıştır. Yapılan doğrulama ve ağdan bağımsızlık çalışmalarıyla; uygulanan modelleme ve analiz yaklaşımının güvenilirliği tespit edilmiş olup, analiz matrisine göre farklı kesit, dizilim, boyut ve Reynolds Sayıları için analizler gerçekleştirilmiştir. Tüm bu çalışmalardan sonra ise; yapılan analizler sonucunda elde edilen bulgular paylaşılmıştır.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2020-03-02T07:31:10Z
No. of bitstreams: 1
10286183.pdf: 2813989 bytes, checksum: 45aaff2179343466621e5ab993627f48 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Gaz Türbin Motoru
Farklı kesitli kaydırılmış kısa iğne-kanat dizilimlerinin ısı transferi ve basınç kaybı üzerine etkisi
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1745
2020-03-05T01:00:44Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Güner, Taner
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi ,Makine Mühendisliği
2020-03-04T09:08:05Z
2020-03-04T09:08:05Z
2019
http://hdl.handle.net/11684/1745
Bu çalışma kapsamında, gaz jeneratör türbin ve havacılık motor komponentlerinde kullanılan Hastelloy-X ve Inconel 625 süperalaşımlarının, Elektron Işın Kaynağı (EBW), Gaz Tungsten Ark Kaynağı (TIG) ve Plazma Ark Kaynak (PAW) yöntemleri ile birleştirilmesi araştırılmıştır. Kaynaklı bağlantıların mikroyapı ve mekanik özellikleri belirlenmiştir.
Bu üç kaynak yöntemi kullanılarak farklı malzemeler başarılı bir şekilde kaynaklanmıştır. Kaynaklı bağlantıların mikroyapı incelemelerinde, malzemelerin termal iletkenliğine göre ısı tesiri altındaki bölgeleri (ITAB) bölgeleri farklılık göstermiştir. En yüksek akma dayanımı ve mikrosertlik değerleri sırası ile 102,88 MPa ve 351 HV0,1 olarak EBW yönteminde elde edilmiştir.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2020-03-02T08:56:54Z
No. of bitstreams: 1
10284376.pdf: 3524080 bytes, checksum: 2445d498d38b5d429848bbf51236e73a (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Süperalaşım
Farklı yöntemlerle oluşturulan hastelloy-X ve inconel 625 kaynak bağlantılarının araştırılması
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1728
2020-03-05T01:00:33Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Durmaz, Necati
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine
2020-03-04T09:00:01Z
2020-03-04T09:00:01Z
2019
http://hdl.handle.net/11684/1728
Bilindiği üzere günümüzde havacılık başta olmak üzere gaz türbinli motorların çok geniş kullanım alanları bulunmaktadır. Özellikle enerji üretiminde yüksek güç ihtiyaçlarının sağlanmasında gaz türbinli motorların büyük üstünlüğü bulunmaktadır. Gaz türbinli motorların yakıt tüketimi, termal verimliliği, yatırım bakım maliyeti gibi konularda literatürde oldukça fazla bilimsel ve sanayi kaynaklı çalışmalar mevcuttur.
Gaz türbinli motorlarda yüksek güç kapasitesini limitleyen etmenlerden birisi yüksek yanma odası çıkış sıcaklıkları nedeniyle malzeme sıcaklık dayanım değerlerinin kısıtlı olmasıdır. Yanma odası çıkışında bulunan türbin ekipmanlarının sıcaklık değerlerinin artırılması ile ilgili soğutma ve malzeme çalışmaları her gün daha da detaylanmakta ve teknolojik gelişmeler bu alandaki limitleri kaldırmaya yönelik olarak hızla ilerlemektedir.
Yanma odası ardında bulunan motor bölümlerindeki (Türbin muhafazası, egzoz lülesi ) yüksek yüzey sıcaklıkları aynı zamanda havacılık uygulamalarında motor kompartımanında bulunan hassas ekipmanlar için de kritik önem arz etmektedir. Özellikle İHA uygulamalarında küçük boyut ve hafiflik nedeniyle itki sistemlerine ayrılan alanlar azalmış ve bu bölgelere elektronik, hidrolik, pnömatik sistemler eklenmiştir. Elektronik, hidrolik, pnömatik sistemlerin yüksek egzoz sıcaklıklarından etkilenmemesi için termal yalıtım uygulamalarının önemi de artmıştır. Termal yalıtım sayesinde türbinde yanma sonrası gazların sıcaklıklarında önemli düşüşler görülmektedir.
Bu tez çalışmasında havacılıkta kullanılan bir turbojet motorda uygulanan termal yalıtımın nihai yüzey sıcaklıklarına olan etkisi hesaplanmış, testlerle doğrulanmış ve basit bir hesaplama aracı oluşturularak sonuçlar tartışılmıştır.
Submitted by Kaner Ulusoy (kaneru26@gmail.com) on 2020-03-03T11:40:47Z
No. of bitstreams: 1
10273495.pdf: 8128402 bytes, checksum: c849687abd79337cc7a4d82ec191f938 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Gaz Türbinli Motorlar
Yüksek sıcaklık bölgesindeki havacılık komponentlerinde termal bariyer uygulaması
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/2132
2021-03-12T01:01:43Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Şenel, Koray
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği Anabilim Dalı
2021-03-11T13:14:58Z
2021-03-11T13:14:58Z
2007
http://hdl.handle.net/11684/2132
Dünyanın yakıt ihtiyacının çogunu karsılayan fosil yakıtlar (petrol, dogal gaz, ve
kömür) hızla tükenmeye baslamıstır. Ayrıca bu yakıtların yanma ürünleri sera problemi,
ozon tabakasının delinmesi, asit yagmurları ve hava kirliligi gibi çevremiz ve bunun
sonucunda gezegenimizdeki hayat için büyük bir tehlike olusturur. Birçok bilim adamı,
bu küresel sorunların çözümü için mevcut fosil yakıt sisteminin yerine, yenilenebilir
enerji kaynaklarının kullanımını önermektedir. Uçaklarda fosil yakıtların büyük
miktarlarda kullanılmasından dolayı hidrojen kullanımı fosil yakıtların çevre üzerine
olumsuz etkilerini azaltacaktır.
Bu çalısmada gelecekte uçaklarda kullanılması muhtemel olan hidrojenin, uçak
yakıtı olarak kullanımı teknik yönden arastırılmıs ve ülkelerin yapması gerekli olan
süreçler sonuç bölümünde tartısılmıstır.
Submitted by Ramazan Karayel (g1216) on 2021-02-15T08:56:10Z
No. of bitstreams: 1
Koray_Senel_tez.pdf: 468126 bytes, checksum: ee2b167aa75befbd863a9c080e9b57dd (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Üretilme
Hidrojenin yakıt olarak uçaklarda kullanımı
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3232
2022-06-16T00:00:48Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Kuşhan, Melih Cemal
Göde, Engin
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği Anabilim Dalı
2022-06-15T11:49:52Z
2022-06-15T11:49:52Z
2007
http://hdl.handle.net/11684/3232
Bal peteği sandviç yapılar havacılıkta uzun süredir kullanılan yapısal
elemanlardır. Farklı, zor ve maliyetli üretim sartları olmasına rağmen sağladığı büyük
avantajlarla havacılığın vazgeçilmez unsurlarındandır.
Bu çalısmada bal peteği yapıların tarihçesi, genel özellikleri, havacılık
uygulamaları ve savas uçaklarındaki hasar tespit ve onarımları incelenmistir.
Submitted by Ramazan Karayel (g1216) on 2021-02-15T11:21:15Z
No. of bitstreams: 1
engin_gode_tez.pdf: 2274263 bytes, checksum: 2c2c63670a3d23a61592346c14cbbd90 (MD5)
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Bal petek
Savaş uçaklarında yapısal malzeme olarak kullanılan sandaviç kompozitlerin hasar tespit ve onarımın incelenmesi
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3228
2022-06-16T00:00:47Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Taner, Kemal
Arar, Serdar
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Maden Mühendisliği Anabilim Dalı
2022-06-15T08:31:28Z
2022-06-15T08:31:28Z
2007
http://hdl.handle.net/11684/3228
Bu çalısamada Eskisehir’deki hava kirliliğine sanayinin etkisi incelenmistir.
Uygun modelleme yönteminin bulunması için çesitli Euler, Lagrange ve Gauss
dispersiyon modelleri verilerek sürekli rejim Gauss modeli olan ISC3-ST (Industrial Source
Complex-Short Term) modelinin kullanılmasına karar verilmistir. Modelde, nokta
kaynağından yayılan emisyon, Gauss duman denklemi kullanılarak modellenmistir. Bu
denklem emisyon debisi, duman yüksekliği, yas ve kuru çökme terimi, yatay ve dikey
dispersiyon katsayıları, bozunma terimi, dikey terim ve karısım yüksekliğini içerir. Bu
modelde bacadan çıkan emisyon bir duman olarak kabul edilmis ve dumanın etkin rüzgar
yönünde merkez çizgisi boyunca yayıldığı kabul edilmistir.
Đl Çevre-Orman Müdürlüğü’ndeki Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan sanayi
kuruluslarının ait Temmuz 1999-Mayıs 2007 yıllarına ait emisyon ölçümleri incelenerek
kuruluslardaki her bir baca için CO ve NO2 debileriyle birlikte baca çapı, baca gazı çıkıs hızı,
baca yüksekliği ve baca gazı sıcaklık değerleri alınmıstır. Ayrıca model için gerekli olan
atmosfer sıcaklığı ve basıncı, ortalama rüzgar hızı ve rüzgar yönü değerleri aylık ortalamalar
olarak Đl Meteoroloji Müdürlüğü’nden sağlanmıstır.
Bu çalısmada, tüm aylar için modelleme yapılmamıs, en yüksek yer seviyesi kirletici
konsantrasyonlarının olustuğu kasım ayı için modellemeler yapılmıstır. Burada tüm
bacalardan elde edilen kirletici konsatrasyon değerleri rüzgar yönüne dik bir hat üzerinde
sehrin Organize Sanayi Bölgesi’ne en yakın noktaları için bulunmus ve bu değerler CO ve
NO2 konsantrasyonları için birer çizelge ile gösterilmistir.
Sonuç olarak, Eskisehir’de sanayi kaynaklı hava kirliliğinin sehre olan etkisi
incelenmis ve Eskisehir için çözüm önerileri verilmistir.
Submitted by Ramazan Karayel (g1216) on 2021-02-15T11:28:01Z
No. of bitstreams: 1
serdar_arar_tez.pdf: 5916637 bytes, checksum: 52a3b12b008509c8ac1e438c8decab80 (MD5)
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
NO2 Emisyonları
Eskisehir’deki sanayi kaynaklı NO2 ve CO emisyonları ve modelleme
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3229
2022-06-16T00:00:45Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Gürler, Remzi
Aygahoğlu, Agah
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği Anabilim Dalı
2022-06-15T08:32:06Z
2022-06-15T08:32:06Z
2007
http://hdl.handle.net/11684/3229
Sekil bellekli alasımlar, uygun ısıl ve mekanik islemlere maruz kaldığında önceki sekil
veya boyutuna geri dönebilen metalik malzeme gruplarıdır.
%60’dan fazla Mn içeren Mn-Cu alasımlarında iki yönlü sekil bellek özelliğine
rastlanmaktadır. Mn-Cu esaslı alasımlardaki bu sekil bellek etkisi ve dönüsüm sıcaklıkları Mn
oranı arttıkça artmaktadır, su verme isleminden sonra yaklasık 400° – 450°C’de belirli
sürelerde yapılacak yaslandırma islemi sonunda, Mn-Cu alasımları Mn’ca zengin γ1 ve Cu’ca
zengin γ2 bölgelerine ve α-Mn’a dönüsmektedir. Bu ayrısma (γ1 ve γ2) dönüsüm sıcaklıklarının
yükselmesine, tavlama sonrası su verme ile olusan YMT fazın kristal yapısının tetragonallik
derecesinin artmasına, tetragonallik derecesindeki artma da alasımların sekil bellek etkisi
özelliklerinin artmasına yol açar.
Bu çalısmanın amacı; Mn-%40Cu, Mn-%30Cu ve Mn-%20Cu bilesimindeki SBA’ları
hızlı katılastırma ile elde edip, 450°C’de değisik sürelerde yaslandırıp sekil bellek özelliklerini
incelemekti. Yardımcı olması ve karsılastırma amacıyla aynı bilesime sahip alasımlar
döküm+haddeleme yöntemleri ile üretilip yine aynı sekilde incelenmistir.
Deneysel çalısmalarda; her iki yöntemle üretilen alasımların dönüsüm sıcaklıklarını
belirlemek amacıyla yapılan DSC ölçümleri sonucu hızlı katılastırma ile elde edilen alasımların
daha yüksek dönüsüm sıcaklıklarına sahip olduğu; mikroyapı özelliklerini belirlemek amacıyla
yapılan SEM çalısmaları ve EDS analizleri sonucu alasımların Mn’ca zengin ve fakir bölgelere
ayrıstığı, yapıdaki fazların ve tetragonallik derecelerinin belirlenmesi amacıyla yapılan XRD
ölçümleri sonucu hızlı katılastırma ile üretilen alasımların daha yüksek tetragonallik derecesine
sahip olduğu ve mekanik özellikleri belirlemek amacıyla yapılan çekme deneyleri sonucu ise
hızlı katılastırma ile üretilen alasımların mukavemet ve % uzama değerlerinin seritlerin
kenarlarının düzgün olmamasının çentik etkisi olusturması nedeniyle daha düsük olduğu
bulunmustur.
Submitted by Ramazan Karayel (g1216) on 2021-02-15T11:34:07Z
No. of bitstreams: 1
Agah_Aygahoglu_Tez.pdf: 14132536 bytes, checksum: f08429fa4c41d8902ab2fa34ebddc6fd (MD5)
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Mn-Cu
Mn-Cu şekil bellekli alaşımların hızlı sogutna tekniği ile üretimi ve şekil bellek
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/2050
2021-03-12T01:00:37Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Ergür, Hayriye Sevil
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği
2021-03-11T08:15:25Z
2021-03-11T08:15:25Z
2007
http://hdl.handle.net/11684/2050
En son gelistirilmis imalat türlerinden birisi olan asındırıcı su jetiyle kesme
isleminin, diğer kesme teknolojilerine göre çesitli ve belirgin üstünlüklere sahip
olmasından dolayı, makine imalat sanayi ve madencilikteki kullanımları ve tercih
edildiği alanlar sürekli olarak artmaktadır. Đlk olarak, madencilikte kullanılmıs
olmasına karsın, su anda diğer sanayi kollarındaki kullanım alanı madenciliğe göre çok
daha fazladır. Asındırıcı su jetiyle kesme sistemleri; islenecek olan malzemenin
kırılgan, sünek veya kompozit olmasına bakmaksızın, çok genis bir dağılıma sahiptirler.
Baslıca yararlarından birisi, islenmis yüzeylerde ısıdan etkilenmemesidir. Ancak, isleme
sonrası kesilen yüzeyde çizik olusma ihtimali, mahsurlarından sayılabilir. Kapasitesini
ve kesme performansını arttırabilmek için, söz konusu teknolojinin çok iyi tanınması
gerekir. Asındırıcı su jetinin hidrodinamik karakteristiklerini belirlemedeki eksiklik,
islem kontrolü ve optimizasyonu için gerekli kesme performans modellerinin gelisimini
sınırlamaktadır. Bu nedenle, islem planlama ve kesme isleminin en uygun kesme
performansını önceden tayin etmek için, boyutsal analizden yararlanan matematiksel
modeller ve yapay sinir ağı uygulamaları kullanılmaktadır. Yapılan çalısmada;
asındırıcılı su jeti sistemi teorik olarak analiz edilmis, ayrıca deneysel veriler yapay sinir
ağı yardımıyla modellenmistir. Deneysel çalısmada, farklı kalınlıktaki değisik
malzemelerin ilerleme hızları dikkate alınarak, Asındırıcı su jeti ile kesme yönteminde
yapay sinir ağının kullanılabilineceği tespit edilmistir. Buna ek olarak, yapılan
deneylerle ilerleme hızının kesilen yüzey kalitesine etkisi ve olusan çizikler farklı
malzemeler için incelenmistir.
Submitted by Ramazan Karayel (g1216) on 2021-02-15T12:46:11Z
No. of bitstreams: 1
hayriye_sevil_ergur_tez.pdf: 2678707 bytes, checksum: 9a4c4071408785d6091a3701f50da5ef (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Asındırıcı Su Jeti
Aşındırıcı su jetinin teorik analiz ve yapay sinir ağı yöntemiyle modellenmesi
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3240
2022-06-16T00:00:55Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Alanyalı, Soner
Altun, Özge
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği Anabilim Dalı
2022-06-15T12:16:09Z
2022-06-15T12:16:09Z
2007
http://hdl.handle.net/11684/3240
Günümüzde yüksek teknolojik gelismeler kullanım yerine göre malzeme
seçimini önemli kılmaktadır. Özellikle yüksek sıcaklıklarda çalısan parçalarda ısı iletim
katsayıları düsük, mekanik dayanımları yüksek olan malzemeler tercih edilmektedir.
Isıl engelleme kaplamaları, gözenekli yapıları sayesinde düsük ısı iletim katsayısına
sahip olmaları ve yüksek sıcaklıklara dayanımları nedeniyle günümüzde havacılık, dizel
motor endüstrisi ve enerji santrallerinde tercih edilen bir kaplama türüdür. Seramik
esaslı olan bu kaplama türü, çoğunlukla, Elektron Isın-Plazma Buhar Biriktirme (EBPVD)
ve Atmosferik Plazma Sprey (APS) olmak üzere iki farklı yöntemle
uygulanmaktadır.
Bu tez çalısmasında, ısı iletim katsayısı düsük olan ve mühendislik amaçlı
uygulamalar için önem tasıyan APS yöntemiyle uygulanan kaplamanın ısı iletim
katsayısı incelenmistir. Bu amaçla, farklı gözeneklilik oranlarında hazırlanan
numuneler kullanılarak deneysel çalısmalar yapılmıs, ayrıca sayısal modellemede
gerçek mikroyapılar ele alınarak sonlu elemanlar metoduyla modellenmistir. Sayısal
modellemeden elde edilen ısı iletim katsayısı çözümleri ile deneylerden elde edilen
sonuçlar kıyaslanmıstır. Çalısma sonucunda; gözeneklilik oranı belirlenen ısıl
engelleme kaplamalarının mikro yapısının sayısal olarak modellenerek ısıl iletkenliğinin
bulunabileceği, gözeneklilik oranı arttıkça efektif ısı iletim katsayısının azaldığı
görülmüstür.
Submitted by Ramazan Karayel (g1216) on 2021-02-16T12:40:40Z
No. of bitstreams: 1
ozge_altun_tez.pdf: 4563564 bytes, checksum: 3ef8237964c48dc8d837ce0622b3ce46 (MD5)
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Isıl Engelleme Kaplamaları
Isıl engelleme kaplamalarında efektif Isı iletim katsayısının değisimi
doctoralThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3242
2022-06-16T00:01:12Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Altaç, Zekeriya
Uğurlubilek, Nihal
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
2022-06-15T12:17:55Z
2022-06-15T12:17:55Z
2007
http://hdl.handle.net/11684/3242
Isı degistirme cihazlarının tasarımının ekonomi ve verimdeki öneminden dolayı
akademik ve endüstriyel sahadaki en önemli arastırma alanlarından biri ısı geçisini
iyilestirme olusturmaktadır. Isı geçisini iyilestirme, birim ısı geçis yüzeyinden ısı geçis
oranını artırmakla mümkündür. Isı geçisini iyilestirmenin çesitli yolları vardır.
yilestirme metotları ya ısı geçis yüzeyinin alanını ya türbülans seviyesini ya da akıskan
parçacıkları ile yüzey arasındaki ortalama temas süresini artırmayı amaçlar. Isı geçis
katsayısının artırılmasını amaçlayan tekniklerle karsılastırıldıgında uzatılmıs yüzeylerin
kullanımında oldugu gibi tek basına yüzey alanını artırmak daha çok malzeme
harcaması, imalat süreci ve ısı degistirme cihazı tarafından isgal edilen alanı gerektirir.
Bu çalısmada, daha uzun süreler boyunca ısı geçis yüzeyiyle temas halindeki akıskan
parçacıklarını korumayı amaçlayan iyilestirme teknigi test edilmistir, bu yüzden bir
yandan türbülans siddeti artırılırken ısı degistiricinin boru içindeki akıskanın gergin
durumu süresince daha fazla enerji degistirmesi saglanmıstır. Silindirik bir borudaki iç
akıs bu amacı test etmek için temel alınmıstır. Teknigin gelistirilmesinde ikinci adım,
boru içine es eksenli katı silindirik bir çubuk sokulması, böylelikle boru ve çubuk
arasında bir halka akıs olusturulmasıdır. Bu teknigin son adımı halka içine sıkı geçmis
helisel kanat eklenmesi ve dıs boru, silindirik çubuk ve helisel kanat arasında kusatılmıs
helisel kanal boyunca akısı yönlendirmektir. Bu amaçlar için ilk olarak belirli çap ve et
kalınlıklı bir boru kabul edilmistir. Daha sonra bes farklı çapa sahip katı silindirik
çubuk bu borunun içine es eksenli olarak yerlestirilmis ve halka akıs her bir tasarım için
test edilmistir. Son olarak helisel kanat halka bölgeye eklenmis ve etkisi gözlenmistir.
Helisel sargının adımı üç degisik degerde ayarlanırken kanat kalınlıgı sabit tutulmustur.
Kabul edilen tüm tasarımlar FLUENT yazılım paketi kullanılarak sayısal olarak analiz
edilmis olup deneysel olarak ta test edilmistir. Sonuçlar mini aralıklı akıs kanalları için
sayısal ve deneysel analizler arasında iyi bir uyum oldugunu göstermistir. Kanal
hidrolik çapı mikro aralıklara düsürüldügünde sayısal sonuçlar deneysel sonuçlardan
sapma gösterir, bu ise akıskan akısı ve ısı geçisine hükmeden fiziksel mekanizmalardaki
bir uyumsuzlugun isaretidir.
Submitted by Ramazan Karayel (g1216) on 2021-02-16T12:51:08Z
No. of bitstreams: 1
nihal_ugurlubilek_tez_.pdf: 10277766 bytes, checksum: 29876d8203af69bd72a56a2bcd57c73f (MD5)
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Halka Akıs
Mini kanallar içerisinde tek fazlı akıs ve ısı tasınımının sayısal ve deneysel olarak incelenmesi
doctoralThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3244
2022-06-16T00:02:47Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Taner, Kemal
Çelik, Murat İlker
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği Anabilim Dalı
2022-06-15T12:41:32Z
2022-06-15T12:41:32Z
2005
http://hdl.handle.net/11684/3244
Olusan çok eksenli gerilmeler ve termal yüklerden dolayı, gaz türbinlerinde, sıcak
kısım parçaları dizaynın ilk asamasında en kritik parçalar olarak kabul edilirler. Özellikle
türbinde akıskan sıcaklıkları 10000C’lere ulastıgı için, sıcaklık ve gerilme dagılımlarını
deneysel olarak ölçmek imkansızdır. Bundan dolayı, bu parçaların analizi için numerik
çözüm metodları kullanılır. Bu metodlar arasında son 10 yıldır en çok kullanılan metod
sonlu elemanlar metodudur ve ANSYS ise en yaygın kullanılan sonlu elemanlar
programıdır.
Bu çalısmada sonlu elemanlar metodu ile ANSYS programı kullanılarak bir türbin
sabit kanatçıgının hesaplamalı akıskanlar mekanigi ile önceden hesaplanan ısı tasınım
katsayısı ve basınç dagılımları etkisi altında ortaya çıkan sıcaklık dagılımları ile
deformasyon ve gerilme dagılımlarını hesaplamak amacı ile termal ve yapısal analizlerin
yapılması hedeflenmıstir. Çalısmada iki model olusturulmustur. Birinci modelde girdi
bilgileri, gerçekçi olması açısından Von Karman Enstitüsünde 1990 yılında yapılan
deneysel bir çalısmadan alınmıstır. kinci modelde ise, bir uçak motoru türbin kısmının
çalısmasını simule edebilmek için daha yüksek sıcaklık ve basınç degerleri kullanılmıstır.
Bu bilgiler ise, bir motor üretici firmanın ARGE bölümünden alınmıstır. Her iki modelde
de aynı airfoil geometrisi kullanılmıs, çıkan sonuçlar degerlendirilmis ve
karsılastırılmıstır.
Submitted by Ramazan Karayel (g1216) on 2021-02-17T08:20:56Z
No. of bitstreams: 1
murat_ilker_celik_tez.pdf: 4442376 bytes, checksum: 2824a91bc8d871e1f17448c92cd51a03 (MD5)
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Sonlu Elemanlar Metodu
Türbin sabit kanatçığının verilen ısı transferi katsayısı ve basınç dağılımını kullanarak anys ile 2- boyutlu termal ve yapısal analizi
doctoralThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3249
2022-06-16T00:01:31Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Taner, Kemal
Erçetin, Ümran
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği Anabilim Dalı
2022-06-15T12:46:08Z
2022-06-15T12:46:08Z
2007
http://hdl.handle.net/11684/3249
Bu çalısmada, ülkemiz endüstriyel gıda ürünleri arasında önemli yeri olan
bulgurun üretim sürecinde, bugdayın kurutulması isleminin, geleneksel yöntemler
yerine akıskan yataklı kurutucuda gerçeklestirilmesi konu edilmistir. Bu amaçla kurulan
bir akıskan yataklı kurutucuda, bugdayın kuruma karakteristigine çesitli parametrelerin
etkileri deneysel olarak incelenmistir. Sonuçlar, mevcut matematik modeller ile
karsılastırılmıstır.
Deneysel çalısmada iç çapı 30 cm, yüksekligi 2.5 m olan bir akıskan yatak
kullanılmıstır. Yataga beslenen havanın debisi, fan motoruna kumanda eden bir AC
frekans konvertörü ile; sıcaklıgı ise, dagıtıcı plakanın hemen altına yerlestirilen 10 adet
2.5 kW gücündeki (toplam 25 kW) elektrikli ısıtıcılar ile kontrol edilmistir. Elektrikli
ısıtıcılardan birisinin gücü, bir varyak aracılıgı ile 0 ila 2.5 kW arasında
ayarlanabilmektedir. Akıskan yatagın karakteristiklerini belirlemek üzere, yatagın farklı
yüksekliklerine sıcaklık, basınç ve nem ölçerler yerlestirilmis ve bunlar bir veri toplama
sistemine baglanmıstır. Ayrıca, yatagın çesitli yüksekliklerinden alınan bugday
numunelerinde de nem oranı tayini yapılmıstır. Kurutma esnasında, bugdayın kuruma
hızına ve yatagın enerji sarfiyatına etki eden, kurutucu ortamın sıcaklıgı, bagıl nemi ve
hızı, akıskan yataga giren ürünün miktarı ve nem oranı gibi parametreler kontrol
edilmistir. Bu parametrelerin, bugdayın kuruma karakteristigine ve enerji sarfiyatına
etkileri arastırılmıstır. Bu enerji tüketimi, bulgur üretiminde kullanılan geleneksel
bugday kurutma sistemlerinin enerji tüketimi ile kıyaslanmıstır.
Kaynaklarda mevcut olan matematik modeller incelenmis ve elde edilen
deneysel veriler, bu modellerden elde edilen sonuçlar ile kıyaslanmıstır. Böylece,
akıskan yatakta kurutma için türetilmis olan matematik modeller irdelenmis; bu
çalısmada kurulmus olan fiziksel sistem ile uyumsuzlukları ve bunların sonuçlarda
dogurdugu farklılıklar yorumlanmıstır.
Submitted by Ramazan Karayel (g1216) on 2021-02-17T08:57:09Z
No. of bitstreams: 1
umran_ercetin_tez.pdf: 2581420 bytes, checksum: dbafbb79ec54b70b43bffe1551691927 (MD5)
ESOGÜ, Fen Bilimleri
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Bulgur
Tanecikli gıda maddelerinin akışkan yatakta kurutulması
doctoralThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/2734
2022-02-22T01:00:15Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Aras, Haydar
Kartal, Bahadır
ESOGÜ, Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği Anabilim Dalı
2022-02-21T13:45:19Z
2022-02-21T13:45:19Z
2010
http://hdl.handle.net/11684/2734
Türkiye’de ve dünyada hızla artan enerji ihtiyacı, mevcut tükenebilir enerji
kaynaklarındaki azalması sebebiyle, yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarını gündeme
getirmistir. Yenilenebilir, temiz, ucuz bir enerji olan rüzgar enerjisi de bu yeni enerji
kaynaklarına birisidir.
Bu çalısmada Eskisehir ve Eskisehir’e bağlı Çifteler, Mahmudiye, Sivrihisar
ilçelerinde bulunan Devlet Meteoroloji Đsleri Genel Müdürlüğünün (DMĐ)
istasyonlarından alınan 2007–2009 yılları arası üç yıllık saatlik rüzgar ölçüm verileri
kullanılarak bu istasyonlar için gerçek ortalama rüzgar hızları ve enerji yoğunlukları
hesaplanmıstır Çalısma içersinde, literatürde en fazla kullanılan moment, grafik, en
yüksek olabilirlik yöntemi ve Weibull 7++ programı kullanılarak hesaplanan
parametrelerin hata analizi yapılarak en uygun parametreler belirlenmistir(Bu
parametreler boyutsuz sekil “k” ve ölçek “c(m/s)” dir
Bu parametreler 10, 30, 50 metreler için hesaplanarak bu yüksekliklerdeki güç
yoğunluğu Pw(W/m2), en olası hız venolası(m/s) ve en fazla enerjiyi tasıyan hız
Vmax,E(m/s) değerleri tespit edilmistir. Ayrıca bes farklı rüzgar türbininin üçüncü
dereceden türbin güç eğrileri bulunarak her bir bölgeye ait 50 metredeki Weibull
olasılık yoğunluk fonksiyonu ile entegre edilmis, yıllık her bir bölge için maksimum
üretilebilecek enerjiler hesaplanmıstır
Submitted by Ramazan Karayel (g1216) on 2021-03-15T06:02:40Z
No. of bitstreams: 1
372525.pdf: 1763159 bytes, checksum: cceab58652ca838cd93d76b6549f511f (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Rüzgar Enerjisi
Eskişehir ve yöresinde enerji üretimi amaçlı rüzgar hızlarının tespiti ve kullanıma uygunluğunun araştırılması
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/2039
2021-03-12T01:01:53Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Aydın, Özer
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği
2021-03-11T08:06:08Z
2021-03-11T08:06:08Z
2005
http://hdl.handle.net/11684/2039
Dünyada alternatif enerji kaynaklarının artan kullanımına karsın, toplam enerji
tüketiminin çogunu fosil yakıtların kullanımı olusturmaktadır. Bu kullanım tehlikeli boyutlara
ulasan yanma kaynaklı hava kirliligini beraberinde getirip günümüzün önemli
problemlerinden birini olusturmaktadır. Dogal gaz bu fosil yakıtların içinde çevre kirliligi
yönünden en temiz olanıdır. Dogal gazın yanması sonucu olusan emisyonlar içinde
azotoksitler ilk sırada gelmektedir. Yanma olayında buna sebep olan ise yüksek alev
sıcaklıgıdır. Azotoksitler farklı mekanizmalara göre sıcaklık, konsantrasyon, oyalanma
süreleri ve yakıtın kalitesi gibi yanma sartlarına baglı olarak olusmaktadır. Dogal gaz
tüketimindeki hızlı artıs nedeniyle yakma sistemlerinde verimde azalma olmadan emisyon
kontrolu saglanmalıdır. Emisyonların azaltılması için sebeplerinin kontrol altında tutulması
gerekmektedir. Emisyon olusumunda etkili bu faktörler; hava fazlalık katsayısı, yanma odası
büyüklügü, yanma gazlarının geri beslenmesi, alev sıcaklıgı, yanma gazlarının
sogutulmasıdır.
Bu çalısmada kazanın yanma odasına yerlestirilen dolgu malzemelerinin azotoksit ve
karbonmonoksit emisyonları ile kazan verimine etkisi deneysel olarak incelenmistir. Deneysel
çalısmalar nümerik çözümlerle karsılastırılarak bu çözümlerin deneysel verilere yakınlıgı
tespit edilmistir.
Deneysel çalısmada, 116 kW kapasiteli TS 11392 Pr EN 676 standardında brülör testi
için tasarlanmıs dogalgaz yakıtlı bir deney kazanına bir cebri brülör monte edilerek laboratuar
sartlarında dogal gaz yakılmıstır. Bu çalısmada ocak boyu, kazan ısıl kapasitesi, hava yakıt
oranı ve dolgu malzemesinin boyutu parametre olarak seçilerek hem deneysel hemde nümerik
olarak incelenmistir. Bu deney kazanında ocak boyu ayarlanarak ocak hacmi
degistirilebilmektedir.
Deneylerde, ocak içerisinde farklı noktalara yerlestirilmis termoelemanlar ile ocak
içinde alev ve yanma gazlarının sıcaklıgı, bacaya yerlestirilen ölçü aletleri (gaz analizörü,
termoeleman ve fark basınç ölçer) ile hava fazlalık katsayısı, verim, O2, CO, CO2,
NOx, baca sıcaklıgı ve baca çekis basıncı, su debisi, gaz debisi ve sıcaklıkları, ortam
basıncı ölçülmüstür.
Nümerik çalısmada ise FLUENT CFD (Computational Fluid Dynamics) programı
kullanılarak deney kazanı modellenmistir. Yanma sonu ürünleri, alev sıcaklıgı ve NOx
olusumu sayısal olarak çözümlenerek deney sonuçları ile karsılastırılmıstır.
Deneysel sonuçlar ocakta dolgu malzemesi kullanımın ısı geçisini ve böylece kazan
ısıl veriminin de arttıgını göstermistir. Bu artıs dolgu malzemesinin yüzey alanının artmasıyla
orantılıdır. Bu dolgu malzemelerinin kullanımı ile alev sıcaklıgında azalma bunun sonucu
olarak ta azotoksit emsiyonlarında düsüs olmustur. Ayrıca bu dolgu malzemeleri
karbonmonoksit emisyonlarının azalmasını da saglamıstır. Elde edilen nümerik sonuçlar,
deney sonuçlarına hem alev sıcaklıkları hem de emisyonlar için kabul edilebilir yakınlıktadır.
Submitted by Ramazan Karayel (g1216) on 2021-02-22T08:13:07Z
No. of bitstreams: 1
ozer aydin tez.pdf: 2321980 bytes, checksum: 808181952624d8c6913fc1a394fa1f8f (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Dogal Gaz
Gaz yakıtlı ocaklarda katı yüzeyin emisyona ve verime etkisi
doctoralThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/2135
2021-03-12T01:01:58Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Kabak, Nizamettin
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği Anabilim Dalı
2021-03-11T13:17:45Z
2021-03-11T13:17:45Z
2005
http://hdl.handle.net/11684/2135
Bu çalısmada; HOBART uçak çalıstırıcısına ait Perkins dizel motoru ile
bomba yükleme cihazına ait RD 270 Ruggerini dizel motorlarının dizel yakıtına
alternatif olarak Jet Yakıtı (JP-8) ile çalıstırılması, bu uygulamaların
avantaj/dezavantajları ve motor performansına etkilerinin incelenmesi
amaçlanmıstır.
Bu etkileri gözlemlemek için, konu motorlar jet yakıtı ve motorin ile ayrı
ayrı çalıstırılmıs daha sonra bu testler degisik oranlarda JP-8 yag karısımları ile
motor çalıstırılarak tekrarlanmıs ve sonuçlar kaydedilmistir.
HOBART uçak çalıstırıcısı 200 saat süre ile çalıstırılmıstır. 200 saatte
degistirilmesi gereken yakıt filtresi 100 saat sonra tıkanmıstır. Bunun sebebinin
iyi bir çözücü olan JP-8’in motorin ve yakıt karısımları tarafından olusturulan
atıkları, yakıt tankından ve yakıt sisteminden temizlemesi ve sonuçta olusan
zamksı çamurun (gom) filtrelerde ve yakıt sistemi elemanlarında birikmesi
oldugu degerlendirilmistir. Bu sebeple HOBART uçak çalıstırıcısı teknik
dokümanına JP-8 ile çalıstırılması durumunda 90 saat sonra filtrenin
degistirilmesi ve yakıt deposunun temizlenmesi ifadesi eklenmistir.
Ayrıca 200 saatlik çalısma sonucu yakıt pompası sökülerek incelenmistir.
Yapılan ölçüm sonucu bir asınma tespit edilmemis sadece pompa üzerinde
matlasma görülmüstür. Bu matlasmanın JP-8’in yaglayıcı özelliginin az olması
nedeniyle olustugu ve asınmanın 200 saatten uzun sürede meydana
gelebilecegi degerlendirilmistir.
HOBART uçak çalıstırıcısının JP-8 ile yapılan testlerinde, motorinle
çalısmaya göre egzoz gazı çıkıs sıcaklıgında % 6 artıs görülmüstür. Motorun
püskürtme avans ayarı degistirilerek (ÜÖN’ya 21 derece kala) JP-8 ile
çalıstırıldıgında, ayar yapılmadan JP-8 ile çalıstırılmaya göre egzoz gazı çıkıs
sıcaklıgında % 1,63 oranında azalma görülmüstür.
RD 270 RUGGERANA dizel motoru ile yapılan test islemlerinde dizel
motor JP-8 yakıtı, dizel yakıt, %20’lik 10 numara yag ile JP-8 karısımı, %25’lik
20/50 dizel yagı ile JP-8 karısımı, %20’lik 140 numara sanzıman yagı ile JP-8
karısımı, %20’lik 90 numara disli yagı ile JP-8 karısımı ve %15’lik ay çiçek yagı
ile JP-8 karısımları hazırlanarak çalıstırılmıstır. Bu çalısma sonucu egzoz gazı,
silindir kafası sıcaklıkları ve motorun yakıt tüketimleri kaydedilmistir. Motora yük
verilememis ancak gaz kolundan ayar yapılarak motor 2750 RPM hızla
çalıstırılmıstır.
4 adet RD 270 RUGGERANA dizel motoru yük verilerek test edilmek
amacıyla Pancar Motor A.S./Astanbul’a götürülmüs burada yapılan testlerde
motorlar JP-8 ve motorin ile bremze edilmistir. Motorlara ortalama 8.2 Kpa yük
verilmis ve motor performansları ölçülmüstür. Motorların JP-8 ile çalısmasında
motorine göre % 2’lik güç kaybı görülmüstür. Ayrıca egzoz sıcaklıklarının
ortalama % 4, silindir kafası sıcaklıklarının ise ortalama % 10 daha yüksek
oldugu belirlenmistir.
Sayılan bu mahsurlara ragmen askeri amaçlı bütün dizel motorlarında
JP-8 yakıtının kullanımı kolay temin edilmesi, depolanmada özelliklerini
muhafaza edebilmesi, düsük sıcaklıklarda donmaya karsı mukavemeti, tek tip
yakıt için tek tip alt yapı (depolama, nakliyat) gerektirmesi, yanlıs yakıt kullanma
veya yakıtların karısma problemini ortadan kaldırması gibi nedenlerden dolayı
tercih edilebilir.
Submitted by Ramazan Karayel (g1216) on 2021-02-22T08:30:48Z
No. of bitstreams: 1
tez.pdf: 1380968 bytes, checksum: 2d58c50a0e1accdb115ffa0660650628 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Dizel
Dizel motorlarda JP-8 yakıtı uygulamaları
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3268
2022-06-17T00:00:28Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Pancar, Yaşar
Şafak, Zeynep
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği Anabilim Dalı
2022-06-16T07:50:44Z
2022-06-16T07:50:44Z
2005
http://hdl.handle.net/11684/3268
Bu çalısmada, endüstriyel islemlerde olusan kirli gaz ve tozların atmosfere
gönderilmeden önce ayrıstırılıp temizlenmesi amacıyla kullanılan ayrıstırma cihazları
incelenmistir. Siklonlar basta olmak üzere genel çalısma prensipleri ve tasarımı için
gerekli parametrelerin hesaplanması anlatılmıstır.
Geçmisten günümüze siklonlar üzerinde yapılan arastırmalar incelenmis ve
arastırmacıların elde ettigi sonuçlara göre tasarladıkları siklonlar gösterilmistir.
Submitted by Ramazan Karayel (g1216) on 2021-02-22T08:53:39Z
No. of bitstreams: 1
Zeynep_Safak_TEZ.pdf: 2738780 bytes, checksum: ae0bcf78f44f0d2e6af2fc4f2a01ebc1 (MD5)
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Filtreler ve ayırıcılar
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3270
2022-06-17T00:01:02Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Taner, Kemal
Ekinci, Mehmet Alper
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği Anabilim Dalı
2022-06-16T07:58:43Z
2022-06-16T07:58:43Z
2005
http://hdl.handle.net/11684/3270
Bu tez çalısmasında uçagın uçabilmesinde en büyük etken olan kanat
tasımasının temelini olusturan hız potansiyelleri incelenmistir.
NACA 23012 tipi kanat profili etrafındaki hız potansiyelleri Vortex Panel
Metodu diye bilinen sayısal bir yöntemle çözümlenmistir. Bu çalısma sonucunda ortaya
çıkan sayısal sonuçlar bir CFD (Computational Fluid Dynamics) programı olan Fluent
6.2 programında çıkan degerlerle karsılastırılmıstır.
Sayısal bir metot olan Vortex Panel Metoduyla yapılan hesaplamalarda hataları
minimuma indirmek için ve hesaplamaları kolay ve hızlı yapmak için Fortran Power
Station dilinde bir program yazılmıs ve sonuçlar bu program yoluyla elde edilmistir.
Bütün bu çalısmaların sonunda her iki yolla da hesaplanan degerler arasındaki
farkın ihmal edilir seviyede oldugu belirlenmis ve eski bir yöntem olmasına ragmen
Vortex Panel Metodunun dogru sonuçlar verdigi görülmüstür.
Anahtar kelimeler: Vortex panel metodu (akıskanlar dinamigi), sıkıstırılamaz potansiyel
akıs, uygulama programları (Fortran, Fluent 6.2), hesaplamalı akıskanlar dinamigi,
NACA 23012 kanat profili
Submitted by Ramazan Karayel (g1216) on 2021-02-22T09:10:48Z
No. of bitstreams: 1
mehmet_alper_ekinci_tez.pdf: 1565275 bytes, checksum: 406d0567bde90de1582e0cd13a50bb88 (MD5)
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Kanat profili
Bir kanat profili etrafındaki hız potansiyelinin vortex panel metodu ile çözümü ve bir CFD programıyla karşılaştırılması
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3271
2022-06-17T00:01:01Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Kuşhan, Melih Cemal
Uzunonat, Yağız
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği Anabilim Dalı
2022-06-16T08:10:07Z
2022-06-16T08:10:07Z
2005
http://hdl.handle.net/11684/3271
Çalısmada MoSi2’ nin yüksek servis sıcaklıklarındaki mekanik ve fiziksel özelliklerinin
analizi gerçeklestirilmis , ayrıca üretim yöntemleri ve havacılık sanayindeki bir uygulaması
incelenmistir. MoSi2 esaslı kompozitler, yüksek sıcaklıklardaki oksijen zengini ortamlarda
zorlayıcı kosullara karsı gösterdikleri mükemmel mekanik özellikleri ve sahip oldukları düsük
yogunluk sebebiyle özellikle havacılık uygulamalarında yapısal eleman olarak
kullanılmaktadır.
Malzemenin baslıca üretim yöntemleri; mekanik alasımlandırma, yanma sentezi, S P (Sıcak
zostatik Presleme) yöntemi ve kil dökümüdür. Bu yöntemler malzemenin kullanılacagı alana
uygun olarak (ısıtma elemanları, uzay sanayisi, dizel motorlar, vb..) seçilir ve uygulanırlar.
MoSi2 esaslı kompozitlerin arastırılması ve gelistirilmesine olan ilgi giderek artmaktadır ve
MoSi2’nin yakın zamanda diger uygulamalara da girecegi düsünülmektedir. Fakat hala bu
uygulamalardaki en ilgi çeken konular düsük sıcaklıklardaki kırılma toklugu ve yüksek
sıcaklık akma dayanımıdır.
Submitted by Ramazan Karayel (g1216) on 2021-02-22T09:14:57Z
No. of bitstreams: 1
Yağız UZUNONAT_Tez.pdf: 1528507 bytes, checksum: ead1d82b8c4814077160418d7db4f062 (MD5)
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
MoSi2
Mühendislik malzemesi olarak molibdenyumdisilisit üzerine bir araştırma
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3749
2022-07-21T00:00:10Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Devir, Volkan
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü, Makina Mühendisliği Anabilim Dalı
2022-07-20T06:22:35Z
2022-07-20T06:22:35Z
2005
http://hdl.handle.net/11684/3749
Günümüzde dizel motor teknolojisinde meydana gelen gelişmeler ışığında bu
motorlara talep ve kullanım alanları artmıştır. Bu gelişmeler motorların kontrolünü
işletim sistemlerine teslim etmiştir. Elektronik kontrollü dizel motorlar, bünyelerinde
bulundurdukları sensörler ile ısı, basınç, konum vb gibi verileri toplar ve operatörden
gelen talep doğrultusunda, kendisi için yapılmış özel yazılım yardımıyla ne kadar
yakıtı, ne zaman, nasıl, hangi silindirlere püskürteceğini belirler.
Bu tezde iki tip elektronik kontrollü dizel motor incelenecektir. Yapı olarak bu iki
motor aynıdır. Sadece kullanım alanları ve elektronik kontrolörlerinde çalışan program
vasıtasıyla değiştirilen kalibrayonları farklıdır.
Jeneratörde sabit devirde çalışan motora yük bindiğinde, motorun kendini toplayıp
aynı sabit devire ulaşması için geçen zaman ve gereken yakıt miktarlarının, kontrol
parametrelerinin ( P, I , D) değiştirilmesi ile nasıl değiştiği incelenmiştir. Kamyon
üzerinde 700 – 2600 rpm aralığında çalışan motorda ise devir artırımı yapıldığında,
istenen devire çıkması için geçen zaman ve gereken yakıt miktarlarının değişimi aynı
parametrelerinin değiştirilmesi ile incelenmiştir.
Deneyler motorların gerçek çalışma ortamlarında yapılmış olup, test sırasında
parametrelere bağlı ölçümleri yapılacak değerlerin kayıdı alınmıştır. Testler sırasında
çevresel faktörlerin sabit tutulmasına dikkat edilmiştir.
Submitted by ÖNDER GÜNGÖR (g1063) on 2021-02-22T09:22:53Z
No. of bitstreams: 1
Volkan_Devir_tez.pdf: 1007096 bytes, checksum: 14ef549de990c0f8a4d7a5b1cced4bf0 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Motor Teknolojisi
Elektronik kontrollü motorlarda motor hızına bağlı yakıt miktarı kontrolü incelenmesi
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3750
2022-07-22T00:00:15Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Orak, Sezan
Türkeş, Erol
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü, Makina Mühendisliği Anabilim Dalı
2022-07-21T11:14:19Z
2022-07-21T11:14:19Z
2007
http://hdl.handle.net/11684/3750
Yapılan bu çalısmada, düsük ve orta kesme hızlarında tırlama titresiminde
meydana gelen süreç sönümlemelerinin neden ve nasıl olustukları arastırılmıstır.
Literatürdeki konu ile ilgili yapılan çalısmalar incelendiğinde bu neden ve nasıl
sorularına kesin bir cevap bulunamadığı görülmektedir. Süreç sönümlemelerinin,
dinamik kesme sistemine nasıl etkidikleri tam olarak anlasılamaması sebebiyle kesme
sisteminin yapısal sönümlemesine ne kadar etki ettikleri de bulunamamaktadır. Bu
nedenle bu çalısmada kesme mekaniğinin temelini olusturan dik kesme için öncelikle
komplike bir dinamik kesme modeli olusturulmustur. Olusturulan model daha sonra
tornalama ve frezeleme takım tezgahlarının kesme sistemlerine uygulanmıstır.
Komplike dinamik kesme modeli, kesilme açısının değisimine bağlı olarak dinamik
kesme kuvvetlerinin modellenmesi ve takım ucunun dalgalı yüzeye batmasından olusan
batma kuvvetlerinin modellenmesinden olusturulmustur. Dinamik kesme kuvvetlerinin
modelinden statik ve dinamik kesme katsayıları, batma kuvvetleri modellemesinden de
batma kuvvetleri elde edilmistir. Bu terimler, kesme sisteminin kararlılık analizi için
türetilen hareket denklemlerinde hesaba katıldığında sistemin sönümleme oranlarının
arttığı görülmüstür. Bu artısların değerlerini bulabilmek için tornalama ve frezelemede
değisik malzemeler, takım uzunlukları ve mil hızları için modal analiz ve kesme testleri
yapılarak kararlı kesme derinlikleri elde edilmistir. Bilinen kararlılık diyagramlarının
çizdirilmesi prosedürü tersten isletilerek kararlı kesme derinliklerine karsılık gelen
toplam süreç sönümleme değerleri hesaplatılmıstır. Böylece bu değerlerin ne kadarının
kesilme açısının değisiminden ve ne kadarının da takım ucunun dalgalı yüzeye
batmasından kaynaklandığı bulunmustur. Son olarak da gelistirilen dinamik kesme
modelinin doğrulanması; kesilme açısının değisiminin arastırılmasındaki açı sabitinin
ve takım ucunun batmasındaki is parçası malzemesinin spesifik kesilme direncinin
doğrulanmasıyla yapılmıstır. Ayrıca bu çalısmada, süreç sönümlemelerin en çok hangi
etkenlere bağlı olduğu konusu da arastırılmıstır. Sonuçta, takım ucu batmasının süreç
sönümlemenin olusumundaki etkisinin daha çok olduğu ortaya çıkmıstır.
Submitted by ÖNDER GÜNGÖR (g1063) on 2021-02-22T09:44:17Z
No. of bitstreams: 1
erol_turkes_tez.pdf: 14252110 bytes, checksum: 53251f975afdfe86a608dcaeeaa42762 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Takım Tezgahı
Takım tezgahlarının tırlama titreşiminde süreç sönümlemelerin teorik ve deneysel irdelenmesi
doctoralThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3328
2022-06-18T00:01:02Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Taner, Kemal
Gündüz, Abide Banu
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği Anabilim Dalı
2022-06-17T11:00:39Z
2022-06-17T11:00:39Z
2007
http://hdl.handle.net/11684/3328
Yapılan bu çalısmada Bilecik ilinde günes enerjisi destekli ısı pompasıyla sıcak
su üretiminin performansı hesaplanmıstır. Sistem düzlemsel bir sıcak su kollektörü
tarafından desteklenmis olup bir depo ve ısı pompası sisteminin elemanları olan
kompresör, buharlastırıcı, yogusturucu gibi elemanlardan meydana gelmektedir. Ayrıca
sistemde ısı enerjisini aktaran sogutucu akıskan R-134a olarak kabul edilmistir.
Teorik hesaplamalarda gerek duyulan veriler (aylık ortalama sıcaklık,
güneslenme süresi gibi) meteoroloji kayıtlarından elde edilmistir. Sistem için belirlenen
dairenin ısı kaybı hesabı klasik yöntemle yapılmıstır. Hazırlanan bilgisayar programı
kullanılarak ısı ihtiyacı belirlenmis daire için sistem kapasitesi hesaplanmıstır.
Ayrıca ısı yükü için gerekli olan kollektör egimi ve kollektör alanı belirlenmistir.
Isı pompası elemanları da incelenerek kompresörün gücü, buharlastırıcının kollektör
sisteminden çekecegi ısı yükü, yogusturucudan ortama aktarılacak olan ısı yükü miktarı
ve sogutucu akıskan debisi hesaplandı.
Yapılan hesaplamalarda bir dairenin ısıtılması ve sıcak su temini için ısı pompası
sisteminin ihtiyaç duydugu ısı yükünün ne kadarının kollektörden karsılandıgı ve ne
kadarının karsılanamadıgı incelenmis ve sistemin etkinlik katsayısı olan COP degeri hesap
edilmistir.
Submitted by Ramazan Karayel (g1216) on 2021-02-23T08:00:04Z
No. of bitstreams: 1
abide_banu_gunduz_tez.pdf: 1101644 bytes, checksum: 97b4cfe6ba28908c67067da289a93f18 (MD5)
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Isı pompası
Bilecik ilinde güneş enerjisi destekli ısı pompasıyla sıcak su üretiminin performansı
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/2056
2021-03-12T01:00:48Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Orak, Emre
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği
2021-03-11T08:20:31Z
2021-03-11T08:20:31Z
2007
http://hdl.handle.net/11684/2056
Günümüzde gerek askeri gerekse sivil alanda hizmet veren uçakların tasarımında
kullanılan birlestirme usulleri teknoloji ile paralel olarak gelismektedir. Zorlayıcı
rekabet kosulları nedeniyle daha hızlı uçaklar üretmek için klasik yöntemlerden
vazgeçildigi görülmektedir.
Bu çalısmada havacılıkta kullanılan malzemeler ile yeni kullanılmaya baslanmıs
ve bir çesit birlestirme teknigi olan metal yapıstırmaya deginilmistir.
Yüksek mukavemetli 7075 alasımının yapıstırma öncesi yüzey hazırlama
islemleri ve yapıstırma islemi gerçeklestirilmistir. Yapıstırma isleminin basarısını
irdeleyebilmek için klasik birlestirme tekniklerinden kaynak ile birlestirme ve perçin ile
birlestirme isleminin kopma mukavemet degerleri ile bulunmus ve karsılastırılmıstır.
Gelecekte, plastiklerin daha da gelismesiyle yapıstırma islemi ile daha iyi
sonuçlar alınabilecektir.
Submitted by Ramazan Karayel (g1216) on 2021-02-23T08:18:09Z
No. of bitstreams: 1
emre_orak_tez.pdf: 15558097 bytes, checksum: 04e397aa9e7a74db183ed51edb69059b (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Yapıstırma
7075 alaşımının film yapıştırıcı ile birleştirilmesi ve alternatifi olabilecek diğer birleştirme teknikleriyle karşılaştırılması
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/2063
2021-03-12T01:01:12Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Keskin, Murat
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği
2021-03-11T08:25:04Z
2021-03-11T08:25:04Z
2007
http://hdl.handle.net/11684/2063
Bu çalısmada laminer dıs akıs halinde cisimler üzerinde olusan laminer sınır
tabaka içerisinde kama açısına bağlı olarak yüzey sürtünme katsayısının değisimi teorik
ve sayısal olarak incelenmistir. Çözümler seçilen kontrol hacmi için yapılmıstır.
Çözümlerin bulunması için Serbest Parametre dönüsümü, Runge-Kutta iterasyonu ve
Nachtsheim-Swigert düzeltmesi sayısal çözüm teknikleri olarak kullanılmıstır. Sonuç
olarak FORTRAN programlama dilinde bir program olusturulmus ve sayısal değerler
bu programdan elde edilmistir.
Akıskan sıkıstırılamaz ve akıs laminer olarak kabul edilmis ve düsük Reynolds
sayıları için:
1. Farklı kama açılarında meydana gelen yüzey sürtünme katsayısı
hesaplanmıstır.
2. Farklı kama açılarında meydana gelen yer değistirme ve momentum
kalınlığı miktarları hesaplanmıstır.
3. Farklı kama açıları için sürtünme sürüklemesi kuvveti hesaplanmıstır.
Submitted by Ramazan Karayel (g1216) on 2021-02-23T11:14:30Z
No. of bitstreams: 1
Murat_Keskin_tez.pdf: 1172114 bytes, checksum: ca2105c4ee110a0da10f2585a4900030 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Laminer Sınır Tabaka
Laminer sınır tabaka içerisinde yüzey sürtünme katsayısının kama açısına bağlı olarak değişimi
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3784
2022-07-23T00:00:23Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Taner, Kemal
Mahir, Serkan
ESOGÜ Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği Anabilim Dalı
2022-07-22T05:56:47Z
2022-07-22T05:56:47Z
2007
http://hdl.handle.net/11684/3784
Günümüzde dizel motorlar endüstriyel hayatta yaygın olarak kullanılmaktadır.
Piyasa koşullarındaki rekabetçi ortam ve yüksek enerji maliyetleri sebebiyle motor
performansı optimize edilmeye çalışılmaktadır. Bu amaç doğrultusunda gelişen
teknoloji ile birlikte hayatımıza giren elektronik sistemlerin kullanımı hızla
yaygınlaşmaktadır.
Bu çalışmada, dizel motorlar incelenerek motor performansını etkileyen
parametreler belirlenerek açıklanmıştır. Elektronik kontrollü dizel motorlarda bu
parametrelerin nasıl kontrol edildiği üzerinde durulmuştur. Örnek elektronik kontrollü
dizel motorda belirtilen parametreler (avans açısı, silindir içi yanma basıncı, yakıt
basıncı, giriş hava basıncı, yakıt miktarı…) hazırlanan değerler ile motorun
karakteristiğinin gözlenebileceği çalışma koşullarında incelenmiştir. Deney tasarımı
yapılarak incelenen parametreler değiştirilerek yanma optimizasyonu sağlanarak
motorun birim yakıt tüketimi başına verdiği tork değeri arttırılmaya çalışılmıştır.
Motorun maksimum performasını minimum yakıt tüketimi ile elde edileceği bu
değerler belirlenmiştir. Belirlenen değerler matematiksel eşitlik kurularak formüle
edilmiştir.
Anahtar
Submitted by ÖNDER GÜNGÖR (g1063) on 2021-02-23T11:22:36Z
No. of bitstreams: 1
serkan_mahir_tez.pdf: 2424462 bytes, checksum: 43ec896f41f09bf38efb59eeeb12c3bb (MD5)
eng
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Dizel Motorlarda Yanma Optimizasyonu
Elektronik kontrollü dizel motorlarda performans arttırımı
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/2422
2022-01-25T01:00:15Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Erbay, Berrin
Altuntaş, Yılmaz
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği
2022-01-24T06:43:24Z
2022-01-24T06:43:24Z
2006
http://hdl.handle.net/11684/2422
Bu çalısmada jet motorlarında kullanılan kompakt ısı degistiricilerinin tanımı ile
F-16 uçaklarına ait yag sogutucusunun kanallarında meydana gelen tıkanıklıgın ısı
degistirici performansına etkisi sayısal olarak arastırılacaktır.
Günümüzde kullanım yerine baglı olarak degiskenlik gösteren ısı degistiricilerin;
düsük maliyet, hafiflik, bakım kolaylıgı, yüksek enerji transferi, az hacim kaplaması, arzu
edilen nitelikler olup, kompakt ısı degistiricileri bu özellikleri tasımaktadır. Sanayide
kullanılan ısı degistirici ile uçakta kullanılan ısı degistirici arasındaki farklılıklardan ilk
akla geleni, hacim ve agırlıktır.
Yeni nesil uçaklarda kompakt ısı degistiricileri yogunlukla kullanılmaktadır. Bu
ısı degistiriciler hava-yakıt-yag akıskanlarının muhtelif kombinezonlarından olusur.
Temel amaç; ısınan elektronik devreleri sogutmak, yaglama sistemindeki artan sıcaklıgı
azaltmak, kabindeki iklimlendirmeyi saglamaktır.
Isı degistiricisinin en uygun sekilde tasarımı, öncelikle çalısma sartlarının tespit
edilmesiyle mümkündür. Dizayn asamasında, giris/çıkıs sıcaklıkları, ısı degistirici
ölçülerinin her biri degisken olabileceginden bir çok hesaplamanın yapılması gerekli
olmaktadır.
Computational Fluid Dynamics, CFD Sayısal Modelleme Teknigi ile laboratuar
sonuçlarına çok yakın degerlerde ısı degistiricisi tasarımı mümkün olmakta ve degisen
her bir parametrenin sonuçları kolaylıkla alınmaktadır.
v
F16 uçaklarında bulunan ve motor yaglama sistemindeki yagın sıcaklıgını
azaltmak için kullanılan ısı degistiricisi, 217 adet boru elemanı, bir gövde, bir eksenel
perde ile 12 adet radyal perdeye sahiptir. Yagın sıcaklıgı motor çalısma sartlarına baglı
degiskenlik göstermekte olup, ortalama 403 K çalısma sıcaklıgına sahiptir. Yag
sıcaklıgının 422 K limitini geçmesi kritik seviye olup ikiden fazla borunun tıkanması bu
degerin asılmasına neden oldugundan ısı degistiricisi kullanılamamaktadır.
Tüm ısı degistiricisinin modellenmesi yerine belirli bir kesit alınarak model ve
hesaplamalar yapılarak tüme gidilir. Ancak kesitin tüm ısı degistiricisinin özelliklerini
yansıtması gerekmektedir. Periyodik akıs ve simetrik model durumunda daha kısa sürede
sonuçlar alınabilmektedir.
Isı degistiricisi tasarım verileri ile CFD Sayısal Modelleme verileri
karsılastırılarak, toplam 3 adet borunun tıkanması sonucu ısı transferinin motordaki yag
sıcaklıgını kritik deger olarak bilinen 422 K degerinin altında tutacak seviyede
gerçeklesmedigi ve sistemin görev yapamaz hale geldigi görülebilmektedir.
Submitted by Ramazan Karayel (g1216) on 2021-02-23T11:54:07Z
No. of bitstreams: 1
yilmaz_altuntas_tez.pdf: 4244689 bytes, checksum: d4ac161a14dc89283431f799b901aac3 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Jet Motorları
Jet motorlarında kullanılan tipik kompakt ısı değiştiricileri için sayısal ısıl-hidrolik analiz
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3785
2022-07-23T00:00:30Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Uğurlubilek, Ramazan
Kozlu, Burcu
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği Anabilim Dalı
2022-07-22T05:59:49Z
2022-07-22T05:59:49Z
2007
http://hdl.handle.net/11684/3785
Bu projede, motorlu tasıtlarda frenleme sırasında kaybedilen enerjinin geri
kazanılması hedeflenmistir. Bunun için seyir sırasında en çok frenleme yapan
tasıtlardan birisi olan, sehiriçi toplu tasıma otobüsleri üzerine hidrolik sistem tasarımı
yapılarak, frenleme sırasında sürtünmeyle ısı olarak dısarı atılacak enerji, aracın ilk
hareketinde kullanılmak üzere hidrolik enerjiye dönüstürülerek depolanması, yakıt
tasarrufu ve tasıtlardan atılan zararlı emisyonların azaltılması hedeflenmistir.
Submitted by ÖNDER GÜNGÖR (g1063) on 2021-02-23T12:25:40Z
No. of bitstreams: 1
Burcu_Kozlu_Tez.pdf: 2562114 bytes, checksum: 1215971f19eca648aeb43d1b7268d08b (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Hidrolik Hibrid
Motorlu taşıtlarda frenleme gücü geri kazanım sistemleri
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3382
2022-06-21T00:00:27Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Kuşhan, Melih Cemal
Ekinci, Hakan
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği Anabilim Dalı
2022-06-20T10:23:15Z
2022-06-20T10:23:15Z
2006
http://hdl.handle.net/11684/3382
Bu tez çalısmasında Agır Ticari Vasıtalardaki (Kamyon) direksiyon sistemleri ve
elemanları, sistemin optimizasyonu incelenmistir.
Direksiyon kolonu optimizasyonu yapılırken maliyet ve zamanı en aza
indirgemek için ADAMS programı kullanılmıstır. IDEAS programında olusturulan
IGES 3 boyutlu modeller ADAMS programına atılmıs, dizayn sınır sartları konularak
simülasyonlar yapılmıstır.
Direksiyon kolonu ve direksiyon kutusu dizaynlarının ve buna baglı olarak araç
dinamigi karakteristiklerin ortaya konulması ve incelenmesi için hem objektif
(ölçümsel) hem de sübjektif (yorumsal) degerlendirmeler yapılmıstır.
Yapılan bu çalısmaların sonucunda, objektif ve subjektif degerlendirme
sonuçlarının dizayn parametre çıktılarını, ADAMS simulasyon degerlerini sagladıgı,
teyid ettigi görülmüstür.
Anahtar kelimeler: direksiyon sistemi, direksiyon sistemi optimizasyonu, araç dinamigi
karaktestikleri, hareketli bilya tipli direksiyon disli kutusu, ackermann geometrisi
Submitted by Ramazan Karayel (g1216) on 2021-03-01T10:55:02Z
No. of bitstreams: 1
hakan_ekinci_tez.pdf: 1694289 bytes, checksum: 44f42fd571b2c0cc113e511094da2160 (MD5)
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Kamyon
Kamyonlarda örnek bir direksiyon sistemi, optimizasyonu ve değerlendirilmesi
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3795
2022-07-23T00:00:26Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Kuşhan, Melih Cemal
Sackesen, İsmail
ESOGÜ, Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği
2022-07-22T12:28:54Z
2022-07-22T12:28:54Z
2007
http://hdl.handle.net/11684/3795
Günümüzde dünya genelinde, gerek askeri gerekse sivil alanda hizmet veren
uçakların, tasarlandıkları zaman niyetlenilen sürelerin çok daha ötesinde uçusa devam
ettiklerini görmekteyiz. Ekonomik nedenler ve zorlayıcı rekabet kosulları filoların
yenilenmesini geciktirmekte, uçus maliyetlerinin en aza indirgenmesi için çesitli
çalısmalar yapılmaktadır.
Bu çalısmada havacılıkta kullanılan malzemeler, uçak yapıları ve ana yapısal
parçalar hakkında temel bilgiler verilmistir. Uçaklarda kullanılan yüksek mukavemetli
metal malzemelerde karsılasılan yorulma ve korozyon problemlerine değinilmistir.
Belirgin olarak yaslanma etkilerine maruz kalmıs yüksek mukavemetli 7075
alüminyum alasımının yorulma ve korozyon özelliklerini iyilestirmek için, son
zamanlarda gelistirilmis bir ısıl islem olan RRA (Retrogression and re-aging) islemi
yanında, ısıl islemle mekanik yüzey islemi birlestirilerek termomekanik bir proses
gelistirilmistir. Her iki yaklasımın da sonuçları deneyler aracılığıyla irdelenmistir.
Numuneler üzerinde yapılan ölçümlerden, özellikle termomekanik islemin yorulma
ömrü üzerinde önemli olumlu etkileri saptanmıstır. Ancak bu olumlu yorulma
özellikleri elde edilirken korozyon direnci büyük ölçüde yitirilmistir. RRA isleminin ise
etkileri her iki arzu edilen özellik açısından da benzer doğrultuda ancak daha sınırlı bir
aralıkta gerçeklesmistir.
Gelecekte, termomekanik isleme ait proses parametrelerinin optimizasyonu ile
daha iyi korozyon ömrünün elde edilmesi için çalısmalar yapılması, yaslanan uçak
parçalarına yeni bir alternatif olusturabilecektir.
Submitted by ÖNDER GÜNGÖR (g1063) on 2021-03-01T11:54:35Z
No. of bitstreams: 1
ismail_sackesen_tez.pdf: 6811733 bytes, checksum: 74be4f0661e63ccecf16bc759e0425da (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Yorulma
Yüksek mukavemetli 7075 alüminyum alaşımının yorulma ve korozyon özelliklerinin iyileştirilmesi
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1791
2021-03-04T01:00:22Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Özer, Furkan Çelik
ESOGÜ, Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği
2021-03-03T13:01:39Z
2021-03-03T13:01:39Z
2006
http://hdl.handle.net/11684/1791
Her geçen yıl sürekli artan petrol fiyatlarının yanı sıra, dünya nüfusu da sürekli
olarak artmakta, bu da enerji gereksinimini artırmaktadır. Daha hızlı kalkınma isteği ve
buna paralel olarak artan enerji gereksiniminin yanı sıra, kullanılan fosil yakıtların
atıklarının çevreye onarılamaz zararlar vermesi, alternatif yakıt arayışlarını arttırmıştır.
Alternatif enerji kaynaklarının en önemli olanı yenilenebilir enerji kaynaklarıdır.
Yenilenebilir enerji kaynaklarının en önemlisi güneştir. Güneş enerjisinin kullanıldığı
sistemlerin dizaynı ve verimliliğinin belirlenmesi için; yeryüzüne gelen güneş ışınımının
bilinmesi gerekmektedir.
Yeryüzüne gelen güneş ışınımı değerleri (anlık,saatlik ve günlük); meteoroloji
istasyonlarındaki güneş ışınımı ölçüm cihazları (pyronometer) ile ölçülerek veya bu
bölge için geliştirilen teorik veya ampirik bağıntılar yardımı ile hesaplanmaktadır. Bu
çalışmada, Türkiye ve bazı ülkeler için geliştirilen teorik ve ampirik bağıntılar
incelenerek Antalya’da yatay düzlemin birim alanına gelen günlük tüm güneş ışınımının
hesaplanmasında kullanılacak bağıntılarla güneş ışınımı hesaplama yöntemi
geliştirilmiştir. Güneş ışınımı hesaplama yönteminden elde edilen değerler meteoroloji
ölçüm değerleri ile karşılaştırılmıştır ve ölçüm değerlerinden olan % sapmalar
bulunmuştur.
Bu çalışmada tayin edilen “Antalya’da Yatay Düzleme Gelen Günlük Tüm, Yayılı
ve Direkt Güneş Işınımını Hesaplama Modelinden (MODEL-1, MODEL-2, Model-3)”
hesaplanan günlük tüm güneş ışınımı değerleri; MODEL-1 için meteoroloji ölçüm
değerlerinden maksimum %-9,91, MODEL-2 için meteoroloji ölçüm değerlerinden
maksimum %6,71 ve MODEL-3 için meteoroloji ölçüm değerlerinden maksimum
%12,72’ lik sapma göstermiştir.
Submitted by murat keskiner (sp417) on 2021-03-03T07:38:02Z
No. of bitstreams: 1
ozkan_ozer_tez.pdf: 1089880 bytes, checksum: 2f4009a754e21705ba7e742785b9eaee (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Yenilenebilir Enerji Kaynakları
Antalya'da yatay düzleme gelen günlük tüm, yayılı ve direkt güneş ışınımını hesaplama modeli
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3354
2022-06-18T00:00:20Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Alanyalı, Soner
Er, Kadir
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği Anabilim Dalı
2022-06-17T11:49:16Z
2022-06-17T11:49:16Z
2006
http://hdl.handle.net/11684/3354
Bu çalısmada basamak çıkabilen elektrikli bir yük arabasının prototipinin
tasarımı ve imalatı hedeflenmistir. Bu sistem özellikle tasınacak yüklerin insan gücü
dısında tasınmasına izin vermeyen fiziki sartlarda ve sürekli yer değistirecek yüklerin
tasınmasında kullanılabilmesi amacıyla yapılmıstır.
Bir prototip modelin tasarım hesaplamaları yapıldıktan sonra, imalatı yapılmıs
çalısma prensipleri incelenmistir.
Submitted by Ramazan Karayel (g1216) on 2021-03-03T07:38:49Z
No. of bitstreams: 1
kadir_er_tez.pdf: 1936125 bytes, checksum: ab0deb5034afe4ca92cd5e23407e81e7 (MD5)
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Elektirkli
Basamak çıkabilen elektrikli yük arabası tasarımı
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3612
2022-07-05T00:01:16Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Kuşhan, Melih Cemal
Ünalır, Tolga
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği Anabilim Dalı
2022-07-04T06:07:40Z
2022-07-04T06:07:40Z
2006
http://hdl.handle.net/11684/3612
Molibdenyum disilisid (MoSi2) yüksek erime sıcaklığı ve mükemmel
oksidasyon direnci nedeni ile yüksek sıcaklık uygulamaları için aday bir
malzemedir. Temel sıkıntı bu malzemenin oda sıcaklığındaki zayıf kırılma
tokluğudur. Bu çalışmada MoSi2 , MoSi2 kompozitlerinin ve MoSi2 alaşımlarının
mikroyapısal mekanik özelliklerinin , oda sıcaklığındaki kırılma tokluğu ile oksitlenme
ve sürünme özellikleri , incelenmiştir.
Hacimce %30 – 50 ilavesi , yüzeyde koruyucu Si2ON2 tabakası oluşturarak
hızlandırılmış oksidasyon olayını dolayısıyla ufalanma hatasını engeller. Si3N4
ilavesi ayrıca yüksek sıcaklık dayanım değerini beş kat , oda sıcaklığındaki tokluk
değerini iki kat arttırır. Termal genleşme katsayısını düşürmesi termal çevrimlerde
çalışan kompozitlerdeki matriks kırılmalarını engeller. Fiber destekli kompozit
malzemeler oda sıcaklığındaki kırılma tokluğunu 7 kat , ani darbe dayanımı 5 kat
arttırmaktadır.Bu kompozitler 1400 C sıcaklıkta bile iyi dayanım ve tokluk
özellikleri gösterir.
Submitted by Mustafa Meteoğlu (g0682) on 2021-03-03T08:39:04Z
No. of bitstreams: 1
Tolga_Unalir_tez.pdf: 1429563 bytes, checksum: a2a1085c1c1e95b5dd76e84bfc08c4fe (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Temel
MoSi2 ve MoSi2 esaslı kompozit malzemelerin özelliklerinin incelenmesi, MoSi2 Si3N4'un yüksek sıcaklıklarda kullanımındaki etkilerin araştırılması
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1789
2021-03-04T01:00:32Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Oytaç, Melih
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
2021-03-03T12:58:50Z
2021-03-03T12:58:50Z
2006
http://hdl.handle.net/11684/1789
Bu çal ışmada, kara taşıtlarında kullanılan jant ve lastiklerin özellikleri, yapıları ve kullanım şekilleri ile ilgili genel olarak bilinmesi gerekenler aktarılmaya çalışılmıştır. Lastik ve jantın orijinal ekipman sınıfında güvenlik için önemi vurgulanmış ve bu iki parça arasındaki uyumun araca olan etkisine değinilmiştir.
Ayr ıca jant üretim yöntemleri, operasyon bazlı olarak, gerekli şekil ve resimlerle pekiştirilerek aktarılmış; buna ek olarak, jant üretiminde kullanılan çeşitli kalıplar ile bu kalıpların üretilmesi için kullanılan takım çelikleri de tanıtılmıştır. Özellikle soğuk iş ve sıcak iş takım çeliklerinin üretim yöntemlerine ve hasar mekanizmalarına değinilmiş ve ülkemizde sıklıkla kullanılan takım çeliklerinin performans/fiyat yönünden kıyaslanabilmesi için genel özelliklerine değinilmiştir.
Son olarak, Türkiye’de faaliyet gösteren jant fabrikaları tanıtılarak, Türkiye jant sanayisinin ülkemizdeki ve dünyadaki yeri hakkında genel bir değerlendir
Submitted by Mustafa Meteoğlu (g0682) on 2021-03-03T09:03:03Z
No. of bitstreams: 1
Melih_Oytac_Tez.pdf: 7144321 bytes, checksum: 515d8af62b39c5db7c5ab915a04dad23 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Ayrıca Jant Üretim Yöntemleri
Türkiye jant sanayii ve jant sanayiinde kullanılan kalıp çelikleri üzerine bir araştırma
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3815
2022-07-26T00:00:44Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Pancar, Yaşar
Erken, Burak
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği Anabilim Dalı
2022-07-25T08:11:03Z
2022-07-25T08:11:03Z
2006
http://hdl.handle.net/11684/3815
Dünyanın dört bir yanında çok çeşitli sanayi kollarında Türbinler, Santrifüj Pompalar
bir çok mühendislik uygulaması ile insanlığa hizmet etmektedir. Teknolojinin sürekli
gelişimi sonucunda, bu makinelerin performanslarını artırmak da mühendisler için
birincil hedef olmuştur.
Bu amaçla bu makinelerde kullanılan ara kanatçıkların önemi büyüktür. Bu çalışmada
bu makinelerdeki ara kanatçık uygulamaları ve bu uygulamalar sonucunda ne gibi
durumların gözlendiği incelenmiştir.
Submitted by ÖNDER GÜNGÖR (g1063) on 2021-03-03T09:19:42Z
No. of bitstreams: 1
burak_erken_tez.pdf: 1791691 bytes, checksum: c214bba8da362b8233fbf3323fe2c1ce (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Ana Kanat
Hidrolik makinelerde ara kanatçık dizaynı ve ara kanatçıklı çark kullanımının performasa etkisinin analizi
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1915
2021-03-10T01:06:46Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Yılmaz, Sezcan
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği
2021-03-09T13:11:09Z
2021-03-09T13:11:09Z
2006
http://hdl.handle.net/11684/1915
Bu çalışmayla operatörün parmak pozisyonunu temassız olarak takip edebilen
gerçek bir mekatronik sistem tasarlanmış ve gerçekleştirilmiştir. Parmak pozisyonundaki
değişimler mikrokontrolör temelli halka şeklindeki bir sensör sistemi vasıtasıyla
bulunmakta ve alınan verilerle unipolar bir step motor vasıtasıyla sürülen bir serbestlik
dereceli bir cihaz kontrol edilmektedir.
Toplanan deneysel verilerden tasarlanan sistemin oldukça iyi sonuçlar verdiği
görülmektedir. Eldeki sistemin operatörün parmak hareketlerini maksimum 120
mm/s’yeye kadar olan hızlarda başarılı bir şekilde takip edebildiği gösterilmiştir.
Submitted by Mustafa Meteoğlu (g0682) on 2021-03-03T10:23:10Z
No. of bitstreams: 1
sezcan_yilmaz_tez.pdf: 2527961 bytes, checksum: febfea825383eb52d098cf48ee09071a (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Parmak pozisyonundaki değişimler
Parmak hareketlerini takip eden mekatronik bir sistemin dizaynı ve gerçekleştirilmesi
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1980
2021-03-11T01:00:56Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Özgür, Mustafa Arif
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği
2021-03-10T08:03:13Z
2021-03-10T08:03:13Z
2006
http://hdl.handle.net/11684/1980
Toplumların kalkınmasında en önemli parametrelerden biri olan enerjinin; temiz,
ekonomik, sürekli ve kesintisiz bir şekilde, güvenilir bir arz sistemi ile karşılanması tüm
ülkelerin gündeminde olan bir konudur. Bu koşullar altında, çevreye karşı duyarlı ve
sürdürülebilir enerji kaynaklarının kullanımına gereksinim vardır. Ancak birinci öncelik
enerjide dışa bağımlılık oranını minimize etmek için yerel kaynakların kullanımı
üzerindedir. Bu nedenle; ülkeler, fosil yakıtların tüketimini azaltacak, rüzgar, jeotermal,
hidrolik, güneş, biyokütle ve dalga enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına
yönelecek enerji politikaları arayışına gitmektedirler. Bu kaynaklar içerisinde kullanım
ve teknolojik bakımdan en hızlı gelişme ise rüzgar enerjisi dönüşüm sistemlerinde
görülmektedir. Bu bakımdan ülkemiz için önemli bir potansiyel teşkil eden rüzgar
enerjisinin artan ölçülerde kullanılması; enerji sorununun çözümüne, ülke ekonomisine
ve çevre kirliliğinin azaltılmasına büyük ölçüde katkı sağlayabilir.
Bu çalışmada, alternatif ve temiz bir enerji kaynağı olarak bütün dünyada önem
kazanan rüzgar enerjisinden yararlanma olanakları araştırılmıştır. Bu amaçla, Kütahya
Dumlupınar Üniversitesi Merkez Kampus alanı içerisinde bulunan Bünelek Tepe,
rüzgar ölçümü için uygun arazi olarak belirlenmiş ve bu bölgeye rüzgar ölçüm
istasyonu kurulmuştur. Bölgeye kurulan istasyondan; Temmuz 2001-Haziran 2004
tarihleri arasında 36 ay boyunca rüzgar verileri, CallAlog 02 yazılımı vasıtasıyla alınmış
ve alınan bu veriler çeşitli istatistiksel yöntemlerle değerlendirilmiştir. Alınan verilerin
değerlendirilmesinde; Maksimum Olabilirlik Tahmini (MLE), En Küçük Kareler
Yöntemi (LSM) ve Robust Asimetrik Dağılım Parametre Tahmini (RADPE) parametre
kestirim tekniği olarak kullanılmıştır. Bu parametre kestirim teknikleri ile olasılık
yoğunluk fonksiyonu olarak; Weibull, Lognormal ve Gamma dağılımları test edilmiştir.
Alınan veriler ile yapılan testler neticesinde, RADPE parametre kestirim tekniği ve
Lognormal olasılık yoğunluk fonksiyonunun seçilen bölge için daha iyi sonuçlar verdiği
görülmesine karşın enerji hesaplamaları yapılırken, parametre kestirim tekniği olarak
MLE ve olasılık yoğunluk fonksiyonu olarak Weibull dağılımı kullanılmıştır. Bunun
nedeni, rüzgar enerjisi potansiyelinin hesaplanmasında kullanılan mevcut yazılımların,farklı parametre kestirim teknikleri ve farklı olasılık yoğunluk fonksiyonları seçimine
olanak vermemesidir.
Çalışmada, MLE parametre kestirim tekniği ve Weibull olasılık yoğunluk
fonksiyonuna göre ALWIN yazılımı ile bölgenin rüzgar enerji potansiyeli
hesaplanmıştır. Yapılan hesaplamalarda; ölçümlerden elde edilen yıllık ortalama rüzgar
hızı 4,80 m/s, Weibull ölçek parametresi (c) 5,36 m/s, şekil parametresi (k) 1,58 ve
bölgenin güç yoğunluğu 53-61 W/m2
olarak bulunmuştur. Bunun yanısıra rüzgar
gözlem istasyonundan alınan veriler kullanılarak, 6 farklı rüzgar türbini imalatçısının 26
farklı modeldeki türbinlerinin katalog değerleri ile bölgeden üretilebilecek elektrik
enerjisi ve kapasite faktörleri hesaplanmıştır.
Rüzgardan elektrik enerjisi üretimi için, bölgeden elde edilen rüzgar verilerine
göre sahaya kurulması düşünülen rüzgar türbininin maliyet analizi yapılmıştır. Yapılan
analizde, Dumlupınar Üniversitesi Merkez Kampusunün elektrik ihtiyacının
karşılanması amacıyla belirlenen rüzgar türbini modeline göre enerji üretim maliyeti,
öngörülen kabuller ile 8,02 USCent/kWh olarak hesaplanmış ve bu maliyete göre
sistemin kendisini 17,55 yılda geri ödeyeceği belirlenmiştir.
Sonuç olarak; bölge rüzgar karakteristiğinin istatistiksel değerlendirilmesi ve
yapılan maliyet analizi, bölgede rüzgar santralından elektrik enerjisi üretiminin mevcut
teknolojiye göre şu an ekonomik olmadığını göstermektedir. Gelecekte ise; elektrik
enerjisi alanında rüzgar enerjisi kaynaklarının kullanımını özendirecek teşvik
uygulamaları, toplumsal fayda ön planda tutularak yapılacak yasal düzenlemeler,
malzeme bilimindeki gelişmeler, rüzgar türbini ekipmanlarının teknolojik gelişimi ve
seri üretimlerinden dolayı maliyetlerinin düşmesi sayesinde bölgede rüzgar enerjisinden
elektrik üretiminin mümkün olabileceği söylenebilir.
Submitted by Görkem Çınar (18262273360) on 2021-03-03T10:25:49Z
No. of bitstreams: 1
mustafa_arif_ozgur_tez.pdf: 7314070 bytes, checksum: ca8c2f79aa6a14dfaa16940016d9b213 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Kütahya
Kütahya rüzgar karakteristiğinin istatiksel analizi ve elektrik üretimine uygulanabilirliği
doctoralThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1968
2021-03-11T01:00:43Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Mutlu, Emine
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği Anabilim Dalı
2021-03-10T07:19:42Z
2021-03-10T07:19:42Z
2006-06
http://hdl.handle.net/11684/1968
Mühendislik uygulamalarında, farklı sıcaklıklardaki iki veya daha fazla akışkan
arasındaki ısı değişiminin sağlanması, en önemli ve en çok karşılaşılan problemlerden
birisidir. Isı değiştiricileri, kullanım amaçlarına göre, değişik yapılarda, kapasitelerde,
boyutlarda ve tiplerde olabilmektedir. Kompaktlıkları ve mükemmel ısı geçişi
performansları nedeniyle, mikrokanal ve minikanal ısı değiştiricilerinin kullanımı, ticari
ve bilimsel uygulamalarda giderek artmaktadır.
Bu çalışmada, ele alınan minikanal ısı değiştiricinin ısıl-hidrolik performansını
arttırmak için en uygun geometrinin belirlenmesi amacıyla, farklı Reynolds sayılarıyla
birlikte en/boy oranının, hidrolik çapın ve kanal sayısının basınç düşüşü ve soğutucu
akışkanın çıkış sıcaklığı üzerine etkisi araştırılmıştır. Tek fazlı sıvı akışının ısıl-hidrolik
karakteristiklerinin çalışılması için tipik bir model tercih edilmiştir. Bu modelde
minikanal ünitesi 2 mm yüksekliğinde, 12 mm genişliğinde ve 60 mm uzunluğunda
olup, içerisinde çeşitli sayıda dikdörtgen kesitli kanallar yer almaktadır. Akışın sabit ısı
akısı sınır şartı altında, üç boyutlu, sürekli ve sıkıştırılamaz olduğu kabul edilmiştir.
Kanal malzemesi olarak aluminyum, soğutucu akışkan olarak su tercih edilmiştir. Bu
çalışma, ticari bir CFD yazılımı olan FLUENT kullanılarak sayısal olarak
gerçekleştirildi.
Sonuç olarak; kanal sayısındaki artışın basınç düşüşünde ve çıkış sıcaklığında
artışa ve kanallar arası mesafedeki azalmanın; sıcaklık ve basınç basamaklarında
azalmaya yol açtığı görüldü. En/boy oranı ve hidrolik çap azalırken, basınç düşüşünün
arttığı bulundu. Her kanal sayısı kendi içinde değerlendirildiğinde, sabit ısı akısı sınır
şartı altında, akışkanın çıkış sıcaklığının en/boy oranı ve hidrolik çap küçüldükçe arttığı
gözlendi. Hız arttıkça, kanal boyunca basınç düşüşünün arttığı ve yüksek hızlarda
akışkanın çıkış sıcaklığının daha düşük olduğu görüldü.
v
Submitted by Görkem Çınar (18262273360) on 2021-03-04T05:29:50Z
No. of bitstreams: 1
EMINE_MUTLU_TEZ.pdf: 1165237 bytes, checksum: 1737dc44bfbfb07056f2d112ed9d3f6c (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Laminer Zorlanmış Taşınım
Bir minikanal ısı değiştiricide kanal boyutlarının ısıl-hidrolik performansa etkisinin sayısal olarak inelenmesi
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3824
2022-07-27T00:00:55Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Par, Bilal
Şahin, Ferhat
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği Anabilim Dalı
2022-07-26T05:28:19Z
2022-07-26T05:28:19Z
2007
http://hdl.handle.net/11684/3824
Kompresör muhafazaları yüksek basınç ve sıcaklık altında çalışan ve motor
çerçevelerine yük aktarımını sağlayan oldukça ince yapılardır. Bu sebeple
muhafazaların tasarımı pek çok parametrenin bir arada gözönünde bulundurulmasını
gerektirir ve en doğru konfigürasyonun seçilmesi büyük öneme sahiptir. Bu çalışmada
çeşitli konfigürasyonlar için sonlu elemanlar yöntemi ile analizler gerçekleştirilmiştir.
Geometriler parametrik bir şekilde oluşturulmuş ve civata sayısı, kabuk kalınlığı, civata
çapı, öngerilme yükü ve flanş boyutları ana parametreler olarak saptanmıştır. Sonuçlar
toplam ağırlık ve yapısal dayanım baz alınarak değerlendirilerek gerilme, kaçaklar
(sızıntı) ve ovalleşme gözönünde bulundurulmuştur.
Submitted by ÖNDER GÜNGÖR (g1063) on 2021-03-04T06:19:16Z
No. of bitstreams: 1
Ferhat_Sahin_tez.pdf: 15650593 bytes, checksum: e608cfceb7ddd753369ce18aa0b1663e (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Gaz Türbinli Motor
Gaz türbinli motorlarda kompresör muhafaza bağlantı elemanlarının Ansys yazılımı ile parametrik analizleri
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3826
2022-07-27T00:00:21Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Taner, Kemal
Taşkıran, Işık
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği Anabilim Dalı
2022-07-26T05:31:22Z
2022-07-26T05:31:22Z
2008
http://hdl.handle.net/11684/3826
Günümüzde çalışmakta olan nükleer güç üreticilerinin hemen hepsinde
kaplanmış çubuklar biçiminde yakıt kullanılmaktadır. İlerleyen çalışmalara
bakıldığında, hızlı üretken reaktörlerin ilk örnekleri için bile bu çalışmalar
geliştirilmektedir. Özellikle, bu yakıt çubuklarının aralarındaki boşlukları kiriş içinde
düzgün tutacak ızgara ya da sarmal tel gibi tutucular tasarlanmaktadır.
Son elli yılda en iyi ürünleri elde etmek için bazı deneysel ve kuramsal
çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalar yakıt çubuğu demetinin özel yerleştirmesi içinde
soğutucu akışın ve ısıl sorunların daha iyi bilinmesini sağlar.
Sunulan bu çalışmada, bir hızlı üretken SNR reaktörün, yakıt çubuğu demeti
arasındaki akışın, sıcak-tel yelölçeri kullanarak ölçülmüş ortalama hız değerleri ve
ikincil akışlarının, ticari bir hesaplamalı akışkanlar dinamiği programı olan Fuent 6.1.22
kullanmak suretiyle bulunan sonuçlarla karşılaştırılması hedeflenmiştir. Özellikle, akışı
bozan ve sorunlara yol açan ızgara aralığındaki boşluğun etkisi ayrıntılı olarak
incelenmiştir.
Submitted by ÖNDER GÜNGÖR (g1063) on 2021-03-04T06:37:10Z
No. of bitstreams: 1
ISIK-TASKIRAN-TEZ.pdf: 4667295 bytes, checksum: 0fe4180f99080264740a008c846f7726 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
İkincil Akışlar
Boru demetine paralel akışın deneysel sonuçlarının nümerik metotla karşılaştırılması
doctoralThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3423
2022-06-22T00:00:15Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Seber, Ali Cem
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği Anabilim Dalı
2022-06-21T10:35:37Z
2022-06-21T10:35:37Z
2008
http://hdl.handle.net/11684/3423
Bir ülke kültürel, politik ve bütün somut yasam ve üretim kosulları açısından ele
alındığında, kullanılan enerjinin verimlilik ve tasarrufu bakımından elde edilecek
iktisadi-mali sonuçlar, temsili bir rasyonel değer olarak sorgulandığı taktirde,
günümüzde bizi o ülkenin kalkınmıslığı bakımından çok yanlıs hükümlerle
karsılastırmayacaktır. Enerji en verimli ve tasarruflu kullanıldığı hallerde bize bu
sonuçlar için pozitif yargılar sunacaktır. Bu çalısmada amaçlanan; akıskan olarak
havanın seçildiği çapraz akımlı ısı değistiriciler için bir verimlilik etüdüdür. Isı
değistiricisinde bulunan tek bir ısıtıcı borunun, farklı sıcaklık ve basınçlar için, devinimi
sağlanmıs bir atmosferik ortam havasının etkisine maruz bırakıldığı durumda, aralarında
gerçeklesen ısı alıs-verisi boyunca, sürekli rejimde, yalıtılmıs sistem özellikleri ve belli
bir entropi üretimine sahip olduğu kabul edilerek, bütün bir sınırlı çoğul boru demeti
sistemine uyarlanması ve tek borulu sistem, çok borulu sistem için de deneysel
çalısmaların mevcut envanterle gerçeklestirilmesi ve literatür karsılastırılmasının
yapılmasıdır. Deneysel çalısmaların kalan bölümleri kanatçıklı boru demeti ve direkt
akıma maruz ısı transfer silindiriyle gerçeklestirilmistir. Kanatçıklı borularla düz
boruların deneysel sonuçları açısından karsılastırılması yapılmıs ve sonuçlar
belirlenmistir. Isı transfer silindiriyle yapılan deneysel çalısmalardaysa ön durma
noktası için farklı basınç, yani Reynolds Sayısı değerlerinde Geidt korelasyonu ile
uyumluluk tartısılmıs ve ikinci olarak aynı deney malzemesiyle farklı bir sıcaklıkta
silindir etrafındaki ısı transfer miktarına ait değisim gözlenmistir.
Submitted by Ramazan Karayel (g1216) on 2021-03-04T08:20:05Z
No. of bitstreams: 1
ali_cem_seber_tez.pdf: 3276356 bytes, checksum: 9338c1f6f5f7fa18139bfe8488542bae (MD5)
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Çapraz Akımlı Isı Değistiricisi
Çapraz akımlı ısı değiştiricisiyle çok borulu sistemler için deneysel çalışma
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3425
2022-06-22T00:00:18Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Pancar, Yaşar
Helvacı, Özge
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği Anabilim Dalı
2022-06-21T11:25:36Z
2022-06-21T11:25:36Z
2007
http://hdl.handle.net/11684/3425
Bu arastırmada pompa karakteristik eğrilerinden alınan verilerin yapay sinir ağı
sistemine öğretilmesi ve ağa sunulmayan veriler girilmesi durumunda olusabilecek hata
değerleri hesaplanmıstır.
Türkiye Seker Fabrikaları A.S Eskisehir Makine Fabrikasından alınan 4 tip santrifüj
pompanın Hm=f(Q) ve N=f(Q) karakteristik eğrilerinden elde edilen veriler
doğrultusunda Matlab programı ile yapay sinir ağı modeli kurulmustur. Uygulamada ağ
tipi olarak öğretmenli öğrenmeyi kullanan ileri beslemeli hatayı geriye yayma
(backpropagation) algoritması kullanılmıstır. Matlab programı içeriğinde bulunan ve
uygulamada tercih edilen eğitim fonksiyonu ise Levenberg-Marguardt algoritmasıdır.
Öğrenme algoritması olarak Widrow-Hoff tarafından gelistirilmis olan genellestirilmis
delta kuralı ve performans fonksiyonu olarak da hataların karelerinin ortalaması (MSE)
fonksiyonu kullanılmıstır. Transfer fonksiyonu olarak ise geri yayılım algoritmasında en
çok kullanılan sigmoid transfer fonksiyonu kullanılmıstır. Birinci katmanda ve ara
katmanda Tan-Sigmoid Fonksiyonu (tansig(n)), çıkıs katmanında ise Lineer Transfer
Fonksiyonu (purelin(n)) kullanılmıstır.
Bu çalısmada eldeki veriler doğrultusundaki eğitilen ağın ürettiği çıktı ile üretilmesi
beklenen çıktı arasındaki hatanın karelerinin ortalamasını minimuma indirmek
hedeflenmis ve ağa sunulmayan örnekler verilmesi durumunda ağın üretmesi beklenen
çıktıdaki hataların karelerinin ortalamaları; N çıktı alınarak modellenen ağlarda
sırasıyla; 0.0338801, 0.0404777, 0.0296831, 0.060212, H çıktı alınarak modellenen
ağlarda sırasıyla; 2.22516, 0.499625, 1.53299, 0.0251071 olarak hesaplanmıstır.
Submitted by Ramazan Karayel (g1216) on 2021-03-04T08:26:55Z
No. of bitstreams: 1
ozge_helvaci_tez.pdf: 2459594 bytes, checksum: 7ba5fd4c437b944c2fc513daf592422b (MD5)
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Santrifüj Pompa
Santrifüj pompalarda yapay sinir ağı uygulamaları
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3667
2022-07-07T00:00:53Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Yörü, Yılmaz
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü, Makine Mühendisliği Anabilim Dalı
2022-07-06T11:39:29Z
2022-07-06T11:39:29Z
2008
http://hdl.handle.net/11684/3667
In this thesis, energy and exergy analysis of a cogeneration system was
performed. In the analysis, actual operational data were used to asses the system
performance using exergy analysis method and to make a comparison between the
exergy values obtained from exergy analysis calculations and Artificial Neural Network
(ANN). Fast ANN (FANN) library was chosen as an ANN application to implement
into the C++ code named CogeNNExT written and developed during this thesis.
The monthly data with a time interval of one hour were successfully applied in
the energetic and exergetic evaluation of the whole system along with its main
components. Using the 720 hour data pattern with 14 inputs per a pattern and outputs,
the mean energy and exergy efficiency values were calculated to be 82.2% and 32.4%,
respectively. Based on the energetic and exergetic analysis of the cogeneration system,
main exergy destruction rate was found to be 60.955 MW, while it was obtained to be
61.001 MW using the single output of FANN results. By comparing the results of
exergy analysis calculations with those of the FANN, Root Mean Square Error (RMSE)
of the product and fuel exergy rates were found to be 0.0070 and 0.0060, respectively.
From another ANN test with 2 outputs, RMSE values for the input and output exergy
rates were obtained to be 0.0069 and 0.0068, respectively. The highest exergy
destruction rate for the analyzed month occurred in the combustion chamber of the gas
turbine I with 6.38 MW, followed by the combustion chamber of the gas turbine II with
5.98 MW.
The exergy values obtained from the FANN were found to be a good agreement
with those using exergy analysis method within a RMSE of 0.007. It may be concluded
that the code developed may be successfully used for other energetic and exergetic
analysis of other cogeneration systems, while FANN library may be successfully
applied to various thermal, mechanic and fluid engineering systems.
Submitted by ÖNDER GÜNGÖR (g1063) on 2021-03-04T09:21:08Z
No. of bitstreams: 1
yilmaz_yoru_tez.pdf: 2397302 bytes, checksum: 2c5e0bf7af7d031775415dfd68083924 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Kojenerasyon Tesisi
Kojenerasyon sistemlerinde yapay sinir ağları uygulaması ve ekserji analizi
doctoralThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3836
2022-07-27T00:00:36Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Özumar, Levent
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği Anabilim Dalı
2022-07-26T05:50:26Z
2022-07-26T05:50:26Z
2008
http://hdl.handle.net/11684/3836
Santrifüj pompalar çok uzun yıllardır kullanımda olan makinelerdir. Günümüze
kadar üzerlerinde birçok çalışma ve araştırma yapılmıştır. Bu çalışmada, santrifüj
pompalar üzerine yapılmış olan çalışmalara bir yenisini daha ekleyerek, pompa
salyangoz boğaz dizaynının santrifüj pompa çalışma şartları üzerine etkisi
araştırılmıştır.
Çalışmaya santrifüj pompanın ne olduğu, santrifüj pompa tipleri ve teorisi ile
ilgili olarak genel bir bilgilendirme ve literatür çalışması yapılarak başlanmıştır.
Deneysel çalışmanın gerçekleştirilebilmesi için santrifüj pompa salyangoz
çıkışında, boğazında, bulunan açı korunarak pompa çıkış boğaz boyunun uzatılması
öngörülmüştür. Bu amaçla salyangoz çıkış boğazının 200 mm uzatılacak şekilde parça
dizaynı yapılmıştır. Yapılan dizayna uygun parçaların imalatı yapılmıştır. Söz konusu
parçalar ile pompa verilerinin değişimini tespit amacıyla deney düzeneği
oluşturulmuştur. Oluşturulan düzenek ile deneysel çalışmalar gerçekleştirilmiş ve elde
edilen sonuçlar irdelenerek çalışma sonlandırılmıştır.
Submitted by ÖNDER GÜNGÖR (g1063) on 2021-03-04T09:26:08Z
No. of bitstreams: 1
Levent_Ozumar_tez.pdf: 29844965 bytes, checksum: 7eb5b289854d6a02341e6b508e715643 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Santrifüj Pompa
Santrifüj pompa çıkış boğaz boyunun uzatılarak pompa çalışma değerlerine etkisinin tespiti
doctoralThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3680
2022-07-19T00:00:51Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Taner, Kemal
Çevik, Nuriye
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği
2022-07-18T05:44:46Z
2022-07-18T05:44:46Z
2006
http://hdl.handle.net/11684/3680
Araç motor bölgesindeki hava akışı problemlerinin analitik çözümü kolay değildir. Bu sebeple havanın akış özelliklerine, akış hızına ve cismin geometrisine bağlı olarak konveksiyon ısı geçiş katsayısının bulunması gibi problemlerin çözümünde laboratuvar ortamında yapılan deneysel incelemeler çok büyük önem taşır.
Akışkanlar dinamiğinde deney ve kuramı birleştiren ve 3. boyut olarak tanımlanan sayısal akışkan dinamiği, son yıllarda yüksek hızdaki bilgisayarların geliştirilmesiyle sayısal analizlerin yapılmasını kolaylaştırmıştır.
Bu çalışmada taşınım ısı geçiş katsayısı, H-Metre cihazı vasıtasıyla laboratuvar ortamında aracın rüzgar tüneli şasi dinamometresinde test edilmesiyle bulunacaktır. Aynı zamanda taşınım ısı geçiş katsayısı, sayısal akışkan dinamiği esas alınarak hazırlanmış bilgisayar destekli bir mühendislik programında bulunacak ve sonuçlar karşılaştırılacaktır.
Submitted by Mustafa Meteoğlu (g0682) on 2021-03-05T11:20:53Z
No. of bitstreams: 1
nuriye_cevik_tez.pdf: 2650929 bytes, checksum: 981fb55cba9839e15cd8a40e881197f6 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Isı Geçiş Katsayısı
Araç motor bölümünde çeşitli yerlerdeki taşınım ısı geçiş katsayısının laboratuvar ortamında ve sayısal analiz yoluyla belirlenmesi
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3688
2022-07-19T00:00:33Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Malkoç, Ali
Dere, Kemal
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği
2022-07-18T06:01:24Z
2022-07-18T06:01:24Z
2006
http://hdl.handle.net/11684/3688
Gürültü ile kaybedilmekte olan enerjinin hidrojen enerjisine dönüştürülerek biriktirilmesi ve değerlendirilmesi düşünülmüştür. Günümüzde, güneş, rüzgar, hidrolik, jeotermal, vb. yenilenebilir enerji kaynaklarının hidrojen enerjisi üretiminde kullanılması için yoğun çalışmalar gerçekleştirilmektedir. Yenilenebilir enerji kaynakları ile karşılaştırıldığında, gürültüden elde edilebilecek hidrojen enerjisi miktarı daha azdır. Ancak, faydalanılmayan bir enerjinin hidrojen enerjisine dönüştürülerek değerlendirilmesi ve insanlığın hizmetine sunulması, önemli bir tasarruf imkanı sağlayacaktır.
Laboratuvar şartlarında, gürültüden elektrik elde edilmiş ve bu elektrik ile bir ampul takımının yakılması gerçekleştirilmiştir. Böylece, gürültü ile kaybedilmekte olan enerjinin başka enerji türlerine dönüştürülebileceği ve gürültüden faydalanılabileceği ortaya konmuştur.
Yapay bir gürültüden elde edilen elektrik enerjisi; bir elektrolizörde, suyun elektrolizi için kullanılmış ve sudan hidrojen üretimi gerçekleştirilmiştir. Böylece, gürültünün; temiz, yenilenebilir, ekonomik, güvenli, taşınabilen, depolanabilen ve enerji taşıyıcısı olarak kullanılabilen hidrojen enerjisine dönüştürülmesi sağlanmıştır.
Bazı motor ve makineler için gürültü düzeyi ölçümleri yapılmıştır. Bu gürültü kaynaklarından elde edilebilecek elektrik ve hidrojen enerjisi miktarlarını belirlemek üzere çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Ancak, bu çalışmalar başlangıç düzeyinde olup kendisini izleyecek birçok araştırma konusunu çağrıştıracağı ümidini uyandırmaktadır.
Submitted by Mustafa Meteoğlu (g0682) on 2021-03-05T12:27:10Z
No. of bitstreams: 1
kemal_dere_tez.pdf: 3658717 bytes, checksum: 9cd729e5e847fba96c491190177b2983 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Elektroliz
Gürültüden hidrojen enerjisi üretilmesinin araştırılması
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3470
2022-06-23T00:00:17Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Taner,Kemal
Sarı, Fatih Mehmet
ESOGÜ, Mühendislik Fakültesi, Makine Anabilim Dalı
2022-06-22T10:23:16Z
2022-06-22T10:23:16Z
2007
http://hdl.handle.net/11684/3470
Bu çalısmada, hafif ticari araçların aerodinamik incelemesi yapılmıstır. Bununla
ilgili olarak, araç ön formuna etkiyen hava direnci ve bunun yakıt sarfiyatına etkisi
ayrıntılı olarak incelenmistir.
Bunun için, Renault-Kangoo marka hafif ticari araç modellenmis, nümerik
yaklasık çözüm yöntemi olan sonlu hacimler yöntemi ile fluent programında analiz
edilerek, sanal kosullarda aracın ön formuna etkiyen hava direnci ve CD direnç
katsayıları bulunmus, bu verilerin yakıt sarfiyatına olan etkileri arastırılmıstır.
Submitted by Ramazan Karayel (g1216) on 2021-03-08T06:25:47Z
No. of bitstreams: 1
Fatih_mehmet_sari_tez.pdf.pdf: 2849994 bytes, checksum: 4b9e07011dc5da5a8d450a6d800f7a3b (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Tasıt Aerodinamiği
Hafif ticari taşıtlarda taşıt ön formuna etkiyen hava direncinin aerodinamik analizi ve yakıt sarfiyatına etkisi
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3701
2022-07-19T00:00:24Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Malkoç, Ali
Alanyalı, Ömer Ersoy
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makina Mühendisliği
2022-07-18T12:18:16Z
2022-07-18T12:18:16Z
2006
http://hdl.handle.net/11684/3701
Ana sanayi tabir edilen büyük imalatçı otomotiv firmaları, artan kapasitelerinde maliyetlerini azaltmak için, kendileri üretmekten çok yan sanayileri vasıtasıyla ürün imalatı yoluna gitmektedirler. Günümüzde teknolojinin ilerlemesi ve lojistik unsurlarında gelişimiyle bu büyük şirketlerde; deniz aşırı yan sanayi kullanım oranları beklenenin çok üzerinde artmıştır. Bu avantaj gibi gözükmekte olan durum, kalite zamanlama ve hatalarıyla yitirilen her türlü vaktin dezavantaj haline dönüşmesi ile sonuçlanmaktadır. Firmalara bildirim aşamasından başlayıp, bir an evvel yapılacak doğru teşhisler vakit açısından hayati önem taşımaktadır. Aynı zamanda firmaların hata modları konusunda doğru teşhise aynı hızla reaksiyon vermeleri de çok mühimdir.
Bu tez ana otomotiv sanayi ve yan sanayi imalat kalite çalışmalarında hata analizi ve belirlenmesine yardımcı olacak şekilde, dövme yoluyla üretilen parçaların kusurlarını görsel muayene yoluyla anlayabilmek için yapılan ve hata modlarının detaylı görüntü ve buna uygun açıklamalarını içermektedir. Bu tez yapılırken otomotiv sanayi açısından fayda katma değeri ön planda tutulmuş olup genel dövme kusurlarının yanı sıra, az rastlanan ancak büyük problem yaratarak para ve zaman kaybına sebep olabilen kusurları da içermektedir.
Submitted by Mustafa Meteoğlu (g0682) on 2021-03-08T10:22:01Z
No. of bitstreams: 1
Omer_Ersoy_ALANYALI_tez.pdf: 4560269 bytes, checksum: f901526abbcac88fa0e9989c77b2a090 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Dövme
Sanayide karşılaşılan dövme kusurlarının görsel olarak yorumlanması
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1950
2021-03-11T01:01:04Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Tansu Çakır, Ahmet
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği
2021-03-10T06:59:53Z
2021-03-10T06:59:53Z
2008-07
http://hdl.handle.net/11684/1950
Dünyada tüketimi hızla artan enerji, insanlar için stratejik bir ihtiyaç haline
gelmiştir. Enerjiye olan talebin, bu hızla artması durumunda enerji, insanlar için
stratejik bir ihtiyaç olmaktan çıkıp, dünyanın geleceğini etkileyebilecek kritik bir ihtiyaç
olacaktır.
Türkiye, hızla gelişmekte olan bir ülke olması nedeniyle enerjiye olan talep de
sürekli olarak artmaktadır. Günümüzde enerjinin büyük bir bölümünün ithal edilmesi,
artan enerji talebi düşünüldüğünde ülkemizin gelecekte ekonomik, siyasal ve güvenlik
bakımından büyük sıkıntılarla karşılaşmasına neden olacaktır. Türkiye’nin enerji
geleceğinde sıkıntıların yaşanmaması için gerekli çalışmaların bir an önce yapılması
gerekmektedir. Bu çalışmaların temelinde, ülkemizin enerji potansiyelinin net bir
şekilde belirlenmesi, bu potansiyele göre de kararlı bir enerji politikasının oluşturulması
gerekmektedir.
Submitted by Görkem Çınar (18262273360) on 2021-03-10T05:55:24Z
No. of bitstreams: 1
ahmet_tansu_cakir_tez.pdf: 23217858 bytes, checksum: c746e9d086e9324c8455f07e1178db08 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Enerji
Türkiye’nin enerji potansiyeli, dağılımı, izlenilen enerji politikaları ile bu potansiyelin kullanılması ve Türkiye’de enerjinin geleceği
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3332
2022-06-18T00:00:36Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Karasu, Tahir
Demirci, Hakan
ESOGÜ, Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği Anabilim Dalı
2022-06-17T11:09:06Z
2022-06-17T11:09:06Z
2009
http://hdl.handle.net/11684/3332
Paralel iki levha arasında gelisen türbülanslı kanal akımları 10000, 14000, 30800
140000, ve 192000 Reynolds sayıları için sayısal olarak hesaplanmıstır. Standart kepsilon
türbülans modeliyle kapanısı sağlanan eliptik diferansiyel denklemlerin sayısal
çözümleri, bir kontrol hacme dayanan iteratif sonlu fark tekniğiyle sağlanmıstır. Çesitli
akım kosullarına cevap veren sınır kosulları dikkatli olarak tespit edilmistir. Cidar
yakınındaki bölgeye özel özen gösterilmis ve onun için cidar fonksiyonları
kullanılmıstır. Yatay hız, türbülans kinetik enerji, türbülans kinetik enerji kaybolma
miktarı ve cidar sürtünme katsayısı dağılımları için sayısal hesaplamalar sunulmus ve
deneysel bulgularla karsılastırılmıstır. Hesaplamaların sonuçları deneysel ölçümlerle
genel olarak iyi uyum sağlamıstır.
Submitted by Ramazan Karayel (g1216) on 2021-03-10T06:58:02Z
No. of bitstreams: 1
hakan_demirci_tez.pdf: 14165309 bytes, checksum: 6af698fe36ba651e704259104acfeeca (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Türbülanslı Kanal Akısı
Kanallarda türbülanslı akışların sayısal hesaplanması
masterThesis
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/2101
2021-03-12T01:02:29Z
com_11684_15
com_11684_2
col_11684_345
Çalışkan, Hakan
ESOGÜ, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği Anabilim Dalı
2021-03-11T12:50:19Z
2021-03-11T12:50:19Z
2009
http://hdl.handle.net/11684/2101
Bu tezde, performans değerlendirmesi amacıyla, dizel motora enerji ve ekserji
analizi yapıldı. Bu bağlamda, 1963’den 2008’e kadar ki periyotta, içten yanmalı
motorların ekserjetik analizleri ve değerlendirmeleri üzerine yapılan daha önce
yürütülmüs çalısmalar kronolojik olarak incelendi.
Dizel No. 2, soya yağı katkılı metil ester (SME), genetiği değistirilmis yüksek
oleikli soya yağlı metil ester (HOME) yakıtları kullanan dört stroklu, 4,5L, John Deere
4045T dizel motoruna enerji ve ekserji analizi uygulandı. Đstatistiksel güvenilirlik için
yakıtların üçü de, üç defa kullanılırken, motor 1400 dev/dak hızında ve tam yükleme
durumunda test edildi. Motor içindeki enerji ve ekserji verimlerini, kayıplarını,
enerjetik ve ekserjetik güçlerini, tersinmezliğini, yanma sürecindeki ekserji yıkımını
belirleme ve yakıtlar arasında kıyaslama yapma amaçlandı. Enerji (termal) ve ekserji
verimleri sırasıyla % 40,5 ve % 37,8 civarında hesaplanırken, yakıtların özgül
ekserjileri dizel No. 2 >SME>HOME olarak bulundu. Esas alınan Tukey metoduna
göre yakıtlar arasında istatistiksel önemli farklılıklar olmadığı sonucuna varılabilir.
Enerji ve ekserji analizi uygulanan bu motorun performansı literatürde bulunan diğer
içten yanmalı motorların bazılarıyla kıyaslandı ve elde edilen sonuçlar çizelge
formlarının yanında sekillerle de gösterildi.
Bu çalısma ile daha önceki çalısmalar arasındaki fark, motorda üç farklı yakıt
olarak dizel No. 2, SME ve HOME yakıtlarının kullanılmasıdır.
Submitted by Ramazan Karayel (g1216) on 2021-03-10T07:03:37Z
No. of bitstreams: 1
Hakan_Caliskan_tez.pdf: 1105635 bytes, checksum: 1d431d601bc56bc23da0d879822026f5 (MD5)
tur
ESOGÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü
Enerji Analizi
İçten yanmalı motorlarda ekserji analizi
masterThesis
MToxMDB8Mjpjb2xfMTE2ODRfMzQ1fDM6fDQ6fDU6ZGlt