2024-03-28T11:17:06Z
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/oai/request
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/301
2016-02-22T10:14:09Z
com_11684_26
com_11684_2
col_11684_172
Dspace@ESOGU
advisor
Değirmenci, İrfan
author
Saydam, Faruk
authorID
TR153881
department
Tıbbi Biyoloji
2014-12-02T08:51:23Z
2014
http://hdl.handle.net/11684/301
Klopidogrel direnç mekanizmasını araştırdığımız çalışmamızda özellikle
CYP2C19, CYP3A4, CYP2B6, ABCB1, ITGB3 ve PON1 genlerindeki varyasyonların
bu mekanizma ile olan ilişkisini belirlemeyi amaçladık. Bu amacımızı gerçekleştirirken
klopidogrele dirençli bireylerin ve klopidogrel aktivitesi ile ilişkili varyasyonların
sıklığını Türk toplumunda ortaya çıkarmak ulaşmak istediğimiz hedeflerimiz
arasındaydı.
Çalışmamıza elektif veya acil stent implantasyonlu perkütan koroner girişim
yapılan 223 hasta dahil edildi. En az 7 gün süreyle standart doz (75 mg/gün) klopidogrel
kullanan hastalardan alınan kan örneklerinde VerifyNow P2Y12 kiti ile trombosit
reaktivitesi (PRU) ve % inhibisyon ölçüldü. Farklı tüpe alınan kan örneklerinden izole
edilen DNA’ların genetik varyasyon analizleri için Sequenom MassARRAY sistemi ile
genotipleme protokolleri yürütüldü. Hastaların genetik varyasyon genotipleri, ilaç
kullanım durumu, demografik ve klinik özellikleri trombosit reaktivitesine göre
istatistiksel testler ile analiz edildi.
PRU değeri >208 olan hastalar klopidogrel tedavisine cevap vermeyen
(klopidogrele dirençli) bireyler olarak gruplandırıldığında 69 (%30,9) hastanın
klopidogrele dirençli, 154 (%69,1) hastanın ise klopidogrele dirençsiz olduğu belirlendi.
CYP2C19*2 (G636A) tek nükleotid polimorfizmi ile klopidogrel direnci arasında
anlamlı düzeyde ilişki bulundu (χ2=26,79, p<0,001). Bu polimorfizmin A allelinin
frekansı dirençli hastalarda yüksek olmakla birlikte odds oranı G alleline göre 4,08’idi
(%95 CI 2,39-6,96). CYP2C19*17 (C806T) tek nükleotid polimorfizminin CT
genotiplerinin PRU değerleri CC genotiplerine göre daha düşük (p=0,036), %
inhibisyon değerleri ise CC genotiplerine göre daha yüksekti (p=0,025). Diğer genetik
varyasyonlardan hiçbiri istatistiksel açıdan klopidogrel direnci ve antitrombosit yanıt ile
ilişkili bulunmadı. Hasta grubumuzda CYP2C19*4, CYP2C19*7 ve CYP2C19*8
vi
varyasyon allellerinin herhangi birini taşıyan birey bulunmaz iken, CYP2C19*3 allelini
taşıyanların oranı %0,9’du. Genetik dışı faktörler klopidogrel tedavisine cevap
durumuna göre karşılaştırıldığında ise sadece ileri yaşın klopidogrel direnci ile ilişkili
olduğu belirlendi (p<0,001).
CYP2C19*2 polimorfizminin klopidogrel direncine neden olduğu, CYP2C19*17
polimorfizminin ise klopidogrelin antitrombosit aktivitesini artırdığı çalışmamız ile
doğrulanmış oldu. Ayrıca, klopidogrel metabolizmasından yoksun olduğu bildirilen
CYP2C19*4, CYP2C19*7 ve CYP2C19*8 varyasyonlarının tespit edilmemesi, Türk
toplumuna ait yeni bir bulgu olması nedeniyle önemlidir.
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
Perkütan Koroner Girişim
Klopidogrel
Tek nükleotid Polimorfizm
Trombosit
Percutaneous Coronary Intervention
Clopidogrel
Single Nucleotide Polymorphism
Platelet
Perkütan koroner girişim sonrası klopidogrel direncinin CYP2C19, CYP3A4, CYP2B6, ABCB1, ITGB3 ve PON1 genlerindeki varyasyonlar ile ilişkisi
doctoralThesis
REFHSVRJTSBMSVNBTlNJCgpCdSBsaXNhbnPEsSBpbXphbGF5xLFwIGfDtm5kZXJlcmVrLCBnw7ZuZGVyaW5pemkgZMO8bnlhIMOnYXDEsW5kYSBiYXPEsWzEsSBoYWxkZSwgCmVsZWt0cm9uaWsgb3J0YW1kYSB2ZSBoZXJoYW5naSBiYXNrYSBiaXIga2FuYWxsYSB5ZW5pZGVuIG9sdcWfdHVybWFrLCAKw6dldmlyaXNpbmkgeWFwbWFrIChhxZ9hxJ/EsWRhIHRhbsSxbWxhbmTEscSfxLEgw7x6ZXJlKSB2ZS92ZXlhIGRhxJ/EsXRtYWsgacOnaW4gCkVza2nFn2VoaXIgT3NtYW5nYXppIMOcbml2ZXJzaXRlc2nigJluaW4gKEVTT0dVKSDDtnplbCBvbG1heWFuIGhha2xhcsSxbsSxIGthYnVsIGV0bWnFnyBvbHVyc3VudXouCgpFU09HVSwgZ8O2bmRlcmluaXppbiBpw6dlcmnEn2luaSBkZcSfaXN0aXJtZWRlbiBoZXJoYW5naSBiaXIgCm9ydGFtZGEgZmFya2zEsSBiacOnaW1sZXJkZSBrb3J1bWEgYW1hw6dsxLEgb2xhcmFrIMOnZXZpcmViaWxpci4gCsOWdGUgeWFuZGFuIEVTT0dVLCBnw7x2ZW5saWssIHllZGVrbGVtZSB2ZSBrb3J1bWEgYW1hY8SxeWxhIGJ1IGfDtm5kZXJpbmluIApiaXJkZW4gZmF6bGEga29weWFzxLFuxLEgZWxpbmRlIHR1dGFiaWxpci4gCgpHw7ZuZGVyaW5pbiBzaXplIGFpdCBvcmlqaW5hbCBiaXIgw6dhbGnFn21hIG9sZHXEn3VudSB2ZSBidSBsaXNhbnN0YSBiZWxpcnRpbGVuIApoYWtsYXLEsSBrYWJ1bCBldG1lIGhha2vEsW7EsXogb2xkdcSfdW51IGJlbGlydG1pxZ8gb2x1cnN1bnV6LiBBeW7EsSB6YW1hbmRhIGfDtm5kZXJpbml6aW4sIApiaWxkacSfaW5peiBrYWRhcsSxeWxhLCBraW1zZW5pbiDDtnpsdWsgaGFra8SxbsSxIMOnacSfbmVtZWRpxJ9pbmkgZGUgc3VubXXFnyBvbHVyc3VudXouCgpFxJ9lciBnw7ZuZGVyaSB0ZWxpZiBoYWtrxLFuYSBzYWhpcCBvbG1heWFuIGJpciBtYXRlcnlhbCBpw6dlcml5b3JzYSwgbyB6YW1hbiAKdGVsaWYgaGFra8SxIHNhaGliaW5kZW4gYnUgbGlzYW5zIGljaW4gZ2VyZWtsaSBvbGFuIEVTT0dVIGhha2xhcsSxbsSxIGthYnVsIGV0bWVrIAppY2luIGvEsXPEsXRzxLF6IGl6aW4gYWxkxLHEn8SxbsSxesSxIHZlIGJ1IHRhcnogw7zDp8O8bmPDvCBracWfaWxlciB0YXJhZsSxbmRhbiBzYWhpcCBvbHVuYW4gCm1hdGVyeWFsbGVyaW4gZ8O2bmRlcmkgacOnZXJpxJ9pIHZleWEgbWV0bmkgacOnZXJpc2luZGUgYcOnaWvDp2EgdGFuxLFtbGFuZMSxxJ/EsW7EsSB2ZSAKa2FidWwgZWRpbGRpxJ9pbmkgc3VuYXJzaW5pei4KCkXEnkVSIEfDlk5ERVLEsCBFU09HVSBEScWeSU5EQSBCQcWeS0EgQsSwUiBLVVJVTFXFniBUQVJBRklOREFOIERFU1RFS0xFTkVOIELEsFIgw4dBTEnFnk1BWUEgCkRBWUFMSSDEsFNFLCBCVSBUQVJaIEJJUiBBTkxBxZ5NQSBWRVlBIFPDllpMRcWeTUVOxLBOIEdFUkVLVMSwUkTEsMSexLAgRMSwxJ5FUiAKWk9SVU5MVUxVS0xBUkkgWUVSxLBORSBHRVTEsFJExLDEnsSwTsSwWsSwIFNVTkFSU0lOSVouCgpFU09HVSBpc21pbml6aSBnw7ZuZGVyaW5pbiB5YXphcsSxIHZleWEgc2FoaWJpIG9sYXJhayBhw6fEsWvDp2EgdGFuxLFtbGF5YWNha3TEsXIgdmUgCmJ1IGxpc2Fuc8SxbiBpemluIHZlcmRpxJ9pbmluIGTEscWfxLFuZGEgaGVyaGFuZ2kgYmlyIGRlxJ9pxZ9pa2xpayB5YXBtYXlhY2FrdMSxci4K
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/301/1/10026228.pdf
File
MD5
c75cce69f8a24f299a11d7e69e1c3cb5
2700594
application/pdf
10026228.pdf
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/301/3/10026228.pdf.txt
File
MD5
e90678ef04eb267df5d855bd646da56f
283825
text/plain
10026228.pdf.txt
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/440
2016-08-09T12:12:59Z
com_11684_26
com_11684_2
col_11684_172
Dspace@ESOGU
advisor
Coşan, Didem Turgut
author
Öner, Çağrı
department
ESOGÜ, Tıp Fakültesi, Tıbbi Biyoloji
2016-06-20T11:55:19Z
2015
http://hdl.handle.net/11684/440
Bu araştırmada, kanser gelişiminde etkili olduğu düşünülen hormonal düzenlemenin PIWI-interacting RNA (piRNA) ekspresyonuna olan etkisini belirlemek amaçlanmıştır.
Erkeklerde prostat kanseri, kadınlarda ise meme kanseri yaşa ve cinsiyete bağlı olarak görülme sıklığı en fazla olan kanser türleridir. Prostat kanserinin gelişimi androjen bağımlı ve bağımsız; meme kanserinin gelişimi ise östrojen bağımlı ve bağımsız olarak gerçekleşebilmektedir. Kodlamayan RNA (ncRNA) grubunun bir üyesi olan piRNA’lar genomdaki intergenik tekrarlayan elemanlardan meydana gelmektedir. Ayrıca kanserde de bazı piRNA’ların ekspresyonları artmaktadır. Bu artışın hormonlardan etkilenebileceği düşünülmektedir.
Bu çalışmada, androjen bağımlı ve bağımsız prostat kanser hücrelerine (PC-3 ve LNCaP) androjen hormonu; östrojen bağımlı ve bağımsız meme kanser hücrelerine (MCF–7 ve MDA-MB–231) östrojen hormonu uygulanarak hücrelerde çoğalma (proliferasyon), tutunma (adezyon) ve canlılık belirlendi. Hücrelerden RNA izolasyonu yapılarak, cDNA’larda Real Time PCR (RT-PCR) yöntemiyle piR–651 ve piR–823 ekspresyonları ve ELISA yöntemi uygulanarak östrojen (17-β-estradiol) ve androjen (dihidrotestosteron; DHT) miktarları belirlendi.
Dışarıdan uygulanan hormonların hücrelerde çoğalmayı en fazla arttıran konsantrasyonları belirlendikten sonra, hücrelerde piRNA ekspresyonları belirlendi. Bu konsantrasyonlarda canlılığın yüksek olduğu ve tutunmanın (adezyonun) da azaldığı gözlendi. Elde edilen verilere göre, LNCaP androjen bağımlı prostat kanser hücre dizisinde 24.saat 1 nM androjen; PC-3 androjen bağımsız prostat kanser hücre dizisinde 24.saat 10 nM androjen konsantrasyonları piR–651 ve piR–823 ekspresyonlarını kontrole göre arttırdı. MCF–7 östrojen bağımlı meme kanser hücre dizisinde 24.saat 10 nM östrojen; MDA-MB–231 östrojen bağımsız meme kanseri hücre dizisinde 24.saat 1 nM östrojen konsantrasyonları piR–651 ekspresyonunu kontrole göre arttırdı. piR–823 ekspresyonu sadece MDA-MB–231 hücrelerinde kontrole göre artarken, MCF–7 hücrelerinde kontrole göre azaldı.
Bu çalışma ile günümüzde önemi artan piRNA’ların kanserde hormonlardan etkilenebileceği gösterildi. Hormon uygulandığında piR-651 eşeye özgü iki kanser tipinde de artış gösterirken, piR-823’ün sadece malign karakterli meme kanser hücrelerinde arttığı belirlendi. Böylece, piR-823 ekspresyonun farklı kanser türlerinde farklı ekspresyonlar gösterebileceği ortaya kondu. Sonuç olarak eşeye bağlı kanserlerde ekspresyonlarının arttığı düşünülen piR-651 ve piR-823’ün östrojen veya androjen gibi hormonlarla da artabileceği belirlendi. Bununla birlikte piR-823’ün kötü huylu özellikte olmayan meme kanser hücrelerinde azaldığı gözlendi.
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
Kanser
Östrojen
Androjen
PiR–651
PiR–823
Hormonal Regülasyon
Androgen
Cancer
Estrogen
Hormonal Regulation
Meme ve prostat kanserinde Pirna’lar ile hormonal regülasyonun ilişkisi
doctoralThesis
REFHSVRJTSBMSVNBTlNJCgpCdSBsaXNhbnPEsSBpbXphbGF5xLFwIGfDtm5kZXJlcmVrLCBnw7ZuZGVyaW5pemkgZMO8bnlhIMOnYXDEsW5kYSBiYXPEsWzEsSBoYWxkZSwgCmVsZWt0cm9uaWsgb3J0YW1kYSB2ZSBoZXJoYW5naSBiYXNrYSBiaXIga2FuYWxsYSB5ZW5pZGVuIG9sdcWfdHVybWFrLCAKw6dldmlyaXNpbmkgeWFwbWFrIChhxZ9hxJ/EsWRhIHRhbsSxbWxhbmTEscSfxLEgw7x6ZXJlKSB2ZS92ZXlhIGRhxJ/EsXRtYWsgacOnaW4gCkVza2nFn2VoaXIgT3NtYW5nYXppIMOcbml2ZXJzaXRlc2nigJluaW4gKEVTT0dVKSDDtnplbCBvbG1heWFuIGhha2xhcsSxbsSxIGthYnVsIGV0bWnFnyBvbHVyc3VudXouCgpFU09HVSwgZ8O2bmRlcmluaXppbiBpw6dlcmnEn2luaSBkZcSfaXN0aXJtZWRlbiBoZXJoYW5naSBiaXIgCm9ydGFtZGEgZmFya2zEsSBiacOnaW1sZXJkZSBrb3J1bWEgYW1hw6dsxLEgb2xhcmFrIMOnZXZpcmViaWxpci4gCsOWdGUgeWFuZGFuIEVTT0dVLCBnw7x2ZW5saWssIHllZGVrbGVtZSB2ZSBrb3J1bWEgYW1hY8SxeWxhIGJ1IGfDtm5kZXJpbmluIApiaXJkZW4gZmF6bGEga29weWFzxLFuxLEgZWxpbmRlIHR1dGFiaWxpci4gCgpHw7ZuZGVyaW5pbiBzaXplIGFpdCBvcmlqaW5hbCBiaXIgw6dhbGnFn21hIG9sZHXEn3VudSB2ZSBidSBsaXNhbnN0YSBiZWxpcnRpbGVuIApoYWtsYXLEsSBrYWJ1bCBldG1lIGhha2vEsW7EsXogb2xkdcSfdW51IGJlbGlydG1pxZ8gb2x1cnN1bnV6LiBBeW7EsSB6YW1hbmRhIGfDtm5kZXJpbml6aW4sIApiaWxkacSfaW5peiBrYWRhcsSxeWxhLCBraW1zZW5pbiDDtnpsdWsgaGFra8SxbsSxIMOnacSfbmVtZWRpxJ9pbmkgZGUgc3VubXXFnyBvbHVyc3VudXouCgpFxJ9lciBnw7ZuZGVyaSB0ZWxpZiBoYWtrxLFuYSBzYWhpcCBvbHVubWF5YW4gYmlyIG1hdGVyeWFsIGnDp2VyaXlvcnNhLCBvIHphbWFuIAp0ZWxpZiBoYWtrxLEgc2FoaWJpbmRlbiBidSBsaXNhbnMgaWNpbiBnZXJla2xpIG9sYW4gRVNPR1UgaGFrbGFyxLFuxLEga2FidWwgZXRtZWsgCmljaW4ga8Sxc8SxdHPEsXogaXppbiBhbGTEscSfxLFuxLF6xLEgdmUgYnUgdGFyeiDDvMOnw7xuY8O8IGtpxZ9pbGVyIHRhcmFmxLFuZGFuIHNhaGlwIG9sdW5hbiAKbWF0ZXJ5YWxsZXJpbiBnw7ZuZGVyaSBpw6dlcmnEn2kgdmV5YSBtZXRuaSBpw6dlcmlzaW5kZSBhw6dpa8OnYSB0YW7EsW1sYW5kxLHEn8SxbsSxIHZlIAprYWJ1bCBlZGlsZGnEn2luaSBzdW5hcnNpbml6LgoKRcSeRVIgR8OWTkRFUsSwIEVTT0dVIERJxZ5JTkRBIEJBxZ5LQSBCxLBSIEtVUlVMVcWeIFRBUkFGSU5EQU4gREVTVEVLTEVORU4gQsSwUiDDh0FMScWeTUFZQSAKREFZQUxJIMSwU0UsIEJVIFRBUlogQklSIEFOTEHFnk1BIFZFWUEgU8OWWkxFxZ5NRU7EsE4gR0VSRUtUxLBSRMSwxJ7EsCBExLDEnkVSIApaT1JVTkxVTFVLTEFSSSBZRVLEsE5FIEdFVMSwUkTEsMSexLBOxLBaxLAgU1VOQVJTSU5JWi4KCkVTT0dVIGlzbWluaXppIGfDtm5kZXJpbmluIHlhemFyxLEgdmV5YSBzYWhpYmkgb2xhcmFrIGHDp8Sxa8OnYSB0YW7EsW1sYXlhY2FrdMSxciB2ZSAKYnUgbGlzYW5zxLFuIGl6aW4gdmVyZGnEn2luaW4gZMSxxZ/EsW5kYSBoZXJoYW5naSBiaXIgZGXEn2nFn2lrbGlrIHlhcG1heWFjYWt0xLFyLgo=
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/440/1/10083044.pdf.pdf
File
MD5
b8dda60d1f2b2eb2e8a039bd9f223240
3109604
application/pdf
10083044.pdf.pdf
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/440/3/10083044.pdf.pdf.txt
File
MD5
4f582a19287a16f44f9535564da012c3
227070
text/plain
10083044.pdf.pdf.txt
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/441
2016-06-21T00:00:18Z
com_11684_26
com_11684_2
col_11684_172
Dspace@ESOGU
advisor
Değirmenci, İrfan
author
Yağcı, Emine
authorID
TR58738
department
ESOGÜ, Tıp Fakültesi, Tıbbi Biyoloji
2016-06-20T11:55:24Z
2015
http://hdl.handle.net/11684/441
Akciğer kanseri hava yolu epitel hücrelerinin kontrolsüz çoğalması sonucu oluşan bir hastalıktır. 20. yüzyılın başlarında nadir görülen bir hastalık iken günümüzde en sık görülen kanser tiplerinden biridir ve erkeklerde ölüm nedenlerinin başında gelmektedir. Kalıtsal faktörlerin akciğer kanseri gelişimindeki rolü araştırılmış, birinci derece akrabalarında kanser görülen kişilerde akciğer kanseri riskinin 2.4 kat arttığı gösterilmiştir. Bu nedenle akciğer kanserinin gen polimorfizmleri ve mutasyonlarla ilişkisinin belirlenmesi hastalığın erken prognozunda önem taşımaktadır.
Akciğer kanseri oluşumu büyüme, farklılaşma, çoğalma, apoptoz gibi hücresel aktiviteleri düzenleyen proteinlerin bozulması veya bu proteinleri kodlayan genlerdeki mutasyonlardan dolayı proteinlerin işlevini yitirmesi ile ilişkilendirilmiştir. Notch sinyal yolağı, gelişim döneminde hücre kaderinin belirlenmesinde rol oynayan bir mekanizmadır. Notch organ oluşumu ve morfogenezde çeşitli görevler üstlenenerek çoğalma, farklılaşma ve apoptozu etkiler. Son çalışmalar notch sinyalinin hücre çoğalması ve farklılaşması ile apoptotik olaylarda rol oynadığı kanıtlanmıştır. Ayrıca kanserli hücrelerde notch aktivasyonunun anormal hücre çoğalmasına neden olduğu görülmüştür.
Ġnsanlardaki kalıtsal genetik değişiklikler, DNA hasarının onarım kapasitesini etkileyen polimorfik/genetik değişiklikler ve insersiyon/delesyon gibi moleküler değişimler kanser riskini artırabilen başlıca genetik faktörlerdir. Genomda binlerce aday polimorfik gen bulunmaktadır ve bu farklılıkları taşıyan kişiler hastalıkların gelişimine daha duyarlıdırlar. Bireyler arasındaki genetik varyasyonların hastalıklarla ilişkisinin belirlenmesine yönelik çalışmalar giderek artmaktadır.
Bu çalışma akciğer kanseri hastalarında NOTCH3 C381T ve A684G polimorfizmlerinin sıklığını belirleyerek, akciğer kanseri gelişiminde genetik yatkınlık yönünden ilişkili olup olmadığını araştırmak amacıyla planlandı.
Çalışmada; akciğer kanseri tanısı konan 100 hasta ve 100 sağlıklı bireyden alınan venöz kan örneklerinden DNA izolasyon kiti kullanılarak elde edilen genomik DNA analiz edildi. PCR metodu ile NOTCH3 geni C381T ve A684G bölgeleri ilgili primerler kullanılarak çoğaltıldı. Bu örnekler NOTCH3 ürünü için %3’lük agaroz jel elektroforezinde yürütülerek, CCD (Charge Coupled Device) kamera ile değerlendirildi.
Çalışma sonunda , NOTCH3 geni C381T ve A684G polimorfizmleri için hasta ve kontrol grupları genotip ve alel frekansları bakımından değerlendirildiğinde istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık tespit edilmiştir. Akciğer kanseri hastalarında C381T polimorfizmi açısından, %73 C aleli ve %27 T aleli bulunurken, kontrol grubunda; %61,5 C aleli, %38,5 T aleli tespit edilmiştir. Genotipler açısından değerlendirildiğinde, akciğer kanseri hastalarında %46 CC genotipi, %54 CT genotipi belirlenirken, kontrol grubunda %25 CC genotipi, %2 TT genotipi, %73 CT genotipi belirlenmiştir. Yine, akciğer kanseri hastalarında A684G polimorfizmi açısından, %52 A aleli ve %48 G aleli bulunurken, kontrol grubunda; %66,5 A aleli, %33,5 G aleli tespit edilmiştir. Genotipler açısından değerlendirildiğinde, akciğer kanseri hastalarında %9 AA genotipi, %5 GG genotipi, %86 AG genotipi belirlenirken, kontrol grubunda %39 AA genotipi, %6 GG genotipi, %55 AG genotipi belirlenmiştir.
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
Akciğer Kanseri
Notch3 Geni
C381T ve A684G Polimorfizmi
Lung Cancer
Notch3 Gene
C381T and A684G Polymorphism
NOTCH3 C331T ve G684A polimorfizmlerinin akciğer kanseri ile ilişkisinin belirlenmesi
masterThesis
REFHSVRJTSBMSVNBTlNJCgpCdSBsaXNhbnPEsSBpbXphbGF5xLFwIGfDtm5kZXJlcmVrLCBnw7ZuZGVyaW5pemkgZMO8bnlhIMOnYXDEsW5kYSBiYXPEsWzEsSBoYWxkZSwgCmVsZWt0cm9uaWsgb3J0YW1kYSB2ZSBoZXJoYW5naSBiYXNrYSBiaXIga2FuYWxsYSB5ZW5pZGVuIG9sdcWfdHVybWFrLCAKw6dldmlyaXNpbmkgeWFwbWFrIChhxZ9hxJ/EsWRhIHRhbsSxbWxhbmTEscSfxLEgw7x6ZXJlKSB2ZS92ZXlhIGRhxJ/EsXRtYWsgacOnaW4gCkVza2nFn2VoaXIgT3NtYW5nYXppIMOcbml2ZXJzaXRlc2nigJluaW4gKEVTT0dVKSDDtnplbCBvbG1heWFuIGhha2xhcsSxbsSxIGthYnVsIGV0bWnFnyBvbHVyc3VudXouCgpFU09HVSwgZ8O2bmRlcmluaXppbiBpw6dlcmnEn2luaSBkZcSfaXN0aXJtZWRlbiBoZXJoYW5naSBiaXIgCm9ydGFtZGEgZmFya2zEsSBiacOnaW1sZXJkZSBrb3J1bWEgYW1hw6dsxLEgb2xhcmFrIMOnZXZpcmViaWxpci4gCsOWdGUgeWFuZGFuIEVTT0dVLCBnw7x2ZW5saWssIHllZGVrbGVtZSB2ZSBrb3J1bWEgYW1hY8SxeWxhIGJ1IGfDtm5kZXJpbmluIApiaXJkZW4gZmF6bGEga29weWFzxLFuxLEgZWxpbmRlIHR1dGFiaWxpci4gCgpHw7ZuZGVyaW5pbiBzaXplIGFpdCBvcmlqaW5hbCBiaXIgw6dhbGnFn21hIG9sZHXEn3VudSB2ZSBidSBsaXNhbnN0YSBiZWxpcnRpbGVuIApoYWtsYXLEsSBrYWJ1bCBldG1lIGhha2vEsW7EsXogb2xkdcSfdW51IGJlbGlydG1pxZ8gb2x1cnN1bnV6LiBBeW7EsSB6YW1hbmRhIGfDtm5kZXJpbml6aW4sIApiaWxkacSfaW5peiBrYWRhcsSxeWxhLCBraW1zZW5pbiDDtnpsdWsgaGFra8SxbsSxIMOnacSfbmVtZWRpxJ9pbmkgZGUgc3VubXXFnyBvbHVyc3VudXouCgpFxJ9lciBnw7ZuZGVyaSB0ZWxpZiBoYWtrxLFuYSBzYWhpcCBvbHVubWF5YW4gYmlyIG1hdGVyeWFsIGnDp2VyaXlvcnNhLCBvIHphbWFuIAp0ZWxpZiBoYWtrxLEgc2FoaWJpbmRlbiBidSBsaXNhbnMgaWNpbiBnZXJla2xpIG9sYW4gRVNPR1UgaGFrbGFyxLFuxLEga2FidWwgZXRtZWsgCmljaW4ga8Sxc8SxdHPEsXogaXppbiBhbGTEscSfxLFuxLF6xLEgdmUgYnUgdGFyeiDDvMOnw7xuY8O8IGtpxZ9pbGVyIHRhcmFmxLFuZGFuIHNhaGlwIG9sdW5hbiAKbWF0ZXJ5YWxsZXJpbiBnw7ZuZGVyaSBpw6dlcmnEn2kgdmV5YSBtZXRuaSBpw6dlcmlzaW5kZSBhw6dpa8OnYSB0YW7EsW1sYW5kxLHEn8SxbsSxIHZlIAprYWJ1bCBlZGlsZGnEn2luaSBzdW5hcnNpbml6LgoKRcSeRVIgR8OWTkRFUsSwIEVTT0dVIERJxZ5JTkRBIEJBxZ5LQSBCxLBSIEtVUlVMVcWeIFRBUkFGSU5EQU4gREVTVEVLTEVORU4gQsSwUiDDh0FMScWeTUFZQSAKREFZQUxJIMSwU0UsIEJVIFRBUlogQklSIEFOTEHFnk1BIFZFWUEgU8OWWkxFxZ5NRU7EsE4gR0VSRUtUxLBSRMSwxJ7EsCBExLDEnkVSIApaT1JVTkxVTFVLTEFSSSBZRVLEsE5FIEdFVMSwUkTEsMSexLBOxLBaxLAgU1VOQVJTSU5JWi4KCkVTT0dVIGlzbWluaXppIGfDtm5kZXJpbmluIHlhemFyxLEgdmV5YSBzYWhpYmkgb2xhcmFrIGHDp8Sxa8OnYSB0YW7EsW1sYXlhY2FrdMSxciB2ZSAKYnUgbGlzYW5zxLFuIGl6aW4gdmVyZGnEn2luaW4gZMSxxZ/EsW5kYSBoZXJoYW5naSBiaXIgZGXEn2nFn2lrbGlrIHlhcG1heWFjYWt0xLFyLgo=
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/441/1/10083316.pdf
File
MD5
5a8b8ac135b9ac1e419714ac30801ac9
2361406
application/pdf
10083316.pdf
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/441/3/10083316.pdf.txt
File
MD5
c328b7f6cf5376864141c5a025f5414c
119676
text/plain
10083316.pdf.txt
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/605
2016-08-09T00:00:35Z
com_11684_26
com_11684_2
col_11684_172
Dspace@ESOGU
advisor
Üstüner, Mehmet Cengiz
author
Kolaç, Umut Kerem
authorID
TR194640
department
ESOGÜ, Tıp Fakültesi, Tıbbi Biyoloji
2016-08-08T09:23:50Z
2015
http://hdl.handle.net/11684/605
İnflamasyon, fiziksel ve enfeksiyöz etkilerin yanında vücutta otoimmün olarak meydana gelebilen sistemik ya da bölgesel yanıttır. İnflamasyon sırasında oluşan serbest radikaller ve lipid peroksidasyonu ürünleri, genlerde mutasyonlara ve kanser de dahil olmak üzere çoğu inflamatuar hastalıkla ilgili anahtar proteinlerin translasyon sonrası değişiklik geçirmesine neden olmaktadır.
Lipopolisakkarit (LPS), Gram-negatif bakterilerin dış zarının bir parçası olup, inflamatuar sitokinlerin, serbest oksijen radikallerinin, nitrik oksit ve araşidonik asit metabolitlerinin aşırı üretimine yol açarak inflamasyon oluşumuna sebep olur.
Yüksek flavanoid ve fenolik asit içeriği ile Salvia officinalis (Lamiaceae) serbest radikalleri ortadan kaldırma özelliği sayesinde kuvvetli bir antioksidan ve antiinflamatuardır.
Bu çalışmada lipopolisakkaritle oluşturulan deneysel inflamasyon modelinde Salvia officinalis ekstresinin inflamasyon ve antioksidan sistem üzerine olan etkileri araştırılmıştır.
Çalışmamızda 42 adet 4-5 aylık Wistar albino ırkı dişi sıçanlar ile 6 deney grubu oluşturulmuştur. Üç gruba intraperitoneal olarak 1 mg/kg LPS (E.coli, serotipe 055-B5) uygulandı. LPS enjeksiyonundan 24 saat sonra tedavi gruplarına 10 mg/kg ve 30 mg/kg Salvia officinalis ekstresi gavaj yoluyla verildi. FDG-PET taraması ile inflamasyon durumunu belirlemek için PET taramasından 1 saat önce ketamin anestezisi altında intrakardiyak olarak 18F-fluoro-deoksi-D-glukoz (FDG) uygulandı. Hayvanlardan kan ve doku örnekleri toplandı. Akciğer ve karaciğer FDG-PET tutulumu hesaplandı. Karaciğer, böbrek, akciğer dokuları ve eritrosit malondialdehit (MDA) seviyeleri, katalaz (KAT), süperoksit dismutaz (SOD) ve glutatyon peroksidaz (GPx) enzim aktiviteleri belirlendi.
Çalışma sonucunda, eritrosit hemolizatında, karaciğer, böbrek ve akciğer dokularında MDA seviyeleri inflamasyon grubunda, tedavi gruplarına göre anlamlı derecede yüksek bulundu. İnflamasyon grubu SOD aktiviteleri karaciğer, akciğer dokuları ve hemolizatta Salvia officinalis ile tedavi edilen gruplardan anlamlı düzeyde düşük olarak tespit edildi. Aynı şekilde KAT ve GPx aktivitelerinin de inflamasyon grubunda tedavi grubu enzim aktivitelerine oranla istatistiksel açıdan anlamlı derecede düşük bulunduğu sonuçlar elde edilmiştir. Akciğer ve karaciğer 18F-FDG tutulumunun inflamasyon grubunda, kontrol grubuna göre yüksek olduğu, Salvia officinalis tedavi gruplarında ise normale döndüğü saptandı. Sonuç olarak Salvia officinalis’ in sıçanlarda LPS ile oluşturulan inflamasyonun ve oksidatif stresin etkilerini azalttığı belirlenmiştir.
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
Serbest Radikaller
Antioksidan
İnflamasyon
Lipopolisakkarit
Salvia Officinalis
Free Radicals
Antioxidant
Inflammation
Lipopolisaccharide
Salvia Officinalis
Salvıa offıcınalıs ekstresinin deneysel inflamasyon ve antioksidan sistem üzerine etkisi
masterThesis
REFHSVRJTSBMSVNBTlNJCgpCdSBsaXNhbnPEsSBpbXphbGF5xLFwIGfDtm5kZXJlcmVrLCBnw7ZuZGVyaW5pemkgZMO8bnlhIMOnYXDEsW5kYSBiYXPEsWzEsSBoYWxkZSwgCmVsZWt0cm9uaWsgb3J0YW1kYSB2ZSBoZXJoYW5naSBiYXNrYSBiaXIga2FuYWxsYSB5ZW5pZGVuIG9sdcWfdHVybWFrLCAKw6dldmlyaXNpbmkgeWFwbWFrIChhxZ9hxJ/EsWRhIHRhbsSxbWxhbmTEscSfxLEgw7x6ZXJlKSB2ZS92ZXlhIGRhxJ/EsXRtYWsgacOnaW4gCkVza2nFn2VoaXIgT3NtYW5nYXppIMOcbml2ZXJzaXRlc2nigJluaW4gKEVTT0dVKSDDtnplbCBvbG1heWFuIGhha2xhcsSxbsSxIGthYnVsIGV0bWnFnyBvbHVyc3VudXouCgpFU09HVSwgZ8O2bmRlcmluaXppbiBpw6dlcmnEn2luaSBkZcSfaXN0aXJtZWRlbiBoZXJoYW5naSBiaXIgCm9ydGFtZGEgZmFya2zEsSBiacOnaW1sZXJkZSBrb3J1bWEgYW1hw6dsxLEgb2xhcmFrIMOnZXZpcmViaWxpci4gCsOWdGUgeWFuZGFuIEVTT0dVLCBnw7x2ZW5saWssIHllZGVrbGVtZSB2ZSBrb3J1bWEgYW1hY8SxeWxhIGJ1IGfDtm5kZXJpbmluIApiaXJkZW4gZmF6bGEga29weWFzxLFuxLEgZWxpbmRlIHR1dGFiaWxpci4gCgpHw7ZuZGVyaW5pbiBzaXplIGFpdCBvcmlqaW5hbCBiaXIgw6dhbGnFn21hIG9sZHXEn3VudSB2ZSBidSBsaXNhbnN0YSBiZWxpcnRpbGVuIApoYWtsYXLEsSBrYWJ1bCBldG1lIGhha2vEsW7EsXogb2xkdcSfdW51IGJlbGlydG1pxZ8gb2x1cnN1bnV6LiBBeW7EsSB6YW1hbmRhIGfDtm5kZXJpbml6aW4sIApiaWxkacSfaW5peiBrYWRhcsSxeWxhLCBraW1zZW5pbiDDtnpsdWsgaGFra8SxbsSxIMOnacSfbmVtZWRpxJ9pbmkgZGUgc3VubXXFnyBvbHVyc3VudXouCgpFxJ9lciBnw7ZuZGVyaSB0ZWxpZiBoYWtrxLFuYSBzYWhpcCBvbHVubWF5YW4gYmlyIG1hdGVyeWFsIGnDp2VyaXlvcnNhLCBvIHphbWFuIAp0ZWxpZiBoYWtrxLEgc2FoaWJpbmRlbiBidSBsaXNhbnMgaWNpbiBnZXJla2xpIG9sYW4gRVNPR1UgaGFrbGFyxLFuxLEga2FidWwgZXRtZWsgCmljaW4ga8Sxc8SxdHPEsXogaXppbiBhbGTEscSfxLFuxLF6xLEgdmUgYnUgdGFyeiDDvMOnw7xuY8O8IGtpxZ9pbGVyIHRhcmFmxLFuZGFuIHNhaGlwIG9sdW5hbiAKbWF0ZXJ5YWxsZXJpbiBnw7ZuZGVyaSBpw6dlcmnEn2kgdmV5YSBtZXRuaSBpw6dlcmlzaW5kZSBhw6dpa8OnYSB0YW7EsW1sYW5kxLHEn8SxbsSxIHZlIAprYWJ1bCBlZGlsZGnEn2luaSBzdW5hcnNpbml6LgoKRcSeRVIgR8OWTkRFUsSwIEVTT0dVIERJxZ5JTkRBIEJBxZ5LQSBCxLBSIEtVUlVMVcWeIFRBUkFGSU5EQU4gREVTVEVLTEVORU4gQsSwUiDDh0FMScWeTUFZQSAKREFZQUxJIMSwU0UsIEJVIFRBUlogQklSIEFOTEHFnk1BIFZFWUEgU8OWWkxFxZ5NRU7EsE4gR0VSRUtUxLBSRMSwxJ7EsCBExLDEnkVSIApaT1JVTkxVTFVLTEFSSSBZRVLEsE5FIEdFVMSwUkTEsMSexLBOxLBaxLAgU1VOQVJTSU5JWi4KCkVTT0dVIGlzbWluaXppIGfDtm5kZXJpbmluIHlhemFyxLEgdmV5YSBzYWhpYmkgb2xhcmFrIGHDp8Sxa8OnYSB0YW7EsW1sYXlhY2FrdMSxciB2ZSAKYnUgbGlzYW5zxLFuIGl6aW4gdmVyZGnEn2luaW4gZMSxxZ/EsW5kYSBoZXJoYW5naSBiaXIgZGXEn2nFn2lrbGlrIHlhcG1heWFjYWt0xLFyLgo=
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/605/1/10044269.pdf.pdf
File
MD5
24aad6ef3f9d88b23834e8c9fcc7cc9c
2159110
application/pdf
10044269.pdf.pdf
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/605/3/10044269.pdf.pdf.txt
File
MD5
f6bc8ac31920efe44f662807c6df544d
187654
text/plain
10044269.pdf.pdf.txt
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/649
2016-10-06T00:00:44Z
com_11684_26
com_11684_2
col_11684_172
Dspace@ESOGU
advisor
Değirmenci, İrfan
author
Sağlam, Özlem
authorID
TR248169
department
ESOGÜ, Tıp Fakültesi, Tıbbi Biyoloji
2016-10-05T07:52:37Z
2014
http://hdl.handle.net/11684/649
RNA interferans (RNAi) mekanizması aracılığıyla gen ve protein
ekspresyonunu düzenleyen mikroRNA’lar (miRNA) protein kodlamayan
endojen RNA’lardır. miRNA’lar hücre çoğalması, farklılaşma ve apoptozu
da içeren çeşitli biyolojik fonksiyonlarla ilişkilidirler. Bu nedenle kanseri de
içine alan çeşitli hastalıklarda önemli rol oynarlar. Onkogen ya da tümör
baskılayıcı olarak işlev görebilen miRNA’ların karsinogenezde de önemli rol
oynadığı bilinmektedir. Son yıllarda, tümör mikroçevresinde bulunan
stromal hücrelerin tümörle ilişkili hücrelere benzer özellik kazandıkları
bildirilmiştir. Ayrıca, tümör mikroçevresinden salgılanan inflamatuar
sinyallerin tümör büyümesini ve sürekliliğini teşvik ettiği düşünülmektedir.
Kanserlerin moleküler temelinin daha iyi anlaşılması ile yeni
belirteçlerin keşfedilmesini sağlamak, prognozunu belirlemek ve sonuç
olarak yeni tedavi yaklaşımları geliştirmek amacıyla miRNA’ların
fonksiyonlarının ayrıntılı olarak incelenmesi gerekmektedir. Bu nedenlerle,
gerçekleştirilen çalışmada kanser hücreleri ile sağlıklı ve malign meme
dokusundan elde edilen stromal hücrelerin ortak kültürlerinde birbirleri
üzerine gösterdiği etkiler ve bu olası etkilerde miRNA’ların rolünü
araştırmayı amaçladık.
Bu amaçla, sağlıklı ve malign meme dokularından enzimatik sindirme
yöntemiyle stromal hücreler izole edildikten sonra uygun koşullarda
kültüre edildi. Sonrasında bu hücrelerin akım sitometri aygıtı ve
farklılaştırma çalışmaları ile karakterizasyon işlemleri gerçekleştirildi.
İmmunofenotipik özellikleri belirlenen sağlıklı ve malign meme
dokusundan elde edilen stromal hücreler kanser hücre hattı ile yarı
geçirgen membranlar (insert; ara bölüm) aracılığıyla ortak-kültüre edildi.
Ortak-kültür sonrası deney gruplarının çoğalım kapasiteleri WST-1 testi ile
değerlendirildi, ek olarak hücrelerin miRNA’ları izole edilip cDNA’ları
sentezlendi ve meme kanserine özel miRNA’lar (miR-27, miR-17-5p, miR-
21, miR-10b, miR-373, miR-520c, let7, mir-200) ve bu miRNA’lar ile
ilişkilendirilen genlerin ifade seviyeleri gerçek zamanlı PCR ile kantitatif
olarak belirlendi. Ayrıca kültür sonrasında süpernatantlara salınan bazı
sitokin ve kemokinlerin (IL-6, IL-1β, IL-8) seviyelerini belirlemek amacıyla
ELISA yöntemi uygulandı.
Gerçekleştirilen deneyler neticesinde malign stromal hücrelerin ortak
kültür sonrasında kanser hücrelerinin çoğalım kapasitelerini arttırdığını
saptadık. Ayrıca meme kanseri ile ilişkili olarak onkogenik ve tümör
baskılayıcı özellikte oldukları bilinen bir takım miRNA (miR-21, miR-17,
let-7 vb.) ve onların hedefledikleri genlerin (HMGA2, AIB1, PDCD4 vb.)
ifade seviyelerinde malign hücrelerle ortak kültür sonrasında
mikroçevrenin kanser oluşumunda önemli olduğunu destekler nitelikte
değişimler saptadık.Sonuç olarak, sağlıklı ve malign meme dokusu stromal hücrelerinin
parakrin mekanizmalar ile kanser hücrelerinde meydana getireceği
değişimlerde miRNA’lar ve onlarla ilişkilendirilen yolaklara özgü genlerin
olası rolleri gösterilmeye ve bu bağlamda tümör mikroçevresinin
tümörogenezdeki etkileri ayrıntılı şekilde ortaya konulmaya çalışılmıştır.
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
Meme Kanseri
Mezenkimal Stromal Hücre
Mikroçevre
miRNA
Breast Cancer
Mesenchymal Stromal Cell
Microenvironment
MDA-MB-231 kanser hücrelerinin çoğalması üzerine malign meme dokusu stromal hücrelerinin etkisi ve miRNA ilişkisi
doctoralThesis
REFHSVRJTSBMSVNBTlNJCgpCdSBsaXNhbnPEsSBpbXphbGF5xLFwIGfDtm5kZXJlcmVrLCBnw7ZuZGVyaW5pemkgZMO8bnlhIMOnYXDEsW5kYSBiYXPEsWzEsSBoYWxkZSwgCmVsZWt0cm9uaWsgb3J0YW1kYSB2ZSBoZXJoYW5naSBiYXNrYSBiaXIga2FuYWxsYSB5ZW5pZGVuIG9sdcWfdHVybWFrLCAKw6dldmlyaXNpbmkgeWFwbWFrIChhxZ9hxJ/EsWRhIHRhbsSxbWxhbmTEscSfxLEgw7x6ZXJlKSB2ZS92ZXlhIGRhxJ/EsXRtYWsgacOnaW4gCkVza2nFn2VoaXIgT3NtYW5nYXppIMOcbml2ZXJzaXRlc2nigJluaW4gKEVTT0dVKSDDtnplbCBvbG1heWFuIGhha2xhcsSxbsSxIGthYnVsIGV0bWnFnyBvbHVyc3VudXouCgpFU09HVSwgZ8O2bmRlcmluaXppbiBpw6dlcmnEn2luaSBkZcSfaXN0aXJtZWRlbiBoZXJoYW5naSBiaXIgCm9ydGFtZGEgZmFya2zEsSBiacOnaW1sZXJkZSBrb3J1bWEgYW1hw6dsxLEgb2xhcmFrIMOnZXZpcmViaWxpci4gCsOWdGUgeWFuZGFuIEVTT0dVLCBnw7x2ZW5saWssIHllZGVrbGVtZSB2ZSBrb3J1bWEgYW1hY8SxeWxhIGJ1IGfDtm5kZXJpbmluIApiaXJkZW4gZmF6bGEga29weWFzxLFuxLEgZWxpbmRlIHR1dGFiaWxpci4gCgpHw7ZuZGVyaW5pbiBzaXplIGFpdCBvcmlqaW5hbCBiaXIgw6dhbGnFn21hIG9sZHXEn3VudSB2ZSBidSBsaXNhbnN0YSBiZWxpcnRpbGVuIApoYWtsYXLEsSBrYWJ1bCBldG1lIGhha2vEsW7EsXogb2xkdcSfdW51IGJlbGlydG1pxZ8gb2x1cnN1bnV6LiBBeW7EsSB6YW1hbmRhIGfDtm5kZXJpbml6aW4sIApiaWxkacSfaW5peiBrYWRhcsSxeWxhLCBraW1zZW5pbiDDtnpsdWsgaGFra8SxbsSxIMOnacSfbmVtZWRpxJ9pbmkgZGUgc3VubXXFnyBvbHVyc3VudXouCgpFxJ9lciBnw7ZuZGVyaSB0ZWxpZiBoYWtrxLFuYSBzYWhpcCBvbHVubWF5YW4gYmlyIG1hdGVyeWFsIGnDp2VyaXlvcnNhLCBvIHphbWFuIAp0ZWxpZiBoYWtrxLEgc2FoaWJpbmRlbiBidSBsaXNhbnMgaWNpbiBnZXJla2xpIG9sYW4gRVNPR1UgaGFrbGFyxLFuxLEga2FidWwgZXRtZWsgCmljaW4ga8Sxc8SxdHPEsXogaXppbiBhbGTEscSfxLFuxLF6xLEgdmUgYnUgdGFyeiDDvMOnw7xuY8O8IGtpxZ9pbGVyIHRhcmFmxLFuZGFuIHNhaGlwIG9sdW5hbiAKbWF0ZXJ5YWxsZXJpbiBnw7ZuZGVyaSBpw6dlcmnEn2kgdmV5YSBtZXRuaSBpw6dlcmlzaW5kZSBhw6dpa8OnYSB0YW7EsW1sYW5kxLHEn8SxbsSxIHZlIAprYWJ1bCBlZGlsZGnEn2luaSBzdW5hcnNpbml6LgoKRcSeRVIgR8OWTkRFUsSwIEVTT0dVIERJxZ5JTkRBIEJBxZ5LQSBCxLBSIEtVUlVMVcWeIFRBUkFGSU5EQU4gREVTVEVLTEVORU4gQsSwUiDDh0FMScWeTUFZQSAKREFZQUxJIMSwU0UsIEJVIFRBUlogQklSIEFOTEHFnk1BIFZFWUEgU8OWWkxFxZ5NRU7EsE4gR0VSRUtUxLBSRMSwxJ7EsCBExLDEnkVSIApaT1JVTkxVTFVLTEFSSSBZRVLEsE5FIEdFVMSwUkTEsMSexLBOxLBaxLAgU1VOQVJTSU5JWi4KCkVTT0dVIGlzbWluaXppIGfDtm5kZXJpbmluIHlhemFyxLEgdmV5YSBzYWhpYmkgb2xhcmFrIGHDp8Sxa8OnYSB0YW7EsW1sYXlhY2FrdMSxciB2ZSAKYnUgbGlzYW5zxLFuIGl6aW4gdmVyZGnEn2luaW4gZMSxxZ/EsW5kYSBoZXJoYW5naSBiaXIgZGXEn2nFn2lrbGlrIHlhcG1heWFjYWt0xLFyLgo=
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/649/1/10058903.pdf.pdf
File
MD5
f76c90804439c29d8fd00036562b4e6e
4578831
application/pdf
10058903.pdf.pdf
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/649/3/10058903.pdf.pdf.txt
File
MD5
6085ebcf6ca60feff1c9544306ac3882
239464
text/plain
10058903.pdf.pdf.txt
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/656
2016-10-21T00:00:29Z
com_11684_26
com_11684_2
col_11684_172
Dspace@ESOGU
advisor
Güneş, Hasan Veysi
author
Soyocak, Ahu
authorID
TR248792
department
ESOGÜ, Tıp Fakültesi, Tıbbi Biyoloji
2016-10-20T07:52:46Z
2014
http://hdl.handle.net/11684/656
Osteoartrit (OA) kıkırdak, kemik ve sinoviyal dokularda çeşitli
travmatik, biyomekanik, gelişimsel, metabolik ve genetik faktörlerin
etkisiyle meydana gelen, kıkırdak yapımı ve yıkımı arasındaki dengenin
bozulması ile ortaya çıkan, biyokimyasal ve morfolojik değişiklikler ile
karakterize bir eklem hastalığıdır. OA’da hücre uyarı yolaklarının tam
olarak bilinmesiyle eklemde kaybolan homeostazın yeniden yapılanması ve
tamir mekanizmasının gelişmesi mümkün olabilecektir. Bu uyarı
yolaklarında önemli bir role sahip olan mitojenle aktive olan protein
kinazlar (MAPK)’ın OA’yı da içeren çeşitli hastalıklarda teröpatik hedef
olabileceği düşünülmektedir. Bir MAPK olan Jun-N-terminal kinaz (JNK);
tümör nekroz faktör-alfa (TNF-α) ve interlökin-1beta (IL-1β) gibi
proinflamatuar sitokinlere cevap olarak aktive olmaktadır. Bu kinazlar
özellikle nüklear faktör kappa b (NF-κB) olmak üzere çeşitli transkripsiyon
faktörlerini aktifleştirir. İnflamatuar yolda önemli bir yeri olan NF-κB; TNF-
α, IL-1β, lipopolisakkarit ve serbest oksijen radikallerini içeren birçok farklı
uyaran tarafından aktive edilmektedir.
mikroRNA (miRNA)’ların gelişim, homeostaz ve bağışıklık
fonksiyonlarında önemli rol oynadığı, kanserden inflamasyona kadar çoğu
hastalıkla ilişkili olduğu bilinmektedir. miRNA ekspresyonlarının özel
immün cevabı ve inflamatuar uyarıyı da düzenledikleri belirlenmiştir.
miRNA-146a ve miRNA-155; TNF-α ve IL-1β gibi pro-inflamatuar aracılarla
uyarılan miRNA’lardır. Bu miRNA’ların ekspresyon mekanizmalarını içeren
çalışmalarda NF-κB’nin inflamatuar uyarıya cevapta merkezi bir rol
oynadığı gösterilmiştir. Bununla birlikte bu miRNA’ların seviyelerinin
düzenlenmesinde MAPK uyarısının önemli bir role sahip olduğu ve JNK’nın
bu ekspresyonu düzenlediği düşünülmektedir.
Bu çalışmada, OA hastalığının patofizyolojisinin anlaşılmasına katkı
sağlamak için, yeni bir terapötik hedef olan miRNA’lardan miRNA-146a ve
miRNA-155, yine birçok hastalık için potansiyel terapötik hedef olarak
tanımlanan MAPK’lardan JNK ve transkripsiyon faktörlerinden NF-κB’nin
OA hastalığındaki rollerinin belirlenmesi amaçlandı.
Çalışmada OA tanısı alan 100 hasta ve 50 sağlıklı bireyden periferal
mononüklear kan hücreleri elde edildi. Bu hücrelerde miRNA-146a,
miRNA-155 ve JNK gen ekspresyonları real-time PCR yöntemiyle ve NF-κB
aktivitesi ELISA yöntemiyle belirlendi.
Çalışma sonuçlarına göre; OA hasta grubunda miRNA-155
ekspresyonunun istatistiksel olarak anlamlı artış gösterdiği bulundu.
Sonuçlar cinsiyetlere göre incelendiğinde, OA’lı kadınlarda miRNA-146a ve
miRNA-155 ekspresyon seviyelerindeki artışın anlamlı düzeyde olduğu
belirlendi. miRNA-146a, miRNA-155 ve JNK ekspresyonları ile NF-κB
aktivitesinin hasta grubunda tanısal değerleri incelendiğinde, miRNA-146a ve miRNA-155 ekspresyonun hassasiyeti hastalarda yüksek olmasına
rağmen özgüllüğünün düşük olması bu verilerin tek başlarına hastalık
tanısında kullanılamayacağını gösterdi. Bununla birlikte bu 4 parametre
birlikte değerlendirildiğinde en yüksek hassasiyet ve özgüllüğe ulaşıldığı
görüldü.
Bu sonuçlara göre yaygın ve kompleks bir hastalık olan OA’nın
moleküler mekanizmasında miRNA-146a, miRNA-155, JNK ve NF-κB’nin
ilişkisi olduğu ancak bu ilişkinin daha detaylı araştırılması ve böylece
hastalığın ilerlemesi ve patogenezinde kullanılmak üzere yeni birer
biyobelirteç olarak miRNA’ların kullanılıp kullanılmayacağının
anlaşılmasının tam olarak ortaya konulması mümkün olacaktır.
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
Osteoartrit
İnflamasyon
JNK
NF-κB
miRNA-146a
miRNA-155
Osteoarthritis
Inflammation
Osteoartritli hastalarda Jun-N-terminal Kinaz (JNK), nüklear faktör Kappa B (NF-KB), miRNA-146a ve miRNA-155 ilişkisinin araştırılması
doctoralThesis
REFHSVRJTSBMSVNBTlNJCgpCdSBsaXNhbnPEsSBpbXphbGF5xLFwIGfDtm5kZXJlcmVrLCBnw7ZuZGVyaW5pemkgZMO8bnlhIMOnYXDEsW5kYSBiYXPEsWzEsSBoYWxkZSwgCmVsZWt0cm9uaWsgb3J0YW1kYSB2ZSBoZXJoYW5naSBiYXNrYSBiaXIga2FuYWxsYSB5ZW5pZGVuIG9sdcWfdHVybWFrLCAKw6dldmlyaXNpbmkgeWFwbWFrIChhxZ9hxJ/EsWRhIHRhbsSxbWxhbmTEscSfxLEgw7x6ZXJlKSB2ZS92ZXlhIGRhxJ/EsXRtYWsgacOnaW4gCkVza2nFn2VoaXIgT3NtYW5nYXppIMOcbml2ZXJzaXRlc2nigJluaW4gKEVTT0dVKSDDtnplbCBvbG1heWFuIGhha2xhcsSxbsSxIGthYnVsIGV0bWnFnyBvbHVyc3VudXouCgpFU09HVSwgZ8O2bmRlcmluaXppbiBpw6dlcmnEn2luaSBkZcSfaXN0aXJtZWRlbiBoZXJoYW5naSBiaXIgCm9ydGFtZGEgZmFya2zEsSBiacOnaW1sZXJkZSBrb3J1bWEgYW1hw6dsxLEgb2xhcmFrIMOnZXZpcmViaWxpci4gCsOWdGUgeWFuZGFuIEVTT0dVLCBnw7x2ZW5saWssIHllZGVrbGVtZSB2ZSBrb3J1bWEgYW1hY8SxeWxhIGJ1IGfDtm5kZXJpbmluIApiaXJkZW4gZmF6bGEga29weWFzxLFuxLEgZWxpbmRlIHR1dGFiaWxpci4gCgpHw7ZuZGVyaW5pbiBzaXplIGFpdCBvcmlqaW5hbCBiaXIgw6dhbGnFn21hIG9sZHXEn3VudSB2ZSBidSBsaXNhbnN0YSBiZWxpcnRpbGVuIApoYWtsYXLEsSBrYWJ1bCBldG1lIGhha2vEsW7EsXogb2xkdcSfdW51IGJlbGlydG1pxZ8gb2x1cnN1bnV6LiBBeW7EsSB6YW1hbmRhIGfDtm5kZXJpbml6aW4sIApiaWxkacSfaW5peiBrYWRhcsSxeWxhLCBraW1zZW5pbiDDtnpsdWsgaGFra8SxbsSxIMOnacSfbmVtZWRpxJ9pbmkgZGUgc3VubXXFnyBvbHVyc3VudXouCgpFxJ9lciBnw7ZuZGVyaSB0ZWxpZiBoYWtrxLFuYSBzYWhpcCBvbHVubWF5YW4gYmlyIG1hdGVyeWFsIGnDp2VyaXlvcnNhLCBvIHphbWFuIAp0ZWxpZiBoYWtrxLEgc2FoaWJpbmRlbiBidSBsaXNhbnMgaWNpbiBnZXJla2xpIG9sYW4gRVNPR1UgaGFrbGFyxLFuxLEga2FidWwgZXRtZWsgCmljaW4ga8Sxc8SxdHPEsXogaXppbiBhbGTEscSfxLFuxLF6xLEgdmUgYnUgdGFyeiDDvMOnw7xuY8O8IGtpxZ9pbGVyIHRhcmFmxLFuZGFuIHNhaGlwIG9sdW5hbiAKbWF0ZXJ5YWxsZXJpbiBnw7ZuZGVyaSBpw6dlcmnEn2kgdmV5YSBtZXRuaSBpw6dlcmlzaW5kZSBhw6dpa8OnYSB0YW7EsW1sYW5kxLHEn8SxbsSxIHZlIAprYWJ1bCBlZGlsZGnEn2luaSBzdW5hcnNpbml6LgoKRcSeRVIgR8OWTkRFUsSwIEVTT0dVIERJxZ5JTkRBIEJBxZ5LQSBCxLBSIEtVUlVMVcWeIFRBUkFGSU5EQU4gREVTVEVLTEVORU4gQsSwUiDDh0FMScWeTUFZQSAKREFZQUxJIMSwU0UsIEJVIFRBUlogQklSIEFOTEHFnk1BIFZFWUEgU8OWWkxFxZ5NRU7EsE4gR0VSRUtUxLBSRMSwxJ7EsCBExLDEnkVSIApaT1JVTkxVTFVLTEFSSSBZRVLEsE5FIEdFVMSwUkTEsMSexLBOxLBaxLAgU1VOQVJTSU5JWi4KCkVTT0dVIGlzbWluaXppIGfDtm5kZXJpbmluIHlhemFyxLEgdmV5YSBzYWhpYmkgb2xhcmFrIGHDp8Sxa8OnYSB0YW7EsW1sYXlhY2FrdMSxciB2ZSAKYnUgbGlzYW5zxLFuIGl6aW4gdmVyZGnEn2luaW4gZMSxxZ/EsW5kYSBoZXJoYW5naSBiaXIgZGXEn2nFn2lrbGlrIHlhcG1heWFjYWt0xLFyLgo=
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/656/1/10054409.pdf.pdf
File
MD5
acbe0aca3c22bf15fa4cdcf1e54b86c0
1826047
application/pdf
10054409.pdf.pdf
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/656/3/10054409.pdf.pdf.txt
File
MD5
890001d903f041c4d96689e52cad1fc4
198534
text/plain
10054409.pdf.pdf.txt
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/659
2016-10-21T00:00:24Z
com_11684_26
com_11684_2
col_11684_172
Dspace@ESOGU
advisor
Değirmenci, İrfan
author
Özbayer, Cansu
authorID
TR57912
department
ESOGÜ, Tıp Fakültesi, Tıbbi Biyoloji
2016-10-20T07:53:06Z
2014
http://hdl.handle.net/11684/659
Akciğer kanseri, akciğer dokusundaki hücrelerin kontrolsüz olarak
çoğalması ile meydana gelir ve kanser kaynaklı ölümlerin en yaygın
nedenidir. En önemli nedenleri uzun süreli sigara dumanı maruziyeti, genetik
faktörler, radon gazı ve asbest maruziyetidir.
MikroRNA’lar, yüksek seviyede korunan DNA bölgelerinden kodlanan
fakat proteine translasyonu gerçekleşmeyen, yaklaşık 18-24 nükleotid
uzunluğunda, küçük RNA molekülleridir. miRNA’lar kendi nükleotid dizilerinin
tamamlayıcısı olan hedef mRNA’lara bağlanıp translasyonel baskılama veya
mRNA yıkımı ile transkripsiyon sonrası gen ekspresyonunun düzenlenmesini
gerçekleştirirler. Çeşitli çalışmalarda malignant tümörlerin gelişimi ve
ilerlemesi ile miRNA ekspresyon düzensizliklerinin ilişkili olduğu, miRNA'ların
onkogen veya tümör süpresör olarak hareket edebileceği belirtilmiştir.
Tümör baskılayıcı genlerin downregülasyonu ve CpG dinükleotidlerindeki
promotör hipermetilasyonu tümörogenezis için önemli bir mekanizmadır. Bir
diğer epigenetik düzenleme olan miRNA’ların, promotör bölgelerdeki anormal
metilasyonu ve histon modifikasyonları gibi epigenetik mekanizmaları
düzenleyebileceği bildirilmiştir.
Çalışmamızda, güncel veri tabanları ile DNA metilasyonunda görevli olan
DNA metiltransfreazları ve metil bağlayan proteinleri hedefleyen miRNA’lar
tespit edildikten sonra bu miRNA genlerindeki varyantlar belirlenmiş ve sonuç
olarak DNMT’ler ve MBD’leri hedefleyen 22 miRNA geni ile 37 SNP
ilişkilendirilmiştir. Çalışmamızda da miRNA genlerine ait bu varyantlar ile
akciğer kanseri ile ilişkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır.
Bu amaçla çalışmamıza 90 sağlıklı kontrol birey ve 90 akciğer kanseri
hastası dahil edildi. EDTA’lı tüplere alınan kan örneklerinden DNA izole edildi
ve bu DNA’lar Sequenom MassARRAY sistemi ile genotiplendirildi. Hastaların
genetik varyasyon tipleri ve demografik özellikleri uygun istatistiksel
yöntemler ile değerlendirildi.
MeCP2 proteinini hedefleyen miR3202 geni rs188912830 varyantı hem
akciğer kanseri hem de alt tipleri ile ilişkili bulunmuştur. C aleli varlığı akciğer
kanseri hastalarında ve alt tiplerinde anlamlı oranda düşük olup C aleli
yokluğunun varlığına göre 7,429 kat riskli olduğu belirlendi. DNMT3B’yi hedefleyen miR1274a geni rs318039 genetik varyantı ile
akciğer kanseri alt tipleri arasında anlamlı oranda fark bulundu. Alel
dağılımları karşılaştırıldığında C aleline sahip olan birey sayısı NSCLC ve SCLC
alt gruplarında anlamlı oranda düşüktü.
DNMT3A’yı hedefleyen miR200b geni rs72563729 varyantı ve TRDMT1’i
hedefleyen miR513c’nin rs145416750 varyantı ile akciğer kanseri ve alt
tipleri karşılaştırıldığında genotip ve alel dağılımları yönünden fark
bulunmadı. Çalışmamızdaki diğer 33 varyasyon için tüm bireyler atasal
genotipe sahipti.
Sonuç olarak rs188912830 ve rs318039 varyasyonlarının akciğer kanseri
ve alt tipleri ile ilişkili olduğu belirlenmiştir. Araştırmamız DNA metilasyon
mekanizmasını hedefleyen diğer miRNA gen varyantlarının da fonksiyonel
karakterizasyonunun yapıldığı ilk çalışma olması nedeniyle önemlidir.
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
Akciğer Kanseri
DNA Metilasyonu
DNA Metiltransferazlar
Metil Bağlayan Proteinler
miRNA
SNP
Lung Cancer
DNA Methylation
Methyl Binding Proteins
DNA Methyltranferases
DNA metiltransferaz ve metil bağlayan bölge proteinlerini hedefleyen mirna gen polimorfizmlerinin akciğer kanseri ile ilişkisinin belirlenmesi
doctoralThesis
REFHSVRJTSBMSVNBTlNJCgpCdSBsaXNhbnPEsSBpbXphbGF5xLFwIGfDtm5kZXJlcmVrLCBnw7ZuZGVyaW5pemkgZMO8bnlhIMOnYXDEsW5kYSBiYXPEsWzEsSBoYWxkZSwgCmVsZWt0cm9uaWsgb3J0YW1kYSB2ZSBoZXJoYW5naSBiYXNrYSBiaXIga2FuYWxsYSB5ZW5pZGVuIG9sdcWfdHVybWFrLCAKw6dldmlyaXNpbmkgeWFwbWFrIChhxZ9hxJ/EsWRhIHRhbsSxbWxhbmTEscSfxLEgw7x6ZXJlKSB2ZS92ZXlhIGRhxJ/EsXRtYWsgacOnaW4gCkVza2nFn2VoaXIgT3NtYW5nYXppIMOcbml2ZXJzaXRlc2nigJluaW4gKEVTT0dVKSDDtnplbCBvbG1heWFuIGhha2xhcsSxbsSxIGthYnVsIGV0bWnFnyBvbHVyc3VudXouCgpFU09HVSwgZ8O2bmRlcmluaXppbiBpw6dlcmnEn2luaSBkZcSfaXN0aXJtZWRlbiBoZXJoYW5naSBiaXIgCm9ydGFtZGEgZmFya2zEsSBiacOnaW1sZXJkZSBrb3J1bWEgYW1hw6dsxLEgb2xhcmFrIMOnZXZpcmViaWxpci4gCsOWdGUgeWFuZGFuIEVTT0dVLCBnw7x2ZW5saWssIHllZGVrbGVtZSB2ZSBrb3J1bWEgYW1hY8SxeWxhIGJ1IGfDtm5kZXJpbmluIApiaXJkZW4gZmF6bGEga29weWFzxLFuxLEgZWxpbmRlIHR1dGFiaWxpci4gCgpHw7ZuZGVyaW5pbiBzaXplIGFpdCBvcmlqaW5hbCBiaXIgw6dhbGnFn21hIG9sZHXEn3VudSB2ZSBidSBsaXNhbnN0YSBiZWxpcnRpbGVuIApoYWtsYXLEsSBrYWJ1bCBldG1lIGhha2vEsW7EsXogb2xkdcSfdW51IGJlbGlydG1pxZ8gb2x1cnN1bnV6LiBBeW7EsSB6YW1hbmRhIGfDtm5kZXJpbml6aW4sIApiaWxkacSfaW5peiBrYWRhcsSxeWxhLCBraW1zZW5pbiDDtnpsdWsgaGFra8SxbsSxIMOnacSfbmVtZWRpxJ9pbmkgZGUgc3VubXXFnyBvbHVyc3VudXouCgpFxJ9lciBnw7ZuZGVyaSB0ZWxpZiBoYWtrxLFuYSBzYWhpcCBvbHVubWF5YW4gYmlyIG1hdGVyeWFsIGnDp2VyaXlvcnNhLCBvIHphbWFuIAp0ZWxpZiBoYWtrxLEgc2FoaWJpbmRlbiBidSBsaXNhbnMgaWNpbiBnZXJla2xpIG9sYW4gRVNPR1UgaGFrbGFyxLFuxLEga2FidWwgZXRtZWsgCmljaW4ga8Sxc8SxdHPEsXogaXppbiBhbGTEscSfxLFuxLF6xLEgdmUgYnUgdGFyeiDDvMOnw7xuY8O8IGtpxZ9pbGVyIHRhcmFmxLFuZGFuIHNhaGlwIG9sdW5hbiAKbWF0ZXJ5YWxsZXJpbiBnw7ZuZGVyaSBpw6dlcmnEn2kgdmV5YSBtZXRuaSBpw6dlcmlzaW5kZSBhw6dpa8OnYSB0YW7EsW1sYW5kxLHEn8SxbsSxIHZlIAprYWJ1bCBlZGlsZGnEn2luaSBzdW5hcnNpbml6LgoKRcSeRVIgR8OWTkRFUsSwIEVTT0dVIERJxZ5JTkRBIEJBxZ5LQSBCxLBSIEtVUlVMVcWeIFRBUkFGSU5EQU4gREVTVEVLTEVORU4gQsSwUiDDh0FMScWeTUFZQSAKREFZQUxJIMSwU0UsIEJVIFRBUlogQklSIEFOTEHFnk1BIFZFWUEgU8OWWkxFxZ5NRU7EsE4gR0VSRUtUxLBSRMSwxJ7EsCBExLDEnkVSIApaT1JVTkxVTFVLTEFSSSBZRVLEsE5FIEdFVMSwUkTEsMSexLBOxLBaxLAgU1VOQVJTSU5JWi4KCkVTT0dVIGlzbWluaXppIGfDtm5kZXJpbmluIHlhemFyxLEgdmV5YSBzYWhpYmkgb2xhcmFrIGHDp8Sxa8OnYSB0YW7EsW1sYXlhY2FrdMSxciB2ZSAKYnUgbGlzYW5zxLFuIGl6aW4gdmVyZGnEn2luaW4gZMSxxZ/EsW5kYSBoZXJoYW5naSBiaXIgZGXEn2nFn2lrbGlrIHlhcG1heWFjYWt0xLFyLgo=
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/659/1/10054445.pdf.pdf
File
MD5
bee524dc69a72ba52165a0457fbfbe00
2830814
application/pdf
10054445.pdf.pdf
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/659/3/10054445.pdf.pdf.txt
File
MD5
5a61b32ac723a6c1dc81eb3b4031cf20
224893
text/plain
10054445.pdf.pdf.txt
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/985
2017-02-02T01:00:09Z
com_11684_26
com_11684_2
col_11684_172
Dspace@ESOGU
advisor
Değirmenci, İrfan
author
Saadat, Selva Moheb
department
ESOGÜ, Tıp Fakültesi, Tıbbi Biyoloji
2017-02-01T11:49:00Z
2013-02
http://hdl.handle.net/11684/985
Parkinson Hastalığı (PH), geç-başlangıçlı, ilerleyici karakter gösteren, ailesel ve
sporadik olarak görülebilen nörodejeneratif bir hastalıktır. Beynin substantia nigra (SN)
pars kompakta bölgesinde bulunan dopaminerjik nöronların dejenerasyonu hastalığın
temel özelliğidir, dopaminerjik nöronlarda bulunan hücre-içi protein agregatları (Lewy
cisimcikleri) nöropatolojik olarak PH’nın ayırıcı kriteridir. Parkinson Hastalığı,
Alzheimer hastalığından sonra en sık görülen nörodejeneratif hastalıktır.
Bu hastalık kronik, progresif nörodejeneratif bir hareket hastalığıdır. 65 yaş üstü
yaşlı populasyonda %1 sıklığında görülmektedir. Bazal ganglion ve subkortikal
nükleusların dejenerasyonu sonucu postural reflekslerde azalma, rijidite gibi hareket
bozuklukları ile konuşma, yutma bozuklukları ve kognitif fonksiyonlar, otonomik sinir
sistemi ile ilgili sorunlar ortaya çıkmaktadır.
Son yıllarda yapılan çalışmalarda Parkinsonlu hastaların beyninde demir ve
demir- bağlayıcı protein seviyelerinin arttığı belirtilmiştir. Demir taşımasında yer alan
en önemli proteinlerden biri Divalent metal transporter 1 (DMT1)’dir ve demirin
endojen taşınmasında görevlidir. Postmortem Parkinson hastalarının beyin SN’sinde
DMT1 seviyelerinin önemli ölçüde artış gösterdiği belirlenmiştir. Yapılan literatür
taramaları sonucunda, Parkinson Hastalığı ile Divalent Metal Transporter 1 (DMT1)
Geni Polimorfizmleri arasında bir ilişki olduğu düşünülmektedir. Ancak bu konuda
literatürde çok az bilgiye rastlanmış olup, ülkemizde de bu konu ile ilgili yapılan bir
çalışmaya rastlanılmamıştır. Bu nedenle hem DMT1 polimorfizmi ile parkinson
hastalığı arasında bir ilişki olup olmadığını belirlemek, hem de ilgili polimorfizmin
ülkemizdeki sıklığını belirlemek amacıyla bu tez çalışması planlanmıştır.
Çalışmamız kapsamında 97 Parkinson hastası ile 100 sağlıklı bireyden toplanan
kanlardan DNA izole edildi ve Parkinson Hastalığı ile DMT1 genin olası ilişkisini
araştırmak için, DMT1 geninde tespit edilen 1254T/C ve IVS4 + 44C/A polimorfizmleri
PCR yöntemi ile araştırıldı. Çalışmamız sonucunda, IVS4 + 44C/A polimorfizmi ile Parkinson Hastalığı arasında ilişki bulunamamakla birlikte, 1254T/C polimorfizmindeki
TT genotipinin Parkinson için risk faktörü olduğu belirlenmiştir.
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
Parkinson
Divalent Metal Transporter 1
1254T/C ve IVs4+44C/A Polimorfizmileri
254T/C and IVs4+44C/A Polymorphisms
Parkinson hastalığı ile divalent metal transporter 1 (dmt1) geni polimorfizmleri arasındaki ilişkinin araştırılması
masterThesis
REFHSVRJTSBMSVNBTlNJCgpCdSBsaXNhbnPEsSBpbXphbGF5xLFwIGfDtm5kZXJlcmVrLCBnw7ZuZGVyaW5pemkgZMO8bnlhIMOnYXDEsW5kYSBiYXPEsWzEsSBoYWxkZSwgCmVsZWt0cm9uaWsgb3J0YW1kYSB2ZSBoZXJoYW5naSBiYXNrYSBiaXIga2FuYWxsYSB5ZW5pZGVuIG9sdcWfdHVybWFrLCAKw6dldmlyaXNpbmkgeWFwbWFrIChhxZ9hxJ/EsWRhIHRhbsSxbWxhbmTEscSfxLEgw7x6ZXJlKSB2ZS92ZXlhIGRhxJ/EsXRtYWsgacOnaW4gCkVza2nFn2VoaXIgT3NtYW5nYXppIMOcbml2ZXJzaXRlc2nigJluaW4gKEVTT0dVKSDDtnplbCBvbG1heWFuIGhha2xhcsSxbsSxIGthYnVsIGV0bWnFnyBvbHVyc3VudXouCgpFU09HVSwgZ8O2bmRlcmluaXppbiBpw6dlcmnEn2luaSBkZcSfaXN0aXJtZWRlbiBoZXJoYW5naSBiaXIgCm9ydGFtZGEgZmFya2zEsSBiacOnaW1sZXJkZSBrb3J1bWEgYW1hw6dsxLEgb2xhcmFrIMOnZXZpcmViaWxpci4gCsOWdGUgeWFuZGFuIEVTT0dVLCBnw7x2ZW5saWssIHllZGVrbGVtZSB2ZSBrb3J1bWEgYW1hY8SxeWxhIGJ1IGfDtm5kZXJpbmluIApiaXJkZW4gZmF6bGEga29weWFzxLFuxLEgZWxpbmRlIHR1dGFiaWxpci4gCgpHw7ZuZGVyaW5pbiBzaXplIGFpdCBvcmlqaW5hbCBiaXIgw6dhbGnFn21hIG9sZHXEn3VudSB2ZSBidSBsaXNhbnN0YSBiZWxpcnRpbGVuIApoYWtsYXLEsSBrYWJ1bCBldG1lIGhha2vEsW7EsXogb2xkdcSfdW51IGJlbGlydG1pxZ8gb2x1cnN1bnV6LiBBeW7EsSB6YW1hbmRhIGfDtm5kZXJpbml6aW4sIApiaWxkacSfaW5peiBrYWRhcsSxeWxhLCBraW1zZW5pbiDDtnpsdWsgaGFra8SxbsSxIMOnacSfbmVtZWRpxJ9pbmkgZGUgc3VubXXFnyBvbHVyc3VudXouCgpFxJ9lciBnw7ZuZGVyaSB0ZWxpZiBoYWtrxLFuYSBzYWhpcCBvbHVubWF5YW4gYmlyIG1hdGVyeWFsIGnDp2VyaXlvcnNhLCBvIHphbWFuIAp0ZWxpZiBoYWtrxLEgc2FoaWJpbmRlbiBidSBsaXNhbnMgaWNpbiBnZXJla2xpIG9sYW4gRVNPR1UgaGFrbGFyxLFuxLEga2FidWwgZXRtZWsgCmljaW4ga8Sxc8SxdHPEsXogaXppbiBhbGTEscSfxLFuxLF6xLEgdmUgYnUgdGFyeiDDvMOnw7xuY8O8IGtpxZ9pbGVyIHRhcmFmxLFuZGFuIHNhaGlwIG9sdW5hbiAKbWF0ZXJ5YWxsZXJpbiBnw7ZuZGVyaSBpw6dlcmnEn2kgdmV5YSBtZXRuaSBpw6dlcmlzaW5kZSBhw6dpa8OnYSB0YW7EsW1sYW5kxLHEn8SxbsSxIHZlIAprYWJ1bCBlZGlsZGnEn2luaSBzdW5hcnNpbml6LgoKRcSeRVIgR8OWTkRFUsSwIEVTT0dVIERJxZ5JTkRBIEJBxZ5LQSBCxLBSIEtVUlVMVcWeIFRBUkFGSU5EQU4gREVTVEVLTEVORU4gQsSwUiDDh0FMScWeTUFZQSAKREFZQUxJIMSwU0UsIEJVIFRBUlogQklSIEFOTEHFnk1BIFZFWUEgU8OWWkxFxZ5NRU7EsE4gR0VSRUtUxLBSRMSwxJ7EsCBExLDEnkVSIApaT1JVTkxVTFVLTEFSSSBZRVLEsE5FIEdFVMSwUkTEsMSexLBOxLBaxLAgU1VOQVJTSU5JWi4KCkVTT0dVIGlzbWluaXppIGfDtm5kZXJpbmluIHlhemFyxLEgdmV5YSBzYWhpYmkgb2xhcmFrIGHDp8Sxa8OnYSB0YW7EsW1sYXlhY2FrdMSxciB2ZSAKYnUgbGlzYW5zxLFuIGl6aW4gdmVyZGnEn2luaW4gZMSxxZ/EsW5kYSBoZXJoYW5naSBiaXIgZGXEn2nFn2lrbGlrIHlhcG1heWFjYWt0xLFyLgo=
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/985/1/462312.pdf.pdf
File
MD5
4516c698a67556506d3dca9f616f47d3
3029389
application/pdf
462312.pdf.pdf
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/985/3/462312.pdf.pdf.txt
File
MD5
80c2a9d4c0a3e97977b969e984f42c07
112350
text/plain
462312.pdf.pdf.txt
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/986
2017-02-02T01:00:15Z
com_11684_26
com_11684_2
col_11684_172
Dspace@ESOGU
advisor
Kurt, Hülyam
author
Özdemir, Zeynep
authorID
TR223586
department
ESOGÜ, Tıp Fakültesi, Tıbbi Biyoloji
2017-02-01T11:49:03Z
2013-01
http://hdl.handle.net/11684/986
Şizofreni kişinin ve ailesinin hayatını olumsuz yönde etkileyen ciddi bir toplum
sağlığı sorunudur. Etiyolojisi ve patogenezi tam çözülememiş olmasına rağmen
çevresel genetik faktörlerin şizofreni gelişiminde önemli olduğu belirlenmiştir.
Fibrinolitik sistem fibrin pıhtılarının azaltılması ve uzaklaştırılmasından sorumludur ve
bu olayda plazminojen önemli rol oynar. Plazminojen aktivatör inhibitör 1 (PAI-1)
plazminojen aktivasyonunu inhibe ederek proteolizi ve fibrinolizisi düzenler. PAI-1
seviyesindeki artış fibrinolitik aktivitenin artışına neden olmaktadır. PAI–1 düzeyindeki
artışın bu genin promotor bölgesinde -675’de yer alan 4G/5G polimorfizmine neden
olan 4G aleli ile ilişkilendirilmiştir. Kan koagülasyon faktörleri ve şizofreni arasında
muhtemel bir ilişki olmakla birlikte, akut ve kronik şizofreni hastalarında plazminojen
seviyesinin azaldığı ve bu hastalarda stres bağımlı trombozların PAI-1 tarafından regüle
edildiği gösterilmiştir.
Bu çalışma şizofreni hastalarında plazminojen aktivatör inhibitör tip-1 (PAI-1)
geni 4G/5G polimorfizm sıklığını belirleyerek bunun şizofreni gelişiminde genetik
yatkınlık yönünden ilişkili olup olmadığını araştırmak amacıyla planlandı.
Çalışmada; Şizofreni tanısı konan 100 hasta ve 50 sağlıklı bireyden alınan venöz
kan örneklerinden tuz-ekstraksiyon yöntemi kullanılarak elde edilen genomik DNA
analiz edildi. PCR metodu ile PAI-1 geni 4G/5G baz çiftleri ilgili primerler kullanılarak
çoğaltıldı. PCR ile çoğaltılan örnekler PAI-1 ürünü için %2’lik agaroz jel
elektroforezinde yürütülerek, CCD (Charge Coupled Device) kamera ile değerlendirildi.
4G primeri ile 139 bç de bant verenler 4G homozigot, 5G primeri ile 139 bç de bant
verenler 5G homozigot, her ikisinde de bant verenler 4G/5G heterozigot olarak
belirlendi.
Çalışma sonunda bulgularımız, PAI-1 geni genotipleri ile hastalık arasında
istatistiksel olarak anlamlılık olduğunu göstermekle birlikte, alel frekansı ile hastalık
arasında anlamlı bir ilişki bulunmadığını göstermektedir. Şizofreni oluşumu, çevresel etkenler ve diğer genlerin etkileşimi ile birlikte birçok genetik varyantın katkısının
olabileceği çok etkenli bir durumu açıklar. Bu nedenle, polimorfizm çalışmalarının
geniş popülasyonlarda daha anlamlı sonuçlar verdiği bilgisine dayanarak, hasta
sayısının artırılması ve gen bölgesi ile ilgili diğer polimorfizmlerin de çalışılması,
böylece çeşitli toplumlardan elde edilecek farklı bulguların şizofreni ile PAI-1 geni
4G/5G polimorfizmi etkileşimlerini açıklamak için gerekli olduğunu düşünmekteyiz.
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
Şizofreni
PAI-1 Geni
4G/5G Polimorfizmi
Schizophrenia
PAI-1 Gene
4G/5G Polymorphism
Şizofreni hastalığı ile plazminojen aktivatör inhibitör-1 geni (pai-1) 4g/5g polimorfizmi arasındaki ilişkinin araştırılması
masterThesis
REFHSVRJTSBMSVNBTlNJCgpCdSBsaXNhbnPEsSBpbXphbGF5xLFwIGfDtm5kZXJlcmVrLCBnw7ZuZGVyaW5pemkgZMO8bnlhIMOnYXDEsW5kYSBiYXPEsWzEsSBoYWxkZSwgCmVsZWt0cm9uaWsgb3J0YW1kYSB2ZSBoZXJoYW5naSBiYXNrYSBiaXIga2FuYWxsYSB5ZW5pZGVuIG9sdcWfdHVybWFrLCAKw6dldmlyaXNpbmkgeWFwbWFrIChhxZ9hxJ/EsWRhIHRhbsSxbWxhbmTEscSfxLEgw7x6ZXJlKSB2ZS92ZXlhIGRhxJ/EsXRtYWsgacOnaW4gCkVza2nFn2VoaXIgT3NtYW5nYXppIMOcbml2ZXJzaXRlc2nigJluaW4gKEVTT0dVKSDDtnplbCBvbG1heWFuIGhha2xhcsSxbsSxIGthYnVsIGV0bWnFnyBvbHVyc3VudXouCgpFU09HVSwgZ8O2bmRlcmluaXppbiBpw6dlcmnEn2luaSBkZcSfaXN0aXJtZWRlbiBoZXJoYW5naSBiaXIgCm9ydGFtZGEgZmFya2zEsSBiacOnaW1sZXJkZSBrb3J1bWEgYW1hw6dsxLEgb2xhcmFrIMOnZXZpcmViaWxpci4gCsOWdGUgeWFuZGFuIEVTT0dVLCBnw7x2ZW5saWssIHllZGVrbGVtZSB2ZSBrb3J1bWEgYW1hY8SxeWxhIGJ1IGfDtm5kZXJpbmluIApiaXJkZW4gZmF6bGEga29weWFzxLFuxLEgZWxpbmRlIHR1dGFiaWxpci4gCgpHw7ZuZGVyaW5pbiBzaXplIGFpdCBvcmlqaW5hbCBiaXIgw6dhbGnFn21hIG9sZHXEn3VudSB2ZSBidSBsaXNhbnN0YSBiZWxpcnRpbGVuIApoYWtsYXLEsSBrYWJ1bCBldG1lIGhha2vEsW7EsXogb2xkdcSfdW51IGJlbGlydG1pxZ8gb2x1cnN1bnV6LiBBeW7EsSB6YW1hbmRhIGfDtm5kZXJpbml6aW4sIApiaWxkacSfaW5peiBrYWRhcsSxeWxhLCBraW1zZW5pbiDDtnpsdWsgaGFra8SxbsSxIMOnacSfbmVtZWRpxJ9pbmkgZGUgc3VubXXFnyBvbHVyc3VudXouCgpFxJ9lciBnw7ZuZGVyaSB0ZWxpZiBoYWtrxLFuYSBzYWhpcCBvbHVubWF5YW4gYmlyIG1hdGVyeWFsIGnDp2VyaXlvcnNhLCBvIHphbWFuIAp0ZWxpZiBoYWtrxLEgc2FoaWJpbmRlbiBidSBsaXNhbnMgaWNpbiBnZXJla2xpIG9sYW4gRVNPR1UgaGFrbGFyxLFuxLEga2FidWwgZXRtZWsgCmljaW4ga8Sxc8SxdHPEsXogaXppbiBhbGTEscSfxLFuxLF6xLEgdmUgYnUgdGFyeiDDvMOnw7xuY8O8IGtpxZ9pbGVyIHRhcmFmxLFuZGFuIHNhaGlwIG9sdW5hbiAKbWF0ZXJ5YWxsZXJpbiBnw7ZuZGVyaSBpw6dlcmnEn2kgdmV5YSBtZXRuaSBpw6dlcmlzaW5kZSBhw6dpa8OnYSB0YW7EsW1sYW5kxLHEn8SxbsSxIHZlIAprYWJ1bCBlZGlsZGnEn2luaSBzdW5hcnNpbml6LgoKRcSeRVIgR8OWTkRFUsSwIEVTT0dVIERJxZ5JTkRBIEJBxZ5LQSBCxLBSIEtVUlVMVcWeIFRBUkFGSU5EQU4gREVTVEVLTEVORU4gQsSwUiDDh0FMScWeTUFZQSAKREFZQUxJIMSwU0UsIEJVIFRBUlogQklSIEFOTEHFnk1BIFZFWUEgU8OWWkxFxZ5NRU7EsE4gR0VSRUtUxLBSRMSwxJ7EsCBExLDEnkVSIApaT1JVTkxVTFVLTEFSSSBZRVLEsE5FIEdFVMSwUkTEsMSexLBOxLBaxLAgU1VOQVJTSU5JWi4KCkVTT0dVIGlzbWluaXppIGfDtm5kZXJpbmluIHlhemFyxLEgdmV5YSBzYWhpYmkgb2xhcmFrIGHDp8Sxa8OnYSB0YW7EsW1sYXlhY2FrdMSxciB2ZSAKYnUgbGlzYW5zxLFuIGl6aW4gdmVyZGnEn2luaW4gZMSxxZ/EsW5kYSBoZXJoYW5naSBiaXIgZGXEn2nFn2lrbGlrIHlhcG1heWFjYWt0xLFyLgo=
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/986/1/462212.pdf.pdf
File
MD5
20a62109ef736d1fe50f7e6ef8a030bb
3204897
application/pdf
462212.pdf.pdf
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/986/3/462212.pdf.pdf.txt
File
MD5
843b954e5f7e50eb88cbb6b07cd18424
113878
text/plain
462212.pdf.pdf.txt
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1079
2017-08-22T00:00:18Z
com_11684_26
com_11684_2
col_11684_172
Dspace@ESOGU
advisor
Değirmenci, İrfan
author
Işık, Musap
department
ESOGÜ, Tıp Fakültesi, Tıbbi Biyoloji
2017-08-21T12:17:53Z
2016-12
http://hdl.handle.net/11684/1079
Bu çalışmada sıçanlarda deneysel stres modeli ile indüklenen gastrik lezyonlara karşı probiyotik Lactobacillus rhamnosus GG (ATCC 53103)’ nin koruyucu etkileri araştırılmıştır.
Bu çalışmada sağlıklı, 8-9 aylık ve ortalama 420 gr ağırlığında Wistar albino erkek sıçanlar arasından rastgele seçimle her birinde n=7’şer sıçan olmak üzere toplam 6 grupta toplam 42 adet sıçan kullanılmıştır. Sıçanlar Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıbbi ve Cerrahi Araştırma Merkezi’nden alınmıştır. Deneysel çalışmalar Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı’nda yapılmıştır. Sıçanların uyum sağlaması açısından 1 hafta beklenmiştir. Uygulamalar süresince tüm deney hayvanları 12/12 aydınlık/ karanlık ışıklandırması olan, sıcaklığı (22± 2 C) ve nemi (%45- 50) optimize edilmiş odalarda, polikarbonat şeffaf kafeslerde standart pellet yem ile beslenip çeşme suyu verilerek yaşatılmıştır.
Kontrol ve stres grubuna oral yolla 1 hafta boyunca serum fizyolojik (1 ml/gün) verildi. Pantoprazol grununa oral yolla 1 hafta boyunca 4mg/ml/gün pantoprazol verildi. M1 grubuna 3x108 cfu/ml, M5 grubuna 15x108 cfu/ml, M10 grubuna 30x108 cfu/ml dozda Lactobacillus rhamnosus GG oral yolla günde 1 defa 1 hafta boyunca verildi. Kontrol grubunda deney hayvanları 8. gün etik kurallar dahilinde eter anestezisi altında bayıltıldı, intrakardiyak yolla kalpten kan alındı ve bu yolla sakrifiye edildi ve diseksiyon gerçekleştirildi. Kontrol grubu dışındaki tüm gruplar 8. gün 24 saat aç bırakıldı ancak su verilmeye devam edildi, 23. saatin sonunda su verimi durduruldu. 9. gün sıçanlar tel kafesler içinde hareket etmeyecek şekilde (soğuk + immobilizasyon) + 4 oC’de 4 saat tutularak stres ülseri yapıldı ve sonra sıçanlar etik kurallar dahilinde eter anestezisi altında bayıltıldı, intrakardiyak yolla kalpten kan alındı ve bu yolla sakrifiye edildi ve diseksiyon gerçekleştirildi.
Mide dokusunda ülserleşme oranı stres grubunda yüksek oranda (83.5±18.42 mm2) bulunurken M5 grubunda (5.03±4.62 mm2) kontrol grubuna yakın değerde bulundu. Stres grubundaki asidik pH değerini (3.26±0.71) M5 grubunda Lactobacillus rhamnosus GG bakterisinin azalttığı (4.75±1.60) görülmüştür. Serumda glukokortikoid (GK) seviyesi stres grubunda (45.76±14.50 ng/L) pantoprazol grubuna göre (26.47±4.84 ng/L) önemli düzeyde yüksek oranda görülmüştür. Mide dokusunda katalaz (KAT), süperoksit dismutaz (SOD) ve malondialdehit (MDA) seviyelerinde kontrol grubuna göre önemli bir değişiklik gözlenmemiştir. Glutatyon peroksidaz (GSH-Px) seviyesinin pantoprazol grubuna (50.04±9.21 U/ml) göre stres (76.52±10.62 U/ml) ve M5 grubunda (76.54±20.37 U/ml) önemli düzeyde yüksek oranda olduğu görülmüştür. Nitrik oksit (NO) seviyesinin M5 grubunda (43.01±8.76 μmol/L) pantoprazol grubuna (24.08±1.21 μmol/L) göre önemli düzeyde yüksek oranda olduğu görülmüştür. Midenin epitel dokusunda yoğun hücresel hasar stres grubunda bulunurken kontrol grubuna kıyasla midenin epitel dokusunda en az hücresel hasar M5 grubunda görülmüştür. Kontrol grubu ve M5 grubuna ait mide preparatlarında benzer oranda mast hücreleri izlenirken, stres grubunda, kontrol grubu ve M5 grubuna oranla daha fazla sayıda mast hücresi izlenmiştir. Bu çalışmada stres kaynaklı ülseri önlemede Lactobacillus rhamnosus GG (ATCC 53103) bakterisinin kullanılabileceği gösterilmiştir.
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
Stres
Ülser
Probiyotik
Laktobasillus
Oksidatif Stres
Antioksidan
Stress
Ulcer
Probiotic
Lactobacillus
Oxidative Stress
Antioxidant
Deneysel stres modeliyle indüklenen gastrik lezyonlara karşı lactobacillus rhamnosus’un koruyucu etkilerinin araştırılması
masterThesis
REFHSVRJTSBMSVNBTlNJCgpCdSBsaXNhbnPEsSBpbXphbGF5xLFwIGfDtm5kZXJlcmVrLCBnw7ZuZGVyaW5pemkgZMO8bnlhIMOnYXDEsW5kYSBiYXPEsWzEsSBoYWxkZSwgCmVsZWt0cm9uaWsgb3J0YW1kYSB2ZSBoZXJoYW5naSBiYXNrYSBiaXIga2FuYWxsYSB5ZW5pZGVuIG9sdcWfdHVybWFrLCAKw6dldmlyaXNpbmkgeWFwbWFrIChhxZ9hxJ/EsWRhIHRhbsSxbWxhbmTEscSfxLEgw7x6ZXJlKSB2ZS92ZXlhIGRhxJ/EsXRtYWsgacOnaW4gCkVza2nFn2VoaXIgT3NtYW5nYXppIMOcbml2ZXJzaXRlc2nigJluaW4gKEVTT0dVKSDDtnplbCBvbG1heWFuIGhha2xhcsSxbsSxIGthYnVsIGV0bWnFnyBvbHVyc3VudXouCgpFU09HVSwgZ8O2bmRlcmluaXppbiBpw6dlcmnEn2luaSBkZcSfaXN0aXJtZWRlbiBoZXJoYW5naSBiaXIgCm9ydGFtZGEgZmFya2zEsSBiacOnaW1sZXJkZSBrb3J1bWEgYW1hw6dsxLEgb2xhcmFrIMOnZXZpcmViaWxpci4gCsOWdGUgeWFuZGFuIEVTT0dVLCBnw7x2ZW5saWssIHllZGVrbGVtZSB2ZSBrb3J1bWEgYW1hY8SxeWxhIGJ1IGfDtm5kZXJpbmluIApiaXJkZW4gZmF6bGEga29weWFzxLFuxLEgZWxpbmRlIHR1dGFiaWxpci4gCgpHw7ZuZGVyaW5pbiBzaXplIGFpdCBvcmlqaW5hbCBiaXIgw6dhbGnFn21hIG9sZHXEn3VudSB2ZSBidSBsaXNhbnN0YSBiZWxpcnRpbGVuIApoYWtsYXLEsSBrYWJ1bCBldG1lIGhha2vEsW7EsXogb2xkdcSfdW51IGJlbGlydG1pxZ8gb2x1cnN1bnV6LiBBeW7EsSB6YW1hbmRhIGfDtm5kZXJpbml6aW4sIApiaWxkacSfaW5peiBrYWRhcsSxeWxhLCBraW1zZW5pbiDDtnpsdWsgaGFra8SxbsSxIMOnacSfbmVtZWRpxJ9pbmkgZGUgc3VubXXFnyBvbHVyc3VudXouCgpFxJ9lciBnw7ZuZGVyaSB0ZWxpZiBoYWtrxLFuYSBzYWhpcCBvbHVubWF5YW4gYmlyIG1hdGVyeWFsIGnDp2VyaXlvcnNhLCBvIHphbWFuIAp0ZWxpZiBoYWtrxLEgc2FoaWJpbmRlbiBidSBsaXNhbnMgaWNpbiBnZXJla2xpIG9sYW4gRVNPR1UgaGFrbGFyxLFuxLEga2FidWwgZXRtZWsgCmljaW4ga8Sxc8SxdHPEsXogaXppbiBhbGTEscSfxLFuxLF6xLEgdmUgYnUgdGFyeiDDvMOnw7xuY8O8IGtpxZ9pbGVyIHRhcmFmxLFuZGFuIHNhaGlwIG9sdW5hbiAKbWF0ZXJ5YWxsZXJpbiBnw7ZuZGVyaSBpw6dlcmnEn2kgdmV5YSBtZXRuaSBpw6dlcmlzaW5kZSBhw6dpa8OnYSB0YW7EsW1sYW5kxLHEn8SxbsSxIHZlIAprYWJ1bCBlZGlsZGnEn2luaSBzdW5hcnNpbml6LgoKRcSeRVIgR8OWTkRFUsSwIEVTT0dVIERJxZ5JTkRBIEJBxZ5LQSBCxLBSIEtVUlVMVcWeIFRBUkFGSU5EQU4gREVTVEVLTEVORU4gQsSwUiDDh0FMScWeTUFZQSAKREFZQUxJIMSwU0UsIEJVIFRBUlogQklSIEFOTEHFnk1BIFZFWUEgU8OWWkxFxZ5NRU7EsE4gR0VSRUtUxLBSRMSwxJ7EsCBExLDEnkVSIApaT1JVTkxVTFVLTEFSSSBZRVLEsE5FIEdFVMSwUkTEsMSexLBOxLBaxLAgU1VOQVJTSU5JWi4KCkVTT0dVIGlzbWluaXppIGfDtm5kZXJpbmluIHlhemFyxLEgdmV5YSBzYWhpYmkgb2xhcmFrIGHDp8Sxa8OnYSB0YW7EsW1sYXlhY2FrdMSxciB2ZSAKYnUgbGlzYW5zxLFuIGl6aW4gdmVyZGnEn2luaW4gZMSxxZ/EsW5kYSBoZXJoYW5naSBiaXIgZGXEn2nFn2lrbGlrIHlhcG1heWFjYWt0xLFyLgo=
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/1079/1/10133745+%281%29.pdf
File
MD5
db6c2b3feb7de31d7fced407fc2323a3
4696930
application/pdf
10133745 (1).pdf
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/1079/3/10133745+%281%29.pdf.txt
File
MD5
befeb3d2a498845e4ce6cdbb8b6dd6f7
309129
text/plain
10133745 (1).pdf.txt
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1261
2018-01-10T01:00:28Z
com_11684_26
com_11684_2
col_11684_172
Dspace@ESOGU
advisor
Coşan, Didem Turgut
author
Çalış, İbrahim Uğur
authorID
TR100766
department
ESOGÜ, Tıp Fakültesi, Tıbbi Biyoloji
2018-01-09T07:46:07Z
2016-01
http://hdl.handle.net/11684/1261
Sfingomyelin (SM), seramid, sfingozin ve sfingozin-1-fosfat (S1P) gibi hücre zarının akışkanlığının düzenlenmesinde önemli yapısal rol oynayan sfingoid tabanlı lipit ailesinin üyeleri olan sfingolipidler kanserin çeşitli aşamalarında etkili olmaktadır.
Meme kanseri kadınlar arasında görülen en ölümcül kanserlerden biridir. Kanserin metastazı meme kanserli hastalarda kötü prognoz için önemli bir nedendir. Kanser, etrafını saran dokunun parçalanmasıyla kolaylaşan bölgesel invazyon, hücrelerin primer tümörden ayrılması, dolaşım (kan ve lenf) içine girmesi, ekstravazasyon, tekrar tutunma ve son olarak da anjiyogez gibi hücresel davranışların karmaşık serilerinden oluşur.
Bu tezde kullanılan MCF-7 ve MDA-MB-231 hücreleri farklı karakterlere sahip hücrelerdir. Bu hücrelerden MCF-7 hücreleri östrojen duyarlı ve zayıf invaziv, diğer hücre dizisi MDA-MB-231 hücreleri ise östrojen duyarsız ve güçlü invaziv hücrelerdir. Bu farklı özellikleri nedeniyle, MCF-7 ve MDA-MB-231 hücreleri normal meme kanseri ve metastatik meme kanseri için model olarak seçilmiştir. Araştırmada MCF-7 ve MDA-MB-231 hücrelerinden 5’er grup oluşturuldu. Kontrol, non-target (hedefe yönelik olmayan siRNA, NT), S1P1’i susturulan grup, S1P3’ü susturulan grup ve S1P1 ile S1P3’ü birlikte susturulan gruplarda, uygulamanın 24,48 ve 72. saatlerindeki hücrelerin çoğalma (proliferasyon), tutunma (adezyon), canlılık (viability) ve lateral motiliteleri belirlendi.
MCF-7 ve MDA-MB-231 hücrelerinde tüm saatlerde S1P1 ile S1P3’ün tek tek ve birlikte susturması ile gruplardaki hücrelerin % canlılığının azaldığı gözlendi. MCF-7 hücrelerinin proliferasyonunda önemli bir değişiklik belirlenmezken, MDA-MB-231 hücrelerinin proliferasyonunda S1P1 ile S1P3’ü birlikte susturulduğu grupta istatistiksel olarak anlamlı azalmalar tespit edildi. MCF-7 hücrelerinin adezyonunda S1P1 ile S1P3’ü birlikte susturulduğu grupta azalma gözlenirken, MDA-MB-231 hücrelerinde S1P1 ile S1P3’ü birlikte susturulduğu grup adezyonu artırmıştır. MCF-7 ve MDA-MB-231 hücrelerinin lateral motilitesi her iki hücrede her saatte S1P1’in, S1P3’ün ve S1P1 ile S1P3’ü birlikte susturulan gruplarda istatistiksel olarak azalttı.S1P ve reseptörlerinin kanser ilerlemesi ve metastazında kritik rolleri vardır. Meme kanserinde bu moleküller arasındaki etkileşim, hasta sağkalım oranının düşmesi ve ilaç direnci gelişiminden sorumlu tutulmaktadır. Bu ilişkinin anlaşılmasıyla S1P ve reseptörlerini inhibe edici yeni terapötik ajanların keşfi kanser ve metastazına karşı yeni terapötik stratejiler için fırsat sunabilecektir.
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
S1P
S1P1
S1P3
siRNA
Meme Kanseri
MDA-MB-231
MCF-7
Breast Cancer
Meme kanserinin metastazında sfingozin 1-fosfat ve reseptörlerinin rolü
masterThesis
REFHSVRJTSBMSVNBTlNJCgpCdSBsaXNhbnPEsSBpbXphbGF5xLFwIGfDtm5kZXJlcmVrLCBnw7ZuZGVyaW5pemkgZMO8bnlhIMOnYXDEsW5kYSBiYXPEsWzEsSBoYWxkZSwgCmVsZWt0cm9uaWsgb3J0YW1kYSB2ZSBoZXJoYW5naSBiYXNrYSBiaXIga2FuYWxsYSB5ZW5pZGVuIG9sdcWfdHVybWFrLCAKw6dldmlyaXNpbmkgeWFwbWFrIChhxZ9hxJ/EsWRhIHRhbsSxbWxhbmTEscSfxLEgw7x6ZXJlKSB2ZS92ZXlhIGRhxJ/EsXRtYWsgacOnaW4gCkVza2nFn2VoaXIgT3NtYW5nYXppIMOcbml2ZXJzaXRlc2nigJluaW4gKEVTT0dVKSDDtnplbCBvbG1heWFuIGhha2xhcsSxbsSxIGthYnVsIGV0bWnFnyBvbHVyc3VudXouCgpFU09HVSwgZ8O2bmRlcmluaXppbiBpw6dlcmnEn2luaSBkZcSfaXN0aXJtZWRlbiBoZXJoYW5naSBiaXIgCm9ydGFtZGEgZmFya2zEsSBiacOnaW1sZXJkZSBrb3J1bWEgYW1hw6dsxLEgb2xhcmFrIMOnZXZpcmViaWxpci4gCsOWdGUgeWFuZGFuIEVTT0dVLCBnw7x2ZW5saWssIHllZGVrbGVtZSB2ZSBrb3J1bWEgYW1hY8SxeWxhIGJ1IGfDtm5kZXJpbmluIApiaXJkZW4gZmF6bGEga29weWFzxLFuxLEgZWxpbmRlIHR1dGFiaWxpci4gCgpHw7ZuZGVyaW5pbiBzaXplIGFpdCBvcmlqaW5hbCBiaXIgw6dhbGnFn21hIG9sZHXEn3VudSB2ZSBidSBsaXNhbnN0YSBiZWxpcnRpbGVuIApoYWtsYXLEsSBrYWJ1bCBldG1lIGhha2vEsW7EsXogb2xkdcSfdW51IGJlbGlydG1pxZ8gb2x1cnN1bnV6LiBBeW7EsSB6YW1hbmRhIGfDtm5kZXJpbml6aW4sIApiaWxkacSfaW5peiBrYWRhcsSxeWxhLCBraW1zZW5pbiDDtnpsdWsgaGFra8SxbsSxIMOnacSfbmVtZWRpxJ9pbmkgZGUgc3VubXXFnyBvbHVyc3VudXouCgpFxJ9lciBnw7ZuZGVyaSB0ZWxpZiBoYWtrxLFuYSBzYWhpcCBvbHVubWF5YW4gYmlyIG1hdGVyeWFsIGnDp2VyaXlvcnNhLCBvIHphbWFuIAp0ZWxpZiBoYWtrxLEgc2FoaWJpbmRlbiBidSBsaXNhbnMgaWNpbiBnZXJla2xpIG9sYW4gRVNPR1UgaGFrbGFyxLFuxLEga2FidWwgZXRtZWsgCmljaW4ga8Sxc8SxdHPEsXogaXppbiBhbGTEscSfxLFuxLF6xLEgdmUgYnUgdGFyeiDDvMOnw7xuY8O8IGtpxZ9pbGVyIHRhcmFmxLFuZGFuIHNhaGlwIG9sdW5hbiAKbWF0ZXJ5YWxsZXJpbiBnw7ZuZGVyaSBpw6dlcmnEn2kgdmV5YSBtZXRuaSBpw6dlcmlzaW5kZSBhw6dpa8OnYSB0YW7EsW1sYW5kxLHEn8SxbsSxIHZlIAprYWJ1bCBlZGlsZGnEn2luaSBzdW5hcnNpbml6LgoKRcSeRVIgR8OWTkRFUsSwIEVTT0dVIERJxZ5JTkRBIEJBxZ5LQSBCxLBSIEtVUlVMVcWeIFRBUkFGSU5EQU4gREVTVEVLTEVORU4gQsSwUiDDh0FMScWeTUFZQSAKREFZQUxJIMSwU0UsIEJVIFRBUlogQklSIEFOTEHFnk1BIFZFWUEgU8OWWkxFxZ5NRU7EsE4gR0VSRUtUxLBSRMSwxJ7EsCBExLDEnkVSIApaT1JVTkxVTFVLTEFSSSBZRVLEsE5FIEdFVMSwUkTEsMSexLBOxLBaxLAgU1VOQVJTSU5JWi4KCkVTT0dVIGlzbWluaXppIGfDtm5kZXJpbmluIHlhemFyxLEgdmV5YSBzYWhpYmkgb2xhcmFrIGHDp8Sxa8OnYSB0YW7EsW1sYXlhY2FrdMSxciB2ZSAKYnUgbGlzYW5zxLFuIGl6aW4gdmVyZGnEn2luaW4gZMSxxZ/EsW5kYSBoZXJoYW5naSBiaXIgZGXEn2nFn2lrbGlrIHlhcG1heWFjYWt0xLFyLgo=
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/1261/1/10100310.pdf
File
MD5
a05a5af339e92678b3240e862dc3c4f1
4021715
application/pdf
10100310.pdf
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/1261/3/10100310.pdf.txt
File
MD5
7ed0f746d63194740e1ffd4905cc76b4
142024
text/plain
10100310.pdf.txt
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/1808
2021-03-05T01:00:18Z
com_11684_26
com_11684_2
col_11684_172
Dspace@ESOGU
author
Şimşek, Cansu
department
ESOGÜ, Sağlık Bilimleri Enstitüsü
2021-03-04T10:10:22Z
2005
http://hdl.handle.net/11684/1808
Tip II diyabet artmış mortalite ve morbidite ile ilişkili önemli bir hastalıktır. Bu metabolik hastalık hedef dokulardaki insulin rezistansı ve pankreatik insulin salgılanmasındaki bozuklukların bir sonucudur. Diabetes mellitusun (DM) patogenezinde oksidatif stres de önemli bir role sahiptir.
Bu çalışmanın amacı, STZ-NA ile oluşturulan tip II diyabetik sıçanlarda, Stevia rebaudiana Bertoni yaprak ekstresi (SrB) ve N-Nitro-L-Arginin (L-NNA) ’in trigliserit, kolesterol ve HbA1c gibi biyokimyasal parametrelere, kan glukoz seviyesine ve diyabetin erken evresinde meydana gelen renal filtrasyondaki değişiklikleri belirlemekti. Bu çalışmada 2-3 aylık dişi Sprague-Dawley sıçanları kullanıldı. Her bir grupta 12 sıçan bulunan 7 grup oluşturuldu. Bu grupların 3’ü kontrol, 4’ü deney grubu olarak düzenlendi. Dört grupta, streptozotozin (STZ) ve nikotinamid’in (NA) sistemik olarak uygulanması ile diyabet uyarıldı. Diyabetin uyarılmasından 5-8 hafta sonra deneye başlandı. On beş gün boyunca diyabetik gruplar SrB, L-NNA ve SrB + L-NNA ile tedavi edildi. Deneyden sonra, eter anestezisi altında, karaciğer, pankreas ve böbrek dokuları, idrar ve kan örnekleri uygun teknikler kullanılarak toplandı.
Renal filtrasyondaki değişiklikler, idrar pH, idrar hacmi, serum kreatinin, idrar kreatinin ve kreatinin klerensi analiziyle belirlendi. Hücresel antioksidan savunma sistemindeki deşiklikler, glutatyon peroksidaz (GPx), süperoksit dismutaz (SOD) ve katalaz (CAT) gibi antioksidan enzimlerin eritrosit hemolizatında ölçülmesiyle belirlendi. Bununla birlikte serumda nitrik oksit sentaz (NOS) ve lipit peroksidasyonunun bir göstergesi olarak eritrosit hemolizatında malondialdehit (MDA) seviyesi ölçüldü.
Sonuçlarımız, uzun yıllardır Brezilya, Paraguay ve Hindistan’da diyabet tedavisinde kullanılan SrB bitkisinin, kan glukoz konsantrasyonunu düşürerek, renal filtrasyondaki değişiklikler, kan ve serum parametleri ve histolojik yapı üzerine olumlu etkilerinin olduğunu göstermiştir. L-NNA ise benzer etkilere sahip olmakla birlikte etkisi SrB’ye göre daha düşüktür.
Bu bulgular, SrB tedavisinin diyabette pankreatik - hücre bütünlüğünü koruyarak ve oksidatif stresi azaltarak koruyucu etkiye sahip olduğunu gösterir.
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
Tip II Diyabet
Nitrik Oksit Sentaz
Stevia rebaudiana Bertoni
N-Nitro L-Arginin
Stevia rebaudiana bertoni ekstresi ve N-nitro-L-arginin L-NNA' in deneysel diyabet ve nitrik oksit sentaz üzerine etkileri
masterThesis
REFHSVRJTSBMSVNBTlNJCgpCdSBsaXNhbnPEsSBpbXphbGF5xLFwIGfDtm5kZXJlcmVrLCBnw7ZuZGVyaW5pemkgZMO8bnlhIMOnYXDEsW5kYSBiYXPEsWzEsSBoYWxkZSwgCmVsZWt0cm9uaWsgb3J0YW1kYSB2ZSBoZXJoYW5naSBiYXNrYSBiaXIga2FuYWxsYSB5ZW5pZGVuIG9sdcWfdHVybWFrLCAKw6dldmlyaXNpbmkgeWFwbWFrIChhxZ9hxJ/EsWRhIHRhbsSxbWxhbmTEscSfxLEgw7x6ZXJlKSB2ZS92ZXlhIGRhxJ/EsXRtYWsgacOnaW4gCkVza2nFn2VoaXIgT3NtYW5nYXppIMOcbml2ZXJzaXRlc2nigJluaW4gKEVTT0dVKSDDtnplbCBvbG1heWFuIGhha2xhcsSxbsSxIGthYnVsIGV0bWnFnyBvbHVyc3VudXouCgpFU09HVSwgZ8O2bmRlcmluaXppbiBpw6dlcmnEn2luaSBkZcSfaXN0aXJtZWRlbiBoZXJoYW5naSBiaXIgCm9ydGFtZGEgZmFya2zEsSBiacOnaW1sZXJkZSBrb3J1bWEgYW1hw6dsxLEgb2xhcmFrIMOnZXZpcmViaWxpci4gCsOWdGUgeWFuZGFuIEVTT0dVLCBnw7x2ZW5saWssIHllZGVrbGVtZSB2ZSBrb3J1bWEgYW1hY8SxeWxhIGJ1IGfDtm5kZXJpbmluIApiaXJkZW4gZmF6bGEga29weWFzxLFuxLEgZWxpbmRlIHR1dGFiaWxpci4gCgpHw7ZuZGVyaW5pbiBzaXplIGFpdCBvcmlqaW5hbCBiaXIgw6dhbGnFn21hIG9sZHXEn3VudSB2ZSBidSBsaXNhbnN0YSBiZWxpcnRpbGVuIApoYWtsYXLEsSBrYWJ1bCBldG1lIGhha2vEsW7EsXogb2xkdcSfdW51IGJlbGlydG1pxZ8gb2x1cnN1bnV6LiBBeW7EsSB6YW1hbmRhIGfDtm5kZXJpbml6aW4sIApiaWxkacSfaW5peiBrYWRhcsSxeWxhLCBraW1zZW5pbiDDtnpsdWsgaGFra8SxbsSxIMOnacSfbmVtZWRpxJ9pbmkgZGUgc3VubXXFnyBvbHVyc3VudXouCgpFxJ9lciBnw7ZuZGVyaSB0ZWxpZiBoYWtrxLFuYSBzYWhpcCBvbHVubWF5YW4gYmlyIG1hdGVyeWFsIGnDp2VyaXlvcnNhLCBvIHphbWFuIAp0ZWxpZiBoYWtrxLEgc2FoaWJpbmRlbiBidSBsaXNhbnMgaWNpbiBnZXJla2xpIG9sYW4gRVNPR1UgaGFrbGFyxLFuxLEga2FidWwgZXRtZWsgCmljaW4ga8Sxc8SxdHPEsXogaXppbiBhbGTEscSfxLFuxLF6xLEgdmUgYnUgdGFyeiDDvMOnw7xuY8O8IGtpxZ9pbGVyIHRhcmFmxLFuZGFuIHNhaGlwIG9sdW5hbiAKbWF0ZXJ5YWxsZXJpbiBnw7ZuZGVyaSBpw6dlcmnEn2kgdmV5YSBtZXRuaSBpw6dlcmlzaW5kZSBhw6dpa8OnYSB0YW7EsW1sYW5kxLHEn8SxbsSxIHZlIAprYWJ1bCBlZGlsZGnEn2luaSBzdW5hcnNpbml6LgoKRcSeRVIgR8OWTkRFUsSwIEVTT0dVIERJxZ5JTkRBIEJBxZ5LQSBCxLBSIEtVUlVMVcWeIFRBUkFGSU5EQU4gREVTVEVLTEVORU4gQsSwUiDDh0FMScWeTUFZQSAKREFZQUxJIMSwU0UsIEJVIFRBUlogQklSIEFOTEHFnk1BIFZFWUEgU8OWWkxFxZ5NRU7EsE4gR0VSRUtUxLBSRMSwxJ7EsCBExLDEnkVSIApaT1JVTkxVTFVLTEFSSSBZRVLEsE5FIEdFVMSwUkTEsMSexLBOxLBaxLAgU1VOQVJTSU5JWi4KCkVTT0dVIGlzbWluaXppIGfDtm5kZXJpbmluIHlhemFyxLEgdmV5YSBzYWhpYmkgb2xhcmFrIGHDp8Sxa8OnYSB0YW7EsW1sYXlhY2FrdMSxciB2ZSAKYnUgbGlzYW5zxLFuIGl6aW4gdmVyZGnEn2luaW4gZMSxxZ/EsW5kYSBoZXJoYW5naSBiaXIgZGXEn2nFn2lrbGlrIHlhcG1heWFjYWt0xLFyLgo=
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/1808/1/stevia+rebaudiana+bertoni+bitki+eksteri+ve+L-NNAn%C4%B1n+deneysel+diyabet+ve+NOS+%C3%BCzerine+etkisi.doc
File
MD5
233c009cefe93a55e7d9e1c6e660d11a
48024576
application/msword
stevia rebaudiana bertoni bitki eksteri ve L-NNAnın deneysel diyabet ve NOS üzerine etkisi.doc
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/1808/3/stevia+rebaudiana+bertoni+bitki+eksteri+ve+L-NNAn%C4%B1n+deneysel+diyabet+ve+NOS+%C3%BCzerine+etkisi.doc.txt
File
MD5
e132f103e9ed9ec3363894281d1ed041
71433
text/plain
stevia rebaudiana bertoni bitki eksteri ve L-NNAnın deneysel diyabet ve NOS üzerine etkisi.doc.txt
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3126
2022-06-11T00:00:12Z
com_11684_26
com_11684_2
col_11684_172
Dspace@ESOGU
advisor
Başaran, Ayşe
author
Ak, Ayşe
department
ESOGÜ, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı
2022-06-10T13:01:43Z
2006
http://hdl.handle.net/11684/3126
Kadınlarda sık görülen kanser tipi olan meme kanseri, kanser ölümleri arasında ikinci sıradadır. Genetiksel olarak bir çok anomali yanında, telomer ve telomeraz aktivitesinde olan anomaliler de, meme kanseri ve diğer bazı kanserlerden sorumludur. Kanserli dokularla yapılan çalışmalarda telomeraz aktivitesinde artış tesbit edilmiştir. Örneğin, meme karsinomalarının %73, hepatosellüler karsinomalarının %85 ve nöroblastomaların %94’ünde telomeraz aktivitesinin arttığı belirlenmiştir.Tamoksifen meme kanserinin hormonal tedavisinde kullanılan etkili bir ilaçtır. Bir flavonoid olan kersetin, kardiyovasküler koruma, anti-kanser ve anti-viral aktivite, anti-ülser, anti-allerjik ve anti-inflamatuar etki ve katarakt oluşumunu önlemek gibi, insan sağlığında bir çok yararlı etkiye sahiptir.
Çalışmamızda, fare fibroblast hücre dizisi (NIH-3T3) ve östrojen reseptör pozitif meme kanseri hücre dizisi (MCF-7)’nde, kersetin ve tamoksifenin telomeraz aktivitesi üzerine olan etkilerinin araştırılması amaçlandı.
Flasklarda çoğaltılan hücreler, sayım ve santrifüjden sonra 24 kuyucuklu plakalara, her kuyucukta 200.000 hücre olacak şekilde ekildi. 24 saat sonra kersetin ve tamoksifenin 10, 50, 100 µM dozları, ayrı ayrı bu kuyucuklara uygulandı. Uygulamadan 48 ve 72 saat sonra, hücre dizilerinden elde edilen hücre ekstraktlarında TeloTAAGGGPLUS PCR-ELİSA (Roche) kit metoduna uygun olarak, PCR ürünleri poliakrilamid jelde yürütüldü. Elde edilen bantlar gümüş boyama yöntemi ile görünür hale getirildi. Bunu takiben telomeraz aktivitesi, TeloTAAGGGPLUS PCR-ELİSA kiti kullanılarak ölçüldü.
Sonuçta, kersetin ve tamoksifenin her ikisinin de, östrojen bağımlı olmayan NIH-3T3 hücre dizilerinde telomeraz enzim aktivitesini belirgin bir şekilde etkilemedikleri, buna karşın, östrojen bağımlı olan MCF-7 hücre dizilerinde, bu aktiviteyi baskıladıkları, bu baskılamada kersetinin, tamoksifen kadar etkili olmadığı belirlendi.
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
Kersetin
Meme Kanseri
Tamoksifen
Telomeraz Aktivitesi
MCF-7 VE NIH-3T3 Hücrelerinde Quercetin (3,3’,4’,5,7-Pentohidroksiflavon)’İn Telomeraz Enzim Aktivitesi Yönünden Etkilerinin Tamoksifen İle Kontröllü Olarak Değerlendirilmesi
masterThesis
REFHSVRJTSBMSVNBTlNJCgpCdSBsaXNhbnPEsSBpbXphbGF5xLFwIGfDtm5kZXJlcmVrLCBnw7ZuZGVyaW5pemkgZMO8bnlhIMOnYXDEsW5kYSBiYXPEsWzEsSBoYWxkZSwgCmVsZWt0cm9uaWsgb3J0YW1kYSB2ZSBoZXJoYW5naSBiYXNrYSBiaXIga2FuYWxsYSB5ZW5pZGVuIG9sdcWfdHVybWFrLCAKw6dldmlyaXNpbmkgeWFwbWFrIChhxZ9hxJ/EsWRhIHRhbsSxbWxhbmTEscSfxLEgw7x6ZXJlKSB2ZS92ZXlhIGRhxJ/EsXRtYWsgacOnaW4gCkVza2nFn2VoaXIgT3NtYW5nYXppIMOcbml2ZXJzaXRlc2nigJluaW4gKEVTT0dVKSDDtnplbCBvbG1heWFuIGhha2xhcsSxbsSxIGthYnVsIGV0bWnFnyBvbHVyc3VudXouCgpFU09HVSwgZ8O2bmRlcmluaXppbiBpw6dlcmnEn2luaSBkZcSfaXN0aXJtZWRlbiBoZXJoYW5naSBiaXIgCm9ydGFtZGEgZmFya2zEsSBiacOnaW1sZXJkZSBrb3J1bWEgYW1hw6dsxLEgb2xhcmFrIMOnZXZpcmViaWxpci4gCsOWdGUgeWFuZGFuIEVTT0dVLCBnw7x2ZW5saWssIHllZGVrbGVtZSB2ZSBrb3J1bWEgYW1hY8SxeWxhIGJ1IGfDtm5kZXJpbmluIApiaXJkZW4gZmF6bGEga29weWFzxLFuxLEgZWxpbmRlIHR1dGFiaWxpci4gCgpHw7ZuZGVyaW5pbiBzaXplIGFpdCBvcmlqaW5hbCBiaXIgw6dhbGnFn21hIG9sZHXEn3VudSB2ZSBidSBsaXNhbnN0YSBiZWxpcnRpbGVuIApoYWtsYXLEsSBrYWJ1bCBldG1lIGhha2vEsW7EsXogb2xkdcSfdW51IGJlbGlydG1pxZ8gb2x1cnN1bnV6LiBBeW7EsSB6YW1hbmRhIGfDtm5kZXJpbml6aW4sIApiaWxkacSfaW5peiBrYWRhcsSxeWxhLCBraW1zZW5pbiDDtnpsdWsgaGFra8SxbsSxIMOnacSfbmVtZWRpxJ9pbmkgZGUgc3VubXXFnyBvbHVyc3VudXouCgpFxJ9lciBnw7ZuZGVyaSB0ZWxpZiBoYWtrxLFuYSBzYWhpcCBvbHVubWF5YW4gYmlyIG1hdGVyeWFsIGnDp2VyaXlvcnNhLCBvIHphbWFuIAp0ZWxpZiBoYWtrxLEgc2FoaWJpbmRlbiBidSBsaXNhbnMgaWNpbiBnZXJla2xpIG9sYW4gRVNPR1UgaGFrbGFyxLFuxLEga2FidWwgZXRtZWsgCmljaW4ga8Sxc8SxdHPEsXogaXppbiBhbGTEscSfxLFuxLF6xLEgdmUgYnUgdGFyeiDDvMOnw7xuY8O8IGtpxZ9pbGVyIHRhcmFmxLFuZGFuIHNhaGlwIG9sdW5hbiAKbWF0ZXJ5YWxsZXJpbiBnw7ZuZGVyaSBpw6dlcmnEn2kgdmV5YSBtZXRuaSBpw6dlcmlzaW5kZSBhw6dpa8OnYSB0YW7EsW1sYW5kxLHEn8SxbsSxIHZlIAprYWJ1bCBlZGlsZGnEn2luaSBzdW5hcnNpbml6LgoKRcSeRVIgR8OWTkRFUsSwIEVTT0dVIERJxZ5JTkRBIEJBxZ5LQSBCxLBSIEtVUlVMVcWeIFRBUkFGSU5EQU4gREVTVEVLTEVORU4gQsSwUiDDh0FMScWeTUFZQSAKREFZQUxJIMSwU0UsIEJVIFRBUlogQklSIEFOTEHFnk1BIFZFWUEgU8OWWkxFxZ5NRU7EsE4gR0VSRUtUxLBSRMSwxJ7EsCBExLDEnkVSIApaT1JVTkxVTFVLTEFSSSBZRVLEsE5FIEdFVMSwUkTEsMSexLBOxLBaxLAgU1VOQVJTSU5JWi4KCkVTT0dVIGlzbWluaXppIGfDtm5kZXJpbmluIHlhemFyxLEgdmV5YSBzYWhpYmkgb2xhcmFrIGHDp8Sxa8OnYSB0YW7EsW1sYXlhY2FrdMSxciB2ZSAKYnUgbGlzYW5zxLFuIGl6aW4gdmVyZGnEn2luaW4gZMSxxZ/EsW5kYSBoZXJoYW5naSBiaXIgZGXEn2nFn2lrbGlrIHlhcG1heWFjYWt0xLFyLgo=
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/3126/1/Ay%C5%9Fe+AK+ozet+tr.doc
File
MD5
15cd01813d0f6f2618b6db7b2cc5f7e2
23552
application/msword
Ayşe AK ozet tr.doc
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/3126/3/Ay%C5%9Fe+AK+ozet+tr.doc.txt
File
MD5
54bf7a1ae5148c11fde6db77439166b9
1095
text/plain
Ayşe AK ozet tr.doc.txt
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3087
2022-06-10T00:00:18Z
com_11684_26
com_11684_2
col_11684_172
Dspace@ESOGU
advisor
Başaran, Ayşe
author
Coşan, Didem
department
ESOGÜ, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Tıbbi Biyoloji A.B.D. Koleksiyonu
2022-06-09T12:48:40Z
2006
http://hdl.handle.net/11684/3087
Hücre bölünmesinin belli bir sayıdan sonra son bulması veya kesintisiz
devam etmesi, telomer boy uzunlugu ve telomeraz aktivitesi ile iliskilidir. Telomeraz
enzim kompleksi bir ribonükleoprotein kompleksi olup, yapısında telomeraz RNA’sı
(TR, TERC), telomeraz proteini (TERT) ve yardımcı proteinler bulunur.
Siyalik asitler, hücrelerin birbirini tanımasında, nöron gelisiminin
uyarılmasında, hücre göçü ve hücreler arası bütünlügünün saglanmasında görev alırlar.
Kanser metastazı ve malignansilerde telomeraz aktivitesi ve siyalik asidin
normal dokulara göre artmıs olarak bulunması, bu iki parametrenin tümör marker’ı
olarak kullanılabilecegini göstermektedir.
Çalısmamızda, insan glioma (DK-MG) ve sıçan glioma (C6) hücre dizisi
kültürlerinden elde edilen hücre ekstratlarında; telomeraz aktivitesi, siyalik asit düzeyi,
hücre zarında nöronal hücre baglantı molekülü NCAM’ın varlıgı, telomeraz RNA’sı
(TR) ve telomeraz revers transkriptaz (TERT) ekspresyonunu degerlendirerek,
telomeraz aktivitesi ile siyalik asit düzeylerinin pasajdan pasaja gösterdikleri
degisimleri incelemeyi amaçladık.
Çalısmamızda kullandıgımız DK-MG hücre dizisi için RPMI, C6 hücre
dizisi için DMEM/F12 besiyeri kullanılarak hücreler 37oC’de CO2’li etüvde inkübe
edildi. 3.,6.,9.,12 ve 15. pasajlarda TRAP yöntemi ile telomeraz aktivitesi belirlendi.
Siyalik asit miktarları spektrofotometrik olarak ölçülerek tesbit edildi. Ayrıca bu
örneklerde telomeraz aktivitesinin sonuçlarını desteklemek için RT-PCR yöntemi ile
TERT, TR ekspresyonları ve immunohistokimyasal boyama yöntemi ile de hücre
zarındaki NCAM gösterildi.
Çalısmamızda, DK-MG ve C6 hücre dizilerinin ilerleyen pasajlarında, her
iki hücre dizisinde, telomeraz aktivitesi ve siyalik asidin birbirine paralel olarak arttıgı
gözlendi. TR ve TERT ekspresyonları pozitif olarak bulundu. NCAM, birbirlerine
benzer sekilde boyandı. Kültüre edilen her iki glioma hücre dizisinin ilerleyen
x
pasajlarında telomeraz aktivitesi ve siyalik asidin artması, malignansi ve invazyonda
olan artıs ile iliskilendirilebilir. Glial tümör hücre dizilerinin ilerleyen pasajlarında,
telomeraz aktivitesinde görülen artıs sürekli olmayıp inis ve çıkıslar göstermektedir.
Siyalik asit miktarı ise, telomeraz aktivitesine göre, ilerleyen pasajlarda, daha düzenli
olarak artmaktadır. Bu nedenle glial tümörler için yapılan tetkiklerin yanında, telomeraz
aktivitesi ve özellikle siyalik asit miktarı tesbitinin, tümörün durumunu belirlemede ve
tedaviyi yönlendirmede destekleyici bir parametre olarak kullanılabilecegi
kanaatindeyiz.
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
Glioma
DK-MG Hücre Dizisi
C6 Hücre Dizisi
Telomeraz Aktivitesi
Siyalik Asit
hTERT
hTR
rTERT
rTR
NCAM
Sıçanlarda benzo(A)piren toksisitesine Doksorubisin ve Toksol' ün etkileri
doctoralThesis
REFHSVRJTSBMSVNBTlNJCgpCdSBsaXNhbnPEsSBpbXphbGF5xLFwIGfDtm5kZXJlcmVrLCBnw7ZuZGVyaW5pemkgZMO8bnlhIMOnYXDEsW5kYSBiYXPEsWzEsSBoYWxkZSwgCmVsZWt0cm9uaWsgb3J0YW1kYSB2ZSBoZXJoYW5naSBiYXNrYSBiaXIga2FuYWxsYSB5ZW5pZGVuIG9sdcWfdHVybWFrLCAKw6dldmlyaXNpbmkgeWFwbWFrIChhxZ9hxJ/EsWRhIHRhbsSxbWxhbmTEscSfxLEgw7x6ZXJlKSB2ZS92ZXlhIGRhxJ/EsXRtYWsgacOnaW4gCkVza2nFn2VoaXIgT3NtYW5nYXppIMOcbml2ZXJzaXRlc2nigJluaW4gKEVTT0dVKSDDtnplbCBvbG1heWFuIGhha2xhcsSxbsSxIGthYnVsIGV0bWnFnyBvbHVyc3VudXouCgpFU09HVSwgZ8O2bmRlcmluaXppbiBpw6dlcmnEn2luaSBkZcSfaXN0aXJtZWRlbiBoZXJoYW5naSBiaXIgCm9ydGFtZGEgZmFya2zEsSBiacOnaW1sZXJkZSBrb3J1bWEgYW1hw6dsxLEgb2xhcmFrIMOnZXZpcmViaWxpci4gCsOWdGUgeWFuZGFuIEVTT0dVLCBnw7x2ZW5saWssIHllZGVrbGVtZSB2ZSBrb3J1bWEgYW1hY8SxeWxhIGJ1IGfDtm5kZXJpbmluIApiaXJkZW4gZmF6bGEga29weWFzxLFuxLEgZWxpbmRlIHR1dGFiaWxpci4gCgpHw7ZuZGVyaW5pbiBzaXplIGFpdCBvcmlqaW5hbCBiaXIgw6dhbGnFn21hIG9sZHXEn3VudSB2ZSBidSBsaXNhbnN0YSBiZWxpcnRpbGVuIApoYWtsYXLEsSBrYWJ1bCBldG1lIGhha2vEsW7EsXogb2xkdcSfdW51IGJlbGlydG1pxZ8gb2x1cnN1bnV6LiBBeW7EsSB6YW1hbmRhIGfDtm5kZXJpbml6aW4sIApiaWxkacSfaW5peiBrYWRhcsSxeWxhLCBraW1zZW5pbiDDtnpsdWsgaGFra8SxbsSxIMOnacSfbmVtZWRpxJ9pbmkgZGUgc3VubXXFnyBvbHVyc3VudXouCgpFxJ9lciBnw7ZuZGVyaSB0ZWxpZiBoYWtrxLFuYSBzYWhpcCBvbHVubWF5YW4gYmlyIG1hdGVyeWFsIGnDp2VyaXlvcnNhLCBvIHphbWFuIAp0ZWxpZiBoYWtrxLEgc2FoaWJpbmRlbiBidSBsaXNhbnMgaWNpbiBnZXJla2xpIG9sYW4gRVNPR1UgaGFrbGFyxLFuxLEga2FidWwgZXRtZWsgCmljaW4ga8Sxc8SxdHPEsXogaXppbiBhbGTEscSfxLFuxLF6xLEgdmUgYnUgdGFyeiDDvMOnw7xuY8O8IGtpxZ9pbGVyIHRhcmFmxLFuZGFuIHNhaGlwIG9sdW5hbiAKbWF0ZXJ5YWxsZXJpbiBnw7ZuZGVyaSBpw6dlcmnEn2kgdmV5YSBtZXRuaSBpw6dlcmlzaW5kZSBhw6dpa8OnYSB0YW7EsW1sYW5kxLHEn8SxbsSxIHZlIAprYWJ1bCBlZGlsZGnEn2luaSBzdW5hcnNpbml6LgoKRcSeRVIgR8OWTkRFUsSwIEVTT0dVIERJxZ5JTkRBIEJBxZ5LQSBCxLBSIEtVUlVMVcWeIFRBUkFGSU5EQU4gREVTVEVLTEVORU4gQsSwUiDDh0FMScWeTUFZQSAKREFZQUxJIMSwU0UsIEJVIFRBUlogQklSIEFOTEHFnk1BIFZFWUEgU8OWWkxFxZ5NRU7EsE4gR0VSRUtUxLBSRMSwxJ7EsCBExLDEnkVSIApaT1JVTkxVTFVLTEFSSSBZRVLEsE5FIEdFVMSwUkTEsMSexLBOxLBaxLAgU1VOQVJTSU5JWi4KCkVTT0dVIGlzbWluaXppIGfDtm5kZXJpbmluIHlhemFyxLEgdmV5YSBzYWhpYmkgb2xhcmFrIGHDp8Sxa8OnYSB0YW7EsW1sYXlhY2FrdMSxciB2ZSAKYnUgbGlzYW5zxLFuIGl6aW4gdmVyZGnEn2luaW4gZMSxxZ/EsW5kYSBoZXJoYW5naSBiaXIgZGXEn2nFn2lrbGlrIHlhcG1heWFjYWt0xLFyLgo=
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/3087/3/12D.pdf
File
MD5
aec3b5185ae817d140ad83bace42e183
4118497
application/pdf
12D.pdf
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/3087/4/12D.pdf.txt
File
MD5
71dc5da739c5935ea4c06c23f2b4a628
167330
text/plain
12D.pdf.txt
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/2085
2021-03-12T01:00:22Z
com_11684_26
com_11684_2
col_11684_172
Dspace@ESOGU
author
Küçükarabacı, Banu
department
ESOGÜ, Tıp Fakültesi, Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı
2021-03-11T10:53:15Z
2007
http://hdl.handle.net/11684/2085
Bu çalısma akut strok hastalarında plazminojen aktivatör inhibitör tip-1 (PAI-1)
geni 4G/5G polimorfizmi dagılımı ve plazmada PAI-1 enzim aktivitesini belirlemek ve
aralarında bir iliski olup olmadıgını belirlemek amacıyla yapıldı.
Çalısmada akut strok (iskemik ve hemorajik) tanısı konmus 253 hasta ile kontrol
amaçlı kullanılmak üzere 80 saglıklı kisi olmak üzere toplam 333 kisiden elde edilen
genomik DNA’lar kullanıldı. Genomik DNA’lar venöz kandan tuz yöntemi kullanılarak
elde edildi. DNA’lar 4G ve 5G alellerine özel primerler kullanılarak PCR yöntemi ile
çogaltıldı. PCR ürünleri % 2 agaroz jel elektroforeze tabi tutularak CCD kamera ile
degerlendirildi. Plazma plazminojen aktivatör inhibitör tip-1 enzim aktivitesi ELISA
yöntemiyle ölçüldü. Sonuçlar student t-testi, 2, tek yönlü varyans ve stepwise regresyon
analizleri ile degerlendirildi.
Arastırmada; akut strok hastaları ile kontrol grubunda PAI-1 geni 4G5G genotip
sıklıgı diger genotiplere göre düsük bulundu. PAI-1 enzim aktiviteleri hastalarda
kontrol grubuna göre önemli derecede yüksek olarak belirlendi. Hastalar arasında
4G5G genotipi sıklıgı en az olmasına karsılık bu genotipe sahip bireylerde PAI-1 enzim
aktivitesinin en yüksek oldugu, buna karsılık 4G4G genotip sıklıgı en fazla olmasına
ragmen bu genotipe sahip bireylerde plazma PAI-1 enzim aktivitesinin en düsük oldugu
belirlendi. Plazma PAI-1 enzim aktivitesi artısına homosistein düzeylerinin % 65 pozitif
etkili oldugu belirlendi.
Sonuç olarak, PAI-1 geni 4G/5G genotipleri ile plazma PAI-1 enzim aktivitesi
arasında strok açısından bir iliski saptanmadı. Buna ragmen, PAI-1 geni 4G/5G
genotipleri, plazma PAI-1 enzim aktivitesi ile homosistein düzeyi tesbitinin kisilerin
ileride strok geçirip geçirmeyeceginin belirlenmesinde önemli yardımcı kriterler
olabilecegi belirlendi.
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
Akut strok
Plazminojen aktivatör inhibitör tip-1 geni 4G/5G polimorfizmi
Plazma PAI-1 enzim aktivitesi
Akut strok ile plazminojen aktivatör inhibitör tip -1 geni 4G/5G polimorfizim ve plazma paı-1 enzim aktivitesi arasındaki ilşkinin araştırlması
doctoralThesis
REFHSVRJTSBMSVNBTlNJCgpCdSBsaXNhbnPEsSBpbXphbGF5xLFwIGfDtm5kZXJlcmVrLCBnw7ZuZGVyaW5pemkgZMO8bnlhIMOnYXDEsW5kYSBiYXPEsWzEsSBoYWxkZSwgCmVsZWt0cm9uaWsgb3J0YW1kYSB2ZSBoZXJoYW5naSBiYXNrYSBiaXIga2FuYWxsYSB5ZW5pZGVuIG9sdcWfdHVybWFrLCAKw6dldmlyaXNpbmkgeWFwbWFrIChhxZ9hxJ/EsWRhIHRhbsSxbWxhbmTEscSfxLEgw7x6ZXJlKSB2ZS92ZXlhIGRhxJ/EsXRtYWsgacOnaW4gCkVza2nFn2VoaXIgT3NtYW5nYXppIMOcbml2ZXJzaXRlc2nigJluaW4gKEVTT0dVKSDDtnplbCBvbG1heWFuIGhha2xhcsSxbsSxIGthYnVsIGV0bWnFnyBvbHVyc3VudXouCgpFU09HVSwgZ8O2bmRlcmluaXppbiBpw6dlcmnEn2luaSBkZcSfaXN0aXJtZWRlbiBoZXJoYW5naSBiaXIgCm9ydGFtZGEgZmFya2zEsSBiacOnaW1sZXJkZSBrb3J1bWEgYW1hw6dsxLEgb2xhcmFrIMOnZXZpcmViaWxpci4gCsOWdGUgeWFuZGFuIEVTT0dVLCBnw7x2ZW5saWssIHllZGVrbGVtZSB2ZSBrb3J1bWEgYW1hY8SxeWxhIGJ1IGfDtm5kZXJpbmluIApiaXJkZW4gZmF6bGEga29weWFzxLFuxLEgZWxpbmRlIHR1dGFiaWxpci4gCgpHw7ZuZGVyaW5pbiBzaXplIGFpdCBvcmlqaW5hbCBiaXIgw6dhbGnFn21hIG9sZHXEn3VudSB2ZSBidSBsaXNhbnN0YSBiZWxpcnRpbGVuIApoYWtsYXLEsSBrYWJ1bCBldG1lIGhha2vEsW7EsXogb2xkdcSfdW51IGJlbGlydG1pxZ8gb2x1cnN1bnV6LiBBeW7EsSB6YW1hbmRhIGfDtm5kZXJpbml6aW4sIApiaWxkacSfaW5peiBrYWRhcsSxeWxhLCBraW1zZW5pbiDDtnpsdWsgaGFra8SxbsSxIMOnacSfbmVtZWRpxJ9pbmkgZGUgc3VubXXFnyBvbHVyc3VudXouCgpFxJ9lciBnw7ZuZGVyaSB0ZWxpZiBoYWtrxLFuYSBzYWhpcCBvbHVubWF5YW4gYmlyIG1hdGVyeWFsIGnDp2VyaXlvcnNhLCBvIHphbWFuIAp0ZWxpZiBoYWtrxLEgc2FoaWJpbmRlbiBidSBsaXNhbnMgaWNpbiBnZXJla2xpIG9sYW4gRVNPR1UgaGFrbGFyxLFuxLEga2FidWwgZXRtZWsgCmljaW4ga8Sxc8SxdHPEsXogaXppbiBhbGTEscSfxLFuxLF6xLEgdmUgYnUgdGFyeiDDvMOnw7xuY8O8IGtpxZ9pbGVyIHRhcmFmxLFuZGFuIHNhaGlwIG9sdW5hbiAKbWF0ZXJ5YWxsZXJpbiBnw7ZuZGVyaSBpw6dlcmnEn2kgdmV5YSBtZXRuaSBpw6dlcmlzaW5kZSBhw6dpa8OnYSB0YW7EsW1sYW5kxLHEn8SxbsSxIHZlIAprYWJ1bCBlZGlsZGnEn2luaSBzdW5hcnNpbml6LgoKRcSeRVIgR8OWTkRFUsSwIEVTT0dVIERJxZ5JTkRBIEJBxZ5LQSBCxLBSIEtVUlVMVcWeIFRBUkFGSU5EQU4gREVTVEVLTEVORU4gQsSwUiDDh0FMScWeTUFZQSAKREFZQUxJIMSwU0UsIEJVIFRBUlogQklSIEFOTEHFnk1BIFZFWUEgU8OWWkxFxZ5NRU7EsE4gR0VSRUtUxLBSRMSwxJ7EsCBExLDEnkVSIApaT1JVTkxVTFVLTEFSSSBZRVLEsE5FIEdFVMSwUkTEsMSexLBOxLBaxLAgU1VOQVJTSU5JWi4KCkVTT0dVIGlzbWluaXppIGfDtm5kZXJpbmluIHlhemFyxLEgdmV5YSBzYWhpYmkgb2xhcmFrIGHDp8Sxa8OnYSB0YW7EsW1sYXlhY2FrdMSxciB2ZSAKYnUgbGlzYW5zxLFuIGl6aW4gdmVyZGnEn2luaW4gZMSxxZ/EsW5kYSBoZXJoYW5naSBiaXIgZGXEn2nFn2lrbGlrIHlhcG1heWFjYWt0xLFyLgo=
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/2085/1/Banu+K%C3%BC%C3%A7%C3%BCkarabac%C4%B1+doktora+tez.pdf
File
MD5
56126c65cdf8800c14c15972e192468d
582166
application/pdf
Banu Küçükarabacı doktora tez.pdf
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/2085/3/Banu+K%C3%BC%C3%A7%C3%BCkarabac%C4%B1+doktora+tez.pdf.txt
File
MD5
7385d0b425c0b92c32bb1b823bc0e2fa
118142
text/plain
Banu Küçükarabacı doktora tez.pdf.txt
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3122
2022-06-11T00:00:45Z
com_11684_26
com_11684_2
col_11684_172
Dspace@ESOGU
advisor
Değirmenci, İrfan
author
Şimşek, Cansu
department
ESOGÜ, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı
2022-06-10T12:57:46Z
2005
http://hdl.handle.net/11684/3122
Tip II diyabet artmış mortalite ve morbidite ile ilişkili önemli bir hastalıktır. Bu metabolik hastalık hedef dokulardaki insulin rezistansı ve pankreatik insulin salgılanmasındaki bozuklukların bir sonucudur. Diabetes mellitusun (DM) patogenezinde oksidatif stres de önemli bir role sahiptir.
Bu çalışmanın amacı, STZ-NA ile oluşturulan tip II diyabetik sıçanlarda, Stevia rebaudiana Bertoni yaprak ekstresi (SrB) ve N-Nitro-L-Arginin (L-NNA) ’in trigliserit, kolesterol ve HbA1c gibi biyokimyasal parametrelere, kan glukoz seviyesine ve diyabetin erken evresinde meydana gelen renal filtrasyondaki değişiklikleri belirlemekti. Bu çalışmada 2-3 aylık dişi Sprague-Dawley sıçanları kullanıldı. Her bir grupta 12 sıçan bulunan 7 grup oluşturuldu. Bu grupların 3’ü kontrol, 4’ü deney grubu olarak düzenlendi. Dört grupta, streptozotozin (STZ) ve nikotinamid’in (NA) sistemik olarak uygulanması ile diyabet uyarıldı. Diyabetin uyarılmasından 5-8 hafta sonra deneye başlandı. On beş gün boyunca diyabetik gruplar SrB, L-NNA ve SrB + L-NNA ile tedavi edildi. Deneyden sonra, eter anestezisi altında, karaciğer, pankreas ve böbrek dokuları, idrar ve kan örnekleri uygun teknikler kullanılarak toplandı.
Renal filtrasyondaki değişiklikler, idrar pH, idrar hacmi, serum kreatinin, idrar kreatinin ve kreatinin klerensi analiziyle belirlendi. Hücresel antioksidan savunma sistemindeki deşiklikler, glutatyon peroksidaz (GPx), süperoksit dismutaz (SOD) ve katalaz (CAT) gibi antioksidan enzimlerin eritrosit hemolizatında ölçülmesiyle belirlendi. Bununla birlikte serumda nitrik oksit sentaz (NOS) ve lipit peroksidasyonunun bir göstergesi olarak eritrosit hemolizatında malondialdehit (MDA) seviyesi ölçüldü.
Sonuçlarımız, uzun yıllardır Brezilya, Paraguay ve Hindistan’da diyabet tedavisinde kullanılan SrB bitkisinin, kan glukoz konsantrasyonunu düşürerek, renal filtrasyondaki değişiklikler, kan ve serum parametleri ve histolojik yapı üzerine olumlu etkilerinin olduğunu göstermiştir. L-NNA ise benzer etkilere sahip olmakla birlikte etkisi SrB’ye göre daha düşüktür.
Bu bulgular, SrB tedavisinin diyabette pankreatik - hücre bütünlüğünü koruyarak ve oksidatif stresi azaltarak koruyucu etkiye sahip olduğunu gösterir.
info:eu-repo/semantics/openAccess
Tip II Diyabet
Nitrik Oksit Sentaz
Stevia Rebaudiana Bertoni
N-Nitro L
Arginin
Stevia rebauduiana (bertoni) ekstresi ve n-nitro-l-arginin (L-NNA)'in, deneysel diyabet ve nitrik oksit sentaz üzerine etkileri
masterThesis
REFHSVRJTSBMSVNBTlNJCgpCdSBsaXNhbnPEsSBpbXphbGF5xLFwIGfDtm5kZXJlcmVrLCBnw7ZuZGVyaW5pemkgZMO8bnlhIMOnYXDEsW5kYSBiYXPEsWzEsSBoYWxkZSwgCmVsZWt0cm9uaWsgb3J0YW1kYSB2ZSBoZXJoYW5naSBiYXNrYSBiaXIga2FuYWxsYSB5ZW5pZGVuIG9sdcWfdHVybWFrLCAKw6dldmlyaXNpbmkgeWFwbWFrIChhxZ9hxJ/EsWRhIHRhbsSxbWxhbmTEscSfxLEgw7x6ZXJlKSB2ZS92ZXlhIGRhxJ/EsXRtYWsgacOnaW4gCkVza2nFn2VoaXIgT3NtYW5nYXppIMOcbml2ZXJzaXRlc2nigJluaW4gKEVTT0dVKSDDtnplbCBvbG1heWFuIGhha2xhcsSxbsSxIGthYnVsIGV0bWnFnyBvbHVyc3VudXouCgpFU09HVSwgZ8O2bmRlcmluaXppbiBpw6dlcmnEn2luaSBkZcSfaXN0aXJtZWRlbiBoZXJoYW5naSBiaXIgCm9ydGFtZGEgZmFya2zEsSBiacOnaW1sZXJkZSBrb3J1bWEgYW1hw6dsxLEgb2xhcmFrIMOnZXZpcmViaWxpci4gCsOWdGUgeWFuZGFuIEVTT0dVLCBnw7x2ZW5saWssIHllZGVrbGVtZSB2ZSBrb3J1bWEgYW1hY8SxeWxhIGJ1IGfDtm5kZXJpbmluIApiaXJkZW4gZmF6bGEga29weWFzxLFuxLEgZWxpbmRlIHR1dGFiaWxpci4gCgpHw7ZuZGVyaW5pbiBzaXplIGFpdCBvcmlqaW5hbCBiaXIgw6dhbGnFn21hIG9sZHXEn3VudSB2ZSBidSBsaXNhbnN0YSBiZWxpcnRpbGVuIApoYWtsYXLEsSBrYWJ1bCBldG1lIGhha2vEsW7EsXogb2xkdcSfdW51IGJlbGlydG1pxZ8gb2x1cnN1bnV6LiBBeW7EsSB6YW1hbmRhIGfDtm5kZXJpbml6aW4sIApiaWxkacSfaW5peiBrYWRhcsSxeWxhLCBraW1zZW5pbiDDtnpsdWsgaGFra8SxbsSxIMOnacSfbmVtZWRpxJ9pbmkgZGUgc3VubXXFnyBvbHVyc3VudXouCgpFxJ9lciBnw7ZuZGVyaSB0ZWxpZiBoYWtrxLFuYSBzYWhpcCBvbHVubWF5YW4gYmlyIG1hdGVyeWFsIGnDp2VyaXlvcnNhLCBvIHphbWFuIAp0ZWxpZiBoYWtrxLEgc2FoaWJpbmRlbiBidSBsaXNhbnMgaWNpbiBnZXJla2xpIG9sYW4gRVNPR1UgaGFrbGFyxLFuxLEga2FidWwgZXRtZWsgCmljaW4ga8Sxc8SxdHPEsXogaXppbiBhbGTEscSfxLFuxLF6xLEgdmUgYnUgdGFyeiDDvMOnw7xuY8O8IGtpxZ9pbGVyIHRhcmFmxLFuZGFuIHNhaGlwIG9sdW5hbiAKbWF0ZXJ5YWxsZXJpbiBnw7ZuZGVyaSBpw6dlcmnEn2kgdmV5YSBtZXRuaSBpw6dlcmlzaW5kZSBhw6dpa8OnYSB0YW7EsW1sYW5kxLHEn8SxbsSxIHZlIAprYWJ1bCBlZGlsZGnEn2luaSBzdW5hcnNpbml6LgoKRcSeRVIgR8OWTkRFUsSwIEVTT0dVIERJxZ5JTkRBIEJBxZ5LQSBCxLBSIEtVUlVMVcWeIFRBUkFGSU5EQU4gREVTVEVLTEVORU4gQsSwUiDDh0FMScWeTUFZQSAKREFZQUxJIMSwU0UsIEJVIFRBUlogQklSIEFOTEHFnk1BIFZFWUEgU8OWWkxFxZ5NRU7EsE4gR0VSRUtUxLBSRMSwxJ7EsCBExLDEnkVSIApaT1JVTkxVTFVLTEFSSSBZRVLEsE5FIEdFVMSwUkTEsMSexLBOxLBaxLAgU1VOQVJTSU5JWi4KCkVTT0dVIGlzbWluaXppIGfDtm5kZXJpbmluIHlhemFyxLEgdmV5YSBzYWhpYmkgb2xhcmFrIGHDp8Sxa8OnYSB0YW7EsW1sYXlhY2FrdMSxciB2ZSAKYnUgbGlzYW5zxLFuIGl6aW4gdmVyZGnEn2luaW4gZMSxxZ/EsW5kYSBoZXJoYW5naSBiaXIgZGXEn2nFn2lrbGlrIHlhcG1heWFjYWt0xLFyLgo=
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/3122/1/stevia+rebaudiana+bertoni+bitki+eksteri+ve+L-NNAn%C4%B1n+deneysel+diyabet+ve+NOS+%C3%BCzerine+etkisi.doc
File
MD5
233c009cefe93a55e7d9e1c6e660d11a
48024576
application/msword
stevia rebaudiana bertoni bitki eksteri ve L-NNAnın deneysel diyabet ve NOS üzerine etkisi.doc
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/3122/3/stevia+rebaudiana+bertoni+bitki+eksteri+ve+L-NNAn%C4%B1n+deneysel+diyabet+ve+NOS+%C3%BCzerine+etkisi.doc.txt
File
MD5
e132f103e9ed9ec3363894281d1ed041
71433
text/plain
stevia rebaudiana bertoni bitki eksteri ve L-NNAnın deneysel diyabet ve NOS üzerine etkisi.doc.txt
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3912
2022-07-28T00:00:26Z
com_11684_26
com_11684_2
col_11684_172
Dspace@ESOGU
advisor
Yamaç, Mustafa
author
Demir, Muhammed Said
department
ESOGÜ, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Tıbbi Biyoloji A.B.D. Koleksiyonu
2022-07-27T10:31:12Z
2007
http://hdl.handle.net/11684/3912
Bu çalışmada, makrofunguslarının fruktifikasyon yapılarının, batık kültürde
üretilen misellerinin ve batık kültürde üretilen fungal eksopolisakkaritlerin çeşitli test
mikroorganizmalarına karşı antimikrobiyal aktiviteleri araştırılmıştır. Çalışmada
kullanılan Ganoderma carnosum, Laetiporus sulphureus, Coprinus comatus, Lenzites betulina,
Clavariadelphus truncatus, Polyporus arcularius, Lentinus strigosus, Cerrena unicolor mantarları
Eskişehir ili ve komşu illerden toplanmıştır. Çalışmada test mikroorganizması olarak Gr
pozitif ve Gr negatif bakteriler ile mayalar kullanılmıştır.
Makrofungusların fruktifikasyon ekstraktları, misel ekstraktları ve fungal
eksopolisakkaritlerin ekstraksiyonlarının test mikroorganizmalarına karşı antimikrobiyal
aktivitesi, pozitif kontroller olarak kullanılan Vankomisin ve Flukonazol
antibiyotiklerinden alınan sonuçlar ile karşılaştırılmıştır. Yapılan deneyin sonuçlarına
göre makrofungus ekstraksiyonlarının, misel ekstraksiyonlarının ve fungal
eksopolisakkaritlerin antimikrobiyal aktivitesinin aynı çözücüde değişik sonuçlar
göstermiştir. Sonuçların çözücü ve şuşa bağlı olarak değiştiği görülmüştür.
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
Fungal Furuktifikasyon
Batık Kültür Misel
Eksopolisakkarit
Antimikrobiyal Aktivite
Eskişehir
Ganoderma carnosum
Laetiporus Sulphureus
Coprinus Comatus
Clavariadelphus Truncatus
Polyporus Arcularius
Çeşitli makrofunguslara ait fruktifikasyon, vejetatif misel ve eksopolisakkaritlerin antimikrobiyal aktiviteleri üzerine çalışmalar
masterThesis
REFHSVRJTSBMSVNBTlNJCgpCdSBsaXNhbnPEsSBpbXphbGF5xLFwIGfDtm5kZXJlcmVrLCBnw7ZuZGVyaW5pemkgZMO8bnlhIMOnYXDEsW5kYSBiYXPEsWzEsSBoYWxkZSwgCmVsZWt0cm9uaWsgb3J0YW1kYSB2ZSBoZXJoYW5naSBiYXNrYSBiaXIga2FuYWxsYSB5ZW5pZGVuIG9sdcWfdHVybWFrLCAKw6dldmlyaXNpbmkgeWFwbWFrIChhxZ9hxJ/EsWRhIHRhbsSxbWxhbmTEscSfxLEgw7x6ZXJlKSB2ZS92ZXlhIGRhxJ/EsXRtYWsgacOnaW4gCkVza2nFn2VoaXIgT3NtYW5nYXppIMOcbml2ZXJzaXRlc2nigJluaW4gKEVTT0dVKSDDtnplbCBvbG1heWFuIGhha2xhcsSxbsSxIGthYnVsIGV0bWnFnyBvbHVyc3VudXouCgpFU09HVSwgZ8O2bmRlcmluaXppbiBpw6dlcmnEn2luaSBkZcSfaXN0aXJtZWRlbiBoZXJoYW5naSBiaXIgCm9ydGFtZGEgZmFya2zEsSBiacOnaW1sZXJkZSBrb3J1bWEgYW1hw6dsxLEgb2xhcmFrIMOnZXZpcmViaWxpci4gCsOWdGUgeWFuZGFuIEVTT0dVLCBnw7x2ZW5saWssIHllZGVrbGVtZSB2ZSBrb3J1bWEgYW1hY8SxeWxhIGJ1IGfDtm5kZXJpbmluIApiaXJkZW4gZmF6bGEga29weWFzxLFuxLEgZWxpbmRlIHR1dGFiaWxpci4gCgpHw7ZuZGVyaW5pbiBzaXplIGFpdCBvcmlqaW5hbCBiaXIgw6dhbGnFn21hIG9sZHXEn3VudSB2ZSBidSBsaXNhbnN0YSBiZWxpcnRpbGVuIApoYWtsYXLEsSBrYWJ1bCBldG1lIGhha2vEsW7EsXogb2xkdcSfdW51IGJlbGlydG1pxZ8gb2x1cnN1bnV6LiBBeW7EsSB6YW1hbmRhIGfDtm5kZXJpbml6aW4sIApiaWxkacSfaW5peiBrYWRhcsSxeWxhLCBraW1zZW5pbiDDtnpsdWsgaGFra8SxbsSxIMOnacSfbmVtZWRpxJ9pbmkgZGUgc3VubXXFnyBvbHVyc3VudXouCgpFxJ9lciBnw7ZuZGVyaSB0ZWxpZiBoYWtrxLFuYSBzYWhpcCBvbHVubWF5YW4gYmlyIG1hdGVyeWFsIGnDp2VyaXlvcnNhLCBvIHphbWFuIAp0ZWxpZiBoYWtrxLEgc2FoaWJpbmRlbiBidSBsaXNhbnMgaWNpbiBnZXJla2xpIG9sYW4gRVNPR1UgaGFrbGFyxLFuxLEga2FidWwgZXRtZWsgCmljaW4ga8Sxc8SxdHPEsXogaXppbiBhbGTEscSfxLFuxLF6xLEgdmUgYnUgdGFyeiDDvMOnw7xuY8O8IGtpxZ9pbGVyIHRhcmFmxLFuZGFuIHNhaGlwIG9sdW5hbiAKbWF0ZXJ5YWxsZXJpbiBnw7ZuZGVyaSBpw6dlcmnEn2kgdmV5YSBtZXRuaSBpw6dlcmlzaW5kZSBhw6dpa8OnYSB0YW7EsW1sYW5kxLHEn8SxbsSxIHZlIAprYWJ1bCBlZGlsZGnEn2luaSBzdW5hcnNpbml6LgoKRcSeRVIgR8OWTkRFUsSwIEVTT0dVIERJxZ5JTkRBIEJBxZ5LQSBCxLBSIEtVUlVMVcWeIFRBUkFGSU5EQU4gREVTVEVLTEVORU4gQsSwUiDDh0FMScWeTUFZQSAKREFZQUxJIMSwU0UsIEJVIFRBUlogQklSIEFOTEHFnk1BIFZFWUEgU8OWWkxFxZ5NRU7EsE4gR0VSRUtUxLBSRMSwxJ7EsCBExLDEnkVSIApaT1JVTkxVTFVLTEFSSSBZRVLEsE5FIEdFVMSwUkTEsMSexLBOxLBaxLAgU1VOQVJTSU5JWi4KCkVTT0dVIGlzbWluaXppIGfDtm5kZXJpbmluIHlhemFyxLEgdmV5YSBzYWhpYmkgb2xhcmFrIGHDp8Sxa8OnYSB0YW7EsW1sYXlhY2FrdMSxciB2ZSAKYnUgbGlzYW5zxLFuIGl6aW4gdmVyZGnEn2luaW4gZMSxxZ/EsW5kYSBoZXJoYW5naSBiaXIgZGXEn2nFn2lrbGlrIHlhcG1heWFjYWt0xLFyLgo=
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/3912/1/muhammed_said_demir_tez.pdf
File
MD5
06fc046afad744c20557dcc8fd2b664f
3807263
application/pdf
muhammed_said_demir_tez.pdf
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/3912/3/muhammed_said_demir_tez.pdf.txt
File
MD5
e3b91b168c54561fce9bf8ba651030be
117488
text/plain
muhammed_said_demir_tez.pdf.txt
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/2027
2021-03-12T01:02:30Z
com_11684_26
com_11684_2
col_11684_172
Dspace@ESOGU
advisor
Kurt, Hülyam
author
Bayramoğlu, Gökhan
department
ESOGÜ, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Anabilim Dalı
2021-03-11T07:42:46Z
2010
http://hdl.handle.net/11684/2027
Bu çalıĢma; sıçan karaciğerinde, iskemi/reperfüzyon (I/R) hasarına karĢı
antioksidan özellikleri bilinen gallik asitin, olası koruyucu etkilerini araĢtırmak
amacıyla yapılmıĢtır
ÇalıĢmada; 40 adet, 3-4 aylık, Spraque-Dawley cinsi, diĢi sıçan kullanıldı. EĢit
sayıda tutulan 5 gruptan 1. Gruba (kontrol) herhangi bir cerrahi iĢlem ya da madde
uygulaması yapılmadı. 2. Gruba serum fizyolojik (2 ml/kg hacimde), 3. Gruba gallik
asit 50 mg/kg dozu, 4. Gruba gallik asit 100 mg/kg dozu ve 5. Gruba gallik asit 200
mg/kg dozu, iskemi gerçekleĢtirilmeden 15 dakika önce, periton altına tek seferde
uygulandı. Grup 2, 3, 4 ve 5 için iskemi süresi 45 dakika, reperfüzyon süresi ise 60
dakika olarak belirlendi. Deney; sonunda deney hayvanlarına ait kan serumunda Alanin
aminotransferz (ALT), Aspartat aminotransferaz (AST), Laktat dehidrogenaz (LDH)
aktivitesi, karaciğer doku homojenatında Malondialdehid (MDA) düzeyi, Katalaz
(KAT) ve Glutatyon peroksidaz (GPx) aktivitesi tayin edildi. Histolojik incelemeler için
rutin takip yöntemiyle hazırlanan kesitler HematoksilenEozin ile boyandı ve ıĢık
mikroskobunda incelendi.
ÇalıĢma sonunda (I/R) hasarının, oluĢan serbest radikallerin sonucu olarak lipit
peroksidasyonun bir göstergesi olan MDA düzeyini artırdığı, böylece oksidatif hasarın
oluĢtuğu tespit edildi. Hasarın, gallik asit tarafından aktiviteleri artırılan KAT ve GPx
tarafından düzeltilerek kontrol değere yaklaĢtığı görüldü. Burada 100 mg/kg gallik asit
ve 200 mg/kg gallik asitin etki derecesi birbirine oldukça yakındı. Ancak 100 mg/kg
gallik asitin daha etkili doz olduğu düĢünüldü. Histolojik bulgularımızda diğer
sonuçlarımızı destekler nitelikte bulundu.
Sonuç olarak; karaciğerde gallik asit uygulamasının, özellikle organ nakilleri
sırasında uygulanan I/R olayları sonucu ortaya çıkabilecek, serbest radikal aracılı organ
hasarını ve fonksiyon bozukluklarını önleme veya önemli ölçüde azaltma yönünde etkisi
olabileceği düĢünüldü.
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
Gallik Asit
Karaciğer
İskemi/reperfüzyon
Sıçan
Sıçanlarda hepatik iskemi/reperfüzyon kaynaklı oksidatif stres hasarına karşı gallik asitin olası koruyucu etkileri
masterThesis
REFHSVRJTSBMSVNBTlNJCgpCdSBsaXNhbnPEsSBpbXphbGF5xLFwIGfDtm5kZXJlcmVrLCBnw7ZuZGVyaW5pemkgZMO8bnlhIMOnYXDEsW5kYSBiYXPEsWzEsSBoYWxkZSwgCmVsZWt0cm9uaWsgb3J0YW1kYSB2ZSBoZXJoYW5naSBiYXNrYSBiaXIga2FuYWxsYSB5ZW5pZGVuIG9sdcWfdHVybWFrLCAKw6dldmlyaXNpbmkgeWFwbWFrIChhxZ9hxJ/EsWRhIHRhbsSxbWxhbmTEscSfxLEgw7x6ZXJlKSB2ZS92ZXlhIGRhxJ/EsXRtYWsgacOnaW4gCkVza2nFn2VoaXIgT3NtYW5nYXppIMOcbml2ZXJzaXRlc2nigJluaW4gKEVTT0dVKSDDtnplbCBvbG1heWFuIGhha2xhcsSxbsSxIGthYnVsIGV0bWnFnyBvbHVyc3VudXouCgpFU09HVSwgZ8O2bmRlcmluaXppbiBpw6dlcmnEn2luaSBkZcSfaXN0aXJtZWRlbiBoZXJoYW5naSBiaXIgCm9ydGFtZGEgZmFya2zEsSBiacOnaW1sZXJkZSBrb3J1bWEgYW1hw6dsxLEgb2xhcmFrIMOnZXZpcmViaWxpci4gCsOWdGUgeWFuZGFuIEVTT0dVLCBnw7x2ZW5saWssIHllZGVrbGVtZSB2ZSBrb3J1bWEgYW1hY8SxeWxhIGJ1IGfDtm5kZXJpbmluIApiaXJkZW4gZmF6bGEga29weWFzxLFuxLEgZWxpbmRlIHR1dGFiaWxpci4gCgpHw7ZuZGVyaW5pbiBzaXplIGFpdCBvcmlqaW5hbCBiaXIgw6dhbGnFn21hIG9sZHXEn3VudSB2ZSBidSBsaXNhbnN0YSBiZWxpcnRpbGVuIApoYWtsYXLEsSBrYWJ1bCBldG1lIGhha2vEsW7EsXogb2xkdcSfdW51IGJlbGlydG1pxZ8gb2x1cnN1bnV6LiBBeW7EsSB6YW1hbmRhIGfDtm5kZXJpbml6aW4sIApiaWxkacSfaW5peiBrYWRhcsSxeWxhLCBraW1zZW5pbiDDtnpsdWsgaGFra8SxbsSxIMOnacSfbmVtZWRpxJ9pbmkgZGUgc3VubXXFnyBvbHVyc3VudXouCgpFxJ9lciBnw7ZuZGVyaSB0ZWxpZiBoYWtrxLFuYSBzYWhpcCBvbHVubWF5YW4gYmlyIG1hdGVyeWFsIGnDp2VyaXlvcnNhLCBvIHphbWFuIAp0ZWxpZiBoYWtrxLEgc2FoaWJpbmRlbiBidSBsaXNhbnMgaWNpbiBnZXJla2xpIG9sYW4gRVNPR1UgaGFrbGFyxLFuxLEga2FidWwgZXRtZWsgCmljaW4ga8Sxc8SxdHPEsXogaXppbiBhbGTEscSfxLFuxLF6xLEgdmUgYnUgdGFyeiDDvMOnw7xuY8O8IGtpxZ9pbGVyIHRhcmFmxLFuZGFuIHNhaGlwIG9sdW5hbiAKbWF0ZXJ5YWxsZXJpbiBnw7ZuZGVyaSBpw6dlcmnEn2kgdmV5YSBtZXRuaSBpw6dlcmlzaW5kZSBhw6dpa8OnYSB0YW7EsW1sYW5kxLHEn8SxbsSxIHZlIAprYWJ1bCBlZGlsZGnEn2luaSBzdW5hcnNpbml6LgoKRcSeRVIgR8OWTkRFUsSwIEVTT0dVIERJxZ5JTkRBIEJBxZ5LQSBCxLBSIEtVUlVMVcWeIFRBUkFGSU5EQU4gREVTVEVLTEVORU4gQsSwUiDDh0FMScWeTUFZQSAKREFZQUxJIMSwU0UsIEJVIFRBUlogQklSIEFOTEHFnk1BIFZFWUEgU8OWWkxFxZ5NRU7EsE4gR0VSRUtUxLBSRMSwxJ7EsCBExLDEnkVSIApaT1JVTkxVTFVLTEFSSSBZRVLEsE5FIEdFVMSwUkTEsMSexLBOxLBaxLAgU1VOQVJTSU5JWi4KCkVTT0dVIGlzbWluaXppIGfDtm5kZXJpbmluIHlhemFyxLEgdmV5YSBzYWhpYmkgb2xhcmFrIGHDp8Sxa8OnYSB0YW7EsW1sYXlhY2FrdMSxciB2ZSAKYnUgbGlzYW5zxLFuIGl6aW4gdmVyZGnEn2luaW4gZMSxxZ/EsW5kYSBoZXJoYW5naSBiaXIgZGXEn2nFn2lrbGlrIHlhcG1heWFjYWt0xLFyLgo=
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/2027/1/g%C3%B6khan_bayramoglu_tez.pdf
File
MD5
03297a4a618ce3e5a58974e6757744bf
1986088
application/pdf
gökhan_bayramoglu_tez.pdf
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/2027/3/g%C3%B6khan_bayramoglu_tez.pdf.txt
File
MD5
f75dff140aa8ea319160dcfca8b74402
146996
text/plain
gökhan_bayramoglu_tez.pdf.txt
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3165
2022-06-14T00:00:50Z
com_11684_26
com_11684_2
col_11684_172
Dspace@ESOGU
advisor
Kanbak, Güngör
author
Söğüt, İbrahim
department
ESOGÜ, Sağlık Bilimleri Fakültesi
2022-06-13T10:49:23Z
2011
http://hdl.handle.net/11684/3165
According to the World Health Organization‟s (WHO) report, more than 350 million people are chronic HBV patients and approximately two billion people are infected with HBV. HBV is composed of surface antigen (HBsAg) that makes up the outer envelop, partially double-stranded DNA, core protein (HBcAg), e antigen (HBeAg) and DNA-dependent polymerase. In this thesis, main aim was to develop monoclonal antibodies against HBeAg, which is a crucial marker for the prognosis of the disease. In order to make use of the already-immunized mice, spleen and lymph nodes of those mice were dissected and frozen as whole organs. As an alternative for immunizing mice with commercial antigens, BALB/c mice were immunized with HBeAg-expressing phages.
With hybridoma technology, 16F8 monoclonal antibodies that were specific for HBeAg were developed. 12E5 monoclonal antibody had affinity for both HBcAg and HBeAg, yet it had better specifity for the former. After tagging, 16F8 monoclonal antibody can be involved in commercial kits for HBeAg detection. Even after 3 months of freezing, cells isolated from frozen spleen and lymph nodes had the capacity for proliferation and antibody production. Immunizing mice with M13 filamentous phage that expresses HBeAg on its surface is found to be an alternative for immunizations carried with adjuvants.
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
Anti-HBeAg
Dondurma (kryoprezervasyon)
HBV
Monoklonal Antikor
Rekombinant M13 Faj
HBeAg
Hepatit e antijenine (HBeAg) özgü monoklonal antikor geliştirilmesinde alternatif yöntemler
doctoralThesis
REFHSVRJTSBMSVNBTlNJCgpCdSBsaXNhbnPEsSBpbXphbGF5xLFwIGfDtm5kZXJlcmVrLCBnw7ZuZGVyaW5pemkgZMO8bnlhIMOnYXDEsW5kYSBiYXPEsWzEsSBoYWxkZSwgCmVsZWt0cm9uaWsgb3J0YW1kYSB2ZSBoZXJoYW5naSBiYXNrYSBiaXIga2FuYWxsYSB5ZW5pZGVuIG9sdcWfdHVybWFrLCAKw6dldmlyaXNpbmkgeWFwbWFrIChhxZ9hxJ/EsWRhIHRhbsSxbWxhbmTEscSfxLEgw7x6ZXJlKSB2ZS92ZXlhIGRhxJ/EsXRtYWsgacOnaW4gCkVza2nFn2VoaXIgT3NtYW5nYXppIMOcbml2ZXJzaXRlc2nigJluaW4gKEVTT0dVKSDDtnplbCBvbG1heWFuIGhha2xhcsSxbsSxIGthYnVsIGV0bWnFnyBvbHVyc3VudXouCgpFU09HVSwgZ8O2bmRlcmluaXppbiBpw6dlcmnEn2luaSBkZcSfaXN0aXJtZWRlbiBoZXJoYW5naSBiaXIgCm9ydGFtZGEgZmFya2zEsSBiacOnaW1sZXJkZSBrb3J1bWEgYW1hw6dsxLEgb2xhcmFrIMOnZXZpcmViaWxpci4gCsOWdGUgeWFuZGFuIEVTT0dVLCBnw7x2ZW5saWssIHllZGVrbGVtZSB2ZSBrb3J1bWEgYW1hY8SxeWxhIGJ1IGfDtm5kZXJpbmluIApiaXJkZW4gZmF6bGEga29weWFzxLFuxLEgZWxpbmRlIHR1dGFiaWxpci4gCgpHw7ZuZGVyaW5pbiBzaXplIGFpdCBvcmlqaW5hbCBiaXIgw6dhbGnFn21hIG9sZHXEn3VudSB2ZSBidSBsaXNhbnN0YSBiZWxpcnRpbGVuIApoYWtsYXLEsSBrYWJ1bCBldG1lIGhha2vEsW7EsXogb2xkdcSfdW51IGJlbGlydG1pxZ8gb2x1cnN1bnV6LiBBeW7EsSB6YW1hbmRhIGfDtm5kZXJpbml6aW4sIApiaWxkacSfaW5peiBrYWRhcsSxeWxhLCBraW1zZW5pbiDDtnpsdWsgaGFra8SxbsSxIMOnacSfbmVtZWRpxJ9pbmkgZGUgc3VubXXFnyBvbHVyc3VudXouCgpFxJ9lciBnw7ZuZGVyaSB0ZWxpZiBoYWtrxLFuYSBzYWhpcCBvbHVubWF5YW4gYmlyIG1hdGVyeWFsIGnDp2VyaXlvcnNhLCBvIHphbWFuIAp0ZWxpZiBoYWtrxLEgc2FoaWJpbmRlbiBidSBsaXNhbnMgaWNpbiBnZXJla2xpIG9sYW4gRVNPR1UgaGFrbGFyxLFuxLEga2FidWwgZXRtZWsgCmljaW4ga8Sxc8SxdHPEsXogaXppbiBhbGTEscSfxLFuxLF6xLEgdmUgYnUgdGFyeiDDvMOnw7xuY8O8IGtpxZ9pbGVyIHRhcmFmxLFuZGFuIHNhaGlwIG9sdW5hbiAKbWF0ZXJ5YWxsZXJpbiBnw7ZuZGVyaSBpw6dlcmnEn2kgdmV5YSBtZXRuaSBpw6dlcmlzaW5kZSBhw6dpa8OnYSB0YW7EsW1sYW5kxLHEn8SxbsSxIHZlIAprYWJ1bCBlZGlsZGnEn2luaSBzdW5hcnNpbml6LgoKRcSeRVIgR8OWTkRFUsSwIEVTT0dVIERJxZ5JTkRBIEJBxZ5LQSBCxLBSIEtVUlVMVcWeIFRBUkFGSU5EQU4gREVTVEVLTEVORU4gQsSwUiDDh0FMScWeTUFZQSAKREFZQUxJIMSwU0UsIEJVIFRBUlogQklSIEFOTEHFnk1BIFZFWUEgU8OWWkxFxZ5NRU7EsE4gR0VSRUtUxLBSRMSwxJ7EsCBExLDEnkVSIApaT1JVTkxVTFVLTEFSSSBZRVLEsE5FIEdFVMSwUkTEsMSexLBOxLBaxLAgU1VOQVJTSU5JWi4KCkVTT0dVIGlzbWluaXppIGfDtm5kZXJpbmluIHlhemFyxLEgdmV5YSBzYWhpYmkgb2xhcmFrIGHDp8Sxa8OnYSB0YW7EsW1sYXlhY2FrdMSxciB2ZSAKYnUgbGlzYW5zxLFuIGl6aW4gdmVyZGnEn2luaW4gZMSxxZ/EsW5kYSBoZXJoYW5naSBiaXIgZGXEn2nFn2lrbGlrIHlhcG1heWFjYWt0xLFyLgo=
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/3165/3/22D.pdf
File
MD5
6f9663139b94cf7594ffaac858991745
2520094
application/pdf
22D.pdf
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/3165/4/22D.pdf.txt
File
MD5
7463051bf2bb2789a495e42e58b1bb55
204756
text/plain
22D.pdf.txt
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3774
2022-07-22T00:00:23Z
com_11684_26
com_11684_2
col_11684_172
Dspace@ESOGU
advisor
Üstüner, Cengiz
author
Yangı, Berat
department
ESOGÜ, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Tıbbi Biyoloji A.B.D. Koleksiyonu
2022-07-21T13:38:50Z
2012
http://hdl.handle.net/11684/3774
Vücutta meydana gelen doku hasarı veya patojen mikroorganizma
enfeksiyonundan sonra sistemik veya bölgesel yanıtlar oluşur. Hasara karşı oluşan bu
cevaba inflamatuar yanıt veya inflamasyon denir. İnflamasyon; sepsis, aterosklerotik
hastalıklar, kanser, romatoid artrit ve myokard infarktüsü gibi birçok hastalığın
patofizyolojisinde önemli rol oynar.
Lipopolisakkarit (LPS), gram negatif bakterilerin dış zarının bir parçası olup,
inflamatuar sitokinlerin, serbest oksijen radikallerinin, nitrik oksit ve araşidonik asit
metabolitlerinin aşırı üretimine yol açarak çeşitli inflamatuar hastalıkların
patogenezinde önemli rol oynar.
Propolis, çeşitli biyolojik ve farmakolojik özelliklerinden dolayı son yıllarda
araştırmacıların ilgisini çeken doğal bir bal arısı ürünüdür. Antibakteriyel, antioksidan,
antiviral, anti-inflamatuar, antifungal, antitümör, antihepatotoksik, immünomodülatör,
lokal anestezik gibi birçok etkiye sahiptir.
Bu çalışmada propolis ekstraktının deneysel inflamasyon ve antioksidan sistem
üzerine olan etkisinin araştırılması amaçlanmıştır.
Bunun için lipopolisakkarit (LPS) ile oluşturulan deneysel inflamasyon modeli
kullanıldı. Çalışmamızda 42 adet 3 aylık Sprague Dawley soyu erkek sıçan ile 6 deney
grubu oluşturuldu. Üç gruba intraperitoneal olarak 1 mg/kg LPS (E. coli, serotip 055-
B5) uygulandı. LPS enjeksiyonundan 24 saat sonra tedavi gruplarına 30 ve 90 mg/kg
propolis ekstraktı gavaj yolu ile verildi. FDG-PET taraması ile inflamasyon durumunu
belirlenmek için PET taramasından 1 saat önce ketamin anestezisi altında 18F -fluoro deoxy- D-glucose (0,8 ml/kg) intrakardiyak olarak uygulandı. FDG-PET analizinden
sonra kan ve doku örnekleri toplandı. Akciğer ve karaciğer 18F-FDG tutulumu
hesaplandı. Karaciğer, böbrek, akciğer dokuları ve eritrosit malondialdehit (MDA)
düzeyi, katalaz (KAT) ve süperoksit dismutaz (SOD) enzim aktivitesi belirlendi.
Çalışma sonunda akciğer, böbrek ve hemolizat MDA seviyeleri inflamasyon
kontrol grubunda yüksek bulunurken propolis ile tedavi edilen inflamasyon gruplarında
düşük bulundu. İnflamasyon kontrol gruplarının SOD aktivitesi akciğer dokusu ve
hemolizatta düşük bulunurken propolis ile tedavi edilen inflamasyon gruplarında yüksek bulundu. Benzer şekilde inflamasyon kontrol gruplarının KAT seviyesi akciğer dokusu
ve hemolizatta düşük bulunurken propolis ile tedavi edilen inflamasyon gruplarında
yüksek bulundu. Akciğer ve karaciğer 18F-FDG tutulumu inflamasyon kontrol
gruplarında yüksek olup propolis ile tedavi edilen inflamasyon gruplarında düşük
bulundu.
Sonuç olarak, propolisin sıçanlarda LPS ile oluşturulan inflamasyonun ve serbest
radikallerin azaltılmasında etkili olduğu bulunmuştur.
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
Fdg-Pet
İnflamasyon
Lps
Oksidatif Stres
Propolis
Stres
Propolis ekstresinin deneysel inflamasyon ve antioksidan sistem üzerine etkisi
masterThesis
REFHSVRJTSBMSVNBTlNJCgpCdSBsaXNhbnPEsSBpbXphbGF5xLFwIGfDtm5kZXJlcmVrLCBnw7ZuZGVyaW5pemkgZMO8bnlhIMOnYXDEsW5kYSBiYXPEsWzEsSBoYWxkZSwgCmVsZWt0cm9uaWsgb3J0YW1kYSB2ZSBoZXJoYW5naSBiYXNrYSBiaXIga2FuYWxsYSB5ZW5pZGVuIG9sdcWfdHVybWFrLCAKw6dldmlyaXNpbmkgeWFwbWFrIChhxZ9hxJ/EsWRhIHRhbsSxbWxhbmTEscSfxLEgw7x6ZXJlKSB2ZS92ZXlhIGRhxJ/EsXRtYWsgacOnaW4gCkVza2nFn2VoaXIgT3NtYW5nYXppIMOcbml2ZXJzaXRlc2nigJluaW4gKEVTT0dVKSDDtnplbCBvbG1heWFuIGhha2xhcsSxbsSxIGthYnVsIGV0bWnFnyBvbHVyc3VudXouCgpFU09HVSwgZ8O2bmRlcmluaXppbiBpw6dlcmnEn2luaSBkZcSfaXN0aXJtZWRlbiBoZXJoYW5naSBiaXIgCm9ydGFtZGEgZmFya2zEsSBiacOnaW1sZXJkZSBrb3J1bWEgYW1hw6dsxLEgb2xhcmFrIMOnZXZpcmViaWxpci4gCsOWdGUgeWFuZGFuIEVTT0dVLCBnw7x2ZW5saWssIHllZGVrbGVtZSB2ZSBrb3J1bWEgYW1hY8SxeWxhIGJ1IGfDtm5kZXJpbmluIApiaXJkZW4gZmF6bGEga29weWFzxLFuxLEgZWxpbmRlIHR1dGFiaWxpci4gCgpHw7ZuZGVyaW5pbiBzaXplIGFpdCBvcmlqaW5hbCBiaXIgw6dhbGnFn21hIG9sZHXEn3VudSB2ZSBidSBsaXNhbnN0YSBiZWxpcnRpbGVuIApoYWtsYXLEsSBrYWJ1bCBldG1lIGhha2vEsW7EsXogb2xkdcSfdW51IGJlbGlydG1pxZ8gb2x1cnN1bnV6LiBBeW7EsSB6YW1hbmRhIGfDtm5kZXJpbml6aW4sIApiaWxkacSfaW5peiBrYWRhcsSxeWxhLCBraW1zZW5pbiDDtnpsdWsgaGFra8SxbsSxIMOnacSfbmVtZWRpxJ9pbmkgZGUgc3VubXXFnyBvbHVyc3VudXouCgpFxJ9lciBnw7ZuZGVyaSB0ZWxpZiBoYWtrxLFuYSBzYWhpcCBvbHVubWF5YW4gYmlyIG1hdGVyeWFsIGnDp2VyaXlvcnNhLCBvIHphbWFuIAp0ZWxpZiBoYWtrxLEgc2FoaWJpbmRlbiBidSBsaXNhbnMgaWNpbiBnZXJla2xpIG9sYW4gRVNPR1UgaGFrbGFyxLFuxLEga2FidWwgZXRtZWsgCmljaW4ga8Sxc8SxdHPEsXogaXppbiBhbGTEscSfxLFuxLF6xLEgdmUgYnUgdGFyeiDDvMOnw7xuY8O8IGtpxZ9pbGVyIHRhcmFmxLFuZGFuIHNhaGlwIG9sdW5hbiAKbWF0ZXJ5YWxsZXJpbiBnw7ZuZGVyaSBpw6dlcmnEn2kgdmV5YSBtZXRuaSBpw6dlcmlzaW5kZSBhw6dpa8OnYSB0YW7EsW1sYW5kxLHEn8SxbsSxIHZlIAprYWJ1bCBlZGlsZGnEn2luaSBzdW5hcnNpbml6LgoKRcSeRVIgR8OWTkRFUsSwIEVTT0dVIERJxZ5JTkRBIEJBxZ5LQSBCxLBSIEtVUlVMVcWeIFRBUkFGSU5EQU4gREVTVEVLTEVORU4gQsSwUiDDh0FMScWeTUFZQSAKREFZQUxJIMSwU0UsIEJVIFRBUlogQklSIEFOTEHFnk1BIFZFWUEgU8OWWkxFxZ5NRU7EsE4gR0VSRUtUxLBSRMSwxJ7EsCBExLDEnkVSIApaT1JVTkxVTFVLTEFSSSBZRVLEsE5FIEdFVMSwUkTEsMSexLBOxLBaxLAgU1VOQVJTSU5JWi4KCkVTT0dVIGlzbWluaXppIGfDtm5kZXJpbmluIHlhemFyxLEgdmV5YSBzYWhpYmkgb2xhcmFrIGHDp8Sxa8OnYSB0YW7EsW1sYXlhY2FrdMSxciB2ZSAKYnUgbGlzYW5zxLFuIGl6aW4gdmVyZGnEn2luaW4gZMSxxZ/EsW5kYSBoZXJoYW5naSBiaXIgZGXEn2nFn2lrbGlrIHlhcG1heWFjYWt0xLFyLgo=
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/3774/3/105D.pdf
File
MD5
2070c5804b1b9560741b6903fc182c95
2903418
application/pdf
105D.pdf
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/3774/4/105D.pdf.txt
File
MD5
f5ec3ff0bdcb8f14e761110d17ec96bc
136246
text/plain
105D.pdf.txt
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3775
2022-07-22T00:00:31Z
com_11684_26
com_11684_2
col_11684_172
Dspace@ESOGU
advisor
Coşan, Didem Turgut
author
Öner, Çağrı
department
ESOGÜ, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Tıbbi Biyoloji A.B.D. Koleksiyonu
2022-07-21T13:40:12Z
2012
http://hdl.handle.net/11684/3775
Amaç: Bu çalışmada, kanserde etkisi araştırılmakta olan miRNA’lardan miR-126’nın
meme kanserindeki etkisini ortaya koymak amaçlanmıştır. Böylece meme kanserinin
teşhis, tanı veya tedavisinde kullanılıp kullanılamayacağı hakkında bilgi
edinilebilecektir.
Kapsam: Meme kanseri, akciğer kanserinden sonra, dünyada görülme sıklığı en yüksek
olan kanser tipidir. MikroRNA’lar(miRNA), hedef genlerin ekspresyonunu düzenleyen,
gelişme, farklılaşma, hücre çoğalması, apoptoz ve stres cevapları gibi fizyolojik ve
patolojik işlemlerin çeşitliliğinde rol oynayan küçük düzenleyici RNA molekülleridir.
Epidermal büyüme faktörübenzeri 7 (egfl7) genininintron 7 bölümünde yer alan miR 126, vasküler endotelyal büyüme faktör (VEGF) sinyal iletimini, anjiyogenezi ve
vasküler bütünlüğü düzenleyerek damar gelişiminde rol almaktadır. Omurgalılarda,
egfl7 geni biyolojik olarak aktif miRNA’ları (miR-126) kodlar.
Yöntem: Bu çalışmada meme kanseri görülmeyen sağlıklı 15 kişiye ait kan örneği
(kontrol) ve meme kanseri görülen 15 hastanın kan örneği alındı. Toplanan kanlardan
mononüklear hücreler ayrıştırılarak, bu hücrelerden total RNA elde edildi. Elde edilen
RNA’lar revers transkripsiyon ile cDNA’ya dönüştürülerek gerçek zamanlı polimeraz
zincir reaksiyonunda (Real-Time PCR) gen ekspresyonları belirlendi.
Bulgular: Bu çalışma sonucunda miR-126 gen ekspresyon seviyesi meme kanserli
hastalarda, kontrol grubuna göre önemli derecede düşük bulunmuştur. Bu nedenle miR 126’nın meme kanserinde baskılayıcı özelliğe sahip olabileceği düşünülmüştür. Bu
sonucun desteklenmesi için daha ileri çalışmalara ihtiyaç vardır.
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
Meme Kanseri
Mir-126
Real Time-Pcr
Gen Ekspresyonu
Breast Cancer
Real-Time PCR Gene Expression
Meme kanserli hastalardan alınan kan örneklerinde mir-126 gen ekspresyon düzeyinin incelenmesi
masterThesis
REFHSVRJTSBMSVNBTlNJCgpCdSBsaXNhbnPEsSBpbXphbGF5xLFwIGfDtm5kZXJlcmVrLCBnw7ZuZGVyaW5pemkgZMO8bnlhIMOnYXDEsW5kYSBiYXPEsWzEsSBoYWxkZSwgCmVsZWt0cm9uaWsgb3J0YW1kYSB2ZSBoZXJoYW5naSBiYXNrYSBiaXIga2FuYWxsYSB5ZW5pZGVuIG9sdcWfdHVybWFrLCAKw6dldmlyaXNpbmkgeWFwbWFrIChhxZ9hxJ/EsWRhIHRhbsSxbWxhbmTEscSfxLEgw7x6ZXJlKSB2ZS92ZXlhIGRhxJ/EsXRtYWsgacOnaW4gCkVza2nFn2VoaXIgT3NtYW5nYXppIMOcbml2ZXJzaXRlc2nigJluaW4gKEVTT0dVKSDDtnplbCBvbG1heWFuIGhha2xhcsSxbsSxIGthYnVsIGV0bWnFnyBvbHVyc3VudXouCgpFU09HVSwgZ8O2bmRlcmluaXppbiBpw6dlcmnEn2luaSBkZcSfaXN0aXJtZWRlbiBoZXJoYW5naSBiaXIgCm9ydGFtZGEgZmFya2zEsSBiacOnaW1sZXJkZSBrb3J1bWEgYW1hw6dsxLEgb2xhcmFrIMOnZXZpcmViaWxpci4gCsOWdGUgeWFuZGFuIEVTT0dVLCBnw7x2ZW5saWssIHllZGVrbGVtZSB2ZSBrb3J1bWEgYW1hY8SxeWxhIGJ1IGfDtm5kZXJpbmluIApiaXJkZW4gZmF6bGEga29weWFzxLFuxLEgZWxpbmRlIHR1dGFiaWxpci4gCgpHw7ZuZGVyaW5pbiBzaXplIGFpdCBvcmlqaW5hbCBiaXIgw6dhbGnFn21hIG9sZHXEn3VudSB2ZSBidSBsaXNhbnN0YSBiZWxpcnRpbGVuIApoYWtsYXLEsSBrYWJ1bCBldG1lIGhha2vEsW7EsXogb2xkdcSfdW51IGJlbGlydG1pxZ8gb2x1cnN1bnV6LiBBeW7EsSB6YW1hbmRhIGfDtm5kZXJpbml6aW4sIApiaWxkacSfaW5peiBrYWRhcsSxeWxhLCBraW1zZW5pbiDDtnpsdWsgaGFra8SxbsSxIMOnacSfbmVtZWRpxJ9pbmkgZGUgc3VubXXFnyBvbHVyc3VudXouCgpFxJ9lciBnw7ZuZGVyaSB0ZWxpZiBoYWtrxLFuYSBzYWhpcCBvbHVubWF5YW4gYmlyIG1hdGVyeWFsIGnDp2VyaXlvcnNhLCBvIHphbWFuIAp0ZWxpZiBoYWtrxLEgc2FoaWJpbmRlbiBidSBsaXNhbnMgaWNpbiBnZXJla2xpIG9sYW4gRVNPR1UgaGFrbGFyxLFuxLEga2FidWwgZXRtZWsgCmljaW4ga8Sxc8SxdHPEsXogaXppbiBhbGTEscSfxLFuxLF6xLEgdmUgYnUgdGFyeiDDvMOnw7xuY8O8IGtpxZ9pbGVyIHRhcmFmxLFuZGFuIHNhaGlwIG9sdW5hbiAKbWF0ZXJ5YWxsZXJpbiBnw7ZuZGVyaSBpw6dlcmnEn2kgdmV5YSBtZXRuaSBpw6dlcmlzaW5kZSBhw6dpa8OnYSB0YW7EsW1sYW5kxLHEn8SxbsSxIHZlIAprYWJ1bCBlZGlsZGnEn2luaSBzdW5hcnNpbml6LgoKRcSeRVIgR8OWTkRFUsSwIEVTT0dVIERJxZ5JTkRBIEJBxZ5LQSBCxLBSIEtVUlVMVcWeIFRBUkFGSU5EQU4gREVTVEVLTEVORU4gQsSwUiDDh0FMScWeTUFZQSAKREFZQUxJIMSwU0UsIEJVIFRBUlogQklSIEFOTEHFnk1BIFZFWUEgU8OWWkxFxZ5NRU7EsE4gR0VSRUtUxLBSRMSwxJ7EsCBExLDEnkVSIApaT1JVTkxVTFVLTEFSSSBZRVLEsE5FIEdFVMSwUkTEsMSexLBOxLBaxLAgU1VOQVJTSU5JWi4KCkVTT0dVIGlzbWluaXppIGfDtm5kZXJpbmluIHlhemFyxLEgdmV5YSBzYWhpYmkgb2xhcmFrIGHDp8Sxa8OnYSB0YW7EsW1sYXlhY2FrdMSxciB2ZSAKYnUgbGlzYW5zxLFuIGl6aW4gdmVyZGnEn2luaW4gZMSxxZ/EsW5kYSBoZXJoYW5naSBiaXIgZGXEn2nFn2lrbGlrIHlhcG1heWFjYWt0xLFyLgo=
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/3775/3/106D.pdf
File
MD5
bdd71315ed15f712b68d511a860ccf3c
2015033
application/pdf
106D.pdf
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/3775/4/106D.pdf.txt
File
MD5
fc5233912ca6fa4c19ae6ade7f5b19a1
148159
text/plain
106D.pdf.txt
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/2812
2022-03-01T01:00:22Z
com_11684_26
com_11684_2
col_11684_172
Dspace@ESOGU
advisor
Güneş, Hasan Veysi
author
Çolak, Emine
department
ESOGÜ, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı
2022-02-28T06:57:58Z
2020
http://hdl.handle.net/11684/2812
85% of stroke cases that can cause death or permanent damage in individuals
are caused by ischemia due to arterial occlusion or insufficient perfusion. In the
brain, ischemia and subsequent reperfusion processes trigger various
pathophysiological processes including excitotoxicity, periinfarct depolarization,
inflammation, nitric oxide production, free radical damage and cell death. Ischemia
reperfusion (I/R) processes in the brain trigger two apoptosis pathways, the
extrinsic pathway and the intrinsic pathway. Recent studies have shown that
necroptosis is also functional in ischemia reperfusion injury.
Pannexin 1 (Pan1) channels formed by Pan1 proteins have a wide
permeability specificity including cations, anions, secondary messengers and
metabolites. It is involved in various pathological processes such as cell
differentiation, tissue development and regeneration, inflammation and cell death.
Opening of Pan1 channels in brain ischemia and reperfusion process is regulated
by various factors such as oxygen-glucose deprivation, high K + concentration in the
intercellular space. Opening of the Pan1 channels leads to hypoxic depolarization,
which can result in cell death.
In our study, two hours of ischemia with clamp insertion to the right arteria
carotis communis and 24-hour reperfusion processes after blood flow were
provided. Using pan caspase inhibitor Z-VAD-fmk and Pan1 protein/channel
inhibitor probenecid, the role of Pan1 protein in brain I / R injury in apoptosis and
necroptosis processes was investigated. To investigate the relationship between
Pan1 channels and apoptosis caspase 3, caspase 8 gene expressions and protein
levels and the relationship between Pan1 channels and necroptosis was evaluated
by RIP1, RIP3, MLKL gene expressions and protein levels. In addition, TNF-α, as
an inflammation marker and PARP for predictors of DNA damage and apoptosis
were determined. The accumulation of protein levels in tissues was determined by
immunohistochemical studies using caspase 3, caspase 8, RIPK3 and MLKL
vi
antibodies. I/R damage was evaluated macroscopically by TTC staining and
apoptosis rates were determined by TUNEL method.
As a result of the studies, it was determined that probenecid, which is a pan1
channel/protein inhibitor, decreases RIP1, RIP3, and MLKL gene expressions and
protein levels associated with necroptosis and caspase 3 and caspase 8 gene
expressions and protein levels associated with apoptosis in the ischemia reperfusion process It was also determined that Z-VAD-fmk did not have a
significant effect on TNF-α in brain I/R injury but intraperitoneal administration
of probenecid decreased TNF-α during I/R process. In addition, in our study, it was
determined that the most effectively application that inhibited inflammation in I/R
damage by decreasing TNF-α in brain tissues was the co-administration of
apoptosis inhibitor and Pan1 inhibitor. It was demonstrated that the application
that most effective administration for reducing the level of PARP protein in the
brain I/R damage is co-administration of pan-caspase inhibitor Z-VAD-fmk and
Pan1 protein/channel inhibitor probenecid. As a result of TUNEL studies, it was
determined that probenecid administration blocking Pan1 channels decreased the
percentage of increased apoptosis in I/R process in brain tissues but this reduction
was not as effective as Z-VAD-fmk administration.
In conclusion, we found that both apoptotic and necroptotic cells are seen in
brain ischemia and reperfusion process, and while the pan caspase inhibitor Z VAD-fmk was reduced to cell damage some degree; probenecid, a Pan1
protein/channel inhibitor, is an effective therapeutic agent in reperfusion injury by
significantly reducing cell damage. Our results demonstrated that Pan1 proteins
play an important role in I/R damage
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
Beyin İskemi Reperfüzyon
Apoptoz
Nekroptoz
Panneksin 1
Brain İschemia Reperfusion
Apoptosis
Necroptosis
Pannexin 1
Deneysel olarak oluşturulan beyin iskemi/ reperfüzyon hasarında panneksin-1 proteininin apoptoz ve nekroptoz ile ilişkisi
doctoralThesis
REFHSVRJTSBMSVNBTlNJCgpCdSBsaXNhbnPEsSBpbXphbGF5xLFwIGfDtm5kZXJlcmVrLCBnw7ZuZGVyaW5pemkgZMO8bnlhIMOnYXDEsW5kYSBiYXPEsWzEsSBoYWxkZSwgCmVsZWt0cm9uaWsgb3J0YW1kYSB2ZSBoZXJoYW5naSBiYXNrYSBiaXIga2FuYWxsYSB5ZW5pZGVuIG9sdcWfdHVybWFrLCAKw6dldmlyaXNpbmkgeWFwbWFrIChhxZ9hxJ/EsWRhIHRhbsSxbWxhbmTEscSfxLEgw7x6ZXJlKSB2ZS92ZXlhIGRhxJ/EsXRtYWsgacOnaW4gCkVza2nFn2VoaXIgT3NtYW5nYXppIMOcbml2ZXJzaXRlc2nigJluaW4gKEVTT0dVKSDDtnplbCBvbG1heWFuIGhha2xhcsSxbsSxIGthYnVsIGV0bWnFnyBvbHVyc3VudXouCgpFU09HVSwgZ8O2bmRlcmluaXppbiBpw6dlcmnEn2luaSBkZcSfaXN0aXJtZWRlbiBoZXJoYW5naSBiaXIgCm9ydGFtZGEgZmFya2zEsSBiacOnaW1sZXJkZSBrb3J1bWEgYW1hw6dsxLEgb2xhcmFrIMOnZXZpcmViaWxpci4gCsOWdGUgeWFuZGFuIEVTT0dVLCBnw7x2ZW5saWssIHllZGVrbGVtZSB2ZSBrb3J1bWEgYW1hY8SxeWxhIGJ1IGfDtm5kZXJpbmluIApiaXJkZW4gZmF6bGEga29weWFzxLFuxLEgZWxpbmRlIHR1dGFiaWxpci4gCgpHw7ZuZGVyaW5pbiBzaXplIGFpdCBvcmlqaW5hbCBiaXIgw6dhbGnFn21hIG9sZHXEn3VudSB2ZSBidSBsaXNhbnN0YSBiZWxpcnRpbGVuIApoYWtsYXLEsSBrYWJ1bCBldG1lIGhha2vEsW7EsXogb2xkdcSfdW51IGJlbGlydG1pxZ8gb2x1cnN1bnV6LiBBeW7EsSB6YW1hbmRhIGfDtm5kZXJpbml6aW4sIApiaWxkacSfaW5peiBrYWRhcsSxeWxhLCBraW1zZW5pbiDDtnpsdWsgaGFra8SxbsSxIMOnacSfbmVtZWRpxJ9pbmkgZGUgc3VubXXFnyBvbHVyc3VudXouCgpFxJ9lciBnw7ZuZGVyaSB0ZWxpZiBoYWtrxLFuYSBzYWhpcCBvbHVubWF5YW4gYmlyIG1hdGVyeWFsIGnDp2VyaXlvcnNhLCBvIHphbWFuIAp0ZWxpZiBoYWtrxLEgc2FoaWJpbmRlbiBidSBsaXNhbnMgaWNpbiBnZXJla2xpIG9sYW4gRVNPR1UgaGFrbGFyxLFuxLEga2FidWwgZXRtZWsgCmljaW4ga8Sxc8SxdHPEsXogaXppbiBhbGTEscSfxLFuxLF6xLEgdmUgYnUgdGFyeiDDvMOnw7xuY8O8IGtpxZ9pbGVyIHRhcmFmxLFuZGFuIHNhaGlwIG9sdW5hbiAKbWF0ZXJ5YWxsZXJpbiBnw7ZuZGVyaSBpw6dlcmnEn2kgdmV5YSBtZXRuaSBpw6dlcmlzaW5kZSBhw6dpa8OnYSB0YW7EsW1sYW5kxLHEn8SxbsSxIHZlIAprYWJ1bCBlZGlsZGnEn2luaSBzdW5hcnNpbml6LgoKRcSeRVIgR8OWTkRFUsSwIEVTT0dVIERJxZ5JTkRBIEJBxZ5LQSBCxLBSIEtVUlVMVcWeIFRBUkFGSU5EQU4gREVTVEVLTEVORU4gQsSwUiDDh0FMScWeTUFZQSAKREFZQUxJIMSwU0UsIEJVIFRBUlogQklSIEFOTEHFnk1BIFZFWUEgU8OWWkxFxZ5NRU7EsE4gR0VSRUtUxLBSRMSwxJ7EsCBExLDEnkVSIApaT1JVTkxVTFVLTEFSSSBZRVLEsE5FIEdFVMSwUkTEsMSexLBOxLBaxLAgU1VOQVJTSU5JWi4KCkVTT0dVIGlzbWluaXppIGfDtm5kZXJpbmluIHlhemFyxLEgdmV5YSBzYWhpYmkgb2xhcmFrIGHDp8Sxa8OnYSB0YW7EsW1sYXlhY2FrdMSxciB2ZSAKYnUgbGlzYW5zxLFuIGl6aW4gdmVyZGnEn2luaW4gZMSxxZ/EsW5kYSBoZXJoYW5naSBiaXIgZGXEn2nFn2lrbGlrIHlhcG1heWFjYWt0xLFyLgo=
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/2812/1/552-6853-10321066.pdf
File
MD5
8a174db09c0326d15f1f7738e6ae4d0f
6490175
application/pdf
552-6853-10321066.pdf
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/2812/3/552-6853-10321066.pdf.txt
File
MD5
2bb5da305167a53ec2b44cdb47ff6199
291773
text/plain
552-6853-10321066.pdf.txt
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/4244
2022-08-09T00:02:01Z
com_11684_26
com_11684_2
col_11684_172
Dspace@ESOGU
advisor
Turgut Coşan, Didem
author
Çalış, İbrahim Uğur
department
ESOGÜ, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Tıbbi Biyoloji A.B.D. Koleksiyonu
2022-08-08T06:36:32Z
2021
http://hdl.handle.net/11684/4244
Kanser, hücrelerde zamanla oluşan genetik değişikliklerin birikmesinin neden olduğu kontrolsüz bölünme ile karakterize edilen bir hastalıktır. Meme kanseri kadınlar arasında en sık görülen kanser tipidir ve kansere bağlı ölümler içinde akciğer kanserinden sonra ikinci sırada yer alır. Yumurtalık (over) kanseri tüm jinekolojik kanserleri arasında en kötü prognoz ve en yüksek ölüm oranına sahiptir. Yumurtalık kanserinin asemptomatik olması, gizli büyümesi ve uygun tarama yöntemlerinde eksiklik olmasından dolayı bu kansere sessiz katil adı verilmiştir.
Östrojenin kadınlarda önemli biyolojik ve fizyolojik işlevlere sahip olmasının yanı sıra kanser oluşumu ve gelişiminde etkili olduğu bilinmektedir. Meme kanserlerinin yaklaşık %80'i, yumurtalık kanserlerinin %40-60’ı östrojen reseptörü (ER) pozitiftir ve östrojen bu kanser türleri için risk faktörü oluşturur.
Kanserde önemli rolü olabileceği düşünülen kodlamayan RNA'lar (ncRNA) hücrenin gelişimi, yaşamsal fonksiyonları ve hücresel bağışıklık gibi çeşitli işlevlere sahiptir. Genel olarak, transkript büyüklüğüne göre 200'den az nükleotid (nt) içeren RNA'lar kısa ncRNA'lar, 200'den fazla nükleotid (nt) içeren RNA'lar uzun ncRNA'lar (lncRNA) olarak sınıflandırılır. Meme, prostat, yumurtalık ve tiroid kanserleri gibi çeşitli endokrin kanserler ile lncRNA'lar ilişkilendirilmiştir. Güncel çalışmalarda kolon kanseri ile ilişkili transkript 2 (CCAT2)’nin, meme kanseri ve yumurtalık kanseri oluşumu ve gelişiminde görev alabilecek potansiyele sahip yeni bir lncRNA olarak bildirilmiştir.
Bu çalışmada östrojen uygulaması yapılan ve yapılmayan ER+/ER- meme ve yumurtalık kanseri hücrelerinde siRNA ile susturulan CCAT2’nin proliferasyon, adezyon, canlılık ve apoptoz açısından etkileri belirlenmiştir. Hücrelerde tripan mavisi boyamasıyla canlılık, XTT yöntemi ile adezyon ve proliferasyon, TUNEL yöntemi ile apoptoz, qPCR ile CCAT2 gen ekspresyonu belirlemeleri yapıldı.
v
CCAT2’ye özgü siRNA uygulamaları MCF-7, MDA-MB-231, OVCAR-3 ve UWB1.289 hücrelerinde çoğalma, canlılık ve tutunmayı azaltırken apoptozu artırdığı belirlendi. ER+ meme ve yumurtalık kanseri hücrelerinde çoğalma, canlılık ve apoptoz açısından siCCAT2’nin gösterdiği etkiler ER- meme ve yumurtalık kanseri hücrelerine göre daha azdı. Östrojen uygulanan ER+ meme ve yumurtalık kanseri hücreleri östrojen uygulanmayan ER+ meme ve yumurtalık kanseri hücrelerine göre siCCAT2’den daha az etkilendi.
Östrojen uygulamasının ER+ meme kanseri ve yumurtalık kanseri hücrelerinde CCAT2 gen ekspresyon seviyelerini, proliferasyonu, canlılık ve adezyonu artırırken hücrelerin apoptozunu azalttığı belirlendi. Çeşitli kanserlerde östrojen ve ER’nin CCAT2 ile moleküler etkileşimleri ve hücre sinyal yolakları üzerine olan etkisinin keşfedilmesi ile yeni bir terapötik ajan olarak değerlendirilmesinin mümkün olabileceğini düşünmekteyiz
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
Östrojen
CCAT2
Östrojen Reseptörü
Meme Kanseri
Yumurtalık Kanseri
Estrogen
Estrogen Receptor
Breast Cancer
Ovarian Cancer
Long rna ccat2'nin östrojen hormon duyarlılığı açısından etkisinin meme ve over kanser hücrelerinde incelenmesi
doctoralThesis
REFHSVRJTSBMSVNBTlNJCgpCdSBsaXNhbnPEsSBpbXphbGF5xLFwIGfDtm5kZXJlcmVrLCBnw7ZuZGVyaW5pemkgZMO8bnlhIMOnYXDEsW5kYSBiYXPEsWzEsSBoYWxkZSwgCmVsZWt0cm9uaWsgb3J0YW1kYSB2ZSBoZXJoYW5naSBiYXNrYSBiaXIga2FuYWxsYSB5ZW5pZGVuIG9sdcWfdHVybWFrLCAKw6dldmlyaXNpbmkgeWFwbWFrIChhxZ9hxJ/EsWRhIHRhbsSxbWxhbmTEscSfxLEgw7x6ZXJlKSB2ZS92ZXlhIGRhxJ/EsXRtYWsgacOnaW4gCkVza2nFn2VoaXIgT3NtYW5nYXppIMOcbml2ZXJzaXRlc2nigJluaW4gKEVTT0dVKSDDtnplbCBvbG1heWFuIGhha2xhcsSxbsSxIGthYnVsIGV0bWnFnyBvbHVyc3VudXouCgpFU09HVSwgZ8O2bmRlcmluaXppbiBpw6dlcmnEn2luaSBkZcSfaXN0aXJtZWRlbiBoZXJoYW5naSBiaXIgCm9ydGFtZGEgZmFya2zEsSBiacOnaW1sZXJkZSBrb3J1bWEgYW1hw6dsxLEgb2xhcmFrIMOnZXZpcmViaWxpci4gCsOWdGUgeWFuZGFuIEVTT0dVLCBnw7x2ZW5saWssIHllZGVrbGVtZSB2ZSBrb3J1bWEgYW1hY8SxeWxhIGJ1IGfDtm5kZXJpbmluIApiaXJkZW4gZmF6bGEga29weWFzxLFuxLEgZWxpbmRlIHR1dGFiaWxpci4gCgpHw7ZuZGVyaW5pbiBzaXplIGFpdCBvcmlqaW5hbCBiaXIgw6dhbGnFn21hIG9sZHXEn3VudSB2ZSBidSBsaXNhbnN0YSBiZWxpcnRpbGVuIApoYWtsYXLEsSBrYWJ1bCBldG1lIGhha2vEsW7EsXogb2xkdcSfdW51IGJlbGlydG1pxZ8gb2x1cnN1bnV6LiBBeW7EsSB6YW1hbmRhIGfDtm5kZXJpbml6aW4sIApiaWxkacSfaW5peiBrYWRhcsSxeWxhLCBraW1zZW5pbiDDtnpsdWsgaGFra8SxbsSxIMOnacSfbmVtZWRpxJ9pbmkgZGUgc3VubXXFnyBvbHVyc3VudXouCgpFxJ9lciBnw7ZuZGVyaSB0ZWxpZiBoYWtrxLFuYSBzYWhpcCBvbHVubWF5YW4gYmlyIG1hdGVyeWFsIGnDp2VyaXlvcnNhLCBvIHphbWFuIAp0ZWxpZiBoYWtrxLEgc2FoaWJpbmRlbiBidSBsaXNhbnMgaWNpbiBnZXJla2xpIG9sYW4gRVNPR1UgaGFrbGFyxLFuxLEga2FidWwgZXRtZWsgCmljaW4ga8Sxc8SxdHPEsXogaXppbiBhbGTEscSfxLFuxLF6xLEgdmUgYnUgdGFyeiDDvMOnw7xuY8O8IGtpxZ9pbGVyIHRhcmFmxLFuZGFuIHNhaGlwIG9sdW5hbiAKbWF0ZXJ5YWxsZXJpbiBnw7ZuZGVyaSBpw6dlcmnEn2kgdmV5YSBtZXRuaSBpw6dlcmlzaW5kZSBhw6dpa8OnYSB0YW7EsW1sYW5kxLHEn8SxbsSxIHZlIAprYWJ1bCBlZGlsZGnEn2luaSBzdW5hcnNpbml6LgoKRcSeRVIgR8OWTkRFUsSwIEVTT0dVIERJxZ5JTkRBIEJBxZ5LQSBCxLBSIEtVUlVMVcWeIFRBUkFGSU5EQU4gREVTVEVLTEVORU4gQsSwUiDDh0FMScWeTUFZQSAKREFZQUxJIMSwU0UsIEJVIFRBUlogQklSIEFOTEHFnk1BIFZFWUEgU8OWWkxFxZ5NRU7EsE4gR0VSRUtUxLBSRMSwxJ7EsCBExLDEnkVSIApaT1JVTkxVTFVLTEFSSSBZRVLEsE5FIEdFVMSwUkTEsMSexLBOxLBaxLAgU1VOQVJTSU5JWi4KCkVTT0dVIGlzbWluaXppIGfDtm5kZXJpbmluIHlhemFyxLEgdmV5YSBzYWhpYmkgb2xhcmFrIGHDp8Sxa8OnYSB0YW7EsW1sYXlhY2FrdMSxciB2ZSAKYnUgbGlzYW5zxLFuIGl6aW4gdmVyZGnEn2luaW4gZMSxxZ/EsW5kYSBoZXJoYW5naSBiaXIgZGXEn2nFn2lrbGlrIHlhcG1heWFjYWt0xLFyLgo=
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/4244/1/28-7397-10377984.pdf
File
MD5
3882de939ba9d87c776201390f03b3ed
2514372
application/pdf
28-7397-10377984.pdf
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/4244/3/28-7397-10377984.pdf.txt
File
MD5
3d0a7963766766d4b39484dc5bae1665
259057
text/plain
28-7397-10377984.pdf.txt
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3179
2022-06-15T00:01:30Z
com_11684_26
com_11684_2
col_11684_172
Dspace@ESOGU
advisor
Güneş, Hasan Veysi
author
Güntülü, Ali
department
ESOGÜ, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Tıbbi Biyoloji A.B.D. Koleksiyonu
2022-06-14T05:57:46Z
2021
http://hdl.handle.net/11684/3179
Akciğer kanserli hastalarda endoplazmik retikulum moleküler şaperonları
GRP78, GRP94, kalretikülin ve kalneksin gen ifadelerinin klinik verilerle
karşılaştırılması.
Giriş: Akciğer kanseri dünya genelinde tüm kanserler içinde erkeklerde en sık,
kadınlarda ikinci sırada görülen kanserdir. Hastaların çoğu tanı sırasında lokal ileri / ileri
evre hastalığa sahip olup küratif tedavi şansları yoktur. Son yıllarda akciğer kanserinin
moleküler mekanizmaları ve bu mekanizmalar üzerinden hedefe yönelik tedavi geliştirme
çalışmaları hız kazanmıştır. Endoplazmik retikulum protein sentezi ve işleme başta olmak
üzere birçok fonksiyona sahiptir. Kanserde endoplazmik retikulumda katlanmamış
protein miktarı artmakta, ortaya çıkan durum endoplazmik retikulum stresi olarak
adlandırılmaktadır. Endoplazmik retikulum stresinde görev alan moleküler şaperonların
akciğer kanserinin klinik verileri ve sağ kalımı ile olan ilişkisi belirsizdir.
Amaç: Bu çalışmada akciğer kanserli hastalarda endoplazmik retikulum stresinde
rol alan GRP78, GRP94, kalneksin, kalretikülin gen ifade seviyeleri ile protein
seviyelerinin klinik veriler ve sağ kalım ile ilişkisinin araştırılması amaçlanmıştır.
Yöntem: Çalışma iki aşamadan oluşmaktadır: 1. aşamada tümör dokusunda RTPCR
ile GRP78, GRP94, kalneksin, kalretikülin gen ifade seviyeleri, 2. aşamada ise
serumda ELISA ile protein seviyeleri tespit edilip klinik veriler ve sağ kalım ile ilişkisi
değerlendirilmiştir. Verilerin karşılaştırılmasında parametrik testler (t-testi ve One-way
ANOVA) kullanılmıştır. Parametreler arasındaki ilişkiyi göstermede Pearson korelasyon
testi yapılmıştır. Sağ kalım analizlerinde Kaplan – Meier metodu kullanılmıştır.
Bulgular: Birinci aşamadaki 52 hastanın yaş ortalamaları 65.13±9.62 yıl,
kadın/erkek oranı 5/47 olarak saptanmıştır. Hastaların GRP78, GRP94, kalneksin,
kalretikülin gen ifade seviyelerinin yaş, cins, aktif sigara içiciliği, ko-morbidite, evre ve
metastaz durumuna göre değişmediği görülmüştür. GRP94 ve kalneksin gen ifade
seviyeleri küçük hücreli akciğer kanserinde adenokarsinom ve skuamöz hücreli
karsinoma göre daha düşük bulunmuştur (p=0.005 ve p<0.001). Çalışmanın ikinci
aşamasındaki 140 hastanın yaş ortalamaları 64.37±9.11 yıl, kadın/erkek oranı 14/126
olarak saptanmıştır. GRP78, GRP94, kalneksin, kalretikülin protein seviyeleri akciğer
kanserli hastalarda kontrol grubuna göre daha yüksek ve birbirleriyle korelasyon
gösterdiği saptanmıştır (tümü için p<0.001). Sağ kalım analizinde ise şaperonlar
v
arasından yalnızca kalretikülin sağ kalımla ilişkili bulunmuştur. Kalretikülin ≥250.52
ng/ml olan hastalarda ortanca sağ kalım daha yüksek saptanmıştır (16 aya karşın 8 ay;
p=0.009). Histopatolojik alt tip, metastaz ve kemoterapi cevabına göre düzeltme
yapıldıktan sonra da kalretikülinin sağ kalım üzerinde etkili olduğu görülmüştür [HR
(%95CI): 1.659 (1.098-2.506); p=0.016].
Sonuç: Kalretikülinin prognoz üzerindeki histopatolojik alt tip, metastaz ve
kemoterapi cevabından bağımsız etkisi hedeflenebilmesi halinde akciğer kanserli
hastaların daha geniş bir grubunun tedavisinde etkili olabileceğini düşündürmektedir
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
Akciğer Kanseri
Endoplazmik Retikulum Stresi
GRP78
GRP94
Kalneksin
Kalretikülin
Lung Cancer
ndoplasmic Reticulum Stress
Akciğer kanserli hastalarda endoplazmik retikulum moleküler şaperonları grp78, grp94, kalretikülin ve kalneksin gen ifadelerinin klinik verilerle karşılaştırılması
doctoralThesis
REFHSVRJTSBMSVNBTlNJCgpCdSBsaXNhbnPEsSBpbXphbGF5xLFwIGfDtm5kZXJlcmVrLCBnw7ZuZGVyaW5pemkgZMO8bnlhIMOnYXDEsW5kYSBiYXPEsWzEsSBoYWxkZSwgCmVsZWt0cm9uaWsgb3J0YW1kYSB2ZSBoZXJoYW5naSBiYXNrYSBiaXIga2FuYWxsYSB5ZW5pZGVuIG9sdcWfdHVybWFrLCAKw6dldmlyaXNpbmkgeWFwbWFrIChhxZ9hxJ/EsWRhIHRhbsSxbWxhbmTEscSfxLEgw7x6ZXJlKSB2ZS92ZXlhIGRhxJ/EsXRtYWsgacOnaW4gCkVza2nFn2VoaXIgT3NtYW5nYXppIMOcbml2ZXJzaXRlc2nigJluaW4gKEVTT0dVKSDDtnplbCBvbG1heWFuIGhha2xhcsSxbsSxIGthYnVsIGV0bWnFnyBvbHVyc3VudXouCgpFU09HVSwgZ8O2bmRlcmluaXppbiBpw6dlcmnEn2luaSBkZcSfaXN0aXJtZWRlbiBoZXJoYW5naSBiaXIgCm9ydGFtZGEgZmFya2zEsSBiacOnaW1sZXJkZSBrb3J1bWEgYW1hw6dsxLEgb2xhcmFrIMOnZXZpcmViaWxpci4gCsOWdGUgeWFuZGFuIEVTT0dVLCBnw7x2ZW5saWssIHllZGVrbGVtZSB2ZSBrb3J1bWEgYW1hY8SxeWxhIGJ1IGfDtm5kZXJpbmluIApiaXJkZW4gZmF6bGEga29weWFzxLFuxLEgZWxpbmRlIHR1dGFiaWxpci4gCgpHw7ZuZGVyaW5pbiBzaXplIGFpdCBvcmlqaW5hbCBiaXIgw6dhbGnFn21hIG9sZHXEn3VudSB2ZSBidSBsaXNhbnN0YSBiZWxpcnRpbGVuIApoYWtsYXLEsSBrYWJ1bCBldG1lIGhha2vEsW7EsXogb2xkdcSfdW51IGJlbGlydG1pxZ8gb2x1cnN1bnV6LiBBeW7EsSB6YW1hbmRhIGfDtm5kZXJpbml6aW4sIApiaWxkacSfaW5peiBrYWRhcsSxeWxhLCBraW1zZW5pbiDDtnpsdWsgaGFra8SxbsSxIMOnacSfbmVtZWRpxJ9pbmkgZGUgc3VubXXFnyBvbHVyc3VudXouCgpFxJ9lciBnw7ZuZGVyaSB0ZWxpZiBoYWtrxLFuYSBzYWhpcCBvbHVubWF5YW4gYmlyIG1hdGVyeWFsIGnDp2VyaXlvcnNhLCBvIHphbWFuIAp0ZWxpZiBoYWtrxLEgc2FoaWJpbmRlbiBidSBsaXNhbnMgaWNpbiBnZXJla2xpIG9sYW4gRVNPR1UgaGFrbGFyxLFuxLEga2FidWwgZXRtZWsgCmljaW4ga8Sxc8SxdHPEsXogaXppbiBhbGTEscSfxLFuxLF6xLEgdmUgYnUgdGFyeiDDvMOnw7xuY8O8IGtpxZ9pbGVyIHRhcmFmxLFuZGFuIHNhaGlwIG9sdW5hbiAKbWF0ZXJ5YWxsZXJpbiBnw7ZuZGVyaSBpw6dlcmnEn2kgdmV5YSBtZXRuaSBpw6dlcmlzaW5kZSBhw6dpa8OnYSB0YW7EsW1sYW5kxLHEn8SxbsSxIHZlIAprYWJ1bCBlZGlsZGnEn2luaSBzdW5hcnNpbml6LgoKRcSeRVIgR8OWTkRFUsSwIEVTT0dVIERJxZ5JTkRBIEJBxZ5LQSBCxLBSIEtVUlVMVcWeIFRBUkFGSU5EQU4gREVTVEVLTEVORU4gQsSwUiDDh0FMScWeTUFZQSAKREFZQUxJIMSwU0UsIEJVIFRBUlogQklSIEFOTEHFnk1BIFZFWUEgU8OWWkxFxZ5NRU7EsE4gR0VSRUtUxLBSRMSwxJ7EsCBExLDEnkVSIApaT1JVTkxVTFVLTEFSSSBZRVLEsE5FIEdFVMSwUkTEsMSexLBOxLBaxLAgU1VOQVJTSU5JWi4KCkVTT0dVIGlzbWluaXppIGfDtm5kZXJpbmluIHlhemFyxLEgdmV5YSBzYWhpYmkgb2xhcmFrIGHDp8Sxa8OnYSB0YW7EsW1sYXlhY2FrdMSxciB2ZSAKYnUgbGlzYW5zxLFuIGl6aW4gdmVyZGnEn2luaW4gZMSxxZ/EsW5kYSBoZXJoYW5naSBiaXIgZGXEn2nFn2lrbGlrIHlhcG1heWFjYWt0xLFyLgo=
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/3179/1/75-7399-10383049.pdf
File
MD5
f797bac6ccb40cc671563e227bb9571c
11115821
application/pdf
75-7399-10383049.pdf
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/3179/3/75-7399-10383049.pdf.txt
File
MD5
a880f4871393009803c4ef8bcdf824f3
229501
text/plain
75-7399-10383049.pdf.txt
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3200
2022-06-15T00:01:39Z
com_11684_26
com_11684_2
col_11684_172
Dspace@ESOGU
advisor
Üstüner, M. Cengiz
author
Tanrıkut, Cihan
department
ESOGÜ, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Tıbbi Biyoloji A.B.D. Koleksiyonu
2022-06-14T13:25:45Z
2021
http://hdl.handle.net/11684/3200
Çalışmamızda, Hypericum perforatum, Hypericum aviculariifolium, Hypericum adenotrichum ve Hypericum sechmenii ekstraktlarının, Lipopolisakkarit (LPS) ile inflamasyon oluşturulan sıçanlar üzerine olan etkileri araştırıldı. Bu amaçla, 4-5 aylık, 70 adet Wistar albino ırkı dişi sıçan 10 gruba ayrıldı. İnflamasyonun oluşturulması için; inflamasyon, inflamasyon+H. perforatum, inflamasyon+H. adenotrichum, inflamasyon+ H. aviculariifolium ve inflamasyon+H. sechmenii gruplarındaki sıçanlara 1 mg/kg dozunda LPS serum fizyolojik içerisinde çözülerek verildikten sonra, ilgili ekstraktlar 7 gün boyunca 150 mg/kg olarak gavaj yoluyla verildi. Kontrol gruplarına ise serum fizyolojik, H. perforatum, H. adenotrichum, H. aviculariifolium ve H. sechmenii verildi. Sıçanların karaciğer, akciğer ve böbrek F-18-florodeoksiglukoz (FDG) pozitron emisyon tomografi (PET) taramaları yapılıp, 18FDG tutulumları sud maks olarak hesaplandı. Görüntülemenin ardından hayvanlar, ketamin/ksilazin anestezisi altında kalp kanı, karaciğer, böbrek dokuları alındı. Eritrosit hemolizatlarında malondialdehit (MDA), süperoksit dismutaz (SOD), katalaz (KAT), nükleer faktör kappa β (NF-kβ), tümör nekroz faktör (TNF-α), İnterlökin-1β (IL-1) ve İnterlökin-6 (IL-6), karaciğer ve böbrek doku homojenatlarında MDA, SOD, KAT, NF-kβ ve TNF-α seviyeleri ELISA yöntemiyle belirlendi.
Yapılan çalışma sonucunda, LPS uygulanan inflamasyon gruplarında, MDA, NF-κβ, TNF-α, IL-1β ve IL-6 seviyelerinde artma, SOD ve KAT seviyelerinde azalma tespit edildi. H. perforatum, H. adenotrichum, H. aviculariifolium ve H. sechmenii ekstraktları inflamasyon gruplarında, karaciğer MDA, SOD, KAT, NF-κβ ve TNF-α, böbrek MDA, NF-κβ ve TNF-α, hemolizat MDA, SOD, TNF-α ve IL-6 seviyelerini kontrol grubuna yaklaştırdığı belirlendi. H. sechmenii’nin, bakılan bütün biyokimyasal parametreleri kontrol grubuna yaklaştırdığı belirlenirken, H. aviculariifolium’un, hemolizat KAT, NF-κβ, IL-1β, H. adenotrichum’un, böbrek KAT, hemolizat NF-κβ, H. perforatum’ un, böbrek KAT seviyesi üzerine etkisi görülmedi.
Akciğerde, H. sechmenii’nin 18FDG tutulumunu kontrol seviyesine yaklaştırdığı belirlendi. Akciğer, karaciğer ve böbrek FDG-PET analizlerinde, H. perforatum, H.
v
adenotrichum, H. aviculariifolium ve H. sechmenii’nin inflamasyonu azalttığı gösterildi.
Sonuç olarak, H. adenotrichum, H. aviculariifolium ve H. sechmenii’nin, LPS’nin neden olduğu inflamatuar ve oksidatif etkilerden, karaciğer, böbrek, kan parametreleri ve FDG-PET analizleri değerlendirildiğinde, H. perforatum’a kıyasla benzer etkide olduğu söylenebilir.
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
Hypericum Perforatum
Hypericum Adenotrichum
Hypericum Aviculariifolium
Hypericum Sechmenii
LPS
İnflamasyon
İç Anadolu Bölgesinde yetişen bazı endemik hypericum bitkilerinin inflamasyona olan etkilerinin karşılaştırılmas
doctoralThesis
REFHSVRJTSBMSVNBTlNJCgpCdSBsaXNhbnPEsSBpbXphbGF5xLFwIGfDtm5kZXJlcmVrLCBnw7ZuZGVyaW5pemkgZMO8bnlhIMOnYXDEsW5kYSBiYXPEsWzEsSBoYWxkZSwgCmVsZWt0cm9uaWsgb3J0YW1kYSB2ZSBoZXJoYW5naSBiYXNrYSBiaXIga2FuYWxsYSB5ZW5pZGVuIG9sdcWfdHVybWFrLCAKw6dldmlyaXNpbmkgeWFwbWFrIChhxZ9hxJ/EsWRhIHRhbsSxbWxhbmTEscSfxLEgw7x6ZXJlKSB2ZS92ZXlhIGRhxJ/EsXRtYWsgacOnaW4gCkVza2nFn2VoaXIgT3NtYW5nYXppIMOcbml2ZXJzaXRlc2nigJluaW4gKEVTT0dVKSDDtnplbCBvbG1heWFuIGhha2xhcsSxbsSxIGthYnVsIGV0bWnFnyBvbHVyc3VudXouCgpFU09HVSwgZ8O2bmRlcmluaXppbiBpw6dlcmnEn2luaSBkZcSfaXN0aXJtZWRlbiBoZXJoYW5naSBiaXIgCm9ydGFtZGEgZmFya2zEsSBiacOnaW1sZXJkZSBrb3J1bWEgYW1hw6dsxLEgb2xhcmFrIMOnZXZpcmViaWxpci4gCsOWdGUgeWFuZGFuIEVTT0dVLCBnw7x2ZW5saWssIHllZGVrbGVtZSB2ZSBrb3J1bWEgYW1hY8SxeWxhIGJ1IGfDtm5kZXJpbmluIApiaXJkZW4gZmF6bGEga29weWFzxLFuxLEgZWxpbmRlIHR1dGFiaWxpci4gCgpHw7ZuZGVyaW5pbiBzaXplIGFpdCBvcmlqaW5hbCBiaXIgw6dhbGnFn21hIG9sZHXEn3VudSB2ZSBidSBsaXNhbnN0YSBiZWxpcnRpbGVuIApoYWtsYXLEsSBrYWJ1bCBldG1lIGhha2vEsW7EsXogb2xkdcSfdW51IGJlbGlydG1pxZ8gb2x1cnN1bnV6LiBBeW7EsSB6YW1hbmRhIGfDtm5kZXJpbml6aW4sIApiaWxkacSfaW5peiBrYWRhcsSxeWxhLCBraW1zZW5pbiDDtnpsdWsgaGFra8SxbsSxIMOnacSfbmVtZWRpxJ9pbmkgZGUgc3VubXXFnyBvbHVyc3VudXouCgpFxJ9lciBnw7ZuZGVyaSB0ZWxpZiBoYWtrxLFuYSBzYWhpcCBvbHVubWF5YW4gYmlyIG1hdGVyeWFsIGnDp2VyaXlvcnNhLCBvIHphbWFuIAp0ZWxpZiBoYWtrxLEgc2FoaWJpbmRlbiBidSBsaXNhbnMgaWNpbiBnZXJla2xpIG9sYW4gRVNPR1UgaGFrbGFyxLFuxLEga2FidWwgZXRtZWsgCmljaW4ga8Sxc8SxdHPEsXogaXppbiBhbGTEscSfxLFuxLF6xLEgdmUgYnUgdGFyeiDDvMOnw7xuY8O8IGtpxZ9pbGVyIHRhcmFmxLFuZGFuIHNhaGlwIG9sdW5hbiAKbWF0ZXJ5YWxsZXJpbiBnw7ZuZGVyaSBpw6dlcmnEn2kgdmV5YSBtZXRuaSBpw6dlcmlzaW5kZSBhw6dpa8OnYSB0YW7EsW1sYW5kxLHEn8SxbsSxIHZlIAprYWJ1bCBlZGlsZGnEn2luaSBzdW5hcnNpbml6LgoKRcSeRVIgR8OWTkRFUsSwIEVTT0dVIERJxZ5JTkRBIEJBxZ5LQSBCxLBSIEtVUlVMVcWeIFRBUkFGSU5EQU4gREVTVEVLTEVORU4gQsSwUiDDh0FMScWeTUFZQSAKREFZQUxJIMSwU0UsIEJVIFRBUlogQklSIEFOTEHFnk1BIFZFWUEgU8OWWkxFxZ5NRU7EsE4gR0VSRUtUxLBSRMSwxJ7EsCBExLDEnkVSIApaT1JVTkxVTFVLTEFSSSBZRVLEsE5FIEdFVMSwUkTEsMSexLBOxLBaxLAgU1VOQVJTSU5JWi4KCkVTT0dVIGlzbWluaXppIGfDtm5kZXJpbmluIHlhemFyxLEgdmV5YSBzYWhpYmkgb2xhcmFrIGHDp8Sxa8OnYSB0YW7EsW1sYXlhY2FrdMSxciB2ZSAKYnUgbGlzYW5zxLFuIGl6aW4gdmVyZGnEn2luaW4gZMSxxZ/EsW5kYSBoZXJoYW5naSBiaXIgZGXEn2nFn2lrbGlrIHlhcG1heWFjYWt0xLFyLgo=
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/3200/1/76-7393-10380267.pdf
File
MD5
cd5390c217948952646046fcfede639d
3515513
application/pdf
76-7393-10380267.pdf
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/3200/3/76-7393-10380267.pdf.txt
File
MD5
ca9b6c2afd51de4152e5e40ad2c5b88b
262065
text/plain
76-7393-10380267.pdf.txt
oai:openaccess.ogu.edu.tr:11684/3210
2022-06-16T00:02:14Z
com_11684_26
com_11684_2
col_11684_172
Dspace@ESOGU
advisor
Kurt, Hülyam
author
Yağcı, Emine
department
ESOGÜ, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Tıbbi Biyoloji A.B.D. Koleksiyonu
2022-06-15T06:12:25Z
2021
http://hdl.handle.net/11684/3210
Prostat kanseri, özellikle yaşlı erkekleri etkileyen, erkeklerde en sık görülen ikinci kanserdir. Prostat kanseri riskinin %42 kadarının, genetik etkiler tarafından açıklanabileceği tahmin edilmektedir ve yüksek morbiditesine rağmen etiyolojisi tam olarak bilinememektedir.
Prostat kanserinin tanısında serum prostat spesifik antijen (PSA) seviyeleri kullanılır. Ancak, PSA'nın serum seviyelerindeki artış kansere özgü değildir ve BPH'li hastalarda da görülebilir. Bu nedenle prostat kanserinde teşhis için daha spesifik biyobelirteçlerin tanımlanmasına ihtiyaç vardır.
Kanser gibi hastalıkların prognozu zayıf kaldığı için modern moleküler biyoloji ve tıp, terapötik ve prognostik öneme sahip yeni genomik belirteçlerin geliştirilmesiyle ilgilenmektedir. Tek nükleotid polimorfizmleri (SNP'ler) en önemli genomik belirteç türlerinden biridir.
İnflamasyon, enfeksiyon veya kimyasallara ve partiküllere maruz kalmanın neden olduğu fizyolojik yaralanmaya karşı karmaşık bir tepkidir. Prostatik inflamasyonda hücresel olarak doğrudan üretilen sitokinlerin yanı sıra, TLR’ler ve NLR’ler gibi doğuştan gelen bağışıklıkta görevli moleküller de özel bir aktiviteye sahiptir. Ayrıca yapılan çalışmalar, kemokinler, siklooksigenazlar ve prostat kanseri geliştirme riski arasında bir ilişki olduğunu göstermiştir.
Çalışmamız, inflamatuar süreçte etkili olan kemokinler (CCL11, CCR3, CXCL12, CXCR4), kalıp tanıma reseptörleri (NOD1, NOD2, TLR4) ve sikloksigenaz (COX-2) genlerine ait 8 SNP ve inflamatuar süreçte görevli IL-1β, LY96 ve TLR4 proteinlerinin serum seviyelerininin prostat kanseri riski ile ilişkisini belirlemek amacıyla planlanmıştır.
Çalışmamızda; 90 hasta (28 BPH, 62 Prostat kanseri tanısı alan) ve 90 sağlıklı bireyden alınan kan örneklerinden DNA izole edilmiştir. Polimorfizmlerin değerlendirilmesi için PCR-RFLP yöntemi kullanılmıştır. Serum protein seviyelerinin belirlenmesi için elisa kiti kullanılmıştır.
vi
Değerlendirilen tüm gruplar için CCR3 rs4987053 ve COX-2 rs689466 varyantları genotip dağılımları ve allel frekanslarının gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark gösterdiği belirlenmiştir. rs4987053 varyantı için homozigot, resesif ve dominant modellerde, rs689466 varyantı için heterozigot-dominant modelde genotip dağılımlarında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur. Ayrıca NOD1 rs5743336 varyantı genotip dağılımlarında non-kanseröz ve prostat kanseri grubu arasında anlamlı fark tespit edilmiştir. rs5743336 varyantı prostat kanseri ve kontrol grubu arasında genotip dağılımları ve allel frekanslarında, ayrıca heterozigot, homozigot ve dominant modelde genotip dağılımlarında istatistiksel olarak anlamlı fark belirlenmiştir. Bununla birlikte rs16969415, rs1801157, rs2228014, rs2066847, rs4986791 polimorfizmleri ile prostat kanseri riski arasında anlamlı bir ilişki belirlenememiştir.
Serum IL-1β, LY96 ve TLR4 protein seviyelerinde tüm gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark belirlenmiştir. İnflamatuar protein seviyeleri ve gen varyantlarının genotip dağılımlarına göre analizinde, TLR4 serum seviyesi ile varyantlar arasında anlamlı fark belirlenemezken, IL-1β serum seviyeleri ile rs689466 varyantı arasında anlamlı bir fark saptanmıştır. Ayrıca, LY96 serum seviyeleri ile rs2228014, rs5743336 varyantları arasında da anlamlı bir fark belirlenmiştir
tur
info:eu-repo/semantics/openAccess
Prostat Kanseri
İnflamasyon
Polimorfizm
Kemokin
TLR4
NOD1
COX-2
LY96
IL-1β
Prostate Cancer
İnflammation
Polymorphism
Chemokine
Prostat kanserinde inflamatuar gen varyantları ve protein seviyelerinin belirlenmesi
masterThesis
REFHSVRJTSBMSVNBTlNJCgpCdSBsaXNhbnPEsSBpbXphbGF5xLFwIGfDtm5kZXJlcmVrLCBnw7ZuZGVyaW5pemkgZMO8bnlhIMOnYXDEsW5kYSBiYXPEsWzEsSBoYWxkZSwgCmVsZWt0cm9uaWsgb3J0YW1kYSB2ZSBoZXJoYW5naSBiYXNrYSBiaXIga2FuYWxsYSB5ZW5pZGVuIG9sdcWfdHVybWFrLCAKw6dldmlyaXNpbmkgeWFwbWFrIChhxZ9hxJ/EsWRhIHRhbsSxbWxhbmTEscSfxLEgw7x6ZXJlKSB2ZS92ZXlhIGRhxJ/EsXRtYWsgacOnaW4gCkVza2nFn2VoaXIgT3NtYW5nYXppIMOcbml2ZXJzaXRlc2nigJluaW4gKEVTT0dVKSDDtnplbCBvbG1heWFuIGhha2xhcsSxbsSxIGthYnVsIGV0bWnFnyBvbHVyc3VudXouCgpFU09HVSwgZ8O2bmRlcmluaXppbiBpw6dlcmnEn2luaSBkZcSfaXN0aXJtZWRlbiBoZXJoYW5naSBiaXIgCm9ydGFtZGEgZmFya2zEsSBiacOnaW1sZXJkZSBrb3J1bWEgYW1hw6dsxLEgb2xhcmFrIMOnZXZpcmViaWxpci4gCsOWdGUgeWFuZGFuIEVTT0dVLCBnw7x2ZW5saWssIHllZGVrbGVtZSB2ZSBrb3J1bWEgYW1hY8SxeWxhIGJ1IGfDtm5kZXJpbmluIApiaXJkZW4gZmF6bGEga29weWFzxLFuxLEgZWxpbmRlIHR1dGFiaWxpci4gCgpHw7ZuZGVyaW5pbiBzaXplIGFpdCBvcmlqaW5hbCBiaXIgw6dhbGnFn21hIG9sZHXEn3VudSB2ZSBidSBsaXNhbnN0YSBiZWxpcnRpbGVuIApoYWtsYXLEsSBrYWJ1bCBldG1lIGhha2vEsW7EsXogb2xkdcSfdW51IGJlbGlydG1pxZ8gb2x1cnN1bnV6LiBBeW7EsSB6YW1hbmRhIGfDtm5kZXJpbml6aW4sIApiaWxkacSfaW5peiBrYWRhcsSxeWxhLCBraW1zZW5pbiDDtnpsdWsgaGFra8SxbsSxIMOnacSfbmVtZWRpxJ9pbmkgZGUgc3VubXXFnyBvbHVyc3VudXouCgpFxJ9lciBnw7ZuZGVyaSB0ZWxpZiBoYWtrxLFuYSBzYWhpcCBvbHVubWF5YW4gYmlyIG1hdGVyeWFsIGnDp2VyaXlvcnNhLCBvIHphbWFuIAp0ZWxpZiBoYWtrxLEgc2FoaWJpbmRlbiBidSBsaXNhbnMgaWNpbiBnZXJla2xpIG9sYW4gRVNPR1UgaGFrbGFyxLFuxLEga2FidWwgZXRtZWsgCmljaW4ga8Sxc8SxdHPEsXogaXppbiBhbGTEscSfxLFuxLF6xLEgdmUgYnUgdGFyeiDDvMOnw7xuY8O8IGtpxZ9pbGVyIHRhcmFmxLFuZGFuIHNhaGlwIG9sdW5hbiAKbWF0ZXJ5YWxsZXJpbiBnw7ZuZGVyaSBpw6dlcmnEn2kgdmV5YSBtZXRuaSBpw6dlcmlzaW5kZSBhw6dpa8OnYSB0YW7EsW1sYW5kxLHEn8SxbsSxIHZlIAprYWJ1bCBlZGlsZGnEn2luaSBzdW5hcnNpbml6LgoKRcSeRVIgR8OWTkRFUsSwIEVTT0dVIERJxZ5JTkRBIEJBxZ5LQSBCxLBSIEtVUlVMVcWeIFRBUkFGSU5EQU4gREVTVEVLTEVORU4gQsSwUiDDh0FMScWeTUFZQSAKREFZQUxJIMSwU0UsIEJVIFRBUlogQklSIEFOTEHFnk1BIFZFWUEgU8OWWkxFxZ5NRU7EsE4gR0VSRUtUxLBSRMSwxJ7EsCBExLDEnkVSIApaT1JVTkxVTFVLTEFSSSBZRVLEsE5FIEdFVMSwUkTEsMSexLBOxLBaxLAgU1VOQVJTSU5JWi4KCkVTT0dVIGlzbWluaXppIGfDtm5kZXJpbmluIHlhemFyxLEgdmV5YSBzYWhpYmkgb2xhcmFrIGHDp8Sxa8OnYSB0YW7EsW1sYXlhY2FrdMSxciB2ZSAKYnUgbGlzYW5zxLFuIGl6aW4gdmVyZGnEn2luaW4gZMSxxZ/EsW5kYSBoZXJoYW5naSBiaXIgZGXEn2nFn2lrbGlrIHlhcG1heWFjYWt0xLFyLgo=
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/3210/1/87-7389-10374502.pdf
File
MD5
660f5d38f9c79bdb9afd21e9a5811578
1670011
application/pdf
87-7389-10374502.pdf
URL
http://openaccess.ogu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/11684/3210/3/87-7389-10374502.pdf.txt
File
MD5
1b75e7121693523abe196737029168dd
254508
text/plain
87-7389-10374502.pdf.txt